01-07-2012, 12:31
Sayın Mehmet Varlı,
Konu kişiselleşmeye doğru gidebileceği ve bunun örneklerini yaşamış olduğumuz için, son mesajım olduğunu belirtirim. Bu tartışmamızın bir fayda sağlamadığı açıktır.
Sadece şu kadarını söyleyeceğim ve belki bu açıdan tekrar konuyu değerlendirirsiniz diye umuyorum.
İzin verin: G. Borg'un kim olduğunu sizden öğrenmeyeyim.
Fotoğrafını yolladığınız ve beni bilgilendirmeye çalıştığınız kişiyle, satranç ortamlarında çekilmiş onlarca fotoğrafım var. Kendisini, ailesini şahsen tanıyorum. İnternetten bulabileceğinizden sanırım daha fazlasını biliyorum. Asbaşkan olarak görev yaptığım dönemlerde, onlarca seyahatimiz, beraberliğimiz olmuştur.
Ben bu yönetimden, mali ve idari konularda ilkesel açılardan anlaşamadığı için istifa etmiş birisiyim. Bu yazdığınız isimleri, kurumları; yapısını, duruşunu, epeyce bir tecrübe ettim. İçlerinde bulundum. O bakımdan beni bilgilendirmeye çalışmanıza gerek yok.
O şirketin sahiplerinin kimler olduğu konusu, düşündüğünüzden daha hassas bir konudur.
Ricam; bir iki okumayla, yıllarını bu konuların içerisinde geçirmiş kişileri hemencecik, kendi terazinizde tartarak, yakıştırmalar yapmamanızdır. Baktığınız pencerenin bütünü kapsadığını düşünüyor olmanız sizi yanıltabilir.
Eğer arzu ederseniz özelden bu yazışmayı devam ettirebiliriz. Benim neyi sorguladığımı daha iyi değerlendirebilirsiniz o zaman.
Bu noktada şunu belirtmeylim. Bu konuştuğumuz konular evveliyatı olan konulardır. Bir çoğu birbiriyle ilişkilidir. Burada yaptığım her yoruma birisi kolaylıkla çıkıp, gördüğü kadırıyla hemececik bir eleştiri getirebilir. Elbet haklılık payı da olabilir bu eleştirisinde. Ancak burada mesaj yazan kişiler, biraz dikkat etmeliler; bu konu nereden geliyor, nereye gidiyor diye. Tutup da her mesajımı tüm geçmiş ilişkilendirmeleriyle tekrardan yazmam sanırım beklenemez.
O halde hiç kimse yorum yapmamalı mıdır? Elbette hayır. İletişimimiz olmalıdır. Ancak nezaket içerisinde. Kişileri nitelerken dikkat etmek zorundasınız. Size bunu hatırlatmak durumunda olmak hoş değil.
Benim durumumda olanlar içinse iki seçenek vardır:"Aman birileri olur olmaz yanıt yazar, ismimle çirkin ilişkilendirmelere girer." diye çekinerek hiç yazmamak. Ya da sorumluluk hissedip, gelebilecek yakışıksız nitelemeleri de bir yerde göğüsleyerek yazmak. Ben ikincisi tercih ediyorum.
Üzülerek şunu da söylemeliyim. Sizin benzetmelerinizdeki yakışıksızlık, kendisini "Kral" hissedenlerin yanında, gene de oldukça nazik. Bu toplumun dilinin ne seviyelere inebildiğinin örneklerini mali genel kurul sürecinde gördük. Bu kişilerin bende nice e-posta ve benzeri iletişimleri var: Kendi suçlamaya çalıştıklarının on kat beteri. Bunları yayınlamayı düşünmedim değil. Ama yapmadım. Son tahlilde, çocuklarımızın bunları okuyabileceğini düşünüyorum.
Biraz uzattım ancak umarım söylemek istediğim anlaşılmıştır.
Saygıyla
Konu kişiselleşmeye doğru gidebileceği ve bunun örneklerini yaşamış olduğumuz için, son mesajım olduğunu belirtirim. Bu tartışmamızın bir fayda sağlamadığı açıktır.
Sadece şu kadarını söyleyeceğim ve belki bu açıdan tekrar konuyu değerlendirirsiniz diye umuyorum.
İzin verin: G. Borg'un kim olduğunu sizden öğrenmeyeyim.
Fotoğrafını yolladığınız ve beni bilgilendirmeye çalıştığınız kişiyle, satranç ortamlarında çekilmiş onlarca fotoğrafım var. Kendisini, ailesini şahsen tanıyorum. İnternetten bulabileceğinizden sanırım daha fazlasını biliyorum. Asbaşkan olarak görev yaptığım dönemlerde, onlarca seyahatimiz, beraberliğimiz olmuştur.
Ben bu yönetimden, mali ve idari konularda ilkesel açılardan anlaşamadığı için istifa etmiş birisiyim. Bu yazdığınız isimleri, kurumları; yapısını, duruşunu, epeyce bir tecrübe ettim. İçlerinde bulundum. O bakımdan beni bilgilendirmeye çalışmanıza gerek yok.
O şirketin sahiplerinin kimler olduğu konusu, düşündüğünüzden daha hassas bir konudur.
Ricam; bir iki okumayla, yıllarını bu konuların içerisinde geçirmiş kişileri hemencecik, kendi terazinizde tartarak, yakıştırmalar yapmamanızdır. Baktığınız pencerenin bütünü kapsadığını düşünüyor olmanız sizi yanıltabilir.
Eğer arzu ederseniz özelden bu yazışmayı devam ettirebiliriz. Benim neyi sorguladığımı daha iyi değerlendirebilirsiniz o zaman.
Bu noktada şunu belirtmeylim. Bu konuştuğumuz konular evveliyatı olan konulardır. Bir çoğu birbiriyle ilişkilidir. Burada yaptığım her yoruma birisi kolaylıkla çıkıp, gördüğü kadırıyla hemececik bir eleştiri getirebilir. Elbet haklılık payı da olabilir bu eleştirisinde. Ancak burada mesaj yazan kişiler, biraz dikkat etmeliler; bu konu nereden geliyor, nereye gidiyor diye. Tutup da her mesajımı tüm geçmiş ilişkilendirmeleriyle tekrardan yazmam sanırım beklenemez.
O halde hiç kimse yorum yapmamalı mıdır? Elbette hayır. İletişimimiz olmalıdır. Ancak nezaket içerisinde. Kişileri nitelerken dikkat etmek zorundasınız. Size bunu hatırlatmak durumunda olmak hoş değil.
Benim durumumda olanlar içinse iki seçenek vardır:"Aman birileri olur olmaz yanıt yazar, ismimle çirkin ilişkilendirmelere girer." diye çekinerek hiç yazmamak. Ya da sorumluluk hissedip, gelebilecek yakışıksız nitelemeleri de bir yerde göğüsleyerek yazmak. Ben ikincisi tercih ediyorum.
Üzülerek şunu da söylemeliyim. Sizin benzetmelerinizdeki yakışıksızlık, kendisini "Kral" hissedenlerin yanında, gene de oldukça nazik. Bu toplumun dilinin ne seviyelere inebildiğinin örneklerini mali genel kurul sürecinde gördük. Bu kişilerin bende nice e-posta ve benzeri iletişimleri var: Kendi suçlamaya çalıştıklarının on kat beteri. Bunları yayınlamayı düşünmedim değil. Ama yapmadım. Son tahlilde, çocuklarımızın bunları okuyabileceğini düşünüyorum.
Biraz uzattım ancak umarım söylemek istediğim anlaşılmıştır.
Saygıyla