25-07-2015, 12:55
Yazımın tam tersini anlamışsınız.
Arkanıza yaslanın, film başlıyor!
|
25-07-2015, 12:55
Yazımın tam tersini anlamışsınız.
26-07-2015, 08:23
Her konuya defalarca yorum yazanlar, bu konuyu (konu başlığını değil, daha önceki konu başlıklarında da tecrübe ettiğimiz üzere şike karşısında somut adım atılmaması konusunu) gündemde tutmamak için pas geçerken siz bile "konuşup durmayalım" deyince ters anlamak olasıdır. Ne yapılıp edilip, şike yaptığını itiraf eden bir kişinin süper ligde oynamasına izin verilmemelidir.
26-07-2015, 11:20
(26-07-2015, 08:23)Attorney at Law Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Her konuya defalarca yorum yazanlar, bu konuyu (konu başlığını değil, daha önceki konu başlıklarında da tecrübe ettiğimiz üzere şike karşısında somut adım atılmaması konusunu) gündemde tutmamak için pas geçerken ... Konuyu ÖSF na getirmiş birisi olarak umarım şahsımı kast etmiyorsunuzdur. Bunu yazmamın sebebi, ALAKASIZ KONULARI bile şahsımla ilişkilendirme çabasında olan bazı malum üyelerdir. Bu konuda ilk günkü duruş noktasındayım. Ne yazık ki teyit almış bulunuyorum. M. BACHANA nın değil bir yıl, resmi ve hukuki olarak hiç bir turnuvada ülkemizde oynamasına taraftar değilim. Bu yaklaşımım hukuki değer taşımayabilir, farkındayım. Ama buna rağmen şu an bu fikri savunmak durumundayım. Çünkü; Sebbebini de çok ayrı bir gerekçe olarak o günlerde de yazmıştım. Kötü ve olumsuz emsal teşkil etmesidir. Eğitim çağındaki çocukların sporcuların olumsuz olarak etkilemesi ve daha önemlisi de tetiklemesidir. Sosyal, toplumsal ve çocuk kişilik gelişimi açılarından bakınca o yaştaki sporcuların (ne yazık ki erkeklerin ezici çoğunlukta olduğu bir oranda) bu tip davranışların benimsenme sebebi teşkil ettiğini yazmıştım. EMEK HIRSIZLIĞI AF EDİLEMEZ! ÜSTELİK İKİ DEFA AYNI KİŞİ TARAFINDAN YAPILDIYSA !! "OLAYIN ÜSTÜNDEN BİR YIL GEÇTİ" NE DEMEK? ORTADA İKİ AYRI OLAY VAR. Bir ceza değil iki ayrı inceleme gerekir. Yani iki ayrı ceza! Ayrı ayrı paketlenmiş... Konu aslında konferanslıktır. Toplumsal etkileşimine gitmeyeceğim. Yine malum kişler konunun saptırıldığını düşünerek azı dişlerine kadar kahkahayla gülen ifadeler göndereceklerdir. Bu onların ciddiyetsizliği ve eksikliği olarak kendi yazılarında istatistiksel olarak yerini koruyacaktır. Ama bu konunun ciddiyetle tartışılması ve bence etkili bir kamuoyu oluşturulması gerekecektir.
- MATRANÇ -
Aşkın bey
Tsf'nin ciddiyetsizliğini , açıklama yapmamasını üzerinize alınmayın, sizinle alakası yok. (Kendi yorumlarımdan bahsediyorum doğal olarak) Selamlar.
26-07-2015, 11:48
Aşkın Bey,
Şuan yakınımda bir köpek, camdaki kediye havlıyor. Ben de onun azı dişlerini görüyorum. Hatta salyalarını! Kedi camda istifini bozmadan duruyor. Köpek de muhtemelen ben bu mesajı yazmayı dahi bitirmeden havlayıp havlayıp gidecektir. Özetle azı dişlerini gördüklerinizden çekinmenize gerek yok. Kimi kastettiğinizi bilmiyorum ama kim olursa olsun, nasıl bu köpek azı dişlerine kadar havlayıp gidecekse, onlar da azı dişlerine kadar gülüp gidecektir. Konumuza dönersek, kimi kastedicem? Tabii ki forumdaki bazı konuların TSF'ye iletilmesini ve hatta çözümünü sağlayan kişi olarak sizi kastediyor ve sizden daha aktif bir rol bekliyorum. 10 yaşındaki çocuk bile, bazı kulüplerimiz sağolsun, şikenin ne kadar kötü olduğunu biliyor ve buraya gelip şike yapan ömür boyu spordan men edilsin yazabilir. Ancak, konunun odağındaki kişi olarak, itirafta bulunulan TSF Eğitim Kurulu Başkanı olarak sizden forumda görüş belirtmenin ötesinde daha somut ve daha aktif girişimler bekliyorum. Örneğin, yine bu kişi listeden çıkartılmazsa ve ben bu sefer suç duyurusunda bulununca hem sizin, hem de çevirmenlik yapan kişinin tanık olarak büyük katkısı olacaktır. Bunu zaten seve seve yapacağınızı biliyorum. Ancak, olay bu noktaya gelmeden de yapabileceğiniz somut katkılar olabilecektir diye düşünüyorum.
26-07-2015, 12:59
(26-07-2015, 11:48)Attorney at Law Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Aşkın Bey, "Bu benim işim değil" Böyle bir laf vardır. Ama ben başından beri bunu kabullenemem. Bu benim işim. TSF içinde ya da dışında... Bu benim işim... Satranç spor dalında bir kurulun sağlıklı işleyişi içinde... En öncelikli hedef ve görevi SATRANCI ÜLKE SINIRLARI İÇİNE YAYMAK olan bir kurumun fahri de olsa bir çalışanı olarak... Ancak, Fahri görev alanınızın sınırları yetki anlamında yeterli değildir. Benim görevim durumu tespit ederek ilgili iç kurul ya da sorumlu kişilere bildirmektir ki bu da şu an ki mevzuata göre dayanağı olmayan bir durumdur. [color=#0000CD]Ben bunu da aşarak bir durum tespiti yaptım. Sundum. Görüş bildirdim. Öneride bulundum. Üzerime düşeni fazlasıyla yaptım.[/color] Ama bugün yasal anlamda hedefe ulaşamadığını, gerekli kamuoyu oluşturamadığımı ibretle görüyorum. [color=#0000CD]Söylemde bulunarak aktarmadım sadece, yazarak da sordum.[/color] Ancak toplumumuzdan ne yazık ki ÖSF dışında bu konuyla ilgili olarak ne TSF'YE, ne ilgili kurullarına, ne bu oyuncuya, ne de bu oyuncuyu oynatmak için listesine alan kulübe bir bildiri, yazı, protesto da yok bildiğim kadarıyla. Bunu çok manidar bulurum. Burada öncelikli bir koz olarak kullanılma durumu da var tabi ki... Asıl sorun, bence liglerde yaşanacaktır. Umarım bu tahminimde yanılırım. Şu an liglere katılan kulüplerin bu konuda nasıl düşündüklerini bile bilmiyoruz değil mi? Bunu kullanıp kullanmayacaklarını bile bilmiyoruz değil mi? Ama ligler bitecek. Ve ne yazık ki tüm takımlar ya bu süreci bilmeden geçecek, ya da bazıları işine gelmediğinden susacaktır. Ben o zaman değerlendirmemi gerçekçi olarak yapabileceğim. Şu an benim söylem olarak yapabileceklerim ortadadır. Eylem olarak da üzerime düşeni yaptım. Yetkili kurulların hukukuna ve kararına her ne kadar bireysel olarak katılıp katılmasam da, camia olarak gerçek tepkiyi göremediğimi belirtmeliyim. Yetkili kurulların işine ve iç işleyişinene kadar karışabilirim? O kurulla ilgili YK üyesi, yada o konumda bir YK üyesi değilim. Görebildiğim iki somut adım var. Biri Troya ile ilgili. Bir daha bu turnuvaya kaydını yaptıramayacağını kendisine bildirmiş olmalarıdır. İkinci somut adım ise sportif satrancı ve sporun ta içinden gelen okul arkadaşım sevgili Enis BİLYAP'ın özgür iradesiyle aldığı karardır. Bu alanda söylemin dışında başka somut adımlar göremiyorum. Hukukçu kimliğim yok. [color=#9400D3] Yazılarınızdan hukuku iyi bildiğinizi ve ne zaman nasıl harekete geçilir, çok iyi bilip uyguladığınızı da düşünüyorum.[/color] Selamlar.
- MATRANÇ -
19-08-2015, 18:14
Biraz geç oldu ama.....
İlgilenenlerin dikkatine: http://www.tsf.org.tr/kurullar/disiplin-kurulu "Bachana Morchiashvili (Sporcu ) Başkanlık Makamının 19.08.2015 tarihli sevk yazısı ile 'İdari Tedbirli' olarak Disiplin Kurulu'na sevk edilmiştir."
Uğuray ÖZALP
Ulusal Hakem - ANKARA
19-08-2015, 19:48
Konu, gelişimiyle birlikte şu başlıkta mevcut Uğuray Bey:
http://forum.satranc.biz/showthread.php?...2#pid20622
20-08-2015, 00:06
"Şike konusu pas geçildi"dediniz.Benim bu sözden alınmama gerek yoktur.Ben belli konularda yeteri kadar yazdım.Bazan da yazmak istemiyorum.Çünkü moralim bozuluyor.Özellikle İlker Sarıtekin'in yazdıklarına çok şaşırdım."Şike yapanı kabul etmeyeceğiz,ama FİDE veya TSF nezdinde krize yol açar mıyız?"anlamında konuşuyor.Turnuva sizin düzenlediğiniz turnuvadır!İstediğiniz sporcuyu oynatabilir istediğinizi oynatmayabilirsiniz!İsterseniz beni bile şikeye bulaşmadığım halde kabul etmeyebilirsiniz.Gerekçe bildirmeniz gerekmez."Keşan'ın aleyhinde çok yazı yazdın ve çok konuştun.Seni oynatmayacağız"demeniz mümkündür.Yabancılara ceza vermekten neden bu kadar korkuyoruz?Bu sorunun yanıtını arayalım.Bir yerde kriz çıkacaksa esas bu sorudan çıkar!Bir sonraki yarışmaya kabul etmemek esasen ceza da sayılmaz.Atturney ilgili sporcunun Başkanlık makamı tarafından Ceza Kuruluna sevk edildiğini öğrendi.Ancak biraz gecikmiş olmadık mı?Kendisi başvurusunu İş Bankası ligi bittikten sonra mı yapmıştı?
Ateş Ülker
20-08-2015, 00:42
(20-08-2015, 00:06)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Atturney ilgili sporcunun Başkanlık makamı tarafından Ceza Kuruluna sevk edildiğini öğrendi.Ancak biraz gecikmiş olmadık mı?Kendisi başvurusunu İş Bankası ligi bittikten sonra mı yapmıştı?Merhaba Ateş Bey, 6 ağustosta kargo şirketini arayıp kurye çağırdım ancak, gelen kurye konşimento (benim evrakı ona teslim ettiğime dair belge) getirmemişti ve dolayısıyla ben de kuryeyi geri gönderip ıslak imzalı dilekçeyi posta yolu ile federasyona gönderdim. Bu arada bir de PTT'nin sisteminde arıza olmuş ve netice olarak ıslak imzalı dilekçe TSF'ye 17 ağustos günü öğleden sonra teslim edildi. 19 ağustosta ise bu kişi "idari tedbirli" olarak Disiplin Kurulu'na sevk edildi. Ben de bu dilekçenin zamanında ulaşmasını ve bu kişinin idari tedbirinin lig sırasında başlamasını isterdim ve ilgili görüşmelerde bunu ısrarla belirttim. Lig bitmeden telefon ve mail ile birkaç kez bana ulaşılarak postanın durumu soruldu. Ben şike konusunda hassas birisi olarak, hatta federasyon gereğini yapmasaydı işi farklı boyutlara taşıma kararlılığında birisi olarak, federasyonun geç de olsa (kendilerine resmi bir başvuru gelmediği için geç kalındığı anlaşılıyor) gerekli reaksiyonu verdiğine kanaat getirdim.
İnsaf!
Burada yazılanları an be an TSF okuyor, Gerçekten başka bir şey yazmama gerek yok. Selamlar.
20-08-2015, 09:42
Yakup Bey, neyi kastettiğinizi anlayamadım. Dilekçenin ellerine ulaşmasına gerek yoktu, forumdan dolayı haberleri vardı demek istiyorsanız zaten dilekçe ulaşmadan önce aynısını mail ile de gönderdim federasyona. Haberdar olma yönünden bir sorun yoktu yani. Önemli olan bu haberdar olmanın "niteliğiydi".
İlgili mevzuatlara göre e-mail eloktronik imzalı olmadıkça, yada herhangi bir dilekçe ıslak imzalı olmadıkça bir anlam ifade etmiyor. Resmi bir başvuru (ıslak imzalı dilekçe) olmadan TSF süreci başlatamadı. Dilekçe geldikten bir sonraki gün ise bu kişinin tedbirli olarak sevkini yaptı. Tabii ki bu işin idealinin daha olur olmaz hakem ve gözlemci raporlarıyla TSF'ye bildirilmesi ve soruşturma başlatılmasıydı ama 10 küsür senedir ülkemize gelip son tura çıkmayıp ödüllerin kime gideceğini belirleyen kişilere hiç birşey yapılmamıştı ve kimse ne yapabileceğini bilmiyordu. Bu bir örnek oldu. Herşeyin bir başlangıcı vardır. Keşke son tura çıkmayıp ödülleri belirleme işi ülkemizde ilk yapıldığında o dönemki TSF yönetimi tarafından gereği yapılsaydı da, bu devrim niteliğindeki karar bu güne kalmasaydı. Şimdi bir sporcu son tura çıkmayıp dereceleri belirleme konusunda en az 2 kere düşünecektir. Son tura çıkmayıp üniversite kaydını yaptırmaya gidip, rakibinin kazandığı ödülden payını banka havalesi ile alan genç sporcular varsa, bunu yapmayı 2 kere düşüneceklerdir.
20-08-2015, 11:43
Bunu söylemeye çalışıyorum, haklısınız.
Ortada ciddi ithamlar varken, beklemeden olaya el koyup, bu konuda genel bir bilgi vermeleri en kolay yol idi. Ayrıca bu kadar süre içinde, isteyen kurum ya da kişiler, 50 defa bu süreci başlatabilirdi, asıl söylemeye çalıştığım budur. Bu konudaki çabalarınızı takdir ediyorum. Selamlar.
20-08-2015, 13:15
Ben Attorney'in "bazı çabalardan sonra mevcut sorunlar düzelmeye başlayacaktır"anlamındaki görüşlerine katılmıyorum.Burada tartıştığımız konu "şike ve benzeri olaylar"ise Gelecekde de devam edecektir.İsim değiştirecek,şekil değiştirecek,tur sayısını değiştirecek,yöntem değiştirecek ama yine devam edecektir!Neden mi?Çünkü bizim zayıf yerlerimiz var.Yabancılara hoşgörü ile yaklaşıyoruz.Yerel yönetici,yabancılara yaptırım uygulamaya çekiniyor.Lütfen Sarıtekin'in yazmış olduklarını bir daha okuyunuz.(Sarıtekin'in mesajını kolayca bulmak için Gökerman'ın son mesajlarından birine bakınız.Gökerman'ın bir mesajı içinde gösterilmiştir)Öyle bir sistem kuruldu ki yerli bir suç işlese hemen cezası kesilir.Yabancı suç işlerse ellerimiz titriyor.Posta idaresinde bile gecikme oluyor.Evrak bir türlü yol almıyor.Yabancı ustalara büyük kolaylık sağlıyoruz.Bunun karşılığında belki bize yarar sağlayanlar da var.Ama bizim imkanlarımızı kötüye kullananlar da var.Maça gelmemek sıradan bir olay değildir.Allah korusun!Ben son maça gelmemiş olsam neler olur?Attorney "geç de olsa hukuki yollardan gereği yapılmalıdır"diyorsa,ben de ona katılırım.Ama yabancılara sağlanan kolaylıklar gözden geçirilmelidir.Yabancı cenneti olmak zorunda değiliz."Hayır! Yabancı cenneti olacağız.Sen karışma"diyenler varsa,Attorney alttan su alan sandal üzerinde kürek çekmeye devam edecektir.
Ateş Ülker
20-08-2015, 13:36
(20-08-2015, 13:15)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ben Attorney'in "bazı çabalardan sonra mevcut sorunlar düzelmeye başlayacaktır"anlamındaki görüşlerine katılmıyorum. [color=#0000CD]Ateş Bey, Bu bir başlangıçtır! Değişim gerçekleşmiştir ve bunun bir oluşum süreci vardır. ÖSF da bir çok konuda anlaşamayıp da, -sadece bu konuda- tüm üyelerin hem fikir olduğu bir konuda anlaşarak kamuoyu oluşturacak bir emsal örnek, başka bir çok gelişmeyi de olumlu etkileyebilir. Spor etiğinin ve emeğin onlara değer veren tüm insanların ortak paydası olduğunu unutmayalım. Bu ortak payda da emeği geçen, fikir belirten tüm üyelere teşekkür ederim. Özellikle söylem ile eylem birlikteliğini çok önemli bir örnekle gerçekleştiren Attorney at Law adlı üyeyi de ayrıca kutlamak isterim. Önemli bir dönüm noktasıydı. [/color]
- MATRANÇ -
|
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|