13-07-2012, 12:43
Ben Sevgili Fırat Salepçi'nin görüşüne katılmıyorum.Çünkü Seviye Belirleme Sınavı bir seçme sınavıdır.Bu sınavın kendisi başlıbaşına bir yarışmadır.Bir yarışma ancak eşit koşullar altında yapılır.Yarışmaya katılan herkes koşmaya aynı anda ve aynı çizgiden başlar.Sporda başarılı olmak için sporcunun üstün yeteneğe sahip olması yeterli değildir.Yaşadığınız yerde spor yapabilme imkanları,ailenizin maddi durumu,Federasyonun sizin yeteneğinizi farketmiş olması,spor yaşamınızın herhangi bir aşamasında iyi bir çalıştırıcı ile karşılaşmış olmanız,gibi pekçok etken sporcunun başarılı olmasında rol oynar.Bu etkenlerin hiçbirine sahip olmayan,ama derslerini iyi öğrenip kendini daha çok geliştirebileceği bir okula girme imkanını bulmak üzere olan bir çocuğun Seviye Belirleme Sınavının sıralamasındaki yeri değişmemelidir.Öte yandan Spordaki başarının Eğitimdeki başarıya yansıtılması doğru bir yaklaşımsa, insanın aklına Okul yaşamındaki başarının da Spora yansıtılması mümkün olur mu?"sorusu gelmektedir.Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10 ncu maddesi herkesin birtakım özelliklerine bakılmaksızın kanun önünde eşit olduğunu söyler.Ayrıca hiçbir kişiye veya topluluğa ayrıcalık tanınamayacağını belirtir.Zaten bu 10 ncu maddeyi layık olduğu şekilde yaşama geçirebilsek yaptığımız tartışmaların çoğu son bulacaktır.Gençlerin spor yapmasını teşvik etmeyelim mi?Edelim.Ama bunun bir başka yolu bulunmalıdır.Bu teşvik ,yarışma niteliğindeki bir seçme sınavında "eşit koşullarda yarışma" ilkesini bozmamalıdır.
Ateş Ülker