Ben oldum olası büyük oyuncuların, standart bir formül gibi 40 kişiye simültane yapmak üzere getirilmesine karşıyım. Bu daha çok orada oynayan 40 kişi ile onların ebeveynlerini mutlu eden birşey, bir de nutuk atmayı seven organizatörlerin.
Elimde olsa Karpov'u getirmek isterdim. Hiç simültane ile vakit kaybetmeden doğrudan 400 kişilik bir konferans salonuna sokup 2 saat soru cevap ile, o deryadan bir kaç damla kapmak isterdim.
Mesela o meşhur ilk maçta genç Kasparov'a 5-0 öne geçtikten sonra niye 6.maçı kazanmanın formülünü bulamadı ve o aralar ne değişti?
Veya dünya şampiyonluğu düzeyinde hala oyun sonu çalışıyor mu? Hala bir ekibi var mı? Elit büyükusta olmak için bir ekip veya bir menejer gerekli mi? Atalık'ın oyun stili hakkında ne düşünüyor?
Bir günü nasıl yaşıyor, kaçta kahvaltı yapıp masanın başına kaçta geçiyor? Turnuva zamanlarında nasıl bir beslenme programı uyguluyor; satranç konsantrasyonu arasında fiziksel bir spor yapıp enerji alışverişi sağlamayı mutlaka gerekli görüyor mu?
Akla gelebilecek yüzlerce soru...
Bu bölümü herkese ve özellikle öğrencilere açık olurdu. Öncesinde (ona da sürpriz olacak şekilde) kısa bir barkovizyon, hem onun gururunu okşayacak bir geçiş; mesela çocukluğundan, pul koleksiyonculuğundan kareler; dünya gençler şampiyonu olduğu turnuvayı yaşamış bir sürpriz kişiden alınmış 2-3 görüntü ve görüş falan...
Sanırım özellikle çocukların bu atmosferden etkilenme katsayısı, okulda derslere girip de geçerken piyon almayı daha tam kavrayamamış yeni nesil öğretmenlerin uykulu seslerle anlatamadığı 1200 dersten daha etkileyici olurdu.
Günün devamında bu sefer sadece Türkiye'nin önde gelen satranç uzmanlarının (hepsinin oyuncu olması şart değil) örneğin bir yazışmalı devinin + uluslararası bir hakemin + üst düzey 5-6 oyuncunun katıldığı bir workshop organize ederdim. Konu 2500 eşiğinin aşılması olabilir, elitler arasına nasıl girilir olur, satrancı tabana yaymak olur, Sovyet sisteminin uyarlanması olur; Rusya'da olimpiyat takımları nasıl oluşturuluyor o bile olur. O kadar çok seçenek var ki.
Günün sonunda da işin PR'ını unutmamak ve boyalı basında bu işi gazlamak üzere çok ünlü biri ile 3-4 kişilik bir boğaz yemeği ayarlardım Suada'da falan. Örneğin Burak Yılmaz, Ali Koç, Manuel Fernandez...
Bu son bölüm (ünlü bir kişinin olaya dahil edilmesi) kişisel ilişkilerle tamamen parasız bile yapılabilir, iyi anlatılırsa, eğitimle ilişkilendirilirse, satranç gibi bir akıl oyununda 7 milyar adamın arasından zirveye çıkıp 1 numara bir insanla beraber olmayı herkes ister.
Veya çok hasta olmasa Spassky. Düşünsenize bir konferans salonunda karşınızda ve size 1972 Rejkavik'te, daha önce hiç yenilmediği bir adamla yaptığı, soğuk savaşın kralını anlatıyor. Üzerinde o rejim baskısı. Sonra Fransa'ya kaçması. Geçen yıllarla birlikte, 1972'de çekiştiği o adamın bu camiada en güvendiği arkadaşlarından biri olması. Bırakın satrancı bu işin muhabbetinden, dramasından 3000 günlük konuşma çıkar.
Haddim değil ama bence özellikle gençlere ve çocuklara yönelik bir iş yapılacaksa Magnus, Anand, Aronian gibi oyuncuları 4-5 saatliğine getirip 40 masaya simültane yaptırmak yerine, bir döneme damga vurmuş insanları daha maliyetsiz olanaklarla getirip, günü doldurmak daha güzel olur gibi geliyor bana.
Yazıyı uzun bulanlar ve kalite arayanlar için özeti de aşağıya yazdım, bu kıyağımı unutmayın
----------------
Olay Su Ada'da geçiyor.
İşin içinde Karpov var !