BİREYSEL CEVAPTIR!
#1
Sayın Feti,
Size Mojo JOJO tarafından yazılmış 2.03.2014, 0.12 itibarıyla yazılmış olan mesajda, tarafıma -isim belirtilmeden üstü kapalı da olsa- bazı yakışıksız göndermeler yapılmış, çalışmalarımızda gerçek dışı; amaç-kapsam-ve çalışma ilkeleri söz konusu edilerek, toplumda farklı imaj oluşturma çabaları gösterilmiştir.
Bahse konu yazıda, toplumsal ve sosyolojik örselenme değişiminin tarihsel gelişimi sunulmuştur.
Artık her ne kadar kıymeti kalmasa da, bu görüşlere itirazımın olmadığını belirtmeliyim.
Ancak şahsınıza anlatılan bazı hikaye, yakıştırma ve yanlış saptamalara itirazım var!

Yazımı cevap hakkı doğurduğuna inandığım ve bazı belli konularda oluşturulmak istenen için yanlı ve yanlış algıları önleyebilmek adına yazıyorum.


...
?Sempozyum hiç olmayacak? söylemi, bilerek, tarafınızdan dikilen fidenin çiğnenmesidir.
İnançsızlıktır. Girişimsizliği çağrıştırır. Başlamak için şevk kırmaya yöneliktir.
?Olmayacak? demek içerik olarak olumsuzluğu yansıttığı için olumsuz imaj yaratmaya yöneliktir.

Oysa; Mübin BOYSAN, Musa TEBİ, Nevzat SÜER, Seracettin BİLYAP, Nevzat SÜER gibi ülke satrancının o zaman ki temelini atıp gelişme yolunu açan çok değerli büyüklerimiz bu inançsızlık içinde değillerdi. Hayatlarını böylesine satranca adanmış insanları sonsuz minnetle anıyorum.

Sizin hayal ettiğiniz sempozyum (tartışma değil, çünkü en başından beri sempozyum demiştiniz) için fikir aşamasında ön çalışmalara başladığımı belirtmek isterim.
Deyiminiz gibi "fişek" atılmıştır.

Umarım sonu beklediğimiz gibi olur!


?TSF' de temel ülke sorunlarını tartışacak insan kaynağı yok.? demek, ayrı bir haksızlıktır. Bireysel bir cezanın veriliş şekliyle test edilecek konu da değildir kanımca. Çünkü biz sadece tartışma değil çok ötesinde özellikle 2000 den bu yana hayatın ve aşılması çok zor bürokrasinin içinde de kararlı bir mücadele de veriyoruz.
Çok önemli kazanımlarımız da oldu. Bunların en başında geleni okullarda satranç dersidir, seçmeli de olsa?
Seçmeli dersin amacı ve kazanımlarını lütfen satranç sporculuğu ile karıştırmayalım çok fena yanlışa düşeriz!
Ayrıca ceza konusunda yönetsel olarak verilen tepkinin içinde eksik, bilinmeyen, kamuoyuna yansımamış, tepki ve tartışmalar olabilir. İsim bazındaki adresi de eksik kalmış?
Ülke tarihinin son 60 yılı için toplumsal- sosyolojik tespitler genelde doğrudur. İsim bazında kimsenin yerine de cevap vermek istemem.
Ama özellikle son 15 yıldır okullaşma sürecinde, çocukluk gelişimi süresince önemli kazanımlar sağlandı.
Bunu bildik otel turnuvalarıyla ölçmeye kalkmak doğru değil.
Turnuva satrancı ayrı bir durumdur. Olaya sadece ve sadece yarışma olgusundan bakmıyoruz. 6-12 yaş okul çocukluğu dönemindeki milyonlarca minik yavruya ulaşma hedefimizde var. Ders müfredatı federasyon bünyesinde yapılan tek branş satrançtır. Kurum olarak da öyle!

?satranç kamuoyu bu ülkede yok düzeyinde? demek de pek gerçekçi değildir kanımca. Az da olsa var, yansıyanı bu. Ama çok büyük bir kamuoyu var ki ortaya çıkmamış, çıkarılamamış. Olumlu- olumsuz bir kamuoyu vardır. Biz bunu turnuvalarda yaşıyor ve tanık oluyoruz.

Gelen maillere verdiğimiz yanıtlardan biliyoruz. Ülke geneline sponsor aracılığıyla yapılan senede 3000 adet takım, mıknatıslı pano vb. yardımlardan biliyoruz. Son 10 aydır eğitim kuruluna gelen ve ilgili birimlere havale ettiğimiz yardım maillerinin sayısını da unuttum artık. Sadece otel değil, diğer turnuva ortamlarında da zaman ve zemin bulunabildiği ölçüde toplumsal buluşmaların sayısı da artmaya başlamıştır. Camiamızın kendi kendini kontrol edebildiğini görmek güzel?

Hiçbir meseleden canımız yanmadı sn. Feti!

Verilen ?hamle hırsızlığı? örneği ile ne kast edilmek istendi anlayamadım.
Ama bu terim, kurum eleştirilirken kullanılması anlamlıdır!

Kamuoyunca yapılan iş ve etik anlamdaki sonuçları kuruma mal edilmesi havalesinin yolu açılmış, ince bir gönderme ile yine karalama yapılmıştır.

Gazetecilik konusunda, Uğur MUMCU yaşıyor sn. Feti!

Ayşe ARMAN ile Uğur MUMCU?YU aynı terazinin kefelerine koyma talihsizliği bu ülkenin yurtsever insanlarına haksız bir yakıştırma ve aşağılamadır!

Ben böyle bir sanal buluşmayı asla kabul etmiyorum. Bu tip yanlış algı sonunda istenmedik kamuoyu oluşuyor. Ülkenin %50 si buna örnek değil mi?
Büyük, talihsiz bir yakıştırma olmuş yine?
Satrancı trafikte hönküren (bu deyimi kullanan yazarın deyimi olarak aldım, ben başka bir deyim kullanırdım) nesiller olmaması için "OKULDA SATRANÇ EĞİTİMİ" diyorum zaten.
Satranç eğitiminin gelişim çağındaki çocuklarımıza olumlu kişilik özellikleri kazandıracağına inanmasaydım ne TSF de böylesine meşakkatli bir görevde ne de bu satırlarda olmazdım.

Geçmişte yakalanamamış bir fırsat 2000 li yılların ortasında yakalanmış ve bir şekilde değerlendirilerek okullarda satranç eğitimi başlamış.

Bu sürecin öncelikli amacının satranç sporcusu yetiştirmek olmadığını tekrar vurgulamak isterim.

AMA ELBETTE SATRANÇ SPORCULUĞU İÇİN ÜLKE GENELİNDE EN UYGUN YERDE ZEMİN HAZIRLANMIŞTIR.

Mc Donalts sisteme ise girmeyeceğim. Sonunda para tuzağını söylemek ne kadar doğru?

Çözüm için her zaman önerilerim oldu ancak bu, ülkemizin içinde bulunduğu siyasi ve bürokratik yapıyla da ilgili biraz. Bunu her zaman eleştirenler, uygulanabilir çözümlerini de ortaya koymalarına rağmen, aynı maliyetleri ve bedelleri, insanların farklı çözüm önerilerinde de yaşayabilecekleri ve ödeyebilecekleri gerçeğini gözerde ediyorlar.

Çözüm çok daha farklıdır. Olabildiğince çok geniş katılımı olabildiğince az masraflı bir şekilde yarıştırabilmektir.

?İstanbul İl Temsilciliğinin şu anda güncel 20 turnuvasından 18 adedi bebek turnuvasıdır. Sistem vaat üstüne kuruludur. Unutmayalım günümüzün aptallaştırılmış tüketim sisteminde, vaat, realize edilenden daha mutluluk vericidir.

Çocuğunun 5 yıl içinde GM olacağına inanan anne, emin olun çocuğu GM olandan daha mutlu ve verimkardır. Çünkü ikincisi bilinçli ve çilelidir. Yüzlerce saat çalışmayı gerektirir. İlkinin ise sermayesi inanmaktır. Sonra verir, para saçar, bıkar ve gider.?


Bu satırları okurken sanki tüm aileler çocuklarını GM amaçlı satranca yöneltmiş anlamı çıkacaktır az daha?

Ama gerçek tabi bu kadar sığ değil! Çünkü satranca başlayan her çocuk ya da sporcu için bu hedef gerçekçi değil. Bunu binlerce aile biliyor. Ama sadece bu satırları yazan bilmiyor. Ya da öyle davranıyor.

Ülkede yüzme sporuna başlayan çocuklar hepsi olimpiyat madalyası peşinde midir?
Atletizm, okullarda İsmail AKÇAY, Usain BOLD çıkarmak için mi vardır?
Halterde, çocuğu Naim SÜLEYMANOĞLU olma hayali mi güder tüm ebeveynler?
Belki yüz binde bir çocuğumuzun yapabildiği kort tenisinde, NADAL mı olacak çocuklarımız?
Tüm bunları elbette hedef alan, ufukta gösteren ebeveynler vardır. Olmalıdır.
Ama diğer tüm anne ve babaları para tuzağına düşmüş göstermek ne kadar etik?

Ben size satranca başlama için birbirinden çok farklı sosyal, ekonomik, sağlık içerikli tanık olduğum nedenler sayabilirim.

Bu ülkede ?Spor ekonomisi nasıl yürüyor, yapılması gerekenler nelerdir?? alın size asıl bir sempozyum konusu!

TSF bu siyaseti nasıl çözecek tek başına! Sistemi ülke gerçeklerinden bağımsız nasıl kuracak?
...

Bu anlayışa göre ebeveynlerden eğitiminde ve yarışma aşamasında ücret talep edilen tüm spor okulları kapatılmalı. Ya da ideal sistem kurulmalı.



??düzgün irade için ise düzgün insan kaynağı gerekir.?
Elbette; ama, düzgün insan! Burayı adres göstererek açmalı bu arkadaş.

Sn. Feti,
Yazının sonundaki şahıs üzerinden yakıştırması yapılan Akif BEKİ benim.
Etrafta aramayın boşuna.

Bir insana, yakıştırma yoluyla da olsa ; yanlış algı oluşturma yüce(!) hedefine yönelik, atılabilecek iftira ve oluşturulabilecek olumsuz imaj hedefi için, böyle bir talihsiz yakıştırma örneği daha önce yaşamadım.
Kendisini yamadığı iktidarın maaşlı kalemliğini yapıp bulunduğu ortamın nimetlerinden yararlandığı bu tip insanlar her zaman ülkede olmuştur. Bu yeni de değildir.

Bu özellikler benim karakterimle uyuşmuyor. Yaşantım içinde böyle tercihim ve yaşam biçimim yoktur.

Bu yakıştırmayı kendisine iade ederdim, ama almayacak biliyorum. Sonra kendisini de tanımıyorum(?!) Pek uygun olmaz!

Ancak bu tip insanlarla başkalarını özdeşleştirme çabalarına da ilk kez bu arkadaşta rastlıyor ve çok sığ buluyorum.

Son sözüm ise;
evet, değerlendirme gerçekten sizin özgür iradenize kalmış!
Selamlar.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi