01-01-2011, 16:57
En güçlü duygularımızı artık tamlamalarla, benzetmelerle, vurgulamalarla değil her ağızda sakız olan sadece iki sözcükle anlatabiliyoruz: "inanılmaz", "süper".
Vedalaşırken "Kendine iyi bak." diyoruz; yani, "Benden fayda umma sakın, kendi başının çaresine bak."
Çocuğumuza "Anneciğim", "Babacığım" diyoruz. Aslında farkında olmadan
kendimize mi sesleniyoruz?
Çocuğumuzdan bahsederken, "Ateşi var, öksürüyor" yerine "Ateşimiz var, öksürüyoruz" demek hoşumuza gidiyor.
"Akıl", "zihin" çok soyut geldiği için dilimizden attık. Yalnızca "kafa" kullanıyoruz. "Kafanda canlandır", "kafanda tut", "çok kafalı".
Dilde fakirleşme, düşüncede fakirleşmeyi getirir.
Dilimize özen göstermiyor olabiliriz, bu ayrı bir konu; ama
diline özen göstermeye çalışanlara "Boş işlerle uğraşma" demek nasıl
bir tepkidir?
Vedalaşırken "Kendine iyi bak." diyoruz; yani, "Benden fayda umma sakın, kendi başının çaresine bak."
Çocuğumuza "Anneciğim", "Babacığım" diyoruz. Aslında farkında olmadan
kendimize mi sesleniyoruz?
Çocuğumuzdan bahsederken, "Ateşi var, öksürüyor" yerine "Ateşimiz var, öksürüyoruz" demek hoşumuza gidiyor.
"Akıl", "zihin" çok soyut geldiği için dilimizden attık. Yalnızca "kafa" kullanıyoruz. "Kafanda canlandır", "kafanda tut", "çok kafalı".
Dilde fakirleşme, düşüncede fakirleşmeyi getirir.
Dilimize özen göstermiyor olabiliriz, bu ayrı bir konu; ama
diline özen göstermeye çalışanlara "Boş işlerle uğraşma" demek nasıl
bir tepkidir?