İstismar-ı Çarpıtma
#1
Çarpıtma üzerine yazılan yazılar toplumda tam bir yanlış algı oluşturma çabasına yönelik olmaktadır.

Bu moda ülkemizde son zamanlarda ne yazık ki tırmanış eğilimindedir. Kişiler üzerinden kurumlara yöneldikçe de toplum içinde derin ayrışmaları körükler.
U-16 Olimpiyat Takım Kadrosuna davet edilmediği iddiasıyla sosyal medyada ortaya atılan iddialar genç bir sporcumuz üzerinden yürütülmüştü. 
Tereddüt etmeden bunun sakıncasına değinerek ortada 'HAKSIZLIK VARSA GİDERİLMELİDİR' başlıklı yazım da son derece iyi niyetli olmama rağmen çarpıtılarak belli BİRLİKTELİKLERDE yine istismar konusu yapılmıştır.

Bu konuda sadece yazı yazmakla kalmamış araştırmalar da yapmıştım. Oysa ulusal takım hocalarına kadar ulaşmamın tek amacı ortada olası bir haksızlığı gidermekti. Bunun için son derece iyi niyetlerle çabalar ortaya koydum. Çabam bireyseldi. Amacım her zamanki gibi kurumun zarar görmesini olabildiğince engellemekti.

'SATRANÇTA ÇOCUK İSTİSMARINA SON' başlıklı yazım her ne kadar kastı gün gibi açık bir ifadeye yönelse de, bazı tetikçi kesimler için bilinçli çarpıtma konusu olabilecekti.
Nitekim de böyle oldu.
Oysa bunu geniş bir genelleme anlayışı içinde 'her bir çocuk' ve onlar üzerinden çıkarlar doğrultusunda yapılan kötüye kullanmaları kast ettim.
Her kim olursa...

İçlerinde federasyondan insanlar da vardı, sosyal paylaşım sitelerindeki tüm yazanlar ve bu anlamda çıkarları doğrultusunda çocuklar üzerinden politika yapanlar da.
Kısacası herkes...

Sevgili dostum Tahsin AKTAR'IN duyarlı davranışına saygı duyarak başlığı anında yeniden düzenledim.
Bunu bile istismar konusu yapanlar çıktı. Üstelik sosyal paylaşım sitelerinde yönetici konumundaki insanlar bunlar.

Gerçek istismar budur işte!

Açın bakın istismar kelimesinin anlamına...
İstismar, insanların iyi niyetini çıkarlar karşılığı kötüye kullanmaktır.

Anlayışım ve yapım gereği asla ve asla bir babayı, kullandığım kelimenin gerçek anlamı dışında kötüye kullanarak başka şeyleri kast etmem söz konusu olamaz!

Gerçi bu konuda sn.Cem TARLABAŞI ile de iletişime geçtim. Düşüncelerimi yazdım. O da bana kendi düşüncelerini yazdı. Çocuğuna yönelen haksızlık için engel tanımayacağını bildirdi.

Benim de önce yapılan bir haksızlığın ortaya çıkarılması ve tespit edilmesi gerektiğini kaleme alan yazılarım oldu.Bu konudaki yazımı düzenlememi bile istismar konusu yapmış bazı yöneticiler.

Bilinçli çarpıtmadır bu!
Bilinçli istismar...

Oysa Ulusal Takımlar hocalarının takdiri ne ise o olmalıdır!
Geçmişten bu güne hep böyle olmuştur.
Her spor dalında...

Bu konuda vaktiyle ders aldıkları ve kendilerini geçmiş tarihlerde Ulusal Takımlara seçen hocalarının kararlarına saygı duymaları gereğini yazdım.

Bu gün dünyanın en önde gelen sporcuları bile zaman zaman kendi ulusal takımlarına bile seçilmeyebilir. Bunun örneklerini görmekteyiz. Hatta çok güncel olanı Ronaldo'nun Portekiz Ulusal takımına seçilmemesi...
Örnekleri çoğaltabiliriz.
Aynı şey olup olmaması farklıdır. Ama sonuçta demek ki seçicilerin kararı geçerli. Tüm sorumluluk da onlarda olmalı.

Ulusal takım hocalarının görüş ve kararları kesindir. Eğer buna karşı durduğunuzda asıl kaos başlar.
Bu gün Emirhan TARLABAŞI'NA yapıldığı iddia edilen haksızlık başka zamanlarda başka çocuklarımıza ve gençlerimize yönelir.
Buna karşı durmak aslında SPORCU İSTİSMARINA karşı durmaktır.
İşte çıkarlar karşılığı tüm çocuk ve genç sporcularımızın iyi niyetli çalışmaları üzerinden yapılan İSTİSMAR budur!

Ben buna işaret ettim.

Satranç camiasının bilgilerine saygı ve selamlarımla.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi