01-09-2012, 12:24
Sayın Ertan,
Yazınıza fikren katılıyorum ama, Nasreddin Hoca'ya da kulak verelim bence. Herkes üstüne gidince demiş ya, "hırsızın hiç mi suçu yok?". Neden herkes Suat Atalık'ta bir kusur bulmaya çalışıyor veya hatırlatıyor? Başıma geldiği için biliyorum, kavga edenleri ayıranlar elinde sopa olanı tutmaz da, eli boş olanı zaptederler. Eli sopalı ve serbest olan da basar dayağı. Bunu mu istiyoruz?
Ortada bir ihtilaf var. Bir tarafta koskoca bir kurum, ki yanlış yönetildiğini söylüyoruz, bir tarafta da bir aile. Türk olmak, kusuru olsa bile zayıfa, mazluma sahip çıkmaktır. Eli zayıf olanı bir de haksızlıkla suçlamak, kusur bulmak, zulüme davetiye çıkarmaktır. Geleneklerimize yakışmaz, biz bu değiliz, dedelerimiz, ninelerimiz böyle değildi. Hele bir sulh olsun, o zaman çıkın söyleyin eksiği, yanlışı..
Suat Atalık kolay olunmadı. Bozkırda sadece küçük otlar, çalılar varken, kendi başına bir ağaç yetişti. Meyve de verince herkes basıyor taşı, kırıyor dalı. Kimse yanında bir ağaç daha büyüsün diye düşünmüyor. Hatta kurusa veya kökten kessek de kurtulsak diyen hainler bile var. Başka bir ağaç daha büyüse de bu ağacın değeri biraz düşse diyenler bile, nasıl bir ağaç yetişirin farkında değiller. Ağacın değerini bilelim, meyvesini toplayalım. Yanında başka ağaçlar daha yetiştirelim. Kökleri, dalları arada karışsa, birbirine girse, suyu paylaşamasa da birbirlerine güç verirler. Ortalık yeşerir, şenlenir. Alttaki çalılar, otlar, hatta böcek, yılan, çıyan, bilumum haşerat bile faydasını görür. Belgesel seyrediyorsunuz değil mi?
Sevgilerle kalın
Yazınıza fikren katılıyorum ama, Nasreddin Hoca'ya da kulak verelim bence. Herkes üstüne gidince demiş ya, "hırsızın hiç mi suçu yok?". Neden herkes Suat Atalık'ta bir kusur bulmaya çalışıyor veya hatırlatıyor? Başıma geldiği için biliyorum, kavga edenleri ayıranlar elinde sopa olanı tutmaz da, eli boş olanı zaptederler. Eli sopalı ve serbest olan da basar dayağı. Bunu mu istiyoruz?
Ortada bir ihtilaf var. Bir tarafta koskoca bir kurum, ki yanlış yönetildiğini söylüyoruz, bir tarafta da bir aile. Türk olmak, kusuru olsa bile zayıfa, mazluma sahip çıkmaktır. Eli zayıf olanı bir de haksızlıkla suçlamak, kusur bulmak, zulüme davetiye çıkarmaktır. Geleneklerimize yakışmaz, biz bu değiliz, dedelerimiz, ninelerimiz böyle değildi. Hele bir sulh olsun, o zaman çıkın söyleyin eksiği, yanlışı..
Suat Atalık kolay olunmadı. Bozkırda sadece küçük otlar, çalılar varken, kendi başına bir ağaç yetişti. Meyve de verince herkes basıyor taşı, kırıyor dalı. Kimse yanında bir ağaç daha büyüsün diye düşünmüyor. Hatta kurusa veya kökten kessek de kurtulsak diyen hainler bile var. Başka bir ağaç daha büyüse de bu ağacın değeri biraz düşse diyenler bile, nasıl bir ağaç yetişirin farkında değiller. Ağacın değerini bilelim, meyvesini toplayalım. Yanında başka ağaçlar daha yetiştirelim. Kökleri, dalları arada karışsa, birbirine girse, suyu paylaşamasa da birbirlerine güç verirler. Ortalık yeşerir, şenlenir. Alttaki çalılar, otlar, hatta böcek, yılan, çıyan, bilumum haşerat bile faydasını görür. Belgesel seyrediyorsunuz değil mi?
Sevgilerle kalın