Anlaşmalı beraberlikleri önlemek için çözüm önerisi
#6
Sportif mücadelelerle ilgili değerlendirmeler, olası sonuçlara göre yapılmalıdır. Var olan değerlendirme şekilleri, hayati bir ihtiyaç belirmediği sürece sekteye uğratılmamalıdır bence.

Masa tenisi, ya da voleybol gibi sporlar iki sonuçludur. Keza basketbol, eşitlik bozulana kadar uzatma periyotları alır ve galip belli olana kadar devam eder. Dolayısıyla adı geçen sporların değerlendirmeleri iki sonu üzerinden olur. - ya da +. Bu sporlarla ilgili tüm stratejiler, kurallar ve uygulamalar bu sonuçlara göre düzenlenir, planlanır ve uygulamaya konur. Sporcu yetiştirmeden tutun, profesyonel bir sporcunun müsabaka değerlendirmesi yapmasına kadarki tüm süreçlerde bu kültürün payı vardır.

Satranç ise, tıpkı futbol gibi, üç sonuçlu bir oyundur. Özel eleme turları (knock out) olmadıkça durum böyledir, taraflardan birinin eşitliği bozması beklenmez. Dolayısıyla bu sporlarda değerlendirme -, + ya da = skorları üzerinden, üç ihtimalli olarak yapılır. En küçük yaştaki sporcuların yetişmesinden tutun, dünya şampiyonluğu seviyesindeki en üst sınıf oyuncuların detaylı stratejilerine kadar herşey bu üç sonuca göre planlanır, düzenlenir ve uygulanır.

Amerikalıları bilir misiniz? Spor kültürlerinde beraberlik yoktur. Boksta her iki sporcu ayakta kalsa da 12. raund sonunda hakem kararı birini galip ilna etmelidir. Basketbolda beraberliği kabul etmezler, az önce değindiğim gibi. Rugby gibi estetik, hıza ve plana dayalı bir oyunu alıp kafalarına göre sertleştirip çirkinleştirmişlerdir, yine beraberlik yoktur, elbette. Mutlaka bir kazanan olmalıdır. Her iki sporcudan, ya da taraftan biri mutlaka galip gelmelidir. Bundan neden mi bahsettim? Birçok spor dalında Amerikan etkisi direk ya da dolaylı olarak hissedildiği ve bu baskı uygulandığı için.

Futbolda "Altın Gol" kuralı bahsettiğim etki sayesinde konmuştur. Amaç gol atmayı teşvik etmekti, hatırlarsanız. Sonra ne mi oldu? Uzatmalarda yenen bir gol, maçın anında bitmesi anlamına geldiği içinn takımlar çılgınca defans yapmaya başladılar. Bu tavrın doğal sonucu olarak uzatmaya giden neredeyse tüm maçlar penaltı atışlarına sarktı. Yani amacın tam aksine bir olay oldu. Sonuç? Kural kaldırılarak eski uygulamaya dönüldü. Takımların üzerindeki baskı azaldığından dolayı uzatmalarda bile iyi futbol izlemeye başladık, son Dünya Kupasını hatırlayınız lütfen.

Voleybolda "maçlar uzuyor" gerekçesiyle 15'lik set sayısı sisteminden 25'lik sisteme geçilmesini hatırlayınız lütfen. Maçlar daha hızlı oldu da ne oldu? En zevkli olaylardan ve en çok kafa patlatılan konulardan biri olan servis kırma, ya da doğru savunma, arka plana itilmiş oldu. Sonuç? Amerikan etkisi bu spora da mutluluktan ziyade stres getirdi. Sistem varlığı sürdürse de modifikasyon istekleri yüksek sesle dile getirilir oldu.

Satranç üç sonuçlu bir oyundur efendiler. Ve aynı galibiyet ve mağlubiyet gibi, beraberlik de sporun doğasında vardır. Hiçbir beraberliği "anlaşmalı" olduğu gerekçesiyle küçmseyemezsiniz, ya da yasaklayamazsınız. Sanki galibiyetler ya da mağlubiyetler çok temiz oluyor da, beraberlikler mi kirli? Teorik olarak hepsinin töhmet altında kalabilme olasılığı aynıdır, unutmayınız lütfen.

Oyuncuların iddiası var, diyelim. Biri 2500, öbürü ise 2520 ELO, atıyorum. Altta da 2350'lik 4-5 rakip var, ne yapacaklar? Siz olsanız ne yaparsınız? Dürüst olun lütfen! O seviyeye kadar nasıl gelinir, bir düşünün. Kazanılan ELO ne kadar çoksa riskin ve olası kayıpların o kadar ağır gelebileceğini unutmayın.

Kısa beraberlik bence oyuncuların dürüstlüğünü gösterir! O adamlar isteseler öyle bir beraberlik yaparlar ki, 70 hamle sürer ve kimsenin de ruhu duymaz. Yeter ki niyetleri aynı olsun. Kısa sürede berabere yapan oyuncular dürüstçe davranmış ve enerjilerini sonraki turlara saklama niyetlerini açıkça ortaya koymuşlardır, mesele bu kadar haklı ve basittir.
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Menderes Sargın - 15-02-2011, 09:38
Anlaşmalı Beraberlik - Yazar: Cengiz Keleş - 15-02-2011, 10:21
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Menderes Sargın - 15-02-2011, 10:44
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: ibrahimethemAy - 15-02-2011, 11:13
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Oktay ERTAN - 16-02-2011, 00:59
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Menderes Sargın - 16-02-2011, 02:06
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Erdem Pekol - 16-02-2011, 12:56



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi