Özgür Satranç Forum

Orjinalini görmek için tıklayınız: ÖZGÜR SATRANÇ YETKİLİLERİNİN DİKKATİNE
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
Özgür Satranç Forum Yetkililerinin Dikkatine,

Yazımı kililtleyebilirsiniz. Buna itirazım yok. Ancak "bu yazıda taciz olduğuna" hükmedemezsiniz. Bu hükmü verseniz bile burada yayınlamanız doğru değildir. Buna hakkınız yok. Bu sözcüğü çıkarmanızı istiyorum. Çıkarıp çıkarmamak da sizin bileceğiniz iştir. Ancak bu konunun "Taciz olup olmadığı" sizin bilecekleriniz arasında olmamalıdır. Daha tarafsız bir gerekçe belirtmelisiniz.

Saygılar.
Bir de yazıların hangi gerekçelerle kilitlendiğinin açıklanmasını istiyorum.

Hüseyin Abi'nin yazısı sert bir yazıdır, kilitleyebilirsiniz, kendisi de bir şey demiyor.Ama kilitlenmesi için adı geçen kişilerden bir talep gelmiş midir?Yani Hüseyin Aktaş bizim hakkımızda bunları yazmış kilitleyin biz hakkımızı arayacağız diyen birileri mi olmuştur?Mesela ben de başka bir yazı için böyle bir şey istesem benim de isteğim yerine getirilir mi?

Özgür Forum'u seviyoruz,
Burasının her geçen gün popularitesi artıyor bu da çok olumlu.
Ama daha önceki bir soruma yöneticilerden yanıt gelmediği gibi buna da gelir mi bilmiyorum.Bu da bizleri incitmektedir.

Ayrıca üslup konusundaki uyarılarınızdan ben kendi adıma gerekli çıkarımları yaptığımı belirtmek isterim, dilerim herkes de böyle yapar.

Forum yönetiminden rica ediyorum,
Bu kilitlenme olayını açığa kavuşturun, yani neden kilitlediniz demiyoruz, kilitleyebilirsiniz, ama neye göre kime göre kilitliyoruz, talebe göre mi mesela?Tekrar tekrar aynı şeyleri yazmak istemiyorum.Bizi aydınlatın.

Selamlar
Sayın @Ay,

Forumda iki gerekçeyle yazı kilitleniyor:
1. Tartışmanın istenmeyen bir noktaya gitmesini engellemek
2. Hukuki sorun oluşturabilecek bir yazının orjinalini muhafaza etmek

Kilitleme sürecinde ise Admin ve Moderatörler bir talep beklemiyorlar. Gerekli gördüklerinde yazıyı kilitleyebilirler.

Bilgilerinize.
Anlaşılan forum foruma baka baka karar(ı)veriyor... Yaşanan süreç buradaki arkadaşlara da bir şeyler öğretmiş; yanıt vermemek gibi... Eh devamı da gelir.

"Yiğit olan ata biner atlanır
Yiğit olan her cefaya katlanır
Yiğit gölgesinde yiğit saklanır
Kötülerin gölgesi olmaz dal olmaz
Kötülerin gölgesi olmaz dağ olmaz"

Gölgelendiniz beyler. Gölgelenininiz. Bizim aydınlığa, bizim güneşlere sözümüz var... Güneşlerden kopup geldik, güneşlere döneceğiz. Sizler kara deliklere mahkum olmaya ve mahkum etmeye devam ededurun. Kolay gelsin size...
Yazımı yazıp "göndere çektiğimde" Abdullah Arkadaşın Yazısını Gördüm.
Silmeyeceğim. Ok yaydan çıkmıştı...
Benim yazımın "orjinali" televizyon kayıtlarıyla tüm Türkiye'nin hafızalarına kilitlenmiş durumdadır. Oradan da kimse sökemeyecektir. Hukuki sorun doğma durumunda da, oraya başvurulacaktır, buraya değil.

Saygılar.
Ateş Ülker'in TSF Forumdaki bir yazısı.
Ateş Ülker Doktordur.
Herkesin Bir Doktora İhtyacı Vardır.
Bizim ülkemizin daha çok.
Ülkemizin Ürkenleri, Ülkerlerinden ne yazıkki çok.
Ateş ülker Doktordur.
Ben devrimciyim!...
(Hüseyin AKTAŞ)
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Kaplan,
Siz rüyalarınızı anlatırken ben de biraz yaşadıklarımızı anlatmak istiyorum:
Genel Kurulda kimin tasvip edilmeyen hangi hareketi olmuşsa bunu açıkça konuşabiliriz.Tam Zamanı ekibinin bir yanlış hareketi varsa bunu da yazmanızı rica ederim.
Ben hemen aklıma gelen veya unutmayacağım bir iki olayı anlatarak Genel Kurulda bulunmayanlara fikir verebilirim:
Seçim başlamadan hemen önce ve seçim sırasında Yazıcı lehine futbol sahalarındaki gibi tezahurat yapan bir grup,Özerk Federasyon seçimlerine yeni bir anlayış ve renk getirmiştir.Bu yeni anlayış sizin sözünü ettiğiniz Psikolojik baskının en klasik yöntemidir.Yazıcı tarafı Divan seçimini kazandıktan sonra bir önerge vererek Tam Zamanı ekibi taraftarlarının ceketlerindeki amblemin sökülmesini önermiştir.Demek ki yüksek sesle tezahurat yapan bir anlayış,kendi baskısının hoşgörü ile karşılanacağını hesaplarken,başkasının sessiz ve kimsenin gözlerini rahatsız etmeyen amblemine itiraz edebileceğini düşünmektedir.
Açık yapılan Divan seçiminden sonra bazı arkadaşlarımıza, neden Yazıcı grubunun Divan adaylarına el kaldırmadıkları sorulmuştur.Siz "Psikolojik baskı"dan söz edince ben de hemen olanları hatırlıyorum!
Yönetim ,Divan seçimini kazanınca hemen bir önerge vererek bilanço ve faaliyet raporu hakkında yapılacak konuşmaların 5 er dakikalık 4'er konuşma ile sınırlandırılmasını kabul ettirmiştir.Sizin rüyanızdaki Genel Kurulda bu önergenin verilip verilmediğini merak ediyorum.
Hatırlanacak güzel bir hareket de olmuştur.Gündeme göre Mali Genel Kurul sonrası yapılan Olağan Genel Kurul için ikinci defa Divan seçimi yapılması gerekiyordu.Ancak iki tarafın verdiği önerge ile Avni bey ve Divana seçilmiş diğer üyelerin bu göreve devam etmeleri oybirliği ile kabul edildi.Bu gelişme Genel Kurulun Avni beye güvendiğini göstermiştir.Ozan Çakır grubunun "aynı Divan ile devam"kararına katılması gerilimi azaltan güzel bir hareket olmuştur.
Sayın Kaplan,
İçiniz burkulmasın..2004' deki Genel Kurula kıyasla daha az olumsuz gelişmeler olmuştur.Bir arpa boyu yol gidilmiştir.
Mesele,2000,2004 ve 2008 seçimlerinin sonuçlarını ve bu sonuçları hazırlayan koşulları iyi analiz etmektir.Çoğumuz satranççıların Genel Kurulda temsil edilmediklerinden yakındık.Bunu nasıl sağlayacağımızı düşünemedik.Bu sorunun kısa vadede bir çözümü de yoktur!(AteşÜlker)
Ateş Ülker'den bir yazı daha:

--------------------------------------------------------------------------------
Tuncay beyin sorularının altını çizmek aynı soruların altına imza atmak demektir.Benim yazıları eksik okumadığımı herkes bilir.Bu konu çok önemli değildir.Hiçbir zaman hiçbir kimsenin söylediklerini başka bir mecraya çekmedim.Ama "önemli konuları konuşalım"diyorum.
İnsanların "Veli Ozan Çakır da burada yazsın.."demek hakları vardır.Böyle bir tavsiye yapılabilir.Şimdilik web sayfasından alıntı yapılmıştır.Belki tavsiyeniz de gerçekleşecektir.Biz Çakır'ın henüz neden burada yazmadığına takılmayalım.Web sayfalarındaki yazısında söylediklerini okuyalım..Doğru mu söylüyor?Bize göre yanılıyor mu?Önemli konuların üzerinde tartışalım.Bakınız isterseniz ben bir soru sorayım,Kanber bey de isterse kendi görüşünü bildirsin..
Genel Kurulda Federasyonun lehinde konuşma yapanlar lisanslı oyuncu sayımız hakkında 150.000 ve 255.000 gibi sayılar söylediler.
Ozan bey,Başkan adayı olarak yaptığı ve birçok kimse tarafından beğenilen konuşmasında,lisanslı oyuncu sayısını Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne sorduğunu ve kendisine 20.000 civarında aktif olmak üzere 80.000 civarında Satranç sporcumuz olduğunun bildirildiğini ifade etti.
Genel Kurul sona ermeden hemen önce ben yaptığım konuşmada (bir takvim yılı içinde UKD hesabına giren turnuvalara katılan oyuncu sayısının 2.000 sayısını geçmediğini sanıyorum.Elo puanı olan Türk oyuncuların sayısı ise 800 civarında olup bunların da büyük bir kısmının son dönemde oynadıkları oyun sayısı "0" dır)dedim.
İşte bu sayılar arasında ciddi farklar vardır.Hangisi doğrudur?Acaba bu sayıları sayan numaratör mü farklıdır?
Aç gözünü seyret; tekrarı var bunun!
"sandım ki zühre yıldızı / şavkı beni yaktı geçti"...
Mecnun'um Leyla'mı gördüm
Bir kerece baktı geçti
Ne sordum ne de söyledi
Kaşlarını yıktı geçti

Soramadım bir çift sözü
Ay mıdır gün müdür yüzü
Sandım ki Zöhre yıldızı
Şavkı beni yaktı geçti

Ataşından duramadım
Ben bu sırra eremedim
Seher vakti göremedim
Yıldız gibi aktı geçti

Bilmem hangi burç yıldızı
Bu dertler yareler bizi
Gamze oku bazı bazı
Yar sineme çaktı geçti


Söz: Aşık Ali İzzet Özkan
Yanıt için teşekkürler Abdullah Abi.

Peki herhangi bir konuda dava açacağımızı belirtirsek sizin gerek olup olmadığını sorgulayıp sorgulamayacağınızı merak ediyorum.Ben bir yazı sebebiyle hakkımı arıyorsam gerek görmüşüm ki arıyorumdur, buna bir de forum yönetimi mi karar verecek böyle bir durumda?

Selamlar..
Sayın @Ay,

Forum yöneticileri ihtiyaten yazı kilitleyebileceği gibi, bahsettiğiniz talepleri de değerlendireceklerdir.

Bilgilerinize.
Bu konu daha çok forumla ilgili idari konuları ele aldığı için, gündemi meşgul etmemek adına "Forum Hakkında" bölümüne taşıyorum.
Yerinde karar:)
"IhsanKILIC, SadullahEken, OnurAlacaba"

Bu üç arkadaş "iletmek istedikleriniz" bölümünün neyi oluyor?

Sürekli Abdullah Arkadaş yanıt veriyor, diğer arkadaşlar izinde mi?

Yazımı kim kililtledi? Kilitlemesi gerekenler "IhsanKILIC, SadullahEken, OnurAlacaba" iken Aranızdan birisi "özgür forum yönetimi" imzasını kullanarak kendi yetkisini kötüye kullanmış olabilir mi? Çünkü daha önce aranızdan bir arkadaş yetkili olmadığı bir alandaki yazımı, bir başka alana taşıdı. Tartıştık. Yine böyle bir durum mu var? Eğer böyleyse, İhsan Kılıç, Sadullah Eken, Onur Alacaba orada SUS biberi midir?

Biz yazarların yazılarıyla elde ettiğiniz Forum İktidarı yeni "diktatörcükler" mi doğuruyor? Kurban olarak da önce kendisini vareden yazarları mı seçiyor? Bunu yaparken de yetki verdiği arkadaşların yetkilerini çiğnemeyi tsf forumdan mı öğreniyor? Bu nasıl iştir? Yarım yamalak bir değerlendirme ile böylesi bir işgüzarlık kimin eseridir? Kimlerin eseridir?

Kişisel haklarıma saldırı iddiasıyla mahkemeye gidersem "özgür forum yönetimini" mi mahkemeye vermem gerekiyor? Yoksa aranızdan birilerini mi? "Birileri" ise, kimlerdir. Mahkeme karşısında bu kilitleme kararını "özgür forum yönetimi" olarak mı savunacaksınız? Eylemi ortak mı üsleniyorsunuz? Yoksa mahkemede "ben yapmadım o yaptı" mı diyeceksiniz?

Sorularıma yanıt istiyorum.

Tekrar söylüyorum; Benimyazımda kimseye karşı "taciz" yoktur. Özgür Forumun böyle bir yorum yapma hakkı olamaz. Taraf tutuyoruz ve bir taraf adına biz seni taciz ediyoruz diyorsanız bunu yapabilirsiniz? Ozaman da benim yapacağım şeyler çok değişir.

Saygılarımla.
Sayın forum yönetimi,

Konuların, gerektiğinde kilitlenmesi yetkiniz dahilindedir.Yalnız altındaki açıklamanız yasal değildir ve sakıncalı sonuclar duğurabilecek niteliktedir.
Taciz ciddi bir suç ve suçlama olmasının yanı sıra,böyle bir iddianın her türlüsü de insanı toplumda rencide eder,kücük düşürür.Böyle bir iddiada bulunmak,yasalar önünde,itham ettiginiz kişiye karşı sizi suçlu ve sorumlu
kılabilmektedir.Ancak bir hakimin kaleminden çıkabilecek bu tarz hükümleri bizler,avukatlar dahi kimse veremez.Ancak ve ancak bu ''iddia'' ile mahkemeye başvurabiliriz.
Tıpkı; hasta bir insanı doktora götürmeden ona kafamıza göre teşhis koyup kendimizce ilaç veremeyecegimiz gibi...
Doktorlar ve hakimler bunun için vardır.İnsanlar ölmesin,katil olmasın,toplum tarafından linç yada idam edilmesin diye...
Yönetim olarak işleminizin yasal çerçevede olabilmesi adına,''taciz'' kelimesi yerine ''kişilerin kişilik haklarını korumak maksadı ile kilitlenmiştir'' ifadesini kullanmanız,doğru olanıdır.
Kaş yaparken göz çıkarmayalım adına bu açıklamayı gerekli görüyorum.
Saygılar
Forumumuza Hoş geldiniz Şahmeran Hanım ,
Davetim üzerine forumumuza üye olmanız ve mesaj yazmanız sevindirdi beni,
İlk mesajınızdaki yapıcı sözleriniz için de çok teşekkür ederim.
Yönetim adına kullanılan taciz kelimesinin yanlış yerlere çekilebildiğini görüp güzel bir dille uyarmanız bizleri mutlu etti. Ve önerinizdeki (''taciz'' kelimesi yerine ''kişilerin kişilik haklarını korumak maksadı ile kilitlenmiştir'' )ifadeniz; yönetmimizce değerlendirilip en kısa zmanda gerekeni yapılacaktır.
Sevgi ve saygılarımla..

Not: Mesajlarınızın devamını görmek dileğiyleSmile
Bu yazıyı her kim ''taciz'' iddiasıyla kilitlediyse,
neden kendi ismiyle kilitlemedi de Özgür Satranç Forum ismiyle kilitledi?


Yahu bu forumu 'özgür' diye sevdik.
Burası da yavaş yavaş kötü yönetilmeye başlandı.
Her ne kadar TSF Forum ile kıyaslanmayacak kadar çok olumlu yanları olsa da, böyle bir hatayı TSF Forum Yönetimi bile yapmadı!

Kimsenin yazısını bu gerekçeyle kilitlemediler.

Neyse geçmiş olsun.
Bu talihsizlik en kısa zamanda düzelir diye ümit ediyorum.
Çünkü bu forum satranca çok hizmetler edecektir.

Yönetim de böyle böyle tecrübe kazanarak daha iyi yönetecetir forumu.

Saygılarımla...
Öncelikle şu ana kadar herhangi bir kimseyle polemiğe girmediğimi herkesen bilmesi gerektiğini hatırlatırım. Ancak Sayın Aktaş ismimi kullanarak, "sus biberi" ifadesini kullanmıştır. Kendisi beni tanıdığı halde neden böyle bir ifade kullanmıştır anlamakta zorluk çekmekteyim. Neden yazılara cevap vermediğime gelince: şu an Antalya'dayım ve babamın evinde internet yok. Bu yazıyı yazmak için bile internete gitmek zorunda kaldım. Ayrıntılı açıklamayı daha sonra yazacağım.
Sayfalar: 1 2