21-09-2012, 12:33
firatsalepci Nickli Kullanıcıdan Alıntı:Sayın Ateş Bey; Satranç Antrenörleri Derneği yabancı oyuncuların ne kadar aldığıyla ilgili bir araştırma henüz yapmamıştır.Biz şuan için daha çok antrenörler üzerine yoğunlaşıyoruz.Antrenörlerin bir kısmı oyuncu tabiki ama antrenörlerin daha önemli sorunları olduğunu düşünüyorum.Bunun en başta geleni ise;antrenörlüğün bir meslek haline gelebilmesidir.Sigortasız,aylık kazancınızın değişken olduğu,yazın çalışma imkanı bulamadığınız dolayısıyla kazancınızın sıfıra düşme riskinin olduğu,gelecek kaygısı duyduğunuz bir işte kim çalışmak ister?
Bir çok satranç antrenörünün ortak kaygılarıdır bunlar.Öncelikle bunlara çözüm önerileri getirmeliyiz.
Antrenörlerle Türkiye Satranç Federasyonu arasında sımsıkı bir bağ kurulmalıdır.Seminerler ve kurslarla antrenörler geliştirilmeli,uygulanması gereken müfredat,sporcuya anlatım şekli ayrıntılı bir şekilde incelenmelidir.Türkiye satranç eğitiminin bir standardı olmalıdır.Satranç eğitim sistemini sıfırdan keşfetmemize gerek yok;Rus eğitim sistemi,avrupa veya çin incelenerek bize en doğru olanı hayata geçirilmelidir.Hatta bu kurslar sonunda federasyonla,uygun antrenörler arasında anlaşmalar yapılabilir.Uygun illerde federasyonun antrenör veya antrenörleri olmalıdır.Böylece başarılı antrenörlere sigorta sağlanabilir.Federasyon uygun gördüğü illerde şube açarak buradan gelir bile elde edebilir.Antrenörlerde burada sigortalı ve düzenli gelirle işini yapabilir.
Türkiye satrancı şuanda uç noktalarda hareket etmektedir.Piramidin tepesindeki kesim ve piramidin tabanındaki kesim.Federasyon tepedeki kısımla daha çok ilgilenmektedir.Bu işten para kazanan kulüp sahipleri,antrenörler veya satranç turnuva organize edenlerde genellikle 12 yaş altındaki taban kesimine konsantre olmuşlardır çünkü para kazandıran kesim bu kesimdir.Hal böyle olunca 1800-2300 arasındaki satranççılar kendi haline bırakılmıştır.bu kesimin katılabileceği turnuva yılda 4-5'i geçer mi sizce?İşin kötüsü de Türkiye satrancına yön verenlerde bu kesimdir aslında nasıl mı?Hemen hemen bütün antrenörler bu aralıktadır çünkü.(Hayatında satranç turnuvasına girmemiş,bir vakit 1. kademe antrenörlük belgesini almış kişileri saymıyorum ).Şu unutulmamalıdır ki,şuan piramidin tepesindeki olimpiyatta bizi en iyi temsil eden gençler bu kesimdeki antrenörler tarafından keşfedilip belli bir noktaya getirilmiştir.Her yıl yapılan yaş grupları şampiyonasına katılan sporcular nereden geliyor?Bu çocukları,velileri kim organize edip oraya getiriyor?Bu antrenörler olmasaydı Türkiye satrancı bu noktada olamazdı.Öncelikle antrenörler var olan güçlerinin farkına varmalıdır.Olimpiyatta yarışan gençlerimiz Antalya'nın yağmurlu,çamurlu,kızılay çadırlı yollarından geçerek bugünlere gelmiştir.2016 takımının 3 oyuncusunu tanıyorum,ilk antrenörlerini de tanıyorum onları ilk keşfeden bu antrenörleri olmasaydı bu başarılara imza atabilirler miydi?Yeni yeteneklerin keşfedilmesi ve doğru ellerde doğru işlenmesi için antrenörler el üstünde tutulmalıdır,geliştirilmelidir,desteklenmelidir.Çünkü geleceğimiz onların elinde.Peki antrenörlerin geleceği?Gelecek kaygısı olmayan bir işte ancak insan başarılı olabilir ve işini severek yapabilir.
Diğer bir önerim antrenör arkadaşlara olacak;satranççının doğası gereği olduğunu düşünüyorum,bir çok satranç oyuncusu içine kapanık yapıdalar,girişken değiller.Bulundukları ilde kendisinden daha kötü antrenörler ciddi paralar kazanırken,bu satrancı ve antrenörlüğü iyi olan kişiler girişken olmadıkları için hayata tutunmakta zorlanıyorlar.Onlara tavsiyem girişken olmaları,yıllardır verdiği emeğin karşılığını 1 haftalık kursa gidip aldığı belgeyle ortada gezinen kişilere kaptırmamaları.Her antrenörün bir cv si olmalı.İlk fırsatta bunu hazırlayın.Dışarıda gezerken gözünüze çarpan anaokulu,etüd merkezi tarzı satranç eğitiminin olduğu yerlere uğrayın yöneticileriyle görüşün cv nizi bırakın.Böyle şeylerden çekinmeyin.Size olumlu geri dönüşler olacaktır.
Bir önerimde özel okullarda öğretmenlik yapan arkadaşlarıma;Satranç antrenörleri özel okullarda genellikle sözleşmeli çalıştırılıyor.Gönül isterdi ki herkes kadrolu olsun ama bu şuan için çok az sayıda.Sözleşmeli olunca eğitim döneminde bir sorun yok fakat yaza gelince dersler bitiyor,sözleşme bitiyor.Bu 3 ay boyunca antrenör ne yapacak?Bunun bir çözümü ; başta okulla yaptığınız anlaşmada,yazın da para almanın olması ,bu olmuyorsa ders saat ücretinin daha yüksek olmasıdır.Yani baştan aylık bir rakam kafanızda olsun bunu 12 ile çarpın yani 1 yıl boyunca bu parayı alacağınızı düşünün sonra bunu 9'a bölün ve çıkan rakamı okuldan isteyin.Böyle şey olmaz diyen kişiler olabilir.Kendimden örnek vermek istiyorum en son çalıştığım özel okulda ders saat ücretim normal ders saat ücretinin 2 katıydı bu şekilde anlaşmıştım başta.Yazın para almıyordum ama yazın almam gereken paramı yıl içerisinde alıyordum onuda bankada tutuyordum.Herkese böyle denk gelmez diyenler de olacaktır.Onlara da diyeceğim gelin beraber olalım güçlenelim,haklarımızı beraber arayalım.
Düşünceleriniz gerçektende doğrudur öğretmenim. Federasyonun ne yazıkki bu konuda biraz sorumsuzluk yaptığı düşüncesindeyim bende.