ELO HESAPLAMALARI
#1
Bu, benim hitap tarzımdır. Size veya bir başkasına...

Yazacaklarımı belki süre kısıtlaması sebebiyle bir kaç farklı zamanda yazacağım. Kes yapıştır sağlıklı değil.
Artık hızlı yazamıyorum. Umarım bunu anlarsınız.
Ben forumda bu konunun yazarı By. Gökhan DEMİR' i tanımam. Geçmişte tanışmadık, aramızda bir olumsuzluk da yaşanmamıştı şimdiye kadar.
Gerçi forumda kimleri tanıyıp tanımadığımı da bilemiyorum artık.
Ama hiç olmazsa bu arkadaş kendisini açık kimlikle tanıtmış, sizin gibi...
Gerçi tanısam da tanımasam da aynıdır benim için. Sonuçta, kendisine de dediğim gibi satranç için belli bir emeği vardır.

...

İsterseniz durumu önce bir tespit edelim.


20.Ekim 2013 13:01 tarihli yazımda da samimi olarak belirttiğim gibi;

1- Bütün sporcuların ELO ve UKD hesaplanması bir haktır. Bu, söz konusu turnuvada yapılmamış, belli bir hak kaybı oluşmuştur.
2- Yine "sn. DEMİR" diye başlayan aynı yazımda sporcu emeğini ön plana koyarak kendisine samimi desteğimi açıkça belirttim.

3-Söz konusu turnuvanın hesaplamalara gönderilmeme sebebini önceleri tahmini olarak açıkladım. Ama bununla yetinmeyip gerçeği araştırma ihtiyacı hissettim.

4- Ancak, üzerinden 5-6 ay geçen turnuvanın ELO hesaplamalarına gönderilemeyeceğini, böyle bir talebin "FİDE TARAFINDAN DA" kabul görmeyeceği sonucuna vardım.

5- Çünkü bu araştırmada FİDE ye gönderilmesi için önce TSF ye bildirilmesi, daha sonra da süresi içinde ELO hesaplamalarında kullanılmak üzere FİDE' ye gönderilmesi gereğini yazdım. Ama bunların yapılmadığını 22.Ekim.2013 12:12 tarihli yazımda açıkladım. Bunda bir kasıt olmadığını düşündüğümü, olsa olsa art niyetsiz bir hata, ihmal olabileceğini belirttim. Çünkü diğer üyelerinde belirttiği gibi ELO hesaplamalarında kullanılıp kullanılmayacağının açıklık kazanmadığının farkına varılmadığını, bu konunun sadece yöneticilerin değil sporcularında gözünden kaçabileceği ön görümü ortaya koydum. Bu öngörümü maçların yapıldığı tarihlerde hiçbir oyuncunun fark edip yazılı veya sözlü olarak ortaya koymamasına bağlıyorum. Ama hemen ifade edeyim ki bu konudan emin değilim.

Çünkü insanlarda şöyle bir algı oluşmuş belli ki;
"Nasıl olsa bu turnuva da diğerleri gibi aynı süreç içinde işlerlik kazanıp hesaplamalara gidecektir".
Çünkü işler yolunda giderken, aksamalar yaşanmazken bu gibi şeyler fark edilmez.
Ama işler tersine dönünce?...
(Devam edecek...)
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#2
(Devam) : 2
____________

6- Ancak aynı yazıda sn. DEMİR tarafından ortaya konan bazı sporcuların korunduğu şeklindeki "tahmini" itham zamanla bir suçlamaya dönüşmesi çok muhtemel olduğu için yazımda bunun ispatlanması gerektiğini aksi halde bir çok kişinin bu durumda zan altında kalabileceğini belirttim. Yazımın sonraki bölümünde "üzüm yemekten çok bağcı dövmek " deyimi bana aitti. Belki burada gereksiz ve haddini aşan bir saptama yapmış olabilirim, hatadır ve kabul ederim. Ama diyalog, üslup, uzlaşma , anlayıştan bahsetmemin gereksiz olduğuna inanmamakla birlikte, şahsımdan yöneldiği için üslup değişti. Kılıçlar çekildi.

Üsluptan bahsederken aynı hataya düşmemem gerekiyordu. Ancak, küçük düşürme, aşağılama, onuruna dokundurarak alaycı ifadeler bunlar tamamen gereksizdi. Meslek şerefine, yolluklarımıza, hakem ücretlerine sorgulamalar yöneltme gibi durumlar hiç açılmamalıydı. Bunlar malzeme konusu yapıldı.

Tüm bunları okuyup gördünüz. Duymazlığa, bilmezliğe geldiniz.

Uyarıcı nitelikteki diğer üyeleri de suçlarcasına yok saydınız. Hatta bazı arkadaşlarımıza aynı üslupla saldırıp desteklerinizi bile çeken arkadaşlarımız olmadı mı?

Erşan GÖKERMAN, M. Aşkın TAŞAN 'ın geçmişini kendi yorumuna göre forum ortamına sermeye çalışırken, bunları görmedi, duymadı, yazmadı.
Gerçi sizin yazmanıza gerek yok. Ama ortak akıl, sosyal yaşam bunları gerektirirdi.

7- "siz- biz" ayrımını ortaya koyup gizliden destek verdiniz. Anadolu- İstanbul ayrımı gündeme gelip, şahsımı İstanbul düşmanı ilan ettiniz. Keza yine İstanbul' lu başka arkadaşlarımızda yine bu satırlardan beni faşizan, halk düşmanı ilan etmişti. Hayatımın bir bölümünün İstanbul'da geçmesi, orada büyük aile fertlerimin yatıyor olması, satrancı İstanbul'dan örnek alan ben, İstanbul'a nasıl düşman olabilirim? Sağlıklı bir açıklaması var mıdır?

8- Yetmedi bazı arkadaşlarım yine şahsıma dini kullanarak bana nasihatler vermeye kalktılar. Ne kadar da uymuştu ya o nasihatler. Adres acaba ben miydim?

9- Benzer aşağılama, küçük düşürme çabaları gizliden, süslü cümlelerin ardından, hayatını ev hanımlığının yanı sıra mesleki mücadelesiyle de sürdüren insanlara da yöneldi. Ama garip olan şu ki; o mücadeleci insanlar- bayanlar biz erkeklerden iki misli hayat mücadelesi içindeler. Sorumlu oldukları başka mecburiyetleri de var. Biz böyle gördük ta ailelerimizden.
Ve ev halkı saygı duyardı, paylaşımla aile hayatı idame ederdi.

O kurabiyeler bizim çocukluk aşlarımızdı annelerimizden. Biz onları hiç aşağılamadık. Ölçümüzü kurabiyenin karbonatına değil, üslup ve davranışlarımızda aradık.

Çağdaş olduğunu savunan arkadaşlarımızdan çok yerinde tespitler aldım bu yazılarda Erşan Kardeşim.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#3
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:3-Söz konusu turnuvanın hesaplamalara gönderilmeme sebebini önceleri tahmini olarak açıkladım. Ama bununla yetinmeyip gerçeği araştırma ihtiyacı hissettim.

TSF Eğitim Kurulu Başkanı, önce tahmini yanıtlar veriyor, sonra araştırıyor. Bu kişinin esas mesleği "eğitim" olarak geçmiş eğitim kurulu sayfasındaki "mesleği" kısmında...

Saygılarımla,
Gökhan Demir
Ara
Cevapla
#4
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:(Devam) : 2

Üsluptan bahsederken aynı hataya düşmemem gerekiyordu. Ancak, küçük düşürme, aşağılama, onuruna dokundurarak alaycı ifadeler bunlar tamamen gereksizdi. Meslek şerefine, yolluklarımıza, hakem ücretlerine sorgulamalar yöneltme gibi durumlar hiç açılmamalıydı. Bunlar malzeme konusu yapıldı.

Tüm bunları okuyup gördünüz. Duymazlığa, bilmezliğe geldiniz.

Uyarıcı nitelikteki diğer üyeleri de suçlarcasına yok saydınız. Hatta bazı arkadaşlarımıza aynı üslupla saldırıp desteklerinizi bile çeken arkadaşlarımız olmadı mı?

Erşan GÖKERMAN, M. Aşkın TAŞAN 'ın geçmişini kendi yorumuna göre forum ortamına sermeye çalışırken, bunları görmedi, duymadı, yazmadı.
Gerçi sizin yazmanıza gerek yok. Ama ortak akıl, sosyal yaşam bunları gerektirirdi.

7- "siz- biz" ayrımını ortaya koyup gizliden destek verdiniz. Anadolu- İstanbul ayrımı gündeme gelip, şahsımı İstanbul düşmanı ilan ettiniz. Keza yine İstanbul' lu başka arkadaşlarımızda yine bu satırlardan beni faşizan, halk düşmanı ilan etmişti. Hayatımın bir bölümünün İstanbul'da geçmesi, orada büyük aile fertlerimin yatıyor olması, satrancı İstanbul'dan örnek alan ben, İstanbul'a nasıl düşman olabilirim? Sağlıklı bir açıklaması var mıdır?

Yukarıdaki satırlar Aşkın Taşan'ın benim adıma açtığı konuda yazdığı iki yazıdan benimle ilgili olan bölümler. Diğer kısımların ana konu içinde tartışılmasının, konunun ve okurların dikkatinin bölünmemesi açısından daha doğru buluyorum.

Benimle ilgili olan iki madde var;

1) Gökhan Demir'in üslubu ile ilgili bir eleştiri yapmamış olmam,
2) Anadolu-İstanbul ayrımını getirerek kendisini İstanbul düşmanı ilan etmem.

Sayın Taşan işte bu maddelere dayanarak aşağıdaki satırları yazabiliyor;

''Çünkü çıkarcılık ve bireysellik bir araya gelince, hedefteki insanların görevi, mesleği ve onurunun hiçbir önemi kalmıyor.
Hatta birbirlerini bu alanda savunma ve kutlama mesajlarına bile ihtiyaç duyabiliyorlar.
Bu anlayıştaki insanların ülke yönetiminde, ya da satranç yönetiminde olmalarını düşünebilmek ne kadar abesle iştigaldir.
Onca yazılarında laf salatasının yanında hiçbir öz ürünlerini ortaya kayamayan bu arkadaşlarımız, herhalde aynı kişisel problemleri yüzünden sn. Cengiz KELEŞ ' i de yarı yolda bırakabileceklerinden korkarım.''


Sayın Taşan, öncelikli olarak bir kişi ile ilgili bu tip suçlamalar yapacaksanız adını açık açık yazın. Yazın ki suçlanan kişiler açıkça cevap verebilsin. Hem birilerini isim vermeden işaret edip, sonrasında 'ama ben sizin için dememiştim' oyununu oynamayın.Diğeri bel altından vurmaktır. Burada bir ilimizle ilgili isim vermeden bir şikayet gündeme geldiğinde siz hemen ne diyorsunuz?

''Bu bir ihbarsa eğer doğru kabul etmek için açıkça yazmalısınız.
Bu durumda hangi il-iller, temsilciler, hangi hakemler?
Hangi il müdürlükleri?
''

Benim bu forumda ve başka forum ortamlarında nasıl bir üslup kullandığım çok uzun yıllardan beri belli. Kimseyi nasıl yazacağı konusunda uyarmak gibi bir görevim de yok, bu benim haddime de değil. Sürekli olarak birlikte hareket edildiğinden, benim Gökan Demir'e malzeme taşıdığımdan falan söz ediyorsunuz. Bu yazışmalarla ilgili Gökhan Demir ile tek bir konuşmam olmadığı gibi kendisini en son 1 yıl önce gördüm. Eğer forum kurallarına aykırı bir durum varsa moderatörler devreye girer ya da siz tartıışmayı bir noktada kesersiniz. Ama bu noktada Selim Gürcan'ın aşağıda alıntıladığım görüşüne katılıyorum;

''Sanırım burada strateji şu. Üyelerden biri haklı bir soru yönlendirir. Alakasız cevaplarla üye çileden çıkartılır. Sonrasında aynı sorular gelince yine benzer şekilde davranılır. Nihayet üye doğal olarak sinirlenince "Neden sinirleniyorsun , hakaret ediyorsun" diyerek konu iyice saptırılır. Ve nihayetinde "Böyle terbiyesiz sorular soran insana herşey müstehak" yorumları yapılır adeta.''

İstanbul- Anadolu ayırımını ortaya koyduğum tamamen gerçek dışıdır. Aşık Bey durup dururken, ''İstanbul'da olan bir turnuva için bu gürültüyü kopartıyorsunuz, biz Anadoluda yıllardır daha fazlasını yaşadık niye o zaman sustunuz'' diyerek, kendince taraftar toplama girişiminde bulunmuştur. Benim konuyla ilgili tek söylediğim, 'bunun konuyla bir alakasının olmadığı, Anadolu'da da benzeri bir durum örneklenmesi halinde aynı şekilde itiraz edeceğimdir.

Bakın Aşkın Bey, ben uzun yıllardır pek çok şeyi eleştiriyorum. Hatta şimşekleri ilk üzerime çekişim sizinle birlikte Eğitim Kurulu üyesi olduğum zamana dayanır.(2000-2003) O zaman TSF internet sitesinde haber girişlerini de yapan başkan Ali Nihat Yazıcı'nın, iki aşama halinde yapılan Türkiye Satranç Liginde ara transfer yapılamayacağına ilişkin yanlış bir haber girmesini eleştirmem üzerine başlamış ve Tahsin Aktar'ın ''TSF'nin bir kurulunun üyesi nasıl böyle eleştiride bulunabilir' demesi üzerine de kurumla ilişkimin bitmesine neden olmuştur. O zamandan bu yana hiçbir şeyin değişmediğini görüyorum. Siz ne kadar çok çalışır, ne kadar üretirseniz üretin, yanlışlık karşısında arkadaşlarınızı ve kurumu koruma refleksinden sıyrılıp, sorumlular yerine mağdurları suçlamaktan vazgeçmedikçe benim gibi düşünenlerden tepki alacaksınız.

'Sadece eleştirmesini bilirler, ellerini taşın altına sokmaz, tek bir şey üretmezler' yaklaşımınızı hakaret olarak kabul ediyorum çünkü gerçek dışıdır. Eleştirdiğim onlarca konuda çözüm önerilerim de oldu. Bunların da bir kısmı şu an uygulanmaktadır. Kendimi anlatmaktan hoşlanmıyorum ama konu Sn Erşan Gökerman olduğuna göre istemeyen okumaz.

Örnek olarak verebilirim, 2011 yılında Türkiye Satranç Ligi ile ilgili tıkanıklar, sorunlar ve bunları aşma yöntemleri ile ilgili tamamen kendim bir çalışma yaptım ve Kulüpler Birliği'ne alternatif bir lig formatı ile ilgili önerimi sundum. Sunduğum format kendi takımımın çıkarlarına (!) fena halde ters düştüğü halde. Kulüpler birliğinde oybirliği ile kabul edilen bu format dönemin asbaşkanı Gülkız Tülay'ın liderliğinde, benim de bulunduğum bir çalışma grubunda değerlendirildi ve kabul edildi. 2011-2012 sezonundan itibaren de İş Bankası 1. Ligi bu formatta oynanmaktadır. Tüm bu çalışmaları yaparken 2010 yılında dönemin yönetim kurulunun ibra edilmemesi ile ilgili süreçte aktif olarak rol aldığımı, 2012 seçimlerinde Cengiz Keleş'in listesinden aday olduğumu da hatırlatırım.

Cengiz Keleş'i yarı yolda bırakıp bırakmamak gibi en azından benim derdim yok. Her konuda aynı düşünmek ihtiyacını hissetmiyorum. Gökhan Demir'in tasarrufuna da karışmanızı garip buluyorum. İsteyen istediğine destek verir, istemediğine de vermez. Siz şu an yönetim kurulunda yer alan bazı üyelere '2004'ten beri Cengiz Keleş'i desteklediniz neden yarı yolda bırakıp 2012 de karşı tarafa geçtiniz' diye soruyor musunuz?

Çıkarlardan bahsederken ve kimin hangi görüşü dile getirirken ne gibi çıkarların peşinden koştuğuyla ilgili çıkarımlarda bulunurken daha dikkatli olmanızı öneriyorum. Daha titiz olmak ve Gökhan Demir'in de yazdığı gibi önce araştırıp sonra yazmak daha verimli olabilir, zira o zaman aşağıda sizden alıntıladığım iki cümleyi aynı gün içinde kullanmak zorunda kalmazsınız;

''Yarışmanın Ön Kayıt İşlemi Nasıl Gerçekleşir?
ELO hesaplamalarına dahil olması düşünülen yarışmaların aşağıdaki bilgileri ile en geç yedi (7) gün önceden ön kayıtlarının web üzerinden yapılması gerekmektedir''
Aşkın Taşan 30.10.2013

Elo hesaplamalarına gönderilecek turnuvalar 30 gün öncesinden ELO ya kayıt yapılır. Siz bakmayın bazı bilgiç arkadaşlarımızın bir hafta öncesinden dediğine. TSF? ye bile bir hafta öncesi geç olabiliyor bazen.
Yanlış etkilenip sonra böyle yanlış algıyı yansıtıyorsunuz.
Aşkın Taşan 30.10.2013
Ara
Cevapla
#5
Devam-3-

?Aşkın Taşan'ın iddia ettiğinin aksine, sadece çıkar peşinde koşan, hırs düşkünü benim gibi muhalif üyelerin yanında, Selim Gürcan, Özgür Akman, Abdülkadir Bener gibi isimler de tartışmasız bir şekilde turnuvanın hesaplamalara gönderilmemesini eleştirdiler.?
Yapmayın!
Çarpıtmayın, toplumu yanıltmayın!
Aynı söylemi,? hesaplamalara gönderilmeliydi? ifadesini ben o üyelerden çok önce de yazdım, ifade ettim. Sebeplerini de defalarca açıklamışken ve yazılarım orada duruyorken böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirsiniz?
İnsaf!
?
Bakın çarpıtmalarınıza;

1- ?Başından beri ortada olan bir gerçek var. Tüm bu sürecin bir noktasında, kasıtlı ya da kasıtsız bir ihmal, bir unutkanlık neticesinde bu durum oluştu. İl temsilciliğinin, Başhakemin ve konunun gönüllü savunucusu Aşkın Taşan'ın konuyla ilgili açıklamalarının hiçbiri, esas nedeni bulmamıza yardımcı olmadı.? E. GÖKERMAN- 30.10.2013 -- 16:04
?Ama İstanbul' da bu durumun muhakkak keyfi sebeplere dayanmadığını düşündüğüm bir açıklaması olacaktır.? 20.10.2013 13:01 derken iyi niyetli bir tahminde bulunmuştum. Bu bir gönüllülük esasına dayanan savunma değildir. Bu düşüncemi yeterli görmeyip daha ileri araştırmalara da gittim. Bunun bir anlamı olmalıydı sizce, bu konuya da değinebilirdiniz. Beklerdim sizden objektifliğinizi sergilerdiniz. Ama kişi üzerinden kuruma yüklenmeyi seçtiniz. Ben de şaşırtan sebeplerden biri de budur.
?Her ne sebeple olursa olsun, böylesine önemli bir turnuva ELO hesaplamalarına gönderilmeliydi.? ( 22.10.2013 12:12) derken bir temennide bulunarak görüşümü açıklamıştım. Savunuculuğunu yaptığımı söylediğiniz kişilere o zaman böyle yaklaşmaz, farklı bir biçimde ifadeler kullanırdım.
?Ama ön şartları da oluşmamış. Onun için gönderilme şansı, başvurusu yapılmadığı için kalmamış.?
Ön şart, yani FİDE ?ye kayıt için TSF ye ön bildirim!
Bu da araştırmalarım sonrası ortaya koyduğum saptamamdır. Bunu da görmüyor ve hala yok sayıyorsunuz. Toplumu yanlış bilgilendirdiğimi söyleyip, durumun ortaya çıkışını engellediğimi açıklamaya çalışıyorsunuz.

2- ? Son olarak ortaya çıkan 'turnuva FIDE'ye kayıt ettirilmedi ' cevabı da beni tatmin etmiyor?2013 başında değişen kurallara adapte olunamadığı, bu turnuvaların FIDE'ye ulaştırılmasında bir görev paylaşımı problemi olduğu açık?En son ortaya çıkan 'kayıt ettirilme ' konusu da yukarıda belirttiğim sebeplerle tam bir cevap değil. Çiğdem Hanım şimdi usulca topu teknik kurula atıyor.? E. GÖKERMAN

Bütün bu saptamalarınıza defalarca cevap verildi. Talimatnameyi ortaya koydum tarafsız bir şekilde( aslında sporcuların haklarından yana saf tutarak).
Orada ne yazılıyorsa ona göre işlem yapılmış. Bunları bilmem kaç defa Çiğdem Hanım da söylemesine ve talimatnameyi gayet açık biçimde yayınlayıp her türlü yorumunuza açık bir şekilde sunmamıza rağmen?
3- ? Burada size getirilen eleştirilere hiç bir yanıt vermeksizin beni çok ağır ithamlarla suçlamaya devam ediyorsunuz. Bu başlık altında yaklaşık 10 üye sizin, üslubunuza, mantığınıza ve açıklama tarzınıza eleştiri getirdi.? 30.10.2013 16:04

Ben hatalı olabileceğim iki hususu burada belirttim. Açıkladım ve tartışmaya o sütunda düşüncelerimi de belirterek son verdim. Bunu da ilgili üyelerden birinin son yazısına hitaben yaptım. Sulh istedi. Saygı duydum.
Ama siz kaşımaya devam ettiniz. Amacınız bağcı dövmek, bu çok açık ve defalarca da teyit edildi tarafınızdan. Hemen hemen her yazınızda?

? Eğer birikiminiz, tartışma adabınız ve gücünüz yetiyorsa, burada yazılanlara cevap verin.? derken de bunu ortaya koydunuz. Ben bunun cevabını bu sütunlarda da verdim,önceki satırlarda, hayatın içindeki duruşumla da, kararlılığımla da?
Adı kim olursa olsun, tanıyayım tanımayayım, hak kaybına uğrayan her bir kimse için, bir ? maydanoz? olarak da cevabını verdim.
Fakat artık eminim ki, siz bu olayın çok ötesinde başka hesapların belki de hesaplaşmaların davasını ortaya yeniden koyabilme adına gayret göstermektesiniz.

Sebepleri çok açık:
1- En başından beri bu konunun ekseninden hiç sapmadan araştıran ve sadece bu konuda gerçeğin ortaya çıkması için çaba sarf eden yazılarınız olsaydı, size yine destek verip araştırma adına aynı duruşu sergilerdim. Ama siz bu duruşu göstermediniz. Açık olduğunu düşündüğünüz yerden girip, kişi ve kurum yargılamasına dönüştürerek adına olayı ta nerelere götürdünüz. Meslek duruşlarımıza, harcırahlarımıza, çocuklara mesleki yaklaşımlarımıza vb.
Ayıp!
Bunları kabul edemem! Kusura bakmayın. Konuyla ilgili değildi. Bunları kaşımamalı ve taşımamalıydınız.
Bu, uyguladığım bir strateji değildir!
Ama sizin bu konudaki stratejiniz onlarca satırlarda burada duruyor:
İNSANLARIN KİŞİLİĞİNİ VE MESLEKİ YAKLAŞIMLARINI TOPLUM ÖNÜNDE TARTIŞMAYA AÇMAK AMACIYLA GAYRET SARF ETMEK!
ve;
AYNI YOLDAN KİŞİ ÜZERİNDEN KURUMU HEDEF ALMAK!
Bunu görebiliyoruz bu sütunlardan.
Ayrıca buna da çok şaşırdım. Bildiğim E.GÖKERMAN için yakışmayan bir tutum.
2- Çok açık bir saptamam var!
Diyorum ki, vaktiyle herkesin gözünden kaçmış. Oyuncuların da. Hepimiz insanız. Nasıl olurda bu gözden kaçma hali yönetim için bir eksiklik, suçlama ve yargılama konusu yapılabiliyorsa, oyuncuları bu kadar yakından ilgilendiren bir konuda onca oyuncudan hiçbirinin fark etmemesine hiç değinilmez.
Hataların azaltılmasını, yok edilmesini paylaşarak, elbirliği yaparak yok edemez miyiz?
Turnuvada fark edilip düzeltilme şansı da varken?
Benim bu saptamam bundan sonra aynı olayların tekrar etmemesi için küçük bir adım değil midir? Elbette yönergelerin daha açık ve bağlayıcı olması yapılacak düzenlemelerle sağlanabilir.
5 GM var diyorsunuz. Tamam, o 5 GM ? de fark etmedi, diğerleri gibi. Hesaplamalara gireceğini düşündü herkes doğal olarak. Ama TSF ye vaktinde bildirimi hiç yapılmamış olabileceği kimsenin aklına gelmedi. Dolayısıyla FİDE? ye kaydı da yasal süresini aştı tabi.
Bunları en başından beri yazdım. Ama sizin gibi aynı görüşteki arkadaşlarımız için bu yeterli değildi galiba ki bilinçli bir şekilde şu ana kadar göz ardı yapılıp hiç bahsetmeme kararlılığı sergileniyor.
Şu an bile!
3- Olayı ekseninden çıkaran tek üye siz değilsiniz!
Benzer, ama sizin üslubunuzdan farklı olarak; alaycı, küçük düşürücü, sürekli yargılama amaçlı olduğu belli, kutsal değerlerden bahseden ama onlarla alay etmeyi de ihmal etmeyen farklı yorumlar da gelmedi değil.
Ama olay bu iken, siz ta 2004?lere, 2000 li yılların başına gitme gereği hissettiniz. Sonunda Eğitim Kurulundaki görevinizden de bahsedip ayrılma nedenlerinize kadar?
Bunları neden ben yazmadım da siz yazma gereği duydunuz? Sizin söylediğiniz gibi konuyu farklı alanlara taşıyan biri olsam bunlardan benim bahsetmem gerekmez miydi? Bana bu fırsatı bile tanımadan?

İsimler vererek YK içinde farklı görüşler olduğunu ima ederek topluma bir şekilde farklı bir mesaj aktarabilmeyi tercih ettiniz. Ama gerek yoktu. Zaten YK içinde elbette farklı görüşler olabilir bu çok doğal. Demokratik duruş ta budur. Bakın bu sözüm de size çok sinir bozucu gelebilir. Ama unutmayın konuyu siz açtınız. Bırakın da cevabını verelim.

Sn. Cengiz KELEŞ ve siz demek ki satranca hizmet etme söz konusu olunca aynı gemide olabilirsiniz. Ayrılıklar olabilir, görev değişimi de?
Ama ortada yürümesi gereken bir tek gemi vardır. Siz onun su almasını mı istiyorsunuz? Gerçekten öyle olsa, şimdiki bazı konularda suskun kaldığınız gibi sadece seyredecek misiniz? BUNU MU ARZU EDİYORSUNUZ?

4- ?Bir özür beklerken olay gerçektende nerelere geldi? (30.10.2013?23:11) diyor arkadaşımız. Evet haklı!
Özür beklerken özre sebebiyet verecek davranışlarda bulunmaması gerekenler, sadece sizin belirttiğiniz gibi, yöneticiler hakemler vb. değil herhalde. Özre sebebiyet vermemek için üslup da önemlidir. Kendisine bir oyuncu olarak destek verirken içerikte ve üslupta kusur etmedim. Karışmamayı da seçebilir, böylelikle dışarıdan seyirci de kalabilirdim. Böylelikle arkadaşımın şahsıma yönelik tepkisini çekmezdim. Yazarken, yani ?maydanoz? olurken tüm bunları göze aldım. Demek ki sadece benim için bir anlamı varmış, bunu tüm yazılardan anlıyorum.
Fakat bu konuyu E. GÖKERMAN? ın daha birleştirici bir şekilde ortaya koymasını da beklerdim doğrusu. Bu şık durur ve sizin bu güne kadarki tanıdığım kişiliğinizle, duruşunuzla, objektif yaklaşımınızla bağdaştırabilirdim.
Ama bu forumda olmamın bir sebebidir, seyirci kalamıyorum.


?Tartışmaların sonlanması açısından edindiğim bir bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum.

İstanbul Kulüpler Birinciliği FIDE' ye kesinlikle kayıt ettirilmemiş.? E. GÖKERMAN 30.10 1013 23:11

İşte sonuç. En başından beri ortaya konan sunulan bir cümle, siz daha yeni fark ettiniz.
Nihayet gerçeğe ulaştınız! 60 küsur mesajı tek tek saymışsınız. Bunları kaçıncı defadır bu sütunlarda yazdım bunu da saysaydınız, ne olur?
Çünkü TSF? ye kaydı yukarıda belirttiğim sebeplerden dolayı yapılmamış. Tabi doğal olarak da FİDE süreci başlatılamamış, diğer benzer turnuvalardan farklı olarak.
Bunları yazmıştım. Ama siz bana cevap yetiştirme zorunluluğunda hissettiğiniz için kendinizi, tüm bunları yok hükmünde saydınız. Bu hem bir çelişkidir, hem haksızlıktır, ben duymadım görmedim demektir, hem de bilinçli olarak toplumu yanıltmak ve yanlış algı sağlamak için saptırmaktır.
Sonuç olarak sizin için bu ayrı sütunu kullandım. Kendi kişiliğiniz ve duruşunuz hakkında beni bilgilendirmenize hiç gerek yoktu.
. Ben, Erşan GÖKERMAN? ı kişiliği, duruşu, nezaketi, bilgi düzeyi, satranç sevgisi ve emekçisi olarak geçmişte zaten yeterince tanımış ve bilgi sahibi olmuştum. Buraya kadar bir sorun göremiyorum.
Tüm bunlara rağmen bunu açık yüreklilikle açıklarım. Tabi size inandırıcı olabilirsem!

Birileri ?yaranmak? için söylüyor diye de düşünebilir.
Olsun! Düşünsünler. Geçmişte sizinle kısa da olsa bir süreci aynı zamanda paylaşmış biri olarak bu kadarını söylemem gerekli.
Ama son olarak bir arkadaşımızın hakkını ararken ona verdiğiniz destek de doğal ve makul olmasına rağmen, olayın, benim ortaya tüm açıklığımla destek amaçlı girmem ve tepki görmemle, sizde yukarıda açıklamaya çalıştığım tavrı gösterdiniz. Benim için bu tartışma çoktan bitmişti. Ama siz bazı cevaplar istediniz. Konuyu onun için başka sütuna taşıdım.
Her ne kadar tarafınızdan dile getirilmese de, son yazılarınızda bana çıtlattığınız gibi benim fikirlerimi burada açıklamak birilerini kızdırıp tuzağa çekmek şeklinde bir amacım yoktur. Bu çok basit bir yakıştırmaca olmuş. Yazan kişiyi tanımasam anlamaya çalışacağım, ama sn. GÜRCAN bu şekilde olabileceğini söyledi ve tartışmak istemediğini belirtti.
Strateji ya da bana ait bir tarz, yöntem değildir. Böyle bir şeyi asla kabul edemem. Yapanın yanına kalmayacak, anti-sosyal bir davranıştır. Kalleşçe olur.
Ben böyle biri değilim sn. ERŞAN!
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#6
Sayın Taşan,

İlk mesajımda yaptığım alıntıyı aynen aşağıya aktarıyorum. Bunlar sizin aynı konu hakkında aynı gün yaptığınız iki bilgilendirmedir.

''Yarışmanın Ön Kayıt İşlemi Nasıl Gerçekleşir?
ELO hesaplamalarına dahil olması düşünülen yarışmaların aşağıdaki bilgileri ile en geç yedi (7) gün önceden ön kayıtlarının web üzerinden yapılması gerekmektedir'' Aşkın Taşan 30.10.2013

Elo hesaplamalarına gönderilecek turnuvalar 30 gün öncesinden ELO ya kayıt yapılır. Siz bakmayın bazı bilgiç arkadaşlarımızın bir hafta öncesinden dediğine. TSF? ye bile bir hafta öncesi geç olabiliyor bazen.
Yanlış etkilenip sonra böyle yanlış algıyı yansıtıyorsunuz. Aşkın Taşan 30.10.2013


Çok fazla şey söylemeye çalışıp hiçbir şey söylemiyorsunuz. Turnuvanın kayıt ettirilip ettirilmemesiyle ilgili durumu Gökhan Bey de başından beri dile getiriyor. Burada sorun olan hala konulara vakıf birinden resmi bir yanıt alınamamasıdır.

Sizin yanıtlarınız kusura bakmayın bir çorbadır ve hala inatla oyuncuların bu duruma itiraz etmediği gibi akıl dışı bir önermede bulunmaya devam ediyorsunuz. Bir turnuvanın ELO hesaplamalarına girmesi için en az 1 hafta öncesinden kayıt yaptırılması gerektiği ortadayken turnuva sırasında oyunculardan bir itiraz bekliyorsunuz. Tüzükte yazmadığı halde elo hesaplamaları için kayıt yapılan onlarca turnuvayı örnek göstermemize rağmen.

Burada sizin ve Çiğdem hanımın bilmece gibi mesajlarını çözmeye çalışmak ve işin aslını öğrenmek için ciddi emek harcandı. Bu basit olayı masa taşımaktan, hainliğe, bir işe yaramamaktan, çıkarcılağa kadar her yöne çektiniz.


''Bütün bu saptamalarınıza defalarca cevap verildi. Talimatnameyi ortaya koydum tarafsız bir şekilde( aslında sporcuların haklarından yana saf tutarak).
Orada ne yazılıyorsa ona göre işlem yapılmış. Bunları bilmem kaç defa Çiğdem Hanım da söylemesine ve talimatnameyi gayet açık biçimde yayınlayıp her türlü yorumunuza açık bir şekilde sunmamıza rağmen?'
' (A.Taşan)


Talimatnamede 'İl temsilciliği turnuva kaydının yapılması için web kanalıyla TSF ye başvuruda bulunur' yazıyor. Bu başvuru yapılmamış. O zaman taimatnemeye göre işlem yapıldığını nasıl iddia edebiliyorsunuz?

Başından beri ortada tek bir soru var. Bu turnuva neden ELO hesaplamalarına gönderilmemiş? Evet cevaplarınızın hiçbiri beni tatmin etmiyor, çünkü içinde neden sorusunun bir cevabı yok! Neden?

Cevabınız kaydı yapılmamış ise Neden?

Cevabınız İl herşeyi doğru yapmış, TSF uygun görmemiş ise Neden?

Çünkü tüm bunlar sizin için birşey ifade etmiyor. İyi niyet, özveri, kasıt olamayan ufak hatalarla çevrilmiş her tarafınız. Bir insanın başka bir şehirden, başka bir ülkeden satranç oynamak için gelmesi, işini, ailesini bırakıp satranç oynamaya çalışması umrunuzda değil.

Hakemliğin, yöneticiliğin, sadece tüzük yazıp onları uygulamaktan öte, insana, mantık kuralları çerçevesinde tüm gücüyle yardımcı olması gerektiği gibi bir gerçek var. Tüm ortaya çıkanlara rağmen yönetmelikte ne yazılıyorsa o yapılmış diyebilmek için nasıl bir algı dünyasına sahip olmamız gerektiğini bir gün bana öğretirsiniz belki.

Ben İstanbul şehrinde denizin altından kıta değiştirebiliyor, Itzhak Perlman gibi bir virtüozü senede iki defa izleyebiliyor, Picasso, Roden, Van Gogh sergilerini gezebiliyorum ama senede 2 tane eloya gidecek turnuva oynayamıyorum.Üstelik aynı şehirde bir yıl önce 10 milyon dolar harcanarak Satranç Olimpiyatları yapılmışken.Ondan sonra iyi niyetten, emekten mi söz edeceğiz? Satrancın asıl hammalları oyunculardır. Satranç oynayarak para kazanmanın imkansız olduğu bir ülkede, maaşını, turnuva ücretlerini alan, sadece 5 tane işi doğru yapması beklenen görevliler işlerini doğru yapamıyorsa eğer, en azından bir özür borçludurlar. Siz her mesajın altına konuyla ilgisiz yakıştırmalar yapmaya devam etseniz de ben sormaya devam edeceğim. Belki bir gün bir insaf sahibi sorumlu kişi çıkar da , biz şöyle güzel çalışıyoruz böyle iyi niyetliyiz, esas siz oyuncular kendinize bakın demeden içtenlikle 'Üzgünüz' yanıtını verebilir.

Ne federasyonunuzu devirmekle, ne de sizlerin yerine geçip birbirimize plaket vermekle ilgilenmiyoruz korkunuz olmasın. Gölge etmeyin yeter...
Ara
Cevapla
#7
Arkadaşlar uzun uzun tartışıyorsunuz.
Benim tüm bunlardan çıkarabildiğim:
1. Ortada İstanbul'da düzenlenmiş olan çok kuvvetli bir turnuva var.
2. Bu turnuva sonuçları ELO hesaplarına dahil edilmemiş.
3. Bunun genel olarak sıkıntılı bir durum olduğu hemen herkesçe kabul edilmekle birlikte, önce turnuva tüzüğüne, sonra bir takım bürokratik hadiselere dayanılarak savunulmaya çalışılıyor.

Benim de başımdan benzer mağduriyet durumları geçti, Aşkın Ağabey'in de geçmiş.
Demek ki, ortada yanlış bir şeyler olduğu herkesçe birinci elden kabul ediliyor.
Kişisel ithamları bir yana bırakarak, bundan sonra böyle bir aksilikle karşılaşılmaması için şimdiki iktidar ne tür önlemler almıştır/alacaktır? Gökhan'ın mağdur edilmiş olması elbette önemlidir ve bügünkü bürokratik yapıyla bunun önüne geçilebiliyorsa, elbette geçilmelidir.
Ancak, bundan sonra kişileri teker teker feryat ettirmemek için Federasyon ne yapacaktır?

Can İnce
Ara
Cevapla
#8
Gökhan, gerektiği yerde sesini çok güzel yükseltebilen bir arkadaşımızdır. O da şu anda hakkını belki alabilir, belki alamayabilir gibi görünüyor. Öte yandan bu belirgin haksız durumu Gökhan'a bile bürokrasiyle izah ederek bu durumdan çıkılmaya çalışılıyorsa, bana göre asıl sorun buradadır.
Bundan sonra da, herkes Aşkın Ağabey'in yaptığını söylediği gibi bu ve benzer durumları sineye mi çekecektir, yoksa bu işe bir çözüm bulunacak mıdır?

Can İnce
Ara
Cevapla
#9
İlgili yönergenin;
?4.1.1.1. Listede, Federasyon ?Sporcu Lisans Tescil ve Vize Talimatı?
hukumlerine gore tanımlı, en fazla dort yabancı sporcu yer
alabilir. Bu bağlamda; Takım Ana Listeleri?nin duyurulmasından
onceki son FIDE Elo rating listesinde İl Yarısmaları icin (Mart
2013) listesine bakılır,?

Bu madde herkesi yanıltabilir. İşte burada yarışmanın doğal olarak ELO hesaplamalarına gönderileceği şeklinde bir kanı devam etmiş olabilir.

?Turnuvanın kayıt ettirilip ettirilmemesiyle ilgili durumu Gökhan Bey de başından beri dile getiriyor. Burada sorun olan hala konulara vakıf birinden resmi bir yanıt alınamamasıdır.

Sizin yanıtlarınız kusura bakmayın bir çorbadır ve hala inatla oyuncuların bu duruma itiraz etmediği gibi akıl dışı bir önermede bulunmaya devam ediyorsunuz.?
E.G.

Evet, ortada çorbaya dönmüş bir şey var. Basit olarak yazdıklarımı alıntı yaptığım yerleri de göstermeme rağmen sizin anlamak istemediğiniz şey benim böyle bir şey söylememiş olduğumdur.

Anlamamakta ısrarınızı anlayamıyorum.
Ben sporcuların kayıt yaptırılıp yaptırılmamasına itiraz etmelerini söylemedim.
Saptırmanın dik alası işte bu!
ELO hesaplamalarına gönderilecektir maddesinin olmamasının fark edilmediğini ve bunun turnuva aşamasında yazılı ya da sözlü olarak ortaya konmamasını eleştirdim.
Anlayış düzeyiniz bende bazı şeyleri sorgulatmaya başlıyor. Söylemediklerimi aralara sıkıştırmanız yazıyı çorbaya çevirir tabi ki.

?Tüzükte yazmadığı halde elo hesaplamaları için kayıt yapılan onlarca turnuvayı örnek göstermemize rağmen.? E. GÖKERMAN
Kaç defa daha söylemeli ve kaynak göstermeliyim; ?tüzükte yer alması gerekmiyor!!? TSF ye ELO hesaplamaları için ?yasal süresi içinde? zamanında bildirilmesi yeterli olurdu.
?Talimatnamede 'İl temsilciliği turnuva kaydının yapılması için web kanalıyla TSF ye başvuruda bulunur' yazıyor. Bu başvuru yapılmamış. O zaman taimatnemeye göre işlem yapıldığını nasıl iddia edebiliyorsunuz?? E. GÖKERMAN (31.10.2013- 13:01)
Yanlış algı!
Talimatnameye göre yapılan işlem vaktinde FİDE ye kayıt için başvurulmayan bu yarışmanın hesaplamalara gönderilmemesidir.
Benim anlattığım da budur.
Bunu kaçıncı defadır anlatma nezaketinde bulunacağım daha size?
Cevabınız kaydı yapılmamış ise Neden?

Cevabınız İl herşeyi doğru yapmış, TSF uygun görmemiş ise Neden?


E bravo.
TSF? ye zamanında başvurusu yok! Dolayısıyla da ELO hesaplamaları için FİDE ye bildirilmemiş-bildirilememiş.
Sebeplerini bilemem. Ama kasıtlı olarak engellendiğine dair bir bulgu yok. Siz bunu istiyor ve açıklanmasını bekliyorsunuz.
Bu benim alanımda bir iş değil. Ben sadece bu olayın aksama aşamalarında kendimce bir tutum sergiledim.
TSF Eğitim Kurulu? nun ya da bir üyesinin bu işle hiçbir ilgisi yok böyle bir durumu ortaya koymak ne kadar mantıklıdır. Bunu ortaya koyan sizler oldunuz.
Benimle uğraşmak için ayırdığınız vakti ve enerjiyi doğru kanallara ayırsaydınız. Bu iş aynı gün açıklığa kavuşurdu. Ekibiniz mükemmel çalışıyor. İstanbul, elektronik iletişim anlamında çok küçük bir şehir.

?Tüm ortaya çıkanlara rağmen yönetmelikte ne yazılıyorsa o yapılmış diyebilmek için nasıl bir algı dünyasına sahip olmamız gerektiğini bir gün bana öğretirsiniz belki.? E.G.

O kadar da katı değilim.

Ama kuralları uygulamazsanız, kuralsızlıkları nasıl engellersiniz? Bunu kural koyucularla tartışmanız daha yerinde olur. Gerçi FİDE bu konuda kendini yenileyen adımlar atıyor galiba.

? Satranç oynayarak para kazanmanın imkansız olduğu bir ülkede, maaşını, turnuva ücretlerini alan, sadece 5 tane işi doğru yapması beklenen görevliler işlerini doğru yapamıyorsa eğer, en azından bir özür borçludurlar.?
E.G.

Özür?
Bunu bana mı, yoksa ilgilisine mi söylediniz? Ben özür dilenecek bir davranışta bulunmadım!
Benim şahsıma, mesleki onuruma, emeğime söz söyleyen insanlardan da bir özür beklemiyorum bu durumda.

?Ne federasyonunuzu devirmekle, ne de sizlerin yerine geçip birbirimize plaket vermekle ilgilenmiyoruz korkunuz olmasın. Gölge etmeyin yeter...?
E.G.

?Plaket vermek ?demekle niyetinizi açıkladınız. Plaket, hak eden insanlara verilir ve galiba da bu uygulama devam edecek.
Ben bir insanın hayatta başına gelebilecek en büyük korkular ve acılarla yüzleştim. Benim bir korkma nedenim yok.
Hatalı mesaj!

Ama tüm açık yürekliliğimle söylemeliyim ki, ÜLKE SATRANCIMIZIN BU GÜNLERİNİ BİLE ARAYACAĞIMIZ GÜNLERİNDEN ENDİŞE EDERİM.
Bunu TSF kurumu içinden biri olarak söylemek isterim!!

Gördüğüm çözüm bellidir!
Burada sayfalarca yazdım. Gücüne çok inandığım İstanbul? lu çekirdek kadronun da içinde bulunduğu, satrancı yaklaşık yarım asrı aşan bir birliktelikle mücadele ve emek vermiş insanların en azından belli bir fikir platformunda birleşerek GENEL KURUL yapabilmesi benim görebileceğim devrim niteliğinde bir başarı olacaktır.
Bunun en önemli ve güçlü ayağı örgütlenmedir.
Aksini savunan ve ayrımcılığı körükleyen her olay, insan ve her gelişme ülke satrancının sonunu hazırlar.
Size cevap hakkı doğuracak her şeyden yana desteğim sürer. Bu anlamda sizinle irtibatı kesme niyetim yoktur. Cevap haklarınızın savunucusu olmaya devam edeceğim.
Saygılarımla...






?
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#10
Daha fazla çorbaya dönüştürmenize destek olmamak için tek tek cevap vermeyeceğim ancak sadece alıntılayacağım aşağıdaki sözleriniz nasıl bir ruh hali ve mantık yapısında olduğunuzu kanıtlayacaktır.

1) Tüzükte yazmadığı halde elo hesaplamaları için kayıt yapılan onlarca turnuvayı örnek göstermemize rağmen.? E. GÖKERMAN

Kaç defa daha söylemeli ve kaynak göstermeliyim; ?tüzükte yer alması gerekmiyor!!? TSF ye ELO hesaplamaları için ?yasal süresi içinde? zamanında bildirilmesi yeterli olurdu. A.Taşan

Tercümesi; Aşkın Bey defalarca söylemiş bir turnuvanın Eloya girebilmesi için tüzükte böyle bir madde yazmasına gerek yok! Kayıt yeterli!


2) Ben sporcuların kayıt yaptırılıp yaptırılmamasına itiraz etmelerini söylemedim.
Saptırmanın dik alası işte bu!
ELO hesaplamalarına gönderilecektir maddesinin olmamasının fark edilmediğini ve bunun turnuva aşamasında yazılı ya da sözlü olarak ortaya konmamasını eleştirdim.
A.Taşan

Tüzükte eloya girer maddesi olmadığını sporcular zamanında görüp itiraz etmedikleri için kusurludur!! Muhteşem!

E iyi de bir turnuvanın ELO'ya girmesi için tüzükte yazması gerekmiyorsa, oyuncular neden bunun takipçisi olacak? Anlayan varsa bana da açıklarsa sevinirim...
Ara
Cevapla
#11
Açıklayayım.
Bu tip turnuvalar, eğer ELO hesaplamalarına gönderilme şartlarını taşıyor ve il temsilciliği aracılığıyla da süresi içinde TSF' ye kayıt için başvurulmuşsa, tüzükte de yazmamasına rağmen hesaplamalara gönderilebilir, kaydı yapılır, harcı sorumlu kurum(TSF) tarafından yatırılır.
Kişi başı 1 Euro civarındadır bu rakam, ama tam emin değilim!
Hakem olmama rağmen bu kadarını açıklayabilirim. İlgili kaynaklardan teyit edebilirsiniz. Hata varsa beni de bilgilendiriniz lütfen!
Bilgisiz kalmak istemem.

Yeterince açık herhalde.

İmla hatalarını bilemem.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#12
'İl temsilciliği aracılığıyla (dikkat) süresi içinde başvurulmuşsa (dikkat), tüzükte yazmamasına rağmen hesaplamalara gönderilebilir. !

Bizim vakamızda süresi içinde il temsilciliği tarafından başvuru yapılmamıştır. Dolayısıyla oyuncuların itirazının hiç bir anlamı ve de faydası yoktur Aşkın Bey.

Konu elbette sizin sorumluluğunuzda değil. Ancak her mesaja bu tip alakasız gerekçeler yazarak sonuca ulaşmamızı engelliyorsunuz. Hiçbir faydanız olmadığı gibi kirlilik yaratıyorsunuz. Bu davada oyuncuların turnuva sırasında yapacakları hiçbir girişim, kaydı yapılmayan turnuvanın ELO hesaplamalarına dahil edilmesinin yolunu açmayacaktı.

Ayrıca verdiğiniz cevap cevap değil.İki cümleniz arasındaki çelişki yeterince komik. Açıklamaya gerek bırakmıyor. Tek bir mesajımda bu hatanın art niyetle yapıldığını iddia etmedim. Bilerek ya da bilmeden bu hata yapılmış, olaydan etkilenen suçsuz satranççılar olmuş. Sorumlu yöneticilik bu hatanın sorumluluğunu üstlenmeyi gerektirir. Rıza Öney durumu bizlere açıklamalıdır. Bizler satranç oyuncusu olarak, genel kurul delegesi olarak daha fazlasını hak ediyoruz. Rıza Bey yapmazsa, TSF ye gelen başvuruları değerlendirip FIDE ye yollayan Emrah Yağız açıklık getirsin. Ben kimsenin istifasının peşinde değilim ama kabul edilmelidir ki Gökhan Demir'in haklı itirazı sayesinde tüm Türkiye bu olaydan haberdar oldu. Bundan sonra böyle bir ihmalkarlığı kimse yapmayacaktır. Sizin sabotajlarınıza rağmen bu tartışmadan son derece önemli kazanımlar elde edilmiştir.

Can İnce bundan sonrasına bakalım diyor. Doğru. Can sen de çok iyi biliyorsun ki bir sorunu temelinden halletmenin yolu, önce sorunu kabul etmekle başlar. Burada ortada bir sorun olduğu dahi kabul edilmemektedir.

Aşkın Bey, son sözü söylemeyi ne kadar sevdiğinizi biliyoruz. Mesajınızı yazın. Şu son 2-3 mesajınızdan çok daha iyi anladığım bir şekilde daha fazlasının, en azından şu an bir faydası yok.

Saygılarımla
Ara
Cevapla
#13
Kirlilik oluşturmadan şöyle bir yola ne dersiniz?
Turnuva esnasında özellikle uzaktan gelen veya ELO puanını önemseyen oyuncular böyle bir maddenin yer almadığını görünce bu turnuvanın gerçekten de ELO hesaplamalarına katılıp katılmayacağını merak edip sorabilirlerdi. Böylece gerçekten de fark edilir bir kamuoyu oluşur, kendiliğinden otokontrole de dönüşebilirdi. İl temsilcisi ya da hakem arkadaşlar da gerekli formaliteyi bu arada tamamlayabilirlerdi. Ben bu konuda yaşadım benzer olayları, burada tekrar anlatmanın bir anlamı kalmadı.
Bir turnuva tüzüğünü incelerken önce nelere bakılır?
Programa, ödüllere, belki zaman temposuna...
Ama bakmadıklarımız arasında nasıl olsa zamanla yerleşmiş sıradan, bakılması lüzumsuzmuş gibi maddeler de vardır elbette. Mesela ELO gibi, olamaz mı? Zaten bakılmadığı ve herkesin gözünden kaçtığı ortada.
Bu konu ile onca olasılık inceledi arkadaşlar. Ben de şöyle bir olasılıktan bahsediyorum;
Ama söyleminize göre son şans da şu idi; (tren burada kaçıyor tabi.)

İl temsilcisi zamanında başvuruda bulunmadı, olabilir. Ama FİDE de emsalleri var. Turnuva esnasında oyuncular ya da hakem yönetici, il temsilcisi, kulüp temsilcileri vb. fark edipte bildirimde bulunulsa İl temsilciliği formalitesi aşılıp FİDE BAŞVURUSU VE KAYDI EN AZINDAN ZAMANINDA YAPILIRDI.
Bu konuda da yanlış hatırlamıyorsam FİDE de örnekleri var. Zaten ilgili kişinin tolere hakkı da var FİDE de. Bu kuvvetli turnuvanın hesaplamalardan geri çekilme şansı kalır mıydı bilemem. Turnuva tablosunu görmedim.

Ön kaydı yapılmayan yarışmalar FIDE tarafından ELO hesaplamalarına kabul edilmemektedir. Bu ön kayıt FİDE ye zamanında yapılsa idi benim düşünceme göre bu turnuvanın FİDE nezdinde kabulü gerçekleşirdi.

Araştırmalarıma bu ümitle başlamış ama zamanında hiçbir başvurunu yapılmadığını görünce de turnuvanın gönderilme şansını kalmadığını anlamıştım.
Çözümün bir parçası olmak ve bunu size aktarmak istedim.
Hepsi o kadar...
Benim söyleyeceğim son söz budur Erşan GÖKERMAN!
Son sözü size bırakıyorum.
Cevap hakkı doğsa da bu sütundaki son sözümdür.
Söz!

Saygılarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#14
Önce, forumların yazılı olmayan kuralları vardır.

Bunlardan biri de bir kişi adına ancak bir başarı, bir anma veya bir vefat durumu varsa başlık açılabileceğidir. Bir kişiyi kötüleme amacıyla başlık açılması her türlü yazışma adabına ve genel adaba aykırıdır. Bu, bir süre sonra, herkesin kızdığı sinirlendiği insanlar için sorgulayıcı başlıklar açılmasına neden olur.

M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Turnuva esnasında özellikle uzaktan gelen veya ELO puanını önemseyen oyuncular böyle bir maddenin yer almadığını görünce bu turnuvanın gerçekten de ELO hesaplamalarına katılıp katılmayacağını merak edip sorabilirlerdi. Böylece gerçekten de fark edilir bir kamuoyu oluşur, kendiliğinden otokontrole de dönüşebilirdi. İl temsilcisi ya da hakem arkadaşlar da gerekli formaliteyi bu arada tamamlayabilirlerdi.
Daha önce İl Temsilcilikleri Kapatılsın demiştim. Çok özür dilerim.

TSF acilen kapatılsın.

Eğer bu zihniyet TSF'yi ucundan bile temsil ediyorsa çok yakında hakikaten yeni kurallarla matranç oynamaya başlayacağız demektir.

Uçak yolculuğuna çıkan yolcularımızın lütfen uçağa binmeden önce uçak motorlarına kuş kaçıp kaçmadığını ve havaalanı sinyalizasyon sisteminin çalışıp çalışmadığını kontrol etmeleri rica olunur.

Gerçekten hayretler içindeyim, turnuvaya katılan GM Vasıf Durarbayli, sizin hakemlerinizin ev hanımı, il temsilcilerinizin yaşlı, teknik kurul üyenizin de unutkan olduğunu düşünüp, maçına konsantre olacağına oturup FIDE web sitesi linklerinden ne olur ne olmaz diye bir de turnuva pre-register edilmiş mi ona bakacak?

Çünkü hakemlik ücretlerini turnuva sonunda rating kıstına göre oyunculara dağıtıyorlar. İl temsilciliği makamının görevini yapmamasından birinci masalar, hakemin işlerinden ikinci masalar ve teknik kurulun görevlerinden de yedek masalar sorumlu.

TSF acilen kapatılsın.
Ara
Cevapla
#15
Forumların yazılı olmayan kuralları, o kuralları sizin yazacağınız anlamına gelmez MoJo Jojo.
Ara
Cevapla
#16
Benim gibi ılıman adamları bile sinirlendiriyorsunuz. Bu Yalnızca Mojo Bey'e değil, genel olarak her kesedir.
Aşkın Ağabey ne yapsın sonra, Sabri Ağabey ne yapsın?
Ben kenardan adamım; buna rağmen benim bile tansiyonumu oynatabiliyorsanız, hakikaten buraya girmek için yazılı olmayan kuralların içine, bu sefer yazılı olarak "tansiyon hastası olanlar girmesin!" ibaresi de eklenmeli.
Bıktım ben.
Ara
Cevapla
#17
Daha önce bu forumda yazıklarımı okumamış olanlar, hitstory'yi inceleyebilirler: Her ne kadar -haddinden fazla- açık sözlü biri olsam da, bu açık sözlülüğüm hiç bir zaman nezaket sınırından taşmamıştır.
Bir kişinin savunduğu argümanlar ile aksi fikri savunanların kullandığı argümanlar aynıysa ve buna rağmen ortak akıl üretilemiyorsa, burada benim demokrasi anlayışım da şoka giriyor.

Bu vakitten sonra ben de herkes gibi yapacağım: "Ya benim yanımdasın ve ona göre söylerim, ya da değilsin; ona göre konuşurum."

Cengiz gibi "şunları bunları yapacağım!" da demiyorum, zira gördüğüm kadarıyla havanda su dövmekten başka hiç bir şey olacağı yok.

Ben bundan sonra kendi dünyamı kuruyorum çünkü sizin realitenizle benimkiler örtüşmüyor.
Benim dünyama -bana göre hakikat, uzlaşma ve ortak akıl demek olan dünyaya- girmek isteyen herkese kapım açıktır.
Ara
Cevapla
#18
By. Mojo JOJO,
Ben tartışmamı neden bu sütuna taşıdığımı açıkladım. Hakaret boyutları o sütunu çok kirletti.
Bana adap kurallarından bahsediyorsunuz. O sütunda sn. GÖKERMAN' a son sözü mutlaka benim söylemem gerekmediğini belirtmek için uygun görürse son sözü ona bırakmamı fırsat bilip gene uçtunuz. Tabi uçağınız bana da çıtlattığınız gibi motor hava kanalları ve sinyalizasyon kontrolü yapılmadan havalandığı için " çorba" benzetmesi yapılan - Yazı Gölü'ne-
düştü.
Ne talihsizlik!
Ama sizin yine havalanarak başka göllere doğru rota çizeceğinizden eminim.

Evet Vasıf Bey kardeşimizin böyle bir uçakta yer alma zorunluluğu yok. Bunu ben de biliyorum.
Ama yaşadığım ilde bundan 6-7 yıl önce,bir oyuncu arkadaşımızın yanlış hatırlamıyorsam 29 Ekim Cumhuriyet Turnuvası müsabakalarında "bizim turnuvamız neden ELO hesaplamalarına dahil değil biz ta Karamürsel'den, Gölcük'ten işimizi derslerimizi bırakarak ücret kaybına uğrayarak turnuvaya geliyoruz" demesi üzerine o turnuvanın bir şekilde TSF kanalıyla FİDE hesaplamalarına gönderilmesi gerçekleşmişti. Biz bağcı dövmemiş ama üzüm yemiştik.
FIDE sanırım talimatnamelerindeki tolere yetkisini kullanmıştı.
Bu yaşanmış bir gerçektir.
Davet ediyorum, misafirimiz olun sizi aynı arkadaşlarımızla tanıştırıp aynı otelin güzel bahçesinde ağırlarken bu konu hakkında sohbette edebiliriz.

İlimizde Derbent Uygulama Otelinde yaşanmış bu olay hayatın içinden bir kesittir. Bize ve ilimize sonrasında nice ELO hesaplamalarına dahil edilecek turnuvalar kazandırmıştır.
İstanbul bunu yeni yaşamıştır. Daha önce de oldu mu, bilmiyorum. Ama umarım bizim gibi dersler almışlardır.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#19
Maalesef Aşkın Taşan'ın Erşan Gökerman başlığıyla yeni bir konu açmasını doğru bulmadığımı belirtmek zorundayım. Herkes istediği başlığı açabilmeli, ama bunu eleştirebilmek de eşit derecede doğal.

Erşan Bey ile önce Sabah ve TSF'deki geçmiş işlerim nedeniyle iletişim kurdum. Bizzat web sitesindeki başlıklar üzerinden beni doğrudan eleştirmiş birisidir. Kişiselleştirecek olsak ne benim iletişim kurmam ne de onun bana yanıt vermesi mümkün olurdu. Diğer taraftan satrançla ilgili olması gerekenler hakkında pek çok konuda da aynı düşünüyoruz. Şu noktada onu savunmam için hiçbir çıkarım yok ama bunu yapmam şart. Hatta sanırım genel algıya göre bir çıkarım olsa bir kurul üyesi olduğum için Erşan Bey'e karşı duruyor olmam lazımdı, ama aklıma yatmıyor.

Erşan Bey'in yazıp çizdikleri içinden kendi argümanları içinde bir mantık hatası yaptığını, kişiselleştirdiğini ve hakaret ettiğini görmedim. Ağır eleştiriler yapıyor olabilir, ama hakaret etmedi.

Forumda yeni aktifleşsem de forumları hep takip ettim. Çok daha düşük seviyede yazıp çizenler olduğunu yıllardır gördüm. Erşan Bey adına başlık açılacak son kişilerden. Sanırım amaç, aynı konu başlığı adına farklı bir tartışma açmaktı ama bir kişiyi hedef almak gibi algılanabilir. Bu da işin vicdanıma yatmayan tarafı.
Ara
Cevapla
#20
Sayın AKMAN,

Ben tartışmayı daha net bir zemine çekebilmek ve girişte de açıkça belirttiğim için o başlığı kullandım. İnsanlara layık olduğu derecede değer verilmesini gerektiğini biliyorum.

Fakat sn. GÖKERMAN' ın kişiliği ve duruşuyla ilgili olarak kendisini ayrı bir başlık altında topa tutma ya da değerleriyle oynama niyetim yok.
Aslında kendisiyle şu ana kadar bildiğim kadarıyla da hiçbir sorunum olmadı.
Kendisini geçmişten de tanırım. Belki artık O' nun için bir şey ifade etmeyebilir, ama kendisini, benim için onca eleştirilerine rağmen, saygın kişilikli bulurum. Toplum önünde bu ne çelişki diyenleri de umursamadan!
Hakkında şaşırmam bunun içindir.
Söz konusu tartışmaya haksızlığa uğradığına tanık olduğum bir üyenin (ki kendisi şu anda bile hala şahsıma büyük bir kin kusmaktadır) haklı yazısını okumuş, evet önceleri tahminlerimi yazmıştım. Ama sonra da bunu eksik bulup teknik araştırmasına girdim. Kendisine haddim ve üstüme vazife olmadan yapabilecekleri hakkında fikirlerimi ilettim. Ama bir itham vardı. Bunun ispatlanmadan forum ortamında yapılmasının yanlışlığını açıkladığım andan itibaren fırtına koptu. İlk kanı ben dökmedim. Üslup, çok aşağılayıcı ve hakaret edici nitelikteydi.
Beni şaşırtan da sn. GÖKERMAN' ın daha ilk yazılarından sonraki tavrı oldu.
Aynı cephede olabilirler. Buna itirazım yok, ama toplum önündeki üslup ve hitap, kişilerin geçmişi, mesleği, çocuklara yaklaşımı gibi konular bu satırlara yansıdı. Bunların yapılmaması gerekirdi. Ben de karşılık vermek durumundaydım.

Bu forumda sn. GÖKERMAN için değerlendirmeleriniz terazinin bir kefesinde duruyor. Ama diğer kefede de başka insanların onurlu mesleki geçmişleri vardır.
Bir kişiyi ve onun haklarını savunabilirsiniz. Ama bunu yaparken başkalarının haklarına saygı göstermelisiniz.
Ben haklı olduğuna inandığım arkadaşa ilk yazılarımda hakaret yada bir suçlama veya iftira mı ettim?
Bunu gösterebilir misiniz?

Tartışmayı başından beri konu ekseninde kalmaya özen göstererek çözüme yönelik araştırma yaparak ve her türlü kaynağı, bilgiyi, geçmiş örnekleri sadece sunarak yardımcı olmak suç mu?

Fakat konuyla ilgili duyarlılığınızı önemsiyorum.
Bu konuda da gerekli adımları atmayı düşünüyorum.
Bazı arkadaşlar gerekli bulmayabilir, artık çok geç diyebilirler.
Olsun.
Bizim için de henüz bu davranışlar için özür süreci de işlemektedir.
Gerekli adımları atacağımdan emin olabilirsiniz!
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi