STAUNTON, KASPAROV, ANAND VE DSM
#2
Şevki Hacıoğlu'nun açtığı, ancak silinmiş olan bir konuyu aynen gönderiyorum.

Şevki Hacıoğlu

30 Mar 2007, 17:49:35


Satranç takımı figürlerinde ve süreli yayınlarında dini sembollere ihtiyaç var mıdır?
Turnuvalarda kullanılan satranç figürlerindeki haç sembolü neyi ifade etmektedir?

Bu konuyu açmakta fayda görüyorum:
Bir savaş strateji oyunu olan satranç;Hindistan’dan İran’a bir yüzyıl sonra da Arap ülkelerinde oynanan bir oyun haline gelmiştir.
İslamiyetin ilk yıllarında camiler,sadece ibadet yerleri değil,eğitim ve bilgi alışverişlerinin yapıldığı,bir bölümünde satranç oynandığı halkevleriydi aynı zamanda..
İslam orduları,7. yüzyıl başlarında İspanya yarımadasını istila edince satranç oyununu da batıya taşımış oldular.
Doğu bilgeliğinin bulduğu satranç oyunu,batının dini kurumu olan kilise tarafından hemen kabul görmedi.Hatta kilise satranç oyununu aforoz etti,yasakladı.Nedeni de satrancın İslam kültürünün bir parçası olmasıydı.Fakat bu oyunun gizemi Avrupalı aristokratları etkisi altına almakta gecikmedi.(Bu arada İspanyol açılışının mucidi sayılan Ruy Lopez’in de bir papaz olduğunu hatırlatalım.)
Satranç figürlerinden Fil’e kardinal başlığı takılması,Şah’ın kral olup haç takılması,Vezir’in kraliçe olmasıyla satranç oyunu da kilisenin yasaklarından kurtulmuş oldu.

Şimdi küçük bir örnekleme yapalım:
Batıda ,KİNG (Kral)-----QUEEN (Kraliçe)
Doğuda ,ŞAH ------------VEZİR

Şimdi bizler ülke olarak satranç oyununda batı yerine doğu söylemini kullanıyor isek,haç sembolünü kullanamayız!Çünkü ŞAH,VEZİR ile FİL Doğuya özgüdür.Şah ve Fil haç’lı değildir.
Haç Hıristiyan dininin sembolüdür ama haç aynı zamanda tanrının geometrik simgelerinden sadece biridir.Diğerleri beşgen,eşkenar dörtgen,gamalı haç vs.dir
İslamın hilal sembolü ise etkileri ay ile olan ilişkilerine bağlıdır.(Hilal,yarımay,dolunay) bir biçimde ayın kutsallığını paylaşır.

Semboller;belli bir topluluğa ait kişilerin anlayabildiği bir dildir.

Sıcak bir ortama itildiğimiz ve adına MEDENİYETLER ÇATIŞMASI denilen,din,mezhep ve etnik çatışmaların körüklendiği bu dünya düzeninde bu tür semboller uğruna savaşlar verilirken! Satranç turnuvalarında ve yayınlarında bizlere dayatılan bu sembolleri neden kabul edelim!..
İnançlara saygımız vardır.Dayatmalara hayır!..
Avrupa,satranç takımı ve yayınlarında kendi normlarını(standartlarını) belirlemiştir.
Ülkemizin de satranç takımı ve yayınlarında kendi normlarını ve yayınlarını belirlemesi ve uygulaması gerekmez mi?
Türkiye Satranç Federasyonu (TSF), kendi normlarını neden belirleyemiyor?
Ülkemizde kendi standartlarımıza uygun satranç takımı üretilmiyor mu?
Ülke standartlarına uygun kaliteli satranç takımı ve panoları üreten benim ve herkesin bildiği tek firma vardır.Düşün Satranç Merkezi.

Özellikle Milli Eğitimin TSF ile yürüttüğü bu spor dalına ülke normlarına uygun satranç takımları kullanılması dileklerimle sevgi ve saygılar.
Şevki HACIOĞLU

« Son Düzenleme: 08 Nis 2007, 12:08:24 Gönderen: Vezirçıkacakpiyon » Logged



Vezirçıkacakpiyon
Yeni Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 14


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #1 : 08 Nis 2007, 10:13:06 »

--------------------------------------------------------------------------------
Ateş Ülker

31 Mar 2007, 10:18:49


Halen Satranç taşı üreten kurumlar bu kutuya yanıt ekleyebilir.

Bazı taşların başında neden haç vardır?Rahmetli Nevzat Süer'in zamanında da bu soruyu soruyorduk.Çünkü taşların üretimi Türkiye'de geç başlamıştır!Uzun yıllar Satranç takımlarını dışardan ithal ettik.İthalat hala devam ediyor.Türkiye'de kurallara uygun taşları ilk defa üretmeye başlayan isimlerin kimler olduğunu da araştırabiliriz.Benim bildiğim Rahmetli Suat Erözbek ve yanılmıyorsam Hrant Mardikyan isimli bir vatandaşımız kurallara uygun dini semboller taşımayan taşları üretmiş ilk isimlerdir.Günümüzde artık Avrupa'dakilerden daha iyi taşlar üretmeye başladık.Aramızda eski alışkanlık nedeniyle hala yabancı takımları kullananlar olabilir.Marketlerde yerli çikolatanın yanında yabancı çikolatanın satılmasına benzeyen bir durum olsa gerektir.
Figür yerine artık taş kelimesini kullanabiliriz.Kalelere ve vezirlere ağır taş, atlara ve fillere hafif taş diyebiliriz.
Sayın Hacıoğlu bir eleştiri yapmıştır.Bizim toplumun en önemli eksiği eleştiri yapmaktan kaçmaktır.Eleştiriyi gizli yapmaktır.Hacıoğlu'nun bu eleştirisi ne derece Federasyonu ilgilendirir?Hacıoğlu tanık olduğu olayı ve zamanı bildirmediği için bu konunun Federasyonu ilgilendirdiğini söylemek zordur.Ben yaptığım eleştirilerde mutlaka olayı ve zamanını bildiririm.Federasyonun sorumluluk payı olup olmadığını ölçmeye çalışırım.Bunun aksine bir davranışım olsaydı defalarca Ceza kuruluna verilirdim.Oysa yıllarca Ceza Kuruluna verilebilecek bir tek cümle bulunmuştur.
Bu arada Şevki bey bugün taş üreten tek firmanın Düşün Satranç Merkezi olduğunu söyledi.Bu noktada yanıldığı bellidir.Herhalde kendisi İzmir'de yaşamaktadır.Ve İzmir dışındaki illere Satranç nedeniyle gitme imkanları kısıtlıdır.
Bu konuştuğumuz konular önemli midir?Ben konuşuyorsam,hemen Satrancın özünden uzaklaştığım iddia edilecektir.Onun için biraz siz konuşun ve Satrancın özünden uzaklaşmayanların ne konuştuklarını izleyelim!

Logged



Vezirçıkacakpiyon
Yeni Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 14


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #2 : 08 Nis 2007, 10:14:55 »

--------------------------------------------------------------------------------
djomer

31 Mar 2007, 10:32:56


Merhaba..

İyi Bir konuya değinmişsiniz..türkiye içindeki turnuvalarda bile bu takımların kullanılmasını saçma buluyorum..Türkiye olarak o taşlarda ufak değişiklikler yapsak bişiy olmas bence..

Logged



Vezirçıkacakpiyon
Yeni Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 14


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #3 : 08 Nis 2007, 10:16:29 »

--------------------------------------------------------------------------------
Ajlan

31 Mar 2007, 22:21:37


Şimdi isteğimiz nedir ? amacımız nedir ? neler yapmalıyız ? nasıl başlamalıyız ? nasıl devam etmeliyiz ? nasıl sonuç almalıyız ?
öncelikle böyle soruları cevaplamak lazım..
Satranç figürlerinde, yada taşlarında haç kullanılıyor olması rahatsızlık veriyor olması ilginçtir.. tabi kişisel bir düşünce olarak algılıyorum bunu.. peki bizim isteğimiz nedir ? figürlerden haç kalksın mıdır ? Peki bunları yapmakta amacımız nedir ? Şöyle düşünüyorum ehh akla şu anda yapıldığı gibi benzer bir düşünce geliyor aklıma.. dinleri temsil eden sembolleri satranç oyununda ne işi mi var ? çıkaralım gitsin değilmi ? Peki ne yapalim ? kraliçe yerine ne koyalim mesela ? yada kral yerine ?
Şimdi buraya kadar yazdıklarımızı unutalım... çünkü bu tip tartışmalar kısırdır.. önemli olan bir şey düşünüyorsan yapmaktır..Peki ne yapılmalıdır , yada nasıl yapılmalıdır? .. önce etrafımıza bakalım, Dünyada en sık kullanılan satranç programları nedir ? hemen söyleyelim chessbase, chessassistans desek yanlış olurmu ? bunlara chessmaster, fritz gibi aynı gruptan programlarda ilave edilebilir.. peki bunları kim yapar ?... hmmmm sanırım Şaha Kral diyenler, yada vezire Kraliçe, yada file papaz diyenler .. öyleyse nasıl başlamalıyız ?... Önce bu işlerle ilgilencek bilgisayar mühendisleriniz olmalı , grafik tasarımcılarınız olmalı, satranç taşları tasarlayan insanlarınız olmalı .. chessbase gibi yada chessasistans gibi programlardan daha iyi programlarınız olmalı , en kötüsü bunlara eşdeğer nitelikte olmalı, Bunları ingilizce almanca fransızca rusca çince, ne bileyim satranç hangi ülkelerde yoğun oynanıyor ise o dillerde kullanılıyor hale getiriyor olmalısınız .. bu tip bir başlangıçtan sonra nasıl devam etmeli ?.. serverlar kuracaksınız , bu figürlerle dünyanın her tarafındaki insanları oynatacaksınız. internet siteleri kuracaksınız insanlara bu figürleri tanitancaksınız ..yada taşları.. Peki daha fazla nasıl devam etmeli.. Bu şekilde satranç takımları üreteceksiniz bunları yabancı ülkelere satacak pazarlayacaksınız.. Peki sonra nasıl bitireceğiz bu işi.. Diyeceksiniz ki bu işleri düzenleyen adamlara .. bakın arkadaş böyle dini figürlerin satranç takımlarında olmasını biz istemiyoruz .. Adamlar siz kimsiniz diyecek .. Biz şunları şunları şunları yapanız diyeceksiniz..
Şimdi soruyorum.. Biz hangi hakka istinaden böyle bir talebi kime kabul ettirebiliriz ?
cevabı hemen söyleyim.. Eğri oturun doğru konuşun.. hiç kimseye !!
Tsf böyle bir konuyu gündeme alsa her halde tüm dünya alay eder..
Bu tip figürlerden rahatsız olan arkadaşlar, Taşlarla oynayabilir.. Evine satranç takımı alacaksan bugün istersen Mısır temalı , istersen Osmanlı temalı, istersen Arap temalı, istersen hint temalı , istersen cam ,istersen porselen , istersen ahşap , istersende istersen.... ne istersen onu alabilirsiniz..
Netice itibarı ile .. Bir Orduyla ancak Bir Ordu savaşabilir.. Tek başına bir Ordunun karşısına çıkıp savaşmaya kalkmak komik olur.. Önce Ordu kuralım.. sonra savaşırız.. Ancak 1 tane GM yetiştirebildiğimiz bir camiadan nasıl olurda böyle bir talepte bulunabilinir hayret doğrusu..
Ateş beyin benimde çok sevdiğim o meşhur sözü tam bu konu için herhalde.. Satrançın özünden uzaklaşmayalım Arkadaşlar..

Logged



Vezirçıkacakpiyon
Yeni Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 14


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #4 : 08 Nis 2007, 10:18:04 »

--------------------------------------------------------------------------------
Ajlan

31 Mar 2007, 22:45:43


http://www.satrancokulu.com/forum/index.php?topic=193.0

şu linke bakında önce ... sonra sıra figürlere gelsin... insanlar satranç oynayacak yer bulamazken .. fıstık ve yeşille uğraşıyor olmamız ne acı..

Logged



Vezirçıkacakpiyon
Yeni Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 14


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #5 : 08 Nis 2007, 10:20:11 »

--------------------------------------------------------------------------------
asabr

01 Nis 2007, 05:43:30


Eyvah ben kimim ve bu hal neyin nesi dedim başlığı gördüğümde. Acaba milli-dini değerlerimde bir kayıp mı sözkonusuydu acaba? Niçin ben bu olayı böyle görmemiş ya da hiç bu açıdan düşünmemiştim? Diğer dinlerin-kültürlerin mensupları nasıl düşünüyordu? Kimbilir belki bundan sonra maçlar 2 ayrı tahtada mı oynanmalıydı? Örneğin bir hristiyan bir müslümanla ya da bir yahudi bir hinduyla kendi dini motiflerini yansıtan 2 ayrı tahtada mı mücadele etmeliydi? Herbiri kendi motifleriyle işlenmiş tahtasının başında ve bir hakem nezaretinde mi hamlelerini yapmalıydı?...

Şüphesiz bu soruları çoğaltmak mümkün. Doğrudur, adamlar bu işe el atarken tam bir misyoner gibi davranmışlar. Hatta oyundan öte sırf bu sembollerin varlığı gurur kaynakları olmuş.

Şimdi gelelim sadede. Ne yapalım? Dünyanın sayılı büyük ustaları arasına girmek için mi çaba gösterelim yoksa tüm enerjimizle bu motiflere karşı savaş mı açalım? Enerjim herşeye yeter diyene bi sözümüz yok zaten. Allah yolunu açık etsin...

Logged



Vezirçıkacakpiyon
Yeni Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 14


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #6 : 08 Nis 2007, 10:21:53 »

--------------------------------------------------------------------------------
Ateş Ülker

01 Nis 2007, 10:18:55


Küçük bir düzeltme

"Satrancın özünden uzaklaşmak istemiyorum"sözü bana ait değildir.Beni susturmak için keşfedilmiş,benim sorularıma yanıt vermekten kaçmak için ortaya atılmış bir sözdür.Bir cankurtaran simididir.Önemli bir buluştur.
Ben genel olarak kimseyi ayrıntılara girdiği için eleştirmedim.Herkese kendini ifade edebilme özgürlüğü verilmelidir.Ancak çok uzun yazılar okuyucuyu bezdirmektedir. Yazıların önem derecesini tartışmayı da pek düşünmedim.Benim önem verdiğim konu,yazıların ne için yazılmış olduğudur.Bazı yazılar acıları unutturmak için yazılmaktadır.Bir sayfada bol kutlama varsa ve aynı konu için altalta 3 başlık açılmış ise,aradaki bazı konular unutulmakta veya gözden kaçmaktadır.
Kutlama hiç olmasın mı?Spordaki başarılar ve Satranca hizmet edenler kutlanır.Bunun için ayrı bir bölüm de açılabilir.Durduk yerde, küçük bir neden bularak kutlama mesajı yazıyorsak bunun başka bir amacı vardır.
Şimdi soruma yanıt gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.Halen Yerli taş üreten kaç firma vardır?Son 20 yıl içinde Satranç takımı üretmiş ve şimdi yapmayanlar da sayılabilir.

Logged



Vezirçıkacakpiyon
Yeni Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 14


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #7 : 08 Nis 2007, 10:23:40 »

--------------------------------------------------------------------------------
arda_a

03 Nis 2007, 11:39:58


Şevki Bey'in dediklerine karşı çıkış biçimleri çok ilginç (ilginç yerine enterasan mı deseydim, herşeyi Batı'daki gibi kabul edip hiç düşünmeyenler için...). Yanıt olarak, "Dur bakayım, bu satranç programını kim yapmış: Amerika. O zaman ilk önce O'nu yok etmeli, O'na karşı savaş açmalı ve O'nu bitirmeliyim!... Ee, bitti mi? Olmaz; O nece konuşuyor? Haa, dilini de yani İngilizceyi de bitiriyim." mantığını güden, mücadele için top tüfek ve "orduyu", birşey yapmak için de işgali tek yol sanan bir zihniyetin, Atatürk'ün lideri olduğu bu ülkede yaşadığını düşünmek inanın bana acıların en büyüğünü veriyor.

Bizden aldıkları Vezir'i kendilerince Kraliçe'ye çevirdikten sonra, bunu bir takım yollarla bize dayatmalarından rahatsız olmayacak mıyız?!. Kendimizi bundan korumak için, illâ ki onların değerlerini yokedip kendi değerlerimizi benimsetmemiz gerektiği mantığına dayanan yanıt ta ne demek oluyor?!. Bugün Bush da aynı söylem içinde değil mi? Bir örnek vereceğim: Şu anda bir mantar türünü, Fransızlar bizden alıp sonra bize yüz kat pahalıya satıyor. Kendi ürettiğimiz mantarı kendimizin satması için, moda haftasına mı girelim yoksa Fransa'ya mı saldıralım? Allahınızı severseniz, ne gerek var? Bizde var olan bu kültür, bu düşünce, bu benlik zaten bizim. Herşeyi ithal etmeyin. Bir arkadaşımız demiş ki "Kraliçe yerine ne koyalım meselâ? Yada Kral yerine?". Aynı mantıkla "Çes'e (chess: Satrancın İngilizcesi) 'satranç' mı diyelim?" diye mi sormak lazım? Bu düşüncenizi kişisel dahi bulamıyorum çünkü bu bir mantık yada başka bir şeye oturmuyor. Yazılanı gerçekten anlamadan eleştiri yazmak kötü, diyeceğim ama yanıt yazarken düşünülmüyor ya, işte o beni gene kahrediyor. "Ben düşünmedim; kimse düşünmemiştir. Zaten dünyadaki en zeki, en akıllı, en çok şeyi bilen benim" mantığını bir kenara değil uçurumdan aşağı atalım. Şu ana kadar tüm forumlarda yazış sebebim sadece bu tip yanıtlardır: Anlamadan yazılan. Bunu bir "satranç" forumunda da yazmak ilginç oldu. Taşların üzerine haç koymak, bir dayatmadır (İthâl olan herşeyi, koşulsuz olarak, hemen kendi üzerine alanlar için hariç tabi ki.). Aslında sadece federasyonun değil, herhangi bir düşünen bireyin, böyle bir şeye kayıtsız kalması, umulmayan yerlere götürür olayları.

TSF bugün, "Satranç takımlarındaki taşların ve süreli yayınlardaki şekillerin haçlarını kaldırıyorum!" dese kim ne diyebilir? Ayrıca gördüğüm kadarı ile yurttaşını ve kimliğini korumak amacı güdülürken, yurtdışı ile uğraşmak yetmezmiş gibi, asıl sorunu ya da takozu yurt içindekilerin çıkarması, ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir soru(n)dur (Şu ana kadar düşünmeyenler için).

Logged



Vezirçıkacakpiyon
Yeni Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 14


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #8 : 08 Nis 2007, 10:25:10 »

--------------------------------------------------------------------------------
Kanunimurat

03 Nis 2007, 19:12:04


Hakikaten ne zor işmiş ya bu şahın tepesindeki haçı kaldırmak. Yoksa dış mihraklarmı izin vermiyor

Logged



Vezirçıkacakpiyon
Yeni Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 14


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #9 : 08 Nis 2007, 10:26:28 »

--------------------------------------------------------------------------------
arda_a

04 Nis 2007, 15:06:37


Asıl iç mihraklar izin vermiyor; kimden güç alıyorlarsa... Şahın tepesinde haç, fili kardinal yaparak kafasında şapka ile nasıl bir şekilde ve kime yaranmayı amaçladıklarını merak ediyorum.

(Önceki yazımı da daha net bir şekilde anlaşılabilmesi için düzenledim.)

Logged



Vezirçıkacakpiyon
Yeni Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 14


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #10 : 08 Nis 2007, 10:28:52 »

--------------------------------------------------------------------------------
Ajlan

04 Nis 2007, 17:07:43


Tıp Fakültesinde bir gün Radyoloji dersindeyiz.. Hastalara çekilen film ler Karton bir zarfın içine konuyor ve hastalara veriliyor.. Bu karton zarfın rengi o zaman Turuncuydu.. Bir gün derste bir arkaşımız söz istedi..
" Hocam bu zarfların rengi neden Turuncu ?" diye bir soru sorduSmile, Ders veren hocamız hiç bozuntuya vermeden tahtaya geçti , eline bir kalem alıp tahtaya yazmaya başladı..
"Arkadaşlar Sarı, Kırmızı, Mavi bunlar ana renklerdir..
Siyah ve Beyaz ise Değerdir..
sarı ile mavi rengi karırştırırsanız Yeşil olur
Kırmızı ile Mavi rengi karıştırırsanız Mor olur
Sarı ile Kırmızı rengi karıştırırsanız Turuncu olur.." dedi ve ekledi
"Evladım hiç bir önemi yok biri seçmiş öyle yapmış "
Bütün sınıf kahkaha attı doğal olarak ..
Soruyu soran arkadaş her halde ömrü boyunca böyle saçma bir soru sormayacaktır.. en azından bu tip önemsiz ayrıntılara takılmanın bir yararı olmadığını öğrenmiştir

Satranç figürlerine kafayı takan kişilerde benim gözümde , Neden turuncu sorusunu soranla aynı kefededir
Bırakın fıstığı yeşili de , Satranç ülkemizde nasıl gelişir onu konuşalım..
Koca 75 Milyonluk ülkede 1 GM var ! .. önce bunu sorgulayalım.. ilk GM miz Sevgili Suat Atalık tır, umarım son olmaz.. Zira böyle teferruata takılarak devam edersek biryere varacağımız yok..

Logged



Vezirçıkacakpiyon
Yeni Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 14


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #11 : 08 Nis 2007, 10:30:15 »

--------------------------------------------------------------------------------
Ediz

04 Nis 2007, 22:27:56


Merhaba,

http://www.odakhaber.com/news_detail.php?id=2278
Bu haberde Türkiye haritasını yarım gösteren bir oyunun çocukların zihnini bulandırması var.

Buna benzer çok fazla örnek var
Örneğin bazı çizgi filimlerle çocuklarımıza kendi kültürlerini aşılamak. Bu nedenle Çin ülkelerinde yabancı çizgi film gösterimini yasaklamış. Amerikan filimlerini bir düşünelim Rambo,Topgun vb filimler hep Amerikan propagandası değilmi?

Amaç insanların (çoğu zaman çocukların) bilinç altını etkilemek ,psikolojik savaş ve Kültür Emperyalizmi.
Dolayısıyla bu konuda gözümüzü açık tutmalıyız. Bizden adam olmaz aaabi edebiyatıda bunun bir sonucu.
Çocuklarımızın ve insanımızın diğer milletlerdeki insanlardan hiçbir eksiği yok sadece bir konuda uzmanlaşıp o konuda yoğunlaşmadığımız için başarı gelemiyor o kadar (Maalesef bugün sistem buna uygun değil çünkü insanların öncelikleri farklı başta geçim sıkıntısı var).
Satranç taşları adına ben bir problem görmüyorum (en azından Türkiyede üretilenler için)

Saygılarımla

Logged



Vezirçıkacakpiyon
Yeni Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 14


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #12 : 08 Nis 2007, 10:32:35 »

--------------------------------------------------------------------------------
Vezirçıkacakpiyon

06 Nis 2007, 17:34:51


Aslında Ajlan Bey'in verdiği örnekteki gülenlerin acınası hallerine ayrıca değinmek gerekir. Ama konumuzla ilgisiz bir örnek olduğu için şimdilik dikkate almıyorum. Belki başka bir yanıtta!..

Kendileri, verdikleri örnekle, "satranç taşları üzerinde haç olmasın" diyerek kendi değerlerini korumaya çalışan kişilerin boşa zaman yitirttiğini savlamaktadır. Neden tek bir büyük ustamız olduğu sorusuna da kafayı takmış olduğu çok belli, ama bence şu da çok belli ki bu soru üzerinde hiç düşünmemiştir. Yalnız, konunun bu bölümünü açmadan önce değinmek istediğim şeyler var.

Kendi değerlerini korumaya çalışmayı zaman yitirimi sayan arkadaşımız, Şevki Bey'in yazısını ya hiç okumamış yada bir gözüyle okurken diğer gözüyle başka yerlere bakmış sanki. O yazıda açıkça görülmektedir ki Batılılar hiç te, fıstıktır yeşildir dinlemeden, Vezir'i Kraliçe'ye, Fil'i de Papaz'a çevirmiştir. Belki Ajlan Bey çıkıp ta "Ben onların yaptıklarını da doğru bulmuyorum." diyecektir. Ancak biz de kendisine, dünyadan habersizlerin böyle kaçış sözlerini yemeyecek kadar deneyimli olduğumuzu belirtmek isteriz.

Soraklandım şimdi: Acaba, Batılılar satranca yeni kurallar eklerken, içlerinden "bırakın fıstığı yeşili, büyük usta sayımızı nasıl artırabiliriz; onu konuşalım" diyen çıkmış mıdır? Bakınız ben, acaba o kişi sarışın mıdır, esmer midir; doktor mudur, hasta mıdır; kadın mıdır erkek midir, diye fıstıkla yeşille uğraşmıyor, doğrudan doğruya anlayışa vurgu yapıyorum. Bilmem ki Ajlan Bey'in gözüne girebilmiş miyimdir?

Zaten bu gibi konularda tartışılanın, örneğin "Satranç taşlarında haç olsun mu, olmasın mı?" olduğu, pek görülmüş şey değildir. Olsun isteyenler, böyle ortamlarda çıkıp ta "Olsun!" diyemez; burada da diyen yok zaten. Böyle adamlar, "Aman canım, geçin bunları! Kaç tane büyük ustamız var ki bunları konuşuyoruz? Satrancı daha geniş kitlelere yayabiliyor muyuz?" gibi sözlerle tartışmaları susturur. Bazı yüksek zekâlar da bu sözleri mantıklı bulur, hiçbirşeyin ayrımında olmadan aynı sözleri geneleyerek, bu adamların ekmeğine yağ sürer. Sonuçta ne olur? Diyelim ki Türkiye Satranç Federasyonu'nun başındakiler de aynı düşüncedeyse, "tartışmak gereksizdir" dedikten hemen sonra, göz kapayıp açana kadar, sessiz sessiz, satranç tahtasına haçlı ordusunu sürer. Bizlerse ne olup bittiğini anlayamayız; ruhumuz bile duymaz.

Birileri için başarı ereğine giden yolda başka herşey değersiz ve önemsiz olabilir. Bu anlayıştaki kişilerden, çocuklarına, "Aman kızım, istersen herkesle yat kalk, yeter ki işinde başarılı ol, birilerinin gözüne gir! Saç rengini de değiştirmekte tereddüt etme; bazıları fıstığın sarışınını, bazılarıysa esmerini sever. Canım oğlum, aynı şeyler senin için de geçerli. İstersen Şeytan'ın girdiği yola gir ama mutlaka başarılı ol!" demeleri, ilk beklenecek şeydir. Ülkesi için bunda bir sakınca görmeyip te "Ailem sözkonusu olunca böyle davranmam!" diyecek kişilere de yurt ve ulus için iyi olanı bulmak konusunda danışacak değiliz zaten! Bizler için önce kendi değerlerimiz gelir. Biz başarıya nasıl olsa ulaşırız ve kendi değerlerimizle, kişilik sahibi olarak ulaşırız! Bizim de onların da başarıya ulaşacağını varsayarsak, bugün bize başka kimlikler dayatmak isteyenlerin bile saygıyı ve değeri "bize" vereceğini kendilerine garanti ederim. Mantık bunu gerektirir, tarihte de bu hep böyle olmuştur.

Ajlan Bey için "neden tek bir büyük ustamız olduğu sorusuna da kafayı takmış olduğu çok belli, ama bence şu da çok belli ki bu soru üzerinde hiç düşünmemiştir" demiştim. Ben, "neden büyük usta çıkaramadığımız" sorusuna kendimce bir yanıt vereyim, dileyen paylansın:

Çünkü başımızda ve çevremizde büyük usta çıkarmayı değil, satrançtan büyük paralar ve alkışlar çıkarmayı erek edinmiş kişiler var. Halkının içinden büyük usta çıkarmaya niyetli kişiler, elbette ki öncelikle halkını, halkının değer, istek ve gereksinimlerini anlamaya bakar. Bu değerleri küçümsemez, dile getirildikleri zaman, zaman yitimi olarak saymaz.

Logged



Ediz
Satranç Okulu Öğretmeni
Aktif Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 280


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #13 : 08 Nis 2007, 11:32:50 »

--------------------------------------------------------------------------------
Merhaba,

Biraz komplo teorisi gibi olacak ama acaba benim yukarda verdiğim linkten dolayı site saldırıya uğramış olabilirmi?

Selamlar


Logged



Selim Gürcan
Yönetici
Aktif Üye

Offline

Mesaj Sayısı: 360


Ynt: Turnuvada Oynanan Satranç Figürlerindeki Semboller Hakkında
« Yanıtla #14 : 08 Nis 2007, 11:55:52 »

--------------------------------------------------------------------------------
Yapılan saldırı tamamen eğlence amaçlı. Rastgele yazılar silinmiş, kilitlenmiş vs. Bu yazıya dokunulmamıştı bile ama 700-800 tane mesaj silinince 30 Mart yedeğine dönmek zorunda kaldık.

Logged

--------------------------------------------------------------------------------
Saygılarımla
Selim Gürcan
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 02-12-2008, 11:32
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 02-12-2008, 11:37
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 02-12-2008, 12:01
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 02-12-2008, 12:04
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mehmet Ali Kuseyri - 03-12-2008, 13:10
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 03-12-2008, 17:14
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mehmet Ali Kuseyri - 03-12-2008, 22:35
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 04-12-2008, 00:21
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 04-12-2008, 07:56
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: drtuncaysen - 04-12-2008, 13:31
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mehmet Ali Kuseyri - 04-12-2008, 14:28
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 04-12-2008, 15:15
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Şevki Hacıoğlu - 04-12-2008, 20:04
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 04-12-2008, 20:52
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 05-12-2008, 11:28
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: şehmus damar - 05-12-2008, 12:51
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: şehmus damar - 05-12-2008, 23:25
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mehmet Ali Kuseyri - 06-12-2008, 01:58
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 06-12-2008, 01:58
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 06-12-2008, 02:16
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mehmet Ali Kuseyri - 06-12-2008, 11:16
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: şehmus damar - 06-12-2008, 13:18
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Emine Alpaslan - 27-12-2008, 17:39
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Emine Alpaslan - 27-12-2008, 17:51
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 27-03-2009, 15:01
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 27-03-2009, 15:05
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 27-03-2009, 15:07
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mehmet Ali Kuseyri - 27-03-2009, 20:52
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mehmet Ali Kuseyri - 27-03-2009, 21:22
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: İskender Altındiş - 29-03-2009, 13:33
Timur ve Satranç - Yazar: Şevki Hacıoğlu - 29-03-2009, 15:16
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mehmet Ali Kuseyri - 29-03-2009, 19:48
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Hüseyin AKTAŞ - 02-04-2009, 08:14
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mehmet Ali Kuseyri - 02-04-2009, 12:33



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi