Oyunların telif hakları olmalıdır.
#1
[color=#0000CD][size=medium]Yayınlanan oyunların telif hakları olmalı mı?
Satranç turnuvalarında yayınlanan, kamunun bilgisine sunulan oyunların belli bir telif hakları olmalı mıdır?

Yılların emek ve çalışma birikimleri üzerinden oynanan ve yayınlanan her bir oyunun mutlaka teknik açıdan bir güzelliği, maddi ve manevi değeri de olmalıdır.
Özellikle belli ölçütleri ve belli aşamaları geçerek belli bir değere ulaşmış oyunlar olmalıdır, her oyun için değil.

Örneğin unvanlı oyuncuların ELO eşiklerine göre değerlendirilebilecek değişkenliğe sahip bir ücretlendirme sistemi geliştirilebilir.
Oyunların değerinin yüksek olması da ayrı bir puanlama ya da tabi olabilir.
En iyi, parlak oyun ödülü ayrı bir değerlendirmeye alınabilir.
Bu telif hakkı bir oyun üzerinden olabileceği gibi, oyunlar paketinden de oluşabilir.

Bu konuda bir çalışmam oldu.

Maddi gelir kaynaklarını da önerdim.
Sponsor, maç yayın gelirleri, organizasyon katkısı, reklam...

Bunun için yasal değişiklikler de gerekebilir.

Tartışılmalı ve olgunlaşmalıdır.
Fikrin kimden çıktığının önemi yok!
Sürekli geliştirilerek gündemde kalmasının bazı mekanizmaları harekete geçirebileceğini biliyorum.

Saygı ve selamlarımla.[/size][/color]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#2
"Telif Hakkı" kavramı bir sporcuda profesyonelliğin olduğunu belirtir.
Bir futbol maçının televizyondan canlı yayını için ihalelerde milyon dolarlar telafuz edilebilir ama satranç gibi maalesef hiç bir yerinde ücret etiketi olmayan sporumuzda maçların telif hakkı fazlaca hayal..
Önce "Satranç" sonra da "Satranç Sporcusu" profesyonel olabilmeli ki onun ürettiği emeği olan maçı da belli bir ücrete layık bulunsun...
Dünyada örneği pek yok ..
Öncelikle satrancın kendisini sonra da sporcusunu profesyonelleştirmeliyiz ki sonraki konumuz maçların "ederi" olsun ..
[font=Trebuchet MS]ZESDER Balıkesir Zekâ ve Zihin Sporları Kulübü[/font]
Cevapla
#3
(16-09-2015, 14:35)Naci Erdem Nickli Kullanıcıdan Alıntı: ... satranç gibi maalesef hiç bir yerinde ücret etiketi olmayan sporumuzda maçların telif hakkı fazlaca hayal..
Hayal olarak kalmasına izin mi verelim?
Bu konuda şu ana kadar gerçekçi bir adım atılmadı ki?

Şimdilik öyle görünebilir.
Ama bu konuda adım atılmasını engellememelidir.

Eskiden de bir çok spor dalını bırakın tv den izlemeyi, cep telefonundan izlemek bizim kuşağımızın büyük hayallerinden biriydi.

Naci Bey,
Beşevler'de maçları tribündan dürbünle izlediğim yılları hatırlarsınız.
Bedava izliyordum. Çok da güzeldi.
Ama bu gün teknolojide durum ve fırsatlar bambaşkadır.

İzlenebilir potansiyele sahip olan her etkinliğin bir bedeli vardır.
Sportif etkinliklerin ederi olabilmesi için belli kriterler geçmesi gerekir.



Bir TÜRKİYE ŞAMPİYONASI'NIN tüm maçlarını internetten izleyebiliyor muyuz?
Analizlerini usta oyunculardan dinleyebiliyor muyuz?
İstediğimiz maçları indirebiliyor muyuz?
Canlı görüntüleri takip edebiliyor muyuz?
Bunların bir bedeli olabilir.
Ben o gün internetten ya da satranç tv den izlediğimde bana o günkü maliyeti 20 kr. olsun, ya da 1 lira...
Makul bir rakam bulunur.
Bunların bir havuzu olur.
Yayın, reklam, sponsor gelirleri giderleri belirlenir.
Belli kriterleri aşan maçlar belli ederler üzerinden unvanlı oyunculara
eser bedeli karşılığında hesaplarına yatar.
Bu durum bambaşka turnuva teknik hazırlıklarını, sporcuların kendilerini geliştirmelerini tetikler.
vs. vs...
Bunun düzenlenmesi gerekir.
Dünyada örneğini beklemeyelim, aramayalım.

Kendimiz örnek teşkil edebiliriz.

Saygı ve selamlarımla.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#4
(16-09-2015, 16:14)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Hayal olarak kalmasına izin mi verelim?
Bu konuda şu ana kadar gerçekçi bir adım atılmadı ki?

Şimdilik öyle görünebilir.
Ama bu konuda adım atılmasını engellememelidir.
--------------------------------------------------------------
Dünyada örneğini beklemeyelim, aramayalım.

Kendimiz örnek teşkil edebiliriz.

Saygı ve selamlarımla.

Ben de olmasın demiyorum zaten, olmasını tabi ki isteriz, hepimiz isteriz.
Örneğin kulübümüze gelen öğrencilerimize aylık ücretimizi söylerken nasıl "bir tutar" belirlemiş, onu söylüyor, onu istiyorsak bu konuda da aynı şeyleri görmeyi dileriz.
Ben satrancımızın şu andaki haliyle olmayacağını düşünüyorum. Yoksa gerekli adımlar atabilirse olur.
Bunun zaten küçük bir örneği mevcut, Türkiye şampiyonlarında oyun bültenleri belirli bir ücret karşılığı satılıyor zaten, oyuncularımız da rakiplerini inceleme amacıyla alıyorlar. O zaman bu bültenlerde yer alan oyuncularımıza da bu alınan ücretten belli bir pay verilmekle başlanabilir mesela ..
[font=Trebuchet MS]ZESDER Balıkesir Zekâ ve Zihin Sporları Kulübü[/font]
Cevapla
#5
O iş sporcu üzerinden olmaz, turnuva üzerinden olur. Örneğin Türkiye Şampiyonası'nda GMlerin birbiriyle oynadığı turlar kişi başı 20, diğer turlar 10, tüm turnuva için ise 100 TL kombine bilet satılır ve sadece satın alanlara maçları online izlemek için şifre verilir. Sonra 20 kişi derneğe toplanıp r arada izlemesin diye oralarda denetleme yapılır. Zaten satılan alan 10 kişi bile çıkmaz. Yeri geldiğinde turnuvaya gidecek yol parası zor çıkan gençlerin, öğrencilerin bu öğretici oyunları izlemesinin önüne 1000 lira için geçmek de TSF'nin amacına aykırı düşer.

Özetle, sporcular para kazansın diye bir işe girilirse bu iş bir şekilde nihayetinde organizasyonun canlı yayınları para karşılığında satmasına döner. Eğer böyle birşeyin altyapısı hazırlanıyorsa ve bu konu foruma yem olarak atılmışsa üç kuruş için binlerce kişinin canlı yayın izlemesini sınırlandırmayın. Çok kötü bir uygulama olur.

Telif hakkının hukuki bir tabir olması sebebiyle konunun teknik kısmına gelirsek, ben o alanla çok içli dışlı değilim ancak, mojo jojonun forumda bu konuda teknik yönden bilgilendirici yazıları vardı diye hatırlıyorum.
Ara
Cevapla
#6
Öncelikle "Yayınlanan oyun"dan kasıt nedir?
Ara
Cevapla
#7
(16-09-2015, 20:16)haliltaş Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Öncelikle "Yayınlanan oyun"dan kasıt nedir?

Görsel medyayı kast ettim.
İnternet belki satranç tv.
Belki de organizasyon marifetiyle canlı yayınlar...

Dergi ve gazetelerde yayınlanan maçlar olabilir.
Burada bir öneriyi dikkate alıyorum.
İnsanlara maddi külfet getirme endişesini yerinde buluyorum.


Ama bir hizmet varsa bir de bedeli olmalı.
Tabi burada sponsorluk ve reklam boyutu ayrı bir tartışma konusudur.
Eğer aksini düşünürsek ben tv den tüm maçları ücretsiz izleyebilmeliyim.

Bu konunun 5. KADEME ANTRENÖRLÜK kurs ve seminerlerinde SPOR PAZARLAMASI konusunun başlı başına 10 saatlik seçmeli ders olduğunu hatırlatmalıyım.

Saygı ve selamlarımla.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#8
(17-09-2015, 12:37)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Ama bir hizmet varsa bir de bedeli olmalı.
Tabi burada sponsorluk ve reklam boyutu ayrı bir tartışma konusudur.
Eğer aksini düşünürsek ben tv den tüm maçları ücretsiz izleyebilmeliyim.

Giriş bedeli 100 TL yapıldığı için yıllarca İstanbul Open'a katılmayan birisiyim. Fanatik olmama, futbol ve basketbol kombinelerim taksitleri asgari ücretten fazla olmasına, haftasonu İstanbul'da maç yoksa günübirlik deplasmana gitmeme rağmen, aylık 20 lira verip de TV'deki maçları izlemem. Sporu eskiden fakirler yapıp zenginler izlerdi, şimdi zenginler yapıp fakirler izliyor gibi bir söz vardı. Sanırım Şenol hoca söylemişti. Sporu izlemek asla ücretli olmamalı. Olacaksa da bu para kombinelerde olduğu gibi DOĞRUDAN benim klübüme gitmeli, aracı kuruluşlara değil.

Siz diyorsanız ki bu ücret direkt olarak, federasyonun, organizasyonun, sponsorun vs. eline değmeden sporcuya gidecek, o zaman bu sistem üzerinde konuşulabilir. Ancak, bunun da türleri var.

Örneğin X Satranç Dergisi, 2 sporcunun oyununu analiz edip yayınlayacak ve bunu ticari bir amaçla yapacaksa o sporculara ücret ödemesi uygundur. Ancak, "Notasyon organizasyonun malıdır" mottosundaki gibi organizasyon, TSF vs. "Sen bizim turnuvamızda oynadığın oyundan dolayı para kazandın, bir kısmını ver bakalım!" diyerek bu ücretten pay alacaksa bu da amaca ters bir uygulama olur. TABİİ AMAÇ PARA KAZANMAK DEĞİL DE, SATRANÇÇILARI KORUMAKSA!

Diğer bir örnek ise, TSF yada organizasyon/sponsorun kendi turnuvasındaki oyunları satmasıdır. Sporcuya pay verip vermemesi fark etmeksizin bu uygulama doğru olmaz. Çünkü insanların yayınlara ulaşmasını zorlaştırmak yada engellemek, satrancı yaygınlaştırma görevi ile çelişir ve ikinci aşamada kalır.
Ara
Cevapla
#9
(17-09-2015, 12:37)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı:
(16-09-2015, 20:16)haliltaş Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Öncelikle "Yayınlanan oyun"dan kasıt nedir?

Görsel medyayı kast ettim.
İnternet belki satranç tv.
Belki de organizasyon marifetiyle canlı yayınlar...

Dergi ve gazetelerde yayınlanan maçlar olabilir.
Burada bir öneriyi dikkate alıyorum.
İnsanlara maddi külfet getirme endişesini yerinde buluyorum.


Ama bir hizmet varsa bir de bedeli olmalı.
Tabi burada sponsorluk ve reklam boyutu ayrı bir tartışma konusudur.
Eğer aksini düşünürsek ben tv den tüm maçları ücretsiz izleyebilmeliyim.

Bu konunun 5. KADEME ANTRENÖRLÜK kurs ve seminerlerinde SPOR PAZARLAMASI konusunun başlı başına 10 saatlik seçmeli ders olduğunu hatırlatmalıyım.

Saygı ve selamlarımla.

O zaman aslında "Oyunların Telif" hakkından değil, spor karşılaşmasının yayın haklarından ve bu yayın haklarından sporculara da bir gelir payı vermekten bahsediyorsunuz.
Ara
Cevapla
#10
Telif Hakkı yerine; Sosyalist Devlet, Sosyal Devlet en azından Sosyal Demokrat Devlet olmalı ve telif hakkı parasını sporcusuna peşin olarak ödemeli onu ödüllendirmeli.

Diğer yurttaşlar ise, Muhammed Ali, Mike Tyson boks maçlarını veya Sharapova'nın tenis maçlarını izler gibi, Alekhin'den Carlsen'e kadar dünyanın tüm satranççılarının maçlarını ücretsiz izleyebilmeli ve yorumları alabilmeli.

Sağlık, sanat, spor, eğitim, felsefe her yurttaşın ırkına, cinsiyetine, inancına, mezhebine bakılmaksızın özgürce ve ücretsiz erişebileceği bir hak olmalıdır.

Mehmet Nusret
Ara
Cevapla
#11
Anlatılanlardan aydınlanıyor ve yeni fikirlerim oluşuyor. Teşekkür ederim.

Ancak benim önerimin merkezinde oyuncu ve oynadığı oyun var.
Hak ediş olarak çıkış noktası oyuncu olmalıdır.

Bunun için çok öncesinden belki yılların emeği olarak hazırlık ve gelişim süreci var.
Bunun ötesinde aynı oyuncunun yerel kıtasal ya da dünya ölçeğinde örnek alınması ve literatüre katkısı da var.
Hatta alt seviye gruplarına bile derslik örnek teşkil edebilecek oyunlar da yok mu?

Bunu belki satrancı çok daha ileri ülkelerde daha bariz de görebiliriz.
Ama bizim ülkemizde de bunu hak eden oyuncular geçmişten bu güne olmadı mı?
Dünya çapında başarılı ya da unvanlı oyuncularımızın sayısı -bir- değil.
Daha fazla...
Geçmişte bu anlamda değer olarak kaybedilen ve bu kuşaklara ulaşamamış onlarca bize örnek teşkil edecek oyunlar oldu.

İsim bazında konuşmak istemiyorum ama hakkını vermek gerekirse.... kimler yok ki değil mi?
Usta ve unvanlı oyuncuların yetiştirdiği sporcular üzerinden de gitmelidir tartışma konusu.

Saygı ve selamlarımla.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#12
(16-09-2015, 11:30)M.Aşkın TAŞAN Nickli Kullanıcıdan Alıntı: [color=#0000CD][size=medium]Yayınlanan oyunların telif hakları olmalı mı?
Satranç turnuvalarında yayınlanan, kamunun bilgisine sunulan oyunların belli bir telif hakları olmalı mıdır?

Yılların emek ve çalışma birikimleri üzerinden oynanan ve yayınlanan her bir oyunun mutlaka teknik açıdan bir güzelliği, maddi ve manevi değeri de olmalıdır.
Özellikle belli ölçütleri ve belli aşamaları geçerek belli bir değere ulaşmış oyunlar olmalıdır, her oyun için değil.

Örneğin unvanlı oyuncuların ELO eşiklerine göre değerlendirilebilecek değişkenliğe sahip bir ücretlendirme sistemi geliştirilebilir.
Oyunların değerinin yüksek olması da ayrı bir puanlama ya da tabi olabilir.
En iyi, parlak oyun ödülü ayrı bir değerlendirmeye alınabilir.
Bu telif hakkı bir oyun üzerinden olabileceği gibi, oyunlar paketinden de oluşabilir.

Bu konuda bir çalışmam oldu.

Maddi gelir kaynaklarını da önerdim.
Sponsor, maç yayın gelirleri, organizasyon katkısı, reklam...

Bunun için yasal değişiklikler de gerekebilir.

Tartışılmalı ve olgunlaşmalıdır.
Fikrin kimden çıktığının önemi yok!
Sürekli geliştirilerek gündemde kalmasının bazı mekanizmaları harekete geçirebileceğini biliyorum.

Saygı ve selamlarımla.[/size][/color]

Bu konu geçmişte de detaylıca tartışıldı.

Sonuca ulaşamadı, zira;

---Telif hakkı kavramı "eser" olan şeyler için geçerlidir. Bunda hemfikir olundu.
---Satranç müsabakalarının "eser" olup olmadığı konusunda fikir birliği sağlanamadı. Bir kısım "spor müsabakası" bir kısım ise "sanat benzeri" kabul etmiştir.
---Belki telif değil de yayın hakları kavramından bahsedilebileceği hususunda görüşler ileri sürülmüştür.

Satranç maçlarının yayın hakları konusunu hiç bir medya kuruluşunun ciddiye almayacağını tahmin ediyorum. Futbol gibi popüler spor dalları için yayın hakları önemlidir. Hatta TV medyasının genişlemesine inanılmaz ciddi doping yapan şey futbol maçlarının TV'den yayınlanması hususudur. 1950 İsviçre Dünya Futbol Şampiyonasının TV'den ilk kez yayınlanması sadece Almanya'daki TV sayısının bir anda 11.000'den 85.000 gibi bir sayıya çıkmasını sağlamıştır. TV futbolun izlenme sayısını artırıyor gibi bir durum yok. Daha farklı bir durum var. 1950'de bile futbol, TV satışlarını artırıyordu. Hal böyle olunca da TV kanalları futbol'a farklı bakıyorlar doğal olarak. Satranç maçlarının yayın hakları konusu bir kez ve sanırım son kez Fisher-Spassky maçı ile gündeme gelmiştir. Ondan sonra kapanıp gitmiştir. O maç soğuk savaşın masa başında açılmış bir cephesi olduğu için o kadar ilgi çekmiştir. Şimdilerde hangi TV bir turnuvanın yayın haklarını ister?

Chessbase bazı büyük turnuvaların canlı yayın haklarını satın alıyor. Korsan siteler canlı yayın yapınca aralarında epey çekişme olduğunu biliyorum. Ama bu yayın hakkından doğan parayı organizatör mü yoksa başkaları mı alıyor bilmiyorum.
Abdulkadir Bener
Cevapla
#13
Temenni olarak katılsak bile uygulamada gerçeğin çok uzağında bir fikir. Öncelikle partilerin kaydedilme, depolanma ve ulaşılabilirlik konusunda sıkıntıları aşılmış olacak ki, telif konusu konuşulabilsin. Bu konularda henüz emekleme aşamasındayız, maalesef. Emekleyemeyen bir bebekten koşmasını istemek çok zor değil, basitçe imkansız.

Bakınız, Turkbase gibi harika bir proje bile yarıda kaldı, devam edemedi. Sadece birilerinin bilgisayarlarına hizmet edilecek şekilde kısıtlı olarak devam ettiğine dair dedikodular duydum, kulaklarımı tıkadım. İnanmak istemeyeceğim kadar çirkin bir iddia.

Satranç partilerini merak edip göz gezdirecek olan kişiler yine satranç oyuncularıdır. Lig TV'de Beşiktaş - Fenerbahçe maçının üzetini izlemiş bir adam tutup da Emre Can - Mustafa Yılmaz partisini görmek istemez zaten. Böylesine bir ücret olsa olsa satranç oyuncularına yeni engeller yaratır ve satrancın zengin sporu haline gelmesi noktasında işlev görür. İstedikleri partiye erişemeyecek binlerce amatörü satrançtan soğutmak ve uzaklaştırmaktan başka hiçbir sonuç vermez.

Geçenlerde Whatsapp grubumuzda bir fikir ortaya attım. Alternatif bir Turkbase oluşturalım, bunu ücretsiz bir şekilde paylaştıkça yayalım dedim, bir kişi bile destek vermedi. Devir iletişim devri olmuş biz hala köstebek gibi bilgi saklama peşindeyiz. Bunu başlığı açan zat için söylemiyorum. Partilerini paylaşmayı ve ortak bilgi havuzu oluşturmayı reddeden arkadaşlaradır sitemim.

Sonra "Satrançta neden gelişemioruz?" diye sorarlar. Literatürü gizlenen hangi şey gelişebilmiş bugüne kadar? Önce bunu düşünmek lazım.
Ara
Cevapla
#14
http://forum.satranc.biz/showthread.php?tid=4031

Sadece düzeltmeleri yapmam 10 saat civarı vaktimi almıştı, indirme sayılarına bakınız lütfen.

Bunların telif hakları var sayalım... Smile

Gerçek sorunlara dönsek?
Ara
Cevapla
#15
Ben sorunu gerçek bir sorun olarak görmekteyim.

Evet şimdilerde çok gerçekçi görünmeyebilir bir konu.
Ama bu konuda şartların çok uygunlaşması halinde bu konuya sahip çıkar mısınız?

Örneğin hukuksal olarak düzenleme yapıldığında teknik olarak alt yapının oluşturulmasına yönelik bir; kişi- ekip-grup-yazılım şirketi konuya talip olursa hangi teknik fikrin üzerine bu işe soyunabilir?

Bu konunun burada tartışılması yeni de olmayabilir.
Ama gündemde kalarak olgunlaşması gerekiyor.
Olgunlaşması ve belli bir sonuca ulaşabilmesi için onca yeterli sebep vardır.
Sporcuyu teşvik edecek, rekabet getirecek, yayıncı kuruluşa ve hedef kitleye gelir sağlayacak, yeni kuşaklara örnek teşkil ederek oyunlarının kalıcı olması sağlanacak...
Bunlar çoğaltılabilir.
Akşam GS ve FB maçlarının geleceğe yönelik ne gibi değeri ve kalıcılığı olabilir.
Onları keyif için izliyoruz, keyif mi aldık?

Ama bu öneri böyle değil.
Getirisi olacak.
Hem manevi hem maddi. Oyunların depolanması ayrı bir arşiv değeri oluşturarak farklı getiriye kaynak teşkil edebileceği gibi, içlerinden teknik açıdan değerli bulunan oyun ve oyunculara da maddi kazanç sağlayabilmelidir.

Benim yayın haklarından kastım hem depolanabilir bir arşiv hem de değerlendirme aşaması üzerinedir. Yani Oktay Bey'in söylediği Turkbase nin daha ileri bir modeli...

Ayrıca her yaş kategorisinin maçları ayrı olarak saklanabilmeli, gerektiğinde inceleme ve değerlendirme altına alınabilmelidir. Böylelikle her kategorideki ulusal takımların datası da oluşabilir.
Burada o hataları da konuşuruz, tartışırız.
Bu modelin ÖSF da tartışılıyor olması da oyunların ve çalışma sistemlerinin otokontrolüne giden bir adım teşkil eder.
Ben getirisinin bir çok alanda, çok değerli olacağına inanıyorum.

Bu arada üst düzey antrenörlerin özlük hakları konusu da yabana gitmemelidir.
Arkasında bir kişi değil, farklı düşüncelere sahip de olsak ısrarlı bir biçimde kitlelerin desteğine muhtaçtır.

Bu konuların bu dönemden başlayıp mevcut ve muhtemel yönetimler için bir kullanma alanı olmasını da düşünüyorum.
Seçim kazandıktan sonra değil, 14 ay öncesinden...
Bu gün, hemen şimdi!

Mevcut yönetim için öncelikle teknik açıdan ön araştırma ve bir düzenleme için, muhtemel aday yönetimlerin ise uygulanabilir ve geri döndürülemeyecek proje hazırlamaları için.







Saygı ve selamlarımla.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#16
http://yildizlar2015.tsf.org.tr/tr/compo...ew&kid=930

http://yildizlar2015.tsf.org.tr/tr/compo...ew&kid=928

http://yildizlar2015.tsf.org.tr/tr/compo...ew&kid=925

http://yildizlar2015.tsf.org.tr/tr/compo...ew&kid=922

Bu oyuncuların telif hakları mı? dediniz??

Santrançla boyum uzayacak projesinden 10 süper pivot mu çıkacak?

Duyamadım; yaş grupları formatı değişecek ve veli yükü %70 azalacak mı dediniz?

Ne? olamaz! Burada yazanları TSF önemseyip değerlendirecek mi?






TSF yönetimi ileride var olursa , bir ihtimal bazıları düzelir...
Ara
Cevapla
#17
Konu dahilinde düşünüyorum.
Olumsuzluklara sapmıyor, bir konuda tıkalı kalmıyorum.
Konuyu dağıtmıyorum.
Dağıtmak isteyen arkadaşlara da konuya olabildikleri duyarlılık anlayışları ölçüsünde saygı duyuyorum.

Benim önerim üst düzey oyun ve oyuncular içindir.

Ama bunu yakalayan her yaştaki kız-erkek oyunculara da şapka çıkarır ayakta alkışlarım.
...


Kayıt altına alınmış oyunlardan;
Yenilik içeren, üst düzey mücadelede oynanmış oyunlar arasından seçilebilir.
Seçici kurul oluşturulur. Kurul içinde güçlü ve unvanlı oyuncular da olmalıdır.
Hatta belli normlara ulaşan oyunlardan belli sayıda oynamış oyunculara performans ödülü de verilebilir.
Bu konuda elbette çalışma yapacak kişiler de olmalıdır. Tek işleri elbette bu iş değil ama uygun çalışma ortamı ve süreler içinde yapılabilir pekala…
Bu işlerde bülten ekiplerinden de faydalanılır. Canla başla çalışan harika gençler var. Başlarındaki tecrübeli yönlendiriciler ile harika datalar oluşturulur.
Oyunlar seçici kurula yönlendirilir.
Turnuva katılım ücretlerinin, itiraz bedellerinin, lisans bedellerinin, kurs ücretlerinin, … ücretlerinden her birinin, atıyorum % 1 i bu işe kaynak teşkil edebilir.
Ayrıca reklam da alınabilir.
Sponsorluk anlaşmaları ve turnuvalara ödül koyan sponsorlardan da küçük kaynak teşkil edilebilir.
Kaynak bulunabilir.

Yeter ki iyi niyetli yaklaşım olsun.
Kararlılık olsun.
Belli hedefler varsa ve bu hedefleri satranç camiası sahiplenirse yapılabilir.
Son günlerdeki örneklere bakınız.

Tabi öneri ilk önce burada da değersizleştirilip çöpe de atılabilir.
Unutulmaya terk edilir.

Peki bu uygulama neden sahiplenilmez?

...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#18
Sayın Taşan

Open yıldızlar şampiyonası 7-8 kişiyle oynandığı sürece , TSF fikri ile ortaya atıldığını düşündüğüm , önemli konulardan saptırıcı bu gibi tuhaf fikirler,bu zaman zarfında komik duruyor.
Ara
Cevapla
#19
(18-09-2015, 19:35)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Sayın Taşan

Open yıldızlar şampiyonası 7-8 kişiyle oynandığı sürece , TSF fikri ile ortaya atıldığını düşündüğüm , önemli konulardan saptırıcı bu gibi tuhaf fikirler,bu zaman zarfında komik duruyor.




Sayın BAYRAM,

Bu konu içinde yazılmış bir fikirdir. Saptırıcılığı nerede ki?

TSF fikri ile ortaya atılması nereden çıktı şimdi?
Valla keşke öyle olsa...

Dayanaklı konuşunuz, tahmine dayalı değil.

TSF neden böyle bir şey yapsın ki?
O zaman kurum kendisini bağlamış olmaz mı?
Aslında keşke kurum yapsaydı!

Son zamanlarda gelen öneri ve projeler artık hayat bulmaktadır.
Bunların bir kısmında maddi geri dönüş de yok.
Maddi ve manevi getirisi olacak böyle bir uygulamayı TSF ancal tartışılması için ortaya atabilir ki, ama fikir tamamen bana ait.
Hadi bari her şeyi TSF adına bana yakıştırdınız.
Bari bu günlerde (16 .09.2015 ten sonra) bunu bana yakıştırın.

( "-Bu da mı ofsayt be hakim bey? Bu da mı ofsayt? ...Confused )
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#20
Ofsayt olacak durum yok.

Top sürekli taca atılıyor.

Fazla söze gerek yok; Cool

Hoşça kalın.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 7 Ziyaretçi