KULÜPLER BİRLİĞİ
#1
KULÜPLER BİRLİĞİ
T.S.F.’ nun gerek hukuk kurulundaki ve gerekse yönetim kurulundaki hukukçu üyelerinin, federasyonun yada satrancın yararına çalışıp çalışmayacağını zaman gösterecektir.Ancak benim kastettiğim konuyu açmak isterim.

Bağımsız hukukçular kavramından ben şunu anlıyorum.Hukuk içindeki tüm yapılanma,düzenleme ve kararların belli bir kişi yada zümrenin değil toplum yararını gözetilerek yapıldığı süreçtir.Bazen bir konuyu farklı dillerde konuşup aynı şeyi söylüyor olabiliriz.

Fakat aynı şeyleri istesek bile hayatın içindeki gerçekler ve uygulamaların çok farklı olduğunu da fark edebiliriz sanırım.Çünkü elimizden gelenin en iyisini yapmak çok öncelikliyken bazen gerekenleri yapmak zorunda kalmıyor muyuz?

ELBETTE BAĞIMSIZ HUKUK ve ONU UYGULAYICILAR…

Fakat hayatın içinde bunun uğraşını vermemize rağmen karşımızdaki tek engel ,mutlak güç,yönetime gelen zihniyetler olabiliyor.Zaten birçok STÖ toplumu yeterince aydınlatamadığı ,onun güvenini kazanamadığı için sadece adı tabelada kalmıyor mu?Gerçi burada toplumun duyarlılığı da çok önem kazanmaktadır.Eskiden bir “bağımsız yargı” vardı bilirdik.Şimdi de yeni bir”bağımsız yargı” kavramı işitmiyor muyuz ? Demek ki bağımsız yargı kavramı ve uygulamaları zamana ve başa gelen yönetim anlayışına göre de değişebiliyor.

Peki ama bu ne kadar doğru ?

Federasyon hukukçularının, federasyon çıkarlarını gözeteceği için,kulüpler birliği yönetmeliğini yapamayacağını,yada tarafsız- bağımsız olamayacağını,mutlaka denetler konumda olarak kulüpler birliğinin iç işleyişine karışacakları endişesini taşımak çok doğaldır.


Ama ben böyle bir şey önermiyorum ki…

Benim önerim endişemden kaynaklanmaktadır.Şöyle ki ;

Federasyonlar bünyelerindeki her türlü düzenlemeler ,seçimler biliyorsunuzki GSGM çatısı altındaki Genel Müdürlük Gözlemcisi raporu,DANIŞMA KURULU’nun tavsiyesi ile önce GENEL müdürlüğe sunulur.Genel Müdürlüğün uygunluk yazısıyla da bakanlığın onayına sunulur.Süreç böyle işler.Bunun farkında olmak lazım öncelikle…

Siz tamamen bağımsız hukukçularla bu düzenlemelerin yapılabileceğini sanıyor musunuz ? Ben çok arzu etmeme rağmen bu konuda iyimser düşünemiyorum.En azından 29 yıllık devlette çalışma sürecim bana bu durumun çok ender zıt örneklerini göstermiştir.Bir çok sosyal içerikli değişim alanında adeta bir devrim yapılması gereğini benimsemiş ve bu alanda maddi manevi,mesleki-ailevi ve hatta sağlık alanında BEDEL ÖDEMİŞ biri olarak hala toplumun umutla aydınlanacağı ve aydınlatılacağı sürece inanıyorum.Elimizden gelenin en iyisini yapmak yetmiyor her zaman.Bazen gerekenler yapılır.Hayatta buna tanık olmuyor muyuz?

Gereğine inandığımız şeyleri yapmıyor muyuz ?

Sonuç olarak sadece TSF değil,ama TSF ‘nin öncülüğünde bu durumdan sıkıntı yaşayan tüm federasyonların gerek hukuk kurulları gerekse yönetim kurulları AİT OLDUKLARI TABANLARININ SESİNE KULAK VEREREK ONLARA SORUMLULUK VE GÖREV VEREREK önce nitelikli,güçlü birlikteliği sağlamalı,daha sonra kurulacak ortak komisyonlarca planlama yapılıp harekete geçmelidirler.Bu konuda TBMM muhalefet partilerinden konuyla ilgili alan bilgisine sahip milletvekilleriyle de temas kurulmalıdır.Ben bu yolu gerçekci görüyorum.

Aksi durumda devletin içinde ve denetiminde makul bir oranda olmadığı uygulamalarda olmayacağını ,hatta Danışma Kurulu ndan geri döneceği endişemi paylaşmak isterim.

Ama umarım zaman beni haksız çıkartsın.!
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#2
Bu konuda anlayamadığım bir nokta var. Kulüpler Birliği, Türkiye'deki satranç kulüplerinin bir üst kuruluşu olacaktır. Bu kuruluş niçin TSF'nin hazırlatacağı ve onaya bağlı bir Yönetmelik ile düzenlensin???

Kulüpler birleşirler ve ayrı bir dernek olarak Kulüpler Birliği kurarlar. Bu derneğin üyeleri de satranç kulüpleri olur.

TSF tarafından kurulacak bir örgüt'ün adı ve işlevi Kulüpler Birliği olamaz. İşin doğasına aykırıdır. Çünkü Kulüpler Birliği'nin en önemli amacı, satranç kulüplerinin haklarını ve çıkarlarını TSF'ye ve yerine göre devlete karşı kollamak ve korumaktır.

Nurkut İnan
Ara
Cevapla
#3
Bağımsız kulüpler birliği.

Kulüplerin dernekleşerek KULÜPLER BİRLİĞİ kurması ayrı bir fikirdir son derece olumlu ve doğru uygulamadır.

Benim bahsettiğim ise kanunlar çerçevesinde GSGM ve TSF’nun Oluşumuna esas olan 19.temmuz 2012 tarih ve 28358 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanan YÖNETMELİK gereği ilgili kuruluşların,yine aynı yönetmeliğin 6.maddesinin ç,h,i,k,bentleri gereğince böyle bir oluşumun kurulmasının kendilerine hak ve görev olarak görebilecekleri ve bunun uygulamaya konma sürecinde yaşanabilecek sıkıntılar ve olası çözümler üzerinedir.

TSF dışında veya içinde böyle bir oluşumun örgütlü toplum adına çok olumlu olacağını düşünüp,ülkemiz satrancına katkılar sunacağına eminim.BÜYÜK ÇEMBER harekete geçmeli ve yol haritasını oluşturmak için hayatın içindeki adımlara yönelik öneriler sunmalıdır.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#4
muzaffer şekerli diyor ki


benim bahsettiğim türkiye satranç federasyonunun önderliğinde ve otoritesinde bütün kulüplerin aynı çatı altında toplanmasıdır. bunu başarabilecek tek otorite türkiye satranç federasyonu ile GSM. dir.federasyon bünyesinde ama federasyondan bağımsız olmalıdır .federasyon , yönetimine ve genel kuruluna asla müdahale etmemeli sadece kuruluşuna önderlik etmelidir. kulüpler birliğinin türkiye satranç federasyonuna sonsuz yararları vardır ve onun işini belkide yarı yarıya kolaylaştıracak bir oluşumdur . elbette seçim öncelerindede toplanır ve hangi adayı destekleyeceği konusunda kararda alabilir, hatta federasyon yönetimine üyede verebilirler.

takdir edersiniz ki kulüpler dahi teker, teker federasyona muhalefet eder yapıdadır . bir kulüp kendi bünyesinden federasyon başkanı çıkarır , seçimin arkasından ona hemen muhalefet etmeye başlayabilir. bu gayet tabi ve olması gerekendir .

kulüpler birliğinin ilerde palazlanıp kendine muhalefet edeceği endişesi olmasa ali nihat yazıcı federasyonu tarafından şimdiye kadar 50 defa kurulurdu .şimdiki federasyonunda aynı endişeleri taşıdığına adım gibi eminim .

burada sayın aşkın taşan ı izliyorum . diyor ki : yeni federasyonun hukukçları kulüpler birliği için hemen ciddi çalışma yapmalıdır. bu iş federasyonun hukukçularının işi değildir . federasyonun hukukçuları federasyonun çıkarlarını korumak için oradadır, satrancın değil . malesef bu böyle sayın aşkın bey . bu nedenle bu iş federasyon hukukçuları ile olmaz . bağımsız hukukçular yapar o işi . sonra kulüpler onaylar . eğer kulüplerin ve kulüpler birliğinin iç işlerine karışacak bir yapı varsa zaten hiç bir kulüp bu işi istemez . olmasın daha iyi .[/b]

sanırım sayın aşkın taşan la anlaşıyoruz ama birbirimizi iyi anlamamız icap ediyor .yukardaki ifadeleri gülkız tülay la söyleşi konusundan buraya taşımamın sebebi kendisini desteklediğim, kulüpler birliğini önemsediğim içindir . bu konuyu öneri olarak bu seçim sürecinde gündeme getiren benim ama o başka bir sayfa açmış . konuya burada devam etmenin mahzuru yok .

bağımsız kulüpler birliği bir ihtiyaçtan doğar. eğer federasyon böyle bir oluşumun ihtiyacını doğurtacaksa kulüpler birliğini kurma girişimi hiç yapmasın . bu seçim sürecinde kendisine en fazla muhalefet eden kulüplerle konuşup, onların bağımsız hukukçulara hazırlattığı metinlerde uyuşup, onaylayıp işe başlasın . başka türlü olmaz .

sayın aşkın bey bir çok tesbit ve öneriniz var . bir tesbit ve öneride ben yapıvereyim müsaadenizle burada.

federasyon kulüplerden elini çekmelidir.kulüplerin kendisinden bağımsız olduğunu kabul etmelidir . her kulüp genel kurullarında federasyon temsilcisini belirlemelidir .federasyon seçimlerinde kulüplere baskı yapıp kendi belirledikleri kişileri delege yazdırmak o kulübün gururu ile oynamaktır. kulüpler kendi tüzüklerinde yazmasa dahii ( ruhunda vardır) federasyon temsilcilerini seçer ve delege olarak onları genel kurula gönderir.üyesi bile olmayan kimseleri delege yazdırmak nasıl oluyor .

birde şu lafı bir türlü anlıyamıyorum . seçimden öncede , sonrada ortalıkta dolanıp duruyor . eski federasyon olduğu gibi devam ediyor. federasyon aynen devam ediyor . bunu bana anlatan biri olursa memnun olurum .

muzaffer şekerli .
Ara
Cevapla
#5
Sayın Aşkın Taşan ve Sayın Muzaffer Şekerli'nin açıklamalarını okuduktan sonra bir hukukçu olarak Sayın Taşan'ın bahsettiği Yönetmeliği dikkatle inceledim.

Sayın Taşan şunu yazmış
"Benim bahsettiğim ise kanunlar çerçevesinde GSGM ve TSF’nun Oluşumuna esas olan 19.temmuz 2012 tarih ve 28358 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanan YÖNETMELİK gereği ilgili kuruluşların,yine aynı yönetmeliğin 6.maddesinin ç,h,i,k,bentleri gereğince böyle bir oluşumun kurulmasının kendilerine hak ve görev olarak görebilecekleri ve bunun uygulamaya konma sürecinde yaşanabilecek sıkıntılar ve olası çözümler üzerinedir."

Sayın Şekerli'den şu alıntıyı yapmak isterim
"benim bahsettiğim türkiye satranç federasyonunun önderliğinde ve otoritesinde bütün kulüplerin aynı çatı altında toplanmasıdır. bunu başarabilecek tek otorite türkiye satranç federasyonu ile GSM. dir.federasyon bünyesinde ama federasyondan bağımsız olmalıdır"


Yönetmeliğe göre TSF'nin bağımsız ya da bağımlı ayrı bir örgüt olarak bir "Kulüpler Birliği" kurma yetkisi yoktur. İstese de bunu yapamaz. Federasyonun görevlerini belirleyen Yömetmeliğin 6. maddesi federasyona böyle bir görev vermemiştir. Bu maddenin Sayın Taşan'ın andığı ç, h, i, k bentlerinin konu ile ilgisi yoktur.

Kısacası, TSF bir Kulüpler Birliği kuramaz. Bunu ancak ve sadece kulüpler kendileri oluşturabilir.

Aslında Sayın Taşan'ın da belirttiği gibi doğrusu da budur.

ZATEN BAŞKA BİR YOL DA YOKTUR.

Nurkut İnan
Ara
Cevapla
#6
Muzaffer bey,
Dilekleriniz güzel ama gerçekci değildir.Kulüplerin kendi temsilcilerini kendi iradeleri ile seçmeleri için bana göre en az 50 yıl beklememiz gereklidir.Özellikle benim uzun süre bekleyecek zamanım kalmamıştır.Neden mi? diye sorarsanız birkaç nedeni vardır.Türkiye'de Satranç dalında kurumsallaşmış Spor kulübü sayısı veya Satranç İhtisas Kulübü sayısı oldukça azdır.Satranç dalı açılmasını kabul eden köklü kulüpler ise temsilcilerini Merkezden gelen istekler doğrultusunda yönlendirmektedir.Bunun sonucunda yaşamı boyunca hiç Satranç oynamamış ama Satrancın Genel Kurulunda kulüp temsilcisi olmuş çok fazla kişi vardır.Bu durumun ortaya çıkmasını klasik "oyuncular temsilci olamaz"ilkesi de kolaylaştırmaktadır.Sizin dileklerinizin gerçekleşmesi için satrançseverlerin biraraya gelmesi gereklidir.10 üyemizi bir fikir üzerinde uzlaştırmamız dahi genelde mümkün olmamaktadır.
Nurkut beyin dediği gibi Kulüpler Birliğini ancak kulüplerin kendisi kurabilir.Bunu da daha uzun zaman kurmayacaklarını çok iyi biliyorum.Çünkü her kulüp ,birey gibi kendi çıkış yolunu düşünmektedir."Kulüpler Birliğinin onlara bir yararı olmayacağını düşünürler!"Benim kişisel kanaatım kulüplerin böyle düşündükleri şeklindedir.İnşallah yanılırım!Yanıldığım takdirde bugünkü yazımın bana hatırlatılmasını rica ederim!
Bugünkü Yönetimin eski Yönetimin devamı olduğunu öne sürenler var.Öyle ya da başka türlü..Bunu söylemenin bir yararı yoktur!Bekleyelim ve görelim!Gülkız hanıma zaman tanıyalım!Belki tahmin ettiğimizden daha iyi işler olacaktır.
Gülkız hanım, bugünkü Hürriyet gazetesinde yer alan açıklamasında Türkiye Satranç Federasyonunun kuruluş tarihini 1954 olarak bildirdi.Böylece 1991 öncesi döneminin resmi olmayan Federasyonunu tanıdığını belirtmiş oldu.Bu tanıma Toplumsal barışı sağlama ve Toplumu bir aile olduğumuza inandırma yönünden iyi bir adımdır.1954-1991 dönemine ait değerler yabancı bir ülkenin değerleri değildir.Bugünkü değerlerin başladığı ve doğduğu dönemdir.Bugün yaşayan birçok erişkin üyemiz 1991 den önce doğdular.Bazı kavramların altını çizmenin bazı yararları vardır.Birçok kurum doğum tarihinin eski olması ile övünür.Gerçek yaşımızı saklamanın hiçbir yararı yoktur.Biz 1991 doğumlu olduğumuzu öne sürsek de Tarihçiler 1954 doğumlu olduğumuzu yazacaktır.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#7
Değerli büyüğümüz Nurkut İnan'ın görüşlerini paylaşmasına çok sevindim. Seçime aday olduğumda TSF'nin yetkili ve yarı bağımsız bir organı olarak "Kulüpler Kurulu" önermiştim. TSF gönüllü olarak Ana Statüye yazacak ve bu kurula mali kaynak ayıracaktı.

Bu kurul liglerin düzenlenmesi başta olmak üzere, kulüpleri ilgilendiren konularda yetkili olacaktı. 1. Lig kulüpleri birer temsilci vereceklerdi. Diğer temsilciler de TSF dahli olmadan, kalan kulüpler arasından seçilecekti. Neden bu yetkimi paylaşacaktım? Satrancın kurtuluşunu burada görüyordum. İl Temsilcileri, Kulüpler, Hakemler gibi bazı alanlarda yetki dağıtımı olacaktı ki, işleri yüklenen sırt ve çözüm üreten beyin sayısı artsın. Buna da kurumsallaşma denir.

Ben bu planı 2012-2016 döneminde rahat etmek için istemiyordum, 2016 sonrası için meyvelerini verecekti. Ben dört yıl problem yaşamaktan korkmam, problemler çıkacak ki, çözeyim, bir işe yarayayım. Tabii bu planlar geçmişte kaldı. Umarım ki yetkililerimiz dikkate alır, işe yarar gördüklerini uygulamaya sokarlar.

Tamamen bağımsız Kulüpler Birliği? Bence olmaz! Yani bugün olmaz ama bir yerden başlanabilir. Kulüplerimizin büyük çoğunluğu dosya kulübü. Birinci lig kulüplerimizin çoğu da genelde tanımadığımız bir "büyüğümüzün" iki dudağı arasında. 18 sezon bitirdik, 5 şampiyon kulüp bugün satrançta yok. Bu size bir şey anlatıyor mu?

Selamlarımla
Ara
Cevapla
#8
Kulüpler birliği ile ilgili olarak
Sanırım özetlemek gerekirse ortaya çıkan tablo şu şekilde ;
Toplumun talepleriyle,devlet yönetimi arasında arz talep dengeleri açısından söz konusu oluşum iki şekilde gerçekleşebilir ;
a.) GSGM ve TSF ‘bünyesinde olarak,
b.) Bir sivil toplum örgütü olarak (dernek vb.)

Amacı eğer ait olduğu kuruluşun içinde kalarak her türlü düzenleme uygulama kaynak aktarımı gibi devlet olanaklarından faydalanarak kendi düzenlemelerini kendisi bir alt kurul olarak yapacaksa –a- seçeneği ,

Amacı STÖ olarak, teşkilattan ayrı, toplumsal örgütlenme ise –b- seçeneği.

Ancak burada temel amaç tamamen bağımsız bir güç olarak TSF dışında,ona tamamen muhalefet yapmaktan ziyade iç işleyişini kendi oluşturup düzenleyen,elbette yerinde muhalif olan, kendi kararlarını alan kurum olarak algılıyorum ki bu kurumun seçim ortamında oy kullanabilmesinin kabulü için toplumumuzun çok gelişmiş olması gerekir.Aslında olması gerekendir,ama henüz tam o demokrasi anlayışında değiliz.Çünkü siz nicelik açısından ne kadar güçlü olursanız olun yine de yetmiyor.Ancak dışarıda eleştiren konumunda kalıyorsunuz.İşleyişin ve alınan kararların dışında…Sizin dışınızda ve sizden habersiz.Ayrıca zorunlu harcamalar için mali kaynak sorunu ortaya çıkacaktır.Belki geçici bir süre için bu da aşılabilir.Futbol kulüpler birliğiyle kıyaslamayalım.Durum çok farklıdır.Hasılat gelirleri vardır orada ve üyelikleri süresince kaynak transfer edebilirler.
Ama işleyişin içinde olmak ,planlamak,uygulamak,karar vermek,günü gelince seçmek isterseniz nitelikli yapılanmış yapının(BÜYÜKÇEMBER) içinden çıkan, işleyişin,yani yürütmenin(KÜÇÜK ÇEMBER) içinde yönetim olarak yer almak gerekir.

Benim kişisel görüşüm her ikisinin de olabileceğidir.Ancak tercihim –a- seçeneğinden yanadır.
Çünkü ülkemiz bürokrasisinde işleyişe bakalım…DELEGASYON SİSTEMİNE… Hep işleyişin ve yönetimin içindekiler oy hakkı tanınmıştır.İşi bir ucundan omuz verip,otoriter yönetimin içinde olanlara.Dışarıdakilere kendi işlerine bakan olarak görülür.Son seçimlerde bir tek aksi örneğe rastlayamadım ben.Bu konudaki sorunlarda, düzenlemeler de YENİDEN YAPILANMA SÜRECİ içinde oluşturulacak “ideal Genel Kurulun “yapacağı statüyle çözülecek bir konudur.

Ancak böyle bir KULÜPLER BİRLİĞİ ,TSF içinde de kurulabilir.Yasal engele rastlayamadım ben.ANA STATÜDE sadece 6.madde değil (6.madde j bendi olacak,önceki yazımda yanlışlıkla i bendini gösterdim,özür dilerim.) 8.maddenin a,g,ğ,h 9.maddenin 2.,11. Maddenin b,ç,d,e,h,ğ,ı,l,o,ö bentlerini de incelediğinizde dayanak ve ilgi gösterilerek adı “kulüpler birliği” olmasa da TSF içindeki kurullardan yada alt kurul olarak kurulmasında sakınca olmadığını düşünüyorum.Zamanında vardı,basın kurulu,milli oyuncular kurulu gibi.Sonradan kaldırıldı sanırım.Adı –SATRANÇ LİGLERİ ve KULÜPLERİ KOORDİNASYON KURULU gibi neden olmasın ? Çünkü gerekçeler de hazır.Kulüplerin alt yapılarını geliştirmek,tesisleşmeyi teşvik etmek,eğitim programları birliği sağlamak,kaynak yaratmak,denetlemek,gelişmelerini sağlamak vb…Böylece Teknik Kurulun da yükü hafifleyecektir.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#9
NASIL BİR KULÜPLER BİRLİĞİ ?
“Sarı,mavi olmak istediği zaman yeşil olur.”
Bu Rus atasözü çok şey anlatır özünde değil mi?.

Biz –“SATRANÇ KULÜPLERİ ARASINDA DAYANIŞMA ve DOSTLUĞU OLUŞTURMAK ,ÜLKE SATRANCINI ÜLKE İÇİNDE ve DÜNYADA HAK ETTİĞİ SAYGIN YERE OTURTMAK”- amacına yönelik bir konu tartışıyoruz,en azından ben böyle anlıyor,düşünce ve önerilerimi paylaşıyorum.Bu amaç yörüngesinde paylaşım içinde olmaya devam edeceğim.
Yukarıdaki atasözünü özellikle yazdım .Çünkü TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU ile ayrı kurulmuş olan- KULÜPLER BİRLİĞİ VAKFI-(adı böyle) arasındaki sürece dikkat çekmek isterim.Her toplantısında kavga,samimiyetsizlik,uzlaşamama yada sadece güçlü olanların işine yarayan kararlar yüzünden ayrışmalar...Kuruluş amacının dışında zaman kaybı oyalanmalar..İzleyen,takip eden varsa bilirler.

2.ekim.2012 tarihinde TFF Başkanı Sn.Yıldırım DEMİRÖREN ile Kulüpler Birliği vakfı yeni başkanı Sn Halil ÜNAL (Eskişehir Spor) Eskişehir Hanefi DEMİRKOL tesislerinde yapmış olduğu toplantıda yeni kulüpler kanununun çalışmalarına başladıklarını açıklamışlardır.Tasarı GSGM uygun görüşünden sonra Gençlik ve Spor Bakanlığının onayına sunulacaktır.

Bu süreç TSF için emsal teşkil eder mi? Ya da Kulüplerimizin ilgi ve bilgi dahilinde midir ?

Eğer akıllı bir toplumsak kendimizin, daha da ileride olmak istiyorsak başkalarının da hatalarından ders çıkarmalıyız.
Satranç alanında kulüpler birlik sürecinin neresindeyiz ?Nasıl somut kararlar ve gelişmeler vardır? ORTAYA KOYMAK GEREKİR ! Bu arada toplantılarında hiç bulunmadığım 1.Lig Kulüplerimiz için herhangi bir yorumda bulunmuyorum.Bu konuda bir bilgim ve fikrim yoktur.Beni ilgilendiren henüz kurulması istenen Türkiye Kulüpler Şampiyonası’ na katılan kulüpler üzerinedir.

Şu konulara da değinmeliyiz sanırım…

*** Kulüpler hangi düzeyde temsil edilecektir.Kulüp başkanı mı? Yetki ve görevlendirilmiş resmi kulüp
üyesi mi ?
***Birçok kulüp satrançta sürekliliği sağlayamıyor.Ya branşları kapanıyor yada liglerden çeşitli maddi sebeplerden ayrılmak zorunda kalıyorlar.Bu durum değerlendirilmelidir.
***Kulüpler TSF bazında etkili temsil edilebilecekler midir? İl şubeleri olacak mı ? Bu şubelerde alt yapı gelişim projeleri kapsamında okullarla koordineli çalışabilecek mi ?
*** İl şubeleri kendi etkinlikleri için sponsor yaratabilecek mi ?
***Kulüpler satranca teşvik çalışmaları yapabilecekler midir ? TSF bunu haklı olarak bekler.
*** Sadece seçim süreçlerinde mi toplanacaklar ?
***Hukuk kurulları olacak mı ?
*** SAHASI OLMAYAN SATRANÇ SPORUMUZUN bu en temel sorununa el atabilecek mi ? Çünkü Kulüpler TSF ‘nin asli oluşumudur! Tabanda gelişimin okullarla birlikte en temel unsurudur !
*** Sporda şike sorununa karşı durabileceği ETİK KURULU oluşturacak mı ? Satrancımızı bundan koruyup-temizleyecek projeleri olacak mı ?
( … ! ! …)
Örnekleri artırabilirim.Gerçi bunlar TSF ‘nin görev ve sorumluluk alanında diyebiliriz. Ama eksik olmaz mı ? Satranç bizim değil mi ? Hepimizin… Gelişmek diyoruz.. Başarı diyoruz..Böylesine temel ve altyapıda sonsuz öneme sahip kulüplere sahip çıkmak satranca sahip çıkmakla eşdeğer değil midir ?

Çok özlediğimiz olimpiyat başarılarımız nasıl gelecek ? 42.lik eleştirilebilir ? Bu çok kolay olur.Bunu bazen ben de yapıyor ve kendimi sorguluyorum. Neden 42.lik…BİRİNCİ OLSAYDIK KENDİMİZİ BAŞARILI MI SAYMALIYDIK ? Birincilik yada ilk on.. Bu mu başarı ? Alt yapı kurma çalışmaları mı yoksa..Hemen çabuk ve kolay yoldan ulaşmak istenen.Bu, insanlara yada toplumlara sunulmuş bir şans ya da lutuf mudur?

Sabır,azim,fedakarlık,gerçekcilik,cesaret planlı çalışkanlıkneleri ifade eder ? Bu 42.lik içinde bende var mıyım ? Ülkem için ben kendi adıma ne yapabildim ?
Elim taşın neresinde ?
Sonuç olarak,bu eylem aşamasında girişimde bulunmadan kendiliğinden bir KULÜPLER BİRLİĞİ ANCAK HAYALLERİMİZDE YAŞAR KALIR ! ..Yılda bir kez “sohbet havasında”,tüzel kişiliği ve hiçbir yaptırımı olmadan sadece forum platformlarında tartışılır durur. Tartışınca ne oluyor ,bir grup doğuya giderken diğer grubu batıya giderken görüyoruz.İstedikleri yöne gitmekte özgürdürler.Bu fikir çeşitliliğidir.Ama neden hiç samimiyetle uzlaşıp ADIMLARINI HAYATIN İÇİNDE ATMAZLAR ?
BAZEN AMACIN DA ZATEN BU OLDUĞU DÜŞÜNCESİNDEN DE KENDİMİ ALAMIYORUM DOĞRUSU…

Kulüpler Birliğini isteyen kişi ve kuruluşlar herhalde kendi aralarında iletişim için önce bir Koordinasyon Kurulu oluşturmaları gerekecektir.Ben bunu bile göremiyorum.Bu açıdan samimiyetsizlik kokuları alıyorum.

Ama yanılıyor da olabilirim.

Sarıyı sarı olarak, maviyi mavi olarak görmek güzeldir.Yeşil de her dem yeşil kalmalı…
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#10
burada kulüpler birliği için varılan sonuçlar bana göre de şu.

kulüpler birliği kendiliğinden kurulamaz . durumdan vazife çıkarıp bunu türkiye satranç federasyonunun yapması lâzım. bu konuda sayın cengiz keleş seçim öncesi durumdan kendine bir vazife çıkarıp proje üretmiş ve yayınlamış . şimdiki federasyon acaba bu konuda kendine bir vazife çıkarıp proje üretebilir mi . eğer üretirse , sayın aşkın taşan ın saydığı madde ve şıklara gerek yok . sadece 6. maddenin Ç bendi yeterlidir .kendine bağlı gevçek bir federasyon kurabilir .

buna rağmen hukukçularımız olmaz öyle şey diyorlarsa yapılacak tek şey halen mevcut ve kadük kulüpler birliği ile temas kurup onun canlandırılması için kendine ne vazife düştüğünü araştırması lâzım .çünkü türkiye'nin bir kulüpler birliğine ihtiyacı var. peki bunu şimdiki federasyon yapar mı ? bana göre yapmaz.

ikinci konu daha önemli . bir federasyon kurulurken taaaa.. işin başında onu teşkil eden kulüpler kendi üyelerinin içinden federasyon temsilcileri seçer ve genel kurula gönderir . bu bir federasyonun olmazsa olmazıdır . ama 1991 de , işin başında hata yapılmış .bir kulübün (dosya kulübü) olsa dahi kendine bir temsilci seçmesi zor bir şey değil .yeter ki federasyon hukukçuları bu konuda olumlu fikir beyan etsin.
federasyon öncelikle kendi kendini kurumsallaştırması gerekir . kendini kurumsallaştırması içinde niyet lazım . yoksa sayın ateş ülker 50 sene değil 100 sene beklese bu iş olmaz . federasyonun kurumsallaşması için sayın cengiz keleş in dediği gibi 4 yıl yeterde artar bile .

federasyon bunu yapıp kendi bindiği dalı keser mi?.. bence kesmez .
şu anda zaten federasyon sayın ateş; satrançseverlerin elinde , satranççıların değil . satranççılar dışlanmış durumda . bu bana çok acı veriyor . çok acı oldu bu sonuca varmak . ama sayın aşkın taşan bu federasyondan çok şeyler bekliyor ve çok umutlu görünüyor ve arkası arkasına tesbit ve öneri gönderiyor . korkarım çok çabuk hayal kırıklığına uğrayacak.

bir satranççının tesbit ve önerilerine bu federasyonun hiç ihtiyacı yok.

bekleyip göreceğiz .

saygılar herkese .
Ara
Cevapla
#11
Tespit, öneri ve umutsuzluk …
Eğer bir satranççı olarak tespit ve önerilerde bulunamayacaksam bu forumda hangi amaçla bulunduğumu sorgulamaya başladım.Ve şunlar kaldı bana ; meraklı bir izleyici-okuyucu-,sessizlik içinde her şeyi kabullenen tepkisiz bir seyirci,katılımcılığı ret eden bir birey,yada her şeye muhalif bir üye,veya rüzgarın esen yönüne göre tavır alan bir insan.Hangisini seçsem ?!...Bir üye olarak sorumluluklarımın farkındayım.Yazarken saldırı yada herhangi bir savunma duygusu içinde değilim.Öncelikle açıklamak paylaşmak istediğim gözlem ve deneyimlerim var.TEPKİLERİN CİDDİYETİNE GÖRE bu paylaşımlarımı sorguluyorum da.Egomu tatmin için de yazmıyorum.Çünkü bu platformu bu amaç için görmedim hiçbir zaman.Doğruluğuna inandığım, fikirlerin, uygulamaların, önceden uygulansın yada uygulanmasın kararlılıkla yanında ve arkasındayım.Bu ÖZGÜR SATRANÇ FORUM platformunda çeşitli fikirlerin bir araya gelerek güçlü çıkarımlar oluşturacağına inanıyorum.
Elbette umutluyum.Yeni başlangıçlar her zaman taze umutlara gereksinim duymaz mı ? Boy veren gelişmeler umutlardan beslenerek serpilmez mi ? Elbette yanılabilir, hayal kırıklığına da uğrayabilirim.Burada ne uğruna umut taşıdığım önemlidir.Gerisini gereksiz detay olarak görürüm.Ama umutsuzluğu “-yaa, ben size söylemiştim bu işin böyle olmayacağını,hem de, ta en başından..” kozu için ise asla kabullenemem !
Ülkemiz satrancının hak ettiği sonuçları elde edebilmesi için NİTELİKLİ ALT YAPININ KURULMASI gerekir ki bence gerçek başarı budur.Yoksa uluslararasındaki her türlü karşılaşma değerlendirmeleri sadece ve sadece bir sonuçtur.Bir şeylerin son bulmasıdır.Kurumsallaşmış düzen içinde önceden planlanmış her şeyin uluslar arası düzeyde kıyaslanmasıdır benim için sonuç.Ülkeyi nereye götüreceğinin işaretleyicisidir.Başarı ise eğitim programlarında satranç gibi çağdaş etkinliklere de yer verilerek aydınlanmaya katkı sunmaktır .Katılımcı olmak başarının temel koşullarındandır,ister söylemde ister eylemde..
Bu federasyondan çok şeyler beklediğim doğru ve açık bir tesbittir.Alternatifi olamayan bir tek federasyon.Çeşitli forum ortamlarında konuşma ve tartışma ortamı ve doğal gerekçe sağlayan federasyon.Satranç severlerin de satranççılarında hepimizin ortak federasyonu.Tüm etkinliklerin planlanıp yapıldığı…
KARAMSAR OLMAK ZOR DEĞİL ,ZOR OLAN ÇILGIN BİR FIRTINADAN SONRA GÖKKUŞAĞI GİBİ GÜLÜMSEYEBİLMEKTİR…
Bırakmadığımız ve denemekten vazgeçmediğimiz sürece asla yenilmiş sayılmazsınız !
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 6 Ziyaretçi