EN TEPE...
#1
EN TEPE...

Yıllardır turnuvalara katılırım.

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ'NİN, sevgili Nilüfer ÇINAR ÇORLULU'NUN hiç yoktan yaratıp, organizatörlüğünü yaptığı bu turnuvayı desteklemesinin çok ayrı bir önemi var. Nereden bakarsanız bakın, üniversite yönetimi eksiksiz bir destek sunmaktalar. Hem turnuvaya, hem de satranca...

Geçmişin Türkiye Şampiyonu, geleceğin Türkiye Satrancı için çalışıyor.
Hala çalışıyor!
 Buluyor, yapıyor ve sunuyor.

15 ülkeden 50 yabancı toplam 730 sporcu...
Nefis bir açılış hamlesi...
Nezih bir tören...
Özlediğimiz mesajlar...
 
 
Yüreğine sağlık sn Mehmet HABERAL ! Ülkemize ödediğin bedeller ve gösterdiğin "EN TEPE" hedef için...
Ayaklarınıza sağlık tüm çalışanlar! 24 saatlik koşuşturmalarınız için...

Eline ve aklına sağlık Nilüfer!
Tüm yaptıkların için...


Ek Dosyalar Resimler
   
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#2
Aşkın hocam güzel yazmışsınız ama bence biraz abartmışsınız. Ben tam tersi şeyler düşünüyorum.
Geçen sene katılamadığım Başkent açık turnuvasına bu sene katılma fırsatı buldum ve kesinlikle pişman oldum!
Üniversitenin kurucusu ve rektörü olan malum zatı severdim, kendisine saygım ve sevgim vardı, ta ki bu turnuvanın açılış törenine kadar.
Malum zat 700 kişiyi tam 70 dakika bekletti! O anda bu şahısın insanlara en ufak bir saygısı olmadığını fark ettim. Benim de ona olan saygım ve sempatim bir anda sıfırlandı.
Kendisinin Türkiyedeki ilk organ naklini yapan cerrah ve Türkiyenin en iyi cerrahlarından birisi belki de en iyisi olduğunu biliyordum ama bu turnuvada, satrancın adını bile bilmeyen bu zatın, bir de Türkiyenin en büyük tüccarı olduğunu da anladım!!
Bu sene katıldığım Türkiyedeki çeşitli uluslararası turnuvalarda ilk turda masamızda bir çanta ve içinde çeşitli hediyeler bulurduk ama burada öyle bir şey olmadı. Hadi ondan vazgeçtim, havandırması doğru dürüst çalışmayan salonda 30 derece sıcakta, bir bardak su bile verilmedi oyunculara. Çünkü Başkent Ticarethanesi (hayır kesinlikle üniversite denemez tam olarak bir ticarethane olduğu bu turnuvada anlaşılmıştır) sudan kazanacağı 3 kuruşun bile hesabını yapar. Ertesi gün salonda bir su sebili gördük ve rahatladık. Sakın o sebili oraya Başkent ticarethanesi koydu sanmayın, onu oraya getiren sağolsun federasyonumuzdur!
Bani bu yazıyı yazdıracak kadar sinirlendiren şey ise servis rezaletiydi. Ulaşımı oldukça zor olan Başkent ticarethanesi, bunun farkına varmış (!) ki bize servis ayarlamış. Biz de o servislerden yararlanmak gafletine düştük! İlan edilen saatte ilan edilen yerde servis bekledik ama nafile! Servis falan yok! Meğer servisler Koru metro istasyonundan kalkıyormuş. Ama turnuva boyunca Söğütözü metro istasyonundan kalkacağı yazılıydı! Hani Koru istasyonundan kalkıp Söğütözünden geçse ona da razıyım, ama hayır bu da yapılmadı.
En çok üzüldüğüm şey de Nilüfer Çınar Çorlulu’nun emekleri. Kendisini yakından tanıyanlar bilir, kendisi haftatda 7 gün günde 24 saat çalışabilen bir insandır. Geçen sene Ankara il temsilcisiyken Ankaraya uluslararsı turnuva kazandırmak için insanüstü bir çaba sarfetti. Böyle bir turnuva için kendisini o kadar yıpratmasına ben cidden üzüldüm.
Eyyy Başkent ticarethanesi satrancı ve satranç sporcularını perişan edeceksen böyle turnuvalar düzenleme.
Satrancı ticaret hailine getirmeyi düşünüyorsan, satranca bulaşma.
Daha doğrusu senin anlayacağın dilde anlatayım: SATRANÇTA PARA YOKTUR! O YÜZDEN SATRANÇLA HER TÜRLÜ İLİŞKİNİ KES!! Hatta kendi satranç kulübünü bile kapat ki bu spora zeval vermeyesin!
Sana söyleyeceğim son şey şudur Başkent ticarethanesi: BİZİM GİBİ BİR ÇOK İNSANIN ÖMRÜNÜ VERDİĞİ BU SPORUN ADINI[size=small] DOĞRU ÖĞREN: SANTRANÇ DEĞİL SATRANÇ!!![/size]
Eyyy Başkent ticarethanesinin öğrencileri daha doğrusu kurbanları, bu ticarethaneden kurtulun, paranız çoksa yurtdışında okuyun, yurtdışına paranız yetmiyorsa Türkiyede de paranızla rezil olmayacağınız üniversiteler var.
Son olarak eyy YÖK, bir satranç turnuvasında bile insanların nasıl rezil olduğunu gör de artık özel eğitim kurumlarını kapat!
Abdullah Sözen
Ara
Cevapla
#3
Şimdi öncelikle kime, nasıl hitap edeceğimi bilemedim.
Perceval...?
Abdullah Sözen...?
Perceval adlı rumuz Abdullah Sözen'in bir yazısını mı yayınlamış?
...

Eğer yazı PERCEVAL tarafından yazılmış ise,

sn. Şövalye,


Turnuvalar, katılımcıların şartlarına göre değişir değil mi?

Şimdi satranç turnuvalarını en eski şartlarına göre değerlendirir ve kıyaslarsak bugünkü şartları çok değişmiştir. Ben katıldığım Türkiye Şampiyonası turnuvalarında her adımda para öderdim. Çayımdan suyuna, ulaşımımdan yemeğime kadar kimse de bana her ihtiyacımı önüme koymazdı. Elbette bedeliyle...


Günümüzde ise artık eski şartlar kalmadı. Adımınız parayla ölçülür oldu. Sadece satranç için söylemiyorum. Her alanda böyle değil mi?

Aslında su-çay koymak ekstradandır. İnce bir düşüncedir. Bir ikramdır. 1300-1400 kişiye bile olsa...
Ama hiç bir zaman bir zorunluluk değildir. İkramın da bir bedeli vardır.


Ben ilk kez katıldım bu turnuvaya.
Hiç de pişman olmadım. Oysa ta Çanakkale'den geldim. Belki de 5-6 kişinin tüm masraflarını ödeyerek...
Bir turnuvaya geliyorum ve  en başından beri şartlarını bilerek.

Çubuk'a da geleceğim!

Turnuva, benim için sadece oynadığım oyunlardan ibaret değildir. Orada dostlarım var. Arkadaşlarım, tanıdığım satrançcılar...

Hür Yasin,Tufan Can Uzuner, Muhittin Büker, Avni Katipoğlu, Şükrü Alkan, Abdullah Sözen...

Perceval, sizi göremedim!
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#4
Wink 
[size=large][font=Tahoma]Sn. HABERAL'I kast ediyorsunuz.[/font][/size]

[size=large][font=Tahoma]Evet açılış ve ödül törenlerinde ben de vardım. Hatta açılışta 11 saat yoldan gelmeme ve uykusuz olmama rağmen törende olmayı seçtim. Gidip uyuyabilirdim. Nitekim bedelini de saçma bir oyunla 11-12 yaşında bir çocuğumuza maç kaybederek ödedim. Ama sorun bu değil.[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Açılış ve ödül törenlerine katılmalısınız. Çünkü o da turnuvaya dahildir.
[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]700 kişinin tam 70 dakika bekletilmesi konusuna gelince...[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Sanki ayrı bir odada oturup keyif yaparcasına gibi yazmışsınız.[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Adam aynı gün ŞİRAZ dan İstanbul'a geliyor. Baba-oğul arasında bir böbrek nakli yapıyor. Uçakla Ankara'ya oradan da törene katılıyor.
[/font][/size]

[size=large][font=Tahoma]Buna ancak saygı duyulur. Saygıdan yoksun tarzda eleştiri konusu yapılmaz!

Siz bu turnuvayı onunla birlikte yaratmışsınız. Organizatör olarak onu beklemez misiniz?[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Ülkemizde ne yazık ki durum böyledir. Bu bize özgü bir durumdur.
 HİÇ TASVİP ETMİYORUM ama gerçek budur. Başbakanların Cumhurbaşkanlarının ve diğer bürokratların anlayışı ve model olmuş davranışı budur.
[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]İnsanlara saygı duymak kolay değildir. İnsan onu hak eder ve bedelini öder. Saygı ve sempati böyle kazanılır. HABERAL'IN ne bedeller ödediğini anlatmama gerek yok.

 Neden onu tüccar olduğunu düşündünüz? Bunu bir turnuva ile mi anladınız?[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Tespitleriniz yere sağlam basmıyor!
[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Çanta içinde hediyeler bulurken de aynı tüccarlığı yaptığını mı düşünüyorsunuz? Ya da su-çay ikramını bedava yapması onun iyi bir tüccar olduğunu mu gösterir?

Bakın,[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Neden bir bardak su bulamadığınızı düşünüyorum hala...
[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Servislerden faydalanan onca sporcu gördüm. Hemen hemen hepsi de doğru yerden binmiş. [/font][/size][size=large][font=Tahoma]Sonradan değişiklik yapılmış ve ilan edilmiş. Buna yemekhanede duyuru yaparlarken tanık oldum.

Bu arada,[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Başkent üniversitesini çay, su ve servislerine göre değerlendirip olumsuz yargılamanızı anlamaya çalışıyorum hala...[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma] [/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Nilüfer'in emeklerine üzülmeyin. Bu onun hayatıdır!
Yapmazsa  üzülelim. Nilüfer'in yaptığı, ortaya çıkardığı, hiç yoktan var ettiği her ürün her türlü takdirin üstündedir. Valla Çubuk'a da katılacağım.

 Önüme bir hediye paketi ya da turşu fıçısı koymasalar da... Cool [/font][/size]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#5
Perceval'i nickname olarak kullanıyorum Aşkın hocam
yazılarımın altında da Abdullah Sözen olduğumu belirterek adımı yazıyorum.
Belki de bir çok kullanıcının yaptığı gibi sadece nickname kullanmalıyım.
Örneğin Miyazaki adlı kullanıcı adını yazmadığı halde onun kim olduğunu herkes biliyor, umarım bundan sonra Perceval'in de Abdullah Sözen olduğunu herkes bilir.
Aslında eleştirilerimde fazla ileri gitmişim ama yazdığım olumsuzluklardan siz dahil turnuvaya katılan herkes yaşadı.
Yani turnuva dört dörtlük değildi onu vurgulamak istemiştim
Ara
Cevapla
#6
Aşkın beyin iyi bir savunma avukatı olamayacağını düşünüyorum.Çünkü sayısız davada savunma görevini üstüne alarak iş yükünü ağırlaştırıyor.Öte yandan Aşkın beyin yazdığı bölümlerde yazışmalar çok uzuyor.Topluma yarar sağladığını söylemek de mümkün olmuyor.(Çünkü çoğunluk uzun yazıları okumak istemiyor!)
Perceval'in şikayetlerine gelince törenin gecikmesi,servisin düzenli olmaması,içme suyunun 2 nci gün devreye girmesi ve salonun sıcak olması konularında ne kadar haklıdır?Salon sıcak ise mutlaka haklıdır!Oksijenin olmadığı salonda sadece Türk milleti Satranç oynar.Servis konularında haklı olduğunu söylemek zordur.Çünkü büyük şehirde servis sağlamak düzenleme kurulu için bir yükümlülük değildir.Bugüne kadar teamül de olmamıştır.(Öte yandan yarışmanın başında hediye paketi veren turnuvaların isimlerini burada yazarsa belki biz de katılırız!)Törenin gecikmesi konusunda haklı olabilir.Bunun nedeni yine Turnuva Direktörünün insiyatif kullanmamasından kaynaklanmıştır.Hoca'nın açılış töreninde bulunması zorunlu değildir.Çok yönlü sorumlulukları olan bir insandır.Açılış yerine kapanışa gelebilirdi.Ama yardımcıları telefon edip bunu önermekten çekinmiştir.Bizim toplumun hep bağlı olduğu Liderden gelecek talimatı bekleyen bir yapısı var.Şikayetlerde tamamen haklı olsak bile uslübumuza itici bir şekil vermeyelim!Ayrıca benim de Perceval'dan ve Taşan'dan şikayetlerim var!A.Taşan ve A.Sözen'in bu dialogları Piramidin ortasına hiç yararlı olmadı.Çünkü bu turnuvanın Türk Satrancına yarar sağlayıp sağlamadığını yazmadılar.Kaç yabancı usta katıldı?Kaç yerli usta ve yerli sporcu vardı?Yerli sporcular ortaya konan ödülün yüzde kaçını aldı?Üst sıralarda yer alan yerli sporcular yabancılarla ortalama kaç oyun oynayabildi?Bu son soru her zaman en önemli sorudur.Ve sessiz çoğunluk hep önemli sorulardan kaçar!Lütfen biraz da teknik konulara girelim!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#7
(17-07-2017, 15:31)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: Aşkın beyin iyi bir savunma avukatı olamayacağını düşünüyorum.Çünkü sayısız davada savunma görevini üstüne alarak iş yükünü ağırlaştırıyor.Öte yandan Aşkın beyin yazdığı bölümlerde yazışmalar çok uzuyor.Topluma yarar sağladığını söylemek de mümkün olmuyor.(Çünkü çoğunluk uzun yazıları okumak istemiyor!)
Perceval'in şikayetlerine gelince törenin gecikmesi,servisin düzenli olmaması,içme suyunun 2 nci gün devreye girmesi ve salonun sıcak olması konularında ne kadar haklıdır?Salon sıcak ise mutlaka haklıdır!Oksijenin olmadığı salonda sadece Türk milleti Satranç oynar.Servis konularında haklı olduğunu söylemek zordur.Çünkü büyük şehirde servis sağlamak düzenleme kurulu için bir yükümlülük değildir.Bugüne kadar teamül de olmamıştır.(Öte yandan yarışmanın başında hediye paketi veren turnuvaların isimlerini burada yazarsa belki biz de katılırız!)Törenin gecikmesi konusunda haklı olabilir.Bunun nedeni yine Turnuva Direktörünün insiyatif kullanmamasından kaynaklanmıştır.Hoca'nın açılış töreninde bulunması zorunlu değildir.Çok yönlü sorumlulukları olan bir insandır.Açılış yerine kapanışa gelebilirdi.Ama yardımcıları telefon edip bunu önermekten çekinmiştir.Bizim toplumun hep bağlı olduğu Liderden gelecek talimatı bekleyen bir yapısı var.Şikayetlerde tamamen haklı olsak bile uslübumuza itici bir şekil vermeyelim!Ayrıca benim de Perceval'dan ve Taşan'dan şikayetlerim var!A.Taşan ve A.Sözen'in bu dialogları Piramidin ortasına hiç yararlı olmadı.Çünkü bu turnuvanın Türk Satrancına yarar sağlayıp sağlamadığını yazmadılar.Kaç yabancı usta katıldı?Kaç yerli usta ve yerli sporcu vardı?Yerli sporcular ortaya konan ödülün yüzde kaçını aldı?Üst sıralarda yer alan yerli sporcular yabancılarla ortalama kaç oyun oynayabildi?Bu son soru her zaman en önemli sorudur.Ve sessiz çoğunluk hep önemli sorulardan kaçar!Lütfen biraz da teknik konulara girelim!
Ateş Bey,
Yazımı sizin için kısaltıyorum.
Belki de  sadece BÜYÜK PUTONLAR daki gibi yazmalıydım.

...

Şöyle ki,

Şimdi öncelikle kime, nasıl hitap edeceğimi bilemedim.
Perceval...?
Abdullah Sözen...?
Perceval adlı rumuz Abdullah Sözen'in bir yazısını mı yayınlamış?
[size=x-large]KİMSİNİZ?[/size]
Eğer yazı PERCEVAL tarafından yazılmış ise,
sn. Şövalye,
Turnuvalar, katılımcıların şartlarına göre değişir değil mi?
Şimdi satranç turnuvalarını en eski şartlarına göre değerlendirir ve kıyaslarsak bugünkü şartları çok değişmiştir. Ben katıldığım Türkiye Şampiyonası turnuvalarında her adımda para öderdim. Çayımdan suyuna, ulaşımımdan yemeğime kadar kimse de bana her ihtiyacımı önüme koymazdı. Elbette bedeliyle...
[size=x-large]ESKİDEN DE MASRAF YAPARDIK[/size]
Günümüzde ise artık eski şartlar kalmadı. Adımınız parayla ölçülür oldu. Sadece satranç için söylemiyorum. Her alanda böyle değil mi?
Aslında su-çay koymak ekstradandır. İnce bir düşüncedir. Bir ikramdır. 1300-1400 kişiye bile olsa...
Ama hiç bir zaman bir zorunluluk değildir. İkramın da bir bedeli vardır.
Ben ilk kez katıldım bu turnuvaya.
Hiç de pişman olmadım. Oysa ta Çanakkale'den geldim. Belki de 5-6 kişinin tüm masraflarını ödeyerek...
Bir turnuvaya geliyorum ve  en başından beri şartlarını bilerek.
[size=x-large]ŞARTLARINIBİLEREK VE KABUL EDEREK TURNUVAYA KATILMAK GEREKİR.[/size]
Çubuk'a da geleceğim!
Turnuva, benim için sadece oynadığım oyunlardan ibaret değildir. Orada dostlarım var. Arkadaşlarım, tanıdığım satrançcılar...
Hür Yasin,Tufan Can Uzuner, Muhittin Büker, Avni Katipoğlu, Şükrü Alkan, Abdullah Sözen...
Perceval, sizi göremedim!
[size=x-large]KATILMA AMACIM SADECE OYUN OYNAMAK DEĞİLDİR![/size]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#8
Aslında bu sütunda Ateş Bey'den 41 sözcük daha az yazım da var.
Sn. Ülker'in gözünden kaçmış olmalı...
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#9
Sonuç olarak sevgili Abdullah,
Sen yaşadıklarından dolayı 'haklı' olarak ve kendi pencerenden bakarak olumsuzlukları yazmışsın.
Ben ise yaşadığım koşullardan memnunum.

Ne senin yazdıklarından dolayı bu turnuva o kadar kötü, ne de benim bakış açıma göre o kadar mükemmel...

Bu durum insanların yaşadıklarına göre değişir. Artık turnuvalarda hiç bir iddiam olmadan oynuyor ve senin beklediklerinden daha farklı beklentilerle maçlarımdan sadece keyif almaya bakıyorum. Her turnuvanın olumsuz ve olumlu yönleri vardır.
Düşünceleri yazmanı son derece de doğal ve olumlu karşılıyorum.
Umarım sen de öyle düşünürsün.

Sen başka şeyler yaşadın ben başka...

Öyle değil mi?

Selam ve sevgilerimle
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#10
[size=large][font=Segoe Print]Ateş Bey,

Çoğunluğun uzun yazıları okumaması onların tercihidir. Burada yazarak iletişim var ve aslında bir çok farklı konuyu aynı sayfada yazmak durumunda kaldığım zamanlar oluyor bu durum.

[/font][/size]
[size=large][font=Segoe Print]Ben savunulacak durumları elbette savunurum ve bu benim kararımdır. Eleştirdiğim onlarca konu da vardır.
 TSF ile ilgili olan bu konular hem burada hem de Facebook Özgür Satranç Forum'da...
[/font][/size]
[size=large][font=Segoe Print]Törenin gecikmesi elbette sıkıcı bir durumdur.
Benim o anlarda bir önerim de  oldu. Açılış töreni gecikirken hiç olmazsa hakemlerin eşlendirme işlerini kolaylaştırması ve zaman kazanılması için kategorilerin renk kuraları çekilebilir, teknik toplantının açıklamalar bölümü yapılabilir. Sn. HABERAL gelince de mütevaziliğini gösterme fırsatı doğar ve kabullenir. Tören oradan devam eder. Önerim buydu ve açık söyleyeyim ki ben olsam bu yola giderdim. Bunu saygısızlık olarak da algılamıyorum. Bu çözümü önerdim ama kabul görmedi ben de saygı duydum.
 Sadece beklemedim yani...[/font][/size]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#11
[size=large]Ülkemizde satrancın sahası yok ![/size]

[size=large]Yoksa var da benim haberim mi yok?[/size]

[size=large]Ankara'nın o sıcağında o salonu soğutacak bir klima var mıdır?[/size]
[size=large]Pencere açamıyorsunuz klima var. Klimayı kapatamıyorsunuz durulmuyor.
Şimdi ne yapalım?
Salon belli, şartlar belli...

[/size]
[size=large]Piramidin ortası...[/size]
[size=large]Ateş Bey, sizin bildiğiniz piramit kalmadı ki![/size]
[size=large]Değişime uğradı. Hem şeklen hem de içerik olarak...
Sadece bu konuyu ayrıca yazmak isterim.
[/size]
[size=large]Bu turnuva yönergesinde teşvik amaçlı çok güzel (daha da geliştirilebilir) adımlar da vardı. Yerel, ulusal, bayan, yaş grubu...
Başka neler olmalıdır?

Şimdi teknik konulara gireceğim ama yazı doğal olarak uzayacak.
Kısaca...

Bu tunuvanın ülke satrancına yarar sağladığını görüyorum.
Sayıları giderek artan diğer turnuvalar gibi.
Yönergeleri artık daha olumlu.
Daha da güzele gidebilir.
Kaç turnuva var?
Çoğaldı. İnsanlar hangisine katılacağı konusunda artık teknik yardım almak durumunda.

Benim gibi deli değil ki, her turnuvaya katılmak istesin.
Gerçi yaz ayları dışında zamanım da yok.

Ben artık kendi adıma keyif almaya bakıyorum.
Siz de öyle bakabilirsiniz.

Selam ve saygılarımla
[/size]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#12
Smile 
[size=medium]Ateş hocam[/size]
[size=medium]O turnuvalardan bir kaç örnek vereyim:[/size]
[size=medium]Ordu açıkta ilk tura yetişemedim, neler verildi bilemiyorum[/size]
[size=medium]Çorum açıkta bir kağıt poşet içinde, 200 sayfalık Çorum gezi rehberi, kağıt kalem, leblebi ve bir kutu soğuk çay vardı[/size]
[size=medium]Finikede yine [size=medium]bir kağıt poşet içinde küçük bir kavanoz mandalina reçeli, bir paket kurutulmuş portakal, kağıt, kalem, anahtarlık, magnet, Finike Kaş Kalkan Demre gezi haritası çıktı[/size][/size]
[size=medium][size=medium]Bursa Yıldırım belediyesi turnuvasındaysa (en iyisi buydu) poşet değil, güzel bir çanta içinde havlu, kaşkol, kolonya, parfüm ve bir minyatür satranç takımı vardı, bu turnuva eylül sonu, ekim başı gibi tekrar yapılacak herkesin katılmasını öneririm.[/size][/size]

[size=medium][size=medium]Başkentin teknik sonuçlarına gelince tabi ki her zaman olduğu gibi büyük ödülleri yabancılar götürdü  Smile [/size][/size]
Abdullah Sözen
Ara
Cevapla
#13
İşte son cümle "büyük ödülleri yabancılar götürdü"cümlesi önemli bir cümledir.Buna göre "götürsünler ama bizimkiler için yarar sağlayacak imkanlar yaratalım"dememiz gerekiyor.Yani yerli sporcular yabancılarla oynamalı!Bu takdirde yabancı ustalara ödül vermeye razı olalım!Ayrıca benzerlerini yurtdışında gördüğüm için ısrarla söylüyorum:Yerlilere verilen ödül miktarını arttıralım!Genel klasmana ödülün % 60 ını, yerli ve yerel(turnuvanın yapıldığı ilde mukim olanlara)% 40 ını verelim!Ama turnuva düzenleyenler bazı yeniliklerden çekiniyorlar.Turnuvayı hazırlarken önce Çanakkale'nin son yönergesini ellerine alıyorlar.Çanakkale ne yapmışsa onlar da olabildiğince benzerini yapıyor.
Kapalı ve yarı kapalı turnuva çok az düzenleniyor!Yarı kapalı turnuvada yabancı usta sayısı az tutularak yerlilerin yabancı ile daha çok oynamaları sağlanabilir.
Öte yandan bizim açık turnuvalar ısrarla turnuvayı gruplara bölmüyor!Çünkü Federasyon bölmeleri yönünde bir telkinde bulunmuyor!Çok güzel bir kandırmaca yöntem icad ettiler.Bölmüş gibi yapıyorlar!1700 Elo puanı sınırı ile turnuvayı ikiye bölmek, bölmek sayılmaz!Dünyada nasıl yapıldığına bakmak gerekir.
Yabancı ustalar ödülleri alırken hiç zorlanmıyor.Çünkü ilk 2 turda puan farkı fazla olan 1700 'lerle oynuyor.Ortadaki 3-4 turda 2000 civarındaki yerli ile karşılaşıyor.2-3 turda da kendi aralarında berabere yapıyor.Böylece 7 turlu turnuvada 3 maç oynamış oluyor.Bunu herkes biliyor.Ama değiştirmek için çaba göstermiyor!İnşallah birgün içimizden bir kahraman çıkacak ve turnuva düzenleyen bütün belediyeleri dolaşarak bu gerçekleri anlatacak!
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#14
(17-07-2017, 23:42)Ateş Ülker Nickli Kullanıcıdan Alıntı: İşte son cümle "büyük ödülleri yabancılar götürdü"cümlesi önemli bir cümledir.Buna göre "götürsünler ama bizimkiler için yarar sağlayacak imkanlar yaratalım"dememiz gerekiyor.Yani yerli sporcular yabancılarla oynamalı!Bu takdirde yabancı ustalara ödül vermeye razı olalım!Ayrıca benzerlerini yurtdışında gördüğüm için ısrarla söylüyorum:Yerlilere verilen ödül miktarını arttıralım!Genel klasmana ödülün % 60 ını, yerli ve yerel(turnuvanın yapıldığı ilde mukim olanlara)% 40 ını verelim!Ama turnuva düzenleyenler bazı yeniliklerden çekiniyorlar.Turnuvayı hazırlarken önce Çanakkale'nin son yönergesini ellerine alıyorlar.Çanakkale ne yapmışsa onlar da olabildiğince benzerini yapıyor.
Kapalı ve yarı kapalı turnuva çok az düzenleniyor!Yarı kapalı turnuvada yabancı usta sayısı az tutularak yerlilerin  yabancı ile daha çok oynamaları sağlanabilir.
Öte yandan bizim açık turnuvalar ısrarla turnuvayı gruplara bölmüyor!Çünkü Federasyon bölmeleri yönünde bir telkinde bulunmuyor!Çok güzel bir kandırmaca yöntem icad ettiler.Bölmüş gibi yapıyorlar!1700 Elo puanı sınırı ile turnuvayı ikiye bölmek, bölmek sayılmaz!Dünyada nasıl yapıldığına bakmak gerekir.
Yabancı ustalar ödülleri alırken hiç zorlanmıyor.Çünkü ilk 2 turda puan farkı fazla olan 1700 'lerle oynuyor.Ortadaki 3-4 turda 2000 civarındaki yerli ile karşılaşıyor.2-3 turda da kendi aralarında berabere yapıyor.Böylece 7 turlu turnuvada 3 maç oynamış oluyor.Bunu herkes biliyor.Ama değiştirmek için çaba göstermiyor!İnşallah birgün içimizden bir kahraman çıkacak ve turnuva düzenleyen bütün belediyeleri dolaşarak bu gerçekleri anlatacak!

[size=large][font=Tahoma]Ateş Bey,[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Bir önerim olacak bu konuda. Nasıl bakarsınız, merak ediyorum.
...

[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Turnuvanın A kategorisi 1900 üstüne açık olsun.[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Bu A kategorisinde miktarı ve her bir dereceye dağıtımı birbirine eşit olan iki ödül grubu olsun.
[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]A KATEGORİSİ YERLİ SPORCULAR: En iyi Türk sporcular ilk 10 (dağıtılan toplam miktar yabancılar ile aynı olacak).
[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]A KATEGORİSİ YABANCI SPORCULAR: En iyi yabancı sporcular ilk 10 (dağıtılan toplam miktar yerli sporcular ile aynı olacak).

[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Tabi diğer kategoriler de kendi özelliklerini  yansıtabilir.
[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Mesela:[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]En iyi yerel, en iyi bayan, en iyi 50 yaş üstü, turnuvanın en yaşlı ve en küçük oyuncusu, en centilmen, en çok çıkış (UKD-ELO)yapan sporcu gibi benzer kategoriler olabilir.[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Bu kategorilere nakit ya da hediyeler...Bazı kategorilerde ilk 3 ödül alabilir.

Benzeri de B kategorisine varsa C  kategorisine olabilir.
[/font][/size]
[size=large][font=Tahoma]Ne dersiniz?[/font][/size]
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla
#15
Amerika kıtasını yeniden keşfetmeye gerek yoktur.Bu sözü Alman'lar çok kullanıyor.Almanya'da bir turnuvanın C bölümünde Birinciye 50 Euro veriliyor.Oysa Türkiye'de 600 TL ödül eşit puanlı 5 kişi arasında paylaşılmıyor.Daha çok kişiyi teşvik etmek bizimkiler için zülumdur!
Avrupa'da A grubu alt sınırı genellikle 2100 oluyor.Bu takdirde üst sıradakiler nisbeten zorlanıyor.A grubu alt sınırı 1700 ise üst sıradakiler için ilk 2 tur kazanmak çok kolay oluyor!
Açık turnuvalarda dağıtılan ödülün önemli bir kısmı(örneğin % 40)yerli ve yerel sporculara verilmelidir.Sistem eğer hep yabancıların lehine olacak şekilde çalıştırılırsa birgün çökecektir. Düzenlenen turnuvalar eğer yerli sporcu yabancı ile karşılaşmıyorsa bize yarar sağlamıyor demektir.
Aşkın bey siz kendinizi örnek alın: 2017 yılında kaç turnuvaya katıldınız?Elo hesabına giren kaç oyun oynadınız?Bu oyunların kaç tanesini yabancılarla oynadınız?Eğer 7 turlu bir turnuvada 3 yabancı ile oynamışsanız ben yanılıyorum!Öte yandan siz Piramidin ortalamasını yansıtmıyorsunuz!(Ama birkaç turnuvaya girmiş bir örnek olmanız bize gerçekleri gösterecektir!)
Lisanslı sporcu sayısı ne kadar?1 takvim yılında en az bir turnuvaya girebilen yerli sporcu sayısı ne kadar?
İşte bu soruların yanıtları önemlidir!
Piramidin tepesindeki başarılar zafer sarhoşluğu yaratabilir.Ancak  bu başarıların devamı için Piramidin ortasını da canlandırmak gerekir.Benim önerdiğim değişiklikler masraf gerektirmiyor.Yerli dinamiklerin çıkarlarını gözetiyor.
Ateş Ülker
Ara
Cevapla
#16
Benim koşullarım farklı Ateş Bey. Okul döneminde pek turnuva oynayamıyorum. Yaz turnuvalarına yöneliyorum.
Her oyuncunun hayat şartları da farklıdır. Sizin de öyle değil mi?

O kadar çok turnuva var ki artık...
Herkes her turnuvaya yetişemez, kimisi izin alamaz. Yıllık iznini turnuvalara göre ayarlayabilen çok insan var.

Bu turnuvaların yaratıcıları hiç bir sponsorluk eğitimi almadan (çok azı hariç) tamamen kendi çabalarıyla gerekli adreslere ulaşabiliyorlar. Kimisi konaklama ve yemek ihtiyaçlarını karşılatabiliyor. Ülkemizde böyle turnuvalar geçmişten bu güne çok az da olsa var. Bu insanların şevklerini kırmadan eleştirmek gerek.

Avrupa'da böyle turnuvalar duymadım. Eğer varsa bilgilendirebilirsiniz bizi.

Ben Çubuk Turnuvasının konaklamasını, Malatya Kayısı turnuvasının ücretsiz barınma ve konaklamasını turnuva koşulları için örneklendirebilirim. Mütevazi şartlar sağlanan diğer turnuvaları da biliriz. Geçmişte Çanakkale Truva'da ücretsiz şehir içi dolaşım ve öğle yemeği katkısı da vardı. Bilgim dışında bu tip turnuvalar da olabilir.


Ödüllere gelince, geçmişe göre artık daha da teşvik edici olmuştur. Daha çok kategoriye ödül dağıtıldığı da ortadadır.
Elbette daha da güzelleştirilebilir.

Birde şu var, çok ilgintir.

Turnuvadan daha fazla keyif aldıkları başka meşguliyet alanları da var. Play Chess, ICC ve  diğerleri...Sizin böyle  bilgisayarda oynayacağınızı tahmin edemiyorum. Klasik turnuvaları da bırakabileceğinizi düşünemiyorum.

Benim bir çok arkadaşım klasik turnuvaları bıraktı. Bilgisayar başında sabahlıyorlar artık. Bu yeni dönem nedense böyle. Hiç tasvip etmiyorum ama insanların keyfi kararı bu yöndedir.
- MATRANÇ -
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 11 Ziyaretçi