20-12-2010, 13:34
Sn Aktaş "Halı" başlıklı bir yazı yazmış. İzniyle çok beğendiğim bir bölümü kopyalıyorum;
"Sorun burada daha dokuma aşamasında halıyı okuma sorunudur. Eski beyler bu marifete sahip iken bizler önümüze sunulan yazıları okumaktan aciz bir toplumun içerisinde debelenip duruyoruz ve bizleri istemediğimiz hükümlere kurban etmeye devam ediyorlar. Bunca yıldır yazdığım yazıların her aşamasında “yeşil üstüne al” dokudum. Ortalık kıpkırmızı oldu ben başkalarının yaptığından utandım kızardım ama başkalarının yüzü hiç kızarmadı.
Okuma özürlü bir toplumuz. Okuduğumuzu sanan, ama okuduğunu yanlış okuyan, anlamayan, anlasa da semer ağacını kıran, aptallığın çoğunluk olduğu bir ülke olduk.
Okumayı bilir misiniz? Biliriz? Nedir okumak?
Yazılı, görsel, işitsel ve diğer duyusal yollarla iletilen bir metindeki (metin nedir?) “iletiyi” alabilme, yorumlayıp anlayabilme yeteneğidir okumak. Satrancın bir amacı da bu yeteneği geliştirmektir. Dakikada milyonlarca hamle hesaplayan satranççılarımız ne milyonlarca hamle hesapladığını biliyor, ne de okuduğunu anlıyor. Anlamak ile anlanmak arasında debelenip duruyorlar, çoğu... Nitelikli bir azınlığı ayırmam gerek kuşkusuz...
Fırlatılan okun ucundaki iletinin algılanıp yorumlanıp anlaşılmasıyla başlar Türkçede okumak.
Tıpkı yapılan hamlenin anlamını çözmek gibidir. "
Başkan adaylarımızdan Sn Cengiz Keleş'in ,hiç olmazsa şurada yazılı olanları anlayıp ,benim yazdıklarımı tekrar okumasını rica ediyorum.
TSF Başkanı Sn A.N. Yazıcı'nın "ekmek meselesi" sini daha dikkatli okuyup değerlendirdiğini umuyorum.
"Sorun burada daha dokuma aşamasında halıyı okuma sorunudur. Eski beyler bu marifete sahip iken bizler önümüze sunulan yazıları okumaktan aciz bir toplumun içerisinde debelenip duruyoruz ve bizleri istemediğimiz hükümlere kurban etmeye devam ediyorlar. Bunca yıldır yazdığım yazıların her aşamasında “yeşil üstüne al” dokudum. Ortalık kıpkırmızı oldu ben başkalarının yaptığından utandım kızardım ama başkalarının yüzü hiç kızarmadı.
Okuma özürlü bir toplumuz. Okuduğumuzu sanan, ama okuduğunu yanlış okuyan, anlamayan, anlasa da semer ağacını kıran, aptallığın çoğunluk olduğu bir ülke olduk.
Okumayı bilir misiniz? Biliriz? Nedir okumak?
Yazılı, görsel, işitsel ve diğer duyusal yollarla iletilen bir metindeki (metin nedir?) “iletiyi” alabilme, yorumlayıp anlayabilme yeteneğidir okumak. Satrancın bir amacı da bu yeteneği geliştirmektir. Dakikada milyonlarca hamle hesaplayan satranççılarımız ne milyonlarca hamle hesapladığını biliyor, ne de okuduğunu anlıyor. Anlamak ile anlanmak arasında debelenip duruyorlar, çoğu... Nitelikli bir azınlığı ayırmam gerek kuşkusuz...
Fırlatılan okun ucundaki iletinin algılanıp yorumlanıp anlaşılmasıyla başlar Türkçede okumak.
Tıpkı yapılan hamlenin anlamını çözmek gibidir. "
Başkan adaylarımızdan Sn Cengiz Keleş'in ,hiç olmazsa şurada yazılı olanları anlayıp ,benim yazdıklarımı tekrar okumasını rica ediyorum.
TSF Başkanı Sn A.N. Yazıcı'nın "ekmek meselesi" sini daha dikkatli okuyup değerlendirdiğini umuyorum.