03-03-2011, 09:32
Türk Satranççıları dünya satrancının 1. liginde değildir. Şöyle kaba bir yaklaşımla her yüz puanlık rating grubunu 1 lig kabul edelim. Fidenin mart listesine göre 2800 üstü 3 oyuncu vardır. 2700-2799 arası 35 oyuncu bulunmaktadır. Listenin tamamı sıralı verilmediği için 2600-2699 arasında kaç oyuncu olduğunu tespit edemedim ancak 100. oyuncunun puanı 2647.
Şimdi bizim oyuncularımızın durumuna bakalım. (Kusura bakmasın Gurevich'i saymıyorum ama onun bile puanı 2613) En yukarda Suat Atalık var 2616 puanla (ki bir süredir aktif değil) aktif oyuncular içindeki dünya sıralaması 170. Ondan sonraki en yüksek ratingli oyuncumuz Barış Esen 2528 (aktifler arasında 577.)ve diğerleri Mustafa Yılmaz 2488 (911.), Emre Can 2487 (928), Ekaterina Atalık 2444 (1400.), Kıvanç Haznedaroğlu 2440 (1454.), Mert Erdoğdu 2423 (1728.)
Bana sorarsanız bir oyuncunun dünya şampiyonluğuna oynuyorum diyebilmesi için (böyle bir kural yok elbette) ilk 10 içinde olması ve 2750 nin üzerinde bir rating sahibi olması gereklidir. Bildiğim kadarıyla Suat Atalık'ın gördüğü en yüksek rating 2632. Suat Atalık'ın dünya şampiyonluğu için knock out turnuvasında oynadığını ve yanılmıyorsam 2. turda elendiğini hatırlıyorum. Ondan önce de Türk satranççıları zonal turnuvalarında sayısız kere yeraldılar ancak bunlardan birini kazanıp interzonal turnuvasına gitme başarısını gösteremediler. Şu anki durumda da bırakın dünya şampiyonluğunu 2600 ün üzerine 1 satranççı daha sokabilmek bile başarı olur.
Azeri oyunculardan Radjabov 5-6 yıl önce oldukça parlak satranç oynuyordu ancak satrancı düşüşe geçti. Mamedyarov ise düzenli olarak ilk 10 da yeralıyor ancak dünya şampiyonluğu için çok yol alması gerek. Magnus Carlsen bu konudaki en kuvvetli (ve en genç) aday. Ancak Carlsen yapılacak turnuvaya katılmama kararı aldı.
Bana sorarsanız satrançta Dünya şampiyonluğu eski önemini yitirdi. Bunun sorumlusu kısmen Kasparov'dur kısmen de kuralları sürekli değiştiren FIDE. 90lı yılların sonunda Kasparov'un FIDE'ye açtığı (ve başarısızlıkla sonuçlanan) savaş sonucu uzun yıllar dünya satrancı ikiye ayrılmış bir şekilde devam etti. Öyle ki Kasparov sonrası dünya şampiyonu olanların listesi hem geniş kitleler tarafından bilinmez hem de bu ünvanı hiç haketmeyen oyuncularla doludur. Hal böyle olunca dünya şampiyonluğu kavramı anlamını yitirmiş oldu. Khalifman, Ponamariov, Kasımjanov gibi oyuncular Kasparov, Kramnik ya da Anand gibi oyuncular varken şampiyon ilan edilirse haliyle o ünvan önemini yitirir diye düşünüyorum.
Şimdi bizim oyuncularımızın durumuna bakalım. (Kusura bakmasın Gurevich'i saymıyorum ama onun bile puanı 2613) En yukarda Suat Atalık var 2616 puanla (ki bir süredir aktif değil) aktif oyuncular içindeki dünya sıralaması 170. Ondan sonraki en yüksek ratingli oyuncumuz Barış Esen 2528 (aktifler arasında 577.)ve diğerleri Mustafa Yılmaz 2488 (911.), Emre Can 2487 (928), Ekaterina Atalık 2444 (1400.), Kıvanç Haznedaroğlu 2440 (1454.), Mert Erdoğdu 2423 (1728.)
Bana sorarsanız bir oyuncunun dünya şampiyonluğuna oynuyorum diyebilmesi için (böyle bir kural yok elbette) ilk 10 içinde olması ve 2750 nin üzerinde bir rating sahibi olması gereklidir. Bildiğim kadarıyla Suat Atalık'ın gördüğü en yüksek rating 2632. Suat Atalık'ın dünya şampiyonluğu için knock out turnuvasında oynadığını ve yanılmıyorsam 2. turda elendiğini hatırlıyorum. Ondan önce de Türk satranççıları zonal turnuvalarında sayısız kere yeraldılar ancak bunlardan birini kazanıp interzonal turnuvasına gitme başarısını gösteremediler. Şu anki durumda da bırakın dünya şampiyonluğunu 2600 ün üzerine 1 satranççı daha sokabilmek bile başarı olur.
Azeri oyunculardan Radjabov 5-6 yıl önce oldukça parlak satranç oynuyordu ancak satrancı düşüşe geçti. Mamedyarov ise düzenli olarak ilk 10 da yeralıyor ancak dünya şampiyonluğu için çok yol alması gerek. Magnus Carlsen bu konudaki en kuvvetli (ve en genç) aday. Ancak Carlsen yapılacak turnuvaya katılmama kararı aldı.
Bana sorarsanız satrançta Dünya şampiyonluğu eski önemini yitirdi. Bunun sorumlusu kısmen Kasparov'dur kısmen de kuralları sürekli değiştiren FIDE. 90lı yılların sonunda Kasparov'un FIDE'ye açtığı (ve başarısızlıkla sonuçlanan) savaş sonucu uzun yıllar dünya satrancı ikiye ayrılmış bir şekilde devam etti. Öyle ki Kasparov sonrası dünya şampiyonu olanların listesi hem geniş kitleler tarafından bilinmez hem de bu ünvanı hiç haketmeyen oyuncularla doludur. Hal böyle olunca dünya şampiyonluğu kavramı anlamını yitirmiş oldu. Khalifman, Ponamariov, Kasımjanov gibi oyuncular Kasparov, Kramnik ya da Anand gibi oyuncular varken şampiyon ilan edilirse haliyle o ünvan önemini yitirir diye düşünüyorum.