Turnuva Yarım Bırakmak Cezalandırılmalı
Disiplin Talimatı bu başlıktaki konuları kapsamış http://tsf.org.tr/images/stories/disipli...014%20.pdf:

Bir sporcunun çıkarı için yarışmaya katılmamak (Gürcü) 3 aydan 1 yıla kadar.

Yarışma yerine özürsüz olarak gelmemek (yarıda bırakmak) 6 aydan 3 yıla kadar.

Yorum sizlerin...

Günün Duası: Allah sponsorları başımızdan eksik etmesin. Turnuvayı yarıda bırakarak sponsorların kaçmasına sebep olanları kahretsin. Son tura katılmayarak şike yapanlara merhamet etsin.
Ara
Cevapla
Daha büyük suça daha az ceza verilmiş olmuyor mu bu durumda?

Cezalar da epey ağır olmuş. Vur deyince öldürmüşler. Doping kullananlar bile 2 yıl ceza alırken turnuva yarım bırakmaya 3 yıl ceza nedir?
Ara
Cevapla
(08-10-2014, 11:12)Hasan Berk Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Daha büyük suça daha az ceza verilmiş olmuyor mu bu durumda?

Cezalar da epey ağır olmuş. Vur deyince öldürmüşler. Doping kullananlar bile 2 yıl ceza alırken turnuva yarım bırakmaya 3 yıl ceza nedir?

Burada ceza hukukundaki içtima durumu sözkonusu bence. Şöyle ki, bir sporcunun çıkarı için yarışmaya katılmamak (3 ay - 1 yı) ile yarışma yerine özürsüz gelmemek (6 ay - 3 yıl) aynı eylemde olabiliyor. Yani son tur maç satmak için ortadan kaybolan oyuncu "eşzamanlı olarak yarışma yerine özürsüz gelmeme" eylemini de yapıyor.

Bu durumda iki yol var. İlki, bu eylem en ağır cezada birleştirilecek yani son tur maça çıkmayan oyuncu, yarışma yerine de özürsüz gelmediğinden iki ceza arasından en ağırına çarptırılacak (6 aydan 3 yıla).

Veya aynı eylemden 2 ayrı ceza verilip toplanacak. Bu olasılıkta da son tur maç satmak için tura çıkmayan oyuncu hem maç satmaktan hem de turnuvayı yarıda bırakmaktan 2 ayrı ceza alacak.

14.madde bu konuyu bence eksik düzenlemiş: "aynı zamanda yapılan eylemlerde ayrı ayrı cezalandırma yapılır" diyor ama "eylemler" diyor. peki tek bir eylem eşzamanlı olarak üç dört kuralı ihlal ediyorsa?

Bu arada 6 ay ile 3 yıl arası düzenlenen ceza disiplin kuruluna aşırı takdir yetkisi veriyor. Yani ismi A ile başlayan oyuncuya 6 ay verip ismi Suat ile başlayan oyuncuya Smile aynı eylemden 3 yıl verilebilir. Cezada keyfilik olmaz, bu marj daraltılmalı.

edit büdüt: Şimdi dikkatimi çekti. 15. ve 17.maddeler de bu eylemi kapsıyor esasında. Nitekim 15.maddeye göre "satranç yarışmasının her ne suretle olursa olsun iyi bir şekilde başlamasına, devamına ve tamamlanmasına engel olmanın" hediyesi 3 ay 1 yıl arası. 17.maddedeki Hileli / Danışıklı yarışma yapmak ve yaptırmak ise 1 yıl cezaya tabi. Hatta buna 20.madde ve şike sözkonusu ise 30.madde bile eklenebilir (bir kulüp veya oyuncu çıkarına yarışmalara katılmamak).

Şimdi, mesela liglerde bir başka takım lehine son maça çıkmamak bu yönetmelikteki 4 maddeyi ihlal anlamına geliyor. Tek eylem, 4 suç..

Peki ceza hangisi olacak? En ağırı mı, herhangi biri mi, hepsi mi? 14.madde burada tıkanır, benden söylemesi.
Ara
Cevapla
(08-10-2014, 09:31)Tutku Dinçer Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Disiplin Talimatı bu başlıktaki konuları kapsamış http://tsf.org.tr/images/stories/disipli...014%20.pdf:

Bir sporcunun çıkarı için yarışmaya katılmamak (Gürcü) 3 aydan 1 yıla kadar.

Yarışma yerine özürsüz olarak gelmemek (yarıda bırakmak) 6 aydan 3 yıla kadar.

Yorum sizlerin...

Günün Duası: Allah sponsorları başımızdan eksik etmesin. Turnuvayı yarıda bırakarak sponsorların kaçmasına sebep olanları kahretsin. Son tura katılmayarak şike yapanlara merhamet etsin.

Aslında teknik bir yazılım ile her sporcu için sporcu sicil takip formu da bekliyordum ben. Böylece geçmişe yönelik olarak takip şansı da olacak ve bazı suçların takibinde suçun tekrarı da takip edilebilecekti.

Tutku Bey,
Sponsorlarla ilgili konuşurken satranca katkı sunan her bir sponsorun, yerel kurum veya kuruluşun ya da destekçi kişilerin katkılarından dolayı önemli olduklarını biliyoruz. Sponsorsuz turnuvalarla olan farklarını da yaşıyoruz.

Sponsor bulabilmenin zorluklarını "birinci elden" bilen birisi olarak (Osmanlı Çileği Kültür Festivali Satranç Turnuvalarından) sponsorlara bakış açınız ve ifadelerinizin kastını anlamaya çalışıyorum.
Sponsorların çok katkısı olmasına rağmen her şey olmadıklarını, bu anlamda da satranç adına her şeye karar vermelerini asla doğru bulmadığımı söylemiş ve ısrarla belirtmiştim.

Son ifadeleriniz turnuvayı yarıda bırakanlara veya her türlü usulsüz yarışanlara, "sırf sponsorlar kaçmasın diye göz yumulmalı" anlamında yanlış algı oluşmasına yol açabilecek ironik bir yaklaşım gibi geldi bana.

Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün müdür?
Böyle bir şeyi kim savunuyor olabilir?
Umarım ben yanılıyorumdur.

SPONSORLARIN KAYGISINDAN BAHSEDERKEN, TOPLUMDA HOŞ KARŞILANMAYAN BU İSTENMEDİK SPORTMENLİK DIŞI DURUMLARA BULAŞMAK, KAYNAK AKTARMAK İSTEMEYECEKLERİ VE BU GELİŞMELERDEN DUYDUKLARI, BİZE İLETTİKLERİ RAHATSIZLIKLAR ANLATILMAK İSTENMİŞTİR.

Selamlarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
Sayın Mojo Jojo,

TCK ve diğer kanunlarda suç olan fiillerde, o kanundaki ceza kadar hak mahrumiyeti cezası veriliyor. 6222'nin 6259 ile değişik 11. maddesine göre de elde 1 yıldan 3 yıla kadarımız var.

Disiplin Talimatı'nda tek bir eylemin birden çok ihlal oluşturması durumunda ne olacağının cevabı yok.

Yada içinden çıkılması zor bir durum olduğu için hiç uğraşmayalım, şike yapanları seneye turnuvaya katılmak isterse almayız biter!

Bu cezaların geleceği ne zaman belliydi biliyor musunuz? Ben bilmiyorum ama Aşkın Bey'e "Şu şekilde bir düzenleme olacak, sen şimdiden foruma bir yaz, tepkileri ölçüp ona göre kamuoyu oluştur!" denildiğini de hiç zannetmiyorum...

Aşkın Bey,

Sponsorluğa karşı değilim, aksine yüksek ödüllü açık turnuvalar olması hoşuma gidiyor ve her ne kadar artık Ereğli'de Çilek Festivali yapılmayacak olsa da, Çilek Turnuvası'nın yeniden eski boyutuna ulaşmasını ben de istiyorum. Bakarsınız vaktim olur da bu yaza birşeyler ayarlarım. Ama konu sponsorlara karşı olmak değil, TURNUVAYI YARIDA BIRAKAN SPORCUYA "SPONSORLAR KAÇMASIN DİYE" 3 YILA KADAR CEZA VEREBİLECEK DÜZENLEMELER YAPMAK! Kötü gününe denk geldiği için turnuvaya devam edecek durumda hissetmeyen sporcuyu, sponsor için bu kadar kolay harcamak! Hiç sporcu yanlısı bir uygulama değil, tamamen endüstriyel satranç!
Ara
Cevapla
Tutku Bey,

Ereğli Çilek Festival Turnuvası tekrar canlanırsa muhteşem olur. Sizinle canlanmasının ayrı manevi bir anlamı ve yeri olacaktır. Bunu başarabilmenizi çok isterim. Benim yapabileceğim ne varsa da, geçmişte olduğu gibi yardımcı olur, yanınızda olurum.

"Kötü gününe denk geldiği için turnuvaya devam edecek durumda hissetmeyen sporcuyu, sponsor için bu kadar kolay harcamak!"
Demişsiniz.

Bu konuyla ilgili olarak, sizi bilmem ama ben tam anlatamamış olabilirim kendimi.
Şöyle düşünüyorum.
Bir oyuncu gerçekten kendisini farklı sebeplerden dolayı( ailevi, zihinsel,ruhsal, fiziksel, sağlık) kötü hissedebilir. Elbette kendi özgür iradesiyle, ama mazeretini organizasyona zamanında belirterek katılmayabilir. Burada sorun yok. Bu terk edişi ben de bir kez, hem de Türkiye Şampiyonasında ailevi ve sağlık sebebiyle sanırım 6. turdan itibaren dilekçe bırakarak yaptım.
Sorun, bunun olur olmaz emsal teşkil etmesindedir. Bunun çok sudan sebeplerle gerekçe teşkil etmesindendir.

Dopingi tartışıyoruz, nasıl tespit edilecek diye.

Maddi çıkar amaçlı terkler bile bu "kendini kötü hissetmeye" kılıfıyla paketlenecektir.
Benim, "gerçekten ne yapılabilir?" konusunda tam bir reçetem yok.

En önemli iş toplantılarını bir kaç defa trafikte geç kalarak kaçırabilirsiniz.
Okul hayatınızda çok önemli bir vize sınavınıza da çok hasta olmanızdan dolayı giremeyebilirsiniz.

Ama turnuvalarda bu tip davranışların özellikle alışkanlık yaparak bir davranış modeli haline gelmesini ve yepyeni satranççılara da emsal teşkil etmesini ne anlayabilirim ne de devamına izin veremem.

Bu konuda yetkim yok, ama fikrim var.

Onun için SPORCU SİCİL DOSYASI önermiş ve beklemiştim.

Ben buradan yine TSF ye öneri olarak seslenmek isterim.

Önerimde haksız mıyım?

"Bu cezaların geleceği ne zaman belliydi biliyor musunuz? Ben bilmiyorum ama Aşkın Bey'e "Şu şekilde bir düzenleme olacak, sen şimdiden foruma bir yaz, tepkileri ölçüp ona göre kamuoyu oluştur!" denildiğini de hiç zannetmiyorum..."

Evet Tutku kardeşim, valla ben de zannetmiyorum!

Selam saygılarımla...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
- (FİDE kabul ettiği takdirde) son 2 turdan birine gelmeyen maçı yapmış kabul edilerek ELO hesaplamalarına alınmalı
-Son 2 turdan birine gelmeyen oyuncu alacağı ödülün ancak %40 'ını alabilmeli

gibi birkaç maddelik önlemler alınabilinir.
Ara
Cevapla
(09-10-2014, 09:40)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Bir oyuncu gerçekten kendisini farklı sebeplerden dolayı( ailevi, zihinsel,ruhsal, fiziksel, sağlık) kötü hissedebilir. Elbette kendi özgür iradesiyle, ama mazeretini organizasyona zamanında belirterek katılmayabilir. Burada sorun yok. Bu terk edişi ben de bir kez, hem de Türkiye Şampiyonasında ailevi ve sağlık sebebiyle sanırım 6. turdan itibaren dilekçe bırakarak yaptım.
Sorun, bunun olur olmaz emsal teşkil etmesindedir. Bunun çok sudan sebeplerle gerekçe teşkil etmesindendir.


Ama turnuvalarda bu tip davranışların özellikle alışkanlık yaparak bir davranış modeli haline gelmesini ve yepyeni satranççılara da emsal teşkil etmesini ne anlayabilirim ne de devamına izin veremem.
Soyut şeyler üzerinden tartışmak yerine somut Disiplin Talimatı üzerinden tartışmak daha doğru.

Tur sabahı saat çalmadı ve uyanamadım, dolayısıyla yarışma alanında değildim diyelim. Alışkanlık haline gelmesi yada tek sefer yapılmasıyla ilgili somut bir düzenleme yok! Tek sefer bile ceza verilmesi için yeterli. Tamamen keyfiyete (Disiplin Kurulu'na sevk edilmeye) kalmış bir durum. Bunun geçerli ve doğru bir mazeret olduğunu da kimse bilemez. Mazeretin kabulü de yine keyfe kalmış.

Mojo Jojo benzer bir örnek kullanmıştı sanırım: "Sporcunun ismi A ise doğru söylüyordur, sporcunun ismi S ise hem yarışma alanında mazeretsiz olarak bulunmamıştır hem de utanmadan yalan söylüyordur!

"Bizim elimizde bir koz olsun da, gerektiğinde kullanırız. İstemediğimize zaten kullanmayız..."
Ara
Cevapla
Daha somut örnek vermek isterim.

Ben her hangi bir turnuvadan sadece dilekçe vererek ayrıldım.
İki ay sonra bir başka turnuvaya kayıt yaptırdığım halde hiç haber vermeden gelmedim.
Ertesi hafta il birinciliğinde ilk üç tur 0 çekip "günümde değilim herhalde" diyerek ayrıldım.
Bir yaz turnuvasında da baktım ki son tur maça çıkmamanın maddi getirisi var, çıkmadım.

Bunlar benim sicilime işlenmelidir. Burada bana katılır mısınız?

Ama sizin verdiğiniz masum örnek elbette sadece sizin tarafınızdan bilinebilir. Bu durumda ceza verilmesi gerekir mi?

Bence ilk defa olması, süreklilik arz etmemesi açısından ayrı bir şekilde de değerlendirilebilir.
Aksi durumda sicili zaten kabarık olmasının da bir yaptırım olduğunun farkında olmak bile caydırıcılık sağlayabilir.

Ben burada disiplin kapsamında olan durumlar ile disiplin kapsamında değerlendirilmemesi gereken durumlar ayrılmalıdır diyorum.

Ceza verenin keyfiyeti ayrı bir durumdur. Kendisini toplum önünde; yanlış , keyfi ve adaletsiz verdiği kararlardan dolayı hangi durumda kalabileceğini bilmesi ve bedelini ödemesi gerekir.

Kendisinin de bu anlamda değerlendirilecek, kontrol edilebilecek birimler hukuk içinde vardır.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
(09-10-2014, 14:01)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Daha somut örnek vermek isterim.

Ben her hangi bir turnuvadan sadece dilekçe vererek ayrıldım.
İki ay sonra bir başka turnuvaya kayıt yaptırdığım halde hiç haber vermeden gelmedim.
Ertesi hafta il birinciliğinde ilk üç tur 0 çekip "günümde değilim herhalde" diyerek ayrıldım.
Bir yaz turnuvasında da baktım ki son tur maça çıkmamanın maddi getirisi var, çıkmadım.
Yanlış örnek Aşkın Bey!
Yanlış örneğinizdeki gibi 4 tekrara gerek yok. Yeni Disiplin Talimatı 1 seferde 3 yıla kadar cezaya olanak veriyor zaten!
Sorun da burada zaten...

Tekrarlıyorum:
Tur sabahı saat çalmadı ve uyanamadım, dolayısıyla yarışma alanında değildim diyelim. Alışkanlık haline gelmesi yada tek sefer yapılmasıyla ilgili somut bir düzenleme yok! Tek sefer bile ceza verilmesi için yeterli. Tamamen keyfiyete (Disiplin Kurulu'na sevk edilmeye) kalmış bir durum. Bunun geçerli ve doğru bir mazeret olduğunu da kimse bilemez. Mazeretin kabulü de yine keyfe kalmış.

Mojo Jojo benzer bir örnek kullanmıştı sanırım: "Sporcunun ismi A ise doğru söylüyordur, sporcunun ismi S ise hem yarışma alanında mazeretsiz olarak bulunmamıştır hem de utanmadan yalan söylüyordur!
Ara
Cevapla
Aslında örneğim yanlış değildi.
Çünkü bu tarz sporcuları kendi ilimden ve diğer turnuvalardan yıllardır tanırım. Yani yaşanmış bir örnekti.
Şimdi düşünelim.
"1 seferde 3 yıla kadar cezaya olanak vermesi" sporcuya bir cezadır.
Ama aynı sporcu bir değil tam 3-4 turnuvayı etkilemiştir.
Dolayısıyla arttırmalı düşünülebilir. Tam ısrarcı da değilim.

Çünkü suça göre cezanın adil olması gerekir.
Aynı maçta ikinci sarı kartın kırmızı, bir dönemde 4. sarı kartın bir maç ceza olduğunu düşünürsek.
Turnuvalarımızda da benzer mantığın zaten var olduğunu biliyoruz.
İkinci bir tur'a çıkmamakla turnuvadan çıkarılıyoruz.

Mazeret kabulündeki keyfiyetler konusunda caydırıcılık açısından sporcuların sicil dosyalarının da olmasının katkı sunacağını düşünüyorum. Bu konudaki teknik düzenlemeler konusunda bilişim teknolojilerinden bilgi almak gerek.
Ayrıca kabul edilebilir durumların tanımlanması da gerekir. Hatta bazılarının belgelenmesi bile gerekebilir. Tur'a yetişemeyebilirsiniz. Ama telefonla bildirebilirsiniz. Bunu dahi yapmayan oyuncular bunun bedelini ödemelidir. Ceza olarak para cezası verilebilir mesela. Ben lisans dondurmaları, turnuvalara almama cezalarını, hak mahrumiyetlerini -zorunluluk olmadıkça- en son aşama olarak düşündüm ve belirttim. Bu yanlış anlaşılmış da olabilir.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
Aşkın Bey, mantık olarak yanlıştır yada öyle bir olay yaşanmamıştır demiyorum. Mevcut Disiplin Talimatı'na göre yanlıştır.

İstediğiniz kadar sicil dosyası önerin, istediğiniz kadar başka cezalar önerin, hiç biri soyut olmaktan öteye geçemez.

Somut olan tek birşey var, o da Disiplin Talimatı'na göre 1 kere bile mazeretsiz olarak yarışma yerinde bulunmayan sporcu 3 yıla kadar ceza alabilir. Tek gerçek bu!
Ara
Cevapla
Sporcu sicil kartı önerisine katılmıyorum, sporcuların fişlenmesi ve aleni olmayan ortamlarda kayıt altına alınması sağlıklı değil.

Disiplin talimatı oldukça muallak, belli ki bu forumdaki tartışmalar okunmuş ve hukuk filtresinden geçmeden hızlı düzenlemeler yapılmış. Tek bir eyleme 5 ayrı madde bulabilirim isteyen olursa. Ama yine hepimiz biliyoruz ki bu eyleme hiçbir ceza verilmemesi de ciddi olasılıklar arasında. Meğer ki isminiz bir sicil kartında kırmızı ile işaretlenmiş olsun Smile

Bir cezanın düzenlenmesi ayrı şeydir, infaz edilmesi apayrı. Sağlıklı disiplin kuralları, onu uygulayana minimum esneklik verirler.

Son tura gelmeyen bir oyuncuya çeşitli ceza seçenekleri arasından 5 ayrı ceza verebileceğiniz gibi, bunun içinden 6 aydan 3 yıla kadar olanını takdiren seçebilirsiniz.

Bence TSF yönetimi asli görevleri arasında yer alan forum okuma işlerine özenle devam etsin, okumak iyidir. Ama burada okuduklarını ve öğrendiklerini tatbikata geçirmeden önce "FIDE ne diyor, gelişmiş ülkelerde uygulamalar nasıldır, FIDE datalarında bu tür emsal olaylar var mı", detaylı çalışmalar yapmalı.
Ara
Cevapla
Disiplin talimatını ve çeşitli suçlara verilen cezaları Hukukçu gözü ile incelemek yararlıdır.Bu bölümdeki başlık "turnuvayı yarım bırakmak cezalandırılmalı"olduğundan haliyle cezaların nasıl olması gerektiği de tartışılmıştır.Hatta bazıları Federasyon kurullarında görevli deneyimli arkadaşlarımız yarışmayı yarım bırakanların nasıl cezalandırılması gerektiğini düşünmeye başlamıştır.Bu konular bir süre tartışılacaktır.Ancak yaşadığımız sorunların sadece ceza ile çözülmesi mümkün olmayacaktır.Ben özellikle vurgulamak istiyorum.Cezalar caydırıcı şekilde düzenlense de bize yararı olmayacaktır.Bir defa FİDE kurallarında ve TSF talimatlarında yeteri kadar önlem ve ceza vardır.Ayrıca bu cezalar verildiği zaman sadece yerli dinamikleri vuracaktır.Bu son görüşümü bu bölümdeki yazarlar kabul etmeyebilir.Ama ısrarla söylüyorum.Yeni cezaların hedefi sadece yerliler olacaktır.Yabancılar ise her sene değişik isim,değişik şekil ve değişik yöntemlerle karşımıza çıkacaktır.Çünkü yerel yöneticilerin ve sponsorların daha çok sayıda yabancı usta çağırma çabasından vazgeçmeleri uzak ihtimaldir.Mutlaka mevcut kurallar da tartışılacaktır.Ancak bizim örneğimizde FİDE tek maça çıkmayana ceza vermezken bizim vermek istememiz ne kadar doğrudur?Biraz ceza konusunu bir kenara bırakıp oyuncular arasında önceden anlaşma yapılmasını en aza indirecek diğer önlemler konuşulmalıdır.Bu gibi önlemler vardır.Ancak yerel yöneticilerin bunları kabul etmeyeceğini biliyorum.Bu tartışılan konular hakkında sponsorlar da bilgilendirilmeyecektir.Açık turnuvalarda yabancılar için sağlanan konaklama desteği kaldırılmalıdır.Yerlileri teşvik edecek kolaylıklar arttırılmalıdır.Çünkü bu kısır döngünün devam etmesinin nedenlerinden biri Piramidin orta ve üst bölümlerinin yarışmalara katılamamasıdır.(örneğin 2200-2300 Elo düzeyindeki bir arkadaşımıza 2014 de Türkiye'de kaç turnuvaya katıldığını sordum.Sadece İş bankası liginde oynadığını öğrendim.Yerli dinamikler bulunduğu şehirden dışarı çıkamıyor.Hatta turlar sabah 10.00 da ise bulunduğu şehirdeki turnuvaya da katılamıyor.)Bazı yanlışlara göz yumulabilir mi?Yerli oyuncu ile yabancı oyuncunun oynadığı oyun sayısı artmış olsa salon beraberliği gibi hoş karşılanmayan bazı olaylara hoşgörü ile bakılabilir.Ne yazık ki yaklaşık 15 senedir düzenlenen açık turnuvalarda yerli oyuncunun yabancı ile oynadığı oyun sayısı 2/7 veya en çok 3/9 gibi oranlarda kalmıştır.Bu oranı değiştirmek için çaba gösterilmiyor.Çünkü yöneticiler de sporcular da hep kendi önceliğini düşünmektedir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
Cezalar elbette tam çözüm değildir. Ama bazı yaptırımları ile caydırıcılık getirebilirler. Vergi de ve trafikte olduğu gibi.

"Ama ısrarla söylüyorum. Yeni cezaların hedefi sadece yerliler olacaktır."
Ateş Bey, yerli-yabancı artık yeni düzenlemelere göre bu ayrım kalkmıştır. Ama aynı davranıştan "a" ya verilen ceza "b" ye verilmemişse hep birlikte tespit edip, takip edelim.
Yerel yöneticiler benim görebildiğim kadarıyla daha fazla ülke ve daha fazla katılımcıyı tercih edeceklerdir. Törende daha fazla bayrak ve insan onlar için önceliktir. GM leri zaten pek tanımıyorlar, ayrıca onları masraflı buluyorlar.

Ben sizin yerli sporcuların desteklenmesi, yabancılara konaklama desteğinin kaldırılması fikrinize tam destek veriyorum.

Ancak ekol olmuş, satranç tarihine adını üstün başarılarıyla yazdırmış oyuncuların da elbette belli şartların oluşması için davet edilmesinden yanayım.
Her GM ya da IM, yerli sporcularımız dururken davet edilmemelidir. Katılıyorum.
Takım maçlarını ayrı tutuyorum.
İlk zamanlar bu davetler gözdeydi. Belli ELO ortalaması sağlanması için yapılırdı ve yerindeydi. Ama artık bunun geçerliliği kalmadı.

Selamlar.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
Mojo Jojo-“Sporcu sicil kartı önerisine katılmıyorum, sporcuların fişlenmesi ve aleni olmayan ortamlarda kayıt altına alınması sağlıklı değil.”

O kadar da değil!
Çok olumsuz yönden bakıyorsunuz. Önerilerin samimiyet payı es geçmeyiniz.
Bir kere bazı usulsüzlükleri kayıt altına almanın bir anlamı ve amacı vardır. Toplumu korumaya yöneliktir. Sporu kullanarak çıkarları dahilinde kasıtlı suç işleyenlerin bir bedel ödemesi gereklidir. Bunu cezalarla kısmen sağlayabilirsiniz. Ancak süreklilik arz eden durumların da kayıt altında tutulması bazı adaletsizlikleri de engelleyecektir.

Lisans bilgi sisteminde hangi sporcuların lisanslarının vizeli-vizesiz olduğu açıkça bellidir. Vizesiz olarak sporculuk ve antrenörlük, hakemlik yapanların da sicil kartları olmalıdır.

Ya da ukd-elo listelerinde kimlerin hangi maçları kaybedip, kimlere kazandığı ortadadır. (Bu durum bazı sporcular için sportif performans açısından, bir anlamda kötü sicili de ifade eder)

Yani sportif performanslar açıkça kayıt altındayken, sportif performansları ve organizasyonları olumsuz olarak etkileyen faktörler de kayıt altına alınmalıdır.

Siz, aynı suçu ilk kez işleyen ile bilmem kaçıncı kez işleyen sporcuyu nasıl ve hangi kayda göre adil ve orantılı ceza vereceksiniz?

Asıl bu kayıt altına almamak, geçmişin seyrinden bilgi yoksunu olmak, cezaların sıradan gelişigüzel ve keyfi verilmesine yol açmayacak mıdır?

Sicil Kart uygulamasında vaktiyle usulsüz davranışlarda bulunan sporcuların iyi hal konumuna geçtikleri de görülebilir. Nasıl ki ukd kartlarında tarihe göre kayıtlar vardır, benzeri yapılabilir. Teknik boyutları konusunda fikrimin olmadığını belirtmeliyim.

Mojo Jojo:-“Bence TSF yönetimi asli görevleri arasında yer alan forum okuma işlerine özenle devam etsin, okumak iyidir. Ama burada okuduklarını ve öğrendiklerini tatbikata geçirmeden önce "FIDE ne diyor, gelişmiş ülkelerde uygulamalar nasıldır, FIDE datalarında bu tür emsal olaylar var mı", detaylı çalışmalar yapmalı.”

Eğer bu gerçekten oluyorsa ki olduğunu düşünüyorum, bence son derece olumlu bir gelişmedir. Ama ben hala birçok yöneticinin bu forumu okumadığını düşünüyor ve bunu bir eksiklik olarak görüyorum. Kendilerine tabanın sesine kulak vermelerini en başından beri önermiştim.
Burada yılların satranççıları yazıyor, okuyor, eleştiriyor, öneriyor. Benim için fikirleri okumak ve değerlendirmek çağdaş bir yaklaşımdır.

SELAM VE SAYGILARIMLA...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
Benim önceki mesajlarda söylemeye çalıştığım "aynı ülkeden tek usta çağırma,yabancıların konaklama masraflarını karşılamama"gibi önlemleri uygun görmüyorsanız bir B planı da vardır.Açık turnuvaları "yarı kapalı"veya "kapalı turnuva"şekline dönüştürmek mümkündür.Örneğin herbir kapalı turnuvada 4 yabancı ile 6 yerli oynayacaktır!İşte bu takdirde yabancıların konaklama masrafları karşılanabilir ve son turda maça gelmeyen için de yeni önlemlere gerek kalmayabilir.Çünkü bu söylediğim sistemde daha çok çekişme olacaktır.2400 lük oyuncu 2 tur 10 yaşaltı oyuncularla karşılaşmayacaktır!Şu halde farklı seçenekler vardır.Bunları en azından denemek gerekir.Ama denenmeyecektir.Bugün tartıştığımız sorun 2015 de de farklı boyutlarda ve farklı şekillerde devam edecektir.
Israrla şunu öne sürüyorum.İster mevcut olsun isterse yeni keşfedilmiş olsun,bütün ceza ve yaptırımlar sadece yerliyi vuracaktır.Bu nedenle yeni ceza şekillerine çok kafa yormaya gerek yoktur.FİDE'nin klasik kurallarını değiştirmek de zordur.Çözüm kolaydır ve yerel yöneticilerin elindedir.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
Aşkın Bey, Mojo Jojo ve Ateş Ülker'e cevap yazmışsınız.
(10-10-2014, 09:04)Tutku Dinçer Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Aşkın Bey, mantık olarak yanlıştır yada öyle bir olay yaşanmamıştır demiyorum. Mevcut Disiplin Talimatı'na göre yanlıştır.

İstediğiniz kadar sicil dosyası önerin, istediğiniz kadar başka cezalar önerin, hiç biri soyut olmaktan öteye geçemez.

Somut olan tek birşey var, o da Disiplin Talimatı'na göre 1 kere bile mazeretsiz olarak yarışma yerinde bulunmayan sporcu 3 yıla kadar ceza alabilir. Tek gerçek bu!
Benim yukarıdaki mesajıma cevap yazmanışsınız. Hatırlatayım dedim...
Ara
Cevapla
Tutku Bey,
Ben somut ve yaşanmış örnekleri veriyorum siz, soyut olmaktan öteye geçemez diyorsunuz.

"Somut olan tek birşey var, o da Disiplin Talimatı'na göre 1 kere bile mazeretsiz olarak yarışma yerinde bulunmayan sporcu 3 yıla kadar ceza alabilir. Tek gerçek bu!"
diyorsunuz.

Ülkemizde yüzlerce turnuva var. Bu turnuvalarda oluşabilen aykırı ve centilmenlik dışı terkler için disiplin kurulunun her bir olay için ayrı ayrı toplanabileceğini sanmıyorum. Siz sanıyor musunuz?
Bence yıl içinde belli dönemlerde toplanarak bu değerlendirmelerini yapacaklardır. Bazı olayları tek, bazılarını bir arada değerlendirme altına alacaklardır.
Şimdi Disiplin Kurulunun her iki toplantısı arasında 2-3 turnuva terk eden bir sporcu sizin örneğinize göre ilk terk inde mi ceza alacak?

Aynı sportif suçu bir kaç defa işlediğinde bu durum nerede ve nasıl kayıt altına alınacak?
Ya da ceza alan bir sporcu ceza bitiminde aynı ihlali yaptığında bu durum kayıt altına alınmasın mı?
TBF, BİR MAÇA KASITLI OLARAK ÇIKMAYAN TAKIM BİR ALT KÜMEYE DÜŞÜRÜLÜR diye karar aldı.

Takım sporu olarak basketbolu ayrı kategoride düşünebiliriz. Ancak satranç ülkemizde yarışması en çok yapılan spor dallarındandır. Dolayısıyla bir çok cezai durum da oluşabilecektir.

Benim önerimde, her bir turnuvadan, il ilçe temsilcisi sorumlu olacak, hakem ve gözlemci raporlarına bu -varsa- ihlaller işlenecek ve ilgili kurullara gönderilecek. Değerlendirme altına alınan bu durumlar gerekçelerine göre ceza işlemine tabi olacak. Ceza alan sporcunun cezası karar tarihinden sonra işleme konacak.

Bunun neresi soyut anlayamadım.
Ayrıca tüm sporculara sicil kartını da önermiyorum. SADECE İLK CEZASI KESİNLEŞENLERİN SİCİL KARTI DA OLABİLİR.

Ben sicil kartı uygulamasının bir fişleme olacağı kanısında değilim.
Kırmızı kart gören futbolcular fişleniyor mu?
Ayrıca "terk edenler turnuva bültenlerinde açıkça ismiyle ilan edilmelidir" diyen arkadaşlarımız var. O zaman bu da bir tür fişlemedir.
Fişleme durumu süreklilik arz eden bir durumdur.
Sürekli mahrum bırakmadır ki bunu hiçbir sporcu için arzu etmeyiz.
Ben ceza önerilerimde en fazla lisansın bir dönem dondurulmasını önerdim. O da belli aşamalardan sonra, yani benzer veya farklı suçların 2.,3. tekrarlarında.


Aksi durumda aynı suçu bir defa işleyen ile belirli zaman aralığıyla iki üç defa işleyen sporculara geçmiş kayıtlarına göre ceza işlemi yapılmazsa o durumda adil olmayan ceza uygulamaları olur diye düşünüyorum.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
Benim bu düzenlemeden anladığım kötü hissettiği için eşlendirmeye alınmayacağını veya önceden gelemeyeceğini haber vermeyecek oyuncunun ceza almayacak olması.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi