28-03-2013, 23:26
Bu yazı;
Bir öğretmene, bir çalışana, görev üstlenen bir insana hakareti görev sayan zihniyete ithaf edilmiştir.
**************************
Öğretmen düşmanı bir zihniyetten ülkemize ne yarar gelecektir?
Bu anlayıştaki arkadaşlarımızın içinde olacakları Satranç Federasyonu’nun geleceğini hangi temeller üzerine kurma projeleri vardır. Varsa onu anlatmalılar.
Yapılmasını istedikleri şeyleri öne sürmek farklıdır, hedefe ulaşacak yolu çizip plan ve projelendirmek farklıdır. Hayatı, plan, proje-performans çalışması, yıllık programlama, ünitelendirilmiş planlama içinde geçen insanlardır öğretmenler.
Meslek hayatları boyunca da her yıl denetlenirler. Başarılı insanların yetişmesinde en öndeki insandır.
5.Kasım.2012 den beri hep aynı söylem, “öğretmenler TSF’ yi doldurdu.”
Üstelik yenileri de eklendi.
Bakın neler yazılıyor;
“ … Bir ülkenin müziği müzik öğretmenlerine , resim sanatı resim öğretmenlerine, tarihçiliği tarih öğretmenlerine, sporu beden eğitimi öğretmenlerine kalmışsa , o alanlar yerlerde sürünüyor demektir . Üstelik Türkiye ‘de satranç öğretmenliği diye bir şey bile yok iken eğitimciler TSF’ nin her kurulunda en etkili yerlerde iseler ,resmen satrancı onlar yönetiyorlar ise Türkiye’ nin satrançta yerlerde sürünmesi haktır .”
(28. Mart 2013….18:06) Özgür Satranç Forum
Ne diyeyim ?!
Aslında söylenecek çok söz var. Ama önce bakıyorum da lafa, laf mı diye…?
Tabi, konuyu dönüp dolaştırıp aynı yere getirmek günümüz siyasetinde moda oldu. İçinde satrancın da olduğu, geleceğimizin tartışıldığı şu son derece kritik günlerde bizler neleri tartışmak zorunda kalıyoruz?
Ülkemiz siyasetinin tamamen güce dayandığı, hak ve hukukun boyut değiştirdiği böyle zamanlarda satrançla birlikte yüzlerce konuyu siyasetin dışında tutabilir misiniz?
…
Böyle bir şeye tek başınıza gücünüz yeter mi, öyle mi sanıyorsunuz?
…
Örgütlü, bilinçli toplumsal hedefleri olan birleşmeden neden hiç bahsetmiyor da sadece 1800 üstü satranççılar safsatasıyla sürekli ahkam kesiyorsunuz?
…
Sözüm ona satranççıları neden 1800 altı ve 1800 üstü diye ayırıp “ötekileştiriyor” sunuz? Daha nitelikli, gerçekçi,iş yapacak kriterleriz neden yok? Bütün planlamanız bundan ibaret mi?
…
Yönetimde olsanız satrancı nasıl, nereden ve kimlerle yayacak, ülke sathına nasıl ve taşıyacaksınız? Öyle ya öğretmenlere ve okullara düşman olan bu zihniyet bir şeyler bulur?!
…
Bugün antrenörlük ve satranç temel eğitimciliği kavramlarını değiştiriyoruz. Yakında daha gerçekçi planlamalarla, uygulamalara geçeceğiz.
Temel alt yapının “ OKULLAR ve SATRANCIN OKULLAŞMA SÜRECİNDE OLDUĞUNU BİLE FARK EDEMEYEN” arkadaşlarımız bugünden tezi yok gerçekçi alternatiflerini ortaya koymalıdırlar.
Satrancı yaymak için eğitimcileriniz, antrenörleriniz kimler olacaktır?
…
Sadece ve sadece aktif oyuncularımıza mı güveniyorsunuz?
…
Satrancın özel ve ticari kuruluşlarla tüm ülke temeline yeteceğini mi sanıyorsunuz?
…
Satranç eğitiminden temelde beklentileriniz nelerdir?
…
SADECE VE SADECE BAŞARILI SPORCULAR YETİŞTİRMEK Mİ?
…
Yoksa yüz binlerce çocuğumuzun “satranç temel kültüründen nasibini alarak, onların kişilik gelişimlerine olumlu katkılar sunarak, satrançla doğru bir şekilde tanışmalarını sağlamak mıdır?”
…
“ Türkiye’ de satranç öğretmenliği diye bir şey bile yok iken” derken bile, tespit ettiğiniz bu sorunun çözümüne yönelik, onlarca yazınızdan neden bir tanesinde bile,iki satır önerinizi göremiyorum?
…
Bakın, biz okullarda satrancı hangi amaçlar için vermeye çalışıyoruz, zahmet edip de okuyun ve aydınlanın. İçlerinde sizin çocuk ve torunlarınız da olacaktır belki de.
**************
Öğretim Programı ve Çok Boyutlu Zekâ
Satranç dersi öğretiminde öğrencilerin zihinsel ve duyuşsal gelişimine, onların ilgi ve yetenekleri doğrultusunda katkı getirmek amaçlanmıştır.
Sınıflarımızda farklı ilgi, ihtiyaç ve yeteneklere sahip öğrenciler yer almaktadır. Bu durum, bir grup içinde her öğrenene uygun, farklı öğrenme seçeneklerinin sunulmasının gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır.
Çok boyutlu ve geniş bir öğrenme mönüsüne ihtiyaç duyan öğrenciler öğretme-öğrenme etkinliklerinde kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri ve bilgiyi kendi şemaları doğrultusunda özümseyerek örgütleyebilmeleri için, bu programda çok boyutlu zekâ (çoklu zekâ) kuramına da yer verilmiştir.
Satranç programında çok boyutlu zekâ kuramı, iki amacı gerçekleştirmek için kullanılmıştır:
Birincisi … programda yer alan kazanımlar yoluyla öğrencilerin çok boyutlu zekâlarını geliştirmek,
İkincisi … ise öğrenme sürecinde çok daha kolay ve kalıcı öğrenmeyi sağlamaktır.
Öğrenciler satranç programındaki kazanımları gerçekleştirdikçe çok boyutlu zekâ alanlarını geliştirecek; diğer taraftan öğretme-öğrenme etkinliklerinde çok boyutlu zekâlarını kullanarak bilgi ve beceriyi kendileri için anlamlı hale getireceklerdir. Böylelikle öğrenciler, bilgi ve becerileri uzun süreli belleklerine depolayabilir.
Bilgi ve becerinin anlamlı bir biçimde kodlanarak uzun süreli belleğe atılması, bilgi ve becerinin kalıcı olmasını sağlayacaktır.
Çok boyutlu zekâ kuramı, öğrencileri sınıflamak amacıyla kullanılmamalıdır. Satranç dersindeki çok boyutlu zekâ uygulamaları, öğrenenin sadece baskın olan zekâ boyutlarını değil, tüm zekâlarını kullanmalarını ve geliştirmelerini amaç edinmiştir. Bu nedenle öğretmenler öğrencilerin sadece baskın olan zekâlarına değil, aynı anda birden çok zekâ alanlarına hitap edecek çoklu zekâ etkinlikleri düzenlemelidir.
*******************
Bu konuda defalarca belirttiğim üzere devletimizin bu konuda adım atması gerekir.
Yolu biz gösteriyoruz.
1- TSF olarak alt yapımız okullarımız, satranç merkezlerimiz ve kulüplerimiz.özel ticari kuruluşlarımız diyoruz
2- Dünyada uygulama örneklerini, satranç eğitimi üzerine yapılan onlarca yüzlerce araştırmayı tasnifleyip raporlaştırıp sunuyoruz.
3- Plan, program,müfredat hazırlığı için kurul ve komisyonlar kurup çalışmalar yapıp tamamlıyor, kitaplarını bile hazırlıyoruz.
4- Üniversitelerde öncelikle Eğitim Fakültelerinin çeşitli alanlarında, Sınıf öğretmenliği,matematik,Türkçe gibi bölümlerde , BESYO’ larda bu işin temelinin atılması için her türlü çalışmaları yapıyoruz.
Tüm bunların 2000 li yılların başından beri büyük bir kararlılık ve umutla peşinde olmamıza rağmen…
Neden bugün bile, acaba okullarımızda satranç adında bir ders yok, sebebini açıklayabilir misiniz?
…
Siyasetin dışında bir sebebiniz var mıdır?
…
Ama bu dönem bazı şeyleri değiştirme kararlılığımız çok kuvvetle vardır!
“ YENİDEN YAPILANMA” derken ben şahsım adına hiçbir zaman sadece ve sadece SATRANCI kastetmedim!
Benim “YENİDEN YAPILANMA” deyimim içinde;
Bu günden -ÜLKEMİN AYDINLIK GELECEĞİNE UZANAN YOLDA, SATRANÇ EĞİTİMİNİN- olabildiğince katkısı yatar.
Küçük çocuklarımızın dünyaya sadece bakması değil, gerçekleri görebilecek şekilde düşünce eğitimi yatar.
Sadece 1800 çıtasını aşmak gibi sığ bir düşüncemiz hiçbir zaman olmadı, olmayacak!
Yönetici vasfını taşıyan her insan, ister satranççı, ister öğretmen, ister satranç sever,ister işletmeci, ister profesör…
ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMA CESARETİNE SAHİP HER KARARLI İNSAN !!
Ülkemizin böyle kahraman karakterlere ihtiyacı var!
Biz çalışıyoruz!
Oturduğumuz yerden, herhangi bir şeyin sorumluluğunu üstlenmeden, sorumsuzca sadece yazmıyoruz.
İşin kolayına kaçıp da “ben vaktiyle söylemiştim” basitliğine de sığınmıyoruz!
Sorumlusu biz olacağız ve asla kaçmayacağız! Önümüzü görüyor, engelleri ve engel çıkaranları biliyoruz.
Biz, ASLA ve ASLA YENİLMEYECEK ve DİZ ÇÖKMEYECEĞİZ!
Çalışanlara, öğretmenlere,”YORULMAMAK İÇİN YOLA ÇIKANLARA” dil uzatanlar şimdiden utanıp, paniklemeye başladılar, görüyorum!
Onlar utanmadıkça bizler de yaptıklarımızla, öz projelerimizle, ortaya koyduklarımızla övünmeyeceğiz !
Yapılacak işler aslında -SADECE TSF ‘nin- başarabileceği şeyler değildir!
Bu anlamda nitelikli buluşmalar, il örgütlenmeleri gerçekleştiriyoruz!
Pek yakında…
Bir öğretmene, bir çalışana, görev üstlenen bir insana hakareti görev sayan zihniyete ithaf edilmiştir.
**************************
Öğretmen düşmanı bir zihniyetten ülkemize ne yarar gelecektir?
Bu anlayıştaki arkadaşlarımızın içinde olacakları Satranç Federasyonu’nun geleceğini hangi temeller üzerine kurma projeleri vardır. Varsa onu anlatmalılar.
Yapılmasını istedikleri şeyleri öne sürmek farklıdır, hedefe ulaşacak yolu çizip plan ve projelendirmek farklıdır. Hayatı, plan, proje-performans çalışması, yıllık programlama, ünitelendirilmiş planlama içinde geçen insanlardır öğretmenler.
Meslek hayatları boyunca da her yıl denetlenirler. Başarılı insanların yetişmesinde en öndeki insandır.
5.Kasım.2012 den beri hep aynı söylem, “öğretmenler TSF’ yi doldurdu.”
Üstelik yenileri de eklendi.
Bakın neler yazılıyor;
“ … Bir ülkenin müziği müzik öğretmenlerine , resim sanatı resim öğretmenlerine, tarihçiliği tarih öğretmenlerine, sporu beden eğitimi öğretmenlerine kalmışsa , o alanlar yerlerde sürünüyor demektir . Üstelik Türkiye ‘de satranç öğretmenliği diye bir şey bile yok iken eğitimciler TSF’ nin her kurulunda en etkili yerlerde iseler ,resmen satrancı onlar yönetiyorlar ise Türkiye’ nin satrançta yerlerde sürünmesi haktır .”
(28. Mart 2013….18:06) Özgür Satranç Forum
Ne diyeyim ?!
Aslında söylenecek çok söz var. Ama önce bakıyorum da lafa, laf mı diye…?
Tabi, konuyu dönüp dolaştırıp aynı yere getirmek günümüz siyasetinde moda oldu. İçinde satrancın da olduğu, geleceğimizin tartışıldığı şu son derece kritik günlerde bizler neleri tartışmak zorunda kalıyoruz?
