25-03-2011, 22:09
Bir turnuva organizasyonunda hakemlerin salona oyuncu, antrenör ya da veli olsun izleyici almamasının kanımca gerçek ve görünür olmak üzere iki nedeni var. Görünür nedeni, izleyicilerin sorun çıkarma ihtimalini daha en baştan ortadan kaldırmak. Olur da öyle bir sorunun yaşanmasına ortam hazırlarsa satranç sevmeyen diğer hakemler tarafından sorumlu tutulmak, yapılmış hakem hatalarının bu konudaki öznesi olmak, üstü tarafından azarlanmak ve yeni bir görev alamamak korkusu. Gerçek nedeni ise böyle karar veren hakemlerin satrançsever olmayışları. Çünkü onlar bilmezler çok güzel bir partiyi izlemenin de oynamak kadar heyecan kattığını, keyif verdiğini…
İzlemenin serbest olduğu bir turnuvaya tanık oldum.Çocuk turnuvasıydı.Velilerin büyük bir kısmı kendileri için ayrılan bekleme salonundaydı.İzlemiyorlardı çünkü çoğu satranç bilmiyordu. Ama satranç bilmemesine rağmen, çocuğunun yaşadığı heyecana tanık olmak isteyen veliler de vardı. Onlar cesaret edip turnuva salonuna geldiklerinde uzaktan izlemeyi tercih ettiler. Çünkü nerede durmaları gerektiğini biliyorlardı. Çocuğun oyunu ile ilgili, antrenörünün yorumunu ilgiyle dinlediler, dinledikçe de merak ettiler, merak edince de satranç öğrenmeyi istediler. Öğrenince de çocuğuna gerekli en yakın rakip oldular. Arkadaşlarının oyununu izleyen çocuklar da maçı analiz etmeye çalıştılar, yorum yaptılar, izlerken rakibini tanımaya çalıştılar. Satranç konuşabildiler.Antrenör de öğrencisini, rakibini tanıdı, zayıflıklarını gördü. Edindiği izlenimleri hafızasına kaydetti, ne öğretmesi gerektiğini anladı. Kalan son maçta ise masayı üç kere sarmalayan büyük küçük izleyici grubu, geleceğin usta adaylarını nefesler tutulmuş şekilde heyecanla izledi. Kimse sorun çıkarmadı.Çünkü izleyenler ne yapılmaması gerektiğini biliyorlardı.İlk kez izleyenler ise nasıl davranılması gerektiğini tarttılar ve uyum sağladılar.Çünkü izlemenin yasak olmadığı bir turnuvadaydılar.
Sonuç olarak turnuvalar; nasıl bir satranç kültürünün gelişiminde gerekliyse, kuralları varsa uyum sağlamak gerekiyorsa ve hakemler bu konuda görevlendirilmiş kişilerse, izleme kültürünün de gelişmesi için kendine bunu görev edinmiş hakemler olmalıdır. Bu hakemler çok değerlidir ve en çok çocuklar tarafından sevilirler. Onlar aynı zamanda izlemeyi bilmeyen, sorun çıkaran kişilerin hem çok az, hem de bu toplulukta saygı duyulmayacak kişiler olduğunu ve aynı davranışı sürdürdükleri taktirde onların daha fazla tutunamayacaklarını bilirler.Ve onlar uğruna da bizleri feda edecek kararlar almazlar.
İzlemenin serbest olduğu bir turnuvaya tanık oldum.Çocuk turnuvasıydı.Velilerin büyük bir kısmı kendileri için ayrılan bekleme salonundaydı.İzlemiyorlardı çünkü çoğu satranç bilmiyordu. Ama satranç bilmemesine rağmen, çocuğunun yaşadığı heyecana tanık olmak isteyen veliler de vardı. Onlar cesaret edip turnuva salonuna geldiklerinde uzaktan izlemeyi tercih ettiler. Çünkü nerede durmaları gerektiğini biliyorlardı. Çocuğun oyunu ile ilgili, antrenörünün yorumunu ilgiyle dinlediler, dinledikçe de merak ettiler, merak edince de satranç öğrenmeyi istediler. Öğrenince de çocuğuna gerekli en yakın rakip oldular. Arkadaşlarının oyununu izleyen çocuklar da maçı analiz etmeye çalıştılar, yorum yaptılar, izlerken rakibini tanımaya çalıştılar. Satranç konuşabildiler.Antrenör de öğrencisini, rakibini tanıdı, zayıflıklarını gördü. Edindiği izlenimleri hafızasına kaydetti, ne öğretmesi gerektiğini anladı. Kalan son maçta ise masayı üç kere sarmalayan büyük küçük izleyici grubu, geleceğin usta adaylarını nefesler tutulmuş şekilde heyecanla izledi. Kimse sorun çıkarmadı.Çünkü izleyenler ne yapılmaması gerektiğini biliyorlardı.İlk kez izleyenler ise nasıl davranılması gerektiğini tarttılar ve uyum sağladılar.Çünkü izlemenin yasak olmadığı bir turnuvadaydılar.
Sonuç olarak turnuvalar; nasıl bir satranç kültürünün gelişiminde gerekliyse, kuralları varsa uyum sağlamak gerekiyorsa ve hakemler bu konuda görevlendirilmiş kişilerse, izleme kültürünün de gelişmesi için kendine bunu görev edinmiş hakemler olmalıdır. Bu hakemler çok değerlidir ve en çok çocuklar tarafından sevilirler. Onlar aynı zamanda izlemeyi bilmeyen, sorun çıkaran kişilerin hem çok az, hem de bu toplulukta saygı duyulmayacak kişiler olduğunu ve aynı davranışı sürdürdükleri taktirde onların daha fazla tutunamayacaklarını bilirler.Ve onlar uğruna da bizleri feda edecek kararlar almazlar.