Özgür Satranç Forum

Orjinalini görmek için tıklayınız: Veda
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Değerli satrançseverler,

Son 6 yılda değişik satranç ortamlarında binlerce ileti yazdım. Türkiyede
satranç ile ilgili benden daha fazla yazı yazan bir kişi yoktur. Geçende
yapılan bir eleştiriden, fazla ileri gitmiş olabileceğim sonucunu çıkardım.
Dolayısıyla forum yazılarıma uzunca bir süre ara veriyorum.

yü,
Bütün dünyanın tatile geldiği yerde ömrünü geçir, sonra da inzivaya çekilir gibi ara ver. Bi de sitem et.

Millete az çektirmedin. İyi ki forumda her yazanın UKD sine bakmaktan vazgeçtin. Bir zamanlar neydi o öyle yaa! Hüseyin'in dediği gibi alıntı diye tüm iletileri yapıştırıp mesaj boyutlarını şişmanlatan, bir turnuvadan oyuncu sayısı kadar ileti çıkarabilecek misket bombardımanını takip etmek... Antalya Ekspress Chess ise iyi bir çalışma. Her türlü üretim, yazılı kaynak, belge, analiz, derleme bir emek ürünü ve gençlere mutlaka yararlı.

Hiç CD siparişimiz olmadı, lisanslı ürünleri satıyor olsan bile onları da derleyip toparlamak için büyük emek verdiğini düşünüyorum. Ayrıca onları sen üretip satsan bile bu ülkede satrançtan zengin olacak adam daha doğmadı. Tüm bilgisayar yayınlarını, dijital medyayı % 100 indirimle alıp % 90 iskontoyla satışa çıkarsan alıcı kitlemiz kaç kişi ki, eve yığsan, korsanını odalar dolusu çoğaltsan kimbilir kaç yılda eritirsin, sen eriyip gidersin maazallah.... Baksana En zenginimiz FIDE'nin 15 katı bütçenin zenginliğiyle övünen TSF dahi olimpiyata karın tokluğuna gönüllü arıyor.

Kendini tanımlarken ;

fuzuli işler bakanlığı'da Vekil Yardımcısı olarak çalıştı
boş işler üniversitesi'de Manager okudu

yazdığına göre mizahi ve renkli ve de ağır bir abisin. O kadar kusur kadı torununda da olur diyelim. Sanıyorum Hüseyin sana "Harun, sensiz bir değil çoook eksiğiz" diye bunun altına ekler.

Zaten bu Antalya'lılar hem şair, hem matrak, hem de güzel insanlar. Kendi adına anı turnuvası düzenleyip bi de utanmadan şampiyon olan İbrahim'den de belli.

Analizlere dalıp, senden önce yola çıkıp gidenlerin, dönüp dolaşıp yine kürkçü dükkanına dönenlerin, henüz dönmeyenlerin arkasından adettir diye bi tas su dökmeyi de unuttun amma; yine de "abi bi çay içip öyle gideydin demediler yahu" demeyesin diye forum yöneticilerinin yetki alanına girmek pahasına ( biliyorsun uyarmak, tek ayak üstünde bekletmek, üç ay hapis, tasdiknameyle uzaklaştırma, ciddi karşılama ve soğukkanlı uğurlama, arada azarlama onların yetkisinde :lol: Forum managerlerden "takma isimle yazmayınız, sulu yazmayınız, burada değil hayata dair'de, orada olmaz öbür dünyada yazınız, 35 KSK 0,5 sağa çek gibi bi uyarı gelirse de sebebi sensin. ) diyorum ki.... ( bugün iki yapıştırma bir de bu uğurlama ile üçüncü mesaj hakkımı da seninle doldurdum.)

Diyorum ki... Kafana takma. En ileri gitsen ne olursun ki, münhal bir international chess organization'a baş ya da temsilci olurdun. Yine de başın göğe ermez, UFO'lara yem olur, UF olmazsan, verem olurdun.

Biraz denizi olmayan, çorak bi yerlerde tatil yap, dinlen, güle güle git, gene gel, Antalya'daki işinin başına geç. Alındıysan hemen tatilden dön yazmaya başla. Hayat'tan emekliliğe kadar yazmaya devam...

Not : Paris Saint Germain şapkasıyla poz vermen dert değil de, Şayet GS Kupayı alınca "haketti aldı arkadaş, helal olsun" diyemeyen gizli bir Fenerli isen bu mesajı tümden yok say, sadece git....Smile

gü, yü, ne bu ya hu :wink:
Harun senin "veda'ına" inanmadığım için yanıt yazmadım. Ancak biri bir şeyler söylemeli diye düşünüyordum, ki Hoca perdeyi açmış. Ben de 8 gündür tatildeydim. Bugün ara verdim, yarın gene gidiyorum, 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne değin yokum. O gün hep beraber burada buluşalım, sen de gel, sen gidince forum zaafiyet geçiriyor.Smile
Hoca Hoca, Yü'süne Gü'süne karışma Harun'un!Smile
Sanırım Ağustos 2012'de bundan 9 ay kadar önce bu forumu rasgele keşfettiğimde, bu kadar çok yazacağım aklıma gelmemişti.

Başlık açmayı da sevmediğim için (telif ile ilgili tek bir başlığım var sanımırım) araya taraya bu başlığı bulabildim.

İlk incelediğimde dikkatimi bir konu çekmişti, foruma neden yazılmıyor gibi birşeydi. Gerçekten de forum içeriği açısından bana sığ görünmüştü. İçimde birşeyler karalama ihtiyacı doğdu. Sonra iş güç arasında ve fırsat buldukça, bazen neşelenmek için, bazen polemiğe dalarak ama her zaman çok ciddiye alarak, birşeyler yazmaya çalıştım.

Son 2-3 aydır ciddi bir iş yoğunluğu ve bunun yanında ciddi vakit tüketmeye amade bir akademik çalışmam nedeniyle, maalesef odaklanma hakkımı bu iki ana konuya ve elbette aileme yöneltmemin doğru olacağına karar verdim (son 8 aydır yazdığım en iyi cümle de bu oldu galiba Big Grin).

Elbette burası beni çok yormuyor, tersine keyif veriyor ama yazılanları ciddiye almak gibi kötü huylara sahip olduğumdan ve zaman gerçekten beni çok baskı altına aldığından, herhalde bırakma zamanım geldi.

İlk yazdığımda 1 yıl süre öngörmüştüm, küçük amacım, forumda niye yazılmıyor başlığını çürütmek, buraya farklı konularda birşeyler serpiştirmekti. 1 yıl sonra bu forumun artık çok yazılan bir yer olmasını düşünüyordum ve bunda payım olsun istiyordum.

Satranç içerdiği yan kavramlar açısından bir insan kadar zengin. Onun da bir gelişimi var, bebekliği, ergenliği falan sözkonusu. Türkiye'deki durum biraz daha karışık, dışardan bakan biraz daha nevrastenik gibi algılayabilir ama bence sistemin şu andaki sorunu ergenleşmemiş bir yapısı var. Yine de ben bu ülkede kadro olduğuna inanıyorum. Özellikle 1970-90 dönemi dernek nüvelerinden çıkmış akil kişilere mutlaka ulaşılmalı.

Satrancın sorunları dünya üzerinde de çözümlenmiş hatta tanımlanmış değil. Birçok disiplinden daha emek ve akıl gerektirmesine rağmen hala fakir, depresif ve anlaşılmayı bekliyor. Kötü blog yazarları çok düz fikirlerinden olağanüstü telifler kazanabilirken, chessbase Kramnik'in fikir eserini Kramnik'e parayla satabiliyor.

Telif hakları bilinmiyor. Temel hukuk kuralları ve alt regulasyonlar hala yok. Şike, teknolojik doping, turnuva kural ihalleri, dünya şampiyonluğu prosedürü, süre kısıtlamaları, hala belirsiz. 1950'lerde daha net kurallarla yönetilen dünya satrancı günümüzde kişiliğini arıyor.

O yüzden de Türkiye'deki haklı haksız yöneltilen eleştirilerin çok fazlasını FIDE en az 3 katı ile hak ediyor.

Hepinize bana katlandığınız için teşekkür ederim. Veda etmemin temel sebebi gerçekten iş, akademik çalışma ve ailemdir; bunların toplamına 24 saat diyebiliriz :wink:

Bu bağlamda insan için en önemli şey de sağlıktır (Aşkın bey Big Grin) lütfen hangi görevi yaparsanız yapın, sağlığınızı ilk planda tutun; temel sorumluluğumuz TSF, İETT, DDY, TBMM falan gibi 3-4 harflik kağıtta yazılı kavramlar değil; ailemiz ve sevdiklerimiz, o kadar.

Son olarak içimden geçen birşeyi söylemek isterim. Özellikle seçim tartışmalarında birçok fikri okuyup tartıştık. Bu tartışmalar sırasında ve sonrasında, ben bir kişinin bakış açısı, netlik, satranç sevgsi ve eylem açısından birçoğumuzdan ileride olduğunu düşündüm.

İleride TSF'de bir başkanlık seçimi olursa, gerçekten ve içtenlikte Sabri Koçak'ı orada görmek isterim. Benimle aynı fikirleri paylaştığı için değil, tersine hiç de savunmadığım bir idari konumu taşıyor; ama bu çok zor konumda bile samimiyetini hissettiriyor, çoğumuzda olmayan bir satranç sevgisi ve ciddiyetini bir arada taşıyor; daha da önemlisi samimi...

Hepinize içten sevgilerimle.

firatsalepci

Viktor Lvovich Korchnoi başlıklı yazıya cevap yazacağım,son çeviriniz önemli.
Yürü, gölgen seni uğurlamakta,
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta
Yolu tam dönerken arkana bak da,
Köşede bir lahza kalıver gitsin!

1923 N.F.Kısakürek
Yaz vakti.

Ben de gidenlere katılmaya karar verdim.
Zaten burada anlamsız, sonsuz saçma sapan kişisel atışmalardan başka bir şey yok.

Bye.
Veya
Elveda...
16 ay sonra gene geldim,
çünkü adım anılmış,
birileri beni anımsamış,
Boyum iki santim kısalmış,

Bana hakaret etmekle,
beni aşağılamakla,
beni kazıklamakla,
elinize ne geçti?
Boyunuz mu uzadı?

Serbest vezinde şiir pek uymadı,
ancak uysa da ... uymasa da...

yazışmak üzere,