03-09-2012, 21:25
Eleştiri başkadır, kural bilgisizliğiyle itham ise bambaşka. Cengiz Bey'e iki bakımdan katılmıyorum:
Birincisi şu,
Cengiz Bey deseydi ki "Kübra, beraberlik konumu neden zorlayıp kaybettin?", bu bir eleştiri olurdu. Ama bir WGM'nin 50 hamle kuralını bilmediğini iddia etmek bir ithamdır, hem de çok komik bir ithamdır.
Yapılış şekline göre iki türlü eleştiri vardır: Süreç odaklı ve sonuç odaklı. İthamını bir kenara koyarsak Cengiz Bey kolay olanı seçmiş, sonuç odaklı eleştiri yapmıştır. Bu tarz eleştiri ülkemizde maalesef yaygındır.
Kendisine katılmadığım ikinci nokta, sonuca göre konuşmasıdır. Kübra maçı kazansaydı övgü dolu bir başlık açılır mıydı, emin değilim. Beraberlik yapsa "Neden kaybetme riski olmayan bir konumu kazanca zorlamadı" diye bir eleştiri gelecekti galiba. Kübra ile samimiyet derecesi ne olursa olsun, bu işler bu kadar kolay mı?
Fritz'i bir kenara koyuyor, Kübra'nın sandalyesine oturduğumu varsayıyorum. Maç 1,5 - 1,5 gidiyor. Turnuvada iddialı olduğumuzu göstermek zorundayım. Zamanım rakibimden biraz daha iyi, zeitnotta olmakla birlikte. O konumu oynarım. O riski alırım, maçı kazanabilmek adına. Sonuç böyle de olabilir, başka türlü de olabilirdi. Bu bir karardır. Mesele bilgi değil, karar meselesidir. Bu kararından dolayı (kendisini hiç tanımamakla birlikte) Kübra'yı tebrik ediyorum.
Kasım Bey'in futbol benzetmesini bu durumla alakalı bulmuyorum. Futbol bir tribün oyunudur ve sporcular en ufak yaşlardan itibaren kitlelerin kucaklamasına ya da küfürlerine alışık profesyonellerdir. Satranççılar bu durumdan çok daha uzak bir şekilde, korumayla ve destekle büyük olurlar.
Platon'a katılıyor, resimli analiz için kendisine teşekkür ediyorum.
Birincisi şu,
Cengiz Bey deseydi ki "Kübra, beraberlik konumu neden zorlayıp kaybettin?", bu bir eleştiri olurdu. Ama bir WGM'nin 50 hamle kuralını bilmediğini iddia etmek bir ithamdır, hem de çok komik bir ithamdır.
Yapılış şekline göre iki türlü eleştiri vardır: Süreç odaklı ve sonuç odaklı. İthamını bir kenara koyarsak Cengiz Bey kolay olanı seçmiş, sonuç odaklı eleştiri yapmıştır. Bu tarz eleştiri ülkemizde maalesef yaygındır.
Kendisine katılmadığım ikinci nokta, sonuca göre konuşmasıdır. Kübra maçı kazansaydı övgü dolu bir başlık açılır mıydı, emin değilim. Beraberlik yapsa "Neden kaybetme riski olmayan bir konumu kazanca zorlamadı" diye bir eleştiri gelecekti galiba. Kübra ile samimiyet derecesi ne olursa olsun, bu işler bu kadar kolay mı?
Fritz'i bir kenara koyuyor, Kübra'nın sandalyesine oturduğumu varsayıyorum. Maç 1,5 - 1,5 gidiyor. Turnuvada iddialı olduğumuzu göstermek zorundayım. Zamanım rakibimden biraz daha iyi, zeitnotta olmakla birlikte. O konumu oynarım. O riski alırım, maçı kazanabilmek adına. Sonuç böyle de olabilir, başka türlü de olabilirdi. Bu bir karardır. Mesele bilgi değil, karar meselesidir. Bu kararından dolayı (kendisini hiç tanımamakla birlikte) Kübra'yı tebrik ediyorum.
Kasım Bey'in futbol benzetmesini bu durumla alakalı bulmuyorum. Futbol bir tribün oyunudur ve sporcular en ufak yaşlardan itibaren kitlelerin kucaklamasına ya da küfürlerine alışık profesyonellerdir. Satranççılar bu durumdan çok daha uzak bir şekilde, korumayla ve destekle büyük olurlar.
Platon'a katılıyor, resimli analiz için kendisine teşekkür ediyorum.