"Başkan Vekili Tahsin AKTAR'la Söyleşi" - Baskı Önizleme +- Özgür Satranç Forum (http://forum.satranc.biz) +-- Forum: İletişim (http://forum.satranc.biz/forumdisplay.php?fid=5) +--- Forum: Forum Hakkında (http://forum.satranc.biz/forumdisplay.php?fid=11) +--- Konu Başlığı: "Başkan Vekili Tahsin AKTAR'la Söyleşi" (/showthread.php?tid=1995) |
"Başkan Vekili Tahsin AKTAR'la Söyleşi" - Hüseyin AKTAŞ - 14-11-2010 Sayın Özgür Forum Yöneticileri, "Başkan Vekili Tahsin AKTAR'la Söyleşi" başlıklı forumu neden “sit alanı” ilan ettiniz? Sayın Aktar'ın isteği midir bu durum? Kendisinin konuyla ilgili yanıtlara verecek zamanı mı yoktur? Gücü mü yoktur? Hem söz söyleyip hem de muhatap almıyorum mu diyor? Siz mi onu “saldırılardan” korumak istiyorsunuz? Kendisi bu başlık altında kişileri suçlarken, kişilerin bu suçlamalara aynı başlık altında yanıt verme hakkını engellemiş olmuyor musunuz? Kendisine "dokunulmazlık” yasası mı çıkardınız? O söyleyecek, bizler yalnızca dinleyecek miyiz? O efendi diğerleri kul mudur? Bu yol, yol mudur? Umarım mantıklı bir açıklaması vardır bu davranışın... Burası forum. (Bilmeyenler olabilir!!) İlan ve reklam panosu değil. Ortaya atılan bir konu tartışılmayacaksa ne anlam taşıyabilir? Tek taraflı “atış” ne anlama geliyor? Burada başkalarına söz söyleyen kendisine de başkalarının söz söylemesine razı olmalıdır. Tamam işte, söylüyorum ama ben aynı başlık altında konuşmak isterdim. Bu hakkım. Bu hakkımı engellemiş durumdasınız. Özgür Satranç Forum’un şu ana değin izlediği çizgiye ters bir durumdur bu. Yönetim bu durumu kendi arasında tartışmalıdır. Sevgili Oğul Köseoğlu haklıymış bu arada... TSF Forumda Sayın Aktar'ı eleştirdikten sonra, "utanıyorum" demişti... Konuyla ilgili olanlar anımsayacaktır. Bu sözünden dolayı ne çok eleştirmiştik Oğul Köseoğlu'nu. Biçimsel baktığını söylemiştik. Neredeyse ensesine silah dayayarak, durumu dengeleyen, "ortadan" bir özür yazısı yazmak zorunda kalmıştı sayın Köseoğlu. Şimdi düşünüyorum da, Köseoğlu o ikinci yazısını centilmenliğinden yazmak zorunda kalmış olmalı... O günlerde desteklediğim sayın Aktar, özel kanallardan bana teşekkürlerini iletirken o zamanlar, şimdi özel yöntemlerle koruma kalkanları arkasında beni kendilerine saldırmakla suçluyor… Sayın Aktar biçimsel konularda epey dersine çalışmışsa da, öze ilişkin algılama ve algıladığını yorumlama sorunları da var. Zaten; "dil sürçmeleri, düşünsel yanlışların sonucudur"... Bunu ta o zaman da anlamalıydık... Deveye sormuşlar; “neren eğri?” / deve sormuş bu kez; “nerem doğru ki?” Tek tek ele alacağım konuları, okumayı bilenler için, ama hangi birini ele alalım? Okumayı bilenler, gözü kapalı da okuyor!... - Özgür Satranç Forum - 14-11-2010 Sayın Aktaş, Yönetim olarak en önemli önceliklerimizden biri, forumu ve bağlı yazıları bir düzen içerisinde okuyuculara ulaştırmak. Daha önce de bir çok önemli yazıda tecrübe ettiğimiz gibi, bu tür ciddi içerikler ilgisiz ve ciddiyetten uzak mesajlarla saptırılmakta, okuyucunun dikkati dağıtılarak takibi zorlaştırmakta ve neticede okuyucuyu yazıdan soğutmakta. Buna karşı bir önlem olarak da başlığı kilitlemeyi uygun bulduk. Sayın Aktaş, Her başlıkta ve her bölümde sınırsız hak talebinizi anlamakta zorlanıyoruz. Forum bir başlıktan veya bir yazınızda bahsettiğiniz gibi bir bölümden de oluşmuyor. Forum kurallarına uyduğu sürece kimsenin ne üye olmasını, ne de yazı yazmasını engellemiyoruz. Sizin veya varsa cevap hakkı doğan diğer kişilerin aynı forum bölümü altında başlık açma ve cevap hakkını özgürce kullanma hakkı bulunduğunu bilecek kadar uzun süredir üyemizsiniz. (Açmış olduğunuz bu başlık bunun somut örneğidir.) Ne yazık ki size tanınan bu hakkı; kendi başınıza mahkeme kurup, asılsız suçlamalarla yargılayıp bir de suçlu çıkarmak için kullanıyorsunuz. Sonuç olarak yaptığınız suçlamalar artık hoş karşılanamayacak bir seviyeye ulaştı. Bu mesajı kendinize karşı yapılmış bir "yazılı uyarı" olarak almanızı ve hoş olmayan bu tavrınızı daha fazla sürdürmemenizi temenni ediyoruz. Özgür Satranç Forum Yönetimi - Hüseyin AKTAŞ - 15-11-2010 Özgür Satranç Forum Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Sayın Aktaş, Sayın Özgür Forum Yönetimi, Başlık kilitlemenin yalnızca hukuki sorunlar doğuracak yazılarda, yazı içeriğinde haksızlığa uğrayan kişilerin hakları açısından kullanıldığını biliyordum. Buradaki gerekçenizin ayrıcalıklı yazılar oluşturduğunu, bunu ise "forum" kavramının ruhuna ters düştüğünü (Forumların doğuşuna ilişkin yazımı anımsarsanız) söylemeliyim. "bu tür ciddi içerikler" diyerek, tek taraflı bir yargı oluşturduğunuzu ve forum üyeleri tarafından açılıp da, kilitlenmeyen tüm yazı içeriklerini ciddi içerik olarak görmediğiniz yargısna da ulaşılabileceğinin farkında mısınız? Bu davranışızın, konunun tartışılmasından daha çok okuyucu soğutacağını ya da kızdıracağını söyleyebilirim. Hatta sayın Aktar'ı bile kızdırmış olabilirsiniz. İsterseniz bir sorun!... Her bölüm ve başlıkta "sınırsız yazma hakkım" var mı yok mu? Kimseye hakaret etmediğim sürece, kimseye onur kırıcı bir dil kullanmadığım sürece, beni ne sınırlar anlamadım? Forum kuralları belli. Onları ihlal etmediğim sürece sınırsız yazma hakkım olduğunu düşünüyorum. Yanlış bliyorsam düzeltin. Tamam "şekilde görüldüğü" gibi bir başlığa bir başka başlıkla yanıt verebilirim. Bu ayrı bir haktır. Ama ben nerede suçlanıyorsam orada yanıt vermek isterim. Bu da ayrı bir haktır. Bence siz bu konuyu bir üşünün. Çok ince ama önemli bir fark vardır. Forum "anayasanızda" yazmayan ama onun ruhuna uygun bir yasa olarak düşünebilirsiniz bunu. Şu iki parağrafınızın beni üzdüğünü söylemeliyim: "Ne yazık ki size tanınan bu hakkı; kendi başınıza mahkeme kurup, asılsız suçlamalarla yargılayıp bir de suçlu çıkarmak için kullanıyorsunuz. Sonuç olarak yaptığınız suçlamalar artık hoş karşılanamayacak bir seviyeye ulaştı. " Bakın, dünyada en çok yanıtlar değişir! Sorular çok az değişir. Bu yüzden dünyanın en zor işlerinden biri "soru üretmektir". Felsefenin işlerinden biri de budur; soru üretmek! Ben yalnızca sorular sordum. Konuya bakışımdaki ayrıntıları anlatmaya yönelik. Son parağraftan da anlıyorum ki sizleri kızdırmışım. Bir daha kızdırırsam beni forumdan uzaklaştıracağınız düşüncesiyle korktum. Ciddi olarak korktum!! Ama ne diyeyim şimdi; "bir daha yapmam abi" gibi, gözyaşları içinde zırıldayan ve sümüğü akan bir yanıt mı vereyim?!... Böyle zamanlarda şiir yetişir imdadına insanın: "Fakat emin ol ki sevgilim; zavallı bir çingenenin kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli geçirecekse eğer ipi boğazıma, mavi gözlerimde korkuyu görmek için boşuna bakacaklar Nazıma! Ben, alaca karanlığında son sabahımın dostlarımı ve seni göreceğim, ve yalnız yarı kalmış bir şarkının acısını toprağa götüreceğim..." Sizlere iyi çalışmalar diliyorum. - Erşan Gökerman - 15-11-2010 'Özgür Satranç Forum' tarafından Hüseyin Aktaş'a gönderilen 'uyarı' yazısı hiç kuşkusuz beni de çok rahatsız etti. Bu mesaj tüm forum yöneticilerinin ortak kararıyla mı yazılmıştır yoksa bir kişinin görüşleri midir bilmiyorum ancak forum üyelerini bu denli rahatsız etmek yerine yapabilecekleri çok kolay bir yol olduğu da aşikar. Bir mesaj grubu oluşturarak, bu alanda söyleşileri, bu tarz çok ciddi konu ve konukları ağırlayabilirler ve bu mesajların hepsini kilitleyebilirler. Bu yazılar hakkında konuşmak isteyenler de 'iletmek istedikleriniz' bölümünde yeni bir başlıkla bu çalışmaları değerlendirebilir. Adı üstünde olarak her forumun 'iletmek istedikleriniz' bölümü, diğer forum üyelerinin görüşüne sunduğunuz, fikirlerini, deyim yerindeyse talep ettiğiniz bir alandır. Burada yazdıklarımızın ciddiyeti belli normlarla korunabilir. Bu alanın tanımı değişecekse veya bu forum bir dergi formatına dönüşüp altına mesaj yazılamayacak köşelerin olduğu bir yer olacaksa haber verin de önceden bilelim. Ayrıca yanlış biliyorsam lütfen düzeltin aynı mesaj grubu altında (örn: iletmek istedikleriniz) aynı konu ile ilgili farklı başlıklar açılması,konunun takibini zorlaştırdığı ve gereksiz kalabalık yarattığı için hemen her forum yöneticisinin istemediği hatta üyelerini uyardığı bir durumdur. Sayın Aktar'ın, Sayın Kul'un, Sayın Yazıcı'nın bu çok ciddi ve önemli değerlendirmelerini, hiç bir sınır olmaksızın TSF anasayfasından yapabildiklerini biliyoruz. Örneğin halihazırda sınırsız destek verdikleri FIDE başkanını rüşvet vermekle, masa altından para dağıtmakla bu köşelerden suçlayabiliyorlar. Genel Kurul delegelerine 'yüreğiniz yetmez gelemezsiniz karşımıza' tarzı gözdağları verebiliyorlar. Bir gazetenin satranç köşesindeki bir cümlenin üzerine 6 (!) ayrı köşe yazısıyla cevap verebiliyorlar. Köşeyazılarını haftada bir, ayda bir gibi belli bir periyodu takip etmeden, canları ne zaman isterlerse yazıyorlar.Tüm bunları bir de bu forumda yapacaklarsa, lütfediniz en azından eşit şartlara sahip olalım. Elbette sayın Özgür Satranç Forumu yöneticileri istedikleri mesajı kilitleme istediklerini açma 'hakkına' sahiptir. Ancak kullandığınız 'bazı haklar' beraberinde eleştirilebilmenize de olanak tanır. Saygılarımı sunarım... |