Olimpiyatları Protesto
#1
Satranç Camiamıza,

Bu konuları gündeme getirmenin ve tartışmanın bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Söz konusu olan; Ali, Mehmet, Ahmet değildir. Türkiye'dir.

1. Avrupa Satranç Birliği Başkanı Danialov, Avrupa ülkelerinden gelen mesajları dikkate alarak bir protesto mektubu yayınlamıştır. Neden mi? İstanbul'da talep edilen bazı rakamların aşırılığından.

Hatay'da yaşananları hatırlatmak istemiyorum.

2. İngiltere Satranç Fedeerasyonu Başkanı, "ayrımcılık" anlamını içeren protesto mektubu yayınlamıştır. Kimler mi destekliyor bu mektubu: Fransa, Gürcistan, Almanya, İsviçre, Ukrayna, Amerika.

Bu kadarla kalmıyor: Rusya Satanç Fedarasyonu ve Profesyonel Satranççılar Birliği PCA, eleştiri mektubu yayınlıyor.

Tüm bu gelişmeler, tesadüfi mi?

Yaşananlar sıradan değil. Olimpiyat ruhunu yansıtmayan bu gelişmeler, İstanbul'da düzenlenecek olimpiyat öncesinde yaşanmaktadır.

Bu yaşananlara neden olan baş aktör ne diyor: "Dünya Satrancını sarsmak istedim..." Maaşallah.

Başka ne diyor: "Geri adım atmam..." Sakın atma, dik dur. Böyle devam, dünyayı sarsmaya devam...

Satranç camiamız sesini duyurmalıdır. Ben Ali Nihat Yazıcı'nın kişisel tutumlar içerisinde bulunduğunu, başında Türkiye adını taşıyan ve temsil ettiği kuruma uygun tutum içerisinde olmadığını düşünüyorum. Yabancı haber sitelerinde yer alan yorumlar çok ağır.

Tüm bu tasarrufları, etik açıdan sorgulanması gerken bir durum olarak: Mali Genel Kurul'da ibra edilmediği mahkeme kararıyla sabit olan bir yönetimin gerçekleştirdiğini hatırlatmak isterim.

Saygılarımla
Ara
Cevapla
#2
Aşağıdaki linkteki yazıları ve can alıcı paragrafı okuyunca bir Türk olarak utandım.

http://www.chessvibes.com/reports/strong...organizers

“We would like to remind Mr. Yazici and the whole chess community, that Olympiads were always seen as a major event which unites people, and in good old days, all the wars were terminated, when the Olympiad was about to start. (...)
We have been informed, that if the situation doesn't change, some of the affected federations would consider to boycott the Olympiad altogether and not to send their players to Istanbul.”

Yazık, çok yazık, organizatörler için.
Ara
Cevapla
#3
Mali Genel Kurul'da ibra edilmediği mahkeme kararıyla sabit olan bir yönetim olimpiyat organize ederse şaibelerinin yağ lekesi gibi yayılması kaçınılmaz olur. Bu lekenin fark edilmesi için dünyanın gözüne batacak kadar büyük mü olması gerekiyor? Maalesef bu yönetim bunu başarıyla yapıyor.
Ara
Cevapla
#4
Sözüedilen gelişmeleri serinkanlı bir şekilde izlememiz gereklidir.Ali Nihat Yazıcı'nın Dünya Satrancının bazı çok ünlü isimlerine ve 7 Ülkenin Satranç Federasyonuna karşı cephe almasını eleştirmek mümkündür.Ancak Avrupa Satranç Birliği Başkanının FİDE'nin bütününü ilgilendirecek bir konuda uyarı yapmasına,başka bir deyişle suyu daha çok bulandırmasına gerek yoktur.Avrupa Satranç Birliği Başkanının, Avrupa ülkelerine ait sorunlarda ilk açıklama yapan kişi olması beklenir. Türkiye yine 2000 Olimpiyatından önce olduğu gibi birilerinin boykot tehditi ile karşılaşmaktadır.Ben Türkiye'nin 12 yıl ara ile büyük Satranç Olimpiyatını düzenlemesine sıcak bakmıyorum.Olimpiyat düzenlemenin bazı yararları olduğunu kabul ediyorum.Ancak bu düzenlemenin Türk Satrancının dikey gelişmesine büyük bir yarar sağlayacağını düşünmüyorum. Öte yandan Uluslararası Satranç Toplumu nezdinde yapılan açıklamaların her zaman doğru olduğuna inanmıyorum.Daha önce ECU Başkanlığı seçiminde rakip olduklarından,ECU Başkanının şimdi Yazıcı'yı ilgilendiren bir konuda açıklama yapması bana göre inandırıcı değildir.
Hatay'da oynayan yarışma sonrası bayan Büyükustaların Dünya'ya açık mektup yazarak Türkiye Satranç Federasyonunu şikayet etmeleri olayında da bana göre müştekiler haklı değildi.Açık mektupda Hatay ile ilgili birtakım şikayetleri olmuştu.Ama 600.000 TL ödül verildiği ve ayrıca düzenlemede Türkiye'nin 400.000-TL daha harcadığı yazılmamıştır.
Federasyon Başkanımızı eleştirmek isterken farkında olmadan Türkiye'ye yapılan haksızlıkların üzerini örtmeyelim!Türkiye Satranç Federasyonu 2000 Olimpiyatını düzenlemeden önce de iki ülkeden uyarı veya tehdit anlamına gelecek mektuplar almıştı.Bu mektuplar Kuşadası 1990 'da ödenemeyen nakit ödüller ile ilgili idi.Bahçeşehir 1998 Çocuk Olimpiyatının teknik toplantısında yönergede değişiklik yapılmış ve takım turnuvası olarak öngörülen yarışma bireysel turnuvaya dönüştürülmüştür.Bu uygulama bizim aleyhimize olmuştur.İkisi arasında bizim açımızdan ne fark olduğunu Satrançdan biraz anlayanlar bilirler.
Tüm yazarlardan şunu rica ediyorum:Yazdığımız yazıların her cümlesini Satranç toplumunun anlayacağı bir dille yazalım!Aksi halde yazılan yazılar ne yazarına ne de Topluma birşey kazandırmaz!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#5
Ateş Ülker Bey'in yapıcı yaklaşımı takdire değer olmakla birlikte; bu örnekte çok net nesnel gerçeklikler maalesef bizi kısıtlamaktadır. Hepimizin daha doğru yorum yapabilmesi için, eleştiri metinlerini anladığımız dilden okumamız gerekmektedir. İlk fırsatta, kısaca tercüme etmeye çalışarak buradan paylaşacağım. Çünkü eleştiriler, soyut çıkarımlara değil, somut nedenlere dayandırılarak yapılmaktadır. Bir yorumdan çok, ortaya çıkan durumlara ilişkin açık değerlendirmelerdir.

2000 örneği 2012 ile tamamen ilgisizdir. Her eleştiri, eleştiri başlığında aynı değildir. Kimin, neyi, neden eleştirdiğini bilmeli ona uygun yanıtları verebilmeliyiz. "Bunlar zaten bizi hep eleştiriyor...", diyerek olana bitene sırtımızı dönemeyiz.
Ara
Cevapla
#6
Gördüğüm kadarı ile her eleştiride makul bir anlayış sergilemeye çalışıp alttan alttan tartışmasız savunuculuk yapmak doğru kaçmamaktadır.
Hataylıyım yapılan organizasyondan ben bile utanmış iken ''bana göre müştekiler haksızdır ''tarz ifadeler o kadar acı oluyor.5 dakikalık araba mesafesine 40 Euro para almayacaktınız.
Olan biten ortada iken net somut iken yapılan çıkarımları eleştirmek eleştirilmesi gereken bir durumdur.
Muhalefet olmadan demokratik anlayış işlemez.Muhalefet böylesine büyük tespitler yapa bilmişken her şeyi köşesinden cevaplamaya hazır bir anlayışın bu durumlara cevap vermesini bekleriz.Formda yazmasını isterim.Formda yazılanları Tahkim Kuruluna ek delil olarak sunmasını değil Big Grin
Ara
Cevapla
#7
Sayın Erkal,
5 dakikalık araba mesafesine 40 Euro alınmışsa,bunu olayın bittiği günlerde burada yazabilirdiniz.
Burada muhalefet yaptığını düşünenlerin eleştirdikleri Federasyonun ve Başkanının benim savunuculuğuma ihtiyaçları yoktur.
Ben de neyi ne için yazdığımı bilecek kadar deneyimliyim.Bir defa Anadolu insanının ve özellikle Hatay insanının konuklara yanlış bir davranış sergilemediğine inanıyorum.Süper bayanlar yayınladıkları açık şikayet mektubunda Hatay ile ilgili birçok şeyi şikayet etmişti.Siz bu şikayetleri haklı buluyorsanız,gerekçeleri ile burada yazarsınız, biz de öğreniriz.Ben herkesin anlayabileceği düzgün bir Türkçe ile yazılmış ifadeleri dinlemeye hazırım!
Bana göre sizin muhalefet olarak isimlendirdiğiniz hareketler başarılı olamamıştır.Yakın bir Gelecekde bizi çok daha zor günler beklemektedir.
Burada iki üç kişinin anlayacağı şekilde değil herkesin anlayacağı bir şekilde yazalım!Neden Türk Satrancının nasıl gelişebileceğini konuşmuyoruz?Yanlış veya eksiklerin nasıl olması gerektiğini neden yazmıyoruz?Birbirimizi eleştirmek kolaydır.Ben soruyorum size yabancıların açık mektubunda yazdıkları bütün şikayetler doğru mudur?Ben çok önceleri bu yarışmanın maliyetine karşılık bize sağladığı yararları sorgulamıştım.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#8
Zamanında size hayran olan bir satranççı olarak son dönemde yazdıklarınız beni bayağı bir hayrete düşürüyor.
Birilerinin nasıl savunulması gerektiği üzerinde fikir yürütebilecek deneyime bende sahibim.Hatay ile ilgi şimdi dile getirilenler mi haksız yapılan uygulamalar mı?
Mektuptan bu kadar açık yüreklilikle bahsede biliyorsanız yazılanların Hatay lılarla alakalı değil tamamen organizasyon ile alakalı olduğu üzerinde fikir yürütebilirdiniz.1.Tur 'un sözde Hatayı tanıtma adına Arkeoleoji Müzesinde yapılması ANA YOLUN tüm sesi yankılanırken içerde Dünya'nın en seçkin bayan sporcuları içerde hamle yapmaya çalışıyordu.(nedeni organizasyondan bir arkadaşın zorunluluktan orda yapıldığını söylemesi gibi profesyonelce )Hangisini anlatayım üstadım.Hatay yemeklerini tercih ettirmeye çalışırdık oda olmuyor.Hatay'ın hoş görüsü ile kucaklamak isterdik birileri farklı bir muamele ile karşılamıştı.Gerek yok fazla söze....ama size ''Hırsızın hiç mi suçu yok ?''sorulu benzetmesini kullanmayı seçiyorum.
Benim özel olarak tabir ettiğim bir kavram değildir MUHALEFET .Ortaya çıkarılan veya çıkarılmaya çalışılan her olgu yanlış olsun veya olmasın sorgulanma seviyesine getirilebiliyorsa Şahıstan dolayı komple yok saymak daha büyük haksızlık olur bence.
Burda bir takım şeyleri ifşa etmenin mantığı yok ... maazallah kendimi savunmaktan bunaldım bir dilekçe yüzünden..Tehdit telefonları geldi Kardeşlerim zarar gördü ...Satranç için değmez bu kadarına Big Grin
Turnuvanın kime ne kadar maddi ve gelişimsel olarak fayda sağlayacağı ayrı bir tartışma konusu elbet....Benim takıldığım konu Bayanlar Şampiyonasının Türk bayrağına daha layık yapılabileceğine inanıyorum.

Saygılarımla
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 4 Ziyaretçi