15-09-2012, 18:44
Bu başlıkta, satranç için ter akıtan, satrancı yaşam biçimi, geçim kaynağı, kariyer alanı olarak seçmiş, başta sporcu, çalıştırıcı, idareci, hakem, yayıncı, malzemeci, kafile başkanı, rehber, mihmandar, taş toplayıcı, çaycı, çizici, yazıcı, herkesin benden önce söz alması için lafı fazla uzatmayayım. Mizahi üsluba kaymayayım. "Tarık Günaydın" da bozulmasın. Topu taca atıp da gitmiyorum. Sözü sahiplerine bırakıyorum.
Bıçağın kemiğe dayandığı, sözün bittiği yerde de benim için, savaştan ziyade sanat, mizah tek sığınak. Çünkü, haklarının bilincine ulaşamamış, "hak verilmez, alınır" sözünün anlamını kavramamış, baskı altındaki toplumlarda mizah, sadece bir gülmece değil, bir savunma ve başkaldırı aracı, terapi yanı da cabası.. Tek bir fotoğraf veya karikatür, bir klip bazen koca kitaplardan daha öğretici, daha vurucu, daha örgütleyici bir manifesto.
Biliyorum ki arkasında veliler (ben, biz, hepimiz), satranç toplumu olmadıkça, örgütlenilmedikçe, kalbimizin veya karaciğerimizin olduğu sol/sağ her iki yanımızdan birine yüklenip, diğerini koyverdikçe, kalp tekler, karaciğer yağlanır, sağlıklı gelişemeyiz.
Çok birikimli, bu spora emek ve gönül vermiş TSF forumdan birçok kişiyi de hatırlıyorum, artık köşelerine çekilmiş durumdalar. Sessizliğin, suskunluğun öte taraf kadar, bu taraftaki, yönetilenler tarafındaki nedenlerini de bir ara sorgulamak gerekir diye düşünüyorum.
Söz sporcuların...
(007) Aşık Kardaşim'in madalya gibi taktığı yeni ön lakapla ilgili ve de sahiden Hoca kim, ben kimim, kim oluyorum ki ben? mevzularında 2023e kadar düşünüp, bir şeyler yazarım elbet
Öncelikle bir müsait zamanda, sporcunun, yöneticinin, spor yazarının zeki, çevik ve AHLAKLISINI, Çizgi Metin'i, Metin Kurt'u anlamak, azıcık çocukluğa dönmek, Hayata Dairde neşretmek umuduyla, orta şekerli kahvemle birlikte köşeme çekiliyorum. Hüseyin'e 2008'den sözüm var, bir gün mutlaka, orada kutlama yapacağız, sizi de bekleriz. Adresi alta ekledim. Sağlıcakla kalın.
Neşrettin Efendi
http://www.youtube.com/watch?v=R0Scwta_I...re=related[/i][/b]
Bıçağın kemiğe dayandığı, sözün bittiği yerde de benim için, savaştan ziyade sanat, mizah tek sığınak. Çünkü, haklarının bilincine ulaşamamış, "hak verilmez, alınır" sözünün anlamını kavramamış, baskı altındaki toplumlarda mizah, sadece bir gülmece değil, bir savunma ve başkaldırı aracı, terapi yanı da cabası.. Tek bir fotoğraf veya karikatür, bir klip bazen koca kitaplardan daha öğretici, daha vurucu, daha örgütleyici bir manifesto.
Biliyorum ki arkasında veliler (ben, biz, hepimiz), satranç toplumu olmadıkça, örgütlenilmedikçe, kalbimizin veya karaciğerimizin olduğu sol/sağ her iki yanımızdan birine yüklenip, diğerini koyverdikçe, kalp tekler, karaciğer yağlanır, sağlıklı gelişemeyiz.
Çok birikimli, bu spora emek ve gönül vermiş TSF forumdan birçok kişiyi de hatırlıyorum, artık köşelerine çekilmiş durumdalar. Sessizliğin, suskunluğun öte taraf kadar, bu taraftaki, yönetilenler tarafındaki nedenlerini de bir ara sorgulamak gerekir diye düşünüyorum.
Söz sporcuların...
(007) Aşık Kardaşim'in madalya gibi taktığı yeni ön lakapla ilgili ve de sahiden Hoca kim, ben kimim, kim oluyorum ki ben? mevzularında 2023e kadar düşünüp, bir şeyler yazarım elbet
Öncelikle bir müsait zamanda, sporcunun, yöneticinin, spor yazarının zeki, çevik ve AHLAKLISINI, Çizgi Metin'i, Metin Kurt'u anlamak, azıcık çocukluğa dönmek, Hayata Dairde neşretmek umuduyla, orta şekerli kahvemle birlikte köşeme çekiliyorum. Hüseyin'e 2008'den sözüm var, bir gün mutlaka, orada kutlama yapacağız, sizi de bekleriz. Adresi alta ekledim. Sağlıcakla kalın.
Neşrettin Efendi
http://www.youtube.com/watch?v=R0Scwta_I...re=related[/i][/b]