Ülkemiz siyasetinin tamamen güce dayandığı, hak ve hukukun boyut değiştirdiği böyle zamanlarda satrançla birlikte yüzlerce konuyu siyasetin dışında tutabilir misiniz?
…
Böyle bir şeye tek başınıza gücünüz yeter mi, öyle mi sanıyorsunuz?
…
Örgütlü, bilinçli toplumsal hedefleri olan birleşmeden neden hiç bahsetmiyor da sadece 1800 üstü satranççılar safsatasıyla sürekli ahkam kesiyorsunuz?
…
Sözüm ona satranççıları neden 1800 altı ve 1800 üstü diye ayırıp “ötekileştiriyor” sunuz? Daha nitelikli, gerçekçi,iş yapacak kriterleriz neden yok? Bütün planlamanız bundan ibaret mi?
…
Yönetimde olsanız satrancı nasıl, nereden ve kimlerle yayacak, ülke sathına nasıl ve taşıyacaksınız? Öyle ya öğretmenlere ve okullara düşman olan bu zihniyet bir şeyler bulur?!
…
Bugün antrenörlük ve satranç temel eğitimciliği kavramlarını değiştiriyoruz. Yakında daha gerçekçi planlamalarla, uygulamalara geçeceğiz.
Temel alt yapının “ OKULLAR ve SATRANCIN OKULLAŞMA SÜRECİNDE OLDUĞUNU BİLE FARK EDEMEYEN” arkadaşlarımız bugünden tezi yok gerçekçi alternatiflerini ortaya koymalıdırlar.
Satrancı yaymak için eğitimcileriniz, antrenörleriniz kimler olacaktır?
…
Sadece ve sadece aktif oyuncularımıza mı güveniyorsunuz?
…
Satrancın özel ve ticari kuruluşlarla tüm ülke temeline yeteceğini mi sanıyorsunuz?
…
Satranç eğitiminden temelde beklentileriniz nelerdir?
…
SADECE VE SADECE BAŞARILI SPORCULAR YETİŞTİRMEK Mİ?
…
Yoksa yüz binlerce çocuğumuzun “satranç temel kültüründen nasibini alarak, onların kişilik gelişimlerine olumlu katkılar sunarak, satrançla doğru bir şekilde tanışmalarını sağlamak mıdır?”
…
“ Türkiye’ de satranç öğretmenliği diye bir şey bile yok iken” derken bile, tespit ettiğiniz bu sorunun çözümüne yönelik, onlarca yazınızdan neden bir tanesinde bile,iki satır önerinizi göremiyorum?
…
Bakın, biz okullarda satrancı hangi amaçlar için vermeye çalışıyoruz, zahmet edip de okuyun ve aydınlanın. İçlerinde sizin çocuk ve torunlarınız da olacaktır belki de.
**************
Öğretim Programı ve Çok Boyutlu Zekâ
Satranç dersi öğretiminde öğrencilerin zihinsel ve duyuşsal gelişimine, onların ilgi ve yetenekleri doğrultusunda katkı getirmek amaçlanmıştır.
Sınıflarımızda farklı ilgi, ihtiyaç ve yeteneklere sahip öğrenciler yer almaktadır. Bu durum, bir grup içinde her öğrenene uygun, farklı öğrenme seçeneklerinin sunulmasının gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır.
Çok boyutlu ve geniş bir öğrenme mönüsüne ihtiyaç duyan öğrenciler öğretme-öğrenme etkinliklerinde kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri ve bilgiyi kendi şemaları doğrultusunda özümseyerek örgütleyebilmeleri için, bu programda çok boyutlu zekâ (çoklu zekâ) kuramına da yer verilmiştir.
Satranç programında çok boyutlu zekâ kuramı, iki amacı gerçekleştirmek için kullanılmıştır:
Birincisi … programda yer alan kazanımlar yoluyla öğrencilerin çok boyutlu zekâlarını geliştirmek,
İkincisi … ise öğrenme sürecinde çok daha kolay ve kalıcı öğrenmeyi sağlamaktır.
Öğrenciler satranç programındaki kazanımları gerçekleştirdikçe çok boyutlu zekâ alanlarını geliştirecek; diğer taraftan öğretme-öğrenme etkinliklerinde çok boyutlu zekâlarını kullanarak bilgi ve beceriyi kendileri için anlamlı hale getireceklerdir. Böylelikle öğrenciler, bilgi ve becerileri uzun süreli belleklerine depolayabilir.
Bilgi ve becerinin anlamlı bir biçimde kodlanarak uzun süreli belleğe atılması, bilgi ve becerinin kalıcı olmasını sağlayacaktır.
Çok boyutlu zekâ kuramı, öğrencileri sınıflamak amacıyla kullanılmamalıdır. Satranç dersindeki çok boyutlu zekâ uygulamaları, öğrenenin sadece baskın olan zekâ boyutlarını değil, tüm zekâlarını kullanmalarını ve geliştirmelerini amaç edinmiştir. Bu nedenle öğretmenler öğrencilerin sadece baskın olan zekâlarına değil, aynı anda birden çok zekâ alanlarına hitap edecek çoklu zekâ etkinlikleri düzenlemelidir.
*******************
Bu konuda defalarca belirttiğim üzere devletimizin bu konuda adım atması gerekir.
Yolu biz gösteriyoruz.
1- TSF olarak alt yapımız okullarımız, satranç merkezlerimiz ve kulüplerimiz.özel ticari kuruluşlarımız diyoruz
2- Dünyada uygulama örneklerini, satranç eğitimi üzerine yapılan onlarca yüzlerce araştırmayı tasnifleyip raporlaştırıp sunuyoruz.
3- Plan, program,müfredat hazırlığı için kurul ve komisyonlar kurup çalışmalar yapıp tamamlıyor, kitaplarını bile hazırlıyoruz.
4- Üniversitelerde öncelikle Eğitim Fakültelerinin çeşitli alanlarında, Sınıf öğretmenliği,matematik,Türkçe gibi bölümlerde , BESYO’ larda bu işin temelinin atılması için her türlü çalışmaları yapıyoruz.
Tüm bunların 2000 li yılların başından beri büyük bir kararlılık ve umutla peşinde olmamıza rağmen…
Neden bugün bile, acaba okullarımızda satranç adında bir ders yok, sebebini açıklayabilir misiniz?
…
Siyasetin dışında bir sebebiniz var mıdır?
…
Ama bu dönem bazı şeyleri değiştirme kararlılığımız çok kuvvetle vardır!
“ YENİDEN YAPILANMA” derken ben şahsım adına hiçbir zaman sadece ve sadece SATRANCI kastetmedim!
Benim “YENİDEN YAPILANMA” deyimim içinde;
Bu günden -ÜLKEMİN AYDINLIK GELECEĞİNE UZANAN YOLDA, SATRANÇ EĞİTİMİNİN- olabildiğince katkısı yatar.
Küçük çocuklarımızın dünyaya sadece bakması değil, gerçekleri görebilecek şekilde düşünce eğitimi yatar.
Sadece 1800 çıtasını aşmak gibi sığ bir düşüncemiz hiçbir zaman olmadı, olmayacak!
Yönetici vasfını taşıyan her insan, ister satranççı, ister öğretmen, ister satranç sever,ister işletmeci, ister profesör…
ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMA CESARETİNE SAHİP HER KARARLI İNSAN !!
Ülkemizin böyle kahraman karakterlere ihtiyacı var!
Biz çalışıyoruz!
Oturduğumuz yerden, herhangi bir şeyin sorumluluğunu üstlenmeden, sorumsuzca sadece yazmıyoruz.
İşin kolayına kaçıp da “ben vaktiyle söylemiştim” basitliğine de sığınmıyoruz!
Sorumlusu biz olacağız ve asla kaçmayacağız! Önümüzü görüyor, engelleri ve engel çıkaranları biliyoruz.
Biz, ASLA ve ASLA YENİLMEYECEK ve DİZ ÇÖKMEYECEĞİZ!
Çalışanlara, öğretmenlere,”YORULMAMAK İÇİN YOLA ÇIKANLARA” dil uzatanlar şimdiden utanıp, paniklemeye başladılar, görüyorum!
Onlar utanmadıkça bizler de yaptıklarımızla, öz projelerimizle, ortaya koyduklarımızla övünmeyeceğiz !
Yapılacak işler aslında -SADECE TSF ‘nin- başarabileceği şeyler değildir!
Bu anlamda nitelikli buluşmalar, il örgütlenmeleri gerçekleştiriyoruz!
Pek yakında…
- MATRANÇ -