Futbol karşısında Satranç ve diğer sporlar
#1
Akşam tvyi zaplıyordum. Bir kanalda boş bir dizi, diğer kanalda yine bir dizi, diğer kanalda başka bir saçmalık, diğer kanalda seviyesiz siyasi bir kavga, diğer kanalda reklamlar, diğer kanalda polat alemdar, diğer kanalda bin kere izlettirilmiş bayıcı amerikan aksiyon filmi, diğer kanalda futbol tartışması, reklamlar, fragmanlar, ekonomi, fed... Tekrar aklıma takıldı şu futbol tartışma yerine dönüverdim.

Koca koca kerli ferli adamlar sanki dünyayı memleketi kurtarır gibi ateşli iştahlı manyakça bir şekilde birbirlerine bağırıyor, azarlıyor sonra da kahkaha atıyorlardı. Birisi ayakkabısını çıkarttı canlı yayında. İyice anırmaya başladılar. Yok santraformuş yok golmüş yok bilmem ne zıkkımmış. Dedim ki 'ulan yuh be!'

Şu ülkenin haline bakın. Yazıktır. Futbol diye abartıp peşinden koşulan şu spor, bu ülkeye gerçekten ne verdi? Bari futbolda bir şeyler olsak yine gam yemezdim. Deli gibi tüm ülke on yıllarca futbolla yatıp futbolla kalktı ama elde kötü bir dünya 3üncülüğünden başka, galatasarayın 2001 süper kupasından başka ne var? (Ben 1O yıldan fazladır futbol izlemedim, varsa bir başka başarı onu bilmiyorum) Hiç. Tam bir zavallılık.

Ülkemizde ofsaytın ne olduğunu bilen insan sayısı 30 milyondan fazladır. (7-70 arası erkek nüfus) En passant'ın ne olduğunu bilen ve hatırlayan insan sayısı ise tahminimce 30 binin belki üzerindedir.

Aradaki fark neredeyse bin kat! Bin!

Gerçek budur!

Bu ülkede satranç eğer futbolun yüzde biri kadar değer görseydi şu an burayı okuyan herkes aylık belki en az 300-500 lira ek gelir elde edebilirdi sadece oynayarak. Yanlış mıyım?

Ek gelir de önemli değil. Satranç futbolun tırnağı etmeyecek kadar kötü bir spor mudur? Ya da o kadar kötü bir sanat mıdır? Nedir yani bu futbol? Basketboldan ne üstünlüğü var? Tüm goller birbirine benzer işte. Nedir yani bu fanatiklik? Ne saçma?

Biz demiyoruz ki "sadece satranç oynansın". Ama el insaf. Bir denge olması da gerekmez mi bu işlerde. Her şey ne salakça, ne aptalca.

Eğer derseniz ki; "dünyada da işler böyle". O zaman "içine tüküreyim öyle dünyanın" diyorum arkadaşlar ve bu yazıyı da burada noktalıyorum.
Ara
Cevapla
#2
Şu geçerken alış rakamlarına takıldım.

500.000 lisanslı sporcu + 80.000 1.kademe antrenör var.
Bence hepsi biliyordur Blush da;

TSF yönetim kurulunun kaç tanesi e.p yi biliyordur?
Ara
Cevapla
#3
cd9b9a86e6df5d68226454e2e115a7d9.jpg

Alakayı siz kurun artık Smile
Abdulkadir Bener
Cevapla
#4
(18-09-2015, 20:59)Miyazaki Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Şu geçerken alış rakamlarına takıldım.

500.000 lisanslı sporcu + 80.000 1.kademe antrenör var.
Bence hepsi biliyordur Blush da;

TSF yönetim kurulunun kaç tanesi e.p yi biliyordur?

Hah ha ha ! 500 000 mi? Hocam olur mu öyle şey? O şeydir; federasyon kurulduğundan bu yana (1991 den bu yana) lisans alan oyuncu sayısıdır o. Satrancı unutan ilk okul öğrencilerini ve vefat eden oyuncuları düşersek elimizde bahsettiğim dramatik sayı kalıyor. O sayı şişirmedir. Sayılarla oynayarak hepimizi kandırıyorlar hocam! Şuraya yazdığımız hiç bir şeyi asla 1000 kişiden fazla insan okumayacak bile. (Tekrar tıklamalara aldanmayalım)

Ve federasyon; evet, her zamanki gibi sabıktır. Ve bu konuda asla hesap verilmeyecektir.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi