Beş Yıldızlı Otelde Misafir Bile Olamamak :-(
#41
Sayın KAHRAMAN,

"Birgün onları kimse kurtaramayacak demişsiniz!?*"

Kuran' ı Kerim'de " Onlar ki ....." diye başlayan birçok ayet var.

Onları bilinmez bir gelecekteki muhtemel cezalarına havale etmeye gerek yok!

Otel konaklamalarında oniki yaş altındaki çocuklardan ücret alınmaz!

Gaddar ve zalim olanlar haksız dünyevi çıkarları kalıcı, onların haksız kazançlarını engellemeyen kişileri de (engelleyemecek diye düşündüklerini) aciz sanırlar.

Siz ki; bu forumda hiç kimsenin söyleyemediği bir gerçeği ahaliye yüksek sesle (bağırarak) söylediniz.

Sizin bu çıkışınız "düşünen, gören, duyan, duyarlı olan, bilgi sahibi olup fikir üreten insanları ürettikleri fikirlerin dünyevi bir eyleme dönüşmesi ve sonucunu da insanın insana saygısı "saygısının somut bir gereği" olarak en kısa zamanda görmek istemesi için yeterlidir.

Kötü niyetli olanların yaptıklarını, kulağı tersten göstermek misali anlatmaya çalışmak zaman kaybı. Hırsıza hırsız, kötü terbiyeliye terbiyesi noksan, yalancıya yalancı, kötü yola düşenlere kötü yoldasın diyemez isek kendi insani vasıflarımızdaki erozyonu önleyemeyiz.

Anadolu İmam Hatip Lise'lerinde satranç bir zeka sporu olarak "teşvik edilen bir spor dalı olarak" öğrencilere imkanlar dahilide sevdirildi.
Farklı forumlara da üyeyim. Bu forumu sevdim. Fikir yönünden zengin insanlarsınız.

Yazmaya devam edeceğim. İnşallah.
Ara
Cevapla
#42
Değerli Dostlarım,
1 Mart 2009 tarihinden itibaren " SATRANÇ ve YAŞAM GAZETESİ" yayın hayatına başladı. Evet bu forum ortamlarında kendi aramızda dertleşiyoruz. Bu oldukça iyi ama sesimizi üst makamlar ve kamuoyu duyabiliyormu? İşte bu önemli eksikliği gidermek ve satranç dünyamızın sesi olmak için bundan böyle bu gazete ile varız !! Zaman içinde aklınıza gelebilen pek çok sorunun yanıtlarını burada bulabileceksiniz. Gazetemiz üst makamlara, tüm gazetelerin istihbarat servisleri ve genel yayın müdürlüklerine, satranca bugüne kadar sponsor olmuş tüm kurumlara vs pek çok yere ücretsiz ulaştırılmaktadır. Yurt içi ve dışında zaman içinde gelecek tepkilerin ülke satrancına olumlu katkılar getireceği inancındayız.
Bu ilk sayımızın önemli haberi tabi ki Topalov- kampsky maçlarını saymazsak Kızılay çadırı oldu. Bu üzücü haberin yanırısa İş Bankası Uluslararası Bayanlar Turnuvasıda sevindirici haber olarak yer almakta. Bulgaristan Bayanlar Birincikiğinden hiç bir yerde yayınlanmamış maçlarıda burada görebileceksiniz. Gazetemizin ilk haberi olarak İSD'nin taşınma yazısı oldu. Bu yazı ile birlikte İSD'nin tarihi süreci içindeki tüm yaşadıkları mekanlar fotoğraflarla anlatıldı. Tarihten sayfalar kısmında ise bugüne kadar olimpiyatlarda aldığımız tüm sonuçlar yayınlandı.
Sevgi ve saygılarımla
H. Sertaç DALKIRAN
hsdalkiran
Cevapla
#43
[size=24]Bir anne için uzun sayılabilecek bir süre cevap alabilmek için sabırla bekledim. Ancak, yanıt alamadım. Tüm iyi niyetimle sorularımın dikkatinizden kaçmış olabileceğini düşünüyorum. Çünkü, satranç sporu ile ilgilenenleri desteklemek, korumak ve sorunları çözmek için başta olan yöneticilerin herkesle eşit mesafede olmaları gerekir.

Sorumluluk kaygısı taşıyan yöneticiler, her sorunun önemli olduğunu bilir, çözüm için önerilere ve eleştirilere açık olurlar. Bu nedenle, asla benim gibi düşüncelerini açıklayanları önemsemeyeceklerini , dikkate almayacaklarını düşünemem. Düşünmek de istemem.

Göremediğinizi var sayarak sorularımı iri puntolar halinde tekrar ediyorum. [/size]


[size=24]"Satranç gibi düşünceyi geliştiren bir sporla ilgilenenlerin hatalarını tekrarlamadıklarını ve her zaman daha iyisi için uğraştıklarını ve bir yaşam biçimi haline getirdiklerini var sayıyorum.Ancak bu olaylardan sonra daha dikkatli düşünmelerini öneririm.

Ailemizin başındaki ‘’Biz Büyük Bir Aileyiz ‘’ sloganıyla yola çıkan TSF yetkililerine soruyorum:

SİZCE AİLE NE DEMEK?

BİZ BÜYÜK BİR AİLE isek aile bireyleri içinde paralı-parasız ayrımı yapılır mı?

Ailedeki herkes değerli ve eşit değil midir?

Ailedeki bireylerin mutluluğu ve üzüntüleri ortak değil midir?

Aile olmak bu kaygıları taşımak demek değil midir?

Bu olanlardan sonra TSF yetkilileri ‘’Biz Büyük Bir Aileyiz ‘’ demeden önce bir kere daha düşünmelidir.

Ya da aile olmanın gereklerini yerine getirmelidir."[/size]
Ara
Cevapla
#44
TSF' de Kuvay Sanlı Demiş ki:

Alıntı:Değerli satranççılar, satranç için analizin anlamı, tüm üretkenlik sahaları için eleştirinin anlamına denktir. Eleştiri değerlidir. Olması gerekendir. Daha ileriye, daha iyiye ulaşabilmek için eleştirilerden yararlanmak gereklidir. Yanlış bilgilere dayandırılan, marazi duygu hallerinin itici gücüyle yapılan eleştiriler; bir haksızlık yapar nitelikte ve yanıt hak eder durumda değiller. 'Eleştiri' başlığına sığınılarak yapılan böylesi değerlendirmeler; doğru eleştirilerin önüne geçerek, onlardan yararlanmasını engellemektedir. Olumsuzdan beslenen ve kendi tezi olmayan kişiler, umarım haklı eleştirileri sahiplerinin bu kirlilikte ortaya çıkmamaları gibi bir sonuca sebebiyet vermiyorlardır. Onlarla iletişime en fazla bizim ihtiyacımız var. Çünkü samimiyetle çalışıyor, tüm birikimimizi satranç için kullanıyoruz.

CEVABIMDIR:



PqYHUli.jpg
Ara
Cevapla
#45
Beş yıldızlı Limra'da kalacak paramız olmayabilir. Ancak, ödediğimiz paranın karşılığı olan; alamadığımız hizmeti sorgulayacak eğitimimiz, deneyimimiz,kültürümüz, bilincimiz ve haklılığımızı ortaya koyacak kadar mücadele edecek sabrımız ve enerjimiz var. Başınızı kuma gömerek bu gerçeği değiştiremezsiniz.


aVVvEOA.jpg
Ara
Cevapla
#46
TSF' den dün aldığım mektubu sizlerle paylaşmak istedim:

Sayın Göktoğan,

Öncelikle, yaş gruplarında yaşattığımız olumsuzluklardan dolayı özür diliyorum. Sayın velilerimizle ve sevgili sporcularımızla zamanında empati kuramadığımdan dolayı son derece üzgünüm. İşlerimin yoğunluğundan dolayı da bu konu ile yeteri kadar ilgilenemedim.

Bizim Selçuk Bey, ısrarla Özgür satranç forum'u okumamı önerdi. Kendisi de çok mahcup olmuş. Özellikle hemşehrilerine karşı mahcubiyeti halen devam ediyor!

Forumda velilerimizin yazılarını, fotoğraflarını ve videolarını gördüm. İnanılmaz sarsıldım. Oysa ki, ödül töreni için geldiğim otel bizim taraftan çok farklı görünüyordu. Her şey çok şık, sıcak ve kuru idi. Sonra yardımcılarımı suçladım. Gerçeği bana zamanında göstermedikleri için. Onlar da olayı baştan doğru algılayamamışlar. Velilerin rahatsız olacağını düşünememişler. Hatta kızılay çadırını kurdurmak fikri ilk akıllarına geldiğinde kendilerini bir dahi(!) gibi bile hissettiklerinden bahsettiler.

Kısacası kendimizi size nasıl affettireceğimizi bilemiyorum. Ayrıca çocuklarınızla son derece ilgili, mücadeleci ve örnek anne olduğunuz için de sizi kutluyorum.

180 TL nızın iadesine gelince; en kısa sürede elinizdeki makbuzla başvurursanız ödeme tarafınıza yapılacaktır. Bu konu ile ilgili karar aldık. Hak etmediğimiz parayı tabii ki almamalıyız. Zaten çocuklara ikram da verilmemiş. Bu konuda da yanılmışız.

Siz çeşitli kurumlardan gelen mektupları forum ortamında paylaştığınız için bunu da paylaşacağınızı tahmin ediyorum. Bu vesile ile sizin aracılığınızla tüm velilerimize duyurmak isterim ki;

Yaş grupları ile ilgili biraz beyin fırtınası estirdik.

Seneye mutlaka daha büyük bir organizasyon olacak. İndirimler velilere yansıtılacak. 12 yaşın altındaki yavrularımızdan konaklama ücreti almayacağız. Sizin taze sıkılmış portakal suyu örneğinden hareketle çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi ile ilgili şartnameye özel maddeler ekleyeceğiz. Boyalı içecekleri ortadan kaldıracağız. Hatta organizasyon komitesine ilgili ve gönüllü bir anneyi alabiliriz.

Takdir edersiniz ki, bizim tek meşguliyetimiz yaş grupları organize etmek değil. Satranç sporunun ülkemizdeki dikey gelişimi (özür dilerek yazıyorum) tüm velilerimizin idrak edemeyeceği kadar kompleks ve uzmanlık isteyen bir konu. Ancak yatay gelişim konusunda sizleri de mutlu edecek projelerimiz var. Sporcularımızın annelerine de satranç sporunu sevdirecek ve öğretecek pozitif ayrımcılık içeren projeler hazırladık.

Çerçeve statümüzde de değişiklik önerecek çalışmalara başladık. Biz iyi niyetle çalışsak dahi, bizden sonra gelecek yönetimlere bazı insiyatifleri bırakmamak lazım.

Ayrıca,

veliler arasında tartışılan beslenme konusunu da iki katagori halinde inceledik.

1)Mevcut imkanlar dahilinde satranç sporcusu beslenmesi nasıl olur? Bu konu ile ilgili bir beslenme uzmanının yazılarını TSF'nin sitesinde bulabilirsiniz.


2)Ekonomik koşul yetersizliğinden doğru beslenemeyen çocuklarımız için GSGM ile ortak hazırladığımız raporu hükümetimize sunacağız.

Bunların dışında; her türlü öneriye açık olduğumuzu ifade etmet isterim. Önerilerinizi değerlendirip en iyiyi birlikte yakalayacağız. Biz bir aileyiz.

Anlaşıldığı üzere; siz şiir yazamayan ancak yazılmış şiirleri zevkle okuyan bir velimizsiniz. Ben de Aziz Nesin'in aşağıdaki şiirini tüm çocuklarımıza armağan ediyorum.




Diyelim ıslık çalacaksın ıslık
Sen ıslık çalınca
Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes
Kimse çalamamalı senin gibi güzel

Örneğin kıyıya çarpan dalgaları sayacaksın
Senden önce kimse saymamış olmalı
Senin saydığın gibi doğru ve güzel
Hem dalgaları hem saymasını severek

De ki sinek avlıyorsun sinek
En usta sinek avcısı olmalısın
Dünya sinek avcıları örgütünde yerin başta
Örgüt yoksa seninle başlamalı

Say ki hiçbir işin yok da düşünüyorsun
Düşün düşünebildiğince üç boyutlu
Amma da düşünüyor diye şaşsın dünya
Sanki senden önce düşünen hiç olmamış

Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Düşlerini som somut görüp şaşsınlar
Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler

Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum
Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz
De ki bütün işe yarayanlar
İşe yaramaz sanılanlardan çıkar

Saygılarımla
A.N.Y.

Ne hoş bir mektup değil mi? Gerçek olmasını isterdim. Maalesef gerçek değil. Günün anlam ve önemine binaen (Bir Nisan) sizlere bir şaka yapmak istedim. Umarım bu şakadan dolayı kimseyi kırmamışımdır! :lol:
Ara
Cevapla
#47
Of!

Öldüm!

Bir an gözlerime inanamadım. Allah allah dedim.

Alkışlar Özlem hanıma
Size alkış yok Ali bey
Size dikkatli bir bakış var
bakalım nezaman diye bir bakış
diyeyim dedim
ki
bir de baktım ki
Bugün Nisan 1
ey şiir
sen şimdi
nereye girersen gir...

"Odun kırıcıydı adı İlyastı
Yanaştım yanına yüzünü astı
İşin nedir dedim bir küfür bastı
Arkasından baltasını biledi

Bana bak arkadaş dedim: dedi ne
dedim sen bir vatandaşsın, dedi he
Dedim kanunun var, dedi çekil be
Arkasından baltasını biledi

Dedim ilin nere senin, dedi Van
Dedim çoluk çocuk; dedi sekiz can
Dedim düzelecek; dedi ne zaman
Arkasından baltasını biledi

Dedim düzen; dedi onlara göre
Dedim kötümü ki; dedi bin kere
Dedim hak adalet, tu dedi yere
Arkasından baltasını biledi

Dedim yoksulluğun ocağı söne
Açıldı gözleri atıldı öne
Dedim dur bakalım; dedi ne güne
Arkasından baltasını biledi

Dedim Amerika; dedi onu sil
Dedim nasıl olur; dedi öyle bil
Dedim vatan; dedi sahipsiz değil
Arkasından baltasını biledi "

Aşık İhsani

Teşekkürler Özlem Hanım, hayal ettiriyorsunuz yaSmile Big Grin Big Grin Big Grin
Cevapla
#48
İzmir,
Doğduğum, doyduğum, yaşadığım kentim... Seni ve insanını çok seviyorum. Aydınlık, çağdaş, yaşam dolu, sevgi dolu. Akla, mücadeleye, çağdaşlığa, özgürlüğe, aşka, çocuklarına, ülkesine tutkulu insanların kenti. Güzel ülkeme ne kadar yakışıyorsun.
Ara
Cevapla
#49
Mevlana diyor ki;
Hacı Ekber yapmak istersen bir gönül tamir et
Bir gönlün bin Kabe’den üstün olduğunu bil
Unutma ki Kabe Azer neslinden Halil’in bina ettiği,
Gönül ise Allah’ın cemalinin göründüğü yerdir.

TSF yetkilileri
Antalya’da yağmur ve fırtınadan korumanız gereken ama korunmadıklarını anlayıp kırılan gönülleri nasıl tamir edeceksiniz?

Limra Otelinde kalanlar
Siz içeride sıcacık otururken dışarıda yağmur ve fırtınada kalanları görmezden gelerek kırdığınız,incittiğiniz gönülleri nasıl tamir edeceksiniz?

Kanuni Sultan Süleyman, süt kardeşi Yahya Efendi’ye bir pusula göndermiş.Osmanlı devleti’nin yıkılmasına yol açacak sebeplerin ne olduğunu sormuş.Yahya Efendi,pusulanın arkasına “neme gerek kardeşim” sözünü yazmış ve geri göndermiş.
Kanuni, bu cevaba çok bozulmuş.İlk fırsatta Yahya Efendi’nin yanına giderek “aşkolsun abi; sana çok kritik bir konuyu sordum,cevap bile vermedin!” şeklinde sitemde bulunmuş.
Yahya Efendi şu açıklamayı yapmış:
“Aradığın cevap oydu işte sultanım.Devletin yıkılma sebebini soruyordun.Bir devlette ve millette ”neme gerek”, ”neme lazım” düşüncesi başlar ve yayılırsa, o memleket ve devlet yıkılmaya başlar.”

Şu ana kadar bu forumu ziyaret edip düşüncesini belirtmeyenler !
“neme gerek”,
”neme lazım “ diyenlerden misiniz?
Ama en üzücüsü, bir düşüncesi olup susanlardan mısınız?

Orada değildim. Ama yaşananlar ve çocuklarımızın üzüntüleri ,gitmesem de benim de canımı yaktı.
Başka çocukların bu olumsuzlukları bir daha yaşamaması için duyarlılık göstermemiz gerekir.

Önemli olan hayat satrancında doğru hamleler yapıp centilmence kazanmaktır.
Çünkü sadece kazanmak değil nasıl kazandığımız da önemlidir.

Bir Çocuğa Layık Olmak

Çoğumuz yetişkin yanlışlarız aslında
Katı, güvensiz, kibirli,
Çocuklar yaşar yanıbaşımızda
Gizlice koruyarak güzelim bir sevgiyi

Narin bir duygudur onları dolduran
Karşılıksız henüz ve hazır bağışlamaya
Soralım kendi kendimize bazen:
LAYIK MIYIZ ÇOCUKLARIMIZA ?

Ataol Behramoğlu-1979
Ara
Cevapla
#50
ZALİMOS'UN ÜLKESİ

Çok eskiden yıldızlara bakarak gelecek hakkında tahminler yürüten falcılar yaşarmış. Bu falcılardan birisi BULUTSUZ ÜLKE'nin padişahına hizmet edermiş.

Günlerden bir gün bu falcı, halktan gelen sıradan bir gencin, zalimlikle hüküm sürdüğü saltanatını yıkıp, yerine adaletli bir yönetim getireceği kehanetinde bulunmuş.

Ülkenin padişahı Zalimos : “Beni tahtımdan nasıl bir soytarı indirecekmiş?” diye kükremiş.

Falcı: “Çok iyi bir satranç oyuncusu olacak” demiş.

Zalimos: “Bundan sonra halktan hiç kimse satranç oynamayacak” diye buyurmuş. Öğretmeye ve öğrenmeye kalkışanların zindana atılmalarını emretmiş.

O günden beri, Bulutsuz Ülkesi'nde satranç oyunu medreselerde, evlerde kısacası her yerde yasak olmuş.

Bu oyunu sadece padişah çocukları, vezir ve ülkenin asilleri oynar olmuş. Zalimos'un ordusundaki askerlere ve onların ailelerine de satranç oyunu yasakmış.

Ama halk bu yasağa anlam verememiş. Bazı satranç düşkünü aileler, gizli kapılar ardında gecenin geç saatlerinde kandil ışığında satranç oynarlarmış.

Aradan uzun zaman geçmiş. Demircinin oğlu özel bir yetenek ile doğmuş. Satrancı körleme oynayabilen ve ülkenin yönetiliş biçimine isyan eden bu genç, daha adil, doğruları kendine göre yorumlayan değil, değişik fikir ve eleştirileri olgunlukla kabullenip ülkesini daha ileriye götürebilen bir padişah istiyormuş. Ortalıkta böyle konuştuğunu duyan bir derviş, demircinin oğlunun adaleti layığı ile uygulayabileceğine kanaat getirmiş. Zalimos'un yönetiminden o da rahatsız olduğu için bu genci eğitmeye karar vermiş.

Demircinin oğlu önceleri : “Benim gibi sıradan biri, koca hükümdara nasıl karşı durur. Karşı dursak bile bu, bizim için sadece bir kayıp olur “ diye direnmiş.

Derviş: “ En azından denedim dersin. Vicdanınla baş başa kaldığında kendini ezik hissetmezsin. Yücelirsin ama bizim de gizli bir silahımız var. Bir hafta sonra satranç turnuvası düzenlenecek. Kazanan padişahın kızını ve tahtını alacak. Aynı adaletsiz saltanatın daha fazla sürmesine göz yumamayız” demiş.

Demircinin oğlu “Ama ben asil değilim ki” diye itiraz etmiş.”

Derviş: “Onu da hallederiz. Sana sahte unvan hazırlayacağım. Turnuvaya Şehzade Adil olarak katılacaksın”

Turnuva günü gelmiş. Tüm asilzadeler kıran kırana mücadele etmiş. 64 kare üzerinde kimi piyonlarıyla kimi atlarıyla saldırmış. Demircinin oğlu ise tüm taşlarıyla işbirliği edercesine ağır ama etkili hamleleriyle devirmiş tüm rakiplerini.

Tahta çıkmaya ve padişahın kızını almaya hak kazanmış. En son hamlesi ise padişahı zindana attırıp ülkeyi adil bir şekilde yönetmek olmuş.

Konuyu nereye getireceğim?

Zalimos'un satrancı yasaklamasının nedeni kendi saltanatını korumak içindi.

Peki günümüzde satrancı özellikle varsıl ailelerin çocuklarının oynamasını sağlayacak bu gayret niye? Yüksek turnuva katılım bedelleri, konforlu otellerde düzenlenen turnuvalar, bize ekonomik durumu yeterli olmayan ailelerin çocuklarına bu sporun adeta yasaklandığı fikrini çağrıştırmıyor mu? Eğitim kulüplerinin çok sık tekrarladığı “sporun gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tuttuğu” söylemi biraz havada kalmıyor mu? Yaş Grupları Şampiyonası veya Ekin Koleji örneğinde de olduğu gibi;

PARASI OLAN OYNASIN, GERİSİNİ KOY VERELİM GİTSİN anlamına gelmiyor mu?
Ara
Cevapla
#51
2009 Yaş Gruplar Satranç Şampiyonası organizasyonu (TSF 2009 Kızılay Çadırları Organizasyonu) ile ilgili GSGM Tahkim Kurulu’na yaptığımız itiraz reddedildi.

TSF’ye organizasyon bedeli olarak yatırdığımız 180 TL karşılığında vaat edilen hizmetler içerisinde bekleme alanı olarak otelin tenis kortuna kurulacak sahra çadırı bulunmaktaydı. Ancak turnuva esnasında sahra çadırı yerine Kızılay tenteleri kurulmuştu. O dönem bu konu çok işlendi ise de Kurul’a derdimizi tam olarak anlatamadığımızı düşünüyorum. Çünkü olayda sporcu ve veli hak mağduriyeti açıktır.

İnanıyoruz ki; biz yine kaybetmedik. Bizim başlattığımız mücadele sayesinde TSF , 2010 yaş grupları şampiyonasında farklı otel tercih eden sporculardan 180 TL yerine 65 TL almış, bu sporcuların velileri için de turnuva yapılan otelde bekleme salonu tahsis edilmesini sağlamıştır.

Ayrıca İzmir’imizin il temsilcisi, artık Halkapınar’da pervasızca “Sakın başka otele gitmeyin, rezil olursunuz” diyemiyor.

Tahkim Kurulu üst mahkeme statüsünde olduğundan aldığı karara itiraz edilemiyor. Ancak uluslar arası Tahkim Mahkemesi olan CAS’a müracaat edilebiliyor. Ancak muhatap olunan federasyonun CAS’ı tanıması gerekiyor. Yaptığımız araştırmalarda TSF’nin CAS’ı tanıdığına dair bir emare bulamadık.

Hukuk karşısında aldığımız bu mağlubiyetten yılmayıp, TSF’nin 2010 yılında Yas Grupları için yaptığı uygulamanın sporcular lehine artarak devam etmesi için tüm velilerin takipçi olmalarını diliyorum.

bUPCJ.jpg
Ara
Cevapla
#52
Özlem Göktoğan Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Tahkim Kurulu üst mahkeme statüsünde olduğundan aldığı karara itiraz edilemiyor.
Merhaba Özlem Hanım,

Bu konu çok ama çok tartışılmakta ve çok yakın bir gelecekte Tahkim Kurulu kararlarına karşı yargı yolunun açılması öngörülmektedir.Bunun için belki de AİHM'ye kadar gitmek gerekecek ama yaygın olan doktrin yakın bir gelecekte uygulamada da kabul görecektir.

AY md. 36
Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile ADİL YARGILANMA hakkına sahiptir

Not: ADİL YARGILANMA hakkı AİHM tarafından da ısrarla korunan bir haktır.

AY md. 125
İdarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır.

hepsini geçtik,
AY md. 2
Türkiye Cumhuriyeti, ... bir hukuk devletidir.

Hukuk devleti tabiri herkesin hukuk kurallarıyla bağlı olduğunu anlatmaktadır.Burdan hareketle bir İDARİ kurul olan GSGM Tahkim Kurulu'nun kararlarının da yargı denetimine tabi olması gerekir.
Ara
Cevapla
#53
İlknur Salğın Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Merhaba
Aşağıda gönderdiğim dilekçeyi sizinle paylaşmak istedim.Umarım çocuklarımızın satranç geleceğine ışık tutar.



GENÇLİK VE SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE
ANKARA

Türkiye Satranç Federasyonu’nun 5 yıldızlı otellerde düzenlenmesini gelenek haline getirdiği Türkiye Yaş Grupları Satranç Şampiyonasına 1 veli ve 1 öğrencinin katılabilme maliyeti konaklama giderleri ile birlikte 2.000.00 TL ye yaklaşmaktadır.Türkiye şartlarında orta gelir grubunda bir aile olarak tek çocuğumuz, oğlumuz Tarkan Salğın’ın iki yıldır bu şampiyonaya katılmayı çok istemesine karşın bu isteğini yerine getiremedik.
Genel Müdürlük olarak olaya müdahale etmenizi,geniş kitlelere hitap etmesi gereken satrancın, zengin zümrenin sporu olmaktan çıkarıp her düzeyde çocukların katılabileceği spor haline getirilmesini talep eder,gereğinin yapılmasını arz ederim.
Saygılarımla

İlknur Salğın
Öğrenci velisi

ama olur mu o zaman satrancı herkes oynar ve elit olmayan birileri bu alanda başarılı olursa allah korusun.... halktan birileri başarılı olursa aralarına nasıl alacaklar ki.... bence mümkün değil... beş değil yedi yıldızlı otellerde yapılmalı ki bayağı bir elit tabaka gidebilsin turnuvalara. biz bize yapalım dimi turnuvaları... sonra halk ne anlar satrançtan.... ( sanırım bunara benzer şeyleri fransız ihtilalinden önce sarayında oturan o elitler de düşünüyorlardı... )
Ara
Cevapla
#54
Tüm Velilerimizi buradan kınıyorum!!!

Siz otel için 2.000 lira vermezseniz, her turnuvada katılım payı ödemezseniz, TSF nin kurduğu şirketten takım almazsanız bu federasyon nasıl para kazanacak, para kazanamazsa nasıl Yurtdışında gezilere gidilecek, FİDE ye ECU ya nasıl aday olunacak. Gezilere nasıl misafir çağrılacak, Nasıl Dünyanın En Zengin Federasyonuyuz denenecek.

Lütfen bir daha düşünün verdiğimiz rakam azmı çok mu diye ?

Ben şahsım adına Türk Satrancının daha ileri gitmesi, ECU seçiminden alınan dersle satrancı şaha kaldıracak bu federasyon ve yönetiminin masraflarını karşılamak ve onlara daha çok kaynak yaratmak adına EK İŞ yapacağım ki başımızdan eksik olmasınlar

BİZ BÜYÜK BİR AİLEYİZ değilmi ?
Ara
Cevapla
#55
Yaş Grupları Türkiye Birinciliği Turnuvaları Nasıl Başlamış? Ve nasıl Sürdürülüyor! ( 1 )


Bir topluma veya topluluğa yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisi hiç kuşkusuz tarihini silmektir.

1994 yılında İstanbul 'da yapılan ilk Yaş Grupları Türkiye Birinciliği'ne katılan 10 yaş grubu sporcuları 26 yaşında birer yetişkin, 18 yaş grubu sporcuları ise 34 yaşına ulaşmış ve ülkemizde yapılmış ilk 'Yaş Grupları Türkiye Birinciliği'ne' katılmış neslin en büyükleri. Bu ilk turnuvaya katılanların isimlerinin çok azını öğrenebildim. Tam listeye ulaşabileceğime inancımla tarihte gururla anılması gerekli bu o zamanın önemli genç sporcuları ve ilk şampiyonlarımızın isimlerini yayımlamayı sonraya bırakacağım.

Önemli olan konu, 1994'de İstanbul'da Sgm'de yapılan ilk 'Yaş Grupları Türkiye Birinciliği' ile 2000 yılında Antalya Serik Belek Turizm bölgesi Sol Belvil Otel'de yapılan ilk büyük kapsamlı Otel Turnuvası dahil, arada kalan bölümün tarihi ve detayları.

Sayın İlyas Ümit'in açtığı '' MİLLİ SPORCU BELGESİ NE İŞE YARAR '' başlığı ( http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t=1881 ) altına yazdığım yazılar sayesinde tanıştığım yeni kişilerden yaş gurupları turnuvaları ile ilgili olarak sorularıma aldığım cevaplardan önemli bilgiler öğrenme fırsatı buldum. ( Bu arada Milli Sporcu Belgesi ile ilgili olarak da önemli gelişmeler olacak. Sayın Mehmet Karadaş yaptığı araştırmaların sonuçlarını gelecek hafta açıklamayı düşünüyor. )

Forum da ki başlıkların en önemlilerinden birisi muhakkak ki 'geleceğin teminatı genç nesillerin' satranç branşında ki başarılarının sınandığı ve başarıları oranın da kendilerine yönelik olarak verilecek, sportif geleceklerine de belirleyecek teşviklerin belirlenmesinde en önemli kriter olan, İl Yaş Grupları Birincilikleri ve devamında yapılan Türkiye Yaş Grupları Birinciliği ile ilgili olarak yapılan ve 'Yarışma Eşitsizliği' diye bileceğimiz büyük bir maddi engeli konu alan '' Beş Yıldızlı Otelde Misafir Bile Olamamak :-( '' başlığı olmalıdır.

Ciddiyetten uzak, parası olan herkesin katılıp aynı zaman da 5 Yıldızlı tatil de yapabildiği Festival havasında ki '' Yaş Grupları Türkiye Birinciliği Turnuvaları'' organizasyonlarına son verileceği ve beş ayrı bölgede yapılacak turnuvalardan sonra finale kalanların katılacağı bir üst turnuvanın yapılacağı söylemişti. ( Yanılmıyorsam 2009 Mart ayında Kızılay Çadırlarına yönelik eleştirilerin yoğun bir tepkiye dönüştüğü dönemde Sayın Kuvay Sanlı'nın Tsf web sayfasında ki yazılarını yayımladığı sütunda. )

'Ciddiyetten uzak' derken bu cümleyi düşünerek ve olayın vahametine dikkat çekebilmek için özellikle yazdım. Hemen kızmayın. Gerekçe mi de açıklıyorum.

1995 yılından, 2004 yılına kadar Genç Sporcular ve Antrenörleri Yaş Grupları Türkiye Birinciliği Turnuvaları'na kendi illerinde yapılan İl Birincilikleri'nde aldıkları dereceye ve Devlete bağlı bütçesi kıt Federasyonun belirlediği kontenjanlar oranın da Ulaşım, konaklama ve diğer giderlerine destek olunarak katılma şansına sahipti. 2004'de Federasyonları Özerkleşinceye kadar. ( 2000 Yılında ki bütçe ortalama 250.000 TL, 2009 Yılında ki 9.000.000 TL düşünün.)

Önemli sorular şunlar:

*Yaş Grupları İlk Birincilikleri Turnuvalarına katılan genç sporculardan kendi ilinde ilk beşe giren sporculardan ne kadarı Yaş Grupları Türkiye Birinciliği Turnuvası'na istese bile katıla mı yordur?

Ve Yaş Grupları Türkiye Birinciliği Turnuvası'nın tüzüğü gereği,Yaş Grupları Türkiye Birinciliği Turnuvası'na katılabilmek için kendi ilinde yapılan turnuvada şöyle bir gözükme şartını yerine getirip, İl Birinciliği turnuvalarında sondan 5'nci olan sporcuların ne kadarı bu önemi tartışılamaz yarışmaya sosyal bir tatil amacıyla katılmaktadır ?

'' Bu ara tatilde de Uludağ'a gitmeyiverelim. Zaten kar seviyesi de kaymaya pek elverişli değilmiş.'' deyip; tatil amacıyla Yaş Grupları Türkiye Birinciliği Turnuvası'na katılan bir sporcu ve bir veli için 2000 TL civarında maliyet önemli olmayabilir !

Önemli olan bu turnuvaya iyi derece ve başarılı karşılaşmalar yapmak azmi, hevesi isteği ile katılmak isteyen geleceğin teminatı olan gençlerimizin; spora gönül vermiş gerçek sporcuların katılmak isteseler bile katılamayacak olmaları değil midir ?


Yazımın devamını sizlerden gelecek cevaplara da bakarak yarın yayımlamak isterim.

Saygılarımla.
Ara
Cevapla
#56
Sayın Tahsin AKTAR'ın köşesinde yazdığı yazıda artık yaş gruplarının 24 gruba ayrılacağı her yaş grubu için ayrı olacağını belirtmiş.

FİDE nin veya ECU nun böyle bir uygulamsı olmadığına göre Amaç muhtemelen organizasyonları düzenleyecek olan Satranç A.Ş ye daha çok para kazandırmak.

Bu arada benim iki çocuğum ayrı dönemlerde yarışması gerekecek ve masrafım ikiye katlanacak.

Seneyede buçuklu yaş getirip 48 kategoriye çıkarırlar.
Ara
Cevapla
#57
Tutku Dinçer Nickli Kullanıcıdan Alıntı:
Özlem Göktoğan Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Tahkim Kurulu üst mahkeme statüsünde olduğundan aldığı karara itiraz edilemiyor.
Merhaba Özlem Hanım,

Bu konu çok ama çok tartışılmakta ve çok yakın bir gelecekte Tahkim Kurulu kararlarına karşı yargı yolunun açılması öngörülmektedir.Bunun için belki de AİHM'ye kadar gitmek gerekecek ama yaygın olan doktrin yakın bir gelecekte uygulamada da kabul görecektir.

AY md. 36
Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile ADİL YARGILANMA hakkına sahiptir

Not: ADİL YARGILANMA hakkı AİHM tarafından da ısrarla korunan bir haktır.

AY md. 125
İdarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır.

hepsini geçtik,
AY md. 2
Türkiye Cumhuriyeti, ... bir hukuk devletidir.

Hukuk devleti tabiri herkesin hukuk kurallarıyla bağlı olduğunu anlatmaktadır.Burdan hareketle bir İDARİ kurul olan GSGM Tahkim Kurulu'nun kararlarının da yargı denetimine tabi olması gerekir.
Nihayet Anayasa Mahkemesi'nden beklenen karar çıktı.
http://www.anayasa.gov.tr/index.php?l=gundem&id=320
Ara
Cevapla
#58
İki yılda bir çocukta, bir çevrede, dünyada neler olumlu yönde değişir? Neler ne yapsanız değişmez, neler değişmeli-değişmemeli?

Sevgi, saygı ve hoşgörü içinde yönetilen bir dünyada, mizahla dost, neşeli nice Nisan baharları satrançseverlerle olsun.

http://9eylulsatranc.biz/index.php?optio...&Itemid=82
Alıntı:Tarih: Çrş 01 Nis,2009 11: 11 Mesaj konusu: TSF'den gelen mektup!
TSF' den dün aldığım mektubu sizlerle paylaşmak istedim:

Sayın Göktoğan,

Öncelikle, yaş gruplarında yaşattığımız olumsuzluklardan dolayı özür diliyorum. Sayın velilerimizle ve sevgili sporcularımızla zamanında empati kuramadığımdan dolayı son derece üzgünüm. İşlerimin yoğunluğundan dolayı da bu konu ile yeteri kadar ilgilenemedim.

Bizim Selçuk Bey, ısrarla Özgür satranç forum'u okumamı önerdi. Kendisi de çok mahcup olmuş. Özellikle hemşehrilerine karşı mahcubiyeti halen devam ediyor!

Forumda velilerimizin yazılarını, fotoğraflarını ve videolarını gördüm. İnanılmaz sarsıldım. Oysa ki, ödül töreni için geldiğim otel bizim taraftan çok farklı görünüyordu. Her şey çok şık, sıcak ve kuru idi. Sonra yardımcılarımı suçladım. Gerçeği bana zamanında göstermedikleri için. Onlar da olayı baştan doğru algılayamamışlar. Velilerin rahatsız olacağını düşünememişler. Hatta kızılay çadırını kurdurmak fikri ilk akıllarına geldiğinde kendilerini bir dahi(!) gibi bile hissettiklerinden bahsettiler.

Kısacası kendimizi size nasıl affettireceğimizi bilemiyorum. Ayrıca çocuklarınızla son derece ilgili, mücadeleci ve örnek anne olduğunuz için de sizi kutluyorum.

180 TL nızın iadesine gelince; en kısa sürede elinizdeki makbuzla başvurursanız ödeme tarafınıza yapılacaktır. Bu konu ile ilgili karar aldık. Hak etmediğimiz parayı tabii ki almamalıyız. Zaten çocuklara ikram da verilmemiş. Bu konuda da yanılmışız.

Siz çeşitli kurumlardan gelen mektupları forum ortamında paylaştığınız için bunu da paylaşacağınızı tahmin ediyorum. Bu vesile ile sizin aracılığınızla tüm velilerimize duyurmak isterim ki;

Yaş grupları ile ilgili biraz beyin fırtınası estirdik.

Seneye mutlaka daha büyük bir organizasyon olacak. İndirimler velilere yansıtılacak. 12 yaşın altındaki yavrularımızdan konaklama ücreti almayacağız. Sizin taze sıkılmış portakal suyu örneğinden hareketle çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi ile ilgili şartnameye özel maddeler ekleyeceğiz. Boyalı içecekleri ortadan kaldıracağız. Hatta organizasyon komitesine ilgili ve gönüllü bir anneyi alabiliriz.

Takdir edersiniz ki, bizim tek meşguliyetimiz yaş grupları organize etmek değil. Satranç sporunun ülkemizdeki dikey gelişimi (özür dilerek yazıyorum) tüm velilerimizin idrak edemeyeceği kadar kompleks ve uzmanlık isteyen bir konu. Ancak yatay gelişim konusunda sizleri de mutlu edecek projelerimiz var. Sporcularımızın annelerine de satranç sporunu sevdirecek ve öğretecek pozitif ayrımcılık içeren projeler hazırladık.

Çerçeve statümüzde de değişiklik önerecek çalışmalara başladık. Biz iyi niyetle çalışsak dahi, bizden sonra gelecek yönetimlere bazı insiyatifleri bırakmamak lazım.

Ayrıca,

veliler arasında tartışılan beslenme konusunu da iki katagori halinde inceledik.

1)Mevcut imkanlar dahilinde satranç sporcusu beslenmesi nasıl olur? Bu konu ile ilgili bir beslenme uzmanının yazılarını TSF'nin sitesinde bulabilirsiniz.


2)Ekonomik koşul yetersizliğinden doğru beslenemeyen çocuklarımız için GSGM ile ortak hazırladığımız raporu hükümetimize sunacağız.

Bunların dışında; her türlü öneriye açık olduğumuzu ifade etmet isterim. Önerilerinizi değerlendirip en iyiyi birlikte yakalayacağız. Biz bir aileyiz.

Anlaşıldığı üzere; siz şiir yazamayan ancak yazılmış şiirleri zevkle okuyan bir velimizsiniz. Ben de Aziz Nesin'in aşağıdaki şiirini tüm çocuklarımıza armağan ediyorum.




Diyelim ıslık çalacaksın ıslık
Sen ıslık çalınca
Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes
Kimse çalamamalı senin gibi güzel

Örneğin kıyıya çarpan dalgaları sayacaksın
Senden önce kimse saymamış olmalı
Senin saydığın gibi doğru ve güzel
Hem dalgaları hem saymasını severek

De ki sinek avlıyorsun sinek
En usta sinek avcısı olmalısın
Dünya sinek avcıları örgütünde yerin başta
Örgüt yoksa seninle başlamalı

Say ki hiçbir işin yok da düşünüyorsun
Düşün düşünebildiğince üç boyutlu
Amma da düşünüyor diye şaşsın dünya
Sanki senden önce düşünen hiç olmamış

Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Düşlerini som somut görüp şaşsınlar
Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler

Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum
Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz
De ki bütün işe yarayanlar
İşe yaramaz sanılanlardan çıkar

Saygılarımla
A.N.Y.

Ne hoş bir mektup değil mi? Gerçek olmasını isterdim. Maalesef gerçek değil. Günün anlam ve önemine binaen (Bir Nisan) sizlere bir şaka yapmak istedim. Umarım bu şakadan dolayı kimseyi kırmamışımdır!
Eğilmez başın gibi. Gökler bulutlu efem. Dağlar yoldaşın gibi. Sana ne mutlu efem.
Ara
Cevapla
#59
Yine "veliler" ile ilgili bir diğer güncelleme!...
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi