Yanlış tercihler devam ediyor.

[Ateş Ülker]

Dikey gelişmeyi etkileyecek önemli konular üzerinde fazla durulmadığı için bazı yanlışlar ısrarla sürdürülüyor.Keşan 2014 turnuvası "ilk 5 turu üçe bölünmüş 9 tur İsviçre yöntemi"şeklinde oynanacaktır.Bunun benzeri Dünya gezegeninde yapılmış mıdır?Bilen varsa bizi bilgilendirmesini rica ederim.Bu üçe bölüp sonra bu parçaları 6 ncı turda birleştirmenin yararı nedir?Buna karşılık zararlı olma ihtimali çok fazladır.Özellikle bizim yerli ustalarımızın beklemedikleri bir derece aldıklarında nasıl bir tepki vereceklerini tahmin ediyorum.Oysa yarışma bittikten sonra tepki vermek yerine şimdi konuşmak doğrudur.Bu uygulamayı yapan anlayış her nedense üçe bölmekde bazı yararlar olduğunu düşünmektedir.Ama turnuvayı sonuna kadar üç grup halinde oynatmakdan çekinmektedir.Oysa Avrupa'da birçok açık turnuva 3 grup halinde oynanmakta ve gruplar son turlarda birleştirilmemektedir.Biz 6 ncı turda neden birleştiriyoruz?Anlayan varsa burada anlatacaktır.
Yine aynı yarışmada nakdi ödüllerin paylaştırılmayacağı yazılıdır.Turnuvayı düzenleyenlerin ödüllerin paylaşılmasını asla istemedikleri anlaşılmaktadır.Çünkü onlar yerlileri teşvik etme kavramını değil kendi verecekleri ödülün göze küçük görünmemesini düşünmektedir.
Keza 10 yaşaltı dışında birçok gruba para ödülü verilecekken en iyi emektara anı plaketi verilmesi çok dikkati çekmektedir.Bu tüzüğü hazırlayanların FİDE tarafından yapılan bazı değişiklikleri izleyip izlemedikleri sorgulanmalıdır.
Beklediğim gibi yine Pazar günü tur yapılmayacaktır.Çünkü bizim ülkemizde amatör sporcuya kolaylık sağlamayı düşünen yoktur.Avrupa'da birçok turnuvada sadece Pazar günleri çift tur diğer günler tek tur oynatılmaktadır.Çünkü onlar amatörleri de katılmaya teşvik etmek istiyorlar.Bu farkın nedeni budur.Biz ise kendi bildiğimizde ısrar ediyoruz.
Bakalım bu yanlışlar ne kadar devam edecek ve sonuçları nasıl olacak?

[Oktay ERTAN]

Ateş Hocam, satranç oyuncularının bu vurdumduymaz tavırları devam ettiği sürece, korkarım ki çok daha fazla saçmalığa tanık olacağız.
1000-1599, 1600-1899, 1900 üstü gibi kategorilere ayrılabilir. Bunun bir mantığı vardır. Düşük reytingli oyuncuya da ödül imkanı sağlarsınız.
Bu parçalayıp birleştirmenin mantığı nedir, ne kolaylık sağlar henüz anlayabilmiş değilim. Sayı aşırı kalabalık, tur sayısı yetersiz derseniz, 10 ya da 11 tur yapılabilir. Yaz dönemidir, 3 (veya 4) gün çift tur, 3 (veya 4) gün tek turla bitirirsiniz. Yedi günde 11 tur mümkün.
Peki "nakdi ödüller bölüştürülemez" saçmalığı ne oluyor? 5 kişi aynı puanı alacak, averajı olan iyi olan bir tanesi ödülün tek başına sahibi olacak. Bu uygulamanın mantığını birisi izah edebilirse müteşekkir olacağım.
Bu devran böyle sürer, tepkisizlik ve bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılık böyle birşey işte.

[Harun Taner]

Nizami turnuvalardaki birçok yanlışı, eski takım arkadaşım, değerli üstadımız, Ateş Ülker, bıkmadan usanmadan dile getirmekte, bizlere yol göstermektedir. Ben de Abana Deniz Şenliklerinde bu yıl gördüğüm bir yanlışı dile getireyim. 30+ oyuncunun (kolaylık bakımından 32 diyelim), 32 oyuncunun kayıt olduğu turnuva eleme usülü ile düzenlenmektedir. Oyunculardan bir kısmı, birden fazla etkinliğe katıldığından, denizde ördek kapma, yağlı direkten bayrak kapma, yüzme ve maraton koşusu gibi, süre yetersizliği nedeniyle böyle bir yöntem seçildiği ifade edilmiştir. Final turuna kalmayı başaran 4 oyuncu için de aynı sistem yürürlükteyken, benim 4 oyuncu arasında döner turnuva düzenleme önerimi 4 oyuncunun tümü de kabul ettiğinden, final turunu döner sistemle yaptık ve sonuç madalyalar bakımından adaletli biçimde tecelli etti. Eleme usülü yürürlükte olsa belki de ben bu turnuvada da birinci olacaktım.

Satrancı henüz, değil köylere, ilçelere bile yeterince yayamamışız, saygıdeğer forumdaşlar.

[Hasan Berk]

Ateş beyin eleştirisine katılıyorum. Bu uygulamaları kim yapıyor merak etmiyor değilim. Kim yapıyorsa "Ben ne yazarsam o olabilir." diye düşünüyor herhalde.

Bir başka komik uygulama "2200 üstü oyuncular turnuvaya katılamaz" maddesidir. Zaman zaman bazı yerlerde böyle turnuva oluyor. Bu ne biçim maddedir ya! Üstelik zannedersin ki 2200 üstü için başka kategori var. "Yazdım abicim tüzüğe 2200 üstü katılamaz. Oldu bitti!" Yarın "Mavi gözlüler katılamaz" diye de yazılsa şaşırmam.

Veya bir turnuva yapmışlar. Hesapta özel açık turnuva ama "Sadece falanca ildekiler katılabilir" Sebep "Aman abicim ödüller şehir dışına gitmesin" Bunlara dur diyecek birileri yok mu Allah aşkına!

[Ozgur_Akman]

Saçmalık. Aynen katılıyorum Hasan Berk'e.

[Feti]

Keşan Satranç Turnuvası yönergeleri http://kesanopen.tsf.org.tr/ adresindedir.
Yönergeleri madde sırasına göre yorumlayacağım.

2.ii.madde : İngilizce madde : Players who were born in 2008 or earlier (2009, 2010 etc) may not apply for the tournament. Buradaki ‘earlier’ ve ‘may’ sözcüklerini anlayamadım. 2008 den önce doğanlar mı, sonra doğanlar mı turnuvaya katılmayabilir ? Oyuncu 2008 öncesi veya sonrası doğumlu olursa isterse katılabilir mi ?

4.madde : 3 grubun özellikleri neler olacak ? Detayları şimdiden bileyim ki, boşuna kayıt yaptırıp Keşan’dan hemen geri dönmeyeyim.

5.madde : Eşitlik bozmada belirtilen kura çekimi FIDE Turnuva Kurallarında var mıdır ? Hakemlerimiz eşitlik bozmada yetersizlermi ki, kura çekmek zorunda kalacaklar ?

6.itiraz maddesi : Başhakemin kararlarına itirazımı yine başhakeme mi yapmak zorundayım ? Bu noktada TSF İtiraz Kurulları Prosedürü ne zaman FIDE kurallarına göre güncellenecek ? İlgili prosedürde son karar Başhakemindir deniyor. FIDE kurallarında ise son kararı İtiraz Komitesi verir deniyor. Yanlış mı biliyorum ya da okuyorum acaba ?

7.ödül maddesi : 16 yaş ve alt yaş gruplarında erkek oyunculara ödül verileceği yazılı (!). Kız oyuncularımıza ödül yok mu ? Genel kategoride 6 Türk erkek oyuncuya 3100 TL ödüle karşılık 2 Türk kadın oyuncuya 650 TL ödül verileceği yazılı. Kadınlar için pozitif ayrımcılık yapılması gerekliliğinden vazgeçtim, eşit ödül dağılımı bile çok mu görüldü ? TSF’nin kadın başkanına şikayet ediyorum.

7.ödül maddesi : En iyi emektara para ödülü yok. Sadece en yaşlıya plaket var. Yaşlılara ve özellikle gençlere saygısızlıktır bu. En iyi emektara diğer kategorilerde olduğu gibi para ödülü vermek, bugünün gençlerine “Ben seni şimdi unutmadığım gibi gelecek te de unutmayacağım” diyerek gelecek için anlamlı ve güzel bir mesaj vermek demektir.

8.a : ‘Hükmen yenik sayılma süresi 30 dakika’ymış. Başhakeme saygısızlıktır bu madde. Yeni, güncel kurallara göre hükmen yenilgiyi ancak ve ancak Başhakem onaylar. Yönerge karar veremez. Geç kalan oyuncunun mazeretini uygun bulup oyunu başlatmak ta Başhakemin yetkisindedir. Uluıslararası nice turnuvalarda karar verilip oyun bitirilmesine rağmen itiraz sonucu oyun başlatılmış ve oynatılmıştır. Madde şu şekilde yazılmalıydı : Geç kalma süresi 30 dakikadır.

8.b : ‘FIDE Satranç Kuralları 11.3.b uyarınca sporcu oyun sahası içinde cep telefonu ve/veya herhangi bir elektronik iletişim cihazına sahip olması yasaktır.’ Hayır efendim, yanlış… Oyun sahası içinde değil ‘during play=oyun esnasında’ şeklinde düzeltilmelidir. Çok acil bir operasyon için (sağlık, güvenlik, vb.) oyuncu oyun sahasında ve hakemin yanında dışarıyla irtibat kurabilmeli ve kendisi veya başkası için gerekli müdahaleyi yapabilmelidir.

Yanlış olabilecek yorumlarımı düzeltene şimdiden teşekkür ederim.

[abdulkadirbener]

Eleme usülü yürürlükte olsa belki de ben bu turnuvada da birinci olacaktım.
Satrancı henüz, değil köylere, ilçelere bile yeterince yayamamışız, saygıdeğer forumdaşlar.

Yazınızda iki nokta dikkatimi cezbetti:

Öncelikle çok sık birinci olduğunuzu anlıyorum. Allah daha çok versin inşallah. Ama bahsettiğiniz turnuvadaki anlamsız yönerge yüzünden bu turnuvadaki birinciliğinizi kaçırmanıza üzüldüm. Yönergelere bir çeki düzen verilmesinin zamanı gelmiş de geçmiş bile anlaşılan.

İkinci nokta satrancı ilçelere yayamamış olmamızla ilgili tespitiniz hakkında. Buna katılmıyorum; gerçek bir satranççı olarak siz kalkıp taa o ilçeye gitmişseniz -ki gerçek satranççı denilen kişiler ülkemizde çok çok az, bakınız kimse cevap vermeye cesaret bile edemedi (!) = Gerçek Satranççı- bence satranç oralara yayılmış demektir.

Ateş Bey'e de bir sözüm olacak;

Sayın Ateş Ülker bey; bir gün İstanbul'a yolum düşer de sizi oralarda bulabilir ve görebilirsem -sanırım oradasınız- ellerinizden öpmek istiyorum izninizle. "Diklenmeden dik durmak" denilen davranışın en güzel örneğini siz sergiliyorsunuz. Keşke gerçekten uyarılarınız dikkate alınsa.

Selamlar.