13-01-2010, 18:55
Satranç ailesine merhaba.
Bir süredir forum ortamında bazı isimler ve olaylar telaffuz edilerek, sanki benim, bazı sporcuların milli sporcu belgesi almamaları için özel bir çaba içerisinde olduğum izlenimi yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu sporcuların belgelerini alması ve burs alması benim kişisel tercihim olsaydı seve seve hep sinede bunu verirdim. Ama eminim ki bundan bu sporcularda çok mutlu olmayacaklardı. Benim kişisel kanaatim bu bursu alacak sporcularında bunu gerçekten hakkettiklerinin kendi içlerine de sinecek bir durumda olmaları gerekir.
Milli sporcu belgeleri federasyon talimatlarına göre verilir.
Bunun dışında başkaca bir yol ile verilmesi olanaklı değildir. Durumu sağlayan talimat TSF mevzuat bölümünde bulunmaktadır.
Bu ülkenin kaynaklarından ayrılan bir paranın üniversitede okuyan milli sporculara verilmesi ve bunun belirlenmesinde gençlik spor ve özerk federasyonlara yetki verilmesinin bu spor dalında başarı çıtasını daha yukarı taşımasında bir araç olarak düşünüldüğünü sanıyorum. Böyle bir durumun suiistimal edilecek şekilde kullanılmasının da doğru olmadığını düşünüyorum.
Yine benimde yönetimde olduğum dönemle ilgili bahsedilen alınan kararla ilgili olarakta tek söyleyebileceğim inanmadığım hiçbir kararın altına imza atmadım. Sahte millilik belgeleri ile ilgili genel sekreterlikten aldığım bilgi aynen şöyledir;
‘’2009 Temmuz ayında Teftiş Kurulu’ndan 2 müfettişin, federasyonumuz tarafından verilen Milli Sporcu Belgelerini incelemesi sonucunda 2 belgeyle ilgili problem olduğu resmi yazıyla tarafımıza bildirildi.
Bir sporcunun mili sporcu belgesindeki sıkıntı; katıldığı şampiyonalar kısmına Dünya Yaş Grupları ve Avrupa Yaş Grupları Şampiyonası dışında, özel turnuva olan Aeroflot turnuvasının yazılması olarak gösterildi. Belge üzerinde sadece Dünya Yaş Grupları veya Avrupa Yaş Grupları Şampiyona yazılsa belgede hiçbir sıkıntı yok.
Bir başka sporcu ise İspanya’da özel bir turnuvaya katılmış ve prosedür kapsamında olduğu düşünülerek 3 yıl önce sehven milli sporcu belgesi verilmiştir. Teftiş Kurulundan federasyonumuza gelen yazıya göre; söz konusu sporcunun milli sporcu belgesi, Yönetim Kurulu kararıyla iptal edilmiş olup, kendisine ve okuluna tebliğ edilmiştir.’’
Beklide bu forum ortamında tartışılması gereken kimler milli sporcu belgesi ve bursu alabilmelidir olmalıydı diye düşünüyorum. Gerçekten milli olma koşulları başarı açısından neresi olmalıdır. Benzer bir kuvvet derecesinde yüzlerce sporcu varken kim milli olmalı. Bunların tartışılmasının daha yararlı olacağını düşünüyorum.
Son olarak Çallıspor kulübünde yöneticiliğe getirilmem ile ilgili olarak; Evet kulübün teklifi ile bu görev önerildi bende severek kabul ettim. Bu kulüp Çallıoğlu gibi bir şirket desteği ile bugüne kadar satranca önemli hizmetler yaptı ve yapmayada devam edecektir. Çallıspor kulübünü başarıyla bugüne kadar getiren Sayın İlyas Ümit’ e de çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Mustafa İmamoğlu
Not: Klavyenin ardında sanal ortamlarda tartışmayı sevmiyorum. Bu konuyla ilgili ilk ve son yazımdır.
Bir süredir forum ortamında bazı isimler ve olaylar telaffuz edilerek, sanki benim, bazı sporcuların milli sporcu belgesi almamaları için özel bir çaba içerisinde olduğum izlenimi yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu sporcuların belgelerini alması ve burs alması benim kişisel tercihim olsaydı seve seve hep sinede bunu verirdim. Ama eminim ki bundan bu sporcularda çok mutlu olmayacaklardı. Benim kişisel kanaatim bu bursu alacak sporcularında bunu gerçekten hakkettiklerinin kendi içlerine de sinecek bir durumda olmaları gerekir.
Milli sporcu belgeleri federasyon talimatlarına göre verilir.
Bunun dışında başkaca bir yol ile verilmesi olanaklı değildir. Durumu sağlayan talimat TSF mevzuat bölümünde bulunmaktadır.
Bu ülkenin kaynaklarından ayrılan bir paranın üniversitede okuyan milli sporculara verilmesi ve bunun belirlenmesinde gençlik spor ve özerk federasyonlara yetki verilmesinin bu spor dalında başarı çıtasını daha yukarı taşımasında bir araç olarak düşünüldüğünü sanıyorum. Böyle bir durumun suiistimal edilecek şekilde kullanılmasının da doğru olmadığını düşünüyorum.
Yine benimde yönetimde olduğum dönemle ilgili bahsedilen alınan kararla ilgili olarakta tek söyleyebileceğim inanmadığım hiçbir kararın altına imza atmadım. Sahte millilik belgeleri ile ilgili genel sekreterlikten aldığım bilgi aynen şöyledir;
‘’2009 Temmuz ayında Teftiş Kurulu’ndan 2 müfettişin, federasyonumuz tarafından verilen Milli Sporcu Belgelerini incelemesi sonucunda 2 belgeyle ilgili problem olduğu resmi yazıyla tarafımıza bildirildi.
Bir sporcunun mili sporcu belgesindeki sıkıntı; katıldığı şampiyonalar kısmına Dünya Yaş Grupları ve Avrupa Yaş Grupları Şampiyonası dışında, özel turnuva olan Aeroflot turnuvasının yazılması olarak gösterildi. Belge üzerinde sadece Dünya Yaş Grupları veya Avrupa Yaş Grupları Şampiyona yazılsa belgede hiçbir sıkıntı yok.
Bir başka sporcu ise İspanya’da özel bir turnuvaya katılmış ve prosedür kapsamında olduğu düşünülerek 3 yıl önce sehven milli sporcu belgesi verilmiştir. Teftiş Kurulundan federasyonumuza gelen yazıya göre; söz konusu sporcunun milli sporcu belgesi, Yönetim Kurulu kararıyla iptal edilmiş olup, kendisine ve okuluna tebliğ edilmiştir.’’
Beklide bu forum ortamında tartışılması gereken kimler milli sporcu belgesi ve bursu alabilmelidir olmalıydı diye düşünüyorum. Gerçekten milli olma koşulları başarı açısından neresi olmalıdır. Benzer bir kuvvet derecesinde yüzlerce sporcu varken kim milli olmalı. Bunların tartışılmasının daha yararlı olacağını düşünüyorum.
Son olarak Çallıspor kulübünde yöneticiliğe getirilmem ile ilgili olarak; Evet kulübün teklifi ile bu görev önerildi bende severek kabul ettim. Bu kulüp Çallıoğlu gibi bir şirket desteği ile bugüne kadar satranca önemli hizmetler yaptı ve yapmayada devam edecektir. Çallıspor kulübünü başarıyla bugüne kadar getiren Sayın İlyas Ümit’ e de çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Mustafa İmamoğlu
Not: Klavyenin ardında sanal ortamlarda tartışmayı sevmiyorum. Bu konuyla ilgili ilk ve son yazımdır.