05-07-2018, 09:49
(Son Düzenleme: 05-07-2018, 10:12, Düzenleyen: Kuvay Sanlı1.)
"Eğitim Danışmanı, Yaşam Koçu, Akıl ve Zeka Oyunları, Satranç Eğitmeni, Bioenerji Uzmanı"
Yapılan değerlendirmelerin nasıl karşılandığını bilemiyoruz. Satrancın karşılığı olması gereken ortalamanın üstünde entelektüel kavrayış düzeyinde, değerlendirmeler yapıcı görülmeli ve doğru olanlar elden geldiğince dikkate alınmalıdır.
Şimdi iki örnek paylaşacağım. Bu iki örnek benim bakış açımdan biraz “vahim” iki durumu karşılıyor. Birincisine bakalım: “Avrupa Okullar’da İlk Yarı Sona Erdi"
Anlatımlarda benzetmeler yapabilir. Düşüncede, dilde bir zenginliktir de bu. Ancak konunun temel anlamıma karşı ya da şöyle diyebiliriz, işin ruhuna karşı olmamalıdır bu gibi kullanımlar.
Avrupa Okullar’da ilk yarı olmaz.
Futbolda olur. Çünkü gerçekten ilk yarıdır o. İkinci yarıda rakip aynıdır, süre aynıdır. Gelinen durum mücadelenin yarısıdır.
Satrançta tek sayıyla biten turdaki turnuvalarda yarı rakamını bulamayacak olmanız değildir buradaki hata. İsviçre sistemiyle mücadele edilen turnuvada sonraki turlar zorlaşır, eşit puanda rakipler yarışır. Süre açısından turnuvanın yarısı bile olmadığı gibi, nitelik açısından da aynı değildir. Döner sistem için değerlendirmemizi sonraya bırakalım ve hatta diğer sistemler için...
Federasyonda satrancın içinden geldiğini söyleyebileceğimiz bir iki kişi var. Bunun dışındakiler de artık hala daha bu işin ruhunu hiç m kavrayamadılar? Sormadan edemiyorum. Önemsiz değil mi bunlar? Bilene çok şey anlatıyor oysa.
Şimdi gene önemsiz görülecek ikinci konuya bakalım. Facebook’ta bir vatandaşımız kendisini tanıtmış:
“Eğitim Danışmanı, Yaşam Koçu, Akıl ve Zeka Oyunlar, Satranç Eğitmeni, Bioenerji Uzmanı"
Toplumun önüne geçim kaynağı olarak kısa süreli eğitimlerle elde edilen "yetkinliği" koyarsınız, sonucunda ortaya çıkan fotoğraftan da sorumlu olursunuz.
Bu düşünce yapısıyla devam edildiği sürece işte bunu inşa eder, bu kadarını buluruz; gerçek ustaları, gerçek başarıları, gerçek eğitmenleri, gerçek satrancı değil.
Yapılan değerlendirmelerin nasıl karşılandığını bilemiyoruz. Satrancın karşılığı olması gereken ortalamanın üstünde entelektüel kavrayış düzeyinde, değerlendirmeler yapıcı görülmeli ve doğru olanlar elden geldiğince dikkate alınmalıdır.
Şimdi iki örnek paylaşacağım. Bu iki örnek benim bakış açımdan biraz “vahim” iki durumu karşılıyor. Birincisine bakalım: “Avrupa Okullar’da İlk Yarı Sona Erdi"
Anlatımlarda benzetmeler yapabilir. Düşüncede, dilde bir zenginliktir de bu. Ancak konunun temel anlamıma karşı ya da şöyle diyebiliriz, işin ruhuna karşı olmamalıdır bu gibi kullanımlar.
Avrupa Okullar’da ilk yarı olmaz.
Futbolda olur. Çünkü gerçekten ilk yarıdır o. İkinci yarıda rakip aynıdır, süre aynıdır. Gelinen durum mücadelenin yarısıdır.
Satrançta tek sayıyla biten turdaki turnuvalarda yarı rakamını bulamayacak olmanız değildir buradaki hata. İsviçre sistemiyle mücadele edilen turnuvada sonraki turlar zorlaşır, eşit puanda rakipler yarışır. Süre açısından turnuvanın yarısı bile olmadığı gibi, nitelik açısından da aynı değildir. Döner sistem için değerlendirmemizi sonraya bırakalım ve hatta diğer sistemler için...
Federasyonda satrancın içinden geldiğini söyleyebileceğimiz bir iki kişi var. Bunun dışındakiler de artık hala daha bu işin ruhunu hiç m kavrayamadılar? Sormadan edemiyorum. Önemsiz değil mi bunlar? Bilene çok şey anlatıyor oysa.
Şimdi gene önemsiz görülecek ikinci konuya bakalım. Facebook’ta bir vatandaşımız kendisini tanıtmış:
“Eğitim Danışmanı, Yaşam Koçu, Akıl ve Zeka Oyunlar, Satranç Eğitmeni, Bioenerji Uzmanı"
Toplumun önüne geçim kaynağı olarak kısa süreli eğitimlerle elde edilen "yetkinliği" koyarsınız, sonucunda ortaya çıkan fotoğraftan da sorumlu olursunuz.
Bu düşünce yapısıyla devam edildiği sürece işte bunu inşa eder, bu kadarını buluruz; gerçek ustaları, gerçek başarıları, gerçek eğitmenleri, gerçek satrancı değil.