20-04-2008, 20:54
Değerli Dostlarım,
Vatan Gazetesinin tutumunu anlamakta elbette hepbirlikte güçlük çekiyoruz. Halbuki geçen yıl Nisan ayında satranç promosyonlarını dağıtamadıkları zaman bana da farklı yollardan bu konu ile başvuruda bulunulup, görüşümü alınmışlardı. Vatan Gazetesinin sür manşetinde bu konuda bilirkişi olarak haberim yayınlanmıştı.Gazete bir kaç sefer beni bu konu ile ilgili olarak aradığında kendilerine İstanbul Kültür Müdürlüğüne konu ile ilgili gönderdiğim yazılı raporumu faksladım. Ancak dağıttıkları ürünün özelliklerini görmeden o kompütürün satranç oyuncağı mı yoksa satranç eğitim aracı mı olduğunu söylememin mümkün olamayacağını ifade ettim.
Daha sonra Vatan Gazetesine günlük 156 bin YTL para cezası verildiğini ve getirdikleri ürün değeri 200 YTL olarak ifade ettikleri malların elinde kaldığını çok sonra öğrendim. Konunun gazete ile Sanayi Bakanlığı arasında sorun olarak mahkemeye yansıyacağını bizzat bakanın demecinden okudum.
Ağustos ayında KKTC'ye Magosalı milli satranççı ve öğretmenleri çalıştırmak için gittiğimde bu olayın gelişmelerinden uzak kaldım. İstanbul'a Eylül başında döndüğümde inanılmaz bir olay ile karşılaştım. Ben, hakkımda iddia edilen asılsız ve maksatlı olayla ilgili olayla ilişkili daha savcılığa ifade vermeden, yine KKTC'deyken hakkımda açılmış Asliye Hukuk Mahkemesindeki tazminat davasına savunma koymadan, Vatan Gazetesinin 6 Eylül 2007 tarihli manşetinde bu konu ile ilgili haberimi sizlerle birlikte tek yanlı yazılı bir şekilde büyük şaşkınlık ve üzüntü içinde okudum.
Ertesi gün 7 Eylül tarihli haberinde ise SGM'nin kapatılacağını da oradan onlardan öğrendim ama üzerinde durmadım. Çünkü henüz TSF bana bu konu ile ilgili disiplin yazısını göndermemişti. 10 Eylül de acil olarak faks aracılığı ile tedbirli disiplin kuruluna sevk edildiğimi, bu konuda savunmamı istediklerine dair yazıyı sonra göndermişlerdi. Başkan dahil, kimsenin de oranın kapatılacağı ile ilgili açıklaması da yoktu. Ayrıca orası tüzel kişilikti. Böyle bir olay olsa bile benim ilişkim kesilince başkaları orada yetkili olarak çalışabilirdi. Nitekim bu konu ile ilgili tüm belgeler İl Müdürlüğüne ve TSF'ye gönderilmiş ben de hukuki süreç bitip aklanana kadar bu konularda faaliyet göstermeyeceğime dair satrancokulu.com da duyuru yapmıştım. Onlar oranın kapatılacağını nereden biliyorlardı? Orası ben hapise girince bir ay sonra 10 Ekim tarihinde tartışılır bir şekilde mühürletildi.
Ben hapise daha savcılık iddianamesi bile ortada olmadan apar topar tutuklanıp girince Ekim ayında Vatan Gazetesinin promosyon yasağını bir şekilde aştığını ?! ve ürünlerini dağıttığını gazetelerinde okuyup öğrendim. Bu şekilde gazete yüzmilyarlarca YTL zarardan ve önemli prestij kaybından kurtulmuşlardı. Satranç dünyası ülkemizde futbol ya da mankenlik dünyası gibi popülariteye ulaşmadığı halde, doğrudan mı yoksa kraldan çok kralcıların benim idare ile ilgili problemlerimi yanlı ve asılsız anlatarak gazeteyi etki altına almış olmalarından mı gazete bu konuda benimle ilgili bu mahkemeye yansımış, daha Asliye Ceza Mahkemesinde ilk duruşması dahi başlamamış bu konuyu basın yasasının 5187/19 maddesine aykırı bir şekilde yayınlayarak mahkemeyi ve kamuoyunu yanıltmaya ve baskı altına almaya çalışmıştır.
Aynı gün 15 Nisan 2008, Internet ten girecek olursanız gazetevatanda 46 yıldan yargılanan tacizci bir öğretmenin haberini göreceksiniz. Ama bu öğretmenin yargılandığı ceza benimki gibi rekor olarak gösterilmemekte, isim ve soyadı aileleri düşünülerek saklı tutulmakta, italyan sanatçının ölüm ve tecavüz haberi bu konuya dahil edilmemekte sıradan bir 3. sayfa haberi olarak yerini almakta ve benim gibi sür manşete de taşınmamaktadır. Açık bir şekilde aynı nitelikli iki haberde , aynı gün, aynı gazete çifte standart uygulamıştır. NEDEN?
Geçen yıl promosyon yasağı ile ilgili Akşam Gazetesinden Serdar Turgut'un yazısını buldum. Sizlere aşağıda sunuyorum.
Gerekli yasal işlemler tarafımdan yarından itibaren başlatılacaktır. Adalet yerini er ya da geç bulacaktır. Ben daha doğmamış satranççının haklarını yine uzaktan da olsa en azından fikirlerimle forumlardan da olsa korumaya devam edeceğim.
Sevgi ve saygılarımla
H. Sertaç Dalkıran
< 26 Nisan 2006 Çarşamba --------------------------------------------------------------------------------YAZARLARDAN Deniz Gökçe Yeni IMF tahminlerinde durumumuz! Bugünün Yazarlari Bülent YavuzBurhan AyeriDeniz GökçeDeniz GökçeDoğan Sarıbeyoğluİ.Hüseyin Yıldızİsmail KüçükkayaMansur ForutanOray EğinŞakir SüterSerdar Turgut -------------------------------------------------------------------------------- -------------------------------------------------------------------------------- Politika --------------------------------------------------------------------------------
Utanmaz mı bunlar hiç Vatan gazetesinin Türk medyası içinde kendine has özel bir yeri vardır. Bu gazeteyi çıkaran insanlar uzun yıllar boyunca kural gelenek tanımadan tüm kuralları kendilerine uygun olarak yeniden yazmaya girişmişlerdir. Bu çabaları zaman zaman başarıya da ulaşır ve ne yazık ki kolay unutan bir toplum olduğumuzdan kimsenin aklına bunların bu adetini suratlarına vurmak da gelmez.Vatan gazetesinin dünkü manşeti 'Satranca yasak' şeklindeydi ve bu küçük örnek bile bunların kötü adetlerini tamamen ortaya serecek bir örnekti. Olay özetle şöyle: Gazete promosyon olarak 'Satranç bilgisayarı' kampanyası başlatmıştı, Sanayi Bakanlığı bu kampanyayı yasakladı, gazeteye de 156 bin YTL para cezası da verdi. Şimdi normal durumlarda bizlerin rakibimiz de olsa bir gazeteye getirilen bu tür yasak ve cezaya karşı çıkmamız, meslektaşlarımızı desteklememiz gerekir. Ama ne yazık ki bu durumda bunu yapamıyoruz; çünkü VATAN gazetesi işin içinde olduğundan normal bir durumdan söz etmek tabii ki imkansız.Neden böyle olduğunu anlatabilmem için normal durumun neden oluştuğunu kısaca anlatmam gerekiyor. Ülkemizde promosyon her gazetenin zorunlu olarak başvurduğu bir yöntemdir ve bunun da kuralları vardır. Biz AKŞAM gazetesi olarak ne yapıyoruz; bir kampanyaya başlamadan önce arkadaşlarımız son derece ciddi ve detaylı bir incelemeye giriyor. Ankara'ya gidip Sanayi Bakanlığı'nın, Kültür Bakanlığı'nın konuyla ilgili bürokratlarına okuyucuya vermeyi düşündüğümüz malın tanıtımını yapıyoruz. İlgili Bakan'ın bilgisi dahilinde yapılan bu toplantıdan onay çıkarsa yani ancak bu malın geçerli kural ve kanunlara uygunluğuna onay alındıktan sonra kampanyaya başlama startı veriyoruz.
OKURA SAYGISIZLIK
Yoksa böylesine titiz ve dikkatli olmasak, biz de bilirdik palavrayı sıkıp nice kampanyaya başlamayı, biz de araştırıyoruz piyasaları, bizim elimizde de dağıtmaktan son anda vazgeçtiğimiz promosyon ürünleri var. Hatta bunlara gelebilecek cezayı düşünerek kaynak ayırdığımızı da söyleyebilirim ama bütün bunlara rağmen o tür kampanyalara katiyen girmiyoruz. Bunun da nedeni okuyucuya olan saygımız ve yarım kalacak bir promosyonun bizden daha çok okurlarımızı mağdur edeceğini düşünmemizdir. VATAN gazetesinde bu tür düşünce yok ve olmadığı için de şimdi kampanyaları yarıda kesildi. Baştan hiçbir kuralı inceleyip araştırmadıklarından, devlet yetkililerinden görüş almadıklarından böyle bir fiyaskoyla karşı karşıyalar şimdi.Tüm hata kendilerinde olmasına rağmen şimdi de başkalarını suçlayan manşetlerle karşımıza çıkıyorlar. Dünkü hedefleri Sanayi Bakanı Ali Coşkun'du. 'Satranç bilgisayarı kampanyası Bakan Coşkun tarafından inanılmaz bir gerekçeyle durduruldu' diye de yazabiliyorlar. Tabii ki ortada inanılmaz filan olan bir gerekçe yok, kuralları Bakan Coşkun kafasından uydurmadı ki; kurallar var zaten. Görmek, anlamak isteyen baştan bunu yapardı. Biz AKŞAM olarak hep böyle yapıyoruz, VATAN ise kendi kural tanımazlığının 'Ben yaptım olduculuğunun' acısını, fiyaskoyu mücadeleye dönüştürerek çıkarmaya çalışıyor. Ama bu tür suçlamalara girip de kendi işini yoluna sokacak ortam yaratma anlayışı bir kısım medyada hala daha var ne yazık ki.
ALAY KONUSU
İşin acıklı yanı; onların okura saygısız bu tavrı ne yazık ki bazı okurlar tarafından kolayca unutulabiliyor ve kabul görebiliyor. Onlar da bundan cesaret alarak kendilerini düzeltme yolunda tek bir adım atmadıkları gibi başka alanlarda da yalanlar üretmeyi sürdürüyorlar. 'Bir palavramız tuttu bunlar da nasıl olsa tutar' diyerek bir günde inanılmaz karakter portreleri çizerek bir günde terk ettikleri eski patronlarının gazetesi Sabah'ta başlattıkları adeti şimdiki gazetelerinde de devam ettiriyorlar ve kendilerine 'Ülkenin en iyi gazetesi' ve 'Bağımsız günlük gazete' diyebiliyorlar. Bu tür yalanlar da promosyon masallarına kanan insanlar tarafından yenilip yutulabiliyor. 'Bir palavrayı ne kadar çok tekrar edersek o kadar inanılır olur' diye düşünüyor olmalılar. Bunların kendilerine 'Bağımsız' demesi bizim medya çevrelerinde bir alay konusudur, birçok insan bu tür kendi kendisine propaganda çabalarını acıyarak da karşılıyor.Bir sonuca varmayacağını bildiğimden dolayı bu arkadaşların biraz akıllanmalarını ve okuyucuların da kendilerine karşı sergilenen saygısız ve 'ne yaparsam yerler'ci tavrı görmeye başlamalarını diliyorum.
Serdar TURGUT 26.04.2006
Haberle ilgili okuyucu yorumları
H.MEHMET BEYDEMİR 26.04.2006 17:58:28 Ben bu konudaki düşüncelerim sayın yazarımız Serdar Turgut bey ile aynı pareleldir. Bir işe kalkışmadan önce o işi iyi analiz etmeli, fizibilitesi iyi yapılmalı, eğer bunlar yapılmassa böyle yarı yolda kalınıyor. Acı olan kendi hatalarını göremeyip suçu başkalarında aramak ve bulmak. Bunu birde Aydın kesim dediğimiz yazarlarımız yapıyorsa bu dahada acı. Suç aslında onlarda değil, onun bu hatalarını çabuk unutan millette. Herkes birilerini suçlamakla uğraşıyor. Bildiğim bir şey varsa bazı yazarlarımızın Mat alduğu... saygılarımla--------------------------------------------------------------------------------
AHMET AKILLIOGLU 26.04.2006 17:39:15 Yasak yok satranca! Yazıyı iyi anlayın! Promosyon kurallarına uygun yapılsa satranç dagıtılabilecekti. Okudugunu anlayamayanlarla işin çok zor serdar bey!--------------------------------------------------------------------------------
FATİH KARA 26.04.2006 17:11:43 MAlum gazete hakkındaki yorumlarınıza tecrübemle hak veriyorum. Çünkü bunlar ilk yayına başladığı yıl fasikül halinde yayınlamak suretiyle bir ansiklopedi kampanyası başlatmıştı. Bende ansiklopedi için yaklaşık birbuçuk ay bu gazeteyi aldım. Ancak gelin görün ki yine bu mazeretle kampanyayı durdurdular. Tabi yarım kalmış fasiküllerde hiçbir işe yaramıyacak şekide elimde kaldı. Bunlar bu saygısızlığı hep yapıyor.--------------------------------------------------------------------------------
AHMET BAŞOĞLU 26.04.2006 16:25:25 bunlar istikrarsızlıkla beslenmeye alışmışlar, o eski ortamı bir daha bulamayacaklarını hala anlayamadılar--------------------------------------------------------------------------------
AHMET BAŞOĞLU 26.04.2006 16:22:55 bunlar istikrarsızlıkla beslenmeye alışmışlar o eski ortamı bir daha bulamayacaklarını hala anlayamadılar--------------------------------------------------------------------------------
ERKUT AKIN 26.04.2006 15:20:33 Bunu fırsat bilerek rakibe çamur atmak istemişler. Ben de sadece bu kadarını anladım.--------------------------------------------------------------------------------
S.ZEKİ DOGU 26.04.2006 12:12:16 ben anlamadım dogrusu neyi eleştirdiginizi sonuçta santranç yasaklandımı yasaklanmadımı. gerisi hikaye.-------------------------------------------------------------------------------- HALİL KOCA 26.04.2006 11:49:35 Okullarda en çok seçilen seçmeli ders durumunda olan satrancı kültür dışı bulan yaklaşım konusunda neden bir yorum yapılmıyor? Bunun dürüstlüğe sığmadığını; fırsattan istifade vurun abalıya sevinç ve yaklaşımı olduğunu düşünüyorum. Bugün etekleri zil çalanlar benzer bir durum yarın kendi başlarına çattığında acaba ne diyecekler, merak ediyorum... --------------------------------------------------------------------------------
BEYAZİT KUL 26.04.2006 11:33:41 Serdar Bey aklınıza ve kaleminize sağlık. Bu yazının üstüne yorum katamam, sizi tebrik edebiliyorum. Kolay gelsin-------------------------------------------------------------------------------- TAHSİN ÇERİBAŞI 26.04.2006 11:23:42 Bir konuda yalan yazan gazetenin çıkmazı Türkiye'de çıkan ve okunan tek gazetenin kendi olmasını ya da diğer gazetelere bu yalanlarının yansımayacağını sanması, okuyucuyu dolmuşa getirerek bunun sarhoşluğu ile sonradan ortaya çıkarılan yalanının dikkate alınmayacağı hissine kapılmasıdır. Halbuki tek çıkan gazete, tek okunan gazete onlar değil. Ancak genel olarak Türk Milletinin dünü çabuk unutma meziyetinin olması da yalan yazmayı meslek edinen gazetelere cesaret vermektedir. Ancak gün geçtikçe dünü unutmayan okuyucu sayısı da artmakta ve yalan yazmayı meslek edinenler artık itibar kaybetmektedir. Her şeyin anketi yapılıyor da yalan yazan gazeteler anketi niye yapılmıyor? Mesela; hangi gazete yalan yazar, hangi gazete çok yalan yazıyor, hangi gazete daha çok yalan yazıyor diye bir anket yapılabilir.--------------------------------------------------------------------------------
KEMAL OKUR 26.04.2006 11:20:26 Bu tip gazeteler merkez medya olarak anılmaktadır,Ahtapotun kolları gibi okuru düzmece yazılarla manipüle eden,kışkırtan belli dönemlerde patron çıkarı için zinde güçleri yalanlarla provoke eden, hedef gösteren, darbe kışkırtıcılığı yapan sahte Atatürkcülerdir, Malum medya ve kolları mevcut adaletsiz düzenin devam etmesi için birinci güç olan medyada hazineden beslenen iç ve dış sermayenin gücünüde arkasına alarak istikrarsızlık için millete olumsuzluk pompalamaktadır. --------------------------------------------------------------------------------
RİFAT GÜL 26.04.2006 10:44:59 Gemiyi önce fareler terkeder ya onlar da öyle yaptılar. Tiraj düştükçe o daldan bu dala atlıyorlar, dal kırılınca da şaşırıyorlar. Düşük içerikli, boş bir gazeteyi ufak tefek, değersiz promosyonlarla satma çabası. Ufak ufak eriyorlar.--------------------------------------------------------------------------------
FARUK MURTAZAOĞLU 26.04.2006 09:20:08 Evet çok haklısınız. Gazeteleri ve internet haberlerini iyi takip eden bir okur olarak Vatan gazetesinin yayınları konusunda aynı fikirdeyim. Kafalarına ne yatmıyorsa araştırmadan ezbere karşı çıkıyorlar, naylon haberlerle insanları manipüle etmeye çalışıyorlar, uyduruk anketlerle siyasete ve/veya devlete aba altından sopa gösteriyorlar. Sabah ile birlikte başlattıkları manşetten linç yöntemini burda da uygulamaya çalışıyorlar. Benim hiçbir menfaatim veya basınla ilgili iş veya benzer bağım yok. Ama kimin ne olduğunu da görebiliyorum. Kaç defa yaygara kopartmaya kalktılar. Kimse ciddiye almıyor. Bağımsız gazete ayaklarını da kimse yemiyor. O gazetenin patronu yok mu? Sanki kamunun malı, bağımsız gazete!--------------------------------------------------------------------------------
ABBAS KUL 26.04.2006 06:57:09 Evet bazılarında utanma diye bir sözcük yoktur. Onlar ne yaparsa doğrudur!. Her şeyi onlar bilir. Onların her tür özgürlüğü vardır. O zaman şunu sormak gerekmez mi? Türkiye Cumhuriyetinde basın tarafsız mıdır? Ne olur basın kendine roller biçmesin. Bu haber Eğitim camiası içinde öyle yankı buldu ki;bilemezsiniz. İşin aslını araştırmayan bu konuda ne diyecek onu çok merak ediyorum. Şimdiden 'Satranç ders olmaktan çıkartılıyormuş, Eğitime yapılacak hizmet Bakan tarafından engellendi. ' gibi bir çok aslı asatarı olmayan iddialar ortaya atılmaya başlandı. Ben şu kanıya vardım 'Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek'--------------------------------------------------------------------------------
Yorum yazmak için tıklayın.
Diğer haberlerArınç niye konuştu Katı laiklik sosyal cezaevi yaratırUsulsüz dediği yere kafe açtıFilistin'i ambargoyla cezalandırmayın Sakızcı başkan panik ataklıNe mutlu hizmet edene Çöken ilişkiye vizyon tadilatıEvine kapandı Utanmaz mı bunlar hiç Copyright © 2005 Üretim ve Tasarım: Turkmedya Bilgi Sistemleri Direktörlüğü Reklam | İletişim | Künye ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Vatan Gazetesinin tutumunu anlamakta elbette hepbirlikte güçlük çekiyoruz. Halbuki geçen yıl Nisan ayında satranç promosyonlarını dağıtamadıkları zaman bana da farklı yollardan bu konu ile başvuruda bulunulup, görüşümü alınmışlardı. Vatan Gazetesinin sür manşetinde bu konuda bilirkişi olarak haberim yayınlanmıştı.Gazete bir kaç sefer beni bu konu ile ilgili olarak aradığında kendilerine İstanbul Kültür Müdürlüğüne konu ile ilgili gönderdiğim yazılı raporumu faksladım. Ancak dağıttıkları ürünün özelliklerini görmeden o kompütürün satranç oyuncağı mı yoksa satranç eğitim aracı mı olduğunu söylememin mümkün olamayacağını ifade ettim.
Daha sonra Vatan Gazetesine günlük 156 bin YTL para cezası verildiğini ve getirdikleri ürün değeri 200 YTL olarak ifade ettikleri malların elinde kaldığını çok sonra öğrendim. Konunun gazete ile Sanayi Bakanlığı arasında sorun olarak mahkemeye yansıyacağını bizzat bakanın demecinden okudum.
Ağustos ayında KKTC'ye Magosalı milli satranççı ve öğretmenleri çalıştırmak için gittiğimde bu olayın gelişmelerinden uzak kaldım. İstanbul'a Eylül başında döndüğümde inanılmaz bir olay ile karşılaştım. Ben, hakkımda iddia edilen asılsız ve maksatlı olayla ilgili olayla ilişkili daha savcılığa ifade vermeden, yine KKTC'deyken hakkımda açılmış Asliye Hukuk Mahkemesindeki tazminat davasına savunma koymadan, Vatan Gazetesinin 6 Eylül 2007 tarihli manşetinde bu konu ile ilgili haberimi sizlerle birlikte tek yanlı yazılı bir şekilde büyük şaşkınlık ve üzüntü içinde okudum.
Ertesi gün 7 Eylül tarihli haberinde ise SGM'nin kapatılacağını da oradan onlardan öğrendim ama üzerinde durmadım. Çünkü henüz TSF bana bu konu ile ilgili disiplin yazısını göndermemişti. 10 Eylül de acil olarak faks aracılığı ile tedbirli disiplin kuruluna sevk edildiğimi, bu konuda savunmamı istediklerine dair yazıyı sonra göndermişlerdi. Başkan dahil, kimsenin de oranın kapatılacağı ile ilgili açıklaması da yoktu. Ayrıca orası tüzel kişilikti. Böyle bir olay olsa bile benim ilişkim kesilince başkaları orada yetkili olarak çalışabilirdi. Nitekim bu konu ile ilgili tüm belgeler İl Müdürlüğüne ve TSF'ye gönderilmiş ben de hukuki süreç bitip aklanana kadar bu konularda faaliyet göstermeyeceğime dair satrancokulu.com da duyuru yapmıştım. Onlar oranın kapatılacağını nereden biliyorlardı? Orası ben hapise girince bir ay sonra 10 Ekim tarihinde tartışılır bir şekilde mühürletildi.
Ben hapise daha savcılık iddianamesi bile ortada olmadan apar topar tutuklanıp girince Ekim ayında Vatan Gazetesinin promosyon yasağını bir şekilde aştığını ?! ve ürünlerini dağıttığını gazetelerinde okuyup öğrendim. Bu şekilde gazete yüzmilyarlarca YTL zarardan ve önemli prestij kaybından kurtulmuşlardı. Satranç dünyası ülkemizde futbol ya da mankenlik dünyası gibi popülariteye ulaşmadığı halde, doğrudan mı yoksa kraldan çok kralcıların benim idare ile ilgili problemlerimi yanlı ve asılsız anlatarak gazeteyi etki altına almış olmalarından mı gazete bu konuda benimle ilgili bu mahkemeye yansımış, daha Asliye Ceza Mahkemesinde ilk duruşması dahi başlamamış bu konuyu basın yasasının 5187/19 maddesine aykırı bir şekilde yayınlayarak mahkemeyi ve kamuoyunu yanıltmaya ve baskı altına almaya çalışmıştır.
Aynı gün 15 Nisan 2008, Internet ten girecek olursanız gazetevatanda 46 yıldan yargılanan tacizci bir öğretmenin haberini göreceksiniz. Ama bu öğretmenin yargılandığı ceza benimki gibi rekor olarak gösterilmemekte, isim ve soyadı aileleri düşünülerek saklı tutulmakta, italyan sanatçının ölüm ve tecavüz haberi bu konuya dahil edilmemekte sıradan bir 3. sayfa haberi olarak yerini almakta ve benim gibi sür manşete de taşınmamaktadır. Açık bir şekilde aynı nitelikli iki haberde , aynı gün, aynı gazete çifte standart uygulamıştır. NEDEN?
Geçen yıl promosyon yasağı ile ilgili Akşam Gazetesinden Serdar Turgut'un yazısını buldum. Sizlere aşağıda sunuyorum.
Gerekli yasal işlemler tarafımdan yarından itibaren başlatılacaktır. Adalet yerini er ya da geç bulacaktır. Ben daha doğmamış satranççının haklarını yine uzaktan da olsa en azından fikirlerimle forumlardan da olsa korumaya devam edeceğim.
Sevgi ve saygılarımla
H. Sertaç Dalkıran
< 26 Nisan 2006 Çarşamba --------------------------------------------------------------------------------YAZARLARDAN Deniz Gökçe Yeni IMF tahminlerinde durumumuz! Bugünün Yazarlari Bülent YavuzBurhan AyeriDeniz GökçeDeniz GökçeDoğan Sarıbeyoğluİ.Hüseyin Yıldızİsmail KüçükkayaMansur ForutanOray EğinŞakir SüterSerdar Turgut -------------------------------------------------------------------------------- -------------------------------------------------------------------------------- Politika --------------------------------------------------------------------------------
Utanmaz mı bunlar hiç Vatan gazetesinin Türk medyası içinde kendine has özel bir yeri vardır. Bu gazeteyi çıkaran insanlar uzun yıllar boyunca kural gelenek tanımadan tüm kuralları kendilerine uygun olarak yeniden yazmaya girişmişlerdir. Bu çabaları zaman zaman başarıya da ulaşır ve ne yazık ki kolay unutan bir toplum olduğumuzdan kimsenin aklına bunların bu adetini suratlarına vurmak da gelmez.Vatan gazetesinin dünkü manşeti 'Satranca yasak' şeklindeydi ve bu küçük örnek bile bunların kötü adetlerini tamamen ortaya serecek bir örnekti. Olay özetle şöyle: Gazete promosyon olarak 'Satranç bilgisayarı' kampanyası başlatmıştı, Sanayi Bakanlığı bu kampanyayı yasakladı, gazeteye de 156 bin YTL para cezası da verdi. Şimdi normal durumlarda bizlerin rakibimiz de olsa bir gazeteye getirilen bu tür yasak ve cezaya karşı çıkmamız, meslektaşlarımızı desteklememiz gerekir. Ama ne yazık ki bu durumda bunu yapamıyoruz; çünkü VATAN gazetesi işin içinde olduğundan normal bir durumdan söz etmek tabii ki imkansız.Neden böyle olduğunu anlatabilmem için normal durumun neden oluştuğunu kısaca anlatmam gerekiyor. Ülkemizde promosyon her gazetenin zorunlu olarak başvurduğu bir yöntemdir ve bunun da kuralları vardır. Biz AKŞAM gazetesi olarak ne yapıyoruz; bir kampanyaya başlamadan önce arkadaşlarımız son derece ciddi ve detaylı bir incelemeye giriyor. Ankara'ya gidip Sanayi Bakanlığı'nın, Kültür Bakanlığı'nın konuyla ilgili bürokratlarına okuyucuya vermeyi düşündüğümüz malın tanıtımını yapıyoruz. İlgili Bakan'ın bilgisi dahilinde yapılan bu toplantıdan onay çıkarsa yani ancak bu malın geçerli kural ve kanunlara uygunluğuna onay alındıktan sonra kampanyaya başlama startı veriyoruz.
OKURA SAYGISIZLIK
Yoksa böylesine titiz ve dikkatli olmasak, biz de bilirdik palavrayı sıkıp nice kampanyaya başlamayı, biz de araştırıyoruz piyasaları, bizim elimizde de dağıtmaktan son anda vazgeçtiğimiz promosyon ürünleri var. Hatta bunlara gelebilecek cezayı düşünerek kaynak ayırdığımızı da söyleyebilirim ama bütün bunlara rağmen o tür kampanyalara katiyen girmiyoruz. Bunun da nedeni okuyucuya olan saygımız ve yarım kalacak bir promosyonun bizden daha çok okurlarımızı mağdur edeceğini düşünmemizdir. VATAN gazetesinde bu tür düşünce yok ve olmadığı için de şimdi kampanyaları yarıda kesildi. Baştan hiçbir kuralı inceleyip araştırmadıklarından, devlet yetkililerinden görüş almadıklarından böyle bir fiyaskoyla karşı karşıyalar şimdi.Tüm hata kendilerinde olmasına rağmen şimdi de başkalarını suçlayan manşetlerle karşımıza çıkıyorlar. Dünkü hedefleri Sanayi Bakanı Ali Coşkun'du. 'Satranç bilgisayarı kampanyası Bakan Coşkun tarafından inanılmaz bir gerekçeyle durduruldu' diye de yazabiliyorlar. Tabii ki ortada inanılmaz filan olan bir gerekçe yok, kuralları Bakan Coşkun kafasından uydurmadı ki; kurallar var zaten. Görmek, anlamak isteyen baştan bunu yapardı. Biz AKŞAM olarak hep böyle yapıyoruz, VATAN ise kendi kural tanımazlığının 'Ben yaptım olduculuğunun' acısını, fiyaskoyu mücadeleye dönüştürerek çıkarmaya çalışıyor. Ama bu tür suçlamalara girip de kendi işini yoluna sokacak ortam yaratma anlayışı bir kısım medyada hala daha var ne yazık ki.
ALAY KONUSU
İşin acıklı yanı; onların okura saygısız bu tavrı ne yazık ki bazı okurlar tarafından kolayca unutulabiliyor ve kabul görebiliyor. Onlar da bundan cesaret alarak kendilerini düzeltme yolunda tek bir adım atmadıkları gibi başka alanlarda da yalanlar üretmeyi sürdürüyorlar. 'Bir palavramız tuttu bunlar da nasıl olsa tutar' diyerek bir günde inanılmaz karakter portreleri çizerek bir günde terk ettikleri eski patronlarının gazetesi Sabah'ta başlattıkları adeti şimdiki gazetelerinde de devam ettiriyorlar ve kendilerine 'Ülkenin en iyi gazetesi' ve 'Bağımsız günlük gazete' diyebiliyorlar. Bu tür yalanlar da promosyon masallarına kanan insanlar tarafından yenilip yutulabiliyor. 'Bir palavrayı ne kadar çok tekrar edersek o kadar inanılır olur' diye düşünüyor olmalılar. Bunların kendilerine 'Bağımsız' demesi bizim medya çevrelerinde bir alay konusudur, birçok insan bu tür kendi kendisine propaganda çabalarını acıyarak da karşılıyor.Bir sonuca varmayacağını bildiğimden dolayı bu arkadaşların biraz akıllanmalarını ve okuyucuların da kendilerine karşı sergilenen saygısız ve 'ne yaparsam yerler'ci tavrı görmeye başlamalarını diliyorum.
Serdar TURGUT 26.04.2006
Haberle ilgili okuyucu yorumları
H.MEHMET BEYDEMİR 26.04.2006 17:58:28 Ben bu konudaki düşüncelerim sayın yazarımız Serdar Turgut bey ile aynı pareleldir. Bir işe kalkışmadan önce o işi iyi analiz etmeli, fizibilitesi iyi yapılmalı, eğer bunlar yapılmassa böyle yarı yolda kalınıyor. Acı olan kendi hatalarını göremeyip suçu başkalarında aramak ve bulmak. Bunu birde Aydın kesim dediğimiz yazarlarımız yapıyorsa bu dahada acı. Suç aslında onlarda değil, onun bu hatalarını çabuk unutan millette. Herkes birilerini suçlamakla uğraşıyor. Bildiğim bir şey varsa bazı yazarlarımızın Mat alduğu... saygılarımla--------------------------------------------------------------------------------
AHMET AKILLIOGLU 26.04.2006 17:39:15 Yasak yok satranca! Yazıyı iyi anlayın! Promosyon kurallarına uygun yapılsa satranç dagıtılabilecekti. Okudugunu anlayamayanlarla işin çok zor serdar bey!--------------------------------------------------------------------------------
FATİH KARA 26.04.2006 17:11:43 MAlum gazete hakkındaki yorumlarınıza tecrübemle hak veriyorum. Çünkü bunlar ilk yayına başladığı yıl fasikül halinde yayınlamak suretiyle bir ansiklopedi kampanyası başlatmıştı. Bende ansiklopedi için yaklaşık birbuçuk ay bu gazeteyi aldım. Ancak gelin görün ki yine bu mazeretle kampanyayı durdurdular. Tabi yarım kalmış fasiküllerde hiçbir işe yaramıyacak şekide elimde kaldı. Bunlar bu saygısızlığı hep yapıyor.--------------------------------------------------------------------------------
AHMET BAŞOĞLU 26.04.2006 16:25:25 bunlar istikrarsızlıkla beslenmeye alışmışlar, o eski ortamı bir daha bulamayacaklarını hala anlayamadılar--------------------------------------------------------------------------------
AHMET BAŞOĞLU 26.04.2006 16:22:55 bunlar istikrarsızlıkla beslenmeye alışmışlar o eski ortamı bir daha bulamayacaklarını hala anlayamadılar--------------------------------------------------------------------------------
ERKUT AKIN 26.04.2006 15:20:33 Bunu fırsat bilerek rakibe çamur atmak istemişler. Ben de sadece bu kadarını anladım.--------------------------------------------------------------------------------
S.ZEKİ DOGU 26.04.2006 12:12:16 ben anlamadım dogrusu neyi eleştirdiginizi sonuçta santranç yasaklandımı yasaklanmadımı. gerisi hikaye.-------------------------------------------------------------------------------- HALİL KOCA 26.04.2006 11:49:35 Okullarda en çok seçilen seçmeli ders durumunda olan satrancı kültür dışı bulan yaklaşım konusunda neden bir yorum yapılmıyor? Bunun dürüstlüğe sığmadığını; fırsattan istifade vurun abalıya sevinç ve yaklaşımı olduğunu düşünüyorum. Bugün etekleri zil çalanlar benzer bir durum yarın kendi başlarına çattığında acaba ne diyecekler, merak ediyorum... --------------------------------------------------------------------------------
BEYAZİT KUL 26.04.2006 11:33:41 Serdar Bey aklınıza ve kaleminize sağlık. Bu yazının üstüne yorum katamam, sizi tebrik edebiliyorum. Kolay gelsin-------------------------------------------------------------------------------- TAHSİN ÇERİBAŞI 26.04.2006 11:23:42 Bir konuda yalan yazan gazetenin çıkmazı Türkiye'de çıkan ve okunan tek gazetenin kendi olmasını ya da diğer gazetelere bu yalanlarının yansımayacağını sanması, okuyucuyu dolmuşa getirerek bunun sarhoşluğu ile sonradan ortaya çıkarılan yalanının dikkate alınmayacağı hissine kapılmasıdır. Halbuki tek çıkan gazete, tek okunan gazete onlar değil. Ancak genel olarak Türk Milletinin dünü çabuk unutma meziyetinin olması da yalan yazmayı meslek edinen gazetelere cesaret vermektedir. Ancak gün geçtikçe dünü unutmayan okuyucu sayısı da artmakta ve yalan yazmayı meslek edinenler artık itibar kaybetmektedir. Her şeyin anketi yapılıyor da yalan yazan gazeteler anketi niye yapılmıyor? Mesela; hangi gazete yalan yazar, hangi gazete çok yalan yazıyor, hangi gazete daha çok yalan yazıyor diye bir anket yapılabilir.--------------------------------------------------------------------------------
KEMAL OKUR 26.04.2006 11:20:26 Bu tip gazeteler merkez medya olarak anılmaktadır,Ahtapotun kolları gibi okuru düzmece yazılarla manipüle eden,kışkırtan belli dönemlerde patron çıkarı için zinde güçleri yalanlarla provoke eden, hedef gösteren, darbe kışkırtıcılığı yapan sahte Atatürkcülerdir, Malum medya ve kolları mevcut adaletsiz düzenin devam etmesi için birinci güç olan medyada hazineden beslenen iç ve dış sermayenin gücünüde arkasına alarak istikrarsızlık için millete olumsuzluk pompalamaktadır. --------------------------------------------------------------------------------
RİFAT GÜL 26.04.2006 10:44:59 Gemiyi önce fareler terkeder ya onlar da öyle yaptılar. Tiraj düştükçe o daldan bu dala atlıyorlar, dal kırılınca da şaşırıyorlar. Düşük içerikli, boş bir gazeteyi ufak tefek, değersiz promosyonlarla satma çabası. Ufak ufak eriyorlar.--------------------------------------------------------------------------------
FARUK MURTAZAOĞLU 26.04.2006 09:20:08 Evet çok haklısınız. Gazeteleri ve internet haberlerini iyi takip eden bir okur olarak Vatan gazetesinin yayınları konusunda aynı fikirdeyim. Kafalarına ne yatmıyorsa araştırmadan ezbere karşı çıkıyorlar, naylon haberlerle insanları manipüle etmeye çalışıyorlar, uyduruk anketlerle siyasete ve/veya devlete aba altından sopa gösteriyorlar. Sabah ile birlikte başlattıkları manşetten linç yöntemini burda da uygulamaya çalışıyorlar. Benim hiçbir menfaatim veya basınla ilgili iş veya benzer bağım yok. Ama kimin ne olduğunu da görebiliyorum. Kaç defa yaygara kopartmaya kalktılar. Kimse ciddiye almıyor. Bağımsız gazete ayaklarını da kimse yemiyor. O gazetenin patronu yok mu? Sanki kamunun malı, bağımsız gazete!--------------------------------------------------------------------------------
ABBAS KUL 26.04.2006 06:57:09 Evet bazılarında utanma diye bir sözcük yoktur. Onlar ne yaparsa doğrudur!. Her şeyi onlar bilir. Onların her tür özgürlüğü vardır. O zaman şunu sormak gerekmez mi? Türkiye Cumhuriyetinde basın tarafsız mıdır? Ne olur basın kendine roller biçmesin. Bu haber Eğitim camiası içinde öyle yankı buldu ki;bilemezsiniz. İşin aslını araştırmayan bu konuda ne diyecek onu çok merak ediyorum. Şimdiden 'Satranç ders olmaktan çıkartılıyormuş, Eğitime yapılacak hizmet Bakan tarafından engellendi. ' gibi bir çok aslı asatarı olmayan iddialar ortaya atılmaya başlandı. Ben şu kanıya vardım 'Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek'--------------------------------------------------------------------------------
Yorum yazmak için tıklayın.
Diğer haberlerArınç niye konuştu Katı laiklik sosyal cezaevi yaratırUsulsüz dediği yere kafe açtıFilistin'i ambargoyla cezalandırmayın Sakızcı başkan panik ataklıNe mutlu hizmet edene Çöken ilişkiye vizyon tadilatıEvine kapandı Utanmaz mı bunlar hiç Copyright © 2005 Üretim ve Tasarım: Turkmedya Bilgi Sistemleri Direktörlüğü Reklam | İletişim | Künye ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
hsdalkiran