10-02-2011, 01:55
Şapka devrimi konusunda yazılanlar tümüyle katıksız yalan. Hatta gerçekler senin kafanda düşleyemeyeceğin kadar buna zıt. İstanbul’un en önemli üniversitelerinden birinde, ünlü bir öğretmen, öğrencilerine “Kurtuluş Savaşı gerçekte olmamıştır, olsaydı bu kadar kısa sürede bitmezdi” diye ders anlatıyor ve büyük olasılıkla öğrencilerinin sınavını da bunun üzerine kuruyor. Kurtuluş Savaşı’nın gerçekte olup olmadığını nasıl anlarsın: Araştırarak. Şapka devrimi konusuna da böyle bakacaksın. Merak ediyorsan araştıracaksın, merak etmiyorsan konuşmayacaksın. Marmaray konusunda senin bilmediğin bazı şeyler var. Onları öğrendiğin zaman büyük olasılıkla fazla şaşırmayacaksın, ama “duble yollar” konusunda şansın yaver gider de bir iki şey öğrenirsen, işte o zaman “ben bu dünyada yaşamıyormuşum” diyecek kadar şaşıracaksın.
Açıkçası bana faşist ve daha fazlasını demiş olmana fazla da kızdığım yok. Çünkü beni tanısaydın bunları söylemiş olmaktan ve tüm bu yaklaşımlarından ne kadar üzüntü duyardın, sen bilmiyorsun ama ben biliyorum. Bu nedenle benim kalbim, sana olan kızgınlığı fazla tutmaz. Beni sürekli, birçok şeyle suçluyorsun. Benzer suçlamaları ben de senin için yapabilirdim, bunu sen de biliyorsun. Ama benim gözümde asıl suçlu olan sen değilsin. Ben eğer sana kızacak olursam, suçu sende ararsam, asıl suçlulara kızacak güç ve enerjiyi kendimde bulamam, hedefi şaşırırım.
Beni sürekli konuyu çarpıtmakla suçladın. Ben buna ses çıkarmadığım gibi, sözügeçen konularda senin o tür davranışlarını da yüzüne hiç vurmadım. Senin bana hiç düşünmeden söylediğin türlü türlü şeyleri, ben sana kolay kolay söyleyemem. Ama şunu söyleyeyim: Ben konuları çarpıtmam, çünkü kendime güvendiğim konularda tartışmaya girerim ve tartışmaya girdiğim konularda kendime çok güvenirim.
Şimdiye kadar, yazdıklarıma aldırmayacağını bile bile seninle şu tartışmayı sürdürdüm ve sorduğun soruların herbirine fırsat buldukça uzun birer karşılık vermeyi düşünüyordum. Çünkü bugün olmasa da bir gün, sana söylediğim şeylerin etkisini gösterip sana yararı olacağını düşünüyordum. Ama sen, tartışma ilerledikçe çirkinleşiyorsun ve ben senin daha fazla çirkinleşmeni görmek istemiyorum. Senin bana kızgınlığın yüzünden gözden kaçırdığın şey şu: Sen sanıyor musun ki ben sana yanıt verebileyim yada veremeyim, gerçekleri birgün anlamayacaksın? Bugün burada yazdıklarını, unutacağını mı sanıyorsun? Sen benden hiçbirşey öğrenme, bir tek şunu öğren: Gelecekte vicdanın karşısında sıkıntıya düşeceğin davranışlarda hiçbirzaman bulunma. Bu da sana son sözümdü.
Açıkçası bana faşist ve daha fazlasını demiş olmana fazla da kızdığım yok. Çünkü beni tanısaydın bunları söylemiş olmaktan ve tüm bu yaklaşımlarından ne kadar üzüntü duyardın, sen bilmiyorsun ama ben biliyorum. Bu nedenle benim kalbim, sana olan kızgınlığı fazla tutmaz. Beni sürekli, birçok şeyle suçluyorsun. Benzer suçlamaları ben de senin için yapabilirdim, bunu sen de biliyorsun. Ama benim gözümde asıl suçlu olan sen değilsin. Ben eğer sana kızacak olursam, suçu sende ararsam, asıl suçlulara kızacak güç ve enerjiyi kendimde bulamam, hedefi şaşırırım.
Beni sürekli konuyu çarpıtmakla suçladın. Ben buna ses çıkarmadığım gibi, sözügeçen konularda senin o tür davranışlarını da yüzüne hiç vurmadım. Senin bana hiç düşünmeden söylediğin türlü türlü şeyleri, ben sana kolay kolay söyleyemem. Ama şunu söyleyeyim: Ben konuları çarpıtmam, çünkü kendime güvendiğim konularda tartışmaya girerim ve tartışmaya girdiğim konularda kendime çok güvenirim.
Şimdiye kadar, yazdıklarıma aldırmayacağını bile bile seninle şu tartışmayı sürdürdüm ve sorduğun soruların herbirine fırsat buldukça uzun birer karşılık vermeyi düşünüyordum. Çünkü bugün olmasa da bir gün, sana söylediğim şeylerin etkisini gösterip sana yararı olacağını düşünüyordum. Ama sen, tartışma ilerledikçe çirkinleşiyorsun ve ben senin daha fazla çirkinleşmeni görmek istemiyorum. Senin bana kızgınlığın yüzünden gözden kaçırdığın şey şu: Sen sanıyor musun ki ben sana yanıt verebileyim yada veremeyim, gerçekleri birgün anlamayacaksın? Bugün burada yazdıklarını, unutacağını mı sanıyorsun? Sen benden hiçbirşey öğrenme, bir tek şunu öğren: Gelecekte vicdanın karşısında sıkıntıya düşeceğin davranışlarda hiçbirzaman bulunma. Bu da sana son sözümdü.