Damdan düşenin hali
#1
Dedemin ikinci dünya savaşı anılarını her anımsadığımda yüzüm kararır;
düşüncelere dalarım. Ancak konu bu kez o değil. Savaş sonrası yılları.
Köy odasında sürekli dama oynarlarmış. Dedem, köydeki ve yakın çevredeki
herkesi yenermiş. Yıllardan bir tanesi: yakındaki kasabaya mal satmaya
gittiğinde bunu tuttukları gibi kasabanın en büyük kahvehanesine götürmüşler.
Ne oluyor demeye varmadan, masaya oturtmuşlar. Karşısında yabancı pos
bıyıklı biri oturuyor. Bak demişler bu adam Bulgaristan dama şampiyonu imiş.
Hepimizi kaç gündür duman ediyor. Neyse efendim. Muhterem dedemiz
hazretleri uzunca bir oyun sonunda şampiyonu yenmiş.

(Ara sahne.... yıllar geçiyor ancak köy, kasaba görünümlerinde değişme yok)

Bir gün kasabaya indiğinde gene aynı olay başına geliyor. Bu kez de masada
karşısında Romanya dama şampiyonu oturuyormuş. Neyse sözü kısa keselim,
onu da yeniyor.

Diyeceğim o ki, onca yıldır satranç oynuyoruz, ikinci sınıf bir satranççı bile
olamadık. Ek olaraktan da dedemiz hazretlerine layık bir torun.

Dr Harun Taner
Ara
Cevapla
#2
Sevgili Harun Abi,

Muhterem dedenize Allah'tan rahmet dilerim..

Dama için boş yere gama kedere gömülmeyesin, modern tıp imkan verdiği sürece 80-90 sene daha yaşayacağın için henüz hiçbir şey için geç sayılmaz..

İnşallah senin torunların da seni böyle forumlarda yad ederler, hörmetlerimi sunarım :)
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi