Özgür Satranç Forum

Orjinalini görmek için tıklayınız: Siyanürle Altın Çıkarmanın Zararları ve Kütahya Gümüşköy
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
.



[color=orange][size=24]Siyanürle Altın Çıkarmanın Zararları ve Kütahya Gümüşköy[/size][/color]



Siyanürleme yöntemi ile Altın madeni üretilirken diğer madenlerden faklı olarak işlem gören cevher miktarından daha çok atık oluşur. Siyanürle altın üretme tekniği dünyada ilk olarak 1867 yılında Amerika’da kullanılmış bir tekniktir. O dönemlerde pahalı bir yöntem olduğunda dolayı uzun süre kullanılamamıştır. Ancak 1950’lerde tekrar bu yöntem kullanılmış ve kullanımı devam etmiştir. Bugün dünyada üretilen altının büyük çoğunluğu siyanürleme tekniği ile üretilmektedir. Siyanürleme yönteminde kayaç veya cevher içinde bulunan altın siyanür kompleksi olarak çözeltiye alınır ve kayaçtan ayrılır.

Siyanür hidrosiyanik asit ve bu asitten türeyen metal tuzlarıdır. Siyanür ve türleri zehirdir. Siyanür ve türleri çeşitli sanayi kollarında kullanılmaktadır. Kimyasal olarak üretilebildiği gibi bitkiler ve hayvanlar tarafından da üretilebilmektedir. Altı ve gümül üretiminde 19.yy’dan beri kullanılan siyanür çevreye zarar vermektedir. Üretim sonucunda ortaya çıkan yoğun atık nedeniyle çevreye ve insan sağlığına zararları tespit edilmiştir. Siyanür yüksek konsantrasyona sahip olduğundan toprağa ve suya geçer ve yok olmaz. Ayrıca havadan, topraktan ve sudan meyve ve sebzelere gerçek insan vücuduna da alınır. Çeşitli hastalıklara hatta ölümlere yol açabilir.

Altın madenciliğinde siyanür kullanımı diğer alanlarda kullanımında daha tehlikeli olabilmektedir. Altın üretimi yapılan işletmeye taşınan siyanürün dökülmesi ve devrilmesi sonucunda pek çok olumsuz olay yaşanır. Siyanürün işleme sırasında borulardan veya çeşitli sızıntılarla sulara karışmasıyla oluşan tehlikeli durumlarda bulunmaktadır. Altın madenlerinde kullanılan siyanürün nehir sularına karışmasıyla nehirdeki canlılar ölmekte, tarlalardaki sulama sularına karışmasıyla da meyve ve sebzelere siyanür karışmakta ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Ayrıca altın madeni çıkarılma sırasında kullanılan siyanür havaya karışmaktadır.

Siyanür insan sağlığında ciddi tehdit oluşturmaktadır. Solunması ve vücuda herhangi bir çekile alınması sonucunda zehirlenmeye yol açar. Beyini akciğerler ve kalp üzerinde hızlı bir zehirleme etkisi vardır. İnsanlar üzerinde ölümcül etkileri olan siyanür kullanımı tehlikeli boyutlardadır.

Siyanürle üretim yapan işletmeler siyanür için arıtma tesisleri kurarlar. Bu tesislerde kükürt dioksit ile siyanürü zararlı etkilerinden arıtmaya çalışırlar. Siyanüre hava, su ve kükürt dioksit verilir ve siyanata çevrilir. Ancak bu yöntem pek çok bilim adamına göre siyanürün zararlı etkilerinden arıtmak değil sadece farklı zehirli bileşenlere ayrıştırmaktır.

Günümüzde zararları bilinmesine rağmen siyanür kullanılarak altın aranmakta ve üretimi yapılmaktadır. Dünyadaki altının %82’si siyanürle aranmakta ve üretilmektedir. Bu yöntemin zararları bilinmekte ve çeşitli önlemler alınmaktadır. Ancak bu önlemlerin yeterli olmadığı da yaşanan pek çok olay ile görülmüş ve bilinmektedir.

Kaynak: İnternet

Not:
Kütahya da ve Gümüş madeninin cevherinin bulunup işlendiği bölge olan Gümüşköy bölgesinde yaşayanların yorum ve tepkilerini Facebook'ta " KÜTAHYA PANORAMA" adı ile oluşturulmuş gruptan takip edebilirsiniz.
.


Konuya ilişkin iki önemli haber ve inceleme. İlki Kütahya Eti Gümüş Tesislerindeki siyanür yayılımı tehlikesi üzerine Greenpeace bildirisi :

www.greenpeace.org

‎7 Mayıs 2011 günü, Kütahya'daki Eti Gümüş A.Ş. ye ait gümüş madeni tesisinin siyanür havuzunda ki üç kademeli barajın setlerinden biri çökmüştür. Söz konusu atık havuzu 25 milyon m3 kapasitelidir ve halihazırda 15 milyon m3 atık siyanür bulunduğu tahmin edilmektedir.

Diğeri ise Tsf'nin Mali genel kurulu öncesi yazdığı " Raşveti, satranca da soktuk! " baklıklı yazısı satranç kamu oyuna bomba gibi düşen Sayın Necati Doğru'nun bu konu üzerine başarılı bir incelemesi. (Bu arada " Raşveti, satranca da soktuk! " başlıklı yazı Sayın Necati Doğru'nun en çok okunan yazıları listesinde son yedi aydır ilk on da ki yerini koruyor.)


[color=blue]
[size=24]Eti Gümüş özele geçti önce balıklar öldürüldü! [/size] [/color]


Devletçilik mükemmeldi, özel sektör defolu, hepimiz hemen “koyu devletçi olalım” ve “Kütahya’daki Eti Gümüş tesisleri de özel sektör patronundan geri alınıp yeniden devletleştirilsin” demiyorum.

Aydınlanalım istiyorum.

Fotoğrafın tamamını görelim.



Kütahya’daki Eti Gümüş tesislerine daha temeli atıldığı gün girip çalışmaya başlayan ve emekli olan Mustafa Satılmış (TEMA Kütahya temsilcisi) ile konuştum.

Anlatılmayanları anlattı.

Başkalarından kontrol ettim.

Gerçekleri anlatıyor.

Dinleyin!

“Ben Eti Gümüş’de işe başladım. Barajların (seddelerle çevrilmiş havuzlar) temeli yeni atılmıştı ve çıkan gümüşü işleyecek tesis için Almanya’dan madencilik aletleri ve iş makineleri yeni getirilmişti.

Devletin tesisiydi.

Havuzlar çok ciddi yapıldı.

Seddeler çok sağlam tutuldu.

Ben inşaat öğretmeniyim.

Özel bir yapı tekniği uygulandı.

Barajların dip yüzeyleri kaliteli mille kaplandı ve “geçirimsizlik tabakası” oluşturuldu. Siyanürlü su ile atık zehirli diğer maddeler bizim “padok” tabir ettiğimiz havuzlarda toplandığında seddeler yıkılıp siyanürlü su tabiata yayılmasın ve havuz diplerinden de sızıntı yapıp dip sularına karışarak Eskişehir’in can damarı Porsuk Barajı’nın ve Adapazarı’nın can damarı Sakarya Nehri’nin sularını zehirlemesin diye hesaplar çok dikkatli, yanlışsız, eksiksiz yapıldı.



Xxx



Bir önlem daha alındı.

Barajlara bitişik havuzlar yapıldı. Havuzlara “sazan balığı ve tatlı su gümüşü” dediğimiz küçük balıklar kondu. Bazılarının ağırlıkları 3-4 kiloya kadar çıkan binlerce balık havuzlarda oynaşmaya başladı.

Biz çok heyecanlandık.

Bu balıklar ne için dedik?

Fabrika müdürümüz Kimya yüksek mühendisi; “bunlar bizim tesisimizin doğal müffetişleri, doğal denetleyicilerimiz” diye açıklama yaptı.

Eğer tesis sızıntı yapsaydı.

Havuzlar suyu geçirseydi.

Seddelerden akma olsaydı.

Siyanürlü su balıkları öldürecekti.

Ve tabiatın elden gittiğini, suyun, havanın, toprağın ve insanın da öleceğini fark edecek, hemen önlemi alacaktık.

Eti Gümüş de üretim insan içindi.

Doğayı yaşatmak üzerineydi.



Xxx



Eti Gümüş 2004’de özelleşti.

Özele geçince yeni sahipleri önce “balıkların bakımını” ihmal ettiler. Balıklar öldü. Çalışan işçi sayısı 365 kişiden 230 indirildi fakat gümüş üretimi yılda 60 bin tondan 110 bin tona çıkartıldı. Bu büyük başarıymış gibi gösterildi. Oysa devletin elindeyken maden yatağındaki zengin damar(ton başına 400 gram) ile fakir damar(ton başına 150 gram) paçal yapılacak şekilde üretim planlanıyordu. Amaç çok daha düşük tenörlü damardaki gümüşü de zengin damardakiyle birlikte ülke ekonomisine kazandırmaktı.

Özel sektör bunu yapmadı.

Zengin damarlara yüklendi.

Daha az işçi ve daha düşük maliyetle üretimi artırdı. Üretim artınca siyanürlü atık miktarı da çoğaldı. Çoğalan atık miktarı için ilave padok(havuz) ve ilave seddeleme yapmak da gerekiyordu mutlaka… İlave yapmak yerine mevcutlara yüklendiler. Çekmedi 2 ve 3’cü havuzlar arasındaki sedde çöktü, bütün yük 3’cü barajın seddesine bindi… Şimdi korkulan yağmurla birlikte o seddenin de çökmesi ve Romanya’da Baia Mare, Macaristan’da Ajkai’, İspanya’da Los Faires madenlerinde yaşanan feci çevre felaket senaryosunun bize de gelmesi…”



Xxx



Mustafa Satılmış’ın anlattığı bu!

Uzmanların korkusu da bu!

Çevre Bakanı ise çok sakin!

Hiçbir sorun olmayacak diyor.

Orada yumurta kapıya dayanınca yapımına yeni başlanan ilave havuzun altı geçirmisiz tabaka kaplanmadan yapılıyor iddiaları var bu doğru mu? Eski havuzların bakımı da yapılmadığı için siyanür sızdırdıkları iddiaları doğru mu? Yeni havuzun yapımında devlet kuruluşlarının makineları çalışıyorsa bu devletten özele hortumlama yapmak değil mi? Özelleştirme İdaresi Eti Gümüş’ü özele satarken nasıl bir mukavele yaptı ki, doğal denetici müfettiş balıklar öldürülüyor, seddeler yıkılıyor, tabiatın canı ağzına geliyor?

İktidar, vahşiliğin bekçisi oldu.
[size=18] Necati Doğru[/size]

------------------------------------------------------------
http://tr.necatidogru.com/index.php?opti...&Itemid=27