15-07-2012, 15:51
***
[color=red][size=24]KAMP[/size][/color]
Oldukça popüler bir gazetenin pazar ekini açıpta resmimi görünce pek de şaşırmadım. Asıl beni şaşırtan satranç köşesinin başladığının Büyük usta Suat Atalıka şok ceza oluşuydu. Ülkenin bir numaralı oyuncusunun ulusal takım ve destek programından tam 4 yıl önce çıkarılmasını reva gören satranç yazarı(!) yazı boyunca işlenmiş büyük suçu anlatıp durmaktaydı. Yazının devamında 2008 yılında aynı olaydan hükmün oluştuğundan bahsederken taahhütname imzalanmadığı için ceza verildiğini vurgulamaktaydı. Haliyle idare-i maslahat yandaşları da yaratmakta. Yalnız çok önemli olaylardan biri bugün ülkenin politik açıdan gündeminde de saptayabileceğimiz üzere yaratılan bu kişiler konuyla ilgisiz olunca benim iki hafta önce Cehalet başlıklı yazıma konu olan kitlenin arasında hak ettikleri yeri alıyorlar.
Taahhütname uygulamasına TSF 2009 yılında geçti, ilk örneği de Sankt Peterburg 2009 öncesi benden değil eşim İM (WGM) Ekaterina Atalıktan istendi. Taahhütname hiçbir zaman yayımlanmadı. Yazı boyunca TSFnin sadık çalışanı da olan dünyanın 49 bin 297. sıradaki bu müstesna yetenek ne hikmettense satranç oynamak için izin ve taahhütnamenin uluslar arası kurallarda yer almadığından bahis bile etmiyor. Böyle abes bir belgenin ortaya çıkış nedeninin de Türkiye ve Türklüğü aşağılamanın engellenmesi olduğunu vurguluyor.
2010 senesinde New York Times Blogda çıkan olaylar, eşlendirmesinde algoritma bulunan norm turnuvaları, kritere mazhar olmayan seçimler herhalde göğsünü kabartmış olmalı. Geçen sene az da kalsam ligin en iyi oyuncusunun kim olduğunu soranlara GM Şimanov olduğunu söylemiştim. 2591 reytinge ulaşan Sankt Peterburglu genç büyükusta beni kişilik olarak da utandırmadı ve Rusya Gençler Şampiyonasını kazanır kazanmaz verdiği röportajda Aeroflot B turnuvasını kazananın başarısı hakkında ispat edemese de ciddi şüpheleri olduğunu açıkça belirtti. Lvivden Angoraya, olanların herkes farkında!
Satranç kampın önemi nedir? Aslında bir takım sporu olmayan, takım yarışmalarında neticenin müstakil masa puanlarının toplamı üzerinden hesaplandığı satrançta konuyla ilgili ilk keyfe keder kriter takım uyumu üzerine yaratılmaya çalışılmıştı. Şimdi de takımın kamp üzerindeki seçilmesi yeniliği kralların oyunu ve oyunların kralına getirilmeye çalışılmakta. Tüm dünyada performansları neticesinde seçilen ulusal takımlar kampa alınırken, ülkemizde kampa alınan adayların kamp performansları ulusal takımı belirleyecekmiş.
Nasıl olacağına gelince resmi oyunlar, turnuvalar, reyting ve unvan gibi kriterler göz ardı edilerek, herhalde kamp için toplananlar arasında puanlı satranç, disiplin, uyum gibi sübjektif değerlendirmelere açık konular neticesinde takım seçileceği ortaya kondu. Aslında bu beni bir kez daha hiç şaşırtmadı zira 2011 olağan üstü kongresinde de büyük rakamlara hitap edecek bir ulusal takım seçmesi için devasa binanın işletim hakkı genel kuruldan geçirilmişti. O günden bu yana ne seçme oldu ne de binanın akıbeti duyuldu!
Anand-Gelfand maçı başladı. Konuyla ilgili ilgisiz bir çok saçma görüş ve iddianın ardından Gelfant bireysel bir spor olan satrançta, bireysel kamp hazırlığını ortaya koyup yeni Türk büyük ustaları İpataov ve Mustafa Yılmazın kompütürlerini bile kıskandıracak bir seviyeye ulaşan ev hazırlığıyla bugüne dek hiç oynamamış olduğu Grünfeld Açılışında dengeyi bozdurmadı:
GM Anand(2791) GM Gelfand(2721), Moskova(m/01) 2012, Grünfeld Açılışı
1. d4 Af6 2. c4 g6 3. Ac3 d5 4. Af3 Fg7 5. cd5 Ad5 6. e4 Ac3 7. bc3 c5 8. Fb5!? Ac6
1991 yılında GM Alburtun oyunlarını esas alarak varyantı bende denemiştim. Anand varyanta yeni bir soluk getiriyor. 9.d5! Yenilik Va5! 10. Kb1 a6 11. Fc6 bc6 12. 0-0 Va2 13. Kb2?! (Sadece 13. Fg5!?) Va5 14. d6 Ka7 15. Fg5 ed6 16. Vd6 Kd7 17. Vc6 Vc7 18. Vc7 Kc7 19. Ff4 Kb7 20. Kc2 0-0 21. Fd6 Ke8 22. Ad2 f5 23. f3 fe4 24. Ae4 Ff5 Beraberlik 0,5-0,5
İkinci oyun sönük geçse de teorik açıdan verimliydi:
GM Gelfand (2721) - GM Anand(2791), Moskova(m/02) 2012, Slav Savunması
1. d4 d5 2. c4 c6 3. Ac3 Af6 4. e3 e6 5. Af3 a6!?
Merana girmek istemeyen Alekhinein Euweye karşı 1935de unvanı kaybetmesine neden olan bu uğursuz varyantın refütasyonu yok. 6. b3 Fb7 7. Fd2 Abd7 8. Fd3 0-0 9. 0-0 Fd6 10. Kc1 e5 11. cd5 cd5 12. e4! de4 13. Ae4 Ae4 14. Fe4 Af6! 15. de5 Ae4 16. ed6 Vd6 17. Fe3 Ff5 18. Vd6 Ad6 19. Ad4 Kfe8! 20. Af5 (20. Ff4 Ke4) Af5 21. Fc5 h5! 22. Kfd1 Kac8 23. Şf1 f6 24. Fb4 Şh7 25. Kc5 Beraberlik 0,5-0,5
[size=16]***20-Mayıs-2012 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Pazar ilavesinde, Sayın Suat Atalık'ın yazılarını yayımladığı "SATRANÇ" başlıklı köşeden alıntı.[/size]
----------------------------------------------
Not:
Tsf'nin resmi web sayfasında ve Forumda bu günün ilginç başlığı "Gülkız Tülay Başkanlığa Aday" (15-Temmuz-2012)
Bu başlığı görünce çok mu şaşırdınız?
Sanmıyorum...
Tsf'yi sadece web sayfasında görünen yüzü haricinde, yönetime yakın olanların kaynattıkları kazandan da bilgi edinerek biraz daha yakından takip edenler uzunca bir süredir Sayın Gülkız Tülay'ın Kasım 2012 de yapılacak Olağan Genel Kurul'da mevcut sorunlu yönetimin devamı olan bir listenin başkan adayı olacağını biliyorlardı.
Sayın Gülkız Tülay'ın mevcut sorunlu yönetim içinde, çalışkanlığı, satranca olan bireysel ve ailesi dolayısı ile olan ilgisi (başarılı iki genç sporcunun da velisi olması) diğer pek çok yönetici ile kıyaslanamayacak önemli üstünlüğü. Ve tabii ki Ali Nihat Yazıcı ile olan aileler arası dostluktan da kaynaklanan yakınlık.
Fakat 5-Nisan-2012'de Sayın Kuvay Sanlı'nın Türkiye Satranç Federasyonu'nun 27.11.2010 tarihinde yapılan olağan mali genel kurul toplantısında alınan kararların iptali için Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2010/533 Esas Sayılı dosya ile açmış olduğu dava sonuçlanınca "Mevcut Federasyon Yönetimi" yok hükmünde yönetim konumuna düştü. (Sayın Kuvay Sanlı'nın "Gelişmeler" başlıklı yazısı; http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t=2903 )
Basitçe;
Bu konu ile ilgili olarak Sayın Tahsin Aktar'ın; aktar-dönder yaparak, kulağını tersten göstermek misali eveleyip geveleyip Tsf web de ki yazılarını yayımladığı köşesinde yazdığı "Uzun İnce Bir Yol ve İyi Dersler" başlıklı yazılarında anlatmaya çalıştığı şey, Tsf yönetiminin bir mucize için dua edip Yargıtay aşamasındaki süreçten "2x2=1, 2x2=0" gibi bir sonucun çıkmasını beklediğini gösteriyor.
Bence emekli matematik öğretmeni değerli dostumuz "İyi Dersler" başlıklı yazısında konuyu bir salağın (örneğin ben)bile anlaya bileceği netlikte uzmanlık alanı olan matematikten de örnekler vererek gayet güzel anlatıyor. ( Bu arada yazısının sonunda "Başlıkta 2x2=1 demiştim, şimdi de 2x2=0 diyorum. Doğru mu değil mi? Bir ödüllü yarışma açıyorum, bilenlere armağanım olacak." demişti. Ödülü kazananı şimdiye kadar açıklamadı. Eğer doğru cevap veren çıkmamış ise ödüle adaylığımı da açıklıyorum!...)
O özellikle de belirterek hesabı yapmamış:
"İlgili yazımda dikkat edilirse oyların sayısına hiç değinmemiştim. Salt çoğunluk nedir, hangi oy sayısı bunu sağlar buna değinmemiştim. Değinmedim çünkü eski bir matematik öğretmeni olarak bir hata yaparım düşüncesi ile bu toplama çarpma işine el sürmedim. "
Fakat cahil cesur olur mantığı ile ben bu hesabı hem yapıyorum hemde konuyu merak edenlere yaptırıyorum.
Genel Kurulda Mali Rapor'un ibrası için yapılacak oylama öncesinde Divan'ın açıkladığı hazirun listesinde ki katılım sayısı 140.
Tsf Ana statüsüne ve Mali Rapor'un ibrası ile ilgili yasal tüm örneklerde ki genel uygulamaya göre Mali Rapor'un ibrası için aranan genel şart çoğunluk onayı. ( Bu TBMM'de ki bazı uygulamalarda da görülebileceği gibi "özel nitelikli çoğunluk" olarak basit çoğunluktan farklı olarak daha çok onay oyu gerektiren şekilde de değiştirilebiliyor.)
140 delegenin Mali Rapor'un ibrası için oylamaya katıldığı açıklanan 27.11.2010 tarihli Tsf Mali Genel Kurulunda çoğunluk hesabı şöyle yapılır:
Çoğunluk hesabı formülü;
( Genel Kurula katıldığı saptanan üye sayısı / 2 ) + 1
(140/2)+1
27.11.2010 tarihli Tsf Mali Genel Kurulunda Divan tartışmalı sayım sonucu ve protestolar arasında açıkladığı İbra oyu sayısı ise "67"
--Demek ki Yönetim tarafından Genel Kurul'a sunulan 2008-2010 dönemine ait Mali Rapor ibra olmamış...
Şimdi bu forum başlığının adı olan Sayın Atalık'ın "Satranç Yok" başlıklı yazısının son iki paragrafını tekrar okuyalım:
"Peki, yukarıdaki tablonun nedeni nedir? TSF adeta satranççı değil idareci için kurulmuş antidemokratik bir yapıya sahip. Genel kurulda kulüp delegelerinin çoğu satrançtan bihaberken bir de işin içine il spor müdürlerinin oyları katılınca ortaya güdümlü bir seçim çıkmakta. Buradan seçilen yine konuyla ilgisi mahdut yönetim kurulu hizmet için değil kurumu elde tutmak için oluşturulduğundan verdikleri kararlar kendilerine dönük olmakta.
Şu andaki yürütme kuruluna seçilmiş olan 5 kişinin satrançla hiçbir alakası olmamasına rağmen iktidar partisine yakın çevrelerden alınmış olması niyeti açıklıyor. Son senelerde her genel kurul öncesi kulüplere, bu kişiler ve mensubu oldukları çevreler tarafından telefonlar açılıp baskı yapılıyor hatta delegeler değiştiriliyor.
Mali kongrede yazıcı federasyonu üyeleri ibra turlarına çıkıyor, hem de mali tablo yani bilanço olmadan. Zaten federasyon tarafından mali destek gören kulüplere vaat üzerinden yürüyen çarpık sistem ve federasyonun tasarruflarına en güzel örnek olimpiyat harcırahları: 15 günlük şampiyonada yöneticilere yaklaşık 1500, memurlara 600, ulusal takım oyuncularınaysa 250 Avro verilmekte.
Satranç oynamayı koşula bağlamaya çalışan, kuralları hiçe sayan, desteği sporcunun satranç gücünden kendilerine yakınlığına çeken sistemi kuranlar bir de utanmadan denetlendiklerini iddia etmekte. Denetimi yapan müfettişler konu ve hatta spordan uzak olup öğrenmeye niyetli olunca birkaç sene süren komik araştırmalar neticeye bile bağlanmıyor.
Konuyla ilgisi olmayan idareci, hayatında satranç oynamamış hakem, hatta satranç bilmeyen antrenörler hep aynı istikameti gösteriyor. Satranç Yok! "
Yok Hükmünde Yönetimin Yeni Bir Dönem İçin Başkan Adayı Olmak?!
Satranç camiası Sayın Kuvay Sanlı'nın Türkiye Satranç Federasyonu'nun 27.11.2010 tarihinde yapılan olağan mali genel kurul toplantısında alınan hatalı ibra kararının iptali için Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2010/533 Esas Sayılı dosya ile açmış olduğu davanın Yargıtay aşamasında ki devamından çıkacak kararı büyük bir saygı ve sabır ile bekliyor.
"Geç gelen adalet, adalet değildir." Fakat Türkiye'de yaşadığımızın da güncel haber akışlarında ki hukuk uygulamalarının durumunu gördükce fazlası ile farkındayız.
Mevcut uygulamaya göre eğer Yargıtay Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararını onaylar ise mevcut sorunlu yönetim "Tsf'nin yönetimi görevini" Tsf Denetleme Kuruluna devredecek ve Denetleme Kurulu'da Tsf Yönetimini devraldıktan sonra Federasyonu 60 gün içinde "seçimli" Genel Kurula götürecek.
Eğer böylesi bir sonuç ile "seçimli" Genel Kurula gidilir ise "Mevcut Sorunlu Yönetim"de ki yönetim kurulu üyeleri yapılacak seçimlerde Mali Rapor yasalara uygun olarak Adli süreçte tekrar incelenip aklanmadan Tsf yönetimine aday olarak seçimlere katılamayacaklar.
Durum budur.
Atilla Alpaslan
( [email protected] )
[color=red][size=24]KAMP[/size][/color]
Oldukça popüler bir gazetenin pazar ekini açıpta resmimi görünce pek de şaşırmadım. Asıl beni şaşırtan satranç köşesinin başladığının Büyük usta Suat Atalıka şok ceza oluşuydu. Ülkenin bir numaralı oyuncusunun ulusal takım ve destek programından tam 4 yıl önce çıkarılmasını reva gören satranç yazarı(!) yazı boyunca işlenmiş büyük suçu anlatıp durmaktaydı. Yazının devamında 2008 yılında aynı olaydan hükmün oluştuğundan bahsederken taahhütname imzalanmadığı için ceza verildiğini vurgulamaktaydı. Haliyle idare-i maslahat yandaşları da yaratmakta. Yalnız çok önemli olaylardan biri bugün ülkenin politik açıdan gündeminde de saptayabileceğimiz üzere yaratılan bu kişiler konuyla ilgisiz olunca benim iki hafta önce Cehalet başlıklı yazıma konu olan kitlenin arasında hak ettikleri yeri alıyorlar.
Taahhütname uygulamasına TSF 2009 yılında geçti, ilk örneği de Sankt Peterburg 2009 öncesi benden değil eşim İM (WGM) Ekaterina Atalıktan istendi. Taahhütname hiçbir zaman yayımlanmadı. Yazı boyunca TSFnin sadık çalışanı da olan dünyanın 49 bin 297. sıradaki bu müstesna yetenek ne hikmettense satranç oynamak için izin ve taahhütnamenin uluslar arası kurallarda yer almadığından bahis bile etmiyor. Böyle abes bir belgenin ortaya çıkış nedeninin de Türkiye ve Türklüğü aşağılamanın engellenmesi olduğunu vurguluyor.
2010 senesinde New York Times Blogda çıkan olaylar, eşlendirmesinde algoritma bulunan norm turnuvaları, kritere mazhar olmayan seçimler herhalde göğsünü kabartmış olmalı. Geçen sene az da kalsam ligin en iyi oyuncusunun kim olduğunu soranlara GM Şimanov olduğunu söylemiştim. 2591 reytinge ulaşan Sankt Peterburglu genç büyükusta beni kişilik olarak da utandırmadı ve Rusya Gençler Şampiyonasını kazanır kazanmaz verdiği röportajda Aeroflot B turnuvasını kazananın başarısı hakkında ispat edemese de ciddi şüpheleri olduğunu açıkça belirtti. Lvivden Angoraya, olanların herkes farkında!
Satranç kampın önemi nedir? Aslında bir takım sporu olmayan, takım yarışmalarında neticenin müstakil masa puanlarının toplamı üzerinden hesaplandığı satrançta konuyla ilgili ilk keyfe keder kriter takım uyumu üzerine yaratılmaya çalışılmıştı. Şimdi de takımın kamp üzerindeki seçilmesi yeniliği kralların oyunu ve oyunların kralına getirilmeye çalışılmakta. Tüm dünyada performansları neticesinde seçilen ulusal takımlar kampa alınırken, ülkemizde kampa alınan adayların kamp performansları ulusal takımı belirleyecekmiş.
Nasıl olacağına gelince resmi oyunlar, turnuvalar, reyting ve unvan gibi kriterler göz ardı edilerek, herhalde kamp için toplananlar arasında puanlı satranç, disiplin, uyum gibi sübjektif değerlendirmelere açık konular neticesinde takım seçileceği ortaya kondu. Aslında bu beni bir kez daha hiç şaşırtmadı zira 2011 olağan üstü kongresinde de büyük rakamlara hitap edecek bir ulusal takım seçmesi için devasa binanın işletim hakkı genel kuruldan geçirilmişti. O günden bu yana ne seçme oldu ne de binanın akıbeti duyuldu!
Anand-Gelfand maçı başladı. Konuyla ilgili ilgisiz bir çok saçma görüş ve iddianın ardından Gelfant bireysel bir spor olan satrançta, bireysel kamp hazırlığını ortaya koyup yeni Türk büyük ustaları İpataov ve Mustafa Yılmazın kompütürlerini bile kıskandıracak bir seviyeye ulaşan ev hazırlığıyla bugüne dek hiç oynamamış olduğu Grünfeld Açılışında dengeyi bozdurmadı:
GM Anand(2791) GM Gelfand(2721), Moskova(m/01) 2012, Grünfeld Açılışı
1. d4 Af6 2. c4 g6 3. Ac3 d5 4. Af3 Fg7 5. cd5 Ad5 6. e4 Ac3 7. bc3 c5 8. Fb5!? Ac6
1991 yılında GM Alburtun oyunlarını esas alarak varyantı bende denemiştim. Anand varyanta yeni bir soluk getiriyor. 9.d5! Yenilik Va5! 10. Kb1 a6 11. Fc6 bc6 12. 0-0 Va2 13. Kb2?! (Sadece 13. Fg5!?) Va5 14. d6 Ka7 15. Fg5 ed6 16. Vd6 Kd7 17. Vc6 Vc7 18. Vc7 Kc7 19. Ff4 Kb7 20. Kc2 0-0 21. Fd6 Ke8 22. Ad2 f5 23. f3 fe4 24. Ae4 Ff5 Beraberlik 0,5-0,5
İkinci oyun sönük geçse de teorik açıdan verimliydi:
GM Gelfand (2721) - GM Anand(2791), Moskova(m/02) 2012, Slav Savunması
1. d4 d5 2. c4 c6 3. Ac3 Af6 4. e3 e6 5. Af3 a6!?
Merana girmek istemeyen Alekhinein Euweye karşı 1935de unvanı kaybetmesine neden olan bu uğursuz varyantın refütasyonu yok. 6. b3 Fb7 7. Fd2 Abd7 8. Fd3 0-0 9. 0-0 Fd6 10. Kc1 e5 11. cd5 cd5 12. e4! de4 13. Ae4 Ae4 14. Fe4 Af6! 15. de5 Ae4 16. ed6 Vd6 17. Fe3 Ff5 18. Vd6 Ad6 19. Ad4 Kfe8! 20. Af5 (20. Ff4 Ke4) Af5 21. Fc5 h5! 22. Kfd1 Kac8 23. Şf1 f6 24. Fb4 Şh7 25. Kc5 Beraberlik 0,5-0,5
[size=16]***20-Mayıs-2012 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Pazar ilavesinde, Sayın Suat Atalık'ın yazılarını yayımladığı "SATRANÇ" başlıklı köşeden alıntı.[/size]
----------------------------------------------
Not:
Tsf'nin resmi web sayfasında ve Forumda bu günün ilginç başlığı "Gülkız Tülay Başkanlığa Aday" (15-Temmuz-2012)
Bu başlığı görünce çok mu şaşırdınız?
Sanmıyorum...
Tsf'yi sadece web sayfasında görünen yüzü haricinde, yönetime yakın olanların kaynattıkları kazandan da bilgi edinerek biraz daha yakından takip edenler uzunca bir süredir Sayın Gülkız Tülay'ın Kasım 2012 de yapılacak Olağan Genel Kurul'da mevcut sorunlu yönetimin devamı olan bir listenin başkan adayı olacağını biliyorlardı.
Sayın Gülkız Tülay'ın mevcut sorunlu yönetim içinde, çalışkanlığı, satranca olan bireysel ve ailesi dolayısı ile olan ilgisi (başarılı iki genç sporcunun da velisi olması) diğer pek çok yönetici ile kıyaslanamayacak önemli üstünlüğü. Ve tabii ki Ali Nihat Yazıcı ile olan aileler arası dostluktan da kaynaklanan yakınlık.
Fakat 5-Nisan-2012'de Sayın Kuvay Sanlı'nın Türkiye Satranç Federasyonu'nun 27.11.2010 tarihinde yapılan olağan mali genel kurul toplantısında alınan kararların iptali için Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2010/533 Esas Sayılı dosya ile açmış olduğu dava sonuçlanınca "Mevcut Federasyon Yönetimi" yok hükmünde yönetim konumuna düştü. (Sayın Kuvay Sanlı'nın "Gelişmeler" başlıklı yazısı; http://forum.satranc.biz/viewtopic.php?t=2903 )
Basitçe;
Bu konu ile ilgili olarak Sayın Tahsin Aktar'ın; aktar-dönder yaparak, kulağını tersten göstermek misali eveleyip geveleyip Tsf web de ki yazılarını yayımladığı köşesinde yazdığı "Uzun İnce Bir Yol ve İyi Dersler" başlıklı yazılarında anlatmaya çalıştığı şey, Tsf yönetiminin bir mucize için dua edip Yargıtay aşamasındaki süreçten "2x2=1, 2x2=0" gibi bir sonucun çıkmasını beklediğini gösteriyor.
Bence emekli matematik öğretmeni değerli dostumuz "İyi Dersler" başlıklı yazısında konuyu bir salağın (örneğin ben)bile anlaya bileceği netlikte uzmanlık alanı olan matematikten de örnekler vererek gayet güzel anlatıyor. ( Bu arada yazısının sonunda "Başlıkta 2x2=1 demiştim, şimdi de 2x2=0 diyorum. Doğru mu değil mi? Bir ödüllü yarışma açıyorum, bilenlere armağanım olacak." demişti. Ödülü kazananı şimdiye kadar açıklamadı. Eğer doğru cevap veren çıkmamış ise ödüle adaylığımı da açıklıyorum!...)
O özellikle de belirterek hesabı yapmamış:
"İlgili yazımda dikkat edilirse oyların sayısına hiç değinmemiştim. Salt çoğunluk nedir, hangi oy sayısı bunu sağlar buna değinmemiştim. Değinmedim çünkü eski bir matematik öğretmeni olarak bir hata yaparım düşüncesi ile bu toplama çarpma işine el sürmedim. "
Fakat cahil cesur olur mantığı ile ben bu hesabı hem yapıyorum hemde konuyu merak edenlere yaptırıyorum.
Genel Kurulda Mali Rapor'un ibrası için yapılacak oylama öncesinde Divan'ın açıkladığı hazirun listesinde ki katılım sayısı 140.
Tsf Ana statüsüne ve Mali Rapor'un ibrası ile ilgili yasal tüm örneklerde ki genel uygulamaya göre Mali Rapor'un ibrası için aranan genel şart çoğunluk onayı. ( Bu TBMM'de ki bazı uygulamalarda da görülebileceği gibi "özel nitelikli çoğunluk" olarak basit çoğunluktan farklı olarak daha çok onay oyu gerektiren şekilde de değiştirilebiliyor.)
140 delegenin Mali Rapor'un ibrası için oylamaya katıldığı açıklanan 27.11.2010 tarihli Tsf Mali Genel Kurulunda çoğunluk hesabı şöyle yapılır:
Çoğunluk hesabı formülü;
( Genel Kurula katıldığı saptanan üye sayısı / 2 ) + 1
(140/2)+1
27.11.2010 tarihli Tsf Mali Genel Kurulunda Divan tartışmalı sayım sonucu ve protestolar arasında açıkladığı İbra oyu sayısı ise "67"
--Demek ki Yönetim tarafından Genel Kurul'a sunulan 2008-2010 dönemine ait Mali Rapor ibra olmamış...
Şimdi bu forum başlığının adı olan Sayın Atalık'ın "Satranç Yok" başlıklı yazısının son iki paragrafını tekrar okuyalım:
"Peki, yukarıdaki tablonun nedeni nedir? TSF adeta satranççı değil idareci için kurulmuş antidemokratik bir yapıya sahip. Genel kurulda kulüp delegelerinin çoğu satrançtan bihaberken bir de işin içine il spor müdürlerinin oyları katılınca ortaya güdümlü bir seçim çıkmakta. Buradan seçilen yine konuyla ilgisi mahdut yönetim kurulu hizmet için değil kurumu elde tutmak için oluşturulduğundan verdikleri kararlar kendilerine dönük olmakta.
Şu andaki yürütme kuruluna seçilmiş olan 5 kişinin satrançla hiçbir alakası olmamasına rağmen iktidar partisine yakın çevrelerden alınmış olması niyeti açıklıyor. Son senelerde her genel kurul öncesi kulüplere, bu kişiler ve mensubu oldukları çevreler tarafından telefonlar açılıp baskı yapılıyor hatta delegeler değiştiriliyor.
Mali kongrede yazıcı federasyonu üyeleri ibra turlarına çıkıyor, hem de mali tablo yani bilanço olmadan. Zaten federasyon tarafından mali destek gören kulüplere vaat üzerinden yürüyen çarpık sistem ve federasyonun tasarruflarına en güzel örnek olimpiyat harcırahları: 15 günlük şampiyonada yöneticilere yaklaşık 1500, memurlara 600, ulusal takım oyuncularınaysa 250 Avro verilmekte.
Satranç oynamayı koşula bağlamaya çalışan, kuralları hiçe sayan, desteği sporcunun satranç gücünden kendilerine yakınlığına çeken sistemi kuranlar bir de utanmadan denetlendiklerini iddia etmekte. Denetimi yapan müfettişler konu ve hatta spordan uzak olup öğrenmeye niyetli olunca birkaç sene süren komik araştırmalar neticeye bile bağlanmıyor.
Konuyla ilgisi olmayan idareci, hayatında satranç oynamamış hakem, hatta satranç bilmeyen antrenörler hep aynı istikameti gösteriyor. Satranç Yok! "
Yok Hükmünde Yönetimin Yeni Bir Dönem İçin Başkan Adayı Olmak?!
Satranç camiası Sayın Kuvay Sanlı'nın Türkiye Satranç Federasyonu'nun 27.11.2010 tarihinde yapılan olağan mali genel kurul toplantısında alınan hatalı ibra kararının iptali için Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2010/533 Esas Sayılı dosya ile açmış olduğu davanın Yargıtay aşamasında ki devamından çıkacak kararı büyük bir saygı ve sabır ile bekliyor.
"Geç gelen adalet, adalet değildir." Fakat Türkiye'de yaşadığımızın da güncel haber akışlarında ki hukuk uygulamalarının durumunu gördükce fazlası ile farkındayız.
Mevcut uygulamaya göre eğer Yargıtay Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararını onaylar ise mevcut sorunlu yönetim "Tsf'nin yönetimi görevini" Tsf Denetleme Kuruluna devredecek ve Denetleme Kurulu'da Tsf Yönetimini devraldıktan sonra Federasyonu 60 gün içinde "seçimli" Genel Kurula götürecek.
Eğer böylesi bir sonuç ile "seçimli" Genel Kurula gidilir ise "Mevcut Sorunlu Yönetim"de ki yönetim kurulu üyeleri yapılacak seçimlerde Mali Rapor yasalara uygun olarak Adli süreçte tekrar incelenip aklanmadan Tsf yönetimine aday olarak seçimlere katılamayacaklar.
Durum budur.
Atilla Alpaslan
( [email protected] )
Sürekli öğrenmek iyidir.Öğrendiklerini doğru kullanabilmek daha iyi.(Eski lahit yazıtlarından alıntı.)