Menajerlik neden gereklidir?
#2
Somut ve çok güzel bir konu. Ama kısa vadede Türkiye'de uygulanamaz.

1) Satranç fakir bir spordur. Üst düzey oyuncular açısından kıyaslama yaparak da örnekleyeyim:

Magnus Carlsen'in tenis dünyasındaki karşılığı Nadal veya Djokovic senede minimum 15 milyon $ kazanıyorlar, ki buna gizlilik anlaşmaları nedeniyle ölçülemeyen sponsorluk gelirlerini tam olarak katabilsek, 40-50 milyon dolarlık gelirlere ulaşıldığını görebiliriz.

Üst düzey dışındaki sporcular için de parasal değerler diğer sporlarda fazladır. Avustralya tenis'te erkeklerde birinci turu geçen oyuncu sırf tur geçme parası olarak 21.000 $, ikinci turu geçerse 33.000 $alır. Ki davet edilen oyuncuların neredeyse tamamına apperance fee (ayakbastı parası) olarak en az 20 bin $ ödenir.

Avustralya tenis turnuvasına çağırılan diyelim ki dünya klasmanındaki 56. sıradaki bir oyuncu bu turnuvayı 3-4 tur geçip çeyrek finale kalırsa 220.000.-$ civarı bir tur geçme ödülü ve diğer gelirlerle birlikte helalindan 300.000.-$ alır çekilir. Buna marka sponsorluklarını ayrıca ekleyelim. Ki tenis o düzeyde profesyoneldir ki kazara Sharapova'yı Türkiye'de bir göz kalemi lansmanına çağırsanız, şirket bilançosunun yarısı kadar para isteyebilir sizden.

Bunu satranca tahvil edelim ve dünya klasmanındaki yine mesela 56. oyuncuun Wijk An Zee'de veya Aeroflot'taki gelir karşılığına bakalım, bilmiyorum şansı iyi giderse 10.000.-$ kazanabilir mi?

O sebeple aslen fakir bir spor olan satranca menejer olmak bu işe güç ve yatırım yapacak kişiler için gereksizdir, ticari tabirle rantabl değildir.

Adam gider futbol gibi çok daha bereketli, 7-8 yıl içinde neredeyse bütün oyuncuların yenilendiği bir sektöre girer. Bugün Akhisassporlu vasat bir oyuncunun transferinden bile 200 - 300 bin dolar kazanmak varken, atıyorum 14 yaşındaki bir oyuncunun elinden tutup, 6 yıl yatırım yapıp yılda 40 bin dolar kazanacağı bir sisteme kimse gönüllü giremez.

Bu yüzden, koşul 1: Satranç zengin bir spor haline getirilmelidir.

2) Burada satrancın neden fakir kaldığını irdelemek lazım.

Kısa cevaplar malum, görselliğinin olmadığı, izleyici kitlesinin olmayacağı, fazla elit olduğu, insanların saatlerce süren bir oyun karşısında ilgili kalamayacağı...

Oysa 2000'li yıllarda dünyanın en çok kazanan oyuncusu Tiger Woods bir golf oyuncusuydu ve bana kimse golfün görselliğini, popülasyon olarak çok tutulduğunu, insanların tv başında saatlerce bu oyunu izlediğini anlatamaz.

Bildiğiniz aptal, kısır, izlemesi aşırı zevksiz, golf oynanan otel bahçesinde buzlu mojitoyu kafaya dikip güzel hanımları kesmiyorsanız, size hiç de sempatik gelebilecek bir spor değildir golf.

Ama Rolex'inden, Tag Heuer'ine, büyük bilgisayar oyun şirketlerinden, uçak firmalarına herkes bu oyunu kalkındırdı.

Bunun gibi Hintli MS Dhoni'yi verebilirim, dünyanın en çok kazanan 10. sporcusu, yaptığı spor hiçbirimizin kurallarını bilmediği kriket (senede 19 milyon baloncuk kazanıyor, 23 marka sponsor, Pepsi ve Reebok sözleşmeleri gizli).

3) Satrancın "ulaşılamaz" algısı tarihi boyunca yanlış işlenmiştir. Satrancın bir zeka oyunu olması, insanlar üzerinde cazibe etkisi yaratması gerekirken onları korkutmuştur. Satranç camiaları da maalesef dünya üzerinde içe kapalı, depresif camialardır. Kısacası satrancın saygınlıığı, genel insanlar üzerinde itici olmuştur ve oyun saygınlığı üzerinden zengin olacağına fakirleşmiştir.

Oysa sporun adı veya dinamikleri ne olursa olsun, önemli olan yaratılan algıdır. Satrancın zevkli, neşeli, hızlı bir spor olması gerekmez. Anlaşılmaz olması da temel sorunu değildir. Curling'i anlayan var mı veya badminton'u ?

Mesele insanları onun üzerinden tüketime yönlendirme kabiliyeti olup olmadığıdır. Golf oynayan adam imajı Tag Heuer takan, Biritish Airways ile uçan, Lacoste giyen adamken, bana bir satranç oyuncusu imajı söyleyin. Yok. Çünkü bunun için dünya üzerinde gerekli lobi ve çalışma hep ihmal edilmiş.

4) Bilardoyu son örnek olarak vereyim. 15 yıl önce kahvahane köşelerine sıkışmış, pis olarak algılanan bir oyunken dünya üzerinden yapılan ciddi yatırımlarla oyun otellere alındı, idolleri dünyaya pazarlandı, Eurosportla muhtemelen uzun erimli anlaşmalar yapılarak önce oyun temizlendi. Sonra makyajlandı. 20 yıl önce en fazla 2 kişinin isminin bilindiği bu oyun artık sponsor bulup mesafe kat edebiliyor.

Satrancın parasal gelişimi ancak dünya üzerindeki imajının ciddi bir üstyapı çalışması ile değişmesi üzerinden olur. Kramnik gibi bir deha Dortmund'u kazandığında alacağı 20 - 30 bin Euro ile değil, sadece sponsorluk gelirleri ile en az bir LeBron James seviyesinde yaşaması gereken bir idol olmalıdır.

Halihazırda bu yapı menejerler için çok fakir, yatırım yapmaya değmez bir alandır.

İlk yapılması gereken işe yine tepeden başlayıp büyük sponsorları bu işe sokmak. Ama onun için satrancı pahalı hale getirecek ve insanlara öyle algılatacak alt çalışmalara ihtiyaç var. E dünya satrancının başındaki Marduk manyağı ile olacak birşey değil bu haliyle.

Ama diğer taraftan satranç, çok özel dinamikleri nedeniyle günün birinde aklı çalışan birileri tarafından mutlaka dünyaya pazarlanacak ve oyuncuların gelirleri ve imkanları arttığı düzeyde de menejerler ortaya çıkacaktır.

Böyleyken böyle 8)
Ara
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Menajerlik neden gereklidir? - Yazar: Ateş Ülker - 10-08-2012, 11:22
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: Mojo Jojo - 10-08-2012, 13:38
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: abdulkadirbener - 10-08-2012, 16:13
[Konu Başlığı Yok] - Yazar: MuratOzertunc - 15-08-2012, 13:45



Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi