Sadece İzmir Satranç Ailesinin Sorunumu??
#21
[size=18]Spor Yöneticiliği ve İzmir.[/size]


İzmir nüfus olarak ülkemizin üç büyük şehrinden biri.

Bir liman şehri olması, İl merkezi ve ilçelerinin turizm potansiyeli, sanayi kuruluşlarının çokluğu, köklü üniversiteler ve komşu illerin merkezlerinin İzmir İl merkezine yakınlığı ve bu iller de yaşayanların İzmir de yaşayanlar ile yakın bağlarının olması yıllardır satrancın bir spor olarak gelişimini hızlandıran önemli bir faktör. ( Satranç sporcusu yönünden çok önemli bir potansiyeli olan Manisa otobüsle 35 dakika. Aydın 1,5 saat uzaklıkta ve otogardan yarım saatte bir dört- beş otobüs bu yöne gider.)

Doğal olarak bu var olan sosyal potansiyel ve büyükşehir olmanın avantajları, sporcu ve antrenör yönünden de kendiliğinden gelişen bir zenginliğe yol açıyor.

İşte tam bu nokta da önemli pek çok detay var bence. İzmir de ikamet eden bazı antrenörler çevre illere ders vermeye gidip gelirken, çevre illerden bazı antrenörlerin de İzmir'de özel okullarda ders verdiklerini, ayrıca benzer durumun sporcular yönünden de gayet hareketli olduğunu gözlemledim.

''Spor Yöneticiliği ve İzmir.'' başlığını taşıyan, 1980 den günümüze İzmir'de ki satrancın gelişimini, başarılı değişimini ve son beş yıldaki büyük gerileyiş ve çöküşü anlatacağım bir araştırma yazısı hazırlıyorum.

''Son beş yılda ne gerileyişi? Ne çöküşü? Şaka mı yapıyorsun? Son beş yılın bayanlar Türkiye şampiyonu sizin ilinizden; bu yılın Açık kategori Türkiye şampiyonu genç sporcu Oğulcan Kanmazalp doğma büyüme İzmirli bir genç değil mi? Ayrıca milli takım havuzunda da bir çok genç sporcunuz var.'' derseniz, bende tam da bu sorulara ve önemli konulara cevap verip irdelemeye çalışacağım zaten diyebilirim.

2011 yılının ilk haftalarında İzmir satrancının 2010 yılı değerlendirmesi ile birlikte, Sayın Atilla Alpaslan'ın tanıklığı ve anlatımları ile birlikte ''Spor Yöneticiliği ve İzmir '' yazımı da sizlerin yorum ve eleştirilerinizi heyecanla bekleyerek yayımlayacağım. Eğer bu yazıma katkıda bulunmak isteyen İzmir'li satranç severler var ise, yetişkinlerin bir araya gelip satranç oynayabildikleri tek mekan olan ( ne yazık ki böyle!) hatay semtinde nokta durağı yakının da ki satranç oynanan kahve de görüşebileceğimizi iletmek isterim.

Ve daha önce kendisine ulaşıp izin almadığımız için sadece link'ini verdiğimiz Sayın Aydın Sevinç'in yazısını kendisinin olurunu alarak sizlerin bilgisine sunuyorum.


-----------------


[size=24]Izmir'in Satranç İşkencesi[/size]


Satranç Federasyonu İzmir İl Temsilciliği’nin genel turnuvaları
Halkapınar Spor Salonu’nda gerçekleştiriliyor. Ve bu turnuvalar,
öğrenci velileri için resmen bir işkence halini alıyor.

Neden mi?
Bilenler, satranç sporu ile ilgili olanlar bilir. Dünya çapında genel
kabul gören turnuva şekli “İsviçre Sistemi” olarak bilinen müsabaka
uygulamasıdır. Genel olarak yedi ya da sekiz tur üzerinden ve iki gün
süre ile sporcular maçlar yaparlar. Tabi küçük yaş gruplarında,
çocuklar müsabakalarını yaparlarken anne-babalar da iki tam gün
boyunca bir bekleyiş içinde olurlar.

İşte bu bekleyiş İzmir’deki federasyon turnuvalarında resmen bir
işkence halini alıyor. Salon oldukça yetersiz… Mesela bu sene ki 9 ve
10 yaş İzmir İl Birinciliği 11-12/Aralık/2010 hafta sonunda
gerçekleştirilmekte. Bendeniz de bu yazıyı turnuvanın ikinci gününde
ve halen müsabakalar devam etmekte iken yazmaktayım. Dışarıda dün ve bugün iç sızlatan bir soğuk var. Hatta dün –İzmir için hiç de
alışılmadık bir durum olan- kar atıştırdı bir süre.

Ve çocuklarını bekleyen velilerin durumu içler acısı.

Koridor kenarlarında, buz gibi soğuk ve gerçekten buradaki insan topluluğuna göre çok ama çok küçük bekleme salonunda sersefil durumdalar.


İkinci günün başında bazı veliler ile buradaki federasyon görevlileri
arasında tartışmalar yaşandı. Federasyon görevlileri belediyenin
kendilerine yer tahsis etmemesinden yakınmaktalar. Bir veli “satranç
salonumuz olsun” amacıyla imza toplamakta.

Burası ülkenin gözbebeği ve üçüncü büyük kenti İzmir… Burada dünyanın,
insanlık tarihinin en eski, en kült oyunlarından biri ve aynı zamanda
bir olimpiyat sporu gerçekleştirilmekte. Akıl, mantık, stratejik
düşünme ve spor disiplinin zirve yaptığı yer.


Ama organizasyon, ama veliler, ama satrancın ve satranççının imajı
yerle bir, sersefil…


Umuyor ve diliyorum ki bu işin sahipleri bu konuya gereken önem ve
özeni en azından bundan sonra, bir nebze olsun gösterirler. Kim bilir,
belki o toplanan 10’ar liralık “vize ücreti”, insanca ve medenice spor
yapılabilecek bir ortamın yaratılmasında kullanılabilir.

12-12-2010 Aydın Sevinç



Orjinal metin Sayın Aydın Sevinç'in blog sayfasında:

http://blog.milliyet.com.tr/Izmir_in_Sat...gNo=278948
Ara
Cevapla
#22
.



[size=18]İzmir'de Son Altı Ayda Çok Şey Değişti!...[/size]



Evet. İzmir de, "satranç kamuoyunun" ilgi ile takip ettiği değişim, son altı aydır hızla sürüyor.

Değişim, genelde gelişimdir. Fakat ne yazık ki kimi zaman manipülasyon içerikli, özel kurgular içeren "menfi hedefleri olan" değişimler de, önceleri yarattığı gürültü ve çalkantı sebebi ile "gelişime yönelik değişim" hissi uyandırabilir. (Bazıların da. Nedense?)

Aslında değişim vardır. Değişen şeylerde.

Dikkatlice bakınca, yapılan işin özüne yönelik pozitif "zihniyet değişimi var mı? yok mu?" diye, kısa yoldan özet bir sonuca çıkarsınız. Buna, "değişimin-olayın" filmini yada röntgenini çekmekte diyebiliriz.

Altına başlıngıç konusuna benzer içerikli bir yazı eklediğim bu forum başlığı, resmi bir web sayfası olan "http://izmir.tsf.org.tr/" alan adlı, İzmir satranç ortamının tek iletişim kaynağı olan web sayfasını yönetenlerin saçma içerikli uygunsuz bir toplantı duyurusuna tepkim nedeni ile benim tarafımdan açılmıştı. Bu toplantı ile ilgili olarak İzmir Gsim'e de telefon ile de başvurmuş ve işleyişi yakından takip ederek uygunsuz-sahte içerikli; yasalara-yönergelere-talimatlara uygun olmayan, kusurlu organizasyonu başarı ile engellemiştim. (+Forum'un gücü ve yadsınamaz kamu oyu etkisi.)

Şimdi de dikkatinizi aynı web sayfasında yayımlanan bir duyuruya çekmek istiyorum. Duyuruda ki flaş bir cümle ile yola çıkarak:

"Türkiye Satranç Federasyonu Yönetim Kurulu Kararı ile Kursumuz ileri bir tarihe ertelenmiştir."

devam edeceğim.

Kaygılarım var! Soruyorum?

I) Böyle bir yönetim kurulu kararı gerçekten var mıdır? (Bilgi Edinme Hakkı Yasası. Kanun No:4982)

II) Eğer var ise, (ki mutlaka vardır?!) İzmir'in sn. satranç yöneticileri, kararın gerekçesini de açıklayabilir mi? (Kamu yöneticiliği sorumluluğu gereği! "---Amirimden geldi emir. Ben gerekçesini soramam. Sadece uygularım." mazereti burada işlemez. Sosyal devlet kuralı gereği her yönetsel kademe kendi altına doğru demokratik işleyişin şartlarını yerine getirmek zorunda.)

Gerekçemi de kısaca özetleyeyim.

1)Bu web sayfasındaki yazıların-duyuruların-haberlerin akışı "Facebook"un akıp giden yazıları ve kontrolü zor görsel sıralamasından farksız. Özellik ile son iki aydır. Resmi içerikli, önemli konularda hiç bir içerikli açıklama yer almayan bu sayfada hoyratça yapılan özel turnuva duyuruları manşeti kapma yarışı yapıyor!! (ki bu özel turnuvalardan, son düzenlenen yaklaşık on turnuva yönergesi dikkatlice incelenirse, "TSF Organizasyon Talimatı"nın kesin hükmü olan Madde 20-21-22-23 gereğine uygun bir düzenleme kurulunun dahi olmadığı, ayrıca ilan edilen yönergelerin "Organizasyon:......." hanesinin de açıkça boş bırakıldığı kolayca görülecektir.)

2)İl Faaliyet programında yer alan ve 2-3-Nisan tarihlerinde yapılması gereken "İLKHAFTASONU TURNUVASI" hiçbir duyuru yapılmadan yapılmadı. Evet, yanlış duymadınız, resmi, Gsim-Tsf onaylı İl Faaliyet Programında bulunan ve İzmir'li sporcuların düzenli takip edip gerektiğimde kişisel programlarını değiştirerek hazırlık yaptıkları yapılacağı resmen taahhüt edilmiş, sporculara dağıtılan binlerce el broşüründe yer alan bu turnuva iptal edildiği yönünde "HİÇ BİR DUYURU YAPILMADAN" yapılmadı!!! (ne yazık ki "Hiç bir gerekçe gösterilmeden" diyemiyorum. Bunu bile diyebilmek bir üst aşamanın ifadesi olurdu.)

Yerine ise "Organizasyon:......" hanesi yönergesinde boş bırakılmış katılımında sporculardan para toplanan bir turnuva yapıldı. (bknz: http://izmir.tsf.org.tr/uploads/2011/03/...ÖLLER.doc )

3)"Türkiye Satranç Federasyonu Yönetim Kurulu Kararı ile Kursumuz ileri bir tarihe ertelenmiştir." cümlesi oyun çağında ki çocukların arkadaşları ile beraberken taahhüt ettikleri bir şeyi yapamayacakları bir şey oluştuğunda "Babam izin vermedi." deyip, yapmayarak sıyrılıvermesi gibi veya "baştan annesinden babasından izin alarak yapması gereken bir şeyi" ön bilgi vermeden izİnsinsiz yapmayı taahhüt edip, sonrada hüsrana uğraması gibi durum mu?

benzetmesi yapsam yanlış olur?!

"Teşbihte hata olmaz!" Fakat yine de koskoca Tsf'nin hemde "Yönetim Kurulu" eğitim kuruluda değil, İzmir'de yapılacak basit iki kursu ( Tsf'nin yurt ve dünya genelinde ki faaliyetleri içinde çok sıradan kalan iki kursu) gündem yapacak ve de bunları yapılmasını erteleme yönünde karar alacak. Akıl alır şey değil? (Kusura bakmayın.Benim aklım almıyor. Anksiyetem satranç ortamını izlerken aşırı derecede arttı.)

Ve işte bana bu kadar yazı yazdıran "o" duyuru:


image.jpg

(Ayrıntı için resmi çift tıkayın.)


.
Ara
Cevapla
#23
Herkesi bir defa, bazılarını her zaman aldatabilirsiniz. Ama herkesi her zaman aldatamazsınız.


Abraham Lincoln
Ara
Cevapla
#24
.


Çok Doğru...


Saygılarımla.


.
Ara
Cevapla
#25
.


[size=18]
"Herkesi bir defa, bazılarını her zaman aldatabilirsiniz. Ama herkesi her zaman aldatamazsınız." [/size] Abraham Lincoln (1809–1865)




Bu özlü sözün içeriği "Sadece İzmir Satranç Ailesinin Sorunumu??" başlığı ile açmış olduğum forum başlığının altına yazdıklarımın, yazmaya çalıştıklarımın ve yazılanların özeti gibi oldu. İzmir'de yaşanan sorunu eğer iyi bir şekilde anlatabilseydim... daha çok şeyler değişirdi.

" İzmir'de Son Altı Ayda Çok Şey Değişti!..." başlığı ile 14 Nis,2011 tarihinde yazmış olduğum yazımın altına "nazire" amaçlı bir kullanıcı adı alınarak (Hüseyin Altıntekin) foruma eklenen Abraham Lincoln'e ait bu ünlü söz, söyleyenin yaşadığı tarihsel dönemde vurgu yapmaya çalıştığı Amerika halklarını ilgilendiren konu ile benim anlatmaya çalıştığım Türkiye sportif satranç kamu oyunu ilgilendirmesi gereken konunun "toplumsal önemine" benzerliği ile kestirmeden bir tarif oldu.


"Herkesi (belki) bir defa,"


Evet. Herkesi belki bir defa aldata bilirsiniz.

"Aldatmak" fiili özünde kötü niyet ifade eder. "Aldanmak" ise bildirdiği konum itibarı ile hiç de hoş bir durum değildir. Özünde üzücüdür. "Adatanlar ve aldananlar"ın bulunduğu bir ortamda ki birliktelikler, yapılan işler uzun vadeli veya kalıcı olamaz diyebiliriz kolaylıkla.


Fakat "Machiavelli" bu konuyu toplumsal yaşam için değerlendirirken benim düşüncemin tam tersini mi(?!) söylüyor:


"İnsanlar birbirlerini aldatmasalar, uzun zaman bir arada yaşayamazlardı."


Machiavelli'nin, konunun özüne farklı açıdan bakışını yansıtan bu sözde ki temayı, satranç toplumunun birlikteliğinin "Sürekli Aldatanlar ve Sürekli Aldananlar" üzerine kurulu yapısını anlamayı kolaylaştırmak için bir katalizör olarak kullanabilir miyiz?

Mali içerikli pek çok suistimal suçlaması, sporcuları adeta "tebaa" gibi gören yönetim anlayışının teşhirine rağmen ve ses çıkaranlar pek çok eziyeti çekme pahasına mücadele verirken, "Sportif Satranç Kamuoyu ile aktif sporcuların" vurdum duymaz tavırları, "--Ben satrancımı oynuyorum satranç severim, açıkçası ben de rahatsızım ama bu konularda bir şey yapamam. (yapmam)" şeklindeki duruşlarının Satranç sporunun özüne aykırı hali... Ne dersiniz?


"Biri sizi bir defa aldatırsa suç onundur, ikinci defa aldanırsanız bilin ki suç sizindir."



Sarab Bernhardt (1844-1923)


Peki ya sürekli aldatırsa? Sürekli aldanıyorsanız?


Fazla söze gerek yok! Herkes hak ettiği şekilde yönetilir!


İzmir'li bir satranç amatörü ise şöyle söylüyor:

"Yönetilenler eskisi gibi yönetilmek istemiyor, yönetenler eskisi gibi yönetemiyor." saptamasını yapacak, yaptıracak olanlar, satrancı yaşamdan kopuş için bir nevi "Afyon" olarak kullananlar değil, Satrancı sağlıklı düşünmenin ve iradeli davranış bütünlüğünün aracı olarak kullana bilenler olacaktır. (A.A.)


Şimdi, İzmir de yapılmış "iki" ayrı turnuvanın, aşağıda linklerine de vermiş olduğum "iki" ayrı tüzüğünün arasındaki, "iki" temel belirleyici açısından önemli, ( TSF Yarışma talimatı ve TSF Organizasyon Yönergesi) "iki" sübut farkı bulabilir misiniz? Daha da önemlisi bu "iki" farkın ortaya çıkardığı "iki" önemli sonucu da bulabilir misiniz?







image.jpg


http://www.satrancturnuvam.com/dosyalar/...ergesi.doc


image.jpg


http://izmir.tsf.org.tr/uploads/2011/04/...ırım.doc


(Resimlerin üzerine tıklayın lütfen.)
-----------------------------------------------------------------------------------


Notlar:

1) Bu arada "Hüseyin Altıntekin" imzalı yazının üst başlığının "Dürüstlük!..." olarak belirlenmiş olduğuna da dikkatinizi çekmek isterim!!

2) Sayın Hüseyin Altıntekin; yukarıda değindiğim konuyu ve soruları ikimiz arasında ikircik yaratacak bir tartışma başlatmak için açmadım. Kamu oyu açısından iki farklı açıdan önemli, iki tezat konumu, (Aldatanlar ve Aldananlar) açıklama çabamın ikinci aşamasına geçiş sürecini başlatabilmek için; yani ikinci safhanın başlangıcı olarak "satranç sever ile satranççıları sever (koşullu olarak)" kavramları arasındaki kavram farkının yarattığı ikilemleri ortadan kaldırmak için açtım.

Saygılarımla...


.
Ara
Cevapla
#26
.


“Sadece satrancı hayatın öznesi yaparsanız, insanlar sizi belirtisiz nesne bile yapmazlar”
Anonim


.
Ara
Cevapla
#27
Izmir satranci icin insallah hersey cok guzel olacak.Bu benim temennim, ama bir il temsilcisi sirf kizinin fotograf makinesi ihtiyaci var diye 8 yasindaki cocuklarla UKD'sini sifirlattirip turnuvaya katilirsa, orada birinci olup bi de utanmadan podyuma cikip hediyesini siritarak alirsa, bu isler Izmir'de nasil duzelir bilemiyorum.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 5 Ziyaretçi