uygulama açısından farklı bir turnuva düşüncesi
#1
Merhabalar..
Epey zamandır bir konu aklıma takılıyordu.. Sizlerle paylaşmadan duramadım. Smile uçuk olmayı ya da düşüncemin saçma kabul edilmesini göze alarak paylaşıyorum..
Turnuvaların hem düzenleyenlere ve hem de katılanlara epey zorluklar ve masraflar getirdiği hepimizin bildiği bir durum.. Konaklama, ulaşım... zaman..verdiği yorgunluklar..masraflar..vs..
Örneğin; en son Kemerde düzenlenen "Türkiye Kupası" turnuvası üzerinden anlatıyorum. İstanbuldan katılanlar İstanbuldaki bir salondan, İzmirdekiler İzmirden bir salondan.. Eskişehirden..Siirtten..Herkes kendi şehrinden bir salondan katılsaydı? ve o salonlarında da sadece masalarında bilgisayar ve salonda maçlarını kontrol eden bölge hakemleri görevli olsaydı? ve o önündeki bilgisayarında da oynacağı maç ve rakibi de aynı şekilde dizayn edilmiş başka şehirden bir katılımcı. Smile bayaa uçuk değil mi? FIDE de yok böyle uygulama biliyorum.. ama neden olmasın? Bilgisayarda oynarken şu olabiliyor.. refleks icabı yanlışlıkla mouse'u tutup hamle yaparken olmadık bir yere taşı bırakıp oyun kaybı olabiliyor..Bunu önlemenin yolu da, hamle yapıldıktan sonra bilgisayarda bir pencere açılıp Va5 yapıyorsunuz..Emin misiniz? diye bir pencere açılıp onay istese..ve oyuncu o onay için "EVET" butonuna tıkladığında hamle karşıya (rakibi olan başka şehirdeki ve salondaki bilgisayara gitse)
**
oyuncuların turnuvalar için kilometreler kat etmesi bana artık çok saçma geliyor.. Bir gün tarih olacak bu uygulama, göreceksiniz Smile.. İletişimin bu kadar ileri düzeye geldiği bir çağda..Turnuva için Antalya'ya kalkıp gitmek, orada 1 hafta konaklamak..size mantıklı geliyor mu halaa?
**
Katılımcıların bulundukları şehirlerden ve salonlardan, salonlarındaki bilgisayarlardan ve kendi bölge hakemlerinin gözetiminde olacak şekilde ulusal düzeyde turnuva yapılabilmelidir..

** yenilikler uçuk fikirlerden doğmaz mı? Smile gene de bir düşünün derim. (aslında bu öneri kafamda şundan canlandı..İş ve zaman sorunlarımdan hiç başka şehirlerde turnuvalara katılamıyorum.. sırf bu yüzden..)
Ara
Cevapla
#2
Benim çok hoşuma gitti fikriniz açıkçası Smile
Ara
Cevapla
#3
Böylece örneğin 300 kişilik tek bir turnuva için 50 salona, 100 kadar hakeme ve 300 adet bilgisayara ihtiyacımız olur. Kulağa pek bir pratik geliyor.

Bu fikri olimpiyat komitesine de sunalım. Atletizm, yüzme gibi sporlar için hiç öyle dünya kadar yol gidilmesin. Atletler kendi ülkelerinde yarışıp skorlarını karşılaştırsın.

İmternet üzerinden turnuvalar yapılıyor, gün gelecektir çok daha büyük organizasyonlar da yapılacaktır. Ancak 'spor' sadece iki kişinin güçlerini karşılaştırıp sonucun kağıda dökülmesinden öte bir olay. O nedenle ben eminim ki, göz göze, omuz omuza, bilek bileğe mücadele hep olacaktır. Yeni fikirler kadar esas bu değerleri korumak mühimdir.
Ara
Cevapla
#4
Pratikte ICC üzerinden dedikleriniz yapılıyor, her düzeyde turnuva ve kendi içinde bir derecelendirme sistemi de var. Hatta hakem gözetimine ve bir salona gidip oynamalarına gerek olmadan, evde kahve içerken ve televizyon seyrederken bile yapılabilen bir etkinlik olarak. Hatta multinasyonel.

Ben satrancı spor olarak kabul ettiğimden, sportif bir etkinliğin bilgisayar ekranına hapsolmasına karşıyım. Önemli olan sadece tenis, futbol veya satranç maçı yapmak değil; evden çıkmak, oyun sahasına girmek, rakiple el sıkışmak, yorulmak, yüzyüze mücadele etmek ve bir sportmenin gerektirdiği davranış kalıpları içinde mağlubiyeti veya galibiyeti sindirmek.

Çocuklar ve gençler için ise özellikle 1 saat süren sportif bir etkinlik (antreman veya yaşıtları ile oynamak) gidiş, geliş, oyun süresi ve oradaki sosyalleşme ile birlikte 4-5 saat demektir ki playstation, facebook, twitter gibi saçmalıklarla iyice robotlaşan çocuklara gerçek hayatı öğreten günümüzdeki tek olgu belki de saha ve salon sporlarıdır.

yusuf_omur Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Turnuvaların hem düzenleyenlere ve hem de katılanlara epey zorluklar ve masraflar getirdiği hepimizin bildiği bir durum.. Konaklama, ulaşım... zaman..verdiği yorgunluklar..masraflar..vs..
Örneğin; en son Kemerde düzenlenen "Türkiye Kupası" turnuvası üzerinden anlatıyorum.
Aslında normal ve sağlıklı insanların yönetici olduğu ülkelerde bunlar yok. İlçe birincilikleri, il birincilikleri ve nihayet bu aşamaları geçerek zirvede gerçekleştirilen bir final sistemi ile bu işler yapılıyor. Ki geçmişte bizde de öyleydi (Fransa'da ülke birinciliğini her sene Cannes'da Côte d'Azur Otellerinde yapmayı önerirseniz, size gülmezler bile).

Kemer Limra Otelini kalkındırmak için yapılan bir organizasyon zamanla o kadar kanıksandı ki, insanlar bunun arka planını da sorgulamayı bıraktılar, verdiği zararları da kabullendiler. Eskiler bu tür yaygın benimsenen yanlışlara "galat-ı meşhur, lugat-ı fasihten evlâdır" diyorlardı sanırım.

Doğrusu, Kemer gibi bir yanlışı temel alarak çözüm peşinde koşmak olmamalı. Çözüm Kemer'deki saçmalığın ortadan kaldırılması. Ve tabii satrancın gerçekten tabana yayılması.

Taban derken 5-10 yaş arası çocuklar değil; ilçeler, iller, bölgeler ve gerçek değerini uzun yıllardır kaybetmiş olan Türkiye birinciliğinin yeniden düzenlenmesi. Dernekler, satranç merkezleri, üniversiteler, kulüpler.

Bu arada son İstanbul Kadınlar Birinciliğinden haberi olan var mı? UKD ortalaması 1233 olan Türkiyenin en büyük ilinin kadınlar birinciliği.

Koskoca İstanbul'da artık bayanlar arası bir il şampiyonluğu için 8-10 yaş arası küçük kızlara muhtac olan bir organizasyonla satrancı tabana mı yayılıyor, tabana mı vuruyor, ateistler buna bir ara cevap versin.

Ve belli ki 17 milyonluk bir metropolde belki de onlarca bayan satranç oyuncusu zaten uzun zamandır satrancı playchess veya ICC'de oynuyor ve maalesef, sizin önerdiğiniz sistem aslında pratiğe çoktan geçmiş gibi görünüyor.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 4 Ziyaretçi