Özgür Satranç Forum
To be, or not to be, that is the ?? - Baskı Önizleme

+- Özgür Satranç Forum (http://forum.satranc.biz)
+-- Forum: Satranç Genel (http://forum.satranc.biz/forumdisplay.php?fid=3)
+--- Forum: İletmek İstedikleriniz (http://forum.satranc.biz/forumdisplay.php?fid=17)
+--- Konu Başlığı: To be, or not to be, that is the ?? (/showthread.php?tid=4110)

Sayfalar: 1 2 3


RE: To be, or not to be, that is the ?? - love supreme - 17-08-2015

Arkadaşlar, şu fıkra meselesi;

Fıkrayı illa ki satranç camiası bakımından düşünmemek lazım. Ülke, millet, kültür bakımından düşünmek lazım. Yoksa ben bilmem; kim satrançta bu aralar hangi projeyi yürütüyor ya da yürütmüyor. Hatta satranç bu ülkede camiasındaki zeki üyelerinden dolayı en kolay kendini düzeltecek/düzelten camiadır.

Ama fıkra orijinal bir şeydi. Hatta... Aslında işin ürkütücü bir yönü daha var arkadaşlar; bu olay gerçek olabilir! Ben bunu merak ettim ve TÜRKİYE KÜREK FEDERASYONU'NA uygun bir şekilde bir iletiyle soracağım ama şimdi nasıl yapacağımı düşünüyorum. Yani ille de birebir sayısı sayısına, ünvanı ünvanına (şef,müdür) aynısı olmasa da buna benzer bir şey yaşanmıştır. Bizim memurumuzun, çiftçimizin, esnafımızın, satranççımızın, milletimizin, halkımızın ve kültürümüzün kürekçilerinin böyle bir şey yapmış olabileceğine ben inanıyorum arkadaşlar. Aranızda var mı inanmayacak olan? Yok tabii ki.


RE: To be, or not to be, that is the ?? - Attorney at Law - 17-08-2015

Mizah istiyorsanız ben de bir fıkra anlatayım:
Alıntı:Nasrettin Hoca oğlunun eline bir testi tutuşturup çeşmeden su getirmesini istemiş. Çocuk dışarı çıkarken de ensesine bir tokat atıp :
- Testiyi kırma ha ! diye öğüt vermiş .
Bunu gören komşulardan biri :
- Yahu Hocam demiş, henüz testiyi kırmadan niye dövüyorsun yavrucağızı ?
Hoca cevap vermiş :
- Testiyi kırdıktan sonra neye yarar be birader !
Mizaha "La bu komisyon netti size gardaş?" diyerek devam edelim. Tek amacı satranç için sponsor bulmak ve proje üretmek/değerlendirmek olan bir komisyon size "netti?". Neden daha kurulmadan ensesine tokat atıyorsunuz anlayamadım. Daha kurulmadan eleştirelim de, iyi sponsor bulup iyi projeler üretsin diye mi düşünüyorsunuz Nasrettin Hoca gibi?


RE: To be, or not to be, that is the ?? - Naci Erdem - 17-08-2015

Asli görevlerinden biri "Proje üretmek, Sponsor bulmak" olan TSF bu iş için neden böyle bir komisyona gerek duydu, biz onu merak ediyoruz! Yoksa satranca ve satranççılarımıza faydalı olabilecek bir şeyi neden eleştirelim?


RE: To be, or not to be, that is the ?? - Miyazaki - 17-08-2015

(17-08-2015, 16:48)Naci Erdem Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Asli görevlerinden biri "Proje üretmek, Sponsor bulmak" olan TSF bu iş için neden böyle bir komisyona gerek duydu, biz onu merak ediyoruz! Yoksa satranca ve satranççılarımıza faydalı olabilecek bir şeyi neden eleştirelim?

Konu başlığı!
Aynen katılıyorum.
Olayın komik kısmı da yok değil, fıkralar boşuna yazılmıyor.


RE: To be, or not to be, that is the ?? - alisatran35 - 17-08-2015

Burada bir hususu açıklığa kavuşturmak lazım. Federasyonun asli görevleri Ana Statü'de belirtilmiştir. http://www.tsf.org.tr/kaynaklar/belgeler/tum-belgeler/finish/10-federasyon/113-turkiye-satranc-federasyonu-ana-statusu
Buraya baktığımızda Federasyonun proje yapmak gibi bir asli görevini bırakın, böyle bir görevi bile bulunmamaktadır. Ancak son dönemde yapılan güzel projelerle satranca önemli bir kaynağın aktarılmasının yolu açılmış, başka tür projelerin de uygulanabilmesi için bir zemin oluşturulmaya çalışılmaktadır. Dolayısıyla, bu tür bir ekibin içinde aktif olarak bulunabilecek olan, buraya katkı sağlayabilecek olan kişilerin başvuru yapmaları, bizi daha iyi yerlere getirecektir. Bu işin fıkralarla mizahi hale getirilmesi de güzel... Ama işin özüne baktığımızda hepimizin aklında güzel fikirler olabilir. 3-5 kişinin bir arada konuştuğu ortamlarda bile güzel fikirleri duyuyorsunuz. Günümüzde en değerli varlığın fikir olduğunu düşündüğümüzde, Federasyonun böyle bir girişimi hem demokrasinin ruhuna uygun hem de takdire şayan bir adım... Olaya bir de böyle bakalım.


RE: To be, or not to be, that is the ?? - Naci Erdem - 17-08-2015

Asli görevlerden kastımızı yönetmeliklerde madde madde yazan konular olarak ele almayınız. Ben TSF'nin yönetici, lider konumundan hareketle bunu ifade ettim, her şey illa da kurallarda yazsın diye bakmayınız.
İdealizm yönünden, "lider kurum" sıfatları yönünden bakın.
Ona bakarsanız "2 odalı federasyon" zamanlarından şimdiki TSF merkezine gelinen nokta da yönetmeliklerde yer almıyor ..
Ama yapınca oluyor !...


RE: To be, or not to be, that is the ?? - love supreme - 17-08-2015

Örnek üzerinden analiz yapalım arkadaşlar, şimdi size iki diagram getiriyorum.

1. Aziz YILDIRIM vs Alex de Souza
2. TSF vs Suat ATALIK

1. Şimdi; ilk pozisyonumuzda kimin daha haklı olduğu, tartışmaya çok açık bir meseledir. Bakalım; her ne kadar Alex senelerce Fener'i ittirmiş, çeşitli zirvelere kadar omuz vermiş olsa da diğer taraftan Başkan Aziz de o takıma herşeyini vermiş, takımın imarı, gelişimi ve istikbali için hiçbir MASRAFTAN yıılar boyu kaçınmamış bir insandır. Şimdi bunların durumunda az buçuk bir denge vardır. Birbirlerine rest çekip birbirlerini kırmalarında kendilerince haklı olabilirler. Biri sporcudur diğeri idarecidir ama ikisi de kendi kulvarlarında değerlidir.

2. Atalık hocayı kendi haline bırakıp hemmen TSF yi bir güzel ortamıza alıyoruz şöyle, evet.
TSF ye karşı önyargılıyız, kızgınız, yeni yeni yaptığı iyi işlere karşı da umursamazız evet böyleyiz ama bunun çok haklı nedenleri var. Geçmişte, çok ama çok uzun yıllar boyu satrancın "s" sinden anlamayan, anlamaya tenezzül dahi etmeyen insanlar yönetti bu yapıyı. TSFnin satranca ve satranççıya verdiği değer buydu. Satranç idarecisi olacaksan satrancın en azından ne olduğunu, sporcuların sorunlarının ne olduğunu bilecektin hemşerim.
Örneğin; 97de Ankara mamaktaki okulumuzda gazoz kapaklarıyla satranç oynamaya çalışıyorduk. Ne bir kol, ne bir kulüp ne bir oda... Sıralarda, teneffüslerde oynardık. Yaramaz arkadaşlarımız da cisim fırlatır oynumuzu dağıtırlardı. Bu konuda zamanın MEB ve TSFsini yerden yere vurmak bizim hakkımızdır.
Evet, sinirliyim, belki profesyonel olabilecekken değer verilmediğimizden ötürü bu seviyede kaldık. Bu saaten sonra yaş 32 benden birşey beklemesinler. Ben gider yazarım yine kendime kariyer yaparım sorun değil ama nice potansiyeller imha edildi çürümeye terk edildi.

Aziz YILDIRIM nasıl ki futbol oynamayı biliyorsa, nasıl ki küçükken sokakta futbol oynamışsa TSF deki insanlar da satrançla öyle yakın olmalılar. Şimdi diyebilirsiniz "Kulüp başkanlığıyla federasyon başkanlığı bir mi?". Evet, efendim üç aşşağı beş yukarı aynı şeyler. Hem TFFdeki herkes de bilir futbolu.

Satrancı sevmeyen, siyasi nedenlerden ötürü o koltuklara oturmuş, belki de satrançtan nefret eden insanlar benim gibi satranç aşkı olan bir çocuğu çürüttü attı bir kenara. Evet onlar benim satranççı olmamı istemedi ben de olmadım, başka bir mesleğim, işim gücüm var şimdi. Birçoğumuz öyleyiz zaten. Ama bu sene bulunduğum ildeki en iyi satranç oynayan 7inci insan olarak ilan edildim ama ödülüm sıfır! Birinciye de 1çeyrek altın verdiler eline yolladılar. Görüyorsunuz işte sorunlar günümüzde de devam ediyor.

Pekiii bizimkiler, (satranççılar yani) neden bu duruma müdahale etmediler o zaman? Niye TSFye girmek için çaba sarf etmediler? Neden ellerini taşın altına sokmadılar? Çünkü sevmediler. İsteseler altlarından girer üstlerinden çıkarlardı ama sevmediler. Sevenler zaten az bir miktardı, onlar da çocukları eğittiler ve sonra vefat ettiler.

Bize kimse laf etmesin, benim işim var gücüm var, çoluğum var çocuğum var EMEKLİ değilim. 50 yıl taş sallayıp 2100 olup bir çözüm üretemeyenleridir biraz da lafım. Evet hocam biz oynarız 1600 ama severiz 3500!

Bu başlıktaki hiçbir linke tıklamadım ve okumadım. İlgilenmiyorum. Fıkra güzeldi.

Ülkemizde satrancın sorunları budur, bunlardır. 78 milyonluk ülkede şu siteye günde 7-8 yazı yazılmamasıdır sorun. 2030a kadar TSF nin başına geçecek her kişiye kürsüde şu metin okutulmalıdır "Geçmişte federasyonumuzun siz sporculara ve sporseverlere karşı yaptığı ihmalkarlıklardan dolayı özür diliyor, bunlardan dolayı oluşan küskünlükleri ve önyargıları azaltmak için elimizden gelenin en iyisini göstereceğimizi taahüt ediyor ve şahsım olarak görevi devralıyorum"

Şimdilik bu kadar.


RE: To be, or not to be, that is the ?? - Attorney at Law - 17-08-2015

(17-08-2015, 16:48)Naci Erdem Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Asli görevlerinden biri "Proje üretmek, Sponsor bulmak" olan TSF bu iş için neden böyle bir komisyona gerek duydu, biz onu merak ediyoruz! Yoksa satranca ve satranççılarımıza faydalı olabilecek bir şeyi neden eleştirelim?
Sponsor bulmak ve proje üretmek TSF'nin yapmasının faydalı olduğu işlerdendir. TSF de bu işe özel bir komisyon kuruyor. Bunun kime ne zararı var?

İllere satranç faaliyetleri - il temsilcilikleri
Turnuvalara hakem atamak - merkez hakem kurulu
Yönerge hazırlamak - teknik kurul
Eğitim faaliyetleri - eğitim kurulu

Bu liste böyle uzayıp gider ve hepsi de bir yerde TSF'nin görevleri. TSF de bu işleri yapıyor zaten. Niye TSF değil de Sponsorluk ve Projeler Komisyonu sponsor bulup proje üretiyor diye sormakla niye hakemleri TSF değil de MHK atıyor diye bir soru sormak eşdeğer.

Hiç bir dönemde, hiç bir zaman körü körüne TSF savunuculuğu yapmadım ve yapmam da. Ne hakemlik yapıp günlük 100 tl para almaya, ne özel ders verip para kazanmaya (zaten özel ders soranları reddediyor ve yönlendiriyorum) ne de satranç üzerinden elde edebileceğim manevi bir olguya (etiket vs.) ihtiyacı olmayan birisi olarak sadece satranç sevgisiyle satranca faydası olması amacıyla naçizhane görüşlerini dile getiren birisiyim. Yeri geldi yanlış olduğunu düşündüğüm konularda yeri geldiğinde insanları bıktırana kadar yazdım, eleştirdim. Konu gündemden düştü ama "bu yanlış unutulmamalı" mesajı vermek için tekrar tekrar yazdım. Zaten benim bana göre doğruya doğru, yanlışa yanlış dediğimi anlayana kadar beni kendi kafalarına göre "muhalif" olarak tanımlıyorlardı. Ancak, eleştirinin de bir sınırı var. Tamam, seçim yarışı şimdiden başladı. TSF'nin kendi içinde bile ikiye bölündüğü de söyleniyor. Tabii ki her seçim öncesi olduğu gibi (her ne kadar bu sefer daha erken başlasa da) yönetimde olmayıp yönetime gelmek isteyen gruplar yanlışları gözler önüne serip eleştirecekler. Bu art niyet taşımadıkça çok doğal birşey. Ama daha kurulmamış bir komisyona eleştiri getirip, komisyon üyelerini küçümsersek eleştirinin de, eleştirenin de ciddiyeti kalmaz.

Çok basit bir soruyu tekrarlıyorum, bu komisyonun kurulmasının kime ne zararı var? Bırakın kurulsun, sonra bırakın zarar vermeyi, faydası olmadığını gördüğümüz anda beraber eleştirelim.


RE: To be, or not to be, that is the ?? - Miyazaki - 17-08-2015

Doğru düzgün bir şeyler yapmak isteyen ve bu işin mutfağından geldiğini iddia edenlerin, her alanda komisyona ihtiyacı varsa yandık.

Karşı değilim, kurulsun.

Ama dışarıdan bakınca, ben durumu traji-komik olarak algılıyorum.

Selamlar.


RE: To be, or not to be, that is the ?? - abdulkadirbener - 17-08-2015

(17-08-2015, 17:17)alisatran35 Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Burada bir hususu açıklığa kavuşturmak lazım. Federasyonun asli görevleri Ana Statü'de belirtilmiştir. http://www.tsf.org.tr/kaynaklar/belgeler/tum-belgeler/finish/10-federasyon/113-turkiye-satranc-federasyonu-ana-statusu
Buraya baktığımızda Federasyonun proje yapmak gibi bir asli görevini bırakın, böyle bir görevi bile bulunmamaktadır........ Olaya bir de böyle bakalım.

Bu cümlenize katılmak mümkün değil.
Ne demek TSF'nin proje yapmak gibi bir görevi yok!!!
Böyle acayip bir önerme olabilir mi??? Çift soru işaretli bir cümle.

Kaynak gösterdiğiniz ana statüden alıntı ile yorumlarımı kısacık aktarıyorum hemen:

Alıntı:Dördüncü Bölüm,
Mali Hükümler ile Denetim Disiplin İşleri,
Madde 28 - Federasyonun gelirleri - b bendi:
b) Genel Müdürlük bütçesinden altyapı ve eğitime ilişkin projelerin desteklenmesi için aktarılacak kaynak.

Yani TSF'nin Genel Müdürlük'ten aktarılan böyle bir kaynağı var. "Altyapı projeleri" diyor, "Eğitime İlişkin Projeler" diyor. Bunlar herhalde satranç altyapısını ve satranç eğitimini kastediyordur. Yoksa alakasız alanlar ile ilgili değildir bence. Peki bu projeler nerden gelecek? Yumurtadan mı çıkacak? TSF Kurulurken olası bütün projeler yapıldı bitti ve hepsini dosyalara koydular da şimdi raflarda sırayla yapılmayı mı bekliyor bunlar? O yüzden mi TSF'nin artık proje yapma görevi yok?? Sizin fikrinize göre proje üretilmediğine göre hazırda bekleyen böyle onlarca hatta yüzlerce proje mevcut olmalı değil mi? TSF'nin proje yapma görevi olmadığına göre Genel Müdürlük hangi projelere para aktarıyormuş olabilir ki? Ana statü böyle diyor vallahi de.

Üç yerde daha benzer ifadeler geçiyor. Yazacaktım da uzun olur sıkılıp okumazsınız diye yazmayacağım, siz açıp bulursunuz.

Bu önermeniz geçersizdir. TSF'nin proje üretme görevi/zorunluluğu vardır. Unutmayın TSF başkan adayı olduğunuzda size ilk sorulan şey şudur: "Projeleriniz nelerdir?"

Geçen Sayın Haznedaroğlu'nun bir röportajında "ilerde başkan olmak istediğini" okuyup acayip sevindim.
Şimdi Sayın Haznedaroğlu aday olduğunda şöyle dese oy alabilir mi: "Proje mi? O da ne? Ben proje yapmak zorunda değilim ki, ben ana statüde yazanları uygulamak için adayım."
Korkunç olurdu.

Özetle durum şudur:

TSF'nin yirmi kadar komisyonu mevcuttur.
Bunların her birinin ilgi alanlarına göre proje üretmek görevi zaten mevcuttur. Olmak zorundadır. Mesela eğitim kurulu proje üretmeyecekse niye kurulur ki? Toplanıp toplanıp dağılalım diye kurul olur mu. Böyle toplanıp toplanıp dağılan saçma sapan bir komisyonda olmaktansa (öyle ise) hiç olmamak daha iyidir.

Bakınız,

Bir sebeple TSF yeni bir komisyon daha oluşturmak istemiştir.
Kötü mü?
Değil elbette. Eleştirdiğimiz bu değil zaten en başından beri.
İşini yapacaksa on tane daha komisyon oluşturulsun.
Ama laf öyle bir çevriliyor ki sanki biz proje üretilmesine karşıymışız gibi.
Ne alakası var efendim. İyi okuyunuz lütfen.


RE: To be, or not to be, that is the ?? - Miyazaki - 17-08-2015

Sayın Bener

Kıvanç veya ben sayın Gülkız Tulay'a göre başkanlık yapamayız. Smile

http://satranchaber.com.tr/2015/08/10/kivanchuk-haznedarov/

Yazıya yorumumu yapmıştım.


RE: To be, or not to be, that is the ?? - Mojo Jojo - 17-08-2015

(16-08-2015, 23:57)alisatran35 Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Burada yazılanlardan sonra projeyi açık kaynaklardan detaylı inceledim. Proje ile ilgili tüm videoların youtube kanalına yüklendiğini gördüm.
...

7- Projenin içeriğine bakıldığında; 2015-2016 eğitim yılında 1000 ana sınıfında projenin uygulanacağı ve 300 okula da bahçe satrancı dağıtılacağı anlaşılıyor. Ayrıca öğretmenlere eğitim verilmesi ile birlikte satrancın 25000 öğrenciye ulaşacağını öngörebiliriz. Projeyi kazandıranlar güzel bir teşekkürü hak ediyorlar. Projenin uygulanması ile ilgili olumlu eleştiriler de yapmak gerekir.

(17-08-2015, 17:17)alisatran35 Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Federasyonun proje yapmak gibi bir asli görevini bırakın, böyle bir görevi bile bulunmamaktadır.

Hangisi?

Dernek kurdurup ana okullarına pazarlama yapılırsa: TSF proje yapsın, harika oluyor.

TSF şimdiye kadar niçin doğru dürüst proje yapmadı diye sorulduğunda: TSF'nin böyle bir görevi yoktur.


RE: To be, or not to be, that is the ?? - M.Aşkın TAŞAN - 17-08-2015

(17-08-2015, 18:06)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı:
(17-08-2015, 17:17)alisatran35 Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Burada bir hususu açıklığa kavuşturmak lazım. Federasyonun asli görevleri Ana Statü'de belirtilmiştir. http://www.tsf.org.tr/kaynaklar/belgeler/tum-belgeler/finish/10-federasyon/113-turkiye-satranc-federasyonu-ana-statusu
Buraya baktığımızda Federasyonun proje yapmak gibi bir asli görevini bırakın, böyle bir görevi bile bulunmamaktadır........ Olaya bir de böyle bakalım.

Bu cümlenize katılmak mümkün değil.
Ne demek TSF'nin proje yapmak gibi bir görevi yok!!!
Böyle acayip bir önerme olabilir mi??? Çift soru işaretli bir cümle.

Kaynak gösterdiğiniz ana statüden alıntı ile yorumlarımı kısacık aktarıyorum hemen:

Alıntı:Dördüncü Bölüm,
Mali Hükümler ile Denetim Disiplin İşleri,
Madde 28 - Federasyonun gelirleri - b bendi:
b) Genel Müdürlük bütçesinden altyapı ve eğitime ilişkin projelerin desteklenmesi için aktarılacak kaynak.

Yani TSF'nin Genel Müdürlük'ten aktarılan böyle bir kaynağı var. "Altyapı projeleri" diyor, "Eğitime İlişkin Projeler" diyor. Bunlar herhalde satranç altyapısını ve satranç eğitimini kastediyordur. Yoksa alakasız alanlar ile ilgili değildir bence. Peki bu projeler nerden gelecek? Yumurtadan mı çıkacak? TSF Kurulurken olası bütün projeler yapıldı bitti ve hepsini dosyalara koydular da şimdi raflarda sırayla yapılmayı mı bekliyor bunlar? O yüzden mi TSF'nin artık proje yapma görevi yok?? Sizin fikrinize göre proje üretilmediğine göre hazırda bekleyen böyle onlarca hatta yüzlerce proje mevcut olmalı değil mi? TSF'nin proje yapma görevi olmadığına göre Genel Müdürlük hangi projelere para aktarıyormuş olabilir ki? Ana statü böyle diyor vallahi de.

Üç yerde daha benzer ifadeler geçiyor. Yazacaktım da uzun olur sıkılıp okumazsınız diye yazmayacağım, siz açıp bulursunuz.

Bu önermeniz geçersizdir. TSF'nin proje üretme görevi/zorunluluğu vardır. Unutmayın TSF başkan adayı olduğunuzda size ilk sorulan şey şudur: "Projeleriniz nelerdir?"

Geçen Sayın Haznedaroğlu'nun bir röportajında "ilerde başkan olmak istediğini" okuyup acayip sevindim.
Şimdi Sayın Haznedaroğlu aday olduğunda şöyle dese oy alabilir mi: "Proje mi? O da ne? Ben proje yapmak zorunda değilim ki, ben ana statüde yazanları uygulamak için adayım."
Korkunç olurdu.

Özetle durum şudur:

TSF'nin yirmi kadar komisyonu mevcuttur.
Bunların her birinin ilgi alanlarına göre proje üretmek görevi zaten mevcuttur. Olmak zorundadır. Mesela eğitim kurulu proje üretmeyecekse niye kurulur ki? Toplanıp toplanıp dağılalım diye kurul olur mu. Böyle toplanıp toplanıp dağılan saçma sapan bir komisyonda olmaktansa (öyle ise) hiç olmamak daha iyidir.

Bakınız,

Bir sebeple TSF yeni bir komisyon daha oluşturmak istemiştir.
Kötü mü?
Değil elbette. Eleştirdiğimiz bu değil zaten en başından beri.
İşini yapacaksa on tane daha komisyon oluşturulsun.
Ama laf öyle bir çevriliyor ki sanki biz proje üretilmesine karşıymışız gibi.
Ne alakası var efendim. İyi okuyunuz lütfen.

[color=#0000CD]Federasyonun görevleri
MADDE 6 – (1) Federasyonunun görevleri şunlardır;
a) Sporun yurt düzeyinde dengeli bir şekilde yayılıp gelişmesini sağlamak,
b) Yurt dışındaki ve yurt içindeki satrançla ilgili gelişmeleri izlemek, bu sporla ilgili kişi ve kuruluşlar arasındaki ilişkileri düzenlemek, yarışma ve diğer etkinlikleri planlayıp uygulamalarını kontrol etmek,

d) Yabancı ülkelerdeki satrançla ilgili gelişmeleri ve yenilikleri izleyerek, bu bilgilerden ülke içinde daha çok kişinin yararlanmasını sağlamak,
e) Satranç malzemelerinin standartlarını belirlemek, bunların yurt içinde veya yurt dışında yaptırılmasına veya sağlanmasına çalışmak,


g) Uluslararası federasyonun izni ile uluslararası kurs, seminer, panel, bilgi şöleni ve spor organizasyonları düzenlemek,

i) Satranç ile ilgili arşiv ve istatistik çalışmalar yapmak, eğitici film, slayt ve broşür hazırlayarak, bu konuda basın ve televizyon kuruluşlarıyla işbirliği yapmak,
j) Satrançta belirli bir sistemin uygulanması için yapılacak işlemleri belirlemek ve uygulamasını sağlamak,

Sn. Bener,
Okuduğunuz ve okuduğumuz metne göre elbette;

Ana görevi;
Sporun yurt düzeyinde dengeli bir şekilde yayılıp gelişmesini sağlamaksa eğer bu elbette projesiz olmaz.

TSF yeni bir oluşuma ihtiyaç duymuşsa bunun belli ve gerekli sebepleri olamaz mı?
Bünyesine konu ile ilgili eğitim almış görevliler öncülüğünde yeni bir oluşuma gidiliyorsa neden fikren de destek olmayı düşünmezsiniz?

Bu alanın içindeki kişiler sizin fıkranızı hak edecek henüz olumsuz bir eylem yapmadılar değil mi?
Zamanında hukuktan bahsederdiniz.
Bu yaklaşımınız ne kadar hakkaniyetli ve adildir?

Bu peşin fikirliliği bırakın lütfen.
Bırakalım ve görelim bakalım, zaman ne gösterecektir?

Böylesi daha etkili olmaz mı?
Eğer süreç olumlu işlerse siz ve diğer kişilerden bir destek alınamayacağı sizin yazdıklarınızdan ortaya çıkıyor.
Daha doğmadan don biçiyorsunuz.
Değersizleştirilmesine çanak tutuyorsunuz.
Kolayca oturduğunuz yerden küçümseyip fıkralar diziyorsunuz.
Ciddiyetinizi anladık.

Ama eğer ki;
Bu komisyon ( bazıları kurul ile komisyonu bile ayırt edemiyor) ülke satrancının kanayan bir çok yarasına merhem olabilecekse, başka gelişmeleri ve kurumların sponsorluğunu tetikleyecekse, satranç merkezlerine uzun vadeli maddi olanaklar sunacaksa...

Sizin fıkranızı hatırlayacağım.
[size=medium]
Siz haklı çıkarsanızda çıkıp sizden onurumla özür dileyeceğim.
Ben bu sözümün altında kalmaya hazırım.[/size]

Bunu deneyecek kadar girişimci ruhu taşıyanlara biraz saygılı olmalısınız.


[/color]



RE: To be, or not to be, that is the ?? - Miyazaki - 17-08-2015

Usta bir ressam, genç öğrencisinin eğitimini tamamlaması için bir öneride bulunmuş. Buna göre, yaptığı son resmi kentin en kalabalık meydanına götürüp, birkaç gün herkesin göreceği şekilde sergilemesi gerekiyormuş.

Genç adam tam kapıdan çıkmak üzereyken, ustası yanına birkaç kırmızı kalem alması gerektiğini söylemiş. Ve eklemiş; ‘Tabloyu bıraktığın yere bir de not yazmalısın. Lütfen beğenmediğiniz yerleri bu kalemle işaretleyiniz.’

Çırak, ustasının dediğini yapıp, doğru en kalabalık meydana koşmuş yaptığı resimle.

Kalemleri tablonun yanına bırakıp, notu da en görünülür yere iliştirmiş.

Aradan birkaç gün geçmiş, ustası bu kez, gidip resme bakmasını istemiş genç öğrencisinden.

Merakla koşmuş meydana ki; ne görsün?

Yaptığı güzelim resmin, kırmızı kalemle işaretlenmiş çarpılardan neredeyse görünmüyor.

Boynu bükük, hüsran içinde dönmüş ustasının yanına.

Ustası üzülmemesini, resme devam etmesini önermiş.

Biraz daha hırslı, biraz daha cesur davranmış bu kez. Resmi tamamladığında, yine aynı meydana gitmek üzere hazırlanırken, ustası bu kez, kırmızı kalemleri bırakıp, yerine bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ve birkaç fırça almasını salık vermiş. Tabii yine aynı notla; ‘Beğenmediğiniz yerleri lütfen düzeltir misiniz?’

Bir hafta sonra, genç adam sabırsızlıkla meydana koşmuş.

Bir de bakmış ki; resminde tek bir fırça darbesi, fazladan bir renk şekil yok.

Mutluluktan uça, uça ustasına koşmuş, ‘Nihayet’ demiş, ‘Resmimi beğendiler. Kimse elini sürmemiş boyalara. Kimse düzeltme yapmamış.’

Ustası durumu şöyle özetlemiş genç adama; ‘İlkinde insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi, gelip senin resmini karaladı. İkincisinde onlardan yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemez.’

Dolayısıyla;

1)Emeğinin karşılığını ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın,

2)Değerini bilmeyenlere sakın emeğini sunma,

3)Asla bilmeyenle tartışma


RE: To be, or not to be, that is the ?? - abdulkadirbener - 17-08-2015

(17-08-2015, 20:04)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: TSF yeni bir oluşuma ihtiyaç duymuşsa bunun belli ve gerekli sebepleri olamaz mı?
Bünyesine konu ile ilgili eğitim almış görevliler öncülüğünde yeni bir oluşuma gidiliyorsa neden fikren de destek olmayı düşünmezsiniz?

Bu alanın içindeki kişiler sizin fıkranızı hak edecek henüz olumsuz bir eylem yapmadılar değil mi?
Zamanında hukuktan bahsederdiniz.
Bu yaklaşımınız ne kadar hakkaniyetli ve adildir?

(1)
Oluşumun sebepleri olabilir elbette.
20 Tane kurul proje üretemiyordur mesela.
TSF dışından birilerinin üreteceği projeleri ithal etmek için kurul oluşturuluyor olabilir mesela.
Oysa bunları bırakıp seçimde kürsüden okunan konulardaki vaatlerle ilgili projelerinize (varsa) odaklansanız yeterli gelirdi.

(2)
Ben henüz kurulmamış olan komisyonla ilgili bir şey söylemedim.
Komisyon kurma girişimi ile ilgili eleştiri yaptım.

(3)
Eleştirme davranışım hakkaniyetli ve hukuka uygundur.
Geçmişte çok sağlam hem de bedava bir proje ile Gülkız Hanım'a gittiğimde beni sizinle tanıştırmak üzere kapıyı gösterdi. Üstünden aylar geçti hatta yıl geçti arayan olmadı. Aylar sonra bir başka gidişimde konuyu hatırlattığımda "evet sizinle bir toplantı yapalım" denildi sadece ve yine aylar geçti.

Şimdi artık umurumda değil.

Bu nedenle eleştiriyorum "proje" lafını duyunca. Zira biliyorum ki gerçekten de satranca hizmet edecek projeler hiç birinizin umurunda değil. Sonra sıkılmadan komisyonlar kuruyorsunuz bu hususta. Hiç samimi değil. Hatta trajik-k-komik. Seçim mi geliyor nedir??

(17-08-2015, 18:06)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Özetle durum şudur:

TSF'nin yirmi kadar komisyonu mevcuttur.
Bunların her birinin ilgi alanlarına göre proje üretmek görevi zaten mevcuttur. Olmak zorundadır. .....

Bakınız,

Bir sebeple TSF yeni bir komisyon daha oluşturmak istemiştir.
Kötü mü?
Değil elbette. Eleştirdiğimiz bu değil zaten en başından beri.
İşini yapacaksa on tane daha komisyon oluşturulsun.
Ama laf öyle bir çevriliyor ki sanki biz proje üretilmesine karşıymışız gibi.
Ne alakası var efendim. İyi okuyunuz lütfen.

Evet iyi okumalısınız.

(17-08-2015, 20:27)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: 1)Emeğinin karşılığını ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın,

2)Değerini bilmeyenlere sakın emeğini sunma,

3)Asla bilmeyenle tartışma

Doğru.
Tartışmayı bırakıp bekleyip göreceğim(z).


RE: To be, or not to be, that is the ?? - Attorney at Law - 17-08-2015

(17-08-2015, 21:47)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Geçmişte çok sağlam hem de bedava bir proje ile Gülkız Hanım'a gittiğimde beni sizinle tanıştırmak üzere kapıyı gösterdi. Üstünden aylar geçti hatta yıl geçti arayan olmadı. Aylar sonra bir başka gidişimde konuyu hatırlattığımda "evet sizinle bir toplantı yapalım" denildi sadece ve yine aylar geçti.


Bu nedenle eleştiriyorum "proje" lafını duyunca.
Sizin bir projenize cevap verilmedi diye tüm Sponsorluk ve Projeleri daha yapılmadan rafa kaldırmanızı doğru bulmuyorum.

Belki sizin projeniz daha sonra değerlendirilmiş ve yeterli bulunmamıştır ama sizin şevkinizi kırmamak adına tarafınıza olumsuz geri dönüş yapılmamıştır. Belki adı geçen toplantıya katılacak kişilerin bir araya geldiklerinde değerlendirmesi gereken daha öncelikli konular vardır ve sıra henüz sizin projeniz için toplantı yapılmasına gelmemiştir. Belki daha o zamanlardan Sponsorluk ve Projeler Komisyonu kurulması planlandığı için projenizi daha kapsamlı değerlendirebilecek bu konuda tecrübeli kişilerin incelemesi için bekletilmiştir.

Daha bir çok "belki" yazılabilir ama tartışıp ortamı gereceğimize "alakasız" bir fıkra anlatayım da ortam şenlensin. Bu konuyla ve bu konuda yorum yapanlarla hiç bir ilgisi olmayan, az önce internette gezerken rastladığım "Kuyruk Acısı" isimli bu fıkrayı sadece ve sadece nurkuti isimli forum üyesinin talebi üzerine mizahın ortamı yumuşatması amacıyla paylaşıyorum: http://fikra.site/kuyruk-acisi-6548.htm


RE: To be, or not to be, that is the ?? - Ateş Ülker - 17-08-2015

Lovesupreme'nin 50 yıldır hiçbir iş yapamadığını söylediği kişinin, 2004 seçiminde -kürsüde tüzük gereği yapılması öngörülen- 10 dakikalık konuşması engellenmek istenmiştir.Liste adayı olmakla birlikte, delege olmadığından kürsüde konuşamayacağı öne sürülmüştür.Oylama yapılmış ve oylama sonucunda konuşabileceği sonucuna varılmış ama bununla da yetinilmemiş Genel Müdürlüğün avukatlarına danışılmış ve avukatların da "konuşabilir"demesinden sonra, o 50 yıldır 2100 olmuş ama hiçbir iş yapamamış malum kişi kürsüye çıkmış ve 10 dakikalık konuşmasını yapmaya başlamıştır.O günkü ortamda sinirler gerilmişken konuşmanın 7 nci dakikasında ön sırada oturan Gençlik Spor Genel Müdürlüğü temsilcilerinden biri "10 dakika dolmadı mı?"diye sormuştur.Konuşmanın içeriğinde hiçbir moral bozucu unsur olmadığı halde 85 yaşındaki delegenin bu müdahelesi seçimin başlamadan bitmiş olduğunu göstermiştir.
Sayın lovesupreme 2004 de kaç yaşında idi?50 yılın tarihini merak edip öğrenmek isterse ben yaşarken anlatabilirim.Çünkü ben öldükten sonra kimse anlatmaya cesaret edemez.


RE: To be, or not to be, that is the ?? - Miyazaki - 18-08-2015

http://www.tsf.org.tr/guncel-haberler/8668-istanbul-open-yeni-sponsorlarimizla-hayata-geciyor

İsteyince, bu kadar basit olan işler yapılabiliyormuş!

Ziyaret türlerinde değişiklik! işte bu kadar.


RE: To be, or not to be, that is the ?? - love supreme - 18-08-2015

Ateş Hocam; bakın bu konuda siz, biz fert olarak, hiçbirimiz önemli değiliz, bir kaç nesil heba oldu gitti. Ben de o nesillerden birindenim. Bakın yıl olmuş 2015 hala debeleniyoruz. Rahatsızlık duyulmuyor mu? Geçmişin sıkıntılarını yaşamıyor muyuz? Bu sorun hepimizin değil mi?

Müdahalede bulunmuşsunuz ama demek ki yeterli gelmemiş. Gelseydi böyle olmazdı. Tamam, birkaç nesli şimdilik bir kenara bırakalım. Genele bakalım. Ülkede şu an satrancın külliyatı, futbolun "f" sinin çizgisi kadar bile değerli değil. Biz tabii ki futbol kadar izlensin para etsin demiyoruz çünkü mümkün değil ama siz mesela ; siz mesela iyi bir kanalda prime time da eleştirmen olabilme konumundasınız. Ama yeteneğiniz futbol değil satranç olduğu için burda sadece beşimize hitap etmek zorundasınız. Buradaki arkadaşlar mesela; senede 300-500 bin kazanırlardı futbolla değiş tokuş olsayddı şimdi. Hocam beni anlıyorsunuzdur umarım.


RE: To be, or not to be, that is the ?? - abdulkadirbener - 18-08-2015

(17-08-2015, 22:56)Attorney at Law Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Belki sizin projeniz daha sonra değerlendirilmiş ve yeterli bulunmamıştır ama sizin şevkinizi kırmamak adına tarafınıza olumsuz geri dönüş yapılmamıştır. Belki adı geçen toplantıya katılacak kişilerin bir araya geldiklerinde değerlendirmesi gereken daha öncelikli konular vardır ve sıra henüz sizin projeniz için toplantı yapılmasına gelmemiştir. Belki daha o zamanlardan Sponsorluk ve Projeler Komisyonu kurulması planlandığı için projenizi daha kapsamlı değerlendirebilecek bu konuda tecrübeli kişilerin incelemesi için bekletilmiştir.

Başlığını bile duymadılar, merak bile etmediler.
"NE" diye sormadılar bile. Ben mi anlatamıyorum acaba?

Ağır yazmak istemiyorum, beyefendiliğimi bozmamalıyım.
O nedenle bu bahsi izninizle kendi adıma kapatıyorum.
Ben kendi kendime projelerimi hayata geçirmek için dişimle tırnağımla işimden ve ailemden arta kalan azıcık boş vakitlerimde çalışmaya devam ediyorum zaten.
Tekrar bir hayal kırıklığı yaşamaktansa uzak durmayı tercih ederim.

Mesele proje olunca memleketimde önemli olan "NE" değil "KİM" sorusudur. Anlayan anladı.

Size iyi yorumlar.