14-11-2010, 21:59
Başkan Vekili Tahsin AKTAR'la Söyleşi Hakkında
|
17-11-2010, 13:24
"Bir Mahsuni demiş idim kendime
Olmaz olsun atamadım ben beni" der bir türküsünde ozanımız... Özlem hanımın bu iletisi, daha önce benim açtığım ve şu an "Forum Hakkında" bölümünde "korumaya alınan" bunun içinde "gözönünden" uzaklaştırılan "Başkan Vekili Tahsin AKTAR'la Söyleşi" başlığı altına gönderilmişti. Kuşkusuz Özlem hanım da bu tartışmayı kilitlenen başlık altında sürdürmek isterdi. Ama hiç olmazsa tırnakiçinde bunu tartışalım istemişti. Daha sonra "tırnaklarımız da sökülünce", Özlem hanımın iletisi ordan oraya gezdi durdu. Bu yüzden Mahsuni'nin türküsü geldi usuma. Evet Özlem hanım, "nerede kalmıştık?" "Önce şu 5 yıldızlı otel işini bir kez daha yanıtlayayım." demiş Sayın AKTAR. Bizler turnuvaların beş yıldızlı otellerde yapılmasına karşı çıkmadık. Tamam, bunun yerine ülkesel turnuvaların yapılabileceği ve TSF'nin kendine ait mekanların üretilebileceğini söylediğimiz oldu. Ancak asıl karşı çıktığımız; -TSF sporculara ve sporcu velilerine, beş yıldızlı otellerden üçe aldığı otel odalarını beşe satmasıydı. - Beşe satarken aynı anda yan tarafta kalan ecnebilerin üçe konaklıyor oluşuydu. - Ecnebiler üçe konaklarken, beşe kalan bizlerden daha farklı mutfaklara sahip olmasıydı. - TSF sporcu ve veliler üzerinden ticaret yapmasın dedik. - TSF ticaret yaparsa da vergi mükellefi olsun dedik. - Ticaretin doğasındaki HIRS, spora ve satranç sporunun temsilcisi olan TSF bünyesine bulaşmasın dedik. - Çünkü kapital hırsının nasıl bir hırs olduğunu da şöyle tarif ettik: "Güvenli bir yüzde 10 kâr ile her yerde çalışmaya razı olur; yüzde 20 istahını kabartır; yüzde 50 küstahlaştırır; yüzde 100 bütün insanal yasaları ayaklar altına alır" TSF böyle bir ticari hırs alanından uzak durmalıdır dedik. Bu alana adım atarsa da maliyeye kaydolarak mükellef tayin etmelidir dedik. Böylesine bir hırsı barındıran ticari faaliyetler spora bulaşmalı mı sizce?... Haaa, kaynak yaratmak!... Sponsorluk yasasını açın okuyun dedik. Milattan önce birinci yüzyıldan bu yana neden toplumların yaşamında sporun sponsorlarla yürütülmesine gerek duyulmuştur, anlayın dedik. Sporcular o spora ait federasyonun gelir kapısı olmasın dedik. Ülkeyi yöneten sermayenin ya da ekonomik güçlerin, sporcuları desteklemesi; finanse etmesi gerekiyor. Çünkü spor, sokakları temizlemenin bir yolu, geleceği emanet edeceğimiz gençlerimizin ruhsal ve bedensel sağlıkları için zorunluydu. Gelinen noktada satranç seçmeli ders olduğundan beri, satrancı seçmeli ders olarak seçen, 2.250.000 öğrenciden yalnızca 160 bin çocuk lisanslı ise, bunlardan da çok azı etkin satranç içerisinde yer alıyorsa, bunun nedeni nedir? Örneğin Antalya'da 7.000 lisans var, ama en kalabalık 23 Nisan turnuvası, 600 çocuğu geçemedi daha. 23 Nisan dışındaki turnuva katılım durumları çok daha düşük; 100-150 kişi civarındadır... 23 Nisanların ardında kalan 6.500 çocuk nerededir acaba? Nedendir acaba? Nasıldır acaba? Niçindir acaba?... Sayın AKTAR "kaynak yaratmak" diyor. Siz hangi kaynağı yarattınız ve nerede harcadınız sayın AKTAR? Siz, sizi destekleyen(!) Fide delegelerinin otel, yemek, hediye ve benzeri(benzersiz aslında) masraflarını öderken, 2.250.000 öğrenci için ne yaptınız?... Ne demişti Sayın AKTAR:"Önce şu 5 yıldızlı otel işini bir kez daha yanıtlayayım." Lütfen, bir kez daha yanıtlayın da, yanıltmayın!...
25-11-2010, 15:11
TSF herhangi bir şekilde turistik organizasyon düzenleyen bir firma değildir.
TSF herhangi bir şekilde turistik organizasyon düzenlemez! Yurt içinde düzenlediği ulusal ve uluslararası organizasyonlarda ticarete dökülebilecek yeterlikte deneyim kazanan federasyonumuz. Yurt dışında Ülkemizi temsil etme heyecanı ve gururunu belki de ilk kez yaşayacak sporcu ve ailelerin sevincini içlerinde bırakmak için de çeşitli yurt dışı turnuvalar öncesi son derece insani, akıl süzgecinden geçirerek !! yönergeler yayınlamıştır. Benzerleri her yurt dışı turnuvadan önce resmi siteden yayınlanan katılım yönergelerinden birini yazının altına linkiyle birlikte ekliyorum : Ayrıntılarda çok etik maddeler var. Üzerinde bolca düşünmek gereken yerleri koyu olarak işaretledim. Antrenör ve velilere getirilen kısıtlamaların gerçek amacını, velinin izniyle başvurulmuş olduğu halde, refakat edecek velilerin akraba olup olmadıkları gibi ancak cin fikirlilerin aklına gelebilecek (dilime ilk gelen biraz argo söz yerine geçecek başka kibar bir sözcük bulamadım affedin kimin aklına gelir akrabalık bağı araştırmak.) daha çok korkutarak caydırma tekniklerini sezmek ve bir tek kendilerini akıllı zannedenlere öyle olmadığını madde madde anlatmak kısmı şimdilik kalsın. Şimdilik bir maddesini açalım : Güvenlik gerekçesi : Güvenlik nedenleriyle, !!! kafile dışında kendi olanaklarıyla, yani federasyonunun listesinde olmadan şampiyona yerine gidecek olan antrenör veya veliler, sporcularla hiç bir şekilde görüştürülmeyecektir. Neden federasyonla gidince sakıncasız olan aynı veli kendi imkanları ile gidince kafileye zarar mı vermek ister? Diyelim ki bir çok kez denk geldiği gibi yurtdışında yine bir dini ya da ulusal bayram denk geldi. Hiç bir şekilde bayramlaşamayacak, hatta birlikte istiklal marşı söylemelerine bile izin verilmeyecek öyle mi? Türkiyede her zaman bir arada olan insanları arkadaşları, dostları gurbette tecrit edeceksiniz öyle mi? Hiç bir şekilde görüştürülmeyecek. Telefonları ve laptopları toplamalı, internet bağlantısını da kesmeliydiniz. Nasıl da düşünemediniz. Pardon asıl amaç görüşüp görüşememe meselesi değil korkutarak zorlamayla kafileye her biri yaklaşık 1000 yuro değerinde yeni müşteriler çekebilmekti. Hatırlayalım. Varna da olduğu gibi sizin talep ettiğinizin çok altına fiyatlarla ve kendi imkanlarıyla yurtdışı bir turnuvaya giden Lisanslı ve öz be öz Türk Sporcuları başkanlığına aday olduğunuz ECU adına yarışmak zorunda kalacaklar, oynamalarını engellemek için her şeyi yapacaksınız. kafile ile gidenlerden çok daha iyi sonuçlar alacaklar ama Türkiye Satranç Federasyonu sitesinde Türk çocuklarını görmemezlikten gelecek öyle mi? Bir parantez açalım. Elbette ECU başkanı bir Türk olsa çok mutlu oluruz. Ama; Varnada satranç oynamaya gelen Türkleri koruyan ve kucaklayanları, bence son seçim sonrası kısa açıklamasında harika bir mesaj veren ECU başkanını saygıyla anmak gerekir. Ben ECU başkanının mesajını, kendi köşesinde alıntılayan kişiden çok farklı anladım. Türk satranç tarihine de not düşülmesi gereken, bindiğimiz alameti ve sonrasını düşündüren nefis bir mesaj vermişti. Türkiye Yaş Gruplar Şampiyonalarında da başka otellerde kalarak şampiyonaya katılmak isteyenlere yıllarca para kazanma aracı olarak dayatılan madde. Güvenlik Gerekçesi. Sonra hiç bir şey önermediği !! için sevilmeyen muhalefetin çabalarıyla başka otellerde konaklama imkanına kavuşuldu. Kâr amacı nedeniyle gayri-etik bu amaca hizmet ettiği açıkça belli olduğu içinde insan haklarına bile aykırı bu dayatma cöpe atıldı. Bu hakkı kullananlara ceza olarak yönetimin de kendisine yakıştırarak reva gördüğü uygulamalar yaşandı. Bu konuda 5 yıldızlı otel rezaleti başlıklarına yazan, hukuk mücadelesi başlatan Başta İzmirli ve Antalyalı saygıdeğer insanların çabalarıyla bu rezalat de son buldu. Katılımla ilgili federasyonun keyfi ve insafsız tarifelerine, karşı ekonomik kazanımlar elde edildi. Artık ulusal gazeteleri aşıp uluslararası yankıları olan ayıplara karşı onların onurlu mücadeleleri bize de bir nebze olsun teselli ve gurur verdi. Yönergenin çeşitli hükümler başlığını taşıyan bölümünde ilk maddeye bakalım bir de. Ne deniyor velilere : TSF herhangi bir şekilde turistik organizasyon düzenleyen bir firma değildir. Gürcistan gibi ucuz bir ülkeye normal vatandaş olarak çok ucuza gidebilecek insanları illa fedarasyona fahiş para vererek götürmek firma gibi çalışmak değil öyle mi? Kendi çabalarıyla katılacak olanların da milli sporcu olduklarını ısrarla belirtmek ve herkese zorla antrenörlük ücreti yüklemek ticaret değildir yani. ( Bu belgeyi isteyenlere de vermemek ayrı bir yazı konudur. Bu konuda Milli Sporcu Belgesi Ne İşe Yarar başlığına bakabilirsiniz ) Ne deniyor velilere : TSF herhangi bir şekilde turistik organizasyon düzenleyen bir firma değildir. Biz ne firmayız, şirketiz ne de turistik işlerle uğraşıyoruz deniyor. Herhangi bir şekilde diye vurgu da yapılarak. Basına ne demeç vermiş şirket yönetim kurulu başkanı gururla : Ali Nihat Yazıcı, ürünleri ucuza mal edebilmek için federasyona ait bir şirket kurduklarını söyledi. Bin hissesi bulunan şirketin 996'sının federasyona, diğer 4'ünün ise 4 federasyon yetkilisine ait olduğunu ifade eden Yazıcı, ''Prosedüre göre 5 hissedar olması gerekiyor. Milli Takımlar Menajeri Özgür Solakoğlu, Merkez Hakem Kurulu Başkanı Selçuk Büyükvural ile antrenörler Hasan Kılıçaslan ve Hakan Erdoğan'ın hissedar olduğu bu şirketten hiç kimse hiçbir şekilde gelir elde etmiyor. Herkes amatör olarak girdi. Dışarıya malzeme de satılacak,organizasyon da yapılacak. Deneyimlerimizi ticarete dökmeye çalışıyoruz'' diye konuştu Fahri , gönüllü işlerine ek olarak bazı arkadaşların üzerine bir de amatör işler eklendi desenize. Fahri ve gönüllü çalışmalarıyla illallah dedirtenleri var aralarında. Bu federasyonda birileri fena halde ek iş yapmaya, fahri amatör işlere gönüllü olmaya meraklı. Neyse Federasyonun Kurduğu şirketin tam adı neymiş : Türkiye Satranç Federasyonu (TSF), Satranç Spor Organizasyon Turizm Basın Yayın Danışmanlık Anonim Şirketi TSF Herhangi bir şekilde, herhangi bir şekilde, turistik organizasyon, turistik organizasyon, düzenleyen firma, düzenleyen firma, değildir, değildir, değildir, değildir.... FIDE ve ECU seçimlerinde organizasyon ve turizm şirketinin deneyimlerinin ulaştığı seviyenin !! gazetelere yansımaları da şirketin referanslarıdır Kurban bayramı tebriğini bile uyanık tüccarlar gibi ticari faaliyetine malzeme yapan şirketin ilanı sadece bir ilde, ortaklardan birine ait !! izmir tsf den de gururla yayınlanmıştır. Şu sözler tam bir dikkatsizlik örneğidir. İlk kez size federasyon başkanı unvanı dışında bir unvan ile sesleniyorum." Saklanamayan bir sevinç var sanki. Sadece TSF başkanlığını FIDE ECU başkanlıklarından daha onurlu bir görev addeden Başkan. Bir şirketin yönetiminin başında olmayı adeta TSF başkanı olmaktan daha önemli bir görevin müjdesi ve sevinciyle yazmaktadır. Hangisi asıl hangisi ek işi olacaktır. Satranç takımlarım var, turnuva saatlerim var... Kataloğa bak seç beğen al, puan kazan. Hizmetinizdeyiz, siparişlerinizi bekler hayırlı işler dileriz türü yazı neden bizzat başkan tarafından kaleme alınır? Bu işin reklamcısı, pazarlamacısı yok mu? Şirket yönetim kurulu başkanına ve şirket ortaklarına, Sayın delegeler inşallah son kez federasyon başkanı olarak hitap etmesi dileklerini sunarak. Turizm, organizasyon ve ticaret hayatlarında başarılar temenisiyle törenle üstün hizmet ve onur belgeleriyle boyunlarına madalyalarını takmalılar ve alkışlarla uğurlamalılar. Yazık... Ülkenin satrancı dünyaya böyle mi haber olacaktı. Bu bir karşı çıkış. Ahlaksızlığa, çaresizliğe, zavallığa mahkum olmamanın karşı çıkışı. Asla da bitmeyecek. Ekler : 03 Ağustos 2010 : Kaynak TSF Gürcistanın Batum kentinde düzenlenecek Avrupa Yaş gurupları Şampiyonası Katılım Yönergesi I. Çeşitli Hükümler: Federasyonumuz, hem kendi olanaklarıyla, hem de dereceye girerek şampiyonaya katılan sporcuların tümünün ülkemiz adına yarıştığına dikkat çekmektedir. TSF herhangi bir şekilde turistik organizasyon düzenleyen bir firma değildir. Kafileye katılacak olan tüm sporcu, veli ve antrenörlerin bunu göz önüne alması yararlı olacaktır. Kamp Kuralları, Şampiyona süresince geçerli olacaktır. Federasyonunun amacı, katılan her sporcunun antrenör olanağından yararlanmasını sağlamaktır. O nedenle, antrenörsüz sporcu kabul edilemeyecek ya da Federasyon tarafından antrenör sağlanacaktır. Bunun da maliyeti olmakta, katılacak sporcu ve ailelerin bunu göz önüne alması gerekmektedir. Federasyonumuz, deneyimlerini de göz önüne alarak, velilerin yarışmaya katılmamasını önermektedir. Şampiyonaya gidecek kafilemizde, spor uzmanı, antrenör, kafile başkanı ve psikolog olarak tüm ekibimiz çocuklarımızın başında bulunmanın sorumluluğunu taşıyacak insanlar olarak seçilmektedir. Güvenlik nedenleriyle, !!! kafile dışında kendi olanaklarıyla, yani federasyonunun listesinde olmadan şampiyona yerine gidecek olan antrenör veya veliler, sporcularla hiç bir şekilde görüştürülmeyecektir. Özel Antrenörler: Kafilemizde yer alacak özel antrenörlerin, Federasyonumuzun en az 2.kademe antrenörlük belgesine sahip ve lisanslarını 2010 yılı için vize ettirmiş antrenörler olmasına dikkat edilecektir. Antrenörlerin uluslararası unvanları ya da deneyimleri ne olursa olsun bu koşula dikkat edilecektir. Federasyonumuzun antrenörlük belgesine sahip olmayan ya da vize ettirmemiş antrenörlerin kafile içinde yer almaları herhangi bir şekilde mümkün değildir. Sporculara refakat edecek velilerin akraba olup olmadıkları konusunda gerekirse Federasyon tarafından belge istenebilir. a) Kendi olanaklarıyla katılmak isteyen sporcu, veli ve antrenörler: Statü Otobüs ücreti, konaklama (3 öğün yemek), katılım ücreti, antrenör ücreti, sigorta, çıkış harcı, transfer ücreti vb. toplam ödenmesi gereken para Tek kişilik odada tek kişi Çift kişilik odada tek kişi Üç Kişilik odada tek kişi Milli Takım Havuz Dışı Sporcu (Özel Antrenör Getirenler) 950 770 680 Milli Takım Havuz Dışı Sporcu (Özel Antrenör Talep Edenler) 1150 970 880 Milli Takım Havuzu Sporcu (Özel Antrenör Getirenler) 900 720 630 Milli Takım Havuzu Sporcu (Özel Antrenör Talep Edenler) 1000 820 730 Veli&Antrenör 950 770 680 http://tsf.org.tr/component/content/arti...si-batumda http://tsf.org.tr/images/stories/2010-20...ergesi.doc http://izmir.tsf.org.tr/2010/11/satranc-a-s-urunleri/ |
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|
Konuyu Okuyanlar: 3 Ziyaretçi