25-04-2009, 00:18
Türkiye Satranç Federasyonu web sayfasında yer alan
23 Nisan 2009 tarihli "TSF Davayı kazandı!"başlıklı
haberde Federasyonumuzun Avrupa Satranç Birliği aleyhine
açtığı davanın sonucu bildirilmektedir.
Bu haberde yer alan bir cümlenin üzerinde çok iyi
düşünmemiz gereklidir:
"...Son 3 yıldır TSF'ye karşı hasımane bir tutum içine
giren,içimizdeki mihrakları da bu tutum çerçevesinde
Ülkemiz çıkarları aleyhine kullanan ECU Yönetiminin bu
karardan sonra istifa etmesi bekleniyor."
Avrupa Satranç Birliği içimizdeki mihrakları Ülkemiz
aleyhine nasıl kullanır?Bu iddia karşısında yorum yapmak
zordur.İçimizdeki mihraklar kimlerdir ve kaç kişidirler?
Bunu söylemek de zordur.
Hatırladığım kadarı ile bu dava hakkında içimizde çok
sayıda yorum yapılmamıştır.Dava dosyasını incelemeden fikir
yürütmek mümkün değildir.Dava hakkında yapılmış olan az
sayıdaki yorumun,Ülkemizin çıkarlarını zedeleyen bir bölümü
olmadığını düşünüyorum.
Ancak esas amacımız Türk Satrancının çıkarlarını korumak
ve Türk satrancının en hızlı şekilde gelişmesini sağlamak
ise aşağıdaki soru tartışılmalıdır:
Dava kapsamında adıgeçen,2009 Avrupa Bireysel Satranç Birinciliği,
2009 Avrupa Kulüpler Kupası ve 2009 Avrupa Yaş Grupları Birin-
ciliğinin Türk Satrancının dikey gelişimine verim sağlayacağına
inanıyor muyuz?
İlk 2 yarışma bana göre bu aşamada Türk Satrancına verimli
olmayacaktır.Çünkü bunlardan ilkinde yerli oyuncularımız birbiri
ile oynayacaktır.İkincisinde ise ancak tamamen yabancılardan kura-
cağımız bir takımın oynama şansı vardır.Zaten geçen sene bu yarış-
maya Türkiye'den hiçbir kulüp katılmamıştır.Herhalde Federasyon
herhangi bir kulübümüzün katılmasını doğru bulmamıştır.
Bizim için sadece Avrupa Yaş grupları Birinciliği verimli
olabilir.Ancak bu verim de çok sayıda çocuğumuzun katılımı
sağlanabilirse gerçekleşir.Bu takdirde bu 3 ncü seçenek için
yapılacak harcamaların karşılığı alınabilecektir.
Gelin hep birlikte Türk Satrancının çıkarlarını konuşalım!
Avrupa Satranç Birliğinin içimizdekileri kullanması o kadar
kolay değildir!2008 Genel Kurulunda yaptığım kısa konuşmada
"kol kırılır,yen içinde kalır"hatırlatmasını yapmıştım.İçerden
dışarıya Türkiye Satranç Federasyonu aleyhine bir hareket olma-
cağına inanıyorum.Diğer yandan Federasyon yetkililerinin de
iç meseleleri, yüzlerine gülenleri hemen dost bilip anlatmayacağını
düşünüyorum.
23 Nisan 2009 tarihli "TSF Davayı kazandı!"başlıklı
haberde Federasyonumuzun Avrupa Satranç Birliği aleyhine
açtığı davanın sonucu bildirilmektedir.
Bu haberde yer alan bir cümlenin üzerinde çok iyi
düşünmemiz gereklidir:
"...Son 3 yıldır TSF'ye karşı hasımane bir tutum içine
giren,içimizdeki mihrakları da bu tutum çerçevesinde
Ülkemiz çıkarları aleyhine kullanan ECU Yönetiminin bu
karardan sonra istifa etmesi bekleniyor."
Avrupa Satranç Birliği içimizdeki mihrakları Ülkemiz
aleyhine nasıl kullanır?Bu iddia karşısında yorum yapmak
zordur.İçimizdeki mihraklar kimlerdir ve kaç kişidirler?
Bunu söylemek de zordur.
Hatırladığım kadarı ile bu dava hakkında içimizde çok
sayıda yorum yapılmamıştır.Dava dosyasını incelemeden fikir
yürütmek mümkün değildir.Dava hakkında yapılmış olan az
sayıdaki yorumun,Ülkemizin çıkarlarını zedeleyen bir bölümü
olmadığını düşünüyorum.
Ancak esas amacımız Türk Satrancının çıkarlarını korumak
ve Türk satrancının en hızlı şekilde gelişmesini sağlamak
ise aşağıdaki soru tartışılmalıdır:
Dava kapsamında adıgeçen,2009 Avrupa Bireysel Satranç Birinciliği,
2009 Avrupa Kulüpler Kupası ve 2009 Avrupa Yaş Grupları Birin-
ciliğinin Türk Satrancının dikey gelişimine verim sağlayacağına
inanıyor muyuz?
İlk 2 yarışma bana göre bu aşamada Türk Satrancına verimli
olmayacaktır.Çünkü bunlardan ilkinde yerli oyuncularımız birbiri
ile oynayacaktır.İkincisinde ise ancak tamamen yabancılardan kura-
cağımız bir takımın oynama şansı vardır.Zaten geçen sene bu yarış-
maya Türkiye'den hiçbir kulüp katılmamıştır.Herhalde Federasyon
herhangi bir kulübümüzün katılmasını doğru bulmamıştır.
Bizim için sadece Avrupa Yaş grupları Birinciliği verimli
olabilir.Ancak bu verim de çok sayıda çocuğumuzun katılımı
sağlanabilirse gerçekleşir.Bu takdirde bu 3 ncü seçenek için
yapılacak harcamaların karşılığı alınabilecektir.
Gelin hep birlikte Türk Satrancının çıkarlarını konuşalım!
Avrupa Satranç Birliğinin içimizdekileri kullanması o kadar
kolay değildir!2008 Genel Kurulunda yaptığım kısa konuşmada
"kol kırılır,yen içinde kalır"hatırlatmasını yapmıştım.İçerden
dışarıya Türkiye Satranç Federasyonu aleyhine bir hareket olma-
cağına inanıyorum.Diğer yandan Federasyon yetkililerinin de
iç meseleleri, yüzlerine gülenleri hemen dost bilip anlatmayacağını
düşünüyorum.
Ateş Ülker