SATRANÇTA BAYAN SPORCU OLMAK
#41
Ben forumda genelde yazmıyordum ve bu tartışmaları görünce gerçekten yazmamakta ve fikir beyan etmemekte üzülerek ne kadar haklı olduğumu gördüm.Benim gördüğüm kadarı ile fikir tartışmaları bir süre sonra sonra kör dövüşüne dönüşüyor ve yorum yapanlar birbirine sallamaya ve yazılar kişiselleşmeye başlıyor.Burada herkes olaylara kendi açısından ve bilgisi doğrultusunda bakıp yorum yapıyor doğal olarak.Bende kendi bilgi birikimim ve tecrübelerimden kaynaklı olması gerekeni söyledim ve son kez diyorum ki:EĞER BİR BİRLEŞTİRME SÖZ KONUSU İSE OYUNCUNUN MEVCUT HAKLARI KORUNARAK BİRLEŞTİRME YAPILMALI.
Avukat Tutku Bey'in yazılarının birinde ise okuduğum ve anladığım kadarı ile Hukukçu olarak hukuk açısından değerlendirdiğinde yapılan uygulamanın doğru olduğunu ama vicdanen kendisininde, çocukları motive etme amaçlı böyle bir uygulama yapılabileceğini söylediğini anımsıyorum(Yanlış anlamışsam beni düzeltin lütfen).Ayrıca son yazısında Tahkim Kurulunun lehte karar vermesi için düşünce yapısının benim söylediğim şekilde olması gerektiğini aksi halde aleyhte bir karar çıkacağını belirtiyor.Dolayısıyla ben burada bana yapılmış bir eleştiri görmediğim gibi,bana göre de varsa da böyle bir eleştiri getirme hakkına sahip olduğunu düşünüyorum.Çünkü burada herkesin bizim istediğimiz gibi düşünmesini bekleyemeyiz ve beklememeliyiz.Ben hukuken Avukat Tutku Bey kadar bilgi birikimine sahip değilim dolayısıyla işin hukuksal kısmında yazdıklarını okuyup anlamaya çalışmaktan başka yapabileceğim birşey yok.Ama iş, kural, hakemlik ve Satranççı olma konusuna geldiğinde, her türlü cevabı verecek ve çözüm üretecek bilgi ve birikime sahip olduğumu bilmesini isterim. ben şimdiye kadar Avukat Tutku Beyin yazdıklarını ilgiyle okudum ve kendisine bu kadar aşırı tepki verilmesini gerektirecek bir yazı görmedim (Ateş Abiye yazdıkları dışında ki kendisi de bu konuda bence bir özür borçlu.).Evet görüşleri mevcut uygulamayı savunuyor olabilir ama son derece nazik ve kimseyi kırmadan bilgisini bildiği kadarıyla ve okuyanın anlayabileceği kadarıyla aktarmaya çalıştığını düşünüyorum.Fikirleri doğru veya yanlış tartışılır ki bu forumda bunun için var zaten seviyeli ve düzgün bir şekilde tartışalım diye. Mustafa Abi ise konuştuğunuz sohbet ettiğiniz zaman daha iyi tanıyabileceğiniz son derece saygıdeğer ve objektif,mütevazi ve adaletli bir abimiz.Dolayısıyla bu konunun, Mustafa Abi'nin Tutku Beye yazdıkları ve Tutku Beyin devamında mahkeme ile tehdit eden bir aşamaya geçmiş olması gerçekten üzüntü verici.Herkes konu hakkındaki fikirlerini söyledi ve bence bu yeterli en azından benim için.Bundan sonrası birbirimize görüşlerimizi dikte etmekten ve olayı kişiselleştirmekten öteye gitmeyecek gibi görünüyor.Bu yüzden konu ile ilgili fikirlerini doğru ama yanlış burada belirten ,Cengiz Keleş'e,Avukat Tutku Bey'e, Kayseri Satrança,Oktay Ertan beye,Ateş Abiye,Miyazaki Beye,Feti Beye ve ismini yazamadığım tüm yorumculara teşekkür ederek kişisel olarak bir hakaret olmadığı sürece bu konuda okuyucu olarak kalacağımı bildirmek istiyorum.Saygılarımla.
Ara
Cevapla
#42
Sayın Feti, mesleğimizde yanında stajyer çalıştırmak, staj eğitim merkezinde ders vermek için 5 yıllık kıdem şartı aranıyor. O şartları da sağlıyorum. Bunun haricinde ise 50 senelik bir avukatla, mesleğinin 1. günündeki avukat arasında bilgi birikimi, tecrübe vb. haricinde bir kıdem yada ast üst ilişkisi gibi herhangi bir farklılık yoktur. "En küçük eleştiri" ile "Hakaret" arasındaki farkı sanırım siz de biliyorsunuzdur sayın Feti.

Tayfun Bey, öncelikle konuya sağduyulu yaklaşımınız ve doğru tespitleriniz için teşekkürler. "Mahkeme ile tehdit" kısmı yanlış bir tabir. Bana karşı işlenen hakaret suçu sebebiyle yasal haklarımı kullanacağımı belirtmek daha doğru bir tabir olur.

Benim gibi yıllardır "TSF'ye muhalif" olarak tanımlanan birisi dahi TSF'nin (vicdanen olmasa da) hukuken haklı olduğunu söylüyorsa bir durup düşünmek gerekiyor.
Ara
Cevapla
#43
Bu uzayan tartışmalarda yanlışlar yapıldı.Bunların olmaması gerekir.Karşımızdakini bizim söylediğimizin tamamen tersini savunsa da sonuna kadar dinlemeliyiz.Amacını aşarak hakaret düzeyine çıkan ifadelerden kaçınmalıyız.Hukukçu bizi şaşırtan savunmalar yapabilir.Şaşırtıcı savunmalar Hukukun içinde vardır.Yarın gerçek bir mahkeme olsa orada ne kadar sürpriz savunmalar yapıldığını görmek mümkündür.Bir savunma günlük yaşamda(Adliyede) bazan sadece hakimin kafasını karıştırıp zaman kazanmak için yapılabilmektedir.Avukatların mesleğinde bu yöntemler vardır.Ama bizim tartışmamızda Tutku Dinçer'i avukat olarak değil, Hukukçu olarak kabul ediyoruz.Bana göre,kendisi bu konuya işin başında herhangi bir uygulamayı savunma için değil nasıl savunulabilineceğini göstermek için müdahil olmuştur.Müdahil olmakla iyi etmiştir.Ama hakaret olarak algılanan açıklamaları kabul etmeyeceğiz!O zaman bundan sonra hiçbir konuyu tartışamayız.Hakarete maruz kalmak endişesi ile kimse müdahil olmaz.
Mutlaka velinin psikolojisini de anlamalıyız.Ben yıllardır turnuvalarda oynuyorum.Oynadığım Takımın Birinciden 1 puan fazla aldığı halde İkinci ilan edilmesini duyunca nasıl şaşırmışsam ve tepki vermişsem,veli de kendisini mağdur eden uygulama karşısında tepki gösterecektir.
18 puan almışken, 17 puan alanın Birinci ilan edildiğini ve bunun Federasyonun web sayfasında açıklandığını görünce o kadar etkilendim ki Federasyona telefon ettim ve sayfayı düzenleyen görevliye "Lütfen bu yangının üzerinde biraz su dökün.Bari-- iki takım eş Takım puanı ile Birinciliği paylaştılar--,diye yazın ve bizim tepkimizi azaltın"dedim.Muhatabım "Nerede yangın var?"dedi!
Yine eski bir olay anlatacağım.Belki Mustafa beyi teselli etmiş olurum.23 yıldır nelere tanık olduk?Oğlum,yaklaşık 10 yıl önce, 10 yaşında iken Türkiye Yaş Gruplarında olaylı bir maç oynadı.Rakibi çiklet çiğnemiş,tuttuğu taşı oynamamış ve en önemlisi masa altından dizaltına tekme atmış!Ben 3.5 sayfa dilekçe yazdım.Amacım ne idi?Federasyon temsilcisi, mağdur olduğunu öne süren sporcuyu çağırıp 5 dakika dinleyebilirdi.Bu dediğimi yapmış olsa benzeri olayların tekrarlanma ihtimali azalırdı!Caydırıcı olurdu!Ama Yönetim mağduru hiç dinlemiyor dönüp bakmıyorsa o zaman Zalimlerin Federasyonu olur.Dilekçeye bir satır yanıt verilmemiştir.Mustafa beyin dilekçesine MHK nin kararı ile yanıt verilmiş olması olumlu bir gelişmedir!
Gördüğünüz gibi bu kadar uzun yazmamızın nedeni yıllar geçtikçe yaşadıklarımızın çoğalmasıdır.Bu bir birikimdir.Bunları anlatmaya başlayınca birçok kimse ortamı terkeder.Canlı yayına bağlanmışsanız yayın kesilir.Yazıyı muhalif olarak bilinen bir gazeteye gönderirseniz gazetede yayınlanmaz.Özellikle hakaret içermeyen ve sadece gerçekleri samimi bir dille anlatan yazılar en ürkütücü olanlardır!Onun için fazla üzülmeyelim ve birbirimizi kırmayalım!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#44
Değerli satranç camiası üyeleri ismim Resul Caner Tayfun Haznedaroğlu abimiz değerli antrenörüm ve aile dostum Kıvanç Haznedaroğlu vasıtasıyla beni tanırlar.Şimdi Yazılan yazı alıntılarını okudum desem yalan olur ama kendini Kayseri satranç olarak tanıtan insanı Kayseri satranç camiasına sorduktan sonra olayı yorumlarsanız iyi olur.Bunun içinde bahsedeceğim Konuları kayseri satranç ailesindeki satranç ile ilgilenen yetişkin insanlara sorabilirsiniz.

Şahs-ı bahiste bulunan kimse kendini Kayseri satranç olarak anlatmış ama Kayseri satrancına verdiği hiçbir katkı olmadığı gibi ;

A) 1.Sayın Zeynel Erkiletlioğlu (eski il temsilcisi )

2. Sayın Özgür bey (eski il temsilcisi) hakkında arkalarından yaptığı aslı olmayan iddialarla onurlarını rencide edip ,ahlak ve edebe uymayacak ithamlarda bulunmuş ve bu görevi değerli abilerimizin bırakmasına sebep olmuştur.Bu konu ile ilgili bilgiyi federasyon ve Şahısların kendisine sorabilirsiniz

B) Kurmuş olduğu sahabiye satranç kulubüne genç arkadaşları alırken burdan gitmek istediğinizde hiçbir sorun çıkmaz denmiş ama hakları gasp edilen sporcular kulüpten ayrılmak istediğinde federasyon geregi ne ise onu yapıp ilişiksiz belgesini alırsınız diyerek buraya okumaya gelen ve burda çalışan bizleri madur edip ne kadar sözü güvenilir insan olduğunu göstermiştir.Federasyona yatırmış olduğumuz fesih bedeline rağmen küçük çocuklar gibi SATRANC OYNATMAMAK için elinden geleni yapmış ve kulüpler şampıyonasında şehrimiz adına oynamamıza engel olmuştur .Erciyes Üniversitesinin üniversiteler arası şampıyonaya sırf egoları için arkadaşlarımızın gitmesine engel olmuş birine inanıyorsunuz

C)Kayseri'de satrançın gelişmesi için destek olan KAYSERİŞEKERSPOR satranç Kulübü'nün o zamana kadar adını bilmez ve her Gittiği yerde o kulubu kurma yetkisi şahsıma verildi diye ÖĞRETMEN evi ve turnuva salonlarında şahsım ve kulup hakkında karalama kampanyasında bulunmuş bi insandır.Her gittiği yerde Şekerspor bitti diye konuşurken kulup oyuncu listesi açıklandıktan sonra yaptığı karalamalara tokat gibi cevap olunca KAYSERİŞEKERSPOR parası yabancılara ve Kayserili sporcu olmayanlara harcanıyor diye ithamlarda bulunan bi insandır.

D). Üzerimizde ve satranç camiasında Yük olan bu insanın her turnuvada yüzümüze söyleyecek gücü olmayıp ama ailelere arkamızdan karalamalarına ,satranç il temsilcisini ben getirttim demelerine,federasyon telefon konuşmalarını insanları zan altında tutup kendini kurtarmak için hoparlörden herkese dinletmesinden bi insanın ne olduğunu anlayabilirsiniz.Ben 29 yaşındayım silahlı kuvvetlerdede satranç oynuyorum Devrim Alaşlar,Gökhan Narman dan bizleri sorabilirsiniz .Biz bu yaşını başını almış insanın yaptıklarını yapamıyoruz Bizler çocuğuz düşünemiyoruz.

E). Tüm Savaş'ı egoları olan bu insan senelerdir Kayseri'deki satranççıların beddualarını alan insandır.Sözlerle insanları kandırabilirsin ama ALLAH 'ı nasıl kandıracaksın

F) Kayseri'de birşeylerin değişmesi için gelmesine vesile olduğumuz Kıvanç Haznedaroğlu nun o kadar Ücret verilir mi ticarete döndürmüşler diyerek insanları olumsuz etkileyen bi insanı konuşuyoruz.

G) Değerli abilerim ve satranç camiası mensupları yazılacak sayfalarca olay var ama sizlerden ricam çıkarları için egoları ile savaşan bu insanlara itibar etmeyin. Olay çocuğun durumu değil şahsın ego savaşıdır.Ve son olarak bu şahsa soruyorum sözünün eri şahış hani SATRANÇTAN ELİNİZİ ÇEKMİŞTİNİZ?
Ara
Cevapla
#45
Sayın Av. Tutku Bey,

Öncelikle yorumların şahsiyetinizle ilgili değil tartışılan konu ve o konu ile ilgili yapmış olduğunuz yorumlara olduğunuzu bilmenizi arzu ederim. Tartışılan teknik bir konu var herkes anladığı veya anlayabildiği kadar görüşünü bildiriyor. Siz de görüşünüzü bildiriyorsunuz ve ben de olayın detayını bilmediğinizi, olayı tam olarak anlayamadığınızı ve görüşünüzün yanlış olduğunu yazıyorum. Siz her iki cümlenizin birinde Hukukçu olmayan anlayamaz mesajını vermiyor musunuz? Bütün yorumlarımı baştan sona okuduğunuzda sürekli tekrar ettiğim bir cümlem var. İnsanın hatalı olduğunu görüp geri adım atmasının erdemlilik olduğunu ve gerektiğinde özür dilemesini bilmesini sürekli vurguladım her yorumumun sonunda. Konu ile ilgili yorumlarınızda hata yaptığınızı, anlamadan, incelemeden olaya yorumlar yaptığınızı, hukuki terimlerle olayı başka mecralara çekmek niyetinde olduğunuz kanaatinde olduğumu yineliyorum. Ancak şahsınız ve şahsiyetinizle ilgili kırıcı ve hakarete yönelik bir yaklaşımım varsa hem sizden hem de bütün form takipçilerinden özür dilemekten çekinmem elbette ki.

Konu ile ilgili ilk paylaşımımdaki ve sonrasındaki yorumlarımda sık sık tekrar ettiğim; [b]“Yanlış bir olayı gündeme getiriyorsam lütfen uyarın ve bütün camiadan özür dileyerek geri adım atayım. Ancak Federasyonun uygulamalarında bir eksiklik veya hata varsa özür dilemenin ve hatadan dönmenin de bir erdemlilik olduğunun bilinmesini arzu ediyorum.” cümlemi herhalde okumuşunuzdur. Bu cümle de hatam olduğunda özür dilemekten çekinmeyeceğim anlayışımı ortaya koymaktadır diye düşünüyorum.

Buradaki tartışmalarla uzaktan yakından ilgisi olmayan ipe sapa gelmez konularla konuyu saptırmak isteyenlere ise cevap vermeye gerek var mı bilemiyorum. Ayrı bir konu başlığı açıp orada herkes görüşünü serbestçe bildirebilecekken buradaki teknik konunun dağıtılması hedeflenmiş diye düşünüyorum.

Çok geç değil henüz dört yıl öncesine kadar Kayseri’ de bırakın ELO’ lu sporcuyu UKD puanına sahip sporcu sayısı da 55 sporcu civarında idi. Kayseri elbette ki o günlerde değil günümüzde. Katkısı olan herkese teşekkür etmek gerekir diye düşünüyorum. Bir nebze de benim katkım olmuşsa ne mutlu bana.

Ahlaktan bahsedip Altın Ödüllü (8 ayrı turnuva) Fen Edebiyat turnuvasında maça çıkmadan “Biz iki rakip anlaştık maça çıkmadan Altın ödülünü paylaşmak istiyoruz.” diyebilen sporcuların olduğu,

SHMYO turnuvası esnasında sen maçı alacaksın sen berabere kalacaksın organizesi ile rakiplerine kumpas kurarak turnuva esnasında söz konusu rakip ile fiziki kavga eden sporcuların olduğu,

Rakip güçlü oluğunda her hamle sonrası WC ziyareti yapan, rakip zayıf olduğunda buna ihtiyaç duymayan (Sporcunun Üniversite takımında olmasından olsa gerek ilk şikâyeti de eski kilise de yapılan turnuvada Başhakem ve Rakibi, sporcunuz her hamle sonrasında WC ziyareti yapıyor diye bana yapmışlardı. Daha sonraki turnuvalarda da değişen bir şey olmadığına şahit oluyoruz. Rahatsızlık olamaz mı? Olabilir, saygı duymak gerekir. Ama bu rahatsızlık da rakipten rakibe değişiklik gösteriyorsa acaba demez mi insan?).

Satranç kursu esnasında Eğitim Merkezine girerek, kurs veren antrenörlere öğrencileri ve personel önünde “Siz satrançtan ne anlarsınız da kurs veriyorsunuz?” hakaretini yapabilen antrenörlerin olduğu,

Turnuvada hiçbir resmi görevi olmadığı halde 650 sporcunun yarıştığı Okul Sporları Turnuvasında salona girerek hakemlere bütün sporcu ve tribünlerdeki velilerin duyacağı şekilde sin-kaf lı hakaretler yapan, yetmiyormuş gibi turnuvada görevli hakemlere “Ben size sınavda yardımcı olmasaydım zor hakem olurdunuz. Siz hakemlikten ne anlarsınız?” hakaretlerini yağdıran kişilerin olduğu,

Turnuva öncesi Temsilciliğin izni ile çıkıp velilere nutuk atan ve bu anlattıklarımı okullardaki antrenörler bilemez şeklinde öğretmen antrenörlere hakaretlerin yapıldığı dönemlerin bir çoğunu ilimiz geride bıraktı çok şükür. Birileri hem döver hem yaygara yaparmış.

İlimiz Eski İl Temsilcisi ve yardımcısı ailevi sebeplerden dolayı istifa ettiğinde üç müracaat hakkında sağ olsunlar Federasyon yetkililerince şahsımdan da görüş alındı ve o tarihlerde satranç camiasının dışında bulunan ancak organize gücünü yakinen bildiğim bir arkadaşımı il temsilcisi olarak tavsiyede bulundum ve o arkadaşımız da Federasyonca atandı. Elbette ki eksiklikleri ve hataları vardır. Ancak zamanla görüp yok edecektir onları da. Başarılarının devamını diliyorum. Rakibi kimdi herhalde anlaşılmıştır.

Kayseri de Şeker Fabrikası Pancar Ekicileri Kooperatifinin bir iştirakidir. Ben de o Kooperatifin 2001 yılından beri ortağıyım ve 2003 yılında da birlikte olduğum grup, Kooperatif ve Fabrikanın Yönetimine seçilerek 10 yılın üzerinde başta Kayseri Spor, Kayseri Erciyes Spor, Kayseri Pansu Spor (Süper Lig Basketbol) ve Kayseri Şeker Sporun sponsorluğunu üstlenmiştir. Şu anda Şeker Spor üzerinden beni sorgulamaya kalkışanlar belki de o tarihlerde hayatta bile değillerdi. Şimdi aynı ekiple Kooperatif yönetime yeniden talibiz. Çok büyük imkanlara sahip olan Kulübün imkanlarını hakkı ile Spor camiasına sunmak inşallah yine bizlere nasip olacaktır. Kayseri Şeker Sporda ekibimiz spora karşı değil, spor adı altında çiftçi kesesinden hatalı yapılan harcamalara karşıdır. Tek takıma aktarıldığı iddia edilen ödenek ile hakkı ile değerlendirildiğinde en az 5 süper lig takımı kurulabileceğini bilmenizi arzu ederim. Kooperatif ortağı olarak müdahil olmamızdan elbette ki birileri rahatsız olmaktadır. Bu olayların bu teknik konu altında dillendirilmesini takdirlerinize bırakıyorum.

Daha önce de bahsettiğim gibi bütün bunlar tartıştığımız teknik konu dışındaki olaylardır. Artık rant kapısı haline gelen satrançta 4 seneden beri oldukça elit ortamlarda ücretsiz satranç kursu verdirmem de elbette ki beklentisi olanları rahatsız etmektedir.

Kızımın satranca küsmesine sebebiyet veren bu olay elbette ki üzmüştür beni. Bu bir hak aramasıdır. Olay aydınlandığında kesinlikle örnek teşkil edecek ve bundan sonraki olumsuzlukları engelleyecektir.
Ara
Cevapla
#46
Sizden görüş alabilir ama siz insanları bi yerlere getirdim diye nara atamazsınız.Sizlerle konuşan o federasyon yetkilileri bizlerlede konuştular ve Fuat Abinin olmasının daha iyi olacağı fikir alışverişinde bulunuldu.Dolayısıyla bi rekabet oluşmadı ortada ki Fuat abi ile bunları konuşan ilk insanlarda biziz.

Aslı olmayan ve ispatlayamayacagınız iddaaları konuşuyorsanız bizlere ispat gösterin.Biz şahsınız ile ilgili yeterince ispat gösterebiliriz.Bizler Facebook'tan sahte hesaplar açıp federasyonun temsilcisine kadın rolü ile saldırmadık.Bizler Şekerspor için Türkiye'nin 4 yanına mailler atmadık.Paralel yapı oyunu ,yok başka sebepler adı altında ve bunları biz yapmamış gibide davranmadık medeni cesaretimiz var yüzlerine söylüyoruz.Gidip turnuva köşelerinde küçük çocuklar gibi ailelere onca yapılmış şeylere rağmen sesimizi çıkarmadan saygı gösterdik belki anlarda işine bakar diye.Bizler sözümüzün eri olduk "BENIM IÇIN SATRANÇ BITTI İLGİLENMİYORUM " deyipte geri gelip ortalığı karıştırmadık.

Kayseri'de siz ve sizin kuklalarınız il temsilcisi yokken federasyondan tüm malzemelerini ,turnuva salonunu hazırladıgım bi turnuvada görevli olarak listede adım varken 2 çocuğun karşılaşmasında "ikiside benim öğrencim" hatalı hamle varken karar verme kabiliyetini gösteremiyor ve devam et diyorsa göz göre göre devam et deyip göz yumacak karekterimiz yok bu sizin çocugunuz olsada yaparım ve satrancı bilmeyenlerden işimi öğrenecek değilim.

Yapıcı olmuş olsanız kocaman ilin problem insanı ilan edilmezsiniz.Bişeyler yapılıyorsa biz nasıl sizlere saygı duyup susuyorsak sizlerde saygı duymalısınız.Kayseri satrancı için önemli bi turnuva yaptınız teşekkür ederiz.üniversite içinde ise 3 tanesinde bulundum onlarda teşvik için önemliydi ve katkılı bişeydi onlar içinde teşekkür ederiz.Ama yapılan güzel şeyleri ben yaptım ben ettim ama birçok olumsuz olayıda siz yaptınız ve bizler sustukça devam etmeye devam ettiniz.Her turnuvada bu adam hep sizin arkanızdan atıyor sizler hep susuyorsunuz,karalamıyor ,kötülemiyorsunuz lafını duymaktan biz sıkıldık.Sizin işiniz spor çocuk gelişimi değil ki her ortamda çocugunuzunda sizinle alakası olmadığını söYleyecek kadar erdemliyiz.

Birşeylere katkıda bulunmak istiyorsanız satrançtan uzak durmanız yetecektir.Çünkü her turnuvada sorunlar sizin ve yanlış yönlendirdiğiniz ailelerden kaynaklanmaktadır.Çocugunuzun sizin etkisiniz ve baskınızda olmadan oynadıgı hiçbir turnuvadanda sorun çıkmayacağına eminiz.

Artık insanları sorgulamak ,kötülemekten vazgeçerek satranca katkıda bulunursanız bizlerde katkınız için teşekkür ederiz bizim satranç için çabalayanlara karşı egomuz yok.
Ara
Cevapla
#47
Satranç benim ve kızım için hiçbir zaman hedef olmadı. Yendiğinde tebrik ettim yenildiğinde canın sağ olsun bir sonrakinde alırsın maçını dedim. Çünkü uzun vadeli bir hedef doğrultusunda yola çıkmamıştık. Bizim başlangıcımız olan 10 yaşının bu spor için gecikilmiş bir yaş olduğunun farkındaydık. Dolayısıyla hobiden öte düşüncemiz ve hedefimiz olamadı. Hiçbir kimse kızımın oynadığı salonda beni görmemiştir. İlk etapta salona girer bir iki kare fotoğraf alır ve ayrılırım. Hiç kimse bu güne kadar tek bir kuralı ihlal ettiğimizi iddia edemez. Kurallar ne ise harfiyen uyarım.

Çok uzun yıllardan beri spor camiasının içerisinde bulunmam ve 56 branşta müsabakalar yaptıran çeşitli kulüplerde yöneticilik yapmam, satrançtaki hatalı uygulama ve kuralsızlıkları çok daha rahat görmeme sebep oldu.

Aslında Satranç Sporundaki kurallar diğer branşlardan daha da oturmuş olmasına rağmen uygulayıcılardaki başı buyrukluğun bu sporda kaos ortamlarının oluşmasına sebebiyet verdiğini gördüm. Bu güne kadar da Satranç Camiasında gördüğüm ve kişilerin şahsi hatalarına dayalı birçok olayın düzeltilmesine vesile oldum. Üç sene öncesine kadar notasyon nedir bilmeyen, yine üç sene öncesine kadar UKD hesabı için turnuva sonuçlarını Ankara ya göndermeyen bir ilden bu gün Federasyon başkanının dahi gururla söz ettiği bir ile gelinmişse bu kuralsızlıkların yok edilmesinin katkısını da herhalde biliyorlardır.

Son olarak tartıştığımız konuya gelince; Benim kızım bu sene 15 yaş grubuna döndü. Yani gerek bu yıllarda gerek birkaç yıl içerisinde zaten Genel Kategorilerin Sporcusu olarak yarışacak yaş grubuna adım attı. Bütün Satranç camiasının tartışıp bir noktada birleşemediği bu husus belki de kızımın hiçbir şekilde bir daha denk gelmeyeceği bir konudur. Bu problemin çözülmesi benim şahsi meselem değil, Federasyonun ileride rahatlamasını sağlayacak bir husustur.

Olaya il bazında bakınca; Dikkat edin olayda teknik bir konuya sonuç aranıyor. Herkes kendince doğru olan fikrini ortaya koyuyor. Peki İlimiz ne yapıyor? Onlar işin her zaman olduğu gibi magazin boyutundalar. Burada İl bağlantılı yorumlara ve İl in sayfalarına bir göz atın arzu ederseniz. Konunun teknik boyutuyla ilgili tek bir kelime görebilecek misiniz? Göremezsiniz. Onlar magazinci. Hoş magazinde de ne dediklerini neyi iddia ettiklerini kendileri de bilmiyor ama olsun diyorlar. Oysa ki olayın çözümü benim kızıma fayda sağlamayacak ve o kendisinin en üst düzeyde bilgi sahibi olduğunu diğer hakem ve antrenörlere sürekli dillendiren, şu anda kendilerinin yetiştirdikleri pırıl pırıl minicik kız çocukları çok değil bu sene bu problemi dolu dolu yaşayacaklar. O zaman ki tutum ve davranışlarını şimdiden merak ediyorum doğrusu. Bizim ne anlatmak istediğimizi, neyin mücadelesini verdiğimizi fark ederler inşallah bu magazin ekibi de olayın çözümüne katkı sağlarlar.

Hakkıyla uygulanmayan ve bu güne kadar karşılaşılmadığı halde yeni karşılaşılan bu gibi kural hata ve eksiklikler, küllenerek değil Federasyon tarafından çözüme kavuşturularak halledilmelidir. Her branşta tatlı rekabet vardır. Ancak bu tatlı rekabet kaosa dönüştürülmeden halledilmektedir o branşlarda. Satrançta bütün illerde hep çatışma hep kaos. Bırakın uzun vadeyi son bir ayda Formlarda illerden yazılan isyanlara şöyle bir göz atın. İşte Isparta, İşte Kayseri, İşte Yalova, İşte Antalya, İşte Zonguldak, İşte Van, İşte Bursa .......

Bütün bu çatışmaların nedeni nedir biliyor musunuz? FİDE ve Federasyonun oluşturduğu, eksiklikleri olsa da gerçekten mükemmel sayılabilecek Kanun ve Yönetmeliklerin keyfiyet içerisinde uygulanmaya çalışılmasından başka bir şey değildir.

Federasyonu ne derece ilgilendiriyor bilemiyorum ama burada tartışılan husus da hiç kimsenin babasından kalan tarlanın sınır meselesi değildir.

Lütfen başta Federasyon olmak üzere seçim ve oy kaygısı yaşamadan hataların köklü çözümüne yönelsin herkes.
Ara
Cevapla
#48
(08-02-2015, 12:01)Av. Tutku Dinçer Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Açıkça özür dilenmediği takdirde yarın gerekli yasal işlemleri başlatacağım.
Mustafa Bey'in bana hakaret etmesi ve açıkça özür dilememesi üzerine, manevi tazminat davası açma hakkımı daha sonra kullanmak üzere, kendisi hakkında şimdilik sadece savcılıkta şikayetçi olmak suretiyle yasal hakkımı kullanmak durumunda kaldığımı bu başlığı takip eden kişilerin bilgisine sunarım.
Ara
Cevapla
#49
Her defasında basit ve yalın şekilde yazdım,konunun bu şekle gelmesi forum açısından üzücü olması gereken bir durum.
Ara
Cevapla
#50
Tutku Beyin kararına saygı duyuyorum.

Form ortamında elbette ki gerginlikler olmakta. Tutku bey hala bizleri anlamamakta direniyor. Ben varsa hatalı olduğum her konuda özür dilemekten imtina etmeyeceğimi beyan ederek konuyu tartışmaya açtım. Tutku beyin sitemli mesajından sonra da hatalı görülen ve şahsiyet incitici bir anlaşılma söz konusu ise hem şahsından hem de bütün form takipçilerinden özür dilemeyi bir erdem olarak kabul ettiğimi açık açık deklere ettim. Ama Tutku bey konumuza ilk yorumunu gönderdiği andan itibaren sürekli yanıltma ve tahrik yolunu tercih etti ne yazık ki. Yorumlarımızdan yapılan alıntılar bile değiştirilerek paylaşıldı. Hedeflenen noktaya da gelindi sanki. Kararı hayırlı olsun demekten başka diyecek bir şey yok şu safhada. Paylaşılan konu ne gelinen nokta ne? Mahkeme salonu önlerinde tartışırız artık esas olan madalya dağılım konumuzu da Smile. Daha önce Tutku beyin kendisine de özel mesajdan yazdım. Tutku bey savcılığa müracaatı için nasıl olsa alacağı bilgileri kopyalayıp almıştır diye düşünüyorum. Nasıl olsa alacağınız bilgileri almışınızdır bu safhada bile rahatsız olduğunuz yorum ne ise kaldırabilirim diye ilettim kendisine. Aynı teklifimi Form yönetimi ve takipçileri için de tekrar ediyorum. Hatalı ve sakıncalı olan paylaşımım varsa hala da kaldırabilirim. Amaç kişiler değil hatalı uygulanıldığına inanılan Teknik bir konunun camiada tartışılmasıdır.
Ara
Cevapla
#51
Tutku DİNÇER, ego ağırlıklarını kenara bırakmanı tavsiye ederim. Yapamayacağını biliyorum da, en azından deneyebilirsin.
Ben sana sataşmadım ama sen benim ismimi vererek direk olarak sataştın. Bana söz hakkı doğdu.

Askerlik ya da mahalle arkadaşıysak bana "Oktay" diye hitap etmende sakınca yok. Hatta yakın dostlarımın kullandığı "Oki" kelimesini de kullanabilirsin. Ne var ki ben seninle öyle bir samimiyet görmediğimden dolayı ad-soyad olarak hitap etmeyi tercih ediyorum. Hukuk bilmek başka, adap-terbiye-görgü sahibi olmak başka şeylerdir.

Şu son mesajına kadar seninle farklı düşündüğüm konularda bile sana hiçbir zaman kızmadım. Oyuncu-hakem-organizatör, pozitif, güler yüzlü ve sakin bir insan olarak aklımda yer etmiştin. Ne var ki gelinen noktada şişkin ego sahibi bir yeniyetmeden farklı bir görüntü vermeyi başaramıyorsun. Yaşça küçüğümsün, işin diğer boyutunda.

Tutku DİNÇER, altı üstü 5 senelik bir avukatsın. Bu kadar kibir yapma, ayakların biraz yere bassın. Ortalıkta Anayasa Mahkemesi Başkanı edalarında gezmene gerek yok. Hukuk bir denizse sen kıdem olarak, rütbe olarak, deneyim olarak ancak bir damla sayılırsın. Benim 7 yıllık kapı komşum Ağır Ceza Hakimi, 15 yıllık samimi dostum Cumhuriyet Savcısı, bugüne kadar hiçbir ukalalıklarını, kibirlenmelerini görmedim. Her mesajında 5 kez yok hukuk, yok uzmanlık, yok bilmeyen anlamaz gibi zekamızı küçümseyici laflar etmeyi bir kenara bırak. Atalarımızın dediği gibi, "Yumurtadan anlamak için horoz olmaya gerek yok.". Ortada bir hak kaybı varsa ve sen bunu göremiyorsan hukuktan falan bahsetme.

Her mesajında beni güldürüyorsun. Sanal alemde 100 kişinin sana mesaj atarak "Forumda falanca kişi sen misin?" diye sorduğunu iddia ettiğin zamanları hatırlar, hala gülerim. Şimdi de hani mesajlarımı okumuyormuşsun da, sanal arkadaşın haber vermiş gibi numara yapmana gerek yok, rahat ol. Ya da istersen numaranı sürdür, bu mesajımı da yine başka bir arkadaşın haber versin, iyi mi!

"Ben şöyleyim, böyleyim" demeyi, kendini övmeyi bir kenara bırak. Olaylara öyle bir yorum getir ki, seni biz övelim. Diyelim ki "Bu adam çok iyi yorumluyor." Ne gezer? O mesaj kalabalığında bugüne kadar tek bir isabetli yorum yapamadın. O kurullar, sertifikalar, görevler konusunda bravo, ancak bunun yansımasını forumda henüz bir kez bile göremedik.

Laf kalabalığı ve mesaj kirliliği konunun sadece uzamasına neden olur. Özünü hiçkimse unutmaz. Hani diyorsun ya, mesajlar silinmesin diye. Gerçekten silinmesin, hep kalsın ki kimin neleri savunduğu 5 yıl, 10 yıl sonra da görülsün.

Mağdur edilmiş bir velinin serzenişine biraz olsun empati kurup yaklaşmaktansa yapılan hatayı savunmak için taklalar atıyorsun. Özetleyeyim:
1. Önce yönergeye şerh koymalıydı, dedin.
2. Ardından dilekçe vermeliydi, dedin.
3. Sonra basit bir cümleyi yorumlayamadın. O cümlede "SADECE" kelimesi olmadığından yorumun yine hatalıydı.
4. Arada avukatlık mesleğinden, kurullardan falan bahsettin.
5. "Hukuken haksız, vicdanen haklı." diyerek kendine bir hata payı bıraktın, yedek lastik hesabı.
6. Haksız olduğun tescillenince konuyu kişiselleştirerek önce bana sataştın, sonra veliyi savcılığa şikayet ettin.
İstersen artık bir dur, nefes al. Aynaya bak, ne yaptığını gör.

Tutku DİNÇER, daha önce söylediğim gibi, yaşça küçüğümsün, dolayısıyla hatalarını anlayabiliyorum. Senin geçtiğin o yollardan biz döneli yıllar oldu. Atalarımızın dediğini dinle: "Ağır ol da molla desinler."

Sayın Resul Caner,
Kayseri satrancı hakkında verdiğiniz bilgiler iyi güzel de, konuyla direk ilgileri nedir?
Bahsedilen turnuvaya dair gözlemlerinizi, uygulamaya dair yorumlarınızı paylaşabilir misiniz?
Adı geçen olaya dair düşünceniz nedir? Verilen bilgiler doğru mudur?
Kayseri'nin tarihçesinden giderseniz bu sadece saptırma olarak görülür, size bir haklılık kazandırmaz.

(08-02-2015, 02:05)Kayseri Satranç Nickli Kullanıcıdan Alıntı: (Eğer; sporcu en geç teknik toplantıda genel kategoride oynama talebini yazılı olarak başhakeme bildirilmiş olsaydı genel kategoride oynayabilir ve burada hak ettiği madalyayı alabilirdi.)

Sporcu herhangi bir dilekçe vermeden diğer kategoridekilerle YARIŞTIRILMIŞ zaten!
Böyle basit bir mantık hatası olabilir mi?
İbretlik...
Ara
Cevapla
#52
Masa başında oyunu kaybedenin gel dışarıda kavga edelim demesi gibi bir şey dava edeceğim diye tehdit etmek.

Eğer size hakaret edildiğinizi düşünüyorsanız forum yöneticilerine bu durumu iletirsiniz. Hakaret olduğunu düşündüğünüz yerleri yazarsınız. Sonuçta hakaret varsa ve forum yönetimi bu hakareti barındırıyorsa onların da sorumluluğundadır.

Eğer bunu yaptıysanız ve forum yönetimi hakaret unsuru görmediyse o zaman hukuki girişimlerde bulunabilirsiniz. "Özür dile yoksa seni dava edeceğim" demek insanların görüş belirtmelerini engeller niteliktedir. Eğer bunu yapacaksanız bile neden özel mesajlaşmalarla yapmıyorsunuz? Sizin aleyhinize yazmaya niyetlenenlere gözdağı mı vermeye çalışıyorsunuz? Ayrıca hakaret durumunda birinci öneme sahip olan şey hakaret ifadesinin kaldırılmasıdır. Ama Tutku Dinçer'in neyi hakaret gördüğünü anlayamadık. Varsa bile de hakaret ifadesinin kaldırılmasını istemiyor. Sadece özür istiyor! Yani hasmını sindirecek, yenecek.

Ben açıkça şöyle bir mesaj alıyorum "Ben avukatım ve beni eleştiren herkesi dava edebilirim. Benle ona göre konuşun."

Bu yaklaşımı forumun işleyişi açısından çok sakıncalı buluyorum. Bu masumane bir hak arama değil ama alenen tehdit mesajıdır. Forum yönetiminin hukukçulara danışarak bahsi geçen iletide hakaret olup olmadığını incelemesi gerektiğini düşünüyorum. Eğer hakaret olmadıklarını düşünüyorlarsa Tutku Dinçer'in mahkemeye verme tehdidi içeren yazısının da kaldırılması gerektiğini düşünmekteyim.

Eğer bu forum gerçekten "Özgür" olacaksa insanların ifade özgürlükleri, mahkemeye verme tehditleri ile ipotek altına alınmamalı. Eğer o iletide hakaret varsa müdahale edin. Eğer hakaret yoksa mahkeme tehdidine müdahale edin.

Konu hakkında görüş belirtmek gerekirse

Mealen yazıyorum.

Yönergede turnuvada ilk 3 dereceye girenler ödül alır denirse bakarsınız ilk 3 kim ödüllerini verirsiniz.

Sonraki maddede kendi kategorisinde ilk üçe girenlere de ödül verilir derse onlara da ödüllerini verirsiniz.

Tutku Dinçer demiş ya kasdedilene bakmak lazım. Lafzı ve ruhi demiş. (Hukukçu olunca bunları kullanıyorsunuz işte Smile )

Öncelikle yukarıdaki uygulama herkese mantıklı geldiği için uygulanır ki zaten yönergede de böyle yazıyor. Turnuvada birinci olana birincilik ödülünü vermemek zaten saçma. Yani Ruhisine değil yazılana bakmak yeterli. Ruhisi veya kasdedilen ne zaman uygulanırdı? Yazılan şey uygulandığında adilane olmayan bir sonuç çıkması durumunda.

Tabii eğer TSF'yi haklı çıkarmak isterseniz Tutku Dinçer gibi "Birleştirilmiş kategorilerindeki sporcular kendi kategorilerindeki ödüllere hak kazanırlar." ifadesini beğenmez, bunu olduğu gibi anlamaz ve eğer isteseydiler "Birleştirilmiş kategorilerindeki sporcular kendi kategorilerindeki ödüllere "de" hak kazanırlar." yazarlardı dersiniz. Oysa Cengiz Keleş'in de ifade ettiği gibi. Eğer sadece bir ödül alsınlar istenseydi "Sadece" ifadesini koymaları yeterdi. O yüzden burada böyle denmek istemiş diye kafannız göre yorum yapıp ödül dağılımında haksızlık yapmazsınız.

Şu sahne aklıma geliyor. Turnuvada ikinci belki üçüncü olan ve ilk iki derecedekilere kaybeden oyuncu turnuvanın birincisi ilan ediliyor. O kupayı alan bile içinden "Ya ben şimdi nasıl turnuva birincisi oldum, bu ne iştir?" diye düşünür.

Uzattım ama Lafzı ve Ruhiye örnek vereyim. Aynı yönergede "Ödül törenine katılmayan ödülünü alamaz" diyor. Yazılanı uygularsanız adam diyebilir ki "Ben sizin ödül töreninize gelmedim ama ilerideki yüzme yarışının ödül törenine katıldım. Verin ödülümü!" Eh yazılana bakarsanız ne ödül töreni olduğu yazmıyor ama kasdedilen elbette o turnuvanın ödül töreni. İşte burda kasdedilene bakarsınız. Tekrar ediyorum. Eğer uygulandığı zaman adaletsiz ve saçma durumlar ortaya çıkıyorsa burada denilmek istenen budur dersiniz ama onun bile bir sınırı vardır.

İnşallah hakkımda dava açılmaz. Titreyerek "Gönder"e basıyorum.
Ara
Cevapla
#53
Çok kısa bir katkı. Hukukta "ruhî" yorum diye bir şey yoktur. Lafzî yorumun yanında "gaî", "âdil" "Hakkaniyetli" yorumlar olabilir.

Nurkut İnan
Ara
Cevapla
#54
Nurkut Bey,

Teşekkür ederim.

Dediğim gibi Lafzi ve Ruhi nedir bilmem. Avukat Tutku Dinçer öyle yazınca herhalde doğrudur diye alıntı yaptım. "Adil" "Hakkaniyetli" gibi kelimeler daha uygun. Çünkü "Burada şu denmek isteniyor" diye hakkaniyetsiz durumlar oluşturmaya müsait yapıda insanlar olabiliyor.
Ara
Cevapla
#55
(09-02-2015, 21:00)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Her defasında basit ve yalın şekilde yazdım,konunun bu şekle gelmesi forum açısından üzücü olması gereken bir durum.
Sayın Miyazaki, haklısınız, konunun bu şekle gelmesi üzücüdür. Hele ki kendisine bir forum sayfasında yani internete giren herkesin okuyabileceği bir sayfada açıkça ve birden fazla kez hakaret edilmiş olan benim açımdan fazlasıyla üzücüdür.

Muzaffer Bey, Ateş Bey ve Tayfun Bey zaten yazılanların hakaret olduğunu, üzücü olduğunu, hakaret edilmemesi gerektiğini belirttiler.

Hakaret eden kişiye ise hatasını anlayıp özür dilemesi için bir fırsat verdim ancak, bu fırsat usulünce değerlendirilmeyince onuruna, şerefine, itibarına yönelik olumsuz sözlere maruz kalan herkese hukuk düzeninin tanımış olduğu hakları kullanmak zorunda kaldım.

Bütün satranç camiasının ve benim müvekkillerimin, hatta adımı googlea yazan herkesin okuyabileceği bir ortamda bana bir mesajda birden fazla kez onurumu, şerefimi, itibarımı rencide edici, küçük düşürücü hakaretlerde bulunan ve açıkça özür dileme yolunu da seçmeyen bir kişi karşısında sizce ne yapmalıyım, siz olsanız ne yapardınız? Sizin özelinizde forumu takip eden herkese soruyorum. Buraya yazmasalar bile kendi samimi cevaplarını kendilerine versinler lütfen.

Daha önce bana http://forum.satranc.biz/showthread.php?...2#pid14522 linkini kopyaladığım başlıkta "özür dilemeyi hala akıl edememiş", "terbiyesizlik" ve "terbiye sınırlarını zorlar" şeklindeki sözlerinden sonra, o zamana kadar "satranç için birşeyler yapmaya çalışan, satranç sporcusu kökenli genç bir antrenör" olarak gördüğüm kişiye tazminat davası açarak kendisini zor durumda bırakmamayı tercih etmemin, onun yazılarını sadece okumadan geçmekle yetinmemin, bu tür yazıların hakkımda yazılabileceği düşüncesini doğurması asla söz konusu olmamalıdır.

Umarım bundan sonra kimsenin kimseye hakaret etmediği, kırmadığı yazılar görürüz.

(10-02-2015, 16:27)nurkuti Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Çok kısa bir katkı. Hukukta "ruhî" yorum diye bir şey yoktur. Lafzî yorumun yanında "gaî", "âdil" "Hakkaniyetli" yorumlar olabilir.

Nurkut İnan
Ayrıca, bana hitaben gönderilen bu yazıda ruhi yorum olmadığı şeklinde hukuken hatalı bulunan bir ifade kullanılmıştır. http://ktpsunucu.anayasa.gov.tr/web/cata...e_id=14304 Anayasa Mahkemesi'nin sitesinde yer alan bu kaynakta 68. sayfada "Ruhi Yorum"un anlatıldığını görebilirsiniz. Keza, Hukuk Fakültelerinde ilk öğretilen konulardan biri olan Medeni Kanun'un 1. maddesinde "Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır." yazmaktadır. Kanun, güncel Türkçe' ile yazılmadan önce "sözüyle ve özüyle" yerine "lafzı ve ruhuyla" kelimeleri yer almaktaydı. Bu hükümdeki "özü" kelimesi karşısında doktrinde çoğu zaman "kanunun ruhu" kavramı da kullanılır. Nitekim, http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/e...yazdir.php bu yazıda da göreceğiniz üzere "ruhsal yorum" kavramı da kullanılmıştır.

Bu fikir alışverişi için ayrıca memnuniyetimi belirtir, faydalı olduğunu umarım.

Diğer taraftan, dava açmak ve yasal başvuru hakkımı kullanmak asla ve asla TEHDİT olarak düşünülemez. Aksine, dava açılacağının ve yasal müracaatta bulunulacağının belirtilmesi bir son çare olarak karşı tarafı yaptığı hatayı düzeltmeye davet şeklidir.

Farklı görüşlerde bulunulması ve bu görüşlerin belli sınırları aşmamak üzere sıkı sıkıya savunulması asla hakaret olarak kabul edilemez. Bu sadece bir fikrin sıkı sıkıya savunulmasından ibaret olur. Ortalama her insan, bir fikrin sıkı sıkıya savunulması ve empozesi ile, karşı tarafı rencide etme, küçük düşürme ve böylece yazı yazarken veya konuşurken bir nevi kendini tatmin etmenin sınırlarını fikri sıkı sıkıya savunmanın sınırlarıyla ayırabilecek durumdadır.

İşte bu sınırlara uyan kimsenin, başkalarından çekinmesine gerek kalmaz. Zaten bilinen bu açıklamayı, gönderdiği yazısında, yazısını hakkımda dava açılacak mı diye titreyerek gönderdiğini belirten kişiyle paylaşmak amacıyla yazdım.
Ara
Cevapla
#56
Sayın Oktay bey benim turnuva uygulama yönergesi teknik Konuları ile ilgili gözlemim ve düşüncem birleştirilmiş kategoride sporcunun iki hakkıda elde etmesidir.Bu sadece kişisel görüşümdür.Turnuva esnasında benim görevim yoktu .Sadece belli aralıklar ile öğrencilerim için orada bulundum .Bende sizler gibi konunun aksettirildiğinde çocuğun çift dalda madalya alması gerektiğini ilgili yetkililere belirttim .
Fakat durumun aslı şöyle oldugu izah edildi.Hak iddaasında bulunan veli hak kazandıkları iki madalya (genel ve bayan kategori) dan biz genelin ödülünü almak istiyoruz dediği görevli başhakem ve temsilcinin isterse iki kategori madalyasını alacağı ama bayan kategorisinde yarışıpta ben bayanı istemiyorum geneli istiyorum iddaasında bulunamayacağını sayın veliye ilettiklerini söylediler.Ama söz konusu veli genelde diretince sadece kayıt yaptırdığı kategorideki madalya şahsına verilmiş oldugu izahı yapılmıştır.Burda aralardaki olayları bahsetmiyorum konu bahis paylaştığım konuların alakası nedir Dediğiniz için söylüyorum;

Adını Kayseri Satranç diye ifade eden veliyi kendisi dışında Kayseri satrancı olarak gören yoktur bi sıkıntısı varsa kendi adını kullanması gerekmektedir.Bi hatayı eleştirip düzeltilmesinin başkalarınında haklarını savunduğunu söylemesine cevap olarak yazılmıştır o ifadeler bunları yapan bi insanın başkalarını düşünmesi söz konusu olabilir mi?İl temsilciliği Facebook sayfasında yazılan bir yazıdaki yorumlara bakarak üniversite çağındaki kaç gencimizin Kayseri'de rahatsız olduğunu görebilirsiniz.

Sözün özü Oktay bey Yazılan yazıda bi hak mahrumiyeti söz konusu değil şahsın ego savaşıdır.Bu şahsın amacı üzüm yemek değil egolarına uymayan bağcıyı dövmektir.O yazılarda gerçekten satranca yararı varmış gibi davranan insana bi tepkidir.Bence birinin hatasını eleştirmek için senin hataları yapmaman gerekir.

Kimsenin 14 Yaşında bi çocuğun Hakk'ını gasp etmesi mümkün değildir ama olayı açık belirtmek lazım bana geneli vermediler değil .Ben iki madalyadan birini istedim bana seçtirmediler olmalıdır.Bizim kız öğrencilerimizde genelde oynadı ve haklarını aldılar ama hem genel hem bayanda sadece genel istiyoruz demek gibi lüksümüz oldugunu düşünmüyorum
Ara
Cevapla
#57
Tutku Bey,

"Ruhi yorum" ifadesi hukuk fakültesinde öğretiliyor mu acaba? Böyle bir ifadenin geçtiği ders kitabını kaynak olarak verebilir misiniz? Ne de olsa yeni kelimeler türetmek mümkün. Belki yeni bir kitapta "Ruhi" diye bir kelime kullanılmıştır ama genel kabul görmemiştir.

Şöyle bir metin gördüm:

"Soyut hukuk kurallarının somut hukuki durum, işlem ve olaylara uygulanabilmesi için tam olarak anlamının belirlenebilmesi gerekir. Bu anlam, hukuk kuralının sözü (lafzı) ve özü (ruhu) araştırılarak ortaya çıkarılır. Hukukta yorum bir yasa metninin açık olmadığı hallerde önem kazanır."

Anlaşılan o ki sizin ifadenize göre lafzı - "lafzi" olmuş ruhu da - "ruhi" şeklinde türetilmiş.

Tabii google herşeyi kapsamıyor ama "Ruhi yorum" diye geçen tek bir yazı bile görmedim. En azından bir sürü hukuk sitesi var, orada kullanılması beklenirdi. Tamamen bilgilenmek için soruyorum. Elbette hukukçuların derin konusu bu...
Ara
Cevapla
#58
(10-02-2015, 17:24)Hasan Berk Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Tutku Bey,

"Ruhi yorum" ifadesi hukuk fakültesinde öğretiliyor mu acaba? Böyle bir ifadenin geçtiği ders kitabını kaynak olarak verebilir misiniz? Ne de olsa yeni kelimeler türetmek mümkün. Belki yeni bir kitapta "Ruhi" diye bir kelime kullanılmıştır ama genel kabul görmemiştir.

Şöyle bir metin gördüm:

"Soyut hukuk kurallarının somut hukuki durum, işlem ve olaylara uygulanabilmesi için tam olarak anlamının belirlenebilmesi gerekir. Bu anlam, hukuk kuralının sözü (lafzı) ve özü (ruhu) araştırılarak ortaya çıkarılır. Hukukta yorum bir yasa metninin açık olmadığı hallerde önem kazanır."

Anlaşılan o ki sizin ifadenize göre lafzı - "lafzi" olmuş ruhu da - "ruhi" şeklinde türetilmiş.

Tabii google herşeyi kapsamıyor ama "Ruhi yorum" diye geçen tek bir yazı bile görmedim. En azından bir sürü hukuk sitesi var, orada kullanılması beklenirdi. Tamamen bilgilenmek için soruyorum. Elbette hukukçuların derin konusu bu...
Az önceki mesajımda Anayasa Mahkemesi'nin sitesinden paylaştığım linkte 68. sayfada "Ruhi Yorum" kavramının kullanıldığını belirtmiştim.
Ara
Cevapla
#59
Paylaştığınız Anayasa Mahkemesinin sitesinde bir yazı değil.

Anayasa Mahkemesi Sitesinde bulunan onbinlerce kitaptan birinde yazan ifade.

Şöyle anlatayım TSF bir site yapıyor ve online kitaplar koyuyor. Biz de "discovered check"i "keşfedilmiş şah" diye çeviren zavallı kitaba ulaşıyoruz. Şimdi TSF "Keşfedilmiş Şah" terimini kullanıyor diyebilir miyiz?

Ben hukuk fakültesi derslerinde "Ruhi yorum" diye bir terim var mı diyorum?

Ben de Adalet Bakanlığı'nın terimler sözlüğüne girdim ve Ruhi yorum" diye bir şey görmedim.

Adalet Bakanlığı Sözlüğü

Elbette bir kitapta bile böyle bir ifade varsa kullanabilirsiniz. İsterseniz kendiniz kelime uydurup da kullanırsınız. Nurkut bey bile sizin ifadenizi bilmiyorsa gerçekten az kullanılır bir şey olsa gerek ama ben onun kullandığı ifadeleri daha çok sevdim.

Konu dağıldı kusura bakmayın ama Resul Beye sormak istiyorum.

Resul bey,

Son cümlelerinizi anlayamadım tam. Turnuva başlamadan önce teknik toplantıda ödül dağılımı için açıklama mı yapıldı? Oyuncular turnuvaya girerken turnuva sonunda böyle garip bir ödül dağılımı olabileceğini biliyorlar mıydı?

(10-02-2015, 17:05)Av. Tutku Dinçer Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Bütün satranç camiasının ve benim müvekkillerimin, hatta adımı googlea yazan herkesin okuyabileceği bir ortamda bana bir mesajda birden fazla kez onurumu, şerefimi, itibarımı rencide edici, küçük düşürücü hakaretlerde bulunan ve açıkça özür dileme yolunu da seçmeyen bir kişi karşısında sizce ne yapmalıyım, siz olsanız ne yapardınız?

Önce forum yönetiminden hakaret içeren ifadelerin (eğer varsa) kaldırılmasını veya sadece yönetimin göreceği şekilde saklanmasını isterdim. Ama siz aksine yazı kaldırılmasın, kalsın ve herkes görsün istiyorsunuz. Hani satranç camiasının ve müvekkilerinizin bu yazıyı okumasından çekiniyordunuz?

Bu söz üzerine amacınızın tartışmada alt edemediğiniz karşı tarafı mahkemeye verme tehdidi ile özür diletmek ve bu şekilde ego savaşını kazanmak olduğu izlenimim iyi kesinleşti.
Ara
Cevapla
#60
(10-02-2015, 17:47)Hasan Berk Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Paylaştığınız Anayasa Mahkemesinin sitesinde bir yazı değil.

Anayasa Mahkemesi Sitesinde bulunan onbinlerce kitaptan birinde yazan ifade.
Anayasa Mahkemesi'nin internet sitesinde kaynak gösterdiği bir kitap karşıma çıkan ilk örnekti. Yine bir öğretim görevlisinin yazdığı yazının linkini de aynı yazıda paylaştım. Daha başka örnekler de vardır. Ben bunun için gidip tüm hukuk kitaplarını tarayamam. Ancak, isterseniz size bu iş için çeşitli kütüphaneler önerebilirim. Daha fazlasını da basit bir internet aramasıyla bulabilirsiniz: google'a şunu tırnak işaretlerini unutmadan yazmanız yeterli olacaktır:
hukukta "ruhi yorum"

Amaçsal, gai, ruhi vb. bir çok isim kullanılmaktadır. Birisi gai der, diğeri amaçsal der, diğeri ruhi der. Yani o maddenin aslında ne anlatmak istediğidir bu tanımlardan kasıt. Fiziki güzellik değil, ruhi güzellik önemlidir lafındaki gibi lafzi(ı) yorum ve ruhi yorum da bir maddeye ilk bakışta anlaşılan ve bir nevi içerisinde anlatılmak istenen anlamları kastetmektedir.

Yılların "ruhi yorum"unu doktrinden kaldıramayacağımıza göre, öyle bir terimin varlığını kabul etmek gerekir diye düşünüyorum.


Beyefendi, 3. sayfanın ilk yazısına bakınız lütfen. Orada talebimin yazının "SİLİNMEMESİ" olduğunu, IP ADRESİNİN SAKLANMASI" olduğunu göreceksinizdir. Silmek ile yayından kaldırmak farklı şeylerdir. Benim yazının o sayfada kalması gibi bir talebim olmamıştır, sadece silinmemesini talep ettiğimi o mesajımda çok açık bir şekilde belirttim.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 14 Ziyaretçi