24-07-2011, 23:47
Konu ile ilgili olarak herkes kendilerini ilgilendiren örnekleri açıklamaya çalıştı.Konunun en önemli yönü FİDE'nin uyruk kavramını geri plana itmiş olmasıdır.Aynı konunun Almanya'da da tartışıldığını sanıyorum!Esas tartışılması gereken soru şudur:Bir oyuncu vatandaşı olmadığı bir ülkenin oyuncusu olarak yarışmalara katılacaksa o yeni ülkenin vatandaşlığına geçmeli midir?Yoksa gittiği yeni ülkenin Satranç Federasyonu onu vatandaşlığa geçirmeden kendi ülkesinin sporcusu gibi oynatabilmeli midir?Lütfen biraz kendi örneğimizin dışına çıkarak bütün Dünyanın tartıştığı bu sorunun yanıtını arayalım..Birçok soydaşımız geçmişde vatandaşlığa geçmek için 5 yıl beklemenin acısını çekti.Böyle bir süre de kısa bir süre değildir!
Sonra bir gelişme daha var.Sizi bilmem ama Keşan 2011 turnuvasının yönergesindeki bir madde beni çok üzdü.Şöyle yazılmıştır:
"FİDE Rating listesinde yanında TUR yazan oyuncular Türk sporcu kabul edilirler."
Bilmiyorduk.Öğrenmiş olduk!Bu hatırlatmayı nasıl yorumlarsınız?"Yanında TUR yazılı sporculara 3 ödül ayrıldı.Ama kimin Türk olduğunu tartışmayınız.İtiraz etmeyiniz."Yani senaryo önceden yazılmıştır.
Kısa süre önce Avusturya'da bir turnuvaya katıldım.Genel klasman için verilen 15 ödül dışında A grubunda yerli oyuncular için 10 ödül verildi.En iyi yerli 1000 Euro kazandı.Demek ki onlar önce yerli dinamikleri desteklemek gerektiğini biliyorlar.Ve kendi oyuncularını teşvik ediyorlar.Yönergelerine kimin yerli sayıldığını gösteren bir madde koymuyorlar.Ayrıca U-18,U-16,U-14,U-12 ve Senyörler için teşvik ödülleri koyuyorlar.
Biz ise yabancıların kazanacağı ödülleri çoğaltmak için çaba gösteriyoruz.Yerlileri desteklemiyoruz.Teşvik etmiyoruz.Yerlileri yaptıkları her kurala aykırı harekette cezalandırıyoruz.Yerlinin hiçbir kusuru olmasa da oyun sırasında yaka kartını takmadığı için Başhakem tarafından uyarılıyor.Yerli,yaka kartının kordonunun boynunda allerji yaptığını öne sürüyor.Başhakem kabul etmiyor."Takacaksın"diyor."Ben senin oyuncu olduğunu nasıl anlayacağım?Ya oyuncu kılığına girmiş bir antrenör isen..."
Bu işlerin düzelmemesinin en önemli nedeni şikayetlerimizin kendi yaşadığımız örnekler içinde kalmasıdır.Kendi sorunumuzdan başımızı kaldırıp Satranç Dünyasının bütününe bakmaya çalışmadığımızdan bu sorunları aşamayacağız.
Kanımca bir Ülke adına yarışacak olan sporcu o Ülkenin vatandaşlığına geçmelidir.Ancak vatandaşlığa geçmek için bekleme süresi çok uzun olmamalıdır.Sporcular için yasal kolaylıklar getirilmelidir.Yasal yoldan Türk vatandaşlığına geçmiş olan her kimse bizim içimizden biridir.Yasaların sunduğu bütün haklardan eşit şekilde yararlanır.Vatandaş olmaksızın o Ülkenin sporcusu sayılması birçok karışıklığı,yakınmayı ve haksızlığı ortaya çıkarabilir.Ayrıca bazı durumlarda ilgili yabancı sporcu da haksızlığa uğrayabilir.Bir örnek vermek gerekirse Federasyon yönetiminin değiştiği bir durumda,bir sonraki yönetim önceki anlaşmaları geçersiz sayabilir.FİDE ne kadar onaylasa da vatandaşlığa geçmemiş yabancıların yasalar karşısında Türk sayılmayacağı bellidir!
Sonra bir gelişme daha var.Sizi bilmem ama Keşan 2011 turnuvasının yönergesindeki bir madde beni çok üzdü.Şöyle yazılmıştır:
"FİDE Rating listesinde yanında TUR yazan oyuncular Türk sporcu kabul edilirler."
Bilmiyorduk.Öğrenmiş olduk!Bu hatırlatmayı nasıl yorumlarsınız?"Yanında TUR yazılı sporculara 3 ödül ayrıldı.Ama kimin Türk olduğunu tartışmayınız.İtiraz etmeyiniz."Yani senaryo önceden yazılmıştır.
Kısa süre önce Avusturya'da bir turnuvaya katıldım.Genel klasman için verilen 15 ödül dışında A grubunda yerli oyuncular için 10 ödül verildi.En iyi yerli 1000 Euro kazandı.Demek ki onlar önce yerli dinamikleri desteklemek gerektiğini biliyorlar.Ve kendi oyuncularını teşvik ediyorlar.Yönergelerine kimin yerli sayıldığını gösteren bir madde koymuyorlar.Ayrıca U-18,U-16,U-14,U-12 ve Senyörler için teşvik ödülleri koyuyorlar.
Biz ise yabancıların kazanacağı ödülleri çoğaltmak için çaba gösteriyoruz.Yerlileri desteklemiyoruz.Teşvik etmiyoruz.Yerlileri yaptıkları her kurala aykırı harekette cezalandırıyoruz.Yerlinin hiçbir kusuru olmasa da oyun sırasında yaka kartını takmadığı için Başhakem tarafından uyarılıyor.Yerli,yaka kartının kordonunun boynunda allerji yaptığını öne sürüyor.Başhakem kabul etmiyor."Takacaksın"diyor."Ben senin oyuncu olduğunu nasıl anlayacağım?Ya oyuncu kılığına girmiş bir antrenör isen..."
Bu işlerin düzelmemesinin en önemli nedeni şikayetlerimizin kendi yaşadığımız örnekler içinde kalmasıdır.Kendi sorunumuzdan başımızı kaldırıp Satranç Dünyasının bütününe bakmaya çalışmadığımızdan bu sorunları aşamayacağız.
Kanımca bir Ülke adına yarışacak olan sporcu o Ülkenin vatandaşlığına geçmelidir.Ancak vatandaşlığa geçmek için bekleme süresi çok uzun olmamalıdır.Sporcular için yasal kolaylıklar getirilmelidir.Yasal yoldan Türk vatandaşlığına geçmiş olan her kimse bizim içimizden biridir.Yasaların sunduğu bütün haklardan eşit şekilde yararlanır.Vatandaş olmaksızın o Ülkenin sporcusu sayılması birçok karışıklığı,yakınmayı ve haksızlığı ortaya çıkarabilir.Ayrıca bazı durumlarda ilgili yabancı sporcu da haksızlığa uğrayabilir.Bir örnek vermek gerekirse Federasyon yönetiminin değiştiği bir durumda,bir sonraki yönetim önceki anlaşmaları geçersiz sayabilir.FİDE ne kadar onaylasa da vatandaşlığa geçmemiş yabancıların yasalar karşısında Türk sayılmayacağı bellidir!
Ateş Ülker