Başkanın “Bir Anı” yazısına cevap
#1
Değerli Satranç Camiası,
Aday olmayacağını açıklayan Sayın Ali Nihat Yazıcı TSF sayfasında anılarını yazmaya karar vermiş.İnşallah yakında kitabı da çıkar.Yalnız bir şey var.”Bir Anı” yazısında Başkan üçüncü kez şahsımla ilgili 2004 Ürgüp Avrupa Yaş Grupları Şampiyonasını gündeme taşıyor.İlkin kapatılan TSF forumunda,ikinci kez Selim Gürcan’la yapılan söyleşide ve şimdi bu yazısında.Her seçimden önce buna neden ihtiyaç duyuyor acaba!.Benimle alıp veremediği ne var ki? 2004 yılından bu yana üst düzey yarışmalarda da görev almıyorum. Yoksa Başkanın başka bir niyeti mi var?
Ali Nihat Yazıcı “Bir Anı”da yazmış:
“……..Toplantıda hakem arkadaşlarımıza yaptığımız şampiyonanın öneminden söz ettim. Kulağıma gelen temel sıkıntıları alacakları tazminat ücretiydi. Özerk olmadan önce, konaklama ve yemek karşılanıyorsa, hakemler 1/3 görev ücreti alırlardı. Genel Sekreterimiz, her ne kadar özerk olsak da, Genel Kurul kararı almadan tam ücret ödeyemeyeceğini söylüyordu. Ben de hakem arkadaşlarımıza, 'elimden geleni yapacağımı, başkan olsam da olmasam da ilk genel kurulda bu durumu düzelteceğimi ilettim ve söz verdim. Sözüm senettir, siz işinize bakın hepinizin unutmaması gereken, ülkemizde ilk kez bu kadar önemli bir Avrupa Şampiyonası düzenleniyor olmasıdır', diye vurguladım.Ben sözümü bitirdim, tam karşımda oturan Müslim Ersoy sözü aldı, aynen şu sözleri söyledi:'Başkan bey, Başkan bey, lafla peynir gemisi yürümez! Bu laflara karnımız tok! Ya bu akşam ödememizi tam yaparsın, ya da yarın sabah hepimiz gideriz' dedi.Aynen böyle söyledi, isimleri yazıyorum, sorabilirsiniz. Çok şükür anımsadığım kadarıyla tüm bu dostlarımız yaşıyor….”

Sayın Ali Nihat Yazıcı,daha önce yazdığımın yaklaşık olarak aynısını aktarıyorum.
2004 Ürgüp’te ben Başhakem yardımcısı olarak Türk hakemlerin hakkını savundum.10 gün süreyle ailesinden,iş yerinden ayrılmış ,görev bilinciyle işini en iyi şekilde yapan ,sırtıyla masa sandalye taşıyan hakem arkadaşlarım Avrupa Şampiyonası gibi bir yarışmada 115 TL’yi hak etmiyordu.Yabancı hakemlere ödenen ücret Türk hakemlerine de ödensin.Yabancı hakemlerin de Türk hakemleri gibi aynı otelde kaldıkları,yediklerini ve içtiklerini TSF karşıladığını ama ortada ücret farkı olduğunu söyledim.Toplantıda bunları dile getirdim.Öyle yarışmayı terk ederiz falan filan hepsi palavra.Siz ne dediniz :Mevzuat gereği bunun mümkün olmadığını.Bunu kabul etmeyen çeksin gitsin!
Türk hakem sayısı 30 idi.Şimdiye kadar da hiç kimse çıkıp da evet Başkan haklı demedi.Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Bütçe Dairesine baş vurarak ek olur ile bu işi halledebilirdiniz.Bunu Recep Şahin bey de biliyordu.Ama siz yapmadınız.
Daha önce sorup da hala cevabını alamadığım soruları size son bir kez daha sormak istiyorum:
1-Yabancı hakemlere yaptığınız ödeme Türk hakemlerine o zaman mevzuat gereği yapılamayacağını söylediniz.Mevzuatın arkasına sığındınız!Peki,2003 Silivri Avrupa Bireysel Şampiyonasında mevzuat yok muydu? Neden o zaman Türk hakemleri yabancılarla aynı ücreti aldı?
2-Şampiyonadan sonra Genel Kurulda düzeltilmeye gidileceğini ve hakemlere hak ettikleri ücretleri ödeyeceğinize dair söz verdiniz.Bunun için hakemler dilekçe versinler dediniz.30 kişinin verdiği bu dilekçelerin akıbeti ne oldu?Verilen söz tutuldu mu?Tutulduysa kimlere ne kadar ödeme yapıldı?Yoksa dilekçeler çöpe mi gitti?
3-Tarafımdan söylenen 'Başkan bey, Başkan bey, lafla peynir gemisi yürümez! Bu laflara karnımız tok! Ya bu akşam ödememizi tam yaparsın, ya da yarın sabah hepimiz gideriz' (Selim Gürcan’la yapılan söyleşide başka şekilde ifade edilmiş)sözleri tamamen uydurmadır ve bu sözler satranç kamuoyunu yanıltmaya yöneliktir.Sanki biz bu yarışmanın önemini bilmiyorduk.Başhakem Cengi Keleş ile birlikte ben onun yardımcısı olarak ve tüm hakem arkadaşlar bu şampiyonada Türkiye’nin ev sahipliği onurunu korumakla yükümlüydük.Yarışmada herhangi bir aksaklık oldu mu? Hakemlerden kaynaklanan hatalar oldu mu? Zdravko Nedev ,Elizabet Polihroniade ve diğerlerinden övgü ve takdirler aldık.Hakemlere özel plaket töreni düzenleyen siz değil miydiniz?
4-“Disiplin Kuruluna vermem gerekiyordu.Dua etsinler ki vermedim” diyorsunuz.”Şantaj yapan ve tehdit eden” bir hakemi yarışmanın selameti açısından hemen Başhakem yardımcılığı görevinden alıp evine gönderebilirdiniz? Niye yapmadınız? Çünkü ortada hakemlere yapılan bir haksızlık vardı.
5-O zaman MHK’dan istifa ettikten sonra benimle niye görüşme ihtiyacı duydunuz? Selçuk beyi ve Halil Hilmi beyi ikna ettiğiniz gibi beni de tekrar MHK dönmem için ikna etmeye çalıştınız mı?
6-Bu Şampiyonaya Federasyon davetlisi olarak kaç tane yabancı misafir geldi ve bunların masrafları “mevzuata“ uygun olarak mı karşılandı,yoksa bilemediğimiz başka hesaplar mı vardı?
Bu sorulara cevap vermenizi bekliyorum.
Bay Başkan, 2008 seçim öncesi tüm camiayı kucaklamak istiyordunuz,kapıları da sonuna kadar açacağım diyordunuz. “Herkesi kucaklayan çok daha iyi bir federasyon” arzusu ile tekrar seçim kazandınız ama kalbini kırdığınız yüzlerce kişiyi tekrar nasıl kazanacaksınız? Daha önce size destek veren,sizinle çalışanlar dışlandı.Sizin yanınızda yer almadılar diye kendini hakemlikte ispatlamış kişilere hiç görev verilmedi. Federasyonda çalışan değerli kişilerin görevine son verildi, sizinle aynı fikirde olmadığı için camiada bir çok kişiye ceza verilmesini sağladınız.
Herkesin bildiği gibi Türkiye Satranç Federasyonun kurum olarak bir misyonu var.Bu misyonunu gerçekleştirirken adaletli,dürüst ve herkese yaklaşımı aynı ölçüde olması beklenir.Fakat,üzülerek ifade etmek istiyorum ki,bu yaklaşımı sizde görmek ve anlamak mümkün olmadı sayın Ali Nihat Yazıcı.

Bende anılarımdan iki tanesini kısaca anlatayım:
-Başkan Ali Nihat Yazıcı 3 Şubat 2007 yılında bir söyleşide “Okulda Satranç” projesi çerçevesinde 25 bin sertifikalı öğretmen yetiştirdiğini ve bunlara her hafta 1000(bin) öğretmen eklendiğini tüm dünyaya duyurdu.Herkesin ağzı açık kaldı.Rusya’da adıyla sanıyla bilinen bir arkadaşım bana bunların gerçek olup olmadığını sordu.Ne dediğimi tahmin edebilirsiniz.Guines rekorlar kitabına aday olabilirdik.
-Ben büyük işlerin adamıyım diyen Başkan 2008 yılında Azerbaycan’da verdiği bir röportajda Allahın yardımı ile 2014 veya 2018 yılında FİDE Başkanı olma arzusunda olduğunu belirtti. Zeki ve Hırslı olduğunu biliyoruz ve inşallah hayali gerçekleşir!
Ama atasözlerini unutmamalı!

Değerli Satranç Camiası,
Seçim tarihine çok az günler kaldı.Şimdiye kadar Ali Nihat Yönetiminin yaptıkları ortada.Kendini kurtarma peşinde olan Başkan ve emanetçisi Gülkız Tülay hanım satrancı nerelere götürecek?
Herkes şapkasını önüne alsın ve düşünsün! Bundan sonra kiminle daha iyi olacak?
Ben Cengiz Keleş’in adaylığını destekliyorum.Onun yönetiminde Türk satrancı daha iyi yerlere taşınacağından eminim.
Herkesin Kurban Bayramını kutluyor,sağlık ve esenlikler diliyorum.
Saygılarımla,Müslim Ersoy – İA FİDE
Ara
Cevapla
#2
İşte budur!

TSF Forumu kaptıp da TSF WEB sayfalarını balkonundaki barbekü gibi kullanması değil!...
Cevapla
#3
TSF Formu zaten gerçekler yazıldığı için kapatılma dımı değerli arkadaşlar. İnsanların hür iradelerine ve görüşlerine yer vermelerinin yanlış olduğunu bildikleri ve zor durumda kaldıkları için formu kapattılar. İsteseler şimdi açabilirler neden yapmıyorlar.

Müslim Ersoy Hocamızın sorduğu soruların cevabını bende merak ediyorum.

İnşallah Başkan bey bu soruları en kısa kazanda cevaplar.
Ara
Cevapla
#4
Eleştirileri dikkatle okudum.

Aklıma bi konu takıldı. Bazı arkadaşlar Karaman'da, Osmaniye'de bügünkü seçimin kritik hamlelerini 3-4 yıl öncesinden yaparken bir kısım arkadaş neredeydi?

Ali Nihat Yazıcı'nın söylediklerinin aksini iddia etmeniz için illa şahsınızın aleyhine bir yazı mı yazılması gerekiyordu?

Bakın, tam da bunu eleştiriyordum 4 önce yazdığım mesajda. mersoy adlı kullanıcı bugüne kadar yapılan haksızlıklara, ortaya konan haksız ithamlara sessiz kaldı. Ne var ki kendi adı geçince cevap vermekte gecikmedi. Ne kadar iyi niyetli, ne kadar haklı olursa olsun, bu tavır bile başlı başına bir kayıp nedenidir. Oylar kime giderse gitsin...
Ara
Cevapla
#5
Merhaba Oktay bey,
Haklısınız ,şimdiye kadar yazmadım.Korktuğum için veya Ali Nihat bey bana ceza verdireceğinden değil.Umurumda olmazdı.Sağlık problemleri,emeklilik problemleri derken zaman akıp gitti.Bunlar tabii ki bahane değil!Bağışlayın ama büyük saygı duyduğum Ateş Ülker bey gibi bende yaşını almış gitmiş biriyim.Çoluk çocuk torun sahibiyim.Onlar da satranç oynarlar.Polemikleri sevmem.
Yıllardır Ateş bey Türk satrancın sorunlarını forum sayfalarına taşıdı.Onun tabiriyle “sessiz” çoğunluğun sesi oldu. Doğruları yazmaya yorulmadı ama maalesef bizim camiamız öyledir.Birine bir şey dokunduğu zaman cevap verir.Başka biri de niye cevap verdi diye eleştirmeye kalkar.Camia bölünmüş, parçalanmış durumda.Haklı olarak bazı arkadaşlar kulüpleri bir “birlik” çatısı altında toplayalım diyorlar. Kulakları çınlasın eski genel sekreter Yıldırım Güner bey’in.Ben bir çok federasyonda çalıştım ama satranç camiası gibi zor bir camia görmedim diyordu!!Ama sıra lafa geldiğinde “Biz bir aileyiz” diyoruz.
Neler görmedik ki.AN Yönetiminin uygulamalarına karşı çıktığımız zaman bizi destekleyenler de oldu,eleştirenler de.Biz sizin yanındayız deyip de saf değiştirenler de oldu.Örnekleri çok. 2008 seçimlerinde oyumuzu ANY’ya veririz ama kulübümüze şu kadar para veya şu yerlerde görev isteriz diyenleri de duyduk.Bunlar satranç camiasında “sır “ olarak bilinmektedir.Daha birçok böyle “sırlar” vardır.
Sizin gibi kalemi güçlü,genç ve dinamik arkadaşlar doğruları yazmaya devam etsin! Bayrak gençlerin elinde olmalı.
Kişiliğinden,mertliğinden,onurundan zerre kadar geri adım atmayan çok değerli arkadaşlar var.Biz onlarla kalben ve ruhen beraberiz!
Oyların doğru yere gitmesi dileğimle…
Yolu Tekirdağ’a düşen herkesi Kalite Satranç Eğitim Merkezine beklerim.
Selam ve saygılarımla .Müslim Ersoy.
Ara
Cevapla




Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi