ANTALYA- 2014
#41
Aşkın Bey
Her iki söylediğim çelişiyor gibi görünebilir, arada yazılması gereken bir ifade eksik kalmış olabilir.
Evet 9 yaş altına yasak koyarım ancak, özel çocuklar için özel izinle (satranç hocası ve pedagog/psikolog raporu) turnuva kapısını açarım. Umarım anlaşılmıştır
Ara
Cevapla
#42
Teşekkür ederim Cengiz Bey. Son önerinizi de mantıklı bulduğumu belirtmeliyim.
Selamlarımla..
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#43
Benim daha değişik bir önerim var.

9 yaş altındaki, hatta okuma yazma bilmeyen, kas grupları gelişmemiş çocukları turnuvalara kabul edelim. Bu yetenekleri kaybetmeyelim.

Buna mukabil; 9 yaşın altındaki, hatta okuma yazma bilmeyen, kas grupları gelişmemiş çocukları Türkiye Satranç Federasyonu Yönetim Kuruluna alalım.

Bu derecede zor turnuvalarda oynayan ve yeteneklerini bu turnuvalarla tespit edeceğimiz çocuklar, niçin bundan çok daha kolay olan yöneticilik işini yapamasınlar?
---
Bu başlıktaki son mesajımdır, evdeki milyar eurolarım ve 3-4 gemiciğim üzerine yemin ederim Big Grin
Ara
Cevapla
#44
Sn. Feti,

Güvenlikten kastım özellikle küçük yaş grupları sporcularına yönelik olarak alınabilecek en makul önlemlerdi.
Son yarışmada en küçük yaş gruplarında salon çıkışlarına artı kameralar ve işini büyük bir ciddiyet ve sorumlulukla yapan genç hostesler de görev almıştı.

Elbette dikkat çektiğiniz nokta çok önemlidir.
Ancak satrancın ülkemizde ne yazık ki sahası yoktur. Tüm olası olumsuzluklar en ideal düzenlenmiş spor alanlarında bile ancak minimum seviyeye indirgenebilir.

Otelden kastım, bu önlemleri alırken maçı biten minik oyuncuların güvenli bir şekilde velilerine teslim edilebilmesidir.
Otel ya da mutlaka Antalya ısrarım yok.
Bir çok öge bir araya getirildiği zaman otel, en uygun mekanı oluşturmuştur. Düşünce bu olsa gerek. Ancak burada belirtildiği üzere daha değişik il- ilçelerde ve aynı rahatlığı ve daha fazla güven ortamı oluşturacak
üniversite kampüs- uygun yurtlar, yatılı okullar vb. makul önerileri her zaman destekler ve önerilerin takipçisi olurum.
Ben üzerime düşeni kararlılıkla yaparım.
Ama kararları alma ve uygulama sorumluluğu bana ait değildir.

Bunu öyle sanan arkadaşlarımız, olay ciddi tespit-öneri aşamasına gelmişken tartışmayı sulandırmaktadırlar.

Sizi en yakın turnuvada görmek ve sohbet edebilme dileklerimle...
Selamlar.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#45
Satranca başlama yaşı konusunda ne kadar uzun yazsak da hiçbir yararı olmayacaktır.Bildiğiniz gibi yaklaşık 15 yıl önce Satranca başlama yaşı 7 idi.Daha sonra 4 yaşını dolduran yarışmalara girmeye başladı.
Öte yandan FİDE daha çok kimsenin daha çok Satranç oynaması için çözüm arıyor.FİDE de emektar olmanın yaş sınırını indirdi.Farklı Okul yarışmalarında yeni yaş grupları ortaya çıkarıldı!Bu arayışların nedeni maddi kaynak yaratmaktır.Dolayısıyla bu forumda yazar olarak ne kadar psikoloji,pedagoji hakkında konferans versek de kendimiz Federasyon yöneticisi olduğumuz takdirde Satranca başlama yaşını daha da aşağı çekmeye çalışmayacağımızı söyleyemeyiz!Satrançcı bulunduğu konuma göre hamlelerini değiştiren kimsedir!
Tabii yine de doğru bildiğimizi söyleyelim!Özellikle Toplumun bütününü ilgilendiren sorunlara öncelik verelim!Tartışmalardaki katkımız ucu şahsımıza dokunan sorunlarla sınırlı kalmasın!
Feti bey bir konuda açık oturum yapılmasından söz etmiştir.İşte gerçekleşmesi en zor olan olaylardan biri açık oturumdur.Ya hiç yapılmaz.Ya da sadece eleştiri yapmayacakların konuşmasına izin verilir.Geçmişdeki deneyimlerimiz bunu göstermektedir.Bu tartıştığımız konular son 1 yıl içinde yaşananlar değil 1991 den beri yaşadıklarımızdır.Bunu hatırlamanızı rica ederim.
Otel tercihi de burada yazılanlara göre 15 senedir(?) veya en az birkaç senedir devam eden bir tercihdir.Gelecek için farklı seçenekler olup olmadığı sorgulanabilir.Örneğin İç Anadolu bölgesinde 3 yıldızlı bir otelde aynı yarışmanın yapılıp yapılmayacağını araştırmak mümkündür.İç Anadolu'yu öncelikle düşünmemim nedeni coğrafi mesafenin bölgelere göre çok farklı olmaması ile ilgilidir.Zaten 1-2 üyemiz daha Ankara'da olmasını dile getirmiştir.Ankara'nın çevresindeki illerde de araştırma yapılabilir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#46
Sayın ÜLKER,

Sayın Feti' nin sempozyum fikri enteresandır.
İlk bakışta "olabilir" gibi görünmektedir.
Fakat benim bazı çekincelerim var.
Sizin de olduğu gibi...

Bunların en başta geleni, sabit fikirlilikten kaynaklandığına inandığım güvensizlik ortamıdır. Bunu ayırmadan eşit bir biçimde herkesi içine alacak şekilde ifade ediyorum.
Bir örnekle biraz açmak isterim.
Kim düzenleyecek? Yönetimciler kimlerden oluşacak?
Katılımcılar ne şekilde ve hangi kriterlerde kimlerden seçilecek?
Düzenleme öncesinde uzlaşı ortamı olacak mı?
Kurum ( TSF) düzenlediğinde politik sebeplere dayanan "danışıklı dövüş" yakıştırmaları tahmin dışı olmayacaktır. Muhalefet her zaman vardır, olacaktır. Nitelikli muhalefetten bahsetmiyorum.
Farklı ve düzeysiz olarak yapılabilecek muhalefet çekinceleri gündemde olacaktır.
Bu tip bir anlayış, yapıcı, uzlaşıcı, yol gösterici, yerinde ve haklı olarak eleştiren muhalefeti kirleteceğinden farklı bir muhalefet anlayışı sempozyumu amacı dışına da itebilir.

Bu durumun tersi de mümkündür.

Kurumsal olarak düzenlenecek böyle bir sempozyum, en başından katılımcılar ve olacaksa eğer, izleyicileri de, herkesi de, güven sorunu konusunda tereddütte bırakmamalıdır.

Sn. Feti sempozyumdan bahsetmiş, fakat konuya öneri getirmemiştir.
Örneğin düzenleyicilerin kim olduğu konusunda fikir belirtmemiştir. Bu durum, fikir babası olarak kendisinin en azından düzenleyiciler konusunda önerilerini de sunmuş olsaydı, yukarıda bahsettiğim güven konusuna biraz daha açıklık getirebilirdi.
Olabilir, insanlar güven ya da güvensizlik konusundaki düşüncelerinden bahsetmek de istemeyebilirler.

Ama çok önemli bir konuysa eğer olası her şey düşünülmelidir görüşündeyim.



Fikirlerimi yazdım. Kendi fikirlerimi.
Her ne kadar bazı arkadaşlarıma inandırıcı gelmesem de...

Güven konusuna şüpheyle yaklaşmış olmam yadırganabilir. Ancak bu konunun da gündem dışında kalmaması gereğine inanıyorum.

Geçmişte genel kurulda yeterince konuşmadığına ya da konuşturulmadığı
konusunda haklı-haksız yakınmaları hatırlıyorum.

En azından düşünülmelidir. Varsa geçmişteki hatalardan ders alınmalıdır.
Sonuç olarak aslında en başta söylemem gerekeni en sonda söylüyorum.

Ben varım!

Bu dönem gerek TSF içinde ve gerekse ilk defa yer aldığım ÖSF ortamında olma sebebimdir.
Camiayı bir arada görmek.

UFKU BİRLİKTE GÖRMEK ve GELECEĞE BİRLİKTE YÜRÜMEK!


Ben şahsen camia içinde meşru oluşumunu tamamlamış bir oluşumun, derneğin, örgütün, kim düzenlerse düzenlesin, bu sempozyuma katılmak isterim.

Bir güvensizlik hissetmeden...

Selamlarımla.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#47
Sn. Feti,
Yazınızı bir daha dikkatlice okudum ki önerileriniz yeterince açıktır.

Bu tip cevabi yazıları genellikle hemen yanıtlamayı tercih ediyorum.
Kendi fikrimi sıcağı sıcağına sunmak için. Farklı algılar oluşabiliyor sonra.

Kusura bakmayın hata benden kaynaklanmış.

Selamlar.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#48
Bu yazı kendin söyle kendin dinle olacak. Özgür Forumdaki yazıyı kim okur, kim dinler 5-10 yorumcudan ve okuyucudan başka ? Kös dinleyeceğiz her zamanki gibi. (Yine mi eleştiri, bıkmadın mı yahu!) Ama ben yine de yazayım.

40 yıl önce çocukluk dönemimdeki 3 yılı saymazsam satranç geçmişim son 5-6 yıl ile sınırlıdır. Satranç tarihçemizi bilmiyorum. Geçen 40 yıl boyunca neler oldu, kimler geldi, kimler geçti, hangi olaylar yaşandı, ne gibi önemli faaliyetler yapıldı ? Bunlar hakkında çok az bilgiye sahibim. Geçmiş dönemlerde sempozyumlar yapılıp yapılmadığını da bilmiyorum. Eğer sempozyum yapılırsa 1.simi, 10.sumu olacak bilmiyorum.

-Öncelikle adını koymak gerek. Örneğin ; 11. Satranç Sempozyumu
-Sahibini de unutmadan söylemek gerek ; TSF
-Kapsamını belirlemek ve sınırlamak gerek. Örneğin ; çocuklara yönelik satranç
-Konuşmacıları seçmek gerek ; a)gönüllüler b)davet edilenler
-Dinleyicileri belirlemek gerek ; a)dinlemek isteyenler b)davet edilenler Örneğin ; her ilden dinlemek isteyenler arasında kura çekerek
-Zaman ve zemin belirlemek gerek
-1 ay sonra, 5 ay sonra değil, belki 1 yıl sonra yapılacak sempozyum için konuşmacılara çağrı yapmak gerek. Federasyon sitesinde ve bazı gazetelere ilan vererek
-Hazırlanan konuşma konularının ve konuşmacıların belirlenmesi gerek, TSF'nin başkanlığındaki kurul tarafından. Kurulu kim seçecek ? Adaylar arasından satranççılar oy vererek seçer. Eyvah oy dedim. Birileri bu oy verme işini kaleye gol atmak için ve birileri kaleyi savunmak için kullanırlarsa sempozyum amacının dışına çıkar galiba. Olay bambaşka bir veçheye bürünür. Vazgeçtim oy vermekten. Kurulu gönüllü adaylar arasından TSF seçsin. Hey, karşı görüştekiler ! Ne var yani bunda gocunacak ? Bu işin sonunda satranç kazanacak !

-Sempozyuma katılacaklarda tek şart aranmalı. Çocukların satrancı için katkı sağlayacakmısın veya sadece dinleyecekmisin arkadaş ? Öyleyse başımın üstünde yerin var derim. Yoksa şahsi çıkarın için, politik çıkarın için mi katılacaksın ? Eğer bu amacını sezersem defol yanımdan derim. O zaman ve gelecek zamanlarda derim bunu.
Ara
Cevapla
#49
Satranç Antrenörleri Derneği olarak satranç sempozyumu fikrini destekliyoruz.

Antalya'da yapılan Satranç Antrenörleri Derneği toplantısında dernek olarak Satranç Çalıştayı yapma kararı almıştık. Bu toplantıdaki diğer kararlar ve sonrasında Balıkesir Burhaniye'de yapılan toplantıdaki çalışmalarımız konusunda sizlere yakın zamanda açıklama yapacağız.

Saygılarımla
Menderes Sargın
Satranç Akademisi
Eğitim Merkezi
Ara
Cevapla
#50
Aşkın bey,
Sempozyumu hangi kurum düzenlesin?sorusunun yanıtı kolaydır.Federasyon da düzenleyebilir.Antrenörler derneği de düzenleyebilir.Kim konuşacak?Hemen burada adaylar tespit edilmeye başlanır.Kim moderatör olacak?Bulunur kurtaracak bahtı kara madenini...
Muhalefet çok kötü işler mi yapar?Geçmişde ne kadar kötü işler yapmışsa bundan sonra da en fazla o kadar kötüsünü yapacaktır.2008 Genel kurulunda saatler süren gürültülü konuşmalardan sonra son gündem maddesinde 5 dakika için konuşma sırası bana geldiğinde ön sırada oturanlar parazit yapmaya başladılar.Parazit sesler muhalefet değildir.Onlar misyonerdir.Görevlerini yerine getirmekle mükelleftir.
Korkmayı gerektiren bir durum yoktur.Yeter ki Satranç toplumunun iradesi biraraya gelmeye ve konuşmaya karar versin...Arkadan konuşanlar ve kulislerde konuşanlar bugüne kadar havanda su döğdüler.Bir fikri birkaç kişinin açıkça desteklediğini çok az gördük.Örneğin otelin değişmesini isteyenler bu düşüncelerinde samimi ise bunu açık oturumda söyler ve seçenekleri dile getirebilir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#51
Ateş Bey,
Öncelikle muhalefetin yanlış yapabileceği şeklindeki görüşümü ve söylemimi geri almalıyım. Çünkü asıl niyetim bu değildi.

Gerçek ve öz düşüncem kimden gelirse gelsin, asla bu tip provokasyonların olmaması gerektiğidir.

Endişelerimin kaynağı da budur.
Ancak;
zaten sempozyum belli bir konu üzerinde, davetli seçkin izleyici topluluğu önünde ve alanında yetkin-uzman kişilerce bilimsel önerilerin çözümlerin sunulacağı bir buluşma olacaktır.
Düz tartışma ya da forum gibi düşünülemez!
Aksi halde bilimsel değer taşıyan tartışmaların ve kararların basılıp kamuoyuna sunulması mümkün olmaz.
Düzenleyici kurum bu konuda ihtiyaç hissetmeli, istekli ve alt yapıyı hazırlama konusunda yetkin olmalıdır.
Belki sponsor kuruluş gerekecektir.
Düzenleme konusunda bireysel değil, meşru-örgütsel süreç geçerlidir.
Basın davet edilmelidir.
Konuşmacılar akademik düzeyde ve kendi alan konularında bilgi verip çözüm göstermelidirler.

Zamanlama önemlidir, öncesinden bir hazırlık gerekecektir.
Komisyon ya da kurul kurulacak ve iş bölümüyle süreç gerçekleşecektir.

Tüm bu konularda en gerçekçi yaklaşımı bulduğumuzda bir adım ilerlemiş oluruz diye düşünüyorum.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#52
Aşkın Bey önce muhalefetin provokasyonlarından çekinmiş ardından da lütfedip bu sözünü geri almış, uyarısını genele taşımış. Çok teşekkür ederiz. Son 10 yıldır toplanan genel kurullarda kimlerin edepsizlik yaptığını, bağıra çağıra genel kurula haykırdığını, konuşmalara tahammül edemeyip, söz haklarını 3 dakikaya indirdiğini, sokaktan amigo getirtip genel kurulu sirke çevirdiğini filan hatırlamasak, minnet duygularımız arşa değecekti.

Aşkın Bey'in hayalindeki bir tartışma(ma) platformunu hayal edebiliyorum. Başkan, 5 yönetim kurulu üyesi, eğitim kurulu başkanı olarak kendisi, diğer kurulların başkanlarının sırasıyla yapacağı konuşmalar, gündemin okunması, onaylanması, usul hakkında istenilecek sözler vs.

E tabii bir de hazırlık süreci var. Sempozyum düzenleme kurulu, sempozyum düzenleme üst kurulu, sempozyum yerini belirleme kurulu, sempozyum gündemini oluşturma kurulu, sempozyuma katılacakları belirleme kurulu vs oluşturulmalı. Muhakkak aylar öncesinden hazırlıklar başlamalı ve bu kurullar en az 3 defa toplanmalı.

Bir de uzmanların bulunması ve sempozyuma katılımlarının sağlanması var. Federasyon Yönetimi ve kurullarındaki 10 larca uzmanın yanına Cem Yılmaz, Üstün Dökmen, Sunay Akın gibi uzmanlar da davet edilmeli ki, hiçbir eksiğimiz kalmasın.

Ben bugüne kadar, içi dolu, işlevsel ve anlamlı çok az forum, sempozyum ortamı gördüm. En son örneği Gezi direnişi sırasındadır. Türkiye'nin her köşesinde, başkanı, sözcüsü, kurulu, iktidarı, muhalefeti olmayan genç beyinler özgürce ,saygılı ve içi çok da dolu bir biçimde tartışıp ürettiler.

Şurada dile getirilen güzel bir dileğin bile iki mesaj içinde nasıl işe yaramaz, bürokratik engellerle dolu ve iktidar-muhalefet şeklinde ayrıştırıcı bir hale getirmeye çalıştığınıza hayretler ediyorum. Federasyonun zaten bu işleri yapmakla görevli 10 binlerce kurulu var. O işler doğru dürüst yapılamadığı için bu ihtiyaç doğuyor, siz hala aynı üretkenlikten uzak yapıyı bu ortama taşımaya çalışıyorsunuz.

Özgür satranç forumunda yazılanların okunmadığına kimse inanmasın. Onlarca kişi yazdıklarımla ilgili görüşlerini karşılaştığımızda dile getiriyor. Fikirlerini söylüyor. Bu forumun üyeleri, yazarları, üye olup da izlemekle yetinenler, lütfen sizler de nasıl bir tartışma ortamı istediğinizi yazın. Yazın ki on yıllardır olan biten, on yıllarca daha sürüp gitmesin.

Saygılarımla,
Ara
Cevapla
#53
Erşan Bey,

Sayın Feti'nin son derece samimi olduğuna inandığım önerisi karşısında içimden geçenleri söyledim. Ben muhalefet ya da yönetimdekiler hakkaniyetli ölçüler ve karşılıklı saygı çerçevesinde bir sempozyum dedim.

Çekincemi de ortaya açıkça koydum.

Sempozyum fikrinin açık oturum ya da forum- arena tartışmasıyla karıştırılmaması için özen gösterdiğimden dolayı da olması gerekenleri yazdım.
Bunları yazdım diye sempozyuma karşı mı çıkmış oldum?
Ya da olası gelişmeleri mi engelledim?

Yazınızda tamamen benim düşüncelerim dışında senaryolar yazmaktasınız.
Ben mutlaka TSF düzenlemeli demiyorum.
Ama siz?
YAZDIKLARIMI VE YAZDIKLARINIZI BİR DAHA OKUYUNUZ LÜTFEN!

Ben sempozyumun içinde yer almayı arzu ederim. Ama sizin senaryonuzdaki gibi değil!

Yönetici, konuşmacı moderatör olarak bir beklentim yoktur!
Buradan açıkça ilan ederim.

Bu alanda deneyimim yok.

Konuşmacılar, alanında akademik kariyer sahibi insanlar olmalı.
Benim böyle bir sıfatım da yok sizin karıştırdığınız gibi...

Sempozyum bu, düz tartışma değil!

En büyük çekincem de güven sorunuydu. Tam da sizin yazınıza kadar...

Ama bundan sonra anlıyorum ki, bu kadar açık yüreklilikle destek vermeme rağmen, ön yargılarınız daha düşünce aşamasında benim samimi yaklaşımımı baltalayıcı niteliktedir.
Yanılıyor muyum Erşan Bey?

Hakkımda yazdığınız senaryo incitici ve hak etmediğimi düşünüyorum.
Ben genel hatlarıyla sempozyumun genel çizgilerini ve kurallarını düşüncemle yazdım.
Teknik bir hata yaptıysam, varsa lütfen düzeltiniz.
Ama kişisel yakıştırmalarınız için gerçekten şaşırdım.
BEN GERÇEKTEN SİZİN YAKIŞTIRMALARINIZI DÜŞÜNSEYDİM, AÇIK YÜREKLİLİKLE YAZARDIM.
Merak etmeyin.

Sempozyuma, konuyu bilimsel olarak tartışıp öneri sunacak kişiler TSF bünyesinde de var.

Ama ben özellikle çocuklar için ( ki sn. Feti konuyu böyle düşünmüş) düzenlenecek bu sempozyuma sizin düşündüğünüz gibi akla ilk gelen böyle bir şekilde yaklaşmazdım.

Siz nasıl bir sempozyum düşünüyorsunuz?
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#54
En başta, ben bir sempozyum düşünmüyorum. Kimse kusura bakmasın ilk olarak tartışılan konu üzerinde sempozyum düzenleyecek 'uzman' lara sahip değiliz. İkincisi sempozyum fikri bana oldukça soğuk ve tepeden bakmacı geliyor. Bir önceki mesajımda da 'nasıl bir sempozyum' değil 'nasıl bir tartışma ortamı' istediğimizi sordum.

Camiamızın ihtiyacı olan, açık, kimsenin katılımının engellenmediği ve maalesef üyesi bulunduğunuz kurulların hantal yapısının aksine, dinamik bir fikir paylaşımı ortamı sağlanmasıdır.

O zaman kimse kimseyi seçmek zorunda kalmaz, kimsenin 'seçkin' (kime ve neye göre?) olmasına gerek kalmaz ve tüm iş bir gösteriye dönüşmez.

Tüm bunların yanında ne sempozyum fikriyle, ne de bunun organizasyonunun yapılmasıyla bir alıp veremediğim var.

Şu an içinde bulunduğumuz yapı kusura bakmayın, asli görevi olan kendi ülke birinciliğini bile, para kazanma kaygısı olmadan, bilimsel ve gerçekçi bir anlayışla gerçekleştirememektedir. Bunun en büyük nedenleri, oy kaygısıyla oluşturulan kadrolar, korkutularak susturulan ya da afaroz edilen üst düzey satranççıların fikir üretmekten uzaklaşması, insanların iktidar- muhalefet diye gruplandırılması ve arada sırada da olsa fikrini beyan etmek isteyen kimilerinin bıktırılmasıdır. Çok acı bir gerçek olarak Antalya'da sergilenen sayısal kalabalığın tezatı olarak, TSF yönetimi için de fikir üretebilecek ve iş yapabilecek insan kaynağı bulmak oldukça zordur! Bunun en büyük nedeni TSF nin kurumsal olarak sporcuların kendilerini bir parçası olarak gördükleri bir yapı olmaktan uzaklaşarak, belli bir grubun her istediğini yapabildiği ve bunu yaparken satrançtan ve satranççılardan çok kendisini koruyan ve kollayan bir kimliğe bürünmüş olmasıdır.

Feti Beyin bu fikri atarken ortaya koyduğu iyi niyeti ve ihtiyacı anlayabiliyorum ancak bu ihtiyacın doğmasında başrol oynayan yapının içinden gelen biri olarak, sizin ne yapmaya çalıştığınızı anlamıyorum? İlk çekinceniz TSF nin yanlış anlaşılacağı ve 'kötü ve karalayıcı muhalefetin' bu iyi niyet gösterisine ket vurabileceği ise zaten söyleyecek çok söz kalmıyor.

Bu başlıkta 50 mesajdır fikir beyan etmekten kaçındım. Samimi yaklaşımınız konusunda ön yargım yok. Yüzlerce mesajın ardından kendi kanaatim samimi olmadığınız yönündedir ve önyargıyla değil, susmayı ve yazmayı tercih ettiğiniz konular ve bu konularda dile getirdiğiniz görüşler sonucunda oluşmuştur.

Somut bir öneri istiyorsanız bence mutlaka aşağıdaki isimler sempozyumda konuşmacı olmalılar,

1) Ali Nihat Yazıcı (FIDE Okullarda Satranç Projesinin başındaki isim olarak)
2) Gülkız Tülay (TSF Başkanı)
3) Tahsin Aktar (Duayen)
4) Murat Kul (10 bin kitap okumuş biri olarak)
5) ve 2 kişi de yapıcı ve cici muhalifler arasından seçilirse harika olur.
Ara
Cevapla
#55
Erşan Bey,
Aslında doğmamış çocuğa don biçmiyoruz.
Sadece bir öneri hakkında görüşlerimizi konuşuyorduk.

Belki siz değil ama, son mesajınız çok provoke geldi bana...

Sn. Feti adını koydu, sempozyum dedi.
Siz yanılmıyorsam tartışma diyorsunuz.
Arada çok fark var.
Burada sempozyumun temel özellik ve şartlarından bahsetmek istemiyorum.
Bildiğinizi ama dışa vurmadığınızı düşünüyorum.

Sonuçları açısından da sempozyum ile tartışma arasında çok temel farklılıklar olduğu bilinir.
Aynı şey amaçları için de geçerlidir.
...

Ama samimiyet sorunumuz var.
Tartışamıyoruz, görüş alışverişini de ret ediyorsunuz.

KİŞİSEL BOYUTTTA SUÇLAMA EKSENİNE KAYDIRIYORSUNUZ.

Bakın aşağıdaki yazılar bana ait, ne yazmışım;

"Kurumsal olarak düzenlenecek böyle bir sempozyum, en başından katılımcılar ve olacaksa eğer, izleyicileri de, herkesi de, güven sorunu konusunda tereddütte bırakmamalıdır."
...

"Kurum ( TSF) düzenlediğinde politik sebeplere dayanan "danışıklı dövüş" yakıştırmaları tahmin dışı olmayacaktır. Muhalefet her zaman vardır, olacaktır. Nitelikli muhalefetten bahsetmiyorum.
Farklı ve düzeysiz olarak yapılabilecek muhalefet çekinceleri gündemde olacaktır.
Bu tip bir anlayış, yapıcı, uzlaşıcı, yol gösterici, yerinde ve haklı olarak eleştiren muhalefeti kirleteceğinden farklı bir muhalefet anlayışı sempozyumu amacı dışına da itebilir.


Muhalefet derken ben sizi kastetmedim.

Bu anlamda son paragraftaki önerdiğiniz kişiler de ne yazık ki sempozyumun gerçek konuşmacıları olamazlar.

Karşı olduğunuz sempozyum fikrine içerik olarak uzak olduğunuzu görmek zor değil.
Kendin çal kendin oyna tarzından bir toplantı olurdu ki o öneriniz , en büyük çelişki olarak ortaya çıkardı.
Saydığınız isimler bildiğim kadarıyla, alanında bilimsel kariyere sahip bir araştırma ortaya koymuş insanlar değildir!
Talihsiz ve yakışıksız bir benzetme olmuş sizinkisi...



Bu konuyu izninizle sizinle tartışmayalım.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#56
M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Bu konuyu izninizle sizinle tartışmayalım.
Olur.

Yahu daha şurada iki satır yazı yazan insana tartışma yasağı koymayı kendinizde hak gördüğünüze göre, sizin yapacağınız sempozyumdan ne hayır gelir, Allah bilir.

Niçin bu konuyu Erşan bey veya bir başkası tartışmayacakmış acaba? Siz mi kriter getiriyorsunuz buna? Ne hakla kimin tartışıp tartışmayacağına hüküm kuruyorsunuz?

Kendinizde, istediğiniz kişileri tarışma dışı bırakma hakkı ve gücü olduğunu falan mı sanıyorsunuz, bu neyin hayal gücüdür, vehmidir, akşamları su üstünde yürüme denemeleri de yapıyor musunuz?

TSF Eğitim Kurulu ne hallerde, gerçekten çok üzülüyorum.
Ara
Cevapla
#57
Bu arada bu başlıkla ilgili son bir dipnot vereyim, Kemer Limra Otelde yıllardır yapılan Türkiye Birincilikleri ve üst düzey turnuvalar, kişilerin eşit olması gereken sportif haklarını yani anayasal eşitlik haklarıını ihlal etmektedir bana göre.

Yukarıda biryerlere yazdım, Federasyonun satranç sporunu yurtiçinde dengeli olarak yayma ve idame ettirme görevi var. Bu bir görev ve ana tüzükteki ilk görev. Keyif değil.

O yüzden bir vatandaş olarak dilekçe hakkımı kullanıp bu konuyu TBMM'ne aktaracağım.

İş Bankasına da bireysel şikayetimi ve duyduğum rahatsızlığı çok sarih olarak ifade edeceğim. Gerekirse sponsorluklarını gözden geçirsinler. Öyle kuru dilekçe ile de değil, ciddi manada üst düzeyde görüşerek bu rezilliği gündeme getireceğim.

Ha emin olun çok ciddiyim, bu konuda TSF artık bundan böyle keyfi ve kayırmacı hareket etmekte çok zorlanacak.

Takipçisi olacağım bu konuyla ilgili sizlere de net bilgi vereceğim.
Ara
Cevapla
#58
Mojo Jojo Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Bu arada bu başlıkla ilgili son bir dipnot vereyim, Kemer Limra Otelde yıllardır yapılan Türkiye Birincilikleri ve üst düzey turnuvalar, kişilerin eşit olması gereken sportif haklarını yani anayasal eşitlik haklarıını ihlal etmektedir bana göre.

Yukarıda biryerlere yazdım, Federasyonun satranç sporunu yurtiçinde dengeli olarak yayma ve idame ettirme görevi var. Bu bir görev ve ana tüzükteki ilk görev. Keyif değil.

Bu elbette tartışılmaz bir gerçek. Tamamen özerk, oyunu ekonominin kurallarına göre oynayan Türkiye Futbol Federasyonu bile Türkiye Kupası finalini yeri geliyor Urfa'da, Kayseri'de oynatıyor. Pek tabii ki her yıl Atatürk Olimpiyat stadyumunda oynatsalar 70 bin kişiyle çok daha fazla gelir elde ederlerdi.

Turnuva otelinde kalmayanlardan alınan organizasyon ücreti de ayrı bir çifte standart.

Bunlara ek olarak turnuvada hızlandırılmış sistem uygulanması da, eşit rekabet şartlarını ihlal etmektir. Diğer başlık altında yazdığım için ayrıntıları tekrar etmek istemiyorum.

Şevkinizi kırmak istemem ama, 2010 genel kurulunda yönetimin ibra olmadığının kanıtlanması için gereken tek bir matematiksel işlem 2,5 yılda karara bağlandı. Sadece Satranç Federasyonu'nda değil, tüm federasyonlarda hatta tüm ülkede ihalelerin nasıl yapıldığı ve verildiği ortada. Bu kararları alan yönetimler mi, yoksa başka dinamikler mi, bilebiliyor muyuz?

Limra Oteller zinciri, Nihat Özdemir'in sahibi olduğu Limak grubuna ait. Meclise vereceğiniz dilekçeyi düşünüyorum da, ülkede hukuk kalmış mı diye kendime bir sorunca çok da içim açılmıyor. Turnuvanın yeri değişeceğine bir tüzük kongresiyle bahsettiğiniz maddeleri tüzükten çıkartmak da bir yöntem olarak benimsenebilir. Günümüzde tüm sorunlar bu yöntemle çözülüyor zira.

Belki de İstanbul Birinciliğini de Kemer'de yapmıyorlar diye halimize şükretmemiz lazım. Ne dersiniz?
Ara
Cevapla
#59
Sn. Feti,

Güzel öneriniz için duyduğum endişe daha bu satırlarda eksen kaymasına uğrayarak haklılığını ortaya koymaktadır.

Sempozyum konusu neydi ne oldu bakın...

Her bir konu aynı noktaya çekiliyor.

Ben konunun dışına çıkmadan önerinizi ciddiyetle tartışmaya ve desteklemeye açığım.

O sempozyumda da yerimi ancak izleyiciler arasında görüyorum.
Eğer bu arkadaşlarımız izin verirse tabii...

Selamlar...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#60
Sempozyum konusu buharlaşmak üzere...

Mahkemelere geldik.

Bay JOJO bizleri Silivri'ye yollayacak galiba...

Güzelim sempozyum konusu, ret edilmenin de ötesinde eski hesaplaşmalarla gündeme getirilerek, ne ilgisinin olduğunu hala bulamadığım TSF Eğitim Kurulu, TBMM olaya katılmakta ve son derece ilgisizce saptırılarak saldırıya uğramakta...
Kasıtlı olarak yapıldığı da ortada.
Şüphelerim artık sayenizde onaylandı.

Sanki TSF bu sempozyumu düzenleyeceğini deklere etmiş ve karşı bir kampanya var gibi...


Erşan Bey, "madem sempozyum fikrine karşısınız ben de sempozyumu sizinle tartışmam" diyorum.

Yasak mı koymaktır bu?
Ama by. JOJO siz öyle algılanmasını sağlamak için bildik yoldasınız.

Arkadaşlar ilgisiz şeyleri konuşmayın, varsa fikirleriniz söyleyin.


Ama her konuda da aynı plak, eski hesaplaşmalar...
Elinizde yeni bir şey, yeni bir fikir yok mu?

Gerçekten de bıkkınlık getirdi.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi