Özgür Satranç Forum

Orjinalini görmek için tıklayınız: SAAT...
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
[font=Segoe Print]BİR ANI...[/font]
[font=Segoe Print]Bu akşam EMEKTARLAR TÜRKİYE ŞAMPİYONASI için Antalya'ya yola çıkıyorum. Çantamı son kez kontrol ederken içeriden yanıp sönen kırmızı ışığı fark ettim. Satranç saatim açık kalmış...Malum, ezeli rakibim Adana'dan sevgili Cemil SABAHİ gelecek. Onunla otelde 30 yılı aşkın rekabetimiz 5 dakika maçlarımızla yeniden alevlenecek. Sonra kapatmak için torbasından çıkarırken telefon şarjımın kablolarına  takıldığını fark ettim. Bir yandan saatin ışığı, bir yandan kablolar, saatin yedek pilleri...
[/font]
[font=Segoe Print]Aklıma yetmişli yıllar geldi. İzmirli yaşıtlarım bilir, rahmetli Albay İzzettin ÖLÇÜM! Nur içinde yatsın!
[/font]
[font=Segoe Print]Bana satrancı sevdiren insanlardandı. Oynarken doyumsuz sohbeti, son derece yerinde doğal esprileri, kendisine özgü yakıştırmaları vs, vs... Gerçi her satranççının eskilerden tanıyabileceği bilindik bir tip! Kendisinin biraz da mübalağalı yakıştırmaları var. Tabi affımıza sığınarak...[/font]
[font=Segoe Print]Bunlardan birisi de  Libya'nın geçmişteki lideri KADDAFİ ile ilgilidir.
[/font]
[font=Segoe Print]İzzet Albay yetmişli yıllarda görev icabı Libya'ya gönderilir. KADDAFİ ile tanıştırılır. Özel konuşmalar arası konu satranca gelir ve aralarında maç yaparlar. Maç sonrasında KADDAFİ İzzet Albay'a satranç takımları, mekanik satranç saati ve çeşitli ülkelerin dilinde yazılmış birkaç satranç kitabı hediye eder.[/font]
[font=Segoe Print]Tabi buraya kadar sevgili merhum İzzet Albay'a hikayenin sonunu öğrenmek için inanıyoruz.
[/font]
[font=Segoe Print]Ama ya sonrası...[/font]
[font=Segoe Print]Albayımız uçakla Ankara'ya dönüşünde üzerinde sivil kıyafetleriyle çantasından gelen meçhul seslerden dolayı şüphe üzerine durdurulur. Albayımızın "ben TSK mensubuyum demesi" yeterli olmaz. Üzeri ve çantası aranırken ortaya çıkanlar şaşırtıcıdır: Siyah ve silah gibi kaba silindirik "bazuka" satranç çantası, Rusça, Küba ve Arapça dilinden "bir takım" kitaplar ve sürekli çık-çık-çık eden çift akrepli yelkovanlı,kadranlı mekanik bir satranç saati... Confused [/font]
[font=Segoe Print]Hem de hepsi bir arada!
[/font]
[font=Segoe Print]Saatlerce sorgulanmış. Sonunda Genelkurmaydan gelen yetkililerce serbest bırakılması sağlanmış. Bir filim gibidir.

[/font]
[font=Segoe Print]Bunu hatırladım da...[/font]
[font=Segoe Print] Keşke mekanik saatimi getirseydim.[/font]
[font=Segoe Print] Cemil Hocam geliyorum! Cool [/font]
İçimden geldiği gibi :

Ön kulvardaki der ; “Ben senin geçeceğin yolları çoktan geçtim, tükettim. Fakat ben senin gelecek umudunum. Benim varlığımı umudun olarak görüyorsan kulvarlarımız farklı olsa da biz aynı yolun yolcusuyuz. Hep benim peşimden gel.”
Arka kulvardaki der ; “Evet farklı kulvarlardayız. Dilediğin gibi, ben hep senin peşindeyim. Var gücümle sana yetişmeye çalışıyorum. Birgün sana ulaştığımı sanacağım. Bir de bakacağım ki, sen yine önümdesin. Hiç usanmadan, yılmadan sana ulaşmaya çalışacağım. Nefesimin her zaman ensende olacağını hissetmeni istiyorum. Senin daima benim önümde olduğunu görmeliyim ki, umudum her zaman taze kalsın.”

Öndeki der ; “Umudun tükenmemecesine çaban devam etsin.”
Arkadaki der ; “Sen hep önde ol. Fakat er geç bir gün sana yetişeceğim.”

Öndeki der ; “Yetiştiğin zaman bana ne diyeceksin ?”
Arkadaki der ; “Sana diyeceğim ki, “İşte sana yetiştim. Aynı kulvardayız.””

Öndeki der ; “Haklısın o zaman aynı kulvarda olacağız.”
Arkadaki der ; “Beraberce, sonsuza dek, huzurlu olarak aynı kulvarda kalacağız.”
font yazılarından gözüm kaydı. okuyamadım seve seve gene...
Ya bu font yazıları neden böyle çıkıyor? Düzenlenmiyor mu?
Font yazıları kaldırılmış sanırım. Konu eski olduğu için arkadaşlar.