Başkan Olmak ya da Olamamak - Baskı Önizleme +- Özgür Satranç Forum (http://forum.satranc.biz) +-- Forum: Satranç Genel (http://forum.satranc.biz/forumdisplay.php?fid=3) +--- Forum: İletmek İstedikleriniz (http://forum.satranc.biz/forumdisplay.php?fid=17) +--- Konu Başlığı: Başkan Olmak ya da Olamamak (/showthread.php?tid=4115) |
RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - M.Aşkın TAŞAN - 25-08-2015 (24-08-2015, 23:51)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Kıvanç Haznedaroğlu'nu şahsen tanımıyorum, hiç görüşmedim, hiç konuşmadım. [/color] [color=#0000CD]Size özelden yazdığım hayat mücadelemi burada kinayeli bir şekilde ortaya koyuyorsunuz. Sizin hakıkınızda bir fikre varıyorum ve çok yazık. Samimiyet ve güvenilirlilik ölçünüz bu mudur? Ben koltuk sevdalısı değilim. Ne bir kurul ne bir yönetim... Hiç olmadı ve olmayacak. Başkaları istedikleri gibi yakıştırabilirler, siz de inanmışsınız çok belli. Zaman gösterecektir. ... Benim bir görevim var, derslerim gibi. Ve son zil çalınca bırakacağım. Bu kadar alaycı bir yaklaşımdan sonra da hürmet etmenize gerek yok. Samimi bulamam sizi. Kusura bakmayın.[/color] RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - M.Aşkın TAŞAN - 25-08-2015 Değerli üyeler, Aşağıda sn. Miyazaki tarafından açılan konuda,sn. Kıvanç Haznedaroğlu'nun başkanlığa adaylığı konusundaki görüşlerim, aynı sayfadaki belli üye tarafından çarpıtılarak kendi yorumlarınca sunulmuştur. Kimsenin adaylığına karşı bir duruşum yoktur. Yazdıklarım aktif bir sporcunun başarılı sporculuk yaşamının sekteye uğramaması yönünde küçük bir hatırlatmadır. Belki de bu sayede kendi önlemlerini almasına fırsat bile olabilecektir. Ben göstermelik başarı dilemektense bu yolu tercih ederim. Bu beni duruşum ve yapım gereğidir. Kıvanç HAZNEDAROĞLU'NUN başarılımbir sporculuğunun yanı sıra çok başarılı bir yönetici olmasını canı yürekten dilerim. Bir kez daha belirtmek istedim. Anlamayan anlasın diye... Yazımı tekrar alıntılıyorum. (20-08-2015, 14:16)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Sevgili Kıvanç, RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - Attorney at Law - 25-08-2015 Aşkın Bey, hem benim hem sizin yazılarımızın çarpıtılarak sunulması, içinden cımbızla cümle ayıklanıp algı yönetimine sebebiyet verilmesi sonucu hatırlatmak için aynı yazıları tekrar paylaşmak zorunda kalmamız, bunların aynı üye tarafından yapılması sistematik bir hareket değil, tesadüftür diye düşünüyorum. Yoksa kimsenin bu üyeyi "Bu yönetim senin projeni yapmadı mı? Üzülme, biz yönetime gelirsek yaparız" diye teselli edecek hali yok. Olsa olsa tesadüftür yada gecenin 1'inde yazdığı için uykunun etkisidir. Art niyet aramama taraftarıyım. RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - M.Aşkın TAŞAN - 25-08-2015 (25-08-2015, 11:55)Attorney at Law Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Yoksa kimsenin bu üyeyi "Bu yönetim senin projeni yapmadı mı? Üzülme, biz yönetime gelirsek yaparız" diye teselli edecek hali yok. Olsa olsa tesadüftür yada gecenin 1'inde yazdığı için uykunun etkisidir. Art niyet aramama taraftarıyım. [color=#0000CD]Ben de art niyet aramak istemiyorum. Ama ne yazık ki buradaki satırlar yalan söylemiyor. Proje konusunda bir bilgim yok. Kimin projesi ve hangi proje?[/color] [color=#0000CD] Satranç alanında iyi bir yönetici olabilmeniz için belli başlı özellikleri taşımanız gereklidir. Bu özelliklerin gerçekçiliği kişilere göre değişen ilkeler değildir. Değişiklik kişilerin yapısından kaynaklıdır. Bu anlamda çok faklı tiplerde de yönetim anlayışı olabilir. Ancak uygulama aşamasındaki ilkelerde pak değişiklik aranmaz. Bu ilkeler ortaktır. • Belli bir hedefe yönlenmiş yönetimde HEDEF-AMAÇ özelliği belirgindir. Bu hedefe yönelen plan ve programlar uygulamayı gerçekleştirecektir. • Programın uygulanabilir olması yöneticilerin alanlarında UZMAN olmasını gerektirir. • Belli bir GÖREV BÖLÜMÜ bu uzmanların kendi alanlarında daha rahat ve yüksek motivasyonla çalışmasını sağlayacaktır. • Yöneticinin aynı zamanda belli bir yenilik anlayışına sahip YARATICI olması da gereklidir. Bu durum görev ekibinde hem çalışma isteğini oluşturacak hem de tamamlayıcılık görevini yerine getirecektir. • Birlikte çalışan bir ekibin en belirgin özelliği İŞBİRLİĞİ halinde çalışmasıdır. Bu çalışmanın verimli olabilmesi için planlanan programdan da öte, ani-sürpriz zamanlarda da bir araya gelebilmelerini gerektirir. • Elbette ÇAĞDAŞ ve DEMOKRATİK bir düşünceye sahip olmak ve bunu uygulama alanına koymak öncelikli görev olmalıdır. Aksi bir durum güven kırıcı olur ve taraftar bulamaz. Her türlü karar birlikte alınmalıdır. Bu esastır. • Bunun aksi bir durum da kabul edilemez ve güvensizlik sağlar. • Birlikte çalışmanın en belirgin özelliği aynı OFİSAL ortamda çalışmaktır. • Çağın gerektirdiği elektronik İLETİŞİM elbette çok kurtarıcıdır. Ancak her şey değildir, birlikte olmanın ve çalışmanın yerini tutamaz. • Tüm bunların yanı sıra ülkemizin gerektirdiği koşulları bilmek, GERÇEKÇİ ve uygulanabilir yaklaşımlar göstermek, hayal peşinde koşmamak, İNSANI VE İNSAN PSİKOLOJİSİNİ iyi tanımak gerekmektedir. • Doğru ve güçlü adresleri zamanında FARK EDEBİLECEK kadar uyanık ve hayat tecrübesine sahip, girişimci ve yönlendirici olmak da önemlidir. Buraya sabrı, sağlam karakteri, kararlı duruşa sahip olmak gibi özellikleri de koyabiliriz. Bu yazdıklarım özel bir kişiyi tarif etmek için değil, genel görüş amaçlı yazılmıştır.[/b][/color] RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - sahmatiste - 25-08-2015 Herkese merhaba, Süper lig zamanı sevgili dostum Evrensel Bilgin'in nazik teklifini kırmayarak röportaj isteğine olumlu cevap vermiştim ve güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Bu röportajda başkanlık hayalimden bahsetmiştim ve bana istersem bu sözlerimi yazmayabileceğini bildirdi. Ben de rahatlıkla yazabileceğini söyledim. Hikayemiz buradan sonra başladı. Mail ve telefon yoluyla birçok ileti aldım. Röportajı yayınlayan sayfadan tutun da sayfa kadrosuna kadar uyarılar ve öneriler. Savaş alanına mı çıkıyorum diye düşündüm. Foruma yazmaya karar verdim. Yazayım ki fikirler tartışılsın, her bilgi kutsaldır yol gösterir diye düşündüm. Birileri tarafından yönlendirilmeden tutun da başkan olursam aşamacağım zorluklara kadar yazıldı. Kutlama yazanlar da oldu. 1 kişi çıkıp da nasıl bir ekip kurmayı düşündüğümü, satranç ile ilgili neler planladığımla ilgilenmedi. Ne gibi projeler üreteceğim sorulmadı. Kusura bakmayın, bir sürü yazı yazıldı ve çoğü sığ çekişmeler dolu. Ben buna "Acı ile beslenmek" diyorum. Toplum olarak acı ile besleniyoruz. Herhangi bir olayda ilk önce olumsuz örnekleri veriyoruz ki olaylarla karşılaştığımız zaman kendimizi hazırlayalım. Bu görüşlerime katılmayabilirsiniz, katılabilirsiniz. Lüttfen fikirlerinizi paylaşın. Herkes haklı olmaya çalışıyor. Arkadaşlar zorluklarla karşılaşalım, aşmaya çalışalım. Aşamadığımız zaman yardım alalım ve yine aşamazsak BAŞARISIZ OLDUĞUMUZU kabul edip bırakalım. Çok mu zor başarısız olduğumuzu kabul etmek? Bu yazdığım cümle ile federasyona laf çarpıtmıyorum. Ben söyleyeceğimi direk söyleyen bir insanım ki, satranç hayatıma baktığınızda neden fazla satranç oynayamadığımı da açık sözlülüğümden anlarsınız. Aşkın abi verdiğin örnekler hep olumsuz. Ben bana destek ol veya olma demiyorum. Ben sadece fikirlerimiz tartışsın diyorum. Benim aday olmamam için ikna etme tercihin karşıma çıkacak zorlukları göstermek ise bu doğru bir yöntem değil. Siz bu zorluklarla başa çıkabiliyor musunuz? Çıkabiliyorsanız deneyimlerinizi paylaşın, çıkamıyorsanız insanların görüslerine önem verin. Eğer önem vermiyorsanız "Biz bir aileyiz" sloganını hatırlayınız. Tartışmalarda tehdit vari yazılar herkese zarar verir. Tartışırken başkalarına fikirlerinizi kabul ettirmeyin, fikirlerinizi anlatın ve tartışın. Eski dosyaları açmak, insanların başkaları hakkında neler söylediğini belirtmek (Aşkın abi senin son yazında Naci bey için yazdıkların) ne tür bir fikir alışverişi sağlayacak? Eğer bu yöntemle devam etmeyi düşünüyorsanız, veya her yazılandan sonra "beni mi kastettin, ben zaten bunları yaptım" gibi savunma/kendini haklı çıkartma yazıları yazıyorsanız "Lütfen benim ismimi yazılarınızda kullanmayın" Her yazınızda yazdığınız gibi amacınız satranca hizmet etmekse, gerçekten hizmet edin. Benim kimseyi değiştirmek gibi bir amacım yok. Her yazıya cevap vermek istemememin nedenleri bunlar. Yazı kirliliği yapmamak için òzleden mesaj atmayı tercih ediyorum. Sabırlı ve anlayışlı olduğunuz için teşekkürler. Kıvanç Haznedaroğlu RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - Naci Erdem - 25-08-2015 Çok uzun yıllar boyunca hizmet ettiğim, her yönüyle satrancın içinde olduğum, en doğal hakkım olduğuna inanarak ifade ettiğim yorum ve eleştirilerim sonucunda, benim ilimde görevli iken yapmadığım/yapamadığım konuların satranç toplumumuza şahsımı rezil edercesine yayınlanması, düne kadar yazmıyordun da görevi bırakınca mı aklın başına geldi bakış açısı karşısında bu ve benzeri forumlarda hiç bir şekilde yazmamaya karar verdim. Doğrudan şahsıma yazılan bir konu olursa bile asla yazmayacağım! Hakkımda ne düşünürseniz düşünün !! Makamlara yaltaklanmak benim yapabileceğim bir şey değil. İnsanlar, izzet-i şerefi ve onuru için yaşar! Hiç kimse mensubu olduğu toplumun önünde bir yorum yazmak, bir eleştiri yapmak sonucunda küçük düşürülmeyi, onur ve şerefinin ayaklar altına alınmasını asla kabul edemez!! Hele ki normal sınırlar içinde olan eleştirilerde Asla!! Etmedim ki bulayım!! RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - M.Aşkın TAŞAN - 25-08-2015 (25-08-2015, 14:49)Naci Erdem Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Makamlara yaltaklanmak benim yapabileceğim bir şey değil. İnsanlar, izzet-i şerefi ve onuru için yaşar! Hiç kimse mensubu olduğu toplumun önünde bir yorum yazmak, bir eleştiri yapmak sonucunda küçük düşürülmeyi, onur ve şerefinin ayaklar altına alınmasını asla kabul edemez!! [color=#0000CD]"Naci Bey, Kızmayın. Bakın 2010 yılından beri 5 yıl, 44 yazınız var. Ama il temsilciliğinizi bıraktıktan sonra 15 Temmuz 2015 den bu yana bu 44 yazının üçte biri bu 37 günde yazılmış. Bu bir göstergedir değil mi? Bunun nedenini açıklayınız o zaman. Hemen kızmak başka şeylerin göstergesi oluyor. O zaman tespitlerimizde haklılık payı da çıkmaktadır. Sorularım cevapsız kaldı bu arada... Sizi yazdıklarınızdan da takip etmekteyim. Ben bu sütunlarda yüzlerce soruya cevap verdim. Hakkımda burada ne küfürler ve aşağılamalar peydahlandı. Ne iftiralar atılıp aşağılamalara maruz kaldık. Burada bir hanımefendinin ismi kullanılarak aşağılık benzetme amaçlı fıkralar yazıldı ve tüm bunlar entelektüel kişilik özellikleri tanımlamasıyla geçiştirildi. Siz eski bir il temsilcisi ve eski bir üyesiniz. Tüm bunlar yazılırken neredeydiniz? İnsanların namus, şeref ve mesleklerine dil uzatılırken, cinsiyet aşağılamaları yapılırken nerelerdeydiniz? Duymadınız mı, görmediniz mi? Yoksa bana özelden de yazdığınız gibi haberiniz mi olmadı? Biz ismimizle ve mesleğimizle eğitim verdiğimiz çoluk çocuklarımızla, yeri gelince ailemizin adı kullanılarak bilinçli olarak aynı bataryalarca aşağılandık. Yazılarınıza bakıyorum da bu konularda da hiçbir tepki ya da fikir belirtilmemiş. Ama siz bir iki soruma tahammül edemediniz. ... Benim hakkınızda yazdığım tespitler tarafımdan yapılmadı ki sadece. Bir TÜRKİYE FİNALİ nde gözler il temsilcisini aradı. Mazeret bildirdiniz tamam. Sağlık sorunlarınız da vardı. Size geçmiş olsun da söyledim telefonda. Ama benim buraya getirdiğim tespitler bu yıla aittir. Tüm başkanlar derken ilçelerin parti, belediye başkanlarından, TSF başkanından bahsettim. İl temsilcisi olarak habersizim diyorsunuz. Tarihinde ilk kez yarı final ve final oynandı Balıkesir Burhaniye’de… İlinizdeki antrenörlerden araştırın bakalım 25-30 bin liralık hibe projenin kimin elinde kaldığını. Bunu ben mi değerlendireyim? Bizler yol gösterdik, yasa sunduk, örnek verdik projeler için. Bir il temsilcisi sporcu hakem ve antrenörler ile çekişmemelidir. Onların önünü açmalıdır. Onlara engel olmamalıdır. Bayrağı devrettiğinizi söylediğiniz okul müdürü arkadaşımız da bana danışmaktadır. Seve seve yardımcı olmak görevimdir. Ancak önce siz vardınız. Ona yol gösterici olmalısınız. Onu sevdiğiniz saydığınız kadar, satranç için çalışan tüm hakem, antrenör ve oyunculara da, hatta akademik destek sunanlara da aynı saygılı mesafede olmalısınız. Son üç yıldır bana anlatılanlardan kaynak kişilerle bir kitap yazabilirim. Lütfen kendilerine ne cevaplar verdiğimi de kendilerinden sorabilirsiniz. Bu kişileri siz de tanıyorsunuz ben de... [/color] RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - Selim Gürcan - 25-08-2015 Aşkın bey, Naci bey ile tanışıklığım yok ama ilinde güzel çalışmalara imza attığını tahmin ediyorum. Pek çok il temsilcisi varken faaliyetlerinin duyurusunu da yapan nadir insanlardan biriydi. 2008'deki duyuruları ve faaliyetleri bile Satranç Okulu Forumunda var. Bunlar benim sadece internetten takip edebildiklerim. Belli ki kendisi hala satranç için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yukarıda bahsettiklerim olmasa bile konu Naci beye neden ve nasıl geldi anlayamadım. Üstelik "44 yazının 3'te biri 37 günde yazılmış" gibi bir ifade de gerçekten garip ve anlaşılmaz. Siz niye 1100 tane yazı yazdınız 4-5 ayda? Veya bana da sorun o zaman "İki senedir yazmıyordun da niye yazdın?" Naci beye çok ayıp edildiğini düşündüm de ondan. Mesele eğer yönetimde olanlar niye yazmıyordu da şimdi yazıyorlarsa mantık basittir. Siz bir yönetimin içindeyseniz şikayetlerinizi, tavsiyelerinizi kendi içinizdeki kanallardan iletebilirsiniz. Yönetimden ayrıldıktan sonra da isterseniz forumda dillendirebilirsiniz bunu. İnsanları susturmak için hoş olmayan yöntemlere başvuruyorsunuz. Şu anda Türkiye'de beni en çok rahatsız eden tavırlardan biri de bu. RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - M.Aşkın TAŞAN - 25-08-2015 (25-08-2015, 13:41)sahmatiste Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Herkese merhaba, Sevgili kardeşim, Zamanla bu forumda hiç beklemediği anlarda yaylım ateşiyle taranıp yıpranan ve yaralanan insanlar oldu. Bu hala devam etmektedir. Hangi konuda görüş yazarsak yazalım hep aynı bataryalardan iftira, saptırma, küçümseme ve aşağılayan yazılar yağmaya başlar. Keza bu sefer aşağılama olmamıştır ama benim söylemediğim şekilde fikirler bana mal edilmeye çalışılmıştır. Üyeliğin çok yeni ve henüz bunları da bilmek istemezsin diye düşünürüm. Sana örneklerini vermek istemezdim. Çünkü konu dağılıyor. Ancak, toparlayıcı bir yazıdan sonra yine aynı amaca yönelik yazılar devam etti. Artık sen de içindesin ve bunları belki takip edebiliyorsundur. Bir kere senin ile ilgili ilk yazım tamamen kullanıldı, belli kişisel hesaplara çekildi. Sana içtenlikle yazdığım bir yazı, yine senin tarafından cevaplandı. Mesajımı aldım. Anladım düşüncelerini. Ancak malum bataryalar görevdeydi. Sana yazdığım yazı gerek içerik ve gerekse amaç için farklı anlatılmaya, yorumlanmaya başlandı. Hem de onca çarpıtmayla birlikte... Bana özel mail ile yazanların farklı, ama bu satırlarda da daha farklı yazdıklarını görünce insan nasıl bir tuzağa düşürüldüğünü anlıyor. Onları burada aynı kendi yöntemleriyle cevaplamayı tercih ederim. Forumda yenisin, zamanla aynı şeylerin içine belki düşmeyeceksin. Ama kaldığın sürece izleyip, ileride kullanmak üzere dersler çıkaracaksın. İnsanları tanıman için bir fırsat değildir bu forum. Sadece yazılar var. İnsanlar hiç savunmadıklarını bazen geçenin bir yarısında savunur konumda buluyorlar kendilerini. İnsanları yaralıyorlar. Benim örneklerim yaşanmamış, ya da belli bir belgeye dayalı olmayan örnekler değildir. Elbette olumsuz bula bilirsin. Öneri ve uyarılar aldığını söyledin. Ben bunları elbette sana yazdım. Öneri ve küçük uyarılar vardı. Ama bunları bir tehdit olarak algılaman beni gerçekten de üzer. Umarım ben yanılıyorumdur. Başkanlığın döneminde karşılaşacağın bürokratik, teknik ve insanların samimiyetsizliğine dayalı engellerden bahsetmem neden seni rahatsız eder ki? Eğer yanlışsa tüm bunlar günahı benim boynuma kalır değil mi? Sahi neden bunlardan bahsetmiş olabilirim ki? “Aşkın abi verdiğin örnekler hep olumsuz. Ben bana destek ol veya olma demiyorum. Ben sadece fikirlerimiz tartışsın diyorum. Benim aday olmamam için ikna etme tercihin karşıma çıkacak zorlukları göstermek ise bu doğru bir yöntem değil. “Tartışmalarda tehdit vari yazılar herkese zarar verir.” Olumsuz örneklerim nelerdir? Nerede tehdit var, gösterir misin lütfen? Seni hangi konuda ikna etmeye çalıştığımı düşünüyorsun? Böyle sığ düşünen bir insan olarak mı tanıyorsun beni? Naci Bey’e zamanında en çok destek olan, iline ve ilçelerine bu satırlarda en çok örnek öneri proje sunan bir insanım. Kendisi de bunu izah edebilir. Ama benim çıkışımın temel noktası başkadır. Gördüğüm bir samimiyetsizliktir. Kendisine cevaben yazdım. Buna karşı çıkmama karşı çıkmamam gerekir. Belki ileride de çok yaşayacaksın. Son olarak, Ben arkadaşlığından onur duyduğum bir abimizin oğluna onun ismiyle kıvanç duyarak KIVANÇ diye hitap etmek isterim. Ancak bunu kullanmamı istemiyorsan da bu konuda da uzak ara anlayış gösterir, saygı duyarım. Sana ilk yazımdan itibaren gayet açık ve samimi yazdım. Duruşum değişmez. Ben kimseyi desteklemiyor ya da karşı çıkmıyorum. Sana da öyle... Buna yetkim de yok. Bir oy'um bile yok. Belki bunu değiştirebilecek sistemi kurabilirsin. En büyük dileğimdir; HAKKANİYETLİ GENEL KURUL! Ben yaşarken satrancın emrindeyim, Kıvanç kareşim. Sana ancak düşüncelerin, hedefin ve ülke satrancı için içtenlikle başarılar dileyebilirim. Hoşça kal. (25-08-2015, 19:11)Selim Gürcan Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Aşkın bey, Selim Bey, Güzel yazmışsınız. Sizi bu ülkede rahatsız eden konu beni de rahatsız ediyor elbette. İnsanlar başkalarının başına gelirken susarlar da kendi başlarına gelince feryadı basarlar değil mi? Ben susmuyorum. Bunu sorguluyorum. Bu sorunun cevabını da şu ana kadar ne sizden ne de başka bir üyeden de alamadım. Hakaret etmedim. Aşağılamadım. İftira atmadım. Naci Bey konusunu bizzat onun hakkında bana gelen şikayetler üzerine açtım. Başkalarına iftira edilirken, aşağılanırken susmadım. Ailemizle, şerefimizle, mesleğimizle, onurumuzla oynandı bu satırlarda Selim Bey. Siz de o zamanlarda üyeydiniz değil mi? ... O kadar yazıyı son 4-5 ayda yazmadım. 33 aydır yazıyorum. İnanarak yazdım. Hepsinin de bir sebebi vardı. Size bir şey sormama gerek var mı? Siz ne zaman yazacağınızı bilen, belki de zaman kollayan bir insansınız. En son yazınızı yazarken yine bana birilerini kızdırma taktiği güttüğümü ima etmiştiniz. Bir bayan hedef alınmış, küfre varan bir fıkra, baş harflariyle isim ima edilerek anlatılmıştı. Tepkiler karşısında da entellektüel bir kişiliğe bağlanacak kadar talihsiz bir sona gömülmüştü. Bence ÖSF tarihinin en adli süreciydi. Unutmuyorum. [color=#0000CD] Yukarıdaki sorularımın cevabını düşünün lütfen. Toplumsal tepki konması gereken konularda nasıl susan özellikle tuzağa çekilmek istenen insanların onurunu düşünün lütfen. Kendinizi sorgulayın sonra...[/color] En sonun da da bana sorduğunuz şu soruyu sorun lütfen; "Veya bana da sorun o zaman "İki senedir yazmıyordun da niye yazdın?" Saygılarımla... RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - Selim Gürcan - 25-08-2015 (25-08-2015, 19:14)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: En sonun da da bana sorduğunuz şu soruyu sorun lütfen; Yazdıklarımı okumuyorsunuz herhalde. Hemen altına yazmıştım. "Naci beye çok ayıp edildiğini düşündüm de ondan." Yok zaman kolluyormuşum da yok kendisi için niye yazı yazmamışım. Hiç hatırlamadığım iki sene önceki yazılara referans yapılıyor, kafa bulandırıp, olmasa bile oradan mağduriyet çıkartılmaya çalışılıyor, konu saptırılıyor. Süperman değilim. Her haksızlığa müdahale edeceğim gibi bir iddiam yok. Ama siz maşallah altta kalmıyorsunuz, sürekli yazıyorsunuz. O kadar çok yazıyorsunuz ki forumu takip edemez hale geldik. Olsun, yazın tabii, burası forum. Ha bu arada belki yazılarınızı, üslubunuzu destek vermeye değer görmedim ondan yazmadım. Keyif benim keyfim, istediğim zaman yazarım. Beyefendi bir insanı rencide etmişsiniz. O da isyan etmiş ve "Şahsıma yönelik yazarsanız bile ben yazmayacağım" diye ilan edip forumu terk ediyor. Bunun üzerine yine onu hedef alıp yazıyorsunuz. Bu kadar da belden aşağı vurulmaz. RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - abdulkadirbener - 25-08-2015 Aşkın bey verdiğiniz örnekler gerçekten hep olumsuz. İnsanlar yazdıklarınızı yanlış anlıyor olabilir mi? Sakin olmanız gerek. Sakin olmamız gerek. Hepimiz aynı şeyi istiyorsak her yazdığımız cümle önemlidir. Ben Kıvanç beye soruyorum şimdi; -"Türkiye satrancında sizce kangren olmuş tedavi bekleyen sorunlar var mı? Neler? Nasıl çözmeyi umuyorsunuz? Planınız var mı?" -"Sokaktan önünüze gelen (nitelikli/niteliksiz) adamlarla ekip yapacağınızı sanmıyorum. Dilediğiniz zaman üç gün içinde de gayet kaliteli bir ekip kurabileceğinizden eminim? Açıklamakta mahsur yoksa insanlar erkenden bilmeyi tercih edeceklerdir." -"Türkiye'de satranç eğitimi ne aşamada? Denildiği gibi örnek miyiz? Kıskanılan bir yerde miyiz? Sizin bu konuda yeni bir vizyonunuz var mı? Yoksa mevcut durumu korumayı mı hedefliyorsunuz?" -"Her gittiği yerde çocuklara satranç takımı dağıtan devlet büyüklerinin olduğu bir ülkede satrancın başında olsanız bürokrasiyle ilgili makro planınız ne olurdu?" Kaale alıp yazarsanız şükranlarımı sunarım. Yazmazsanız da sağlık olsun. İyilikler ve başarılar dilerim. Bu başlıkta ve başka başlıklarda olabildiğince yazmamaya gayret edeceğim. Bu soruyu sorabilmek için bu başlığa son defa yazdım. (Aşkın bey beni de susturmayı başardı sonunda... Yoruyor bu beyefendi insanı... Bilerek yapıyor sanırım ve gayet başarılı.) RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - M.Aşkın TAŞAN - 25-08-2015 (25-08-2015, 19:55)Selim Gürcan Nickli Kullanıcıdan Alıntı:(25-08-2015, 19:14)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: En sonun da da bana sorduğunuz şu soruyu sorun lütfen; Selim Bey, Çok basit bir araştırma ile yazılarınıza bakabilirsiniz değil mi? Hatırlamadığınızı söylemeniz doğru mu? Yazılar burada. O zamanki tavrınız da... Bana cevap yazmaya ayırdığınız zamanın çeğreğini almaz ilgili yazıyı bulmanız. Bir ayıp başka bir ayıpla örtülmez. Yazıları iyi okuyun lütfen. RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - Selim Gürcan - 25-08-2015 Burada benim dediğim şu: Naci beye ayıp ediyorsunuz. Konu ile alakasız olarak onun kişiliğini hedef alıyorsunuz. Üstelik artık yazmayacağını söyleyen biri arkasından atıp tutmaya devam ediyorsunuz. 2 sene önce yazdıklarımın yukarda yazdıklarımla ne alakası olabilir. Neden gidip de o yazılara bakayım? Deli miyim ben? Amacım sizi haksız çıkarmak değil. Asla o şekilde düşünmeyeceğinizden de eminim. Amacım tanışmamış olmamıza rağmen bir satranç emekçisine destek olmaktır. Tahminim benim hakkımda da atıp tutacaksınız. Satranç Okulu'nda 10 sene önce yazdığım yazıları da tarayın isterseniz. Benden bu kadar. Size ancak bu kadar zaman harcayabilirim. RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - Erşan Gökerman - 25-08-2015 Basit bir aramayla 'şüpheli üye' askerliğini yapmış mı yapmışsa kaç aylık yapmış, vergilerini ödüyor mu, lisansı vizeli mi, dernek aidat borcu var mı onları da bulup yazarsanız herhalde eksik kalmaz. Özel mesajlar da taransın belki 3-5 kişilik paralel bir organizasyonun da üyesi olabilir. Zamanında hepimiz için yaptığınız gibi. Bu arada tutarlılıktan bahseden zatı muhterem de 2014 mali kurulu sonrasında misyonunu tamamlayacağını ve forumda bir daha yazmayacağını söyleyen ama günde 10 tane mesajla forumu okunmaz hale getiren kişi ne tesadüf. Naci Bey lütfen gitmeyiniz. Yazın, tartışalım ama bu anlayışa teslim olmayalım. RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - M.Aşkın TAŞAN - 25-08-2015 (25-08-2015, 21:13)Erşan Gökerman Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Bu arada tutarlılıktan bahseden zatı muhterem de 2014 mali kurulu sonrasında misyonunu tamamlayacağını ve forumda bir daha yazmayacağını söyleyen ama günde 10 tane mesajla forumu okunmaz hale getiren kişi ne tesadüf. Bu kişileri çok iyi biliyoruz değil mi? Evet döndüm! Başkaları için de aynı şeyi söylediniz mi? ... Duyamadım? RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - Miyazaki - 25-08-2015 Aşkın Taşan: "Naci Bey konusunu bizzat onun hakkında bana gelen şikayetler üzerine açtım" Sayın Taşan; Morciashvili konusunda TSf nin içinden olduğunu iddia ederek bu konuda hiç bir varlık gösteremediniz, sizi ciddiye alarak Naci Bey ile ilgili şikayetler neden size yapılsın? Bu arada, Kıvanç Haznedaroğlu mojo jojo'yu atfederek "kim soruları ile değil ne? soruları ile ilgilenmek gereklidir" demişti, ben onlar gibi düşünmüyorum. Ne? sorusunu eninde sonunda ele alıp işleyecekler kim? sorusunun doğru cevabında yatmaktadır. Her ne? olursa olsun çözüm buradaki kargaşadan, TSF deki duyarsızlıktan anlaşılacağı üzere kim? ya da kimler? sorusunu daha önemli hale getirmektedir. Selamlar. RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - M.Aşkın TAŞAN - 25-08-2015 (25-08-2015, 20:46)Selim Gürcan Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Tahminim benim hakkımda da atıp tutacaksınız. Satranç Okulu'nda 10 sene önce yazdığım yazıları da tarayın isterseniz. Konunun sizin ile ilgisi yazdıklarımdan ibaret. Beni tuzağa çekmeyi bırakın. SATRANÇ OKULU nun burada ne işi var? Emsalsiz ve son derece de yararlıdır. Ben çok faydalandım. Elinize emeklerinize sağlık! Bir çok sporcu da faydalanmaktadır. Talihsiz bir benzetme yaparak ticari bir kuruluşa saldıracağımı mı düşünüyorsunuz? TAKTİĞİNİZ BU MUDUR? Selim Bey gerçekten şaşırtıyorsunuz beni. Hep aynı şeyleri de yazarak yazdıklarınızı da değersizleştiriyorsunuz. Yazılarınızı gerçekten bulamadınız değil mi? Selamlar... (25-08-2015, 21:51)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Aşkın Taşan: Yakup Bey, Ne demek istediğinizi tam anlayamadım bağışlayın. Ama BACHANA konusunu kimden öğrendiniz acaba? Ben kurumumu harekete geçiremedim diyorsunuz değil mi? Ama gündem yaratarak camiayı harekete geçirdim her halde. Bunun değeri yok mudur sizce, "kim" ve "ne" açılarından? ... RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - Miyazaki - 25-08-2015 Bachana konusu bir yıl sürüncemede kaldı, ne siz, ne de bir başkası konunun ilerlemesini sağlayamadı. Bir yıllık bir süreden sonra, yetkililerin 'bir zahmet' yaptığı eylemden, ne gibi bir sonuç çıkarabiliriz? Camia bir yıl sonunda harekete geçirildi diye övünmeli miyiz? Tsf nin kimseyi ciddiye almamasına üzülmeli miyiz? RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - M.Aşkın TAŞAN - 25-08-2015 (25-08-2015, 21:54)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Sayın Taşan; Yakup Bey, Son üç yıldır Balıkesir de katıldığım 5 turnuvada bu bilgiler bana iletildi. İllerin sorunları her ilde bize iletilir Yakup Bey. Bu normaldir. Çünkü ucunda bir umut vardır. Bakın ilk iletilen sorun Burhaniye de idi. Gelişmek ve Türkiye ye açılmak istiyoruz dendi. Olanakları ilçe temsilcisi sn. TUNA tarafından bana gösterildi. Proje ile yönetime sundum. Benimsendi. MEB finali oraya alındı. İda turnuvası harika bir turnuva idi. Bilemezsiniz. Festival içinde müthiş bir EGE turnuvasıdır. Uluslararası olmaya adaydı. Kayboldu. Akçay ilçesinin satranç camiası sorununu anlatacak kimse arıyordu. Sn. A. BEŞBUDAK çabalarına destek aradı. Bu yıl bu desteği FİNAL AREFESİNDE bizzat ziyaretle çözmeye çalıştık. CHP ilçe başkanı, millet vekili, Belediye Başkanı, TSF Başkanı hep birlikte çaba sarfedildi. Bunlar elbette yapılacaktı. Ama ilden destek isteniyordu. Sn. A. UÇTU başhakem. Çalışkan bir genç. Bu turnuvalarda yalnız kaldı. Ama o yılmadı. Ayvalık Turnuvasının da sönmesine izin vermedi. Sanırım Bu yıl Havran a bir turnuva kazandırmayı düşünüyor. GM ler ile Satranç Akademisi Kampı yapıldı. Çok öenmli bir bireysel girişimdir. Devamının desteklenmesi gerekirdi. Bu yıl onun da devamı olmadı. Tüm bunlarda İl TEMSİLCİSİ GÖREVİNİN BAŞINDAYDI. Ama ne bu gelişmeler içinde ne de törenlerde bulamadık kendisini. Elinde çok önemli hibesi hazır projeleri olan sn. Ö.DİRİM destek bulabildi mi bilmiyorum. Yakup Bey, Madem geminin içindeyiz, bu gelişmeleri takip etmeyecek miyiz? Turnuva diyoruz değil mi? Gelişimden bahsediyoruz değil mi? Mahalli, il, ulusal ve uluslararası olabilecek bir turnuva söndü. Diğeri bir dernek (Ayvalık Satranç Derneği)çabasıyla ayaktadır. Bu arada dernek yöenticilerinin de dertlerini çok dinledim. Gönüllü çalışanları bir görseniz. İçlerinde il temsilcisinin adını bilmeyenler var. Yenisi, yenileri kurulmak üzeredir. TAM BU AŞAMALARDA HEPSİ DE DESTEĞE İHTİYAÇ DUYMAKTADIR. Balıkesir Üniversitesi nin bazı projeleri de var. Resmi muhatap ararlar. ... Benim kim ve ne konularında çekinmeden yazacağım söyleyeceğim şeyler vardır. Hiçbirinin de içi boş değildir! Ufuk' tan beri BALIKESİR 'DE MEB de hiç şampiyon çıkmadı. Oysa öyle güzel bir potansiyel var ki... Size bir önerim var. Sizin Burhaniye'ye yerleşmenizi öneririm. Sizden faydalanacak çok geniş bir kitle mevcuttur. (Tabi bu önerimi küstahça da bulabilirsiniz.) Belli mi olur? Düşündüklerimi yazdım. Beni nasıl değerlendirirsiniz artık bilemem. SELAMLAR... (25-08-2015, 22:17)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Bachana konusu bir yıl sürüncemede kaldı, ne siz, ne de bir başkası konunun ilerlemesini sağlayamadı. Haklısınız. Buna bir şey söyleyemiyorum. Dilim tutuldu. Beni en çok üzen bir konuydu. Benim girişimim resmi bulunmamış olabilir. Ama kararlıydım. Ama ben en başından beri camia diyorum. Bu konuda bana haksızlık yapılmamalıdır. Belki bu konuda bir üyeyi harekete geçirmek için kandırmış olabilirim değil mi? Ne dersiniz? Bunun için benim kandırmam mı gerekirdi? (25-08-2015, 22:27)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Haklısınız. Ve Tabi ayrıca da... [color=#0000CD]ÖSF TARİHİNİN EN ÖNEMLİ SORULARINDAN BİRİNİ SORMAMA İZİN VERİN YAKUP HOCAM[/color]! Bana bunca yazıp giydirenler, acaba toplam 3 dakika sürmeyecek bu dilekçeyi neden TSF ye yazmadılar da , bu enerjinin binlerce defasını bana kin kusarak sürdÜrdüler değil mi? Oysa içlerinde ne hukukçular, ne öğretmenler, ne Türkiye Şampiyonları, ne geçmişin ulusal sporcuları, ne Gençler Türkiye Şampiyonu, ne satranç sever, ne SATRANÇ EMEKÇİSİ, ne antrenörler... varken? [color=#0000CD]SAHİ NEDEN ACABA YAKUP HOCAM?[/color] NEDEN? NEDEN? ... RE: Başkan Olmak ya da Olamamak - Attorney at Law - 25-08-2015 (25-08-2015, 22:27)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Belki bu konuda bir üyeyi harekete geçirmek için kandırmış olabilirim değil mi? Vay be, bir de kandırılmışım (25-08-2015, 22:27)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Bana bunca yazıp giydirenler, acaba toplam 3 dakika sürmeyecek bu dilekçeyi neden TSF ye yazmadılar da , bu enerjinin binlerce defasını Nedeni basit Aşkın Bey. TSF Eğitim Kurulu Başkanı olarak TSF'ye durumu bildirdiğinizi belirttiniz bu forumda ve doğal olarak hepimiz sizin bildiriminizin TSF'nin önünde olduğunu ve buna rağmen harekete geçmediğini düşündük. Size kin kusmadık ama sürekli bir hatırlatma içinde olduk çünkü sizin TSF Eğitim Kurulu Başkanı olarak yaptığınız bildirimin şahsınızın olmasa bile en azından ünvanınızın ağırlığıyla değerlendirmeye alınacağını düşündük. Ama ne zaman ki siz nihayetinde TSF'nin resmi bir başvuru olmadan harekete geçmeyeceğini yazdınız ve bir nevi bizi resmi başvuru yapmaya davet ettiniz, o zaman da size kanıp 3 sayfalık dilekçe hemen yazıldı. |