20-01-2017, 18:32
[font=Segoe Print]BİR ANI...[/font]
[font=Segoe Print]Bu akşam EMEKTARLAR TÜRKİYE ŞAMPİYONASI için Antalya'ya yola çıkıyorum. Çantamı son kez kontrol ederken içeriden yanıp sönen kırmızı ışığı fark ettim. Satranç saatim açık kalmış...Malum, ezeli rakibim Adana'dan sevgili Cemil SABAHİ gelecek. Onunla otelde 30 yılı aşkın rekabetimiz 5 dakika maçlarımızla yeniden alevlenecek. Sonra kapatmak için torbasından çıkarırken telefon şarjımın kablolarına takıldığını fark ettim. Bir yandan saatin ışığı, bir yandan kablolar, saatin yedek pilleri...
[/font]
[font=Segoe Print]Aklıma yetmişli yıllar geldi. İzmirli yaşıtlarım bilir, rahmetli Albay İzzettin ÖLÇÜM! Nur içinde yatsın!
[/font]
[font=Segoe Print]Bana satrancı sevdiren insanlardandı. Oynarken doyumsuz sohbeti, son derece yerinde doğal esprileri, kendisine özgü yakıştırmaları vs, vs... Gerçi her satranççının eskilerden tanıyabileceği bilindik bir tip! Kendisinin biraz da mübalağalı yakıştırmaları var. Tabi affımıza sığınarak...[/font]
[font=Segoe Print]Bunlardan birisi de Libya'nın geçmişteki lideri KADDAFİ ile ilgilidir.
[/font]
[font=Segoe Print]İzzet Albay yetmişli yıllarda görev icabı Libya'ya gönderilir. KADDAFİ ile tanıştırılır. Özel konuşmalar arası konu satranca gelir ve aralarında maç yaparlar. Maç sonrasında KADDAFİ İzzet Albay'a satranç takımları, mekanik satranç saati ve çeşitli ülkelerin dilinde yazılmış birkaç satranç kitabı hediye eder.[/font]
[font=Segoe Print]Tabi buraya kadar sevgili merhum İzzet Albay'a hikayenin sonunu öğrenmek için inanıyoruz.
[/font]
[font=Segoe Print]Ama ya sonrası...[/font]
[font=Segoe Print]Albayımız uçakla Ankara'ya dönüşünde üzerinde sivil kıyafetleriyle çantasından gelen meçhul seslerden dolayı şüphe üzerine durdurulur. Albayımızın "ben TSK mensubuyum demesi" yeterli olmaz. Üzeri ve çantası aranırken ortaya çıkanlar şaşırtıcıdır: Siyah ve silah gibi kaba silindirik "bazuka" satranç çantası, Rusça, Küba ve Arapça dilinden "bir takım" kitaplar ve sürekli çık-çık-çık eden çift akrepli yelkovanlı,kadranlı mekanik bir satranç saati... [/font]
[font=Segoe Print]Hem de hepsi bir arada!
[/font]
[font=Segoe Print]Saatlerce sorgulanmış. Sonunda Genelkurmaydan gelen yetkililerce serbest bırakılması sağlanmış. Bir filim gibidir.
[/font]
[font=Segoe Print]Bunu hatırladım da...[/font]
[font=Segoe Print] Keşke mekanik saatimi getirseydim.[/font]
[font=Segoe Print] Cemil Hocam geliyorum! [/font]
[font=Segoe Print]Bu akşam EMEKTARLAR TÜRKİYE ŞAMPİYONASI için Antalya'ya yola çıkıyorum. Çantamı son kez kontrol ederken içeriden yanıp sönen kırmızı ışığı fark ettim. Satranç saatim açık kalmış...Malum, ezeli rakibim Adana'dan sevgili Cemil SABAHİ gelecek. Onunla otelde 30 yılı aşkın rekabetimiz 5 dakika maçlarımızla yeniden alevlenecek. Sonra kapatmak için torbasından çıkarırken telefon şarjımın kablolarına takıldığını fark ettim. Bir yandan saatin ışığı, bir yandan kablolar, saatin yedek pilleri...
[/font]
[font=Segoe Print]Aklıma yetmişli yıllar geldi. İzmirli yaşıtlarım bilir, rahmetli Albay İzzettin ÖLÇÜM! Nur içinde yatsın!
[/font]
[font=Segoe Print]Bana satrancı sevdiren insanlardandı. Oynarken doyumsuz sohbeti, son derece yerinde doğal esprileri, kendisine özgü yakıştırmaları vs, vs... Gerçi her satranççının eskilerden tanıyabileceği bilindik bir tip! Kendisinin biraz da mübalağalı yakıştırmaları var. Tabi affımıza sığınarak...[/font]
[font=Segoe Print]Bunlardan birisi de Libya'nın geçmişteki lideri KADDAFİ ile ilgilidir.
[/font]
[font=Segoe Print]İzzet Albay yetmişli yıllarda görev icabı Libya'ya gönderilir. KADDAFİ ile tanıştırılır. Özel konuşmalar arası konu satranca gelir ve aralarında maç yaparlar. Maç sonrasında KADDAFİ İzzet Albay'a satranç takımları, mekanik satranç saati ve çeşitli ülkelerin dilinde yazılmış birkaç satranç kitabı hediye eder.[/font]
[font=Segoe Print]Tabi buraya kadar sevgili merhum İzzet Albay'a hikayenin sonunu öğrenmek için inanıyoruz.
[/font]
[font=Segoe Print]Ama ya sonrası...[/font]
[font=Segoe Print]Albayımız uçakla Ankara'ya dönüşünde üzerinde sivil kıyafetleriyle çantasından gelen meçhul seslerden dolayı şüphe üzerine durdurulur. Albayımızın "ben TSK mensubuyum demesi" yeterli olmaz. Üzeri ve çantası aranırken ortaya çıkanlar şaşırtıcıdır: Siyah ve silah gibi kaba silindirik "bazuka" satranç çantası, Rusça, Küba ve Arapça dilinden "bir takım" kitaplar ve sürekli çık-çık-çık eden çift akrepli yelkovanlı,kadranlı mekanik bir satranç saati... [/font]
[font=Segoe Print]Hem de hepsi bir arada!
[/font]
[font=Segoe Print]Saatlerce sorgulanmış. Sonunda Genelkurmaydan gelen yetkililerce serbest bırakılması sağlanmış. Bir filim gibidir.
[/font]
[font=Segoe Print]Bunu hatırladım da...[/font]
[font=Segoe Print] Keşke mekanik saatimi getirseydim.[/font]
[font=Segoe Print] Cemil Hocam geliyorum! [/font]