16-03-2017, 08:53
Ankara'da şu anda Çanakkale Şehitleri Anma Satranç Turnuvası yapılıyor ve resmen satranç sporu adına cinayet işleniyor!
Yapıldığı yer GENÇLİK SPOR İL MÜDÜRLÜĞÜ MEMURLAR LOKALİ adında sokağın üzerine gerilmiş bir ÇADIR!
Evet, bir bina içi falan değil resmen bir çadır! Dışarıda hava sıcaklığı kaç dereceyse (ki turnuva yapıldığı sırada eksili derecelerdi) içerisi de aynı derecede. Oraya çocuklarını getiren ailelerin çocukları büyük ihtimalle hasta olacak. Dışarıda ne kadar gürültü varsa içeride de aynı gürültü var.
Ben daha önce burada hiç turnuvaya katılmamıştım. Bundan önce Ziya Ozan havuzunun kafeteryasında turnuvalar yapılıyordu. Ziya Ozan havuzunun kafeteryası hiç bir şekilde satranç oynamaya uygun bir yer değildir, fakat bu çadır parçasıyla kıyaslandığında New York Hilton otelinin VIP konferans salonu gibi kalır!!
Gelelim turnuvaya.
Turnuvanın üç kategoride yapılacağı ilan edilmişti, ancak A kategorisine yeterli sporcu gelmeyince A ve B kategorisi birleştirildi. Bu son derece normaldir. Böyle şeyler olur. Gerçi 12 katılımcıyla A kategorisi turnuvası yapılamaz mıydı, bu da tartışılır. Ancak bu yine de problem sayılmaz. Orada yaşanacak rezaletleri bilseydim o anda adımı sildirirdim.
İlk turu çadırımızın hemen yanındaki düğün salonu mudur, pavyon mudur ne idüğü belirsiz yerden gelen piyanist (daha doğrusu 3500 watt çıkışlı elektro orgcu) şantörün şarkıları eşliğinde "haydi şimdi eller havaya" şarkısı eşliğinde ellerimiz havada halay çekerek tamamladık! Gürültü seviyesi her ne kadar dünyanın satrançta en geri ülkesinde bile turu iptal ettirecek yükseklikte olsa da biz Ankaralılar olarak buna da şükür, yine de turnuvalarımız yapılıyor diyecek kadar böyle şeylere alışıktık.
Fakat ikinci tur 40 yıllık satranç kariyerimde gördüğüm en korkunç satranç faciasıyla karşılaştım.
İkinci tur saatinde hemen yanı başımızdaki 19 mayıs stadyumunda Ankaragücü - Etimesgut Belediyespor maçı vardı.
O maç sanki stadın içinde değilde bizim çadırın içinde oynanıyordu. Dışarıda iğne atsan sesi çadırda duyulurken, taraftarların çaldığı davullar bizim beynimizin içinde çaldı.
Turnuva o maç sırasında 19 mayıs stadyumunun ortasında yapılsaydı daha az gürültü olurdu!!
Dünyanın en gürültücü taraftarının Ankaragücü taraftarı olduğunu o tura katılanlar öğrenmiş oldu.
Kendi oyunuma da bakıyorum, diğer oyunlara da bakıyorum. İki taraf da her hamlede en az tek soru çekmiş. 1900-1800lük oyuncular 1100lük oyun oynamış.
Biraz da desibel birimden örnekler vereyim:
İnsan konuşması: 40-50 desibel
F-16 kalkış anındaki ses: 165 desibel
Çanakkale Şehitleri Anma Satranç Turnuvası ikinci tur sırasındaki gürültü: 562 desibel!
Tamam Ankara'da salon bulma sıkıntımız var. İl temsilcilerimiz elinden gelen her şeyi yapıyorlar. Hem önceki hem şu andaki il temsilcisini yakından tanıdığım için ne kadar çalışkan, ne kadar fedakar insanlar olduğunu, ve turnuva salonu bulmak için nasıl uğraştıklarını çok iyi biliyorum.
Ama sonuçta böyle rezil yerlere mahkum olacaksak, benim önerim şudur:
YAPMAYALIM ARKADAŞLAR, ANKARA'DA SATRANÇ TURNUVASI YAPMAYALIM!!
O REZİL YERDE YAPACAĞIMIZ TURNUVALAR, SATRANÇ SPORUNA KARŞI SAYGISIZLIKTIR, HAKARETTİR, AŞAĞILAMADIR!
SATRANÇ BİR SPOR OLARAK BUNLARI ASLA HAK ETMİYOR!
ORADA BİR FIDE GÖZLEMCİSİ OLSAYDI TÜRKİYEYİ FIDE ÜYELİĞİNDEN ÇIKARIRDI!!
SATRANÇ SPORUNA SAYGI ADINA ANKARA'DA TURNUVA YAPILMAMASINI ÖNERİYORUM!!
Abdullah Sözen
Yapıldığı yer GENÇLİK SPOR İL MÜDÜRLÜĞÜ MEMURLAR LOKALİ adında sokağın üzerine gerilmiş bir ÇADIR!
Evet, bir bina içi falan değil resmen bir çadır! Dışarıda hava sıcaklığı kaç dereceyse (ki turnuva yapıldığı sırada eksili derecelerdi) içerisi de aynı derecede. Oraya çocuklarını getiren ailelerin çocukları büyük ihtimalle hasta olacak. Dışarıda ne kadar gürültü varsa içeride de aynı gürültü var.
Ben daha önce burada hiç turnuvaya katılmamıştım. Bundan önce Ziya Ozan havuzunun kafeteryasında turnuvalar yapılıyordu. Ziya Ozan havuzunun kafeteryası hiç bir şekilde satranç oynamaya uygun bir yer değildir, fakat bu çadır parçasıyla kıyaslandığında New York Hilton otelinin VIP konferans salonu gibi kalır!!
Gelelim turnuvaya.
Turnuvanın üç kategoride yapılacağı ilan edilmişti, ancak A kategorisine yeterli sporcu gelmeyince A ve B kategorisi birleştirildi. Bu son derece normaldir. Böyle şeyler olur. Gerçi 12 katılımcıyla A kategorisi turnuvası yapılamaz mıydı, bu da tartışılır. Ancak bu yine de problem sayılmaz. Orada yaşanacak rezaletleri bilseydim o anda adımı sildirirdim.
İlk turu çadırımızın hemen yanındaki düğün salonu mudur, pavyon mudur ne idüğü belirsiz yerden gelen piyanist (daha doğrusu 3500 watt çıkışlı elektro orgcu) şantörün şarkıları eşliğinde "haydi şimdi eller havaya" şarkısı eşliğinde ellerimiz havada halay çekerek tamamladık! Gürültü seviyesi her ne kadar dünyanın satrançta en geri ülkesinde bile turu iptal ettirecek yükseklikte olsa da biz Ankaralılar olarak buna da şükür, yine de turnuvalarımız yapılıyor diyecek kadar böyle şeylere alışıktık.
Fakat ikinci tur 40 yıllık satranç kariyerimde gördüğüm en korkunç satranç faciasıyla karşılaştım.
İkinci tur saatinde hemen yanı başımızdaki 19 mayıs stadyumunda Ankaragücü - Etimesgut Belediyespor maçı vardı.
O maç sanki stadın içinde değilde bizim çadırın içinde oynanıyordu. Dışarıda iğne atsan sesi çadırda duyulurken, taraftarların çaldığı davullar bizim beynimizin içinde çaldı.
Turnuva o maç sırasında 19 mayıs stadyumunun ortasında yapılsaydı daha az gürültü olurdu!!
Dünyanın en gürültücü taraftarının Ankaragücü taraftarı olduğunu o tura katılanlar öğrenmiş oldu.
Kendi oyunuma da bakıyorum, diğer oyunlara da bakıyorum. İki taraf da her hamlede en az tek soru çekmiş. 1900-1800lük oyuncular 1100lük oyun oynamış.
Biraz da desibel birimden örnekler vereyim:
İnsan konuşması: 40-50 desibel
F-16 kalkış anındaki ses: 165 desibel
Çanakkale Şehitleri Anma Satranç Turnuvası ikinci tur sırasındaki gürültü: 562 desibel!
Tamam Ankara'da salon bulma sıkıntımız var. İl temsilcilerimiz elinden gelen her şeyi yapıyorlar. Hem önceki hem şu andaki il temsilcisini yakından tanıdığım için ne kadar çalışkan, ne kadar fedakar insanlar olduğunu, ve turnuva salonu bulmak için nasıl uğraştıklarını çok iyi biliyorum.
Ama sonuçta böyle rezil yerlere mahkum olacaksak, benim önerim şudur:
YAPMAYALIM ARKADAŞLAR, ANKARA'DA SATRANÇ TURNUVASI YAPMAYALIM!!
O REZİL YERDE YAPACAĞIMIZ TURNUVALAR, SATRANÇ SPORUNA KARŞI SAYGISIZLIKTIR, HAKARETTİR, AŞAĞILAMADIR!
SATRANÇ BİR SPOR OLARAK BUNLARI ASLA HAK ETMİYOR!
ORADA BİR FIDE GÖZLEMCİSİ OLSAYDI TÜRKİYEYİ FIDE ÜYELİĞİNDEN ÇIKARIRDI!!
SATRANÇ SPORUNA SAYGI ADINA ANKARA'DA TURNUVA YAPILMAMASINI ÖNERİYORUM!!
Abdullah Sözen
Abdullah Sözen