Piramit ve Ortası
#1
Okuyan herkese selamlar sevgiler hürmetler.
Bu başlıkta yazacaklarım için yukarıdaki başlığı seçmemin sebebi forumda uzun süredir tartışılan bir konuya somut bir yaklaşım getirilmesi umudumdur. Ben ilk kazmayı vurayım da, belki dağları deler geçeriz, belki kazmamız kırılır döner arkamızı gideriz kim bilir.

Önce "chess skill and age" yazıp googling yaparak başladım. Yaklaşık bir aydır vakit buldukça elde ettiğim makaleleri, yazıları, tartışmaları ve bilimsel çalışmaları derleyip okumaya gayret ettim. Arama kelimelerini değiştire değiştire çok alakasız yerlerde yaş ve satranç becerisi konusunda çok acayip yazılar ve araştırmalar olduğunu fark ettim. "chess education" ya da "chess success" gibi aramalarla eğitim boyutunu da görmem gerekti. Mesela Ruslar neden bu kadar çok GM çıkarabiliyor? Bunun için bir stratejileri mi var yoksa tamamen geleneksel bir olgu nedeniyle doğal bir sonuç mudur? Nüfusla alakası nedir? Alakası varsa 3.5 milyonluk Ermenistan'ın ya da 4.5 milyonluk Norveç'in durumu ne alakadır?

Amacım "satranç dünyasında piramit nedir? nasıl biçimlenir? bir ülke piramidi iyi yönlendirirse başarıyı yakalayabilir mi?" bu soruya kendi adıma yanıt bulabilmekti. Burada çok bahsediliyor da hiç kimse açıklamıyor nedir ne değildir diye kendimce anlamak için başladım bu işe. Çok anlamsız ve gereksiz yazılara rastladığım gibi doktora tezi kalitesinde çalışmalara da rastladığımı belirtmeliyim. Mesela Yaş ve Satranç Hamlesi Seçimi Konulu Bir Meta-Analiz Çalışması linkinden ulaşabileceğiniz çalışma çok dikkat çekici sonuçlar sunuyor.

"Satranç Piramidi Nedir?"
Kendi bulgularımı paylaşacağım acizane. Eleştirenler olacaktır elbette. Ama bu cesareti göstermeliyim diye düşünüyorum. Bence cevap karmaşık biraz. Bu soruya farklı bakış açılarından farklı farklı yaklaşımlar üretilmiş. Kimi oyuncuları sadece Elo bakımından gruplamış, kimi yaş+elo'ya göre sınıflandırmış; kimi yaşın ve elo'nun hiçbir önemi yoktur kazanılan oyun algısı seviyesine göre sınıflandırılır demiş, kimi işe cinsiyeti dahil etmiş, kimi ülkelere göre farklılık gösteren başka analizler yapmış (mesela satranç ve çin olgusu üzerine kafa yoranlar olmuş). Doğrudan piramit olarak ele alan neredeyse yok gibi. Ama sınıflandırmalar çeşit çeşit.

Ortak kabul edilen bir şey var; o da ünvanlara göre yapılan sınıflandırma. CM FM IM GM gibi ünvanlardan bahsediyorum. Ama bence bu tek başına yeterli bir sınıflandırma olmamalı. Başka şeyleri de dahil etmek gerekir. Tüm bakış açılarını bir araya getirip aşağıdaki piramit(ler) grafiğine ulaşabiliriz.

Tek bir piramit işimizi çözmüyor çünkü ortalamalardan yola çıkınca yetenek/yaş/oyun algısı/ünvan çok boyutlu verisini bir piramitte ifade etmek çok mümkün görünmüyor. O nedenle çok boyutlu bir piramit çizimi gerekli.

py.jpg

Bu piramitteki birkaç varsayımı hemen açıklamalıyım:
(1) Bu grafikteki yaş aralıkları ortalamaları ifade eder. Stratejik oyun algısı gelişmiş olup 11 ya da 12 yaşında olan çok az sayıda oyuncunun mevcut olduğunu biliyoruz esasen. Lütfen ortalama gözüyle bakınız. 14 Yaşında stratejik alana girebilmiş çok küçük bir azınlık çizilmiş olması bundan dolayıdır. Tamamen ortalama meselesi.

(2) Soldaki derecelendirmelerin doğruluğundan %100 emin değilim. Farklı kişiler farklı aralıklar tariflemiş. Fundamental+Taktik+Pozisyonel+Stratejik olarak gruplayan da var Fundamental+Taktik+Stratejik diye üç seviyeye ayıran da var. Hatta işi abartıp açılışı, oyun sonunu seviyelendirme için kullanmayı deneyenler bile var. Karışık konu vesselam. Ben tamamen genel kabule dayalı varsayımsal bir bölümlemeyi kabul edip temel+taktik+pozisyonel+stratejik olarak piramidi yatayda dörde bölen yaklaşımı doğru kabul ettim. Sıralama da gördüğünüz gibi. Hatalıysam tartışalım ki düzelteyim.

(3) Yatay bölümlemelerin Elo aralıkları da ortalama olarak kabul edilmelidir. "Ben 2100 Elo'yum stratejik oyunun ne olduğunu bilmiyor muyum yani?" diye kızanlar olacaktır. Lütfen bana kızmayın. 2200+ Elo'yu hak etmiş kişilerin strateji kurma konusunda daha da olgunlaştığı şeklinde anlayın bunu. Yani rakamlar arasındaki çizgi keskin değil aslında. Şunun gibi "1300 Elo'lu birinin taktik oyun gücü hiç mi yok?" var elbette. Bu sadece bir yaklaşık dilimleme verisi. +150 Elo ya da -150 Elo diye kabul edin siz.

(4) "Hangi yaş aralığında oyunun hangi safhasını yaşıyoruz?" sorusunun yine ortalamalardan yola çıkarak ifade etmeye çalışacağım. Bunlar piramit katmanları aslında. Hangi yaşta % kaçımız ne öğreniyoruz? 12 Yaşında olup da plan yaparak kazanmayı öğrenmiş çok küçük bir azınlık mevcuttur elbette. Oysa 12 yaşındakilerin %50'si hamleleri yeni öğrenmektedir (ya da o safhada kalmış ve ilerleyememiştir), %30'u henüz çalışmayı öğrenmektedir (ya da o safhada takılıp kalmışlardır), %15'i artık çalışmayı öğrenmiş ve öğrendiklerini artırmak için kendi kendine çalışmaktadır (ya da rekabet için çalışmaya başlayamayıp o safhada kalmışlardır) ve maalesef sadece %5'e yakın bir bölümü rekabet edebilmek için çalışmaya başlamıştır. Grafiğe bu gözle bakmanızı rica ederim.

(5) Masada üst üste konmuş ve piramit şeklinde kesilmiş kağıtlara bakıyorsunuz, en üstteki piramit 5-9 yaş aralığındaki satranç oyuncularının yetenek seviyesi ve oyun algısı bakımından yüzdelik dilimlerini gösteriyor. Bu şu anlama gelmiyor. En alt seviyede yer alan piramitteki kişi sayısı en üstte yer alandan fazladır! Böyle bir önerme yok. (Bence bunu dikkatlice tekrar okuyun). Her piramit kendi yaş grubunun yetenekleri bakımından yüzdelik dağılımını ifade etmekte. Yaş piramitleri o yaş grubundaki kişi sayısını göstermez. Yaş piramidini kesen yatay "oyun algısı" çizgileri o yaş grubundakilerin % ne kadarının hangi seviyede olduğunu gösterir sadece. Yukarıda giriş yaparken de yazdım, hem yaş, hem oyundaki ulaşılan algı seviyesi ve hem de oyuncunun satranç uygulama derecesini gösteren bir çok boyutlu piramit grafiği üretmek biraz zor bir iş.

(6) Farkındayım biraz karmaşık oldu. Tekrar okuduysanız ve gerçekten anlamaya çalıştıysanız teşekkürler.

Benim değerlendirmem:

En altta kalan ve temel kuralları öğrenmekte olan ya da o seviyede takılıp kalanlar tüm piramitlerin en büyük parçasını oluşturmakta. Bu gayet doğal bir durum aslında. Buna doğal seleksiyon gözüyle bakabiliriz. En üst seviye hakkında hiç bir değerlendirme yapmayacağım. Orası hak ettiği büyüklükte olmasa da hak ettiği yerde duruyor: En üstte.

Piramidin ortası kimdir?

Grafikte görülen ortadaki yatay iki dilimde hangi yaş aralığında hangi seviyede kimler varsa orta dilim onlardır. Peki bu orta seviyede bulunanların ne kadarı çocuk ve gençlerden oluşuyor ve ne kadarı daha ileri yaşlardaki insanlardan oluşmakta? Çocuklar mı yoksa orta yaştakiler mi daha fazla? Fide'den tüm ELO listesini indirip SQL üzerinde biraz analiz etmeye çalıştım. Dünya için bu seviyedekilerin çocuk değil daha ziyade gençler ve orta yaşlılar olduğu görülüyor. Sağolsun Fide doğum yılı bilgisini de paylaşıyor. Ama Türkiye UKD listesinin yaş bilgisi dahil olanını bulamadığım için bunu Türkiye açısından doğrulayamadım. Resmen talep etsem ne cevap gelirdi bilemiyorum. Belki ileri zamanlarda bunu da denerim.

Genel anlamda teorik sonuç şu bence:

Piramidin üstünü büyütmek istiyorsanız en altına ne kadar fazla yatırım yaparsanız o kadar kazançlı çıkarsınız. Çünkü burada ne kadar çok hasat yaparsanız o kadar çok hammaddeniz olur. Basit bir önerme. Sokaktaki herhangi biri bu önermeyi yapabilir. Basit ve doğru bir önerme.

Yeterli mi?

Kesinlikle hayır. Çünkü en alttaki yatayda yer alan bol bol hasat edilen hammaddeler sadece temel kuralları öğrenmiş kişilerden ibarettir. Oysa bize hammadde değil mamül lazım. Oynamayı bilen yüzbinler yetiştirmek övünülecek bir şey; ama asıl hedefimiz bu olmamalı; asıl hedefimiz uluslararası arenada bizi temsil edecek çok sayıda usta oyuncular yetiştirmek olmalı. Burada duramayız. Bizim oynamayı bilen insanlara değil satranç çalışmayı öğrenmiş insanlara ihtiyacımız var. O zaman yatırım stratejimiz şöyle olmalı:

A) Anaokulunda veya en geç İlkokul 1.sınıfta temel bilgileri vermiş olacaksınız. Yüzbinlerce çocuğa bunu vereceksiniz ki 2.seviyeyi biraz şişirmek için hammaddeniz bol olsun. Bunu elbette devlet eliyle yapmak zorundasınız, ya da çılgın bir multi-trilyoner bulacaksınız. (Görünen o ki tüm dünyada bu konuda en fazla girişim yapan ülkelerden biriyiz; bence bir sebeple* henüz başarılmış değil ama çok iyi girişim.) Bunu başardıysanız ve 2.seviye için şimdi yazacaklarımı yapmaya başlamadıysanız "Allah da sizin cezanızı versin" diye şikayet edenler haklı duruma geçerler.

B) Kuralları öğrettim deyip çocukları oyun bahçesine salar gibi çocuk turnuvalarına salmakla iş bitmiş sayılmaz. Ankara'da binlerce çocuğun oynadığı turnuva oluyor bazen. Seyredin inanamazsınız. Çocuk rakibine şah çekiyor, rakibi de ona şah çekiyor(??), sonra ilk çocuk gidip başka bir taşı alıyor(????)... Süper, kuralları bile öğrenememiş lisanslı ve turnuvada çarpışan minik umutlar. Bu iş böyle gitmemeli. Bu ikinci seviyede çocuklara satranç çalışmayı öğretmek zorundasınız. Kuralları adam gibi öğretmelisiniz, ama bu yetmez; taktik ne demektir en basitinden bunları kendi kendine çalışacak kadar öğrenmiş bir nesil piramidin 3.seviyesi için bol bol hasat anlamına gelir. Ama sizin elinizdeki ekip sadece temel kuralları biliyor ve sadece bunları öğretebiliyorsa bu çocuklar "taktik oynamayı nereden bilecek?", "kendileri çalışmayı nasıl öğrenecek?" Bir üst seviyeye nasıl çıkacak? Bu alana girmeyeceğim haddim olmaz. Ama gördüğüm kadarıyla piramidin en altını ikinci seviyeye taşıyacak öğretmen açığımız var. Çok ciddi bir açık hem de. Siz bir de 2.seviyedeki insanları 3.seviyeye taşımak için gereken eğitimi ya da teknolojiyi hayal edin? Çok uzaktayız. Biz henüz hammadde hasat tarlalarında piramidin dibinde boğulurken piramidin ortası kimin umurunda olabilir ki?

C) Diyelim ki bir şekilde bol hasat yaptınız ve yüzbinlerce minik kuralları öğrendi. Ardından çocuklara ve gençlere taktik seviyesinde eğitim veren ekipleriniz oldu diyelim (mümkün, kesinlikle bu olası bir durum), artık çocukların ciddi bir miktarı gerçekten satranç biliyor diyelim. Bu seviyede artık mamül üretimine başlıyorsunuz. Şimdi yine basit bir önerme yapacağım: Bu aşamada kendi kendine çalışmayı öğrenmiş olan çocuklar, gençler ve yaşlılar için bol bol "açık kategorili" turnuvalar yapmak zorundasınız. Bu yapılmadığı müddetçe piramidin daha üst seviyesine geçmek isteyecek kişilerin sayısı giderek azalacaktır. Bu seviyenin en büyük ihtiyacı bol bol turnuvadır. Zira artık buradaki her yaştan insan oynamayı biliyor, çalışmayı da biliyor ve mücadele etmek istiyor. Öğrenmek için malzeme bol, okunacak kitaplar, seyredilecek videolar veya antrenman yapmak için bol bol teknolojik şey var etrafta. Bu araçlarla çılgınlar gibi çalışan bu kalabalığın basit ve tek bir isteği olacaktır: Turnuva, gerçek turnuva, internetten oynanan beş dakikalık fındık fıstık değil, adam gibi rekabet!!!. Bu kategorideki yaş gruplarına uygun turnuvaları doğru zamanlamayla başlatmazsanız hasat ettiğiniz hammaddeler soğuyup, çürüyüp işe yaramaz hale dönecektir. Basit bir önerme.

Bu değerlendirmede C maddesi için farklı ve uzun uzun tartışılacak fikirler de öne sürebilirim esasen; sadece turnuva da yeterli gelmeyecektir. Ama kimseyi uzun cümlelerle sıkmak istemem. Okuduklarımdan gördüğüm kadarıyla ödül sistemi, okulların, derneklerin ve kulüplerin durumu bu seviye için önem kazanacaktır. Orta seviyenin bu ikinci katmanı için yapılması gereken oldukça fazla stratejik yatırım var; çoğu da basit önlemlerden ibaret. Daha uzun bir değerlendirme yazacaktım ama okunmaz düşüncesiyle olabildiğince özet geçmeye çalıştım. İnsanlar deneyimlerini paylaşmışlar. Okumak yeterli. Duruma göre; okuyarak edindiğim bilgileri, proje fikirlerini daha da ayrıntılı paylaşmak isterim. Duruma göre Wink Ya da dileyen zaten kendisi de ulaşır bu fikirlere. Hepsi oralarda okunmayı bekliyor esasen.

Ben şimdi piramidin altı ve ortası konusunda bilir kişilerimizin (veya fikir ileri sürmek isteyen her bir kıymetli dostun) fikirlerini merakla bekliyorum.

En derin sevgi ve saygılarımla.
Abdulkadir Bener
Cevapla
#2
RE: Piramit ve Ortası
Evet yazı kolay ortaya çıkmamış tahmin edebiliyorum.
Çalışma için tebrik ederim, ellerinize sağlık.

ilk dikkatimi çeken önemli iki nokta.

1.Bu ikinci seviyede çocuklara satranç çalışmayı öğretmek zorundasınız.

[color=#FF0000]Buradaki sorun, piramidin daha üstündeki seviyeler için de geçerlidir.[/color]

2.Bu aşamada kendi kendine çalışmayı öğrenmiş olan çocuklar, gençler ve yaşlılar için bol bol "açık kategorili" turnuvalar yapmak zorundasınız. Bu yapılmadığı müddetçe piramidin daha üst seviyesine geçmek isteyecek kişilerin sayısı giderek azalacaktır. Bu seviyenin en büyük ihtiyacı bol bol turnuvadır. Zira artık buradaki her yaştan insan oynamayı biliyor, çalışmayı da biliyor ve mücadele etmek istiyor. Öğrenmek için malzeme bol, okunacak kitaplar, seyredilecek videolar veya antrenman yapmak için bol bol teknolojik şey var etrafta. Bu araçlarla çılgınlar gibi çalışan bu kalabalığın basit ve tek bir isteği olacaktır: Turnuva, gerçek turnuva, internetten oynanan beş dakikalık fındık fıstık değil, adam gibi rekabet!!!. Bu kategorideki yaş gruplarına uygun turnuvaları doğru zamanlamayla başlatmazsanız hasat ettiğiniz hammaddeler soğuyup, çürüyüp işe yaramaz hale dönecektir. Basit bir önerme.

[color=#FF0000]Bu önermeye tamamen katılıyorum.
Sadece eklemek istediğim şudur: Turnuvaya katılanları, sadece kupa + madalya ile geçiştiremezsiniz, bir[size=medium] hedefe [/size]yönlendirebilirseniz, bu turnuvalar geçerli hale gelir ve geçerliliğini korur.[/color]

[color=#FF0000]Yazıya, yorumlar geldikçe, elimden geldiğince[/color] [color=#0000CD]renk [/color][color=#FF0000]katmaya çalışacağım.

Selamlar.[/color]
Ara
Cevapla
#3
Elinize, emeğinize sağlık Abdülkadir Bey. Yaptığınız okumanın ve araştırmanın sonucu olarak hazırladığınız özetleyici görseli çok beğendim. Satrançla uzun süredir içli dışlı olanlar kavramı zaten biliyordu, piramit kavramını yeni görenler veya okuyup tam olarak ne kast edildiğinden emin olamayanlar eminim ki size teşekkür edecektir.

Benim adına yenilik şu oldu: Piramiti yaş açısından ele almamıştım. Verdiğiniz tabloda yaşla oyun gücü arasındaki (mutlak olmasa bile) ortalamada ters orantıya tekabül eden çizgiye pek odaklanmamıştım. Kendi adıma tekrar teşekkür ederim.

Son zamanlarda satrançla doğrudan ilgisi olan başlıklara rastlamakta güçlük çeken forum üyelerinin, yazınızı beğeniyle okuduklarını tahmin ediyorum.
Ara
Cevapla
#4
Sayın Bener

Çalışmanızı, sakıncası yok ise, doküman olarak bana iletebilirmisiniz?.

[email protected]
Ara
Cevapla
#5
Oktay bey teşekkür ederim.
Yakup bey yazı için okuma aşamasında birçok dokümanı derledim. Derli toplu bir dosya halinde değiller. Müsait bir zamanda derleyip iletirim. Size de çok teşekkür ederim.

Piramit konusunda her hafta duyduğumuz şeyleri yazan kişilerden ve burada satranç konuşulsun diyen abilerimizden ses çıkmaması beni hiç şaşırtmadı Smile) Beni şaşırtmadıkları için onlara da teşekkür ederim.
Cevapla
#6
Yazı hazır olunca beklerim.

Şimdiden teşekkür ederim.
Ara
Cevapla
#7
Forumda uzun zamandır okuduğum en faydalı ve zihin açıcı paylaşımlardan birisi.

Bu yaş aralıklarının satranç için geçerli olduğuna dair şüphelerim var ama burada üzerinde düşünüp araştırmadan atıp tutmak istemiyorum.

Mesela aklıma takılan bir diğer husus da reyting aralıklarını taktik/pozisyonel/stratejik diye ayırınca sanki pozisyonel ve stratejik oyunla ilgili beceriler diğerlerini dışlıyormuş gibi anlaşılabilir, öyle olmasa gerek. Belki daha kolay hızlı kazanılan becerilerin sıralaması bunlar olabilir.
Ara
Cevapla
#8
Piramid deyimini bazı görüşleri Topluma daha iyi anlatabilmek amacıyla keşfetmiştim.Abdülkadir Bener bunu geliştirmiş konuya farklı pencerelerden bakılabileceğini göstermiştir.Topluma güzel mesaj veren deyimleri beğenmeyenler de olacaktır.Kimliğini gizleme ihtiyacı hisseden bir kimsenin kendisini rahatsız edecek bir neden görünmediği halde "Piramid yoktur.Alan vardır"gibi bir ifade kullanmasının kendine göre nedenleri vardır.Düşünen,konuşan ve bu forumda yazı yazan az sayıda kişiyi Federasyon yöneticilerinin yanısıra olabildiğince kötülemek bir yöntemdir.Ne kadar çok çamur atılırsa, o kadar çok iz kalır.Ne kadar başkalarını suçlarsanız o kadar kafa karıştırmış olursunuz!Sorunları Topluma anlatmaya çalışanların hevesini kırarsak, kimse sorunlarımızı anlayamaz.Sorunların çözümleri de gecikir.Aşkın beyi olabildiğince kötülemek,duayenlere "sözde duayen"diyerek olabildiğince herkesi sindirmek hazırlanmış bir plandır.Dikkatli olacağız ve bazı tuzaklara düşmeyeceğiz!
Piramid deyimini kullanmanın esas amacı Satranç sporcularını gruplara ayırmak değildir.Çeşitli düzeydeki sporcuların sorunlarını anlamak ve çözüm yollarını aramaktır.Bu deyimi kullanmanın niyeti budur.Ne kadar başarılı olacağını zaman gösterecektir.Kimliğini açıklamaktan çekinmeyenlere tavsiyelerim şunlardır:Çok uzun yazılar yazmayalım!Ne söylemek istediğimizi anlaşılabilir sade bir dille anlatmaya çalışalım!Muhataplarımız hakaret etmeye başlamışsa bu hakaretleri yanıtsız bırakmayalım!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#9
Özgür bey teşekkür ederim. Yaş aralıkları istatistiki açıdan doğrudur.
Ama benim gibi ilk UKD'sini kırkında alan amatörler de yok değildir. Grafikte her iki durum için de "ALAN" mevcuttur.
Mesela 11 yaşında olup da "stratejik oyun" denilen şeyi başarabilecek kadar yetenekli çok çok az sayıda istatistiklerin dışında kalan çocuk da mevcuttur elbette. Ancak istatistik dışı sayılabilecek bu gibileri grafikte göstermeyi gerekli görmemeliyiz.

Yaş dilimlerinde kullanılan rakamlar mantıklı.
Yaş dilimlerinin ulaşabildiği ELO seviyeleri (ve dolayısıyla oyun anlayışları) rakamlarla sabit ve mantıklı.

Benim asıl takıldığım soru şurada;
Piramidin sağ tarafındaki yaş aralıklarında "bu yaşta ne yapıyorlar?" istatistiği hatalı olabilir mi? Amerika'da birileri bu dilimlemeyi birçok farklı spor dalı için üretmişler. Satranç için olanı dikkat çekiciydi. Hatta 1980'li yıllarda BilimTeknik dergisindeki bir araştırmada ülkelere göre spor yatırımlarını ve sporcu sayılarını benzer piramitlerle ifade etmişler.

(30-07-2015, 12:34)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Piramid deyimini kullanmanın esas amacı Satranç sporcularını gruplara ayırmak değildir.Çeşitli düzeydeki sporcuların sorunlarını anlamak ve çözüm yollarını aramaktır.

Ateş bey, öğütleriniz için teşekkür ederim. Yazıyı muhtemelen uzun bulup okumadınız ve uzunluğundan şikayet ettiniz. Dikkatli okursanız tam da yukarıda yazdığınız şeye odaklanmış olarak "benim düşüncelerim" kısmının da olduğunu fark edeceksiniz.

Eskiden beri ifade ettiğiniz "piramidin ortası" deyimlerinizin kastını şimdi anladım.
Bence siz sadece "piramidin ortası"nın dertleriyle meşgulsünüz.
Oysa bu çok yanlış bir şey.

Satranç gelişsin istiyorsanız piramidin her yeriyle ayrı ayrı ilgilenmek zorundasınız.
Türkiye'deki piramidin her yerinin dertleri var.
Dünyada hangi seviye ne durumdadır, hangi dilimin büyüklüğü nedir? Sorunları nelerdir? Bunlar bizi ilgilendirmez ama adamlar sorunlarını çözmenin yollarını bulmuşlarsa bizi ilgilendirmek zorundadır. Satrancın dünya ülkelerinde hangi seviyesinde kimin derdi nedir? Nasıl çözmüş? Bilmek lazım.

Geçenlerde bir yazı okudum; birisi bir IM'ye neden tüm GM'ler 2700 olamıyor? diye soruyor. Bakınız GM'ler piramidin zirvesinde ve bizden çok sorunları varmış meğer!. Yazıda ilgili IM unvan almanın zor olduğunu ama asıl zorluğun ondan sonra başladığını o kadar güzel anlatıyor ki neredeyse çıkarıp cebinizdeki tüm parayı adama veresiniz geliyor. (Yazı Burada)

Sorunu (varsa) teşhis etmek için önce tarif etmemiz lazım.
Bazı insanlar şekillerle öğrenir ya da şekillerle daha iyi algılar.
Piramidi çok boyutlu olarak çizime dökmüş olmamı benim sorunları algılayabilmem için çıkış noktam olarak kabul edin. Çizim sizin için anlam ifade etmeyebilir. Saygıyla karşılarım.

Selamlar.
Cevapla
#10
(14-07-2015, 00:45)abdulkadirbener Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Okuyan herkese selamlar sevgiler hürmetler.
Bu başlıkta yazacaklarım için yukarıdaki başlığı seçmemin sebebi forumda uzun süredir tartışılan bir konuya somut bir yaklaşım getirilmesi umudumdur. Ben ilk kazmayı vurayım da, belki dağları deler geçeriz, belki kazmamız kırılır döner arkamızı gideriz kim bilir.

Önce "chess skill and age" yazıp googling yaparak başladım. Yaklaşık bir aydır vakit buldukça elde ettiğim makaleleri, yazıları, tartışmaları ve bilimsel çalışmaları derleyip okumaya gayret ettim. Arama kelimelerini değiştire değiştire çok alakasız yerlerde yaş ve satranç becerisi konusunda çok acayip yazılar ve araştırmalar olduğunu fark ettim. "chess education" ya da "chess success" gibi aramalarla eğitim boyutunu da görmem gerekti. Mesela Ruslar neden bu kadar çok GM çıkarabiliyor? Bunun için bir stratejileri mi var yoksa tamamen geleneksel bir olgu nedeniyle doğal bir sonuç mudur? Nüfusla alakası nedir? Alakası varsa 3.5 milyonluk Ermenistan'ın ya da 4.5 milyonluk Norveç'in durumu ne alakadır?

Amacım "satranç dünyasında piramit nedir? nasıl biçimlenir? bir ülke piramidi iyi yönlendirirse başarıyı yakalayabilir mi?" bu soruya kendi adıma yanıt bulabilmekti. Burada çok bahsediliyor da hiç kimse açıklamıyor nedir ne değildir diye kendimce anlamak için başladım bu işe. Çok anlamsız ve gereksiz yazılara rastladığım gibi doktora tezi kalitesinde çalışmalara da rastladığımı belirtmeliyim. Mesela Yaş ve Satranç Hamlesi Seçimi Konulu Bir Meta-Analiz Çalışması linkinden ulaşabileceğiniz çalışma çok dikkat çekici sonuçlar sunuyor.

"Satranç Piramidi Nedir?"
Kendi bulgularımı paylaşacağım acizane. Eleştirenler olacaktır elbette. Ama bu cesareti göstermeliyim diye düşünüyorum. Bence cevap karmaşık biraz. Bu soruya farklı bakış açılarından farklı farklı yaklaşımlar üretilmiş. Kimi oyuncuları sadece Elo bakımından gruplamış, kimi yaş+elo'ya göre sınıflandırmış; kimi yaşın ve elo'nun hiçbir önemi yoktur kazanılan oyun algısı seviyesine göre sınıflandırılır demiş, kimi işe cinsiyeti dahil etmiş, kimi ülkelere göre farklılık gösteren başka analizler yapmış (mesela satranç ve çin olgusu üzerine kafa yoranlar olmuş). Doğrudan piramit olarak ele alan neredeyse yok gibi. Ama sınıflandırmalar çeşit çeşit.

Ortak kabul edilen bir şey var; o da ünvanlara göre yapılan sınıflandırma. CM FM IM GM gibi ünvanlardan bahsediyorum. Ama bence bu tek başına yeterli bir sınıflandırma olmamalı. Başka şeyleri de dahil etmek gerekir. Tüm bakış açılarını bir araya getirip aşağıdaki piramit(ler) grafiğine ulaşabiliriz.

Tek bir piramit işimizi çözmüyor çünkü ortalamalardan yola çıkınca yetenek/yaş/oyun algısı/ünvan çok boyutlu verisini bir piramitte ifade etmek çok mümkün görünmüyor. O nedenle çok boyutlu bir piramit çizimi gerekli.

py.jpg

Bu piramitteki birkaç varsayımı hemen açıklamalıyım:
(1) Bu grafikteki yaş aralıkları ortalamaları ifade eder. Stratejik oyun algısı gelişmiş olup 11 ya da 12 yaşında olan çok az sayıda oyuncunun mevcut olduğunu biliyoruz esasen. Lütfen ortalama gözüyle bakınız. 14 Yaşında stratejik alana girebilmiş çok küçük bir azınlık çizilmiş olması bundan dolayıdır. Tamamen ortalama meselesi.

(2) Soldaki derecelendirmelerin doğruluğundan %100 emin değilim. Farklı kişiler farklı aralıklar tariflemiş. Fundamental+Taktik+Pozisyonel+Stratejik olarak gruplayan da var Fundamental+Taktik+Stratejik diye üç seviyeye ayıran da var. Hatta işi abartıp açılışı, oyun sonunu seviyelendirme için kullanmayı deneyenler bile var. Karışık konu vesselam. Ben tamamen genel kabule dayalı varsayımsal bir bölümlemeyi kabul edip temel+taktik+pozisyonel+stratejik olarak piramidi yatayda dörde bölen yaklaşımı doğru kabul ettim. Sıralama da gördüğünüz gibi. Hatalıysam tartışalım ki düzelteyim.

(3) Yatay bölümlemelerin Elo aralıkları da ortalama olarak kabul edilmelidir. "Ben 2100 Elo'yum stratejik oyunun ne olduğunu bilmiyor muyum yani?" diye kızanlar olacaktır. Lütfen bana kızmayın. 2200+ Elo'yu hak etmiş kişilerin strateji kurma konusunda daha da olgunlaştığı şeklinde anlayın bunu. Yani rakamlar arasındaki çizgi keskin değil aslında. Şunun gibi "1300 Elo'lu birinin taktik oyun gücü hiç mi yok?" var elbette. Bu sadece bir yaklaşık dilimleme verisi. +150 Elo ya da -150 Elo diye kabul edin siz.

(4) "Hangi yaş aralığında oyunun hangi safhasını yaşıyoruz?" sorusunun yine ortalamalardan yola çıkarak ifade etmeye çalışacağım. Bunlar piramit katmanları aslında. Hangi yaşta % kaçımız ne öğreniyoruz? 12 Yaşında olup da plan yaparak kazanmayı öğrenmiş çok küçük bir azınlık mevcuttur elbette. Oysa 12 yaşındakilerin %50'si hamleleri yeni öğrenmektedir (ya da o safhada kalmış ve ilerleyememiştir), %30'u henüz çalışmayı öğrenmektedir (ya da o safhada takılıp kalmışlardır), %15'i artık çalışmayı öğrenmiş ve öğrendiklerini artırmak için kendi kendine çalışmaktadır (ya da rekabet için çalışmaya başlayamayıp o safhada kalmışlardır) ve maalesef sadece %5'e yakın bir bölümü rekabet edebilmek için çalışmaya başlamıştır. Grafiğe bu gözle bakmanızı rica ederim.

(5) Masada üst üste konmuş ve piramit şeklinde kesilmiş kağıtlara bakıyorsunuz, en üstteki piramit 5-9 yaş aralığındaki satranç oyuncularının yetenek seviyesi ve oyun algısı bakımından yüzdelik dilimlerini gösteriyor. Bu şu anlama gelmiyor. En alt seviyede yer alan piramitteki kişi sayısı en üstte yer alandan fazladır! Böyle bir önerme yok. (Bence bunu dikkatlice tekrar okuyun). Her piramit kendi yaş grubunun yetenekleri bakımından yüzdelik dağılımını ifade etmekte. Yaş piramitleri o yaş grubundaki kişi sayısını göstermez. Yaş piramidini kesen yatay "oyun algısı" çizgileri o yaş grubundakilerin % ne kadarının hangi seviyede olduğunu gösterir sadece. Yukarıda giriş yaparken de yazdım, hem yaş, hem oyundaki ulaşılan algı seviyesi ve hem de oyuncunun satranç uygulama derecesini gösteren bir çok boyutlu piramit grafiği üretmek biraz zor bir iş.

(6) Farkındayım biraz karmaşık oldu. Tekrar okuduysanız ve gerçekten anlamaya çalıştıysanız teşekkürler.

Benim değerlendirmem:

En altta kalan ve temel kuralları öğrenmekte olan ya da o seviyede takılıp kalanlar tüm piramitlerin en büyük parçasını oluşturmakta. Bu gayet doğal bir durum aslında. Buna doğal seleksiyon gözüyle bakabiliriz. En üst seviye hakkında hiç bir değerlendirme yapmayacağım. Orası hak ettiği büyüklükte olmasa da hak ettiği yerde duruyor: En üstte.

Piramidin ortası kimdir?

Grafikte görülen ortadaki yatay iki dilimde hangi yaş aralığında hangi seviyede kimler varsa orta dilim onlardır. Peki bu orta seviyede bulunanların ne kadarı çocuk ve gençlerden oluşuyor ve ne kadarı daha ileri yaşlardaki insanlardan oluşmakta? Çocuklar mı yoksa orta yaştakiler mi daha fazla? Fide'den tüm ELO listesini indirip SQL üzerinde biraz analiz etmeye çalıştım. Dünya için bu seviyedekilerin çocuk değil daha ziyade gençler ve orta yaşlılar olduğu görülüyor. Sağolsun Fide doğum yılı bilgisini de paylaşıyor. Ama Türkiye UKD listesinin yaş bilgisi dahil olanını bulamadığım için bunu Türkiye açısından doğrulayamadım. Resmen talep etsem ne cevap gelirdi bilemiyorum. Belki ileri zamanlarda bunu da denerim.

Genel anlamda teorik sonuç şu bence:

Piramidin üstünü büyütmek istiyorsanız en altına ne kadar fazla yatırım yaparsanız o kadar kazançlı çıkarsınız. Çünkü burada ne kadar çok hasat yaparsanız o kadar çok hammaddeniz olur. Basit bir önerme. Sokaktaki herhangi biri bu önermeyi yapabilir. Basit ve doğru bir önerme.

Yeterli mi?

Kesinlikle hayır. Çünkü en alttaki yatayda yer alan bol bol hasat edilen hammaddeler sadece temel kuralları öğrenmiş kişilerden ibarettir. Oysa bize hammadde değil mamül lazım. Oynamayı bilen yüzbinler yetiştirmek övünülecek bir şey; ama asıl hedefimiz bu olmamalı; asıl hedefimiz uluslararası arenada bizi temsil edecek çok sayıda usta oyuncular yetiştirmek olmalı. Burada duramayız. Bizim oynamayı bilen insanlara değil satranç çalışmayı öğrenmiş insanlara ihtiyacımız var. O zaman yatırım stratejimiz şöyle olmalı:

A) Anaokulunda veya en geç İlkokul 1.sınıfta temel bilgileri vermiş olacaksınız. Yüzbinlerce çocuğa bunu vereceksiniz ki 2.seviyeyi biraz şişirmek için hammaddeniz bol olsun. Bunu elbette devlet eliyle yapmak zorundasınız, ya da çılgın bir multi-trilyoner bulacaksınız. (Görünen o ki tüm dünyada bu konuda en fazla girişim yapan ülkelerden biriyiz; bence bir sebeple* henüz başarılmış değil ama çok iyi girişim.) Bunu başardıysanız ve 2.seviye için şimdi yazacaklarımı yapmaya başlamadıysanız "Allah da sizin cezanızı versin" diye şikayet edenler haklı duruma geçerler.

B) Kuralları öğrettim deyip çocukları oyun bahçesine salar gibi çocuk turnuvalarına salmakla iş bitmiş sayılmaz. Ankara'da binlerce çocuğun oynadığı turnuva oluyor bazen. Seyredin inanamazsınız. Çocuk rakibine şah çekiyor, rakibi de ona şah çekiyor(??), sonra ilk çocuk gidip başka bir taşı alıyor(????)... Süper, kuralları bile öğrenememiş lisanslı ve turnuvada çarpışan minik umutlar. Bu iş böyle gitmemeli. Bu ikinci seviyede çocuklara satranç çalışmayı öğretmek zorundasınız. Kuralları adam gibi öğretmelisiniz, ama bu yetmez; taktik ne demektir en basitinden bunları kendi kendine çalışacak kadar öğrenmiş bir nesil piramidin 3.seviyesi için bol bol hasat anlamına gelir. Ama sizin elinizdeki ekip sadece temel kuralları biliyor ve sadece bunları öğretebiliyorsa bu çocuklar "taktik oynamayı nereden bilecek?", "kendileri çalışmayı nasıl öğrenecek?" Bir üst seviyeye nasıl çıkacak? Bu alana girmeyeceğim haddim olmaz. Ama gördüğüm kadarıyla piramidin en altını ikinci seviyeye taşıyacak öğretmen açığımız var. Çok ciddi bir açık hem de. Siz bir de 2.seviyedeki insanları 3.seviyeye taşımak için gereken eğitimi ya da teknolojiyi hayal edin? Çok uzaktayız. Biz henüz hammadde hasat tarlalarında piramidin dibinde boğulurken piramidin ortası kimin umurunda olabilir ki?

C) Diyelim ki bir şekilde bol hasat yaptınız ve yüzbinlerce minik kuralları öğrendi. Ardından çocuklara ve gençlere taktik seviyesinde eğitim veren ekipleriniz oldu diyelim (mümkün, kesinlikle bu olası bir durum), artık çocukların ciddi bir miktarı gerçekten satranç biliyor diyelim. Bu seviyede artık mamül üretimine başlıyorsunuz. Şimdi yine basit bir önerme yapacağım: Bu aşamada kendi kendine çalışmayı öğrenmiş olan çocuklar, gençler ve yaşlılar için bol bol "açık kategorili" turnuvalar yapmak zorundasınız. Bu yapılmadığı müddetçe piramidin daha üst seviyesine geçmek isteyecek kişilerin sayısı giderek azalacaktır. Bu seviyenin en büyük ihtiyacı bol bol turnuvadır. Zira artık buradaki her yaştan insan oynamayı biliyor, çalışmayı da biliyor ve mücadele etmek istiyor. Öğrenmek için malzeme bol, okunacak kitaplar, seyredilecek videolar veya antrenman yapmak için bol bol teknolojik şey var etrafta. Bu araçlarla çılgınlar gibi çalışan bu kalabalığın basit ve tek bir isteği olacaktır: Turnuva, gerçek turnuva, internetten oynanan beş dakikalık fındık fıstık değil, adam gibi rekabet!!!. Bu kategorideki yaş gruplarına uygun turnuvaları doğru zamanlamayla başlatmazsanız hasat ettiğiniz hammaddeler soğuyup, çürüyüp işe yaramaz hale dönecektir. Basit bir önerme.

Bu değerlendirmede C maddesi için farklı ve uzun uzun tartışılacak fikirler de öne sürebilirim esasen; sadece turnuva da yeterli gelmeyecektir. Ama kimseyi uzun cümlelerle sıkmak istemem. Okuduklarımdan gördüğüm kadarıyla ödül sistemi, okulların, derneklerin ve kulüplerin durumu bu seviye için önem kazanacaktır. Orta seviyenin bu ikinci katmanı için yapılması gereken oldukça fazla stratejik yatırım var; çoğu da basit önlemlerden ibaret. Daha uzun bir değerlendirme yazacaktım ama okunmaz düşüncesiyle olabildiğince özet geçmeye çalıştım. İnsanlar deneyimlerini paylaşmışlar. Okumak yeterli. Duruma göre; okuyarak edindiğim bilgileri, proje fikirlerini daha da ayrıntılı paylaşmak isterim. Duruma göre Wink Ya da dileyen zaten kendisi de ulaşır bu fikirlere. Hepsi oralarda okunmayı bekliyor esasen.

Ben şimdi piramidin altı ve ortası konusunda bilir kişilerimizin (veya fikir ileri sürmek isteyen her bir kıymetli dostun) fikirlerini merakla bekliyorum.

En derin sevgi ve saygılarımla.

[color=#0000CD]Gerçekten de güzel bir çalışma olmuş.
Tamamını sizin hazırladığınızı düşünüyorum.
Elinize ve emeklerinize sağlık.

Bir defa okudum. Ancak şu ana kadar bir yorumda bulunamadım, kusura bakmayın.
Odaklandığım konuları son günlerde biliyorsunuz.
TSF ile ilgili başka hazırlık çalışmalarım da var.
Çalışıyorum, başkaları gibi oturduğum yerden ahkam kesmiyorum.

Aydınlatıcı çalışmanız için tekrar teşekkür ederim.

Selam ve saygılarımla.
[/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#11
Abdülkadir bey,Uzun yazılardan benim de şikayetçi olduğum doğrudur.Uzun yazıları ben de sonuna kadar okuyamıyorum.Ama uzun yazma konusunda henüz siz Birinci olamadınız.Bu bakımdan anlaşılır şekilde yazılmış yazıları uzun bile olsa benim okuma ihtimalim yüksektir."Piramidin ortasının dertleri ile meşgulsünüz"eleştirisine gelince bu ifadeniz esas itibariyla doğrudur."Piramidin heryeri ile ilgilenmek gerekir"dediniz.Federasyonda bir görevim olsaydı Piramidin heryeri ile ilgilenirdim.Şimdi ise söylemek istediğim şudur: 1991 den beri devam eden Özerk ve Bağımsız Federasyon yönetimleri, Piramidin ortasını ihmal ettiler.Federasyon yönetimleri bütün dikkatlerini Piramidin tepesine yöneltti.Çünkü erken başarı ancak Piramidin tepesinden gelebilirdi.Gelecek için yapılan yatırımlar yetersiz kaldı.Federasyon yönetimleri bir türlü "Havuz"kavramı içinden çıkamadılar.Bu cümleleri hergün aynı şekilde tekrarlıyorum.Bununla birlikte Piramidin üst kısmında diğer deyişle Havuz kavramının içinde bulunan sporcuların da kendilerine özgü sorunları olması muhtemeldir.Bu sorunların çözümleri de aranmalıdır.Yaptığım eleştirilerden "Havuz için sağlanmış ve sağlanmakta olan imkanlar azaltılmalıdır"anlamı çıkarılmamalıdır.Havuz için ne yapılıyorsa(belli sporcuların çok sayıda yarışmaya katılması gibi)aynı şekilde ve hatta mümkünse daha da iyileştirilerek devam edebilir.Peki o zaman benim söylemek istediğim nedir?Piramidin ortasına da biraz ilgi gösterelim!Piramidin ortasındaki çimenlere de biraz su dökelim!Piramidin ortasını canlandırmak için yapılmasını istediğim işler çoğunlukla para gerektiren hareketler de değildir.Örneğin tatil günlerine tur koyarak amatörlerin katılımını kolaylaştırmak para gerektirmiyor.Ben bunları söyledikçe siz tersini yapıyorsanız -siz amatörlerin katılımına önem vermiyorsunuz- anlamına gelir.Oysa başka ülkelerde "Teşvik"kavramına çok önem veriliyor!!Birkaç gün önce Avusturya'da katıldığım bir turnuvadan döndüm.Genel sıralamada 11 nci olan oğlum Elo 1800 altı ödülü kapsamında kupa ve hediye sepeti aldı.Ben size "11 nci olana kupa verin" demiyorum!Ben size kürsüye çıktığınızda "3 ncü ile aynı puanı alanın adını açıklayın"diyorum.İnsanları sözle onurlandırmak kolaydır!Oysa siz 3 ncü ile aynı puanı alan oyuncuyu çekilen fotoğrafta yer alması için çağırmayı bile düşünmüyorsunuz!Bir yüksek mahkeme olsaydı ve ben de bunları orada anlatabilseydim...
Ateş Ülker
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